1984’ten beri biyoloji öğretmenliği yapıyorum. Son iki yıldır bir kuruma bağlı çalışmıyorum. Fen lisesinden temel liseye, dershaneden etüt eğitim merkezine dek her tür kurum ve kuruluşta çalıştım. Ortalama her beş yılda bir zümremizde, daha önceki yıllarda sorduğumuz zorluk düzeyinde soruları sorsak öğrencilerin döküleceğinden konuşurduk. Son on yıldır akademik seviyeyi geçtim, genel kültür, temel dil becerisi ve okuduğunu, duyduğunu anlama becerisinde de ciddi bir düşüş var. Tahtaya aynı büyüklükte çizdiğim patates ve hücrenin gerçek hayatta da eşit büyüklükte olduğunu sanıyorlar mesela. Sadecr gözle görünmeyen nesnelerde değil gözle görünenlerde de büyük-küçük uzak-yakın algısı çok iyi değil. Mantık yürütme, verileri kullanarak bilinmeyene ulaşma yeteneklerinde ciddi bir gerileme söz konusu. Hayal gücü ve tasarım becerisinde de ciddi bir gerileme var. Soyut algılama yeteneklerindeki gerileme had safhada. Ayrıca motor becerileri de giderek daha az gelişmiş çocuklar geliyor liseye. Not verme ve ödev yönetmeliğini, sınıf geçme koşullarını değiştirmekle çözülemeyecek sorunlar bunlar. Ana okulundan itibaren köklü ve aşamalı bir sistem gerekiyor.
Hocam bence eğitim sistemi kadar, belki daha da önemlisi çocukların beslenmesi, maruz kaldığı sosyal medya, tv dizileri, oynadıkları dijital oyunlar, ailenin çocuk yetiştirmedeki yanlışlıkları da çok seviyeyi düşürdü.
savunma sanayiinde yazılımcıydım. son yıllarımda gelen yeni mezunlar cidden çok kötü durumdaydılar, beyinleri çalışmıyordu, düşünemiyorlardı. en basit şeyleri bile bu bana öğretilmedi söylenmedi diyorlardı, akıl edemiyorlardı. aldıkları doğal olmayan gıdalar, instagram gibi sosyal medya kullanımı ve genel liyakatsizlik bu durumun nedeniydi.
@@Uflix1 keşke dalga geçseler hep birlikte gülerdik. Bakın aynı sınıfta şu cümleyi kurdum: Kalpte üç ayrı dokudan oluşan üç farklı tabaka vardır. Öğrencinin biri “tabaka ne demek” diye sordu. Katman gibi bir açıklama yaptım. Bir diğeri de yatay olursa katman dikey olursa tabaka mı diyoruz diye sordu. 11. sınıf öğrencilerinden oluşan bir sınıf. Haa grafikte hangisi yatay eksen hangisi dikey eksen diye soran mı istersiniz, merkezleri aynı olan içiçe iki dairenin yarıçapları 2 ve 4’tür… diye devam eden soruya, soru eksik, hangi dairenin 2 hangi dairenin 4 olduğu belli değil diye itiraz eden mi istersiniz her dersten şahane anılarımız var 🤷♀️
Ezbere dayalı eğitim sistemini tartışırken, camiye ve tarikatlara dayalı eğitim sistemine dönüştü. Suratına tükürmeyeceğimiz insanlar milli eğitim bakanı oldu. Müfredat harici, kültürel ve bilgiye dayalı eğitimi sağlayan öğretmenlerime teşekkür ediyorum.
Üstün Hoca'ya saygım sonsuz, anlattıkları kıymetli fakat müfredatın içeriği ile ilgili çok konuşulmadı. Bunun için müfredatı en ince ayrıntısına kadar incelemiş bir eğitimci davet edebilirseniz çok daha iyi olur.
Ümit Ozdağ ile yapılan söyleyesi ne kadar boş ise,bu bir tık üstü fakat beklentimizi karşılamadı...Müfredat değil, sistem tartışıldı...Ki çok faydalı oldu..Ama müfredat ve bunun ilerde getireceği fayda ve zarlar tartışılmadı..
Evet ümit özdağ da detaylara girmemişti, fakat beni üstün bey de tatmin etmedi, fatih bey konuyu yeni müfredata çekmeye çalıştıkça üstün bey 90 lardan politik şeyler anlatmaya başladı, yeni müfredat konuşulacak zannediyordum eğitimde yeni müfredat hariç her sey konuşulmuş, hep eskiyi, eski hataları genel problemler vs. Zaten programın yarısı üniversiteler üzerinden geçmiş, ben değişen ve kaldıran tüm konuların tek tek konuşulup tartışıldığı bir program beklemiştim, ne yazık ki herkesin derdi kendi camiyası üzerinden, en değerli profesörler bile lise mufredatına hakim değil. her branştan 1 tane rastgele öğretmen koysanız daha verimli birnprogram olabilirmiş. Program kötü diye demiyorum ama konuyla alakasız.
Kesinlikle katılıyorum.. haftalardır hazırlanıyorlar, daha program için yeterli altyapı oluşmadı, kurul var detay bakıyorlar demiştiniz ama bize bir eğitimcinin deneyimlerini aktardınız. Mutlaka değerlidir ama şu an ortadaki acil konu değil. Müfredatla ilgili konuşmaktan kaçınan üstün bey kurduğu bir iki cümlede de suya sabuna dokunmadı.. Açıkçası hafta içi Ümit Özdağ ile yaptığınız program sizin başta belirttiğiniz görüşünüzün aksine bundan çok daha tatmin ediciydi.
Değil mi aslında,konunun tam da içinde yaşamayan,üst kurumdan konuya bakan sahadaki ayrıntılara ,olan ve olası olacak olan durumlara çok öngörü sağlayamayabiliyor,daha yüzeyel değerlendirebiliyor ancak ne kadar kıymetli bir titrleri de olsa üst makamların,sahada yaşayıp denemek bambaşka. O yüzden rastgele belirlenen, şöyle başarılı sahadan öğretmenler daha iyi tahlil edebilir,katılıyorum.
Katılıyorum size. Mirgün Cabas'ın Ozan Gündoğdu ile bir programı var. En azından müfredatın çıkış mantığını iyi incelemiş ve aktarmış. Zaten içerik henüz paylaşılmadı, bildiğim kadarıyla.
Bizim ogretmenlerimiz bambaşkaydı. Ben liseden 89 da mezun oldum. Biz öğretmenlerimize hayrandık. Öğretmenlerimiz çok idealist , eğitime gönül vermiş büyük emekçilerdi. Bize neredeyse yalvarirlardi , soru sorun , anlamadığınızı sorun tekrar tekrar anlatacağız. Gelin öğretmenler odasından çağırın çekinmeyin. Hatırlıyorum öğretmenler odasının önünde elinde çay bardağı, o beş dakikalık molasında dahi öğretmeye çalışan öğretmenlerimizi. Çok severdik çok sayardık. Dershaneler henüz yoktu heryerde . Sınava hazırlanan sınıflara okuldan sonra etüd açar, dershane eğitimi verirlerdi .. Bu yüzden belki yaşlansak bile hiçbirini unutmadık. Ve öğretmenlerimizin gölgesinde şekillenen okul anılarımız, soba başı sohbetlerimiz hepsi ömrümüzün güzel köşelerini oluşturur. Çok klas insanlardı bizim öğretmenlerimiz.. Iyiki öyle öğretmenlerimiz oldu. Hepsini saygı ve sevgiyle anıyorum...
Allah razi olsun ogretmenlerimizden.benim de bazi oyle ogretmenlerim oldu.97de liseden mezuun oldum ben de.ucundan bucagindan biraz yetistik o idealist ogretmenlere
benim çok iyi tarih öğretmenim vardı onun ders anlatım biçimi ile bir şekilde kavrayıp geçmiştim. işte o zaman anladım biri dersin temelini bozmadan anlattığı sürece o dersi anlıyorsun.
Eğitim ile ilgili 2 yayınıda dikkatle izledim.Somut hiçbir şey konuşulmadı. Somut olarak ne değişiklikler var? Yeni müfredatta ne değişti ne olmalıydı? Değişmesi gereken bişey olması gerektiği gibi değişmiş mi? Bilim dışına çıkıldı denilip duruyor.Hangi yapılan değişiklikler ile çağdaş bilimsel yaklaşımın dışına çıkılmış? Şu müfredatın detaylı bir şekilde analizini bulamadık.
Bazı konuların işlenme sırası değişti. Bazı konuların işleneceği sınıf düzeyi değişti. Biraz sadeleştirme yapıldı. Aslında büyük bir değişim de yok. Değişmiş gibi yapılıyor. (Ortaokul müfredatı için geçerli yazdıklarım)
Buna uygun hazırlık yapıp bir sunum üzerinden anlatılması daha yararlı olacaktır. Sohbet havasında bir programdan ziyade, bilgi verici ve akıllardaki sorulara cevap verecek bir program arzu ediyoruz.
Yok çünkü.Bilen-adam-yok.Ne acı.Eksilerini anlatacak,nokta atışı yapacak 'hoca'yok.Ben daha görmedim öyle biri.Herkes daire çiziyor etrafında.Öğretmen çaresiz.Müfredatı al uygula diyen sınıf dinamiğinden habersiz.
beyaz yakalı, mavi yakalı köleler yetişsin, harcasınlar, borçlansınlar, 1 haftalık tatil için 1 sene çalışsınlar, her şey bu düzenin devamı için tasarlanıyor...
@@emrekaraca8599 Yok yok siz çok "naif" birisiniz. Neden tüm okullarda çalışanların mindseti aşılanıyor toplumlara? Komplo teorisi demek için somut veri olmaması gerek. Eğitim sistemleri düşünmeye değil, itaate yönlendiriyor gayet açık şekilde.
İkidir müfredat içeriği ile ilgili bir şeyler dinlerim umuduyla açtığım yayınlarda müfredat içeriğine ilişkin dipnotlar ve genel sistem eleştirisi dışında bir şey dinleyemedik açıkçası
Programı büyük bir merakla izlemeye başladım, sonuna geldiğimde harcadığım zamana üzüldüm. 58 dk boyunca ezberlenmiş bir kaç cümle döndü durdu. Eğitimi iyileştirmek için somut hiçbir şeye değinilmedi. Yıllarını eğitime adamış, Türkiye’nin en prestijli devlet üniversitelerinden birinde rektörlük yapmış birinin bu konuda somut fikirleri olmasını beklerdim. Kendisi de bilen kişileri bir araya toplayarak omlara danışacağını dile getirdi. Kim bu bilir kişiler??? Kime göre neye göre ölçüyoruz bilgilerini? Yıllarını eğitimde geçirmiş siz bilmiyorsunuz hala kim bu bilenler?? İsim verirseniz Fatih bey onları da konuk olarak ağırlasın. Belki bir beyin fırtınası olur..
O kadar sığ bir sohbet olmuşki Ümit Özdağ'ı aratmamış. ERG gibi değerli bir kurumun aktif çalışanlarından birini konuk etseydiniz bizi detaya ve veriye boğarlardı. Bom boş bir sohbet bol bol geyik döndü programda TV de de aynı geyik dönüyor zaten.
Boğaziçindeki mevcut vehameti savunmuyorum, ama 'eski boğaziçi' de pek çok tıkanmışlığı olan bir geleneğe sahipti. Ve eleştiriye açık bir yapı da yoktu.
5 หลายเดือนก่อน +2
Hocamıza varlığı ve yaptıkları için teşekkür ederim. Eğitim ile ilgili konuşması ve dinlenilmesi gereken en önemli isim. Ancak sistem bu değerlerimizi görmezden geliyor. Liyakatın anlamını değiştirdiler. Yazık. Her alanda kalitenin çok düştüğünü görüyoruz.
Liyakat, Liyakat Türkiye Cumhuriyeti nasıl bu hale geldi. Eski bir öğretim üyesi olarak, üzülüyorum şu anda yurtdışında yaşıyorum. Ülkemizin durumuna üzülmekten başka bişey yapamıyoruz. Sosyal medyadan takip ediyor tepkimizi gösteriyoruz. Bu böyle gitmez.
Eğitimle ilgili haftada bir standart bir yayın olmalı. Farklı konuklar gelmeli. Eğitimden daha önemli bir konu yok. Sayın Altaylı, Sayın Emre Bey, bu konuda sizden ricacıyız.
User seni tebrik ediyorum heryerdesin👍aynen cahili kandırmak kolaymi cahil seni suya götürür susuz getirir en korkuncu zircahildir bence dilipakin marifetleri okumak adam etmez user okursan iyi kötü bir işin olur ama insan olamazsın bak meclise görürsün kaç tanesi insan😱😢
Tatlı ve kaliteli bir insanın, hoş sohbetini dinledim. Amma kaybettiğim bir saat bana hiçbir şey kazandırmadı. Bu videoyu yakıştıramadım kanalınızın hafta içine efendim. Hafta sonu seyirliği olarak lanse etmeliydiniz. Zira bilgi olarak videonun dolu dolu gelmesi beklentim, büyük bir hayal kırıklığına evrildi...
@@metehan23 Göremeseydim bunu açım bir Türkçe ile yazardım. Gördüm, buldum ve ilgilenmediğim bir sürü konu hakkında video olsa da, istediğim konuda tek bir içerik göremedim. Belki kaldırmışlardır yada silinmiştir bilemem... Neyse sen de haklısın. Bu kadar salağın ve okuma anlama özürlünün yığıldığı bir memlekette, okuyabildin mi diye sorman gayet doğal...
Okulların özgür bırakılması gerektiği, eğitimde girdi değil çıktı kontrolü yapılması gerektiği, milli eğitim bakanlığının çok büyük olması ve her şeye yetişmeye çalışırken aslında hiçbir şeyi düzgün yönetememesi, öğretmen ve müfredattan önce sistemin değişmesi gerektiği, toplumda eğitim konusunda mutabakat sağlanması ve bu doğrultusa siyaset dışı bir eğitim politikası güdülmesi gerektiği, eğitimi alanında uzman kişilerin kurgulaması ve yönetmesi gerektiğinden bahsetti Üstün Hoca. Bunlar çok kıymetli tespitler.
20. Yılımı çalışan bir öğretmen olarak, son 3 yılda günden güne daha dayatmacı, tek elden, sınıf içi aktivitelerimize bile müdahale eden, faydalı da olsa farklı her türlü etkinlik ve uygulamayı dışlayan, zorla durduran, mobingden nefes alamadığımız bir ortamda kelimenin tam anlamıyla debeleniyoruz.
Fatih bey; teknoloji, sanat, bilim vb. alanlarda çıkardığınız yetkin ve konusuna çok hakim insanlarla, müfredat konusunda haftalardır araştırıp bulabildiğiniz yetkinliği olmayan ve müfredat konusuna yoldan geçen biri kadar hakim olan eğitimcileri karşılaştırıyorum da. Bu ülkede bu eğitimcilere rağmen nasıl oluyor da bu kadar yetkin ve değerli insan yetişiyor hayret ediyorum.
Ayrıca yukarıdaki bilgilerime ek olarak Metin Beyin Erg yapisina Özellikle Sabancı üniversitesi eski rahmetli(bence büyük kayip)rektörü Tosun TERZiOGLU sanırım onun desteği çok önemli.Cunku neredeyse geçmişte çoğunluk Erg ye konferanslarına katılan bir kişi olarak Erg de sunum yapmak Erg de atölyelere katılmak ayrı bir ayrıcalık ve bilimsellik içeriyordu.Kongre bittiğinde kalan dinleyiciler toplanıp varsa eleştiriler objektif, sözünü kesmeyen saygı çerçevesinde dinlenir ve bir sonraki erg konferansınin yapıcı ise uyarılarınıza not alinirdi.Bir gün böyle bir anda (Tosun terzi oğlunun orada olduğunu bilmeden)eleştirimi yapıp not alalım arkadaşlar dediğinde dikkatimi çekip bu kim acaba diyip araştırdığımda üniversitenin rektörü olduğunu öğrendiğimde ki şaşkınlığımi unutamam.o kadar mutlu olmuştum ki ben kimdim ki?!”sıradan bir çalışan,bir katılımcıydim ben. Erg çok başka yerdeydi ve gelişmesi için çok çaba hancandi.Allah rahmet eylesin Tosun hocaya.Erg için eğitim için çok şey yaptı,Sabancı için düşünemiyorum..Insallah eski günlere döner ülke..Hiç umudum yok…
Sn Üstün Hocamız gerçekten kalitenin sembolü ve saygın bir insandır. 8 yaşında kızımı bir lokantada, deprem dedeyle tanıştırmak için masalarına gittiğimde küçücük çocuğa bile ayağa kalktılar. Müthiş insanlar ve kaliteli hocalardır. Sevgi ve saygıyla anılmayı hak eden üstün kişilerden biridir.
@56:33 Fatih Altaylı : " .... biz de size çok saygı duyuyoruz zaten, sevmek haddimizin ötesinde birşey " 💙😲🤫 Fatih Altaylı'nın, programını sevdiğini ifade eden hocanın cümlesindeki "sevmek" yüklemine verdiği yanıt öğretilesidir kanımca. Böyle şahane bir karşısındakini yücelten alçak gönüllülük söylemini şaşırarak, hatta utanarak ilk defa duyduğumu söyleyebilirim. Fakat şaşırtmayan ise, müthiş keyif veren ve duygusallaştıran etkisiyle izlediğim bu diyaloğun, entelektüel bir kişiliğin programında olmasıdır. Var olun ! 💙
Ümit Özdağ ile yapılan programda eğitim sistemi hakkında ki sorular ve çözümler fazla yüzeysel gelmişti. Üstün Hocanın değerlendirmeleri daha da kötü geldi, ciddi bir eleştiri ve öneri getiremedi. Videonun adı benim için şöyle oldu; Fatih Altaylı'nın eğitim sistemi hakkında davet etiği konuklar geçmişe göre çok daha kötü. :)
hocamdan siyaset bilimine giriş POLS101 dersi almıştım ilk yılımda 1991.. bölüm başkanımdı..dekan ve sonra rektör oldu okuduğum dönemde.. çok çok değerlidir benim için.. onu dinç gördüğüme sevindim.
Eğitim ile ilgili Eğitim Felsefesi konusunda da bir konuk almanızı rica ederim. Konunun sosyolojik olarak önemi ve mevcut ve gelecek müfredatın olası sorunlarını ele alabilir misiniz. Emekleriniz ve çabalarınız için teşekkürler.
Üstün hocamın sarf ettiği "üniversitelerle ilgili sorun yok, üniversiteye gelen çocuklarla var" seklindeki saptamaya yürekten katılıyorum. Çözüm var mı var aslında. Başta herkesin "üniversite" okumak zorunda olmadığı gerçeğinden hareketle eğitimde beceri ve istidadın ön tutulması gerekiyor. Doğu bloku ülkeleri biliriz hepimiz, bildiğim üzere çocuklar bir spor dalıyla uğraşmaya ve bir müzik aleti çalmaya zorunlu tutuluyor o ülkelerde. Gürcistan'dan gelen ve hasta bakımı ile hayatını kazanan bir hanımla tanışmıştım zamanında. Oğlu mühendis, ama aynı zamanda keman çalıyor. Kızı matematik öğretmenliği okumuş ama çok iyi piyano çalabiliyor. İşsizlik ve istihdam eksikliğinden iş bulamayan bu çocuklardan biri düğün vb organizasyonlarda yer alan müzik grubunda keman çalarak, diğeri ise piyano öğretmenliği yaparak geçiniyor. Bu bence harika bir örnek. Bu çocuklar hiç bir surette "işsiz" kalmıyor. Suriyelilerin akını sırasında da aynı şeyi düşünmüştüm. Suriyeliler arasında iş bilen, el becerisi olan, mesleki yetisi, el sanatları vs bilgisi olanlar hayata daha kolay adapte oldular. O yüzden eğitim sisteminde ana hata bence "herkesin" üniversite, uydur kaydır üniversitelere, tek apartmanda eğitim veren "üniversite" olduğunu iddia eden sözde üniversitelere giriş hakkı kazanıp "bir şey" olmaya itilmesi. Önce bir kere bunun değişmesi şart. Diğer yandan "iyi öğrenci" beklentisi biraz ironik değil mi? "İyi öğrenci" yetiştirmesini beklediğiniz "öğretmenler" belki üniversitelerin en "yok sayılmış, değer verilmeyen" bölümlerine gidip eğitim alıyorlar, sonrasında da kısıtlı maaşlarla, o dönem kim iş başındaysa o iktidarın zorlamalarıyla, tahditleriyle çalışmaya mecbur bırakılıyorlar. BU profilden ne bekleniyor sorarım? Belki bir gün öğretmenler üniversitelerin "en yüksek puan" gerektiren bölümlerinden mezun oluo, iyi maaşlarla çalışırlarsa öğrenci kalitesi de artar :) Bu vahim bir sorun ve acilen iyileşmesi gereken bir yara. Dİğer yandan öğrenciler dışında halkın geri kalanının da asgari bir kültür düzeyine erişmesi, okuduğunu yazdığını dinlediğini anlayabilecek kapasiteye gelmesi de başka bir önemli mevzu. Bunun için de Cumhuriyetin kurucuları en güzel tedbiri almış zamanında. "Köy Enstitüleri"... Ben MEB olsam ilk icraatlarımdan biri bu olurdu. Bu köy enstitülerini yeniden hayata geçirirdim. Bu halk ATA'mın dediği üzere aslında akıllı ve çalışkan. Hiç bir şeyde yanılmayan ATA'm bunda yanılmış olamaz. Halk daha çok işlenmemiş cevher gibi. Değerli ama işlenmediği için değersiz görülüyor.
Program için teşekkür ederim. Fatih Bey daha spesifik ölçekte alanında uzmanlar çağırabilir misiniz? Programı Geliştirme uzmanları. Ayrıca Fen Bilimlerine,Sosyal Bilimlere de hakim çok sayıda uzman var. En azından kağıt üzerinde sesleri çıkmıyor. Ted'e bağlı Tedmem var. Güncel görüşleri ve yayınları var. Eğitim Bilimleri Fakülteleri var. Burada çalışan öğretim üyeleri şimdi konuşmayacak da ne zaman konuşacak. Program Hazırlama Değerlendirme diye bir ders var. Mevcut Programın hazirlanisinda hangi kriterlere uyulmus, görüşleri nelerdir? Daha derin ve konuya hakim uzmanlar bekliyoruz.
Fatih abi eğitimdeki en büyük problem özel okul adı altında ki bir çok okulda öğretmenler hem çok fazla çalıştırılıyor hem de işiyle alakasız görevler veriliyor. aldıkları en fazla asgari ücret onun altında alan bir çok öğretmen de var bu insanlar geçim sıkıntısı yaşarken geçim derdiyle boğuşurken nasıl öğrencilerimizi cocuklarimizi eğitecekler. Bir insanın problemleri varken kendini nasıl geliştirebilir öğretmenin de kendini geliştirmesine ihtiyacımız var buna vakti olmayan öğretmen nasıl kendini geliştirecek öğretmenlerimizin %90’ı sosyalleşemiyor sosyalleşebilecekleri tek yer okul ve bu insanlardan yararlı bireyler yetiştirmesini bekliyoruz bu sorunu çözersek Yani en azından devlet okullarındaki öğretmenlerle eşit haklara sahip olsalar eğitimdeki sorunların yarısı çözülür.
Konya Fatih Endüstri Meslek Lisesi 1998 mezunuyum. 2016 yılında mezun olduğu okuldaki bölüm öğretmenlerimden o dönemde halen çalışanlar ile görüşmüştüm. Eğitim siteminin 1998 senesine göre çok daha kötü hale geldiğini üzülerek anlatmışlardı. Bizim o dönemde çok iyi eğitim aldığımızı söylüyorlardı. 1998 senesinde öğrenciler ve öğretmenler eğitim sisteminin kötü olduğundan şikayet ediyorduk. Şimdi eğitim sistemi kötü bile değil berbat.
Herkes eskiden eğitim sisteminin daha iyi olduğunu söylüyor, belki gerçekten öyledir ama şunu merak ediyorum: Madem eski nesiller daha iyi eğitim aldı o zaman bu insanlar nereye gitti? Bu aldıkları eğitimle Türkiye'ye ne kattılar?
@@Aeterna71 Türkiye'ye katkı yapacakların çoğu yurt dışına gittiler. Halkın yanlış siyasi tercihlerinden dolayı. Bizzat tanıdığım arkadaşlarım var yurt dışına gelişmiş ülkelere yerleşen. Aziz Sancar, İlber Ortaylı.... vs. gibi az sayıda insanın Türkiye'ye ne kattıkları belli tartışılması bile abes olur. Bu gibi eğitimli insanlar Türkiyede kalmasalarda bugün çok daha geri kalmış bir ülke olurduk.
@@Aeterna71 İyi felan değildi en kötüden iyisi diye kendilerini avutuyorlar 90'larda okumasak inanacağız, berbattı. 50 yıldır berbat olan şeye güzelleme yapılmaz, her zaman berbattı, hiçbir zaman kalbür üstü olmamış ki daha da kötüye gidişinden ders alınabilsin. Hani görmedik diye çok övüyorlar ya cumhuriyetin ilk yılları, o köy enstitüleri bile aynı lafta o biçimler raporlara, hatıratlara bakmazsan yiyorsun 3-5 tane adam çıkmış sadece it gibi çalıştırmışlar taş taşıtıp durmuşlar insanlara yine de laf edemiyoruz o yapılanlar da birşey diyoruz 70'lere kadar olanlar en azından bir şeymiş diyoruz kendimizi avutarak. Bulup açıp bakın eski kitapları aptalca eski meseleler var içlerinde herkes kendi tiynetince müfredat yazıp durmuş. Kaldı ki 10-15 yıl da 1 darbe olan memlekette eğitim mi inşa edilebilir. Bize yine görmek nasip oldu, bizden sonrakiler de mutlaka görür. Öztle Türkiyede yetişen insanların hepsi kendi gayretleri, çabalarıyla yetişebildikleri kadar yetiştiler sistem dolayısıyla değil.
@@Aeterna71Bakın o eğitimi alanlar yordayabiliyor, muhakeme edebiliyor. Mantık sonuç süzgecini doğru kullanıyor. Bu nesil korkunç cahil. Sadece bilgisayarda iyiler. O nesilin genel kültürü iyi..
Bu Cumhuriyet ne kıymetli insanlar yetiştirmiş. Programınıza davet ettiğiniz insanların hepsi bir birinden kıymetli. Anlayamadığım şu, bu kadar güzel insan sanki yokmuş gibi davranarak, onları gözmezden, duymazdan gelerek nasıl bu yüzyılı Türkiye yüzyılı yapacağız biz. 😑
Tek bir uzmanın tüm müfredata hakim olmasını bekleyemezsin. Bence her alan için birkaç kişiyi davet edip kendi alanlarındaki değişimleri ve genel izlenimleri tartışmaları daha doğru olur diye düşünüyorum. Önce dünyadaki eğitim sistemin ne olduğu tartışılarak ülkemizin eğitim sistemi ele alınmalı. Bununla beraber dünyada ülkelerin yeni eğitim sistemine geçişte uygulayıp başarılı oldukları müfredatla yeni müfredat karşılaştırılıp tartışılmalıdır. Evrensel ve ulusal yönü birlikte göz önünde bulundurularak incelenmelidir. Sinan CANAN'ın açıkbeyin programında konuk ettiği eğitimci Ali KOÇ'un görüşlerini merak ediyorum.
Fatih bey lütfen sahadan, sınıftan gelen, ayrıntılı şekilde neden bu değişikliğe karşı durulmalı sorusuna somut yanıtlar verebilen eğitimcileri konuk alın. Hocalarımızın katkıları elbette çok değerli ancak makro düzeydeki değerlendirmeleri topluma yayamıyoruz (tüm konuştuğunuz konular sebebiyle). Lütfen bu değişiklik mecliste onaylanmadan önce somut örneklerle neyin değiştirilmeye çalışıldığını gösteren bir konuk alın, ki konu en azından makro düzeyden mikro düzeye inebilsin. Böylece konunun bütününü görebiliriz. Bu değişiklik geçerse, o videoya dönüp bakmak da faydalı olacaktır. Keşke daha çok vaktimiz olsa ancak sizin de bahsettiğiniz gibi treni kaçırıyoruz. Sahadan görüşlere ihtiyacımız var, öğretmenler alarm veriyor bu konuda ve mevcut durum konusunda. Hemen şimdi ne yapılmalı, hemen şimdi bireysel olarak ne yapabiliriz, neyin farkında olmadığıyız bunu görebilmemiz lazım. Artık sistem değişikliğinden - ne yazık ki- ümidimizi kestik.
Fatih bey benim çevrende herkes tarafından seyrediliyorsunuz. Gerçekten çok çok teşekkür ederim kendi adıma. Bugünkü programınız hocamızın bilgileri ve deneyimleri bilgilendiriciydi. Bu ülkenin en en önemli sorunu eğitim Bu konuyu öncelik verip bizleri böyle hocalarla bilgilendirin. Başarılar dilerim.
Proje okullarında denemesi yapılmadan hayata geçirilmiş bir uygulama da şu: Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde yazılı sınavların yanı sıra konuşma ve dinleme sınavlarının da yapılmasına karar verildi. Üç beceri tek oturumda (45 dakika) ölçülecek, her bir sınav 100 üzerinden değerlendirilecek. 30 kişilik bir sınıfta konuşma becerisini ölçmek için her öğrenciye birer dakika verseniz 30 dakika bu sınav sürer. Nasıl tek oturumda üç sınav yapılacak? Üstelik bu uygulamanın geriye dönük olarak (sorumluluk sınavlarında mesela) da uygulanması isteniyor.
12:15 Fransa örnek alınmış cumhuriyet kurulduğunda. Fransa'da da milli eğitim bakanlığı var; "ministere de l'education nationale". Aynısı Lüksemburg, Fas, Cezayir için de geçerli
Fatih bey öncelikle eğitim hakkındaki hassasiyetiniz ve ilginiz için çok teşekkür ederim.Ancak 2 programdır konu ile alakalı aydınlatıcı bir program olmadı biz veliler ne yapabiliriz çocuklarımıza nasıl bir yol cizmeliyiz okuldaki eksiklikler tam anlamda ne olacak müfredat neyi içeriyor neyi devre dışı bırakıyor lütfen ama lütfen daha etkin bir konuk bulun yol gösterici olsun bizlere de tekrar emekleriniz ve hassasiyetiniz için teşekkür ederim
Muhtesem bir soylesi. Iste Fatih Altayliyi Fatih Altayli yapan bu tur bir gazetecili, televizyonculuk yapmasidir. Boyle misafirlere ev sahipligi yapmasi onun klasini gosteriyor.
Fatih bey size naçizane tavsiyem. Eğer yeni müfredatın somut ve tarafsız bir analizini istiyorsanız. Lütfen her branş için tecrübeli ve halen aktif öğretmenlik yapan öğretmen arkadaşlarla iletişim kurun, yeni müfredatı ve bir önceki müfredatı herkes kendi alanında incelesin belki tek tek belki toplu olarak onlarla program yapın ve anlatsınlar. Bu şekilde istediğinizi bulamazsınız gibi duruyor. Müfredat değişimi olam her branş için seri şeklinde 30 ar dakikalık videolar olabilir mesela. Yeni müfredat incelemesi serisi şeklinde bir yayın olabilir.
Ezbercilik sadece eğitimde değil, bütün kurumlara sirayet etmiş durumda. Bir yıl kadar önce SMMM oldum ve bitirme sınavlarında sorulan sorular, sınavı değerlendirenlerin kolayına geldiği için ezber ağırlıklıydı. Özellikle hukuk sınavında, hakimlerin bile ezberinde olmayan gün/hafta/tarih aralığı soruları soruluyordu. Şu an İngiltere menşeli ACCA sınavlarına çalışıyorum. Çalışırken hem öğreniyor hem de keyif alıyorum.
Kemal Gürüz 98'de bir günde üniversiteye giriş sistemini değiştirdi. Yüz binlerce gencin hakkını yedi. Meslek Lisesi mezunlarının önünü tıkadı, Sözel ile giriş yapılan Hukuk fakültesi gibi bölümleri Türkçe Matematik ile girilir kıldı vs Liseye başlarken Hukuk okumak isteyen bir genç sözel bölümü seçerken Liseyi bitirince adama sen dur ulan ayı dendi. Hâlbuki bu gibi değişikliklerin yıllar öncesinden haber verilip yapılması gerekiyordu ki gençler ona göre kendilerini hazırlasınlar. Ama "ben yaptım. oldu." Anlyayışını çok seviyor bu ülkeyi yönetenler. Sonucunda ne oldu? Millet tepkisini AKP'yi ve neredeyse Cem Uzanı seçerek gösterdi. 2 ay daha vakit olsa Cem Uzan da Meclise girecekti ama yüzde 7'de kaldı. Şimdi AKP'ye kızıyoruz da AKP öncesi de çok matah değildi. Boş geçen dersler, derse girmeyen öğretmenler, derste öğrenciye tahtaya yazı yazdırıp kendi gazete okuyan öğretmenler... Velakin, Şah idik şahbaz olduk. Okumuşu bunları yaparsa Cahilini siz düşünün hele.. Bence normal. Mısır koçanı heykeltraşının da dediği gibi; o suyu başka yerden akıtamazsın. Kemal Gürüz böyle yaparsa AKP daha beterini tabiki de yapar.
Üzerinden vakit geçince gürüz gibi kafatasçı, eğitimde ahmağı herhalde unutuldu diye över hale geldiler. Dediğiniz gibi kemal gürüz gibi güya okumuşlar, yetişmişler yüzünden bugün ki hale dönüştük.
sözleşmeli değil, ücretli öğretmenlik asgari ücret bile alamıyorlar. sgk yarı zamanlı yattığı için devlet hastanelerinde bakılmıyor. lisans mezunu olman yeterli ücretli öğretmenlik için ...
Keşke müfredatı da konuşsaydınız da insanlar bilgilenseydi. İlk program boş bir siyaset programıydı ama ikincisinde de yapılamadı. Sanırım ülkede bu müfredatı inceleyebilecek birisi kalmadı.
Fatih Bey bu yayın için size ve tüm ekibinize teşekkürler, Ümit Özdağ programıyla ilgili çok içime sinen bir program olmadı dediniz ancak bence bu da yeni müfredat konusunda çok derinlikli olmadı. Neden biliyor musunuz, çünkü müfredat adı altında önümüze sunulan yüzlerce sayfalık metinler o kadar belirsiz o kadar karmaşık ki, ilk bakışta "din dersleri çok fazla" deniliyor ancak bunun ötesinde satır aralarından kimbilir neler çıkacak ve bunun sonuçları uzun vadede ortaya çıkacak maalesef😔 Yeni müfredat olarak büyük bir buzdağının görünen kısmını konuşuyoruz sadece, yıllar içerisinde derinlerde neler var yavaş yavaş ortaya çıkacak😔
Hocamızın da elitistliği, liberalliği filan duvara toslayınca hatta toslama da değil dibin dibine giderken kendi ülkesinin gerçeğini eninde sonunda idrak edebilmesi de takdire şayan. Darısı tüm liboşların başına.
Müthiş bir konu seçimi müthiş bir konuk . Minnettarız hem size hem Üstün Ergüder hocamıza. Baska baska konuklarla cok daha yoğun bir şekilde masaya yatirilmali bu konu
Konuğun yeni müfredat ile ilgili ayrıntılı bilgisi olduğunu düşünmüyorum.. Bu yöndeki soruları ya geçiştirdi ya da bu sorulara genel cevaplar verdi. iyi bir eğitim yöneticisi olabilir ancak eğitimin geleceğini şekillendirmek gibi zaten müfredat dayatanlardan yaka silktiğimiz tavrı kendisi de gösteriyor. Eskinin kıymetini bilememişiz söylemi biraz sorunlu görünüyor şöyle ki: yirmi yıl sonra birileri bugünler için kıymetini bilememişiz diyebilir. YÖK' nun kurucusuna rahmet okuyup, türbanlı öğrencileri keskin kutuplaşmalara iten kişiye eğitim duayeni diye bakılması, sohbetin içimize sinmeyen bir diğer zayıflığıydı. önceki program konuğunun da beklentiyi karşılamadığını söyleyebilirim ancak yorum yapmaya değer bir yanı da yoktu. son olarak yeni eğitim müfredatı ile ilgili yayınlara devam edeceğinizi söylediğiniz için; ilgili konuda fikirlerinin daha çok duyulmasının yararlı olacağını düşündüğüm, ondokuz mayıs üniversitesi felsefe bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hasan Aydın hocayı önermek isterim. saygılar.
Hayalimizdeki eğitim öğretim modellerini,Finlandiya fenomenini,Türkiye^nin seçkin okullarını vb. değil de şu an aktüel olarak dayatılan müfredat üzerinde acilen "program ne idi,şu anda ne"spesifik değişiklikler nelerdir...bunların üzerinde durmamız gerekiyor diye düşünüyorum....
Ümit Özdağ ile yaptığınız söyleşide yeterince derinlikli bir müfredat tartışması yapmadığınızı belirttiniz. Ben de katılıyorum, Ümit hocadan özellikle "peki doğrusu nasıl olmalı" noktasında bir cevap alamadım. Yalnız sayın Üstün Ergüder hocamızın da oldukça yüzeysel geçtiğini düşünüyorum. Uzmanlık alanı olmadığı için görüş bildirmek istememiş olabilir. Ama bir vatandaş olarak eğitim sürecinin nasıl ele alınması gerektiğini ve Türk milletinin sahip olması gereken programın çerçevesini öğrenemedim. Bu konuda farklı uzmanlar ile bir program daha yapma imkanınız olursa sevinirim.
Hocanın, Rektörün görevini orkestra şefine benzetmesi harika olmuş. Aslında bu orkestra şefi benzetmesi bütün yöneticilerin sahip olmaları gereken en büyük uzmanlık ve estetik boyuttur. Ülkeyi yönetenler baştan aşağıya bu vasıflara sahip olurlarsa ülke çok daha kolay, etkin ve üretken bir tarzda yönetilebilir. Biz Türklerin her işi en zor, en saçma (etkin ve üretken olmayan) ve insanı yoran bir şekilde yapıyor olmaları adeta örnek (kötü örnek) tir. Kötüyü örnek almak ta da bizi kimse geçemiyor. Üzüm üzüme bakarak kararıyor, maalesef.
Hafta sonu bir bilgi yarışma programına ODTÜ öğrencisi çok tatlı bir genç kız katılmıştı. Soru "pusulada hangi harf yazıyorsa güneyi gösteriyordur" şeklindeydi. O tatlı kızımız kırk saat kafa yordu ve nihayet S diyebildi. Program sunucusu çileden çıktı. İki saniyede verilebilecek bir yanıt olması dışında karşınızdaki kişi üniversiteyi geçtim ODTÜ öğrencisiydi. Durumun korkunçluğu adına bence iyi bir örnekti bu :( Kızımız diğer sorularda da benzer performans sergiledi. Biz "artık bunu da biliyorsundur" derken o epey bir sancı çekti yanıtları verirken... bu arada yarışmacı 100 bin tl alıp gitti ! Bu da kara komedi neredeyse.
22 yıllık bir öğretmen olarak her zaman Eğitimin Devlet güvencesi altında olması gerektiğini, kişiye göre değişmemesi gerektiğini savundum. Elbette güncellenecek ama deneme tahtasına dönemez. Arada kaybolan nesiller çok büyük kayıptır.
Müfredatla ilgili konuşmanın çok da gerekli olduğunu düşünmüyorum bir öğretmen olarak. Zorunlu eğitimin varlığı, öğrencilerin sınıfta kalma korkusunun olmaması biz öğretmenleri en çok zorlayan durum. Öğrenciler sınavlarına dahi canları istemediği için girmiyorlar ama o öğrencileri ve velileri arayıp bulmak yine bizim görevimiz. Ayrıca 5. Sınıf kesinlikle ilkokul olmalıydı. Ve en önemli sorunlardan biri de seçmeli dersler için ders saatlerinin artırılması. Ortaokul öğrencisinin 7 saat okulda kalmasının hiç bir faydası yok. Okuldan daha çok uzaklaştırdığını düşünüyorum.
Öğretmen alımından haftalık ders saatine, müfredata kadar her şeye okul (öğretmen, öğrenci, ebeveyn) karar vermeli. Bakanlık okullardan elini ayağını çekmeli. Okul müdürlüğü yaptığım dönemde okulu demokratikleştirmeye çalışırken disiplin kurulu yerine savcısı, hakimi, avukatı olan öğrenci mahkemesi kurmak istedim. Olmadı. Sistemin değişmesi çok önemli. Edebiyat müfredatını örneğin ben hazırlasaydım ilk yıl günlük haftalık, aylık yerel, ulusal gazete ve dergilerin, internet sitelerinin okutulması, youtuberların vs. izlenmesiyle başlardım. Hayattan kopuk bir edebiyat eğitimi olmaz. Bizde edebiyat programları Alper Tunga sagusuyla başlıyor.
Üstün hoca çok değerli bir insan fakat ortadoğuda yaşıyoruz ve eğitimi tamamen özerkleştirmek bağımsızlaştırmak türkiyeyi uzun vadede bölmek demektir öyle bir sistemin çok fazla suistimal edileceğini düşünüyorum aslında uzun vadede öğrencilere değer diyerek hiçte bizimle alakası olmayan değerleri dayatmaktan vazgeçilse olduğumuz yerden 50 yıl ileri gideriz
Keşke 2 haftadır isyan eden, taban maaş hakkı için mücadele eden özel sektör öğretmenleri sendikasını da çağırsanız ve konuştursanız. Sizin ona özel bir program yapmanız çok etkili olacaktır, bu da eğitimin bir parçası.
1984’ten beri biyoloji öğretmenliği yapıyorum. Son iki yıldır bir kuruma bağlı çalışmıyorum. Fen lisesinden temel liseye, dershaneden etüt eğitim merkezine dek her tür kurum ve kuruluşta çalıştım. Ortalama her beş yılda bir zümremizde, daha önceki yıllarda sorduğumuz zorluk düzeyinde soruları sorsak öğrencilerin döküleceğinden konuşurduk. Son on yıldır akademik seviyeyi geçtim, genel kültür, temel dil becerisi ve okuduğunu, duyduğunu anlama becerisinde de ciddi bir düşüş var. Tahtaya aynı büyüklükte çizdiğim patates ve hücrenin gerçek hayatta da eşit büyüklükte olduğunu sanıyorlar mesela. Sadecr gözle görünmeyen nesnelerde değil gözle görünenlerde de büyük-küçük uzak-yakın algısı çok iyi değil. Mantık yürütme, verileri kullanarak bilinmeyene ulaşma yeteneklerinde ciddi bir gerileme söz konusu. Hayal gücü ve tasarım becerisinde de ciddi bir gerileme var. Soyut algılama yeteneklerindeki gerileme had safhada. Ayrıca motor becerileri de giderek daha az gelişmiş çocuklar geliyor liseye. Not verme ve ödev yönetmeliğini, sınıf geçme koşullarını değiştirmekle çözülemeyecek sorunlar bunlar. Ana okulundan itibaren köklü ve aşamalı bir sistem gerekiyor.
Hocam bence eğitim sistemi kadar, belki daha da önemlisi çocukların beslenmesi, maruz kaldığı sosyal medya, tv dizileri, oynadıkları dijital oyunlar, ailenin çocuk yetiştirmedeki yanlışlıkları da çok seviyeyi düşürdü.
Hocam patatesle hücrenin aynı büyüklükte olduğunu sanmaları ciddi zeka sorunu belirtisi ya da dalga geçmektir diye düşünüyorum.
savunma sanayiinde yazılımcıydım. son yıllarımda gelen yeni mezunlar cidden çok kötü durumdaydılar, beyinleri çalışmıyordu, düşünemiyorlardı. en basit şeyleri bile bu bana öğretilmedi söylenmedi diyorlardı, akıl edemiyorlardı. aldıkları doğal olmayan gıdalar, instagram gibi sosyal medya kullanımı ve genel liyakatsizlik bu durumun nedeniydi.
@@Uflix1 keşke dalga geçseler hep birlikte gülerdik. Bakın aynı sınıfta şu cümleyi kurdum: Kalpte üç ayrı dokudan oluşan üç farklı tabaka vardır. Öğrencinin biri “tabaka ne demek” diye sordu. Katman gibi bir açıklama yaptım. Bir diğeri de yatay olursa katman dikey olursa tabaka mı diyoruz diye sordu. 11. sınıf öğrencilerinden oluşan bir sınıf. Haa grafikte hangisi yatay eksen hangisi dikey eksen diye soran mı istersiniz, merkezleri aynı olan içiçe iki dairenin yarıçapları 2 ve 4’tür… diye devam eden soruya, soru eksik, hangi dairenin 2 hangi dairenin 4 olduğu belli değil diye itiraz eden mi istersiniz her dersten şahane anılarımız var 🤷♀️
Tüm bu olanların tesadüfen olduğunu mu düşünüyorsun?..Bilinçli Türk halkını cahilleştirme projesidir bu..
Ezbere dayalı eğitim sistemini tartışırken, camiye ve tarikatlara dayalı eğitim sistemine dönüştü. Suratına tükürmeyeceğimiz insanlar milli eğitim bakanı oldu. Müfredat harici, kültürel ve bilgiye dayalı eğitimi sağlayan öğretmenlerime teşekkür ediyorum.
Bravo .
suratına tükürmeyeceğimiz badem bıyıklı tipler.ben de bu tabiri kullanıyorum.ülke adına yazık.
Ayaklar başta
Aynen katılıyorum
Kesinlikle çok haklısınız, ne yazık ayaklar baş oldu!
Üstün Hoca'ya saygım sonsuz, anlattıkları kıymetli fakat müfredatın içeriği ile ilgili çok konuşulmadı. Bunun için müfredatı en ince ayrıntısına kadar incelemiş bir eğitimci davet edebilirseniz çok daha iyi olur.
Kesinlikle.
Fatih Bey, Üstun bdye sevgi ve saygılar.
Yıllar içinde başsrı ve başarısızlığı sayıılarla karşılaştırma ve nedenlerini saptama önemli.
Ümit Ozdağ ile yapılan söyleyesi ne kadar boş ise,bu bir tık üstü fakat beklentimizi karşılamadı...Müfredat değil, sistem tartışıldı...Ki çok faydalı oldu..Ama müfredat ve bunun ilerde getireceği fayda ve zarlar tartışılmadı..
Çok haklısınız ve bunu yapan tek kişi Prof. Hasan Aydın. Keşfetseler belli çağırırlar.
Üstün Hoca da yeni müfredatı incelememiş sanırım.
Fatih Bey siz yeni müfredatı inceleyen bir eğitimci arayışınızı sürdürün bence..😊
Evet ümit özdağ da detaylara girmemişti, fakat beni üstün bey de tatmin etmedi, fatih bey konuyu yeni müfredata çekmeye çalıştıkça üstün bey 90 lardan politik şeyler anlatmaya başladı, yeni müfredat konuşulacak zannediyordum eğitimde yeni müfredat hariç her sey konuşulmuş, hep eskiyi, eski hataları genel problemler vs. Zaten programın yarısı üniversiteler üzerinden geçmiş, ben değişen ve kaldıran tüm konuların tek tek konuşulup tartışıldığı bir program beklemiştim, ne yazık ki herkesin derdi kendi camiyası üzerinden, en değerli profesörler bile lise mufredatına hakim değil. her branştan 1 tane rastgele öğretmen koysanız daha verimli birnprogram olabilirmiş. Program kötü diye demiyorum ama konuyla alakasız.
Kesinlikle katılıyorum.. haftalardır hazırlanıyorlar, daha program için yeterli altyapı oluşmadı, kurul var detay bakıyorlar demiştiniz ama bize bir eğitimcinin deneyimlerini aktardınız. Mutlaka değerlidir ama şu an ortadaki acil konu değil. Müfredatla ilgili konuşmaktan kaçınan üstün bey kurduğu bir iki cümlede de suya sabuna dokunmadı.. Açıkçası hafta içi Ümit Özdağ ile yaptığınız program sizin başta belirttiğiniz görüşünüzün aksine bundan çok daha tatmin ediciydi.
Bir dinazorun anıları. Siz işinizi düzgün yapsaydınız, işbirlikçi liboş akademisyen olmasaydınız bu üniversiteler böyle olmazdı.
Değil mi aslında,konunun tam da içinde yaşamayan,üst kurumdan konuya bakan sahadaki ayrıntılara ,olan ve olası olacak olan durumlara çok öngörü sağlayamayabiliyor,daha yüzeyel değerlendirebiliyor ancak ne kadar kıymetli bir titrleri de olsa üst makamların,sahada yaşayıp denemek bambaşka.
O yüzden rastgele belirlenen, şöyle başarılı sahadan öğretmenler daha iyi tahlil edebilir,katılıyorum.
Kesinlikle hocam. Bu yorumu yazmak İçin geldim bir çok şey söyleyip hiç bşr şey söylemeden, Gergerlioğlu gibi anılarını anlattı gitti
Katılıyorum size. Mirgün Cabas'ın Ozan Gündoğdu ile bir programı var. En azından müfredatın çıkış mantığını iyi incelemiş ve aktarmış. Zaten içerik henüz paylaşılmadı, bildiğim kadarıyla.
Bizim ogretmenlerimiz bambaşkaydı. Ben liseden 89 da mezun oldum. Biz öğretmenlerimize hayrandık. Öğretmenlerimiz çok idealist , eğitime gönül vermiş büyük emekçilerdi. Bize neredeyse yalvarirlardi , soru sorun , anlamadığınızı sorun tekrar tekrar anlatacağız. Gelin öğretmenler odasından çağırın çekinmeyin. Hatırlıyorum öğretmenler odasının önünde elinde çay bardağı, o beş dakikalık molasında dahi öğretmeye çalışan öğretmenlerimizi. Çok severdik çok sayardık. Dershaneler henüz yoktu heryerde . Sınava hazırlanan sınıflara okuldan sonra etüd açar, dershane eğitimi verirlerdi .. Bu yüzden belki yaşlansak bile hiçbirini unutmadık. Ve öğretmenlerimizin gölgesinde şekillenen okul anılarımız, soba başı sohbetlerimiz hepsi ömrümüzün güzel köşelerini oluşturur. Çok klas insanlardı bizim öğretmenlerimiz.. Iyiki öyle öğretmenlerimiz oldu. Hepsini saygı ve sevgiyle anıyorum...
Allah razi olsun ogretmenlerimizden.benim de bazi oyle ogretmenlerim oldu.97de liseden mezuun oldum ben de.ucundan bucagindan biraz yetistik o idealist ogretmenlere
benim çok iyi tarih öğretmenim vardı onun ders anlatım biçimi ile bir şekilde kavrayıp geçmiştim. işte o zaman anladım biri dersin temelini bozmadan anlattığı sürece o dersi anlıyorsun.
Prof. Dr. Üstün Ergüder hocamızı görmek sevindirdi, kendisine sağlık sıhhat diliyorum.
Eğitim ile ilgili 2 yayınıda dikkatle izledim.Somut hiçbir şey konuşulmadı.
Somut olarak ne değişiklikler var?
Yeni müfredatta ne değişti ne olmalıydı?
Değişmesi gereken bişey olması gerektiği gibi değişmiş mi?
Bilim dışına çıkıldı denilip duruyor.Hangi yapılan değişiklikler ile çağdaş bilimsel yaklaşımın dışına çıkılmış? Şu müfredatın detaylı bir şekilde analizini bulamadık.
Bazı konuların işlenme sırası değişti. Bazı konuların işleneceği sınıf düzeyi değişti. Biraz sadeleştirme yapıldı. Aslında büyük bir değişim de yok. Değişmiş gibi yapılıyor. (Ortaokul müfredatı için geçerli yazdıklarım)
Buna uygun hazırlık yapıp bir sunum üzerinden anlatılması daha yararlı olacaktır. Sohbet havasında bir programdan ziyade, bilgi verici ve akıllardaki sorulara cevap verecek bir program arzu ediyoruz.
Yok çünkü.Bilen-adam-yok.Ne acı.Eksilerini anlatacak,nokta atışı yapacak 'hoca'yok.Ben daha görmedim öyle biri.Herkes daire çiziyor etrafında.Öğretmen çaresiz.Müfredatı al uygula diyen sınıf dinamiğinden habersiz.
Daha nasıl somut açıklanır...???????
Bir ikii ders ve saati değişmiş bu kadar.
Yine derin bir değerlendirme yapılmadı ki. Ümit Ozdag sohbeti de şimdiki sohbet de beklediğimiz analizi yapmadı maalesef
5 sene çalıştım MEB’te fakat istifa ettim en sonunda. Eğitim yok devlet okullarında, her birey zaman geçirme peşinde.
Şimdi ne yapıyorsunuz
@@Bugrabesli5 yurtdışına yerleştim
beyaz yakalı, mavi yakalı köleler yetişsin, harcasınlar, borçlansınlar, 1 haftalık tatil için 1 sene çalışsınlar, her şey bu düzenin devamı için tasarlanıyor...
Sen fazla komplo teorisi izlemişsin
Aynen Tyler abi
@@emrekaraca8599 Yok yok siz çok "naif" birisiniz. Neden tüm okullarda çalışanların mindseti aşılanıyor toplumlara? Komplo teorisi demek için somut veri olmaması gerek. Eğitim sistemleri düşünmeye değil, itaate yönlendiriyor gayet açık şekilde.
İkidir müfredat içeriği ile ilgili bir şeyler dinlerim umuduyla açtığım yayınlarda müfredat içeriğine ilişkin dipnotlar ve genel sistem eleştirisi dışında bir şey dinleyemedik açıkçası
Programı büyük bir merakla izlemeye başladım, sonuna geldiğimde harcadığım zamana üzüldüm. 58 dk boyunca ezberlenmiş bir kaç cümle döndü durdu. Eğitimi iyileştirmek için somut hiçbir şeye değinilmedi. Yıllarını eğitime adamış, Türkiye’nin en prestijli devlet üniversitelerinden birinde rektörlük yapmış birinin bu konuda somut fikirleri olmasını beklerdim. Kendisi de bilen kişileri bir araya toplayarak omlara danışacağını dile getirdi. Kim bu bilir kişiler??? Kime göre neye göre ölçüyoruz bilgilerini? Yıllarını eğitimde geçirmiş siz bilmiyorsunuz hala kim bu bilenler?? İsim verirseniz Fatih bey onları da konuk olarak ağırlasın. Belki bir beyin fırtınası olur..
Yani ikinci program da olmadı, belki üçüncüde...
Fatih Bey,
Müfredat konusunda Prof.Hasan Aydın’ı davet eder misiniz?
Panelde yaptığı konuşmalarını kanalına yüklemiş, çok çarpıcı!
Mesajınıza izledim çok haklısınız
Çok detaylı bir analiz olmuş gerçekten. Yeni sistemin neden bilimsellikten uzak olduğuyla ilgili çok çarpıcı bir açıklama.
O kadar sığ bir sohbet olmuşki Ümit Özdağ'ı aratmamış. ERG gibi değerli bir kurumun aktif çalışanlarından birini konuk etseydiniz bizi detaya ve veriye boğarlardı. Bom boş bir sohbet bol bol geyik döndü programda TV de de aynı geyik dönüyor zaten.
Siyasetçiler arasında sığ kim? Ümit Özdağ :)
Boğaziçindeki mevcut vehameti savunmuyorum, ama 'eski boğaziçi' de pek çok tıkanmışlığı olan bir geleneğe sahipti. Ve eleştiriye açık bir yapı da yoktu.
Hocamıza varlığı ve yaptıkları için teşekkür ederim. Eğitim ile ilgili konuşması ve dinlenilmesi gereken en önemli isim. Ancak sistem bu değerlerimizi görmezden geliyor. Liyakatın anlamını değiştirdiler. Yazık. Her alanda kalitenin çok düştüğünü görüyoruz.
Liyakat, Liyakat Türkiye Cumhuriyeti nasıl bu hale geldi. Eski bir öğretim üyesi olarak, üzülüyorum şu anda yurtdışında yaşıyorum. Ülkemizin durumuna üzülmekten başka bişey yapamıyoruz. Sosyal medyadan takip ediyor tepkimizi gösteriyoruz. Bu böyle gitmez.
Hiç olmamış bir şeyin daha da olmaması doğaldır.
Eğitimle ilgili haftada bir standart bir yayın olmalı. Farklı konuklar gelmeli. Eğitimden daha önemli bir konu yok. Sayın Altaylı, Sayın Emre Bey, bu konuda sizden ricacıyız.
Eski Enerji Bakanı Taner Yıldız:”Eğitim seviyesi arttıkça oylarımız düşüyor”!
ERG Raporu ilk baskı:2004
Güncel durumu yansıtmıyor!
User seni tebrik ediyorum heryerdesin👍aynen cahili kandırmak kolaymi cahil seni suya götürür susuz getirir en korkuncu zircahildir bence dilipakin marifetleri okumak adam etmez user okursan iyi kötü bir işin olur ama insan olamazsın bak meclise görürsün kaç tanesi insan😱😢
Bu dinci ve kinciler in derdi ne benim günahım onlardanmi sorulacak yalan milleti dinle uyutup ülkeyi ilhak ettiyorda millet farkindami acab👽👽
Tatlı ve kaliteli bir insanın, hoş sohbetini dinledim. Amma kaybettiğim bir saat bana hiçbir şey kazandırmadı. Bu videoyu yakıştıramadım kanalınızın hafta içine efendim. Hafta sonu seyirliği olarak lanse etmeliydiniz. Zira bilgi olarak videonun dolu dolu gelmesi beklentim, büyük bir hayal kırıklığına evrildi...
@@metehan23 dinlemedeyim kardeşim, buyurasın...
@@metehan23 Bahsettiğiniz videoyu bulamadım ve aramakla daha da fazla zaman kaybettim bilginiz olsun...
@@metehan23 Göremeseydim bunu açım bir Türkçe ile yazardım. Gördüm, buldum ve ilgilenmediğim bir sürü konu hakkında video olsa da, istediğim konuda tek bir içerik göremedim. Belki kaldırmışlardır yada silinmiştir bilemem... Neyse sen de haklısın. Bu kadar salağın ve okuma anlama özürlünün yığıldığı bir memlekette, okuyabildin mi diye sorman gayet doğal...
Okulların özgür bırakılması gerektiği, eğitimde girdi değil çıktı kontrolü yapılması gerektiği, milli eğitim bakanlığının çok büyük olması ve her şeye yetişmeye çalışırken aslında hiçbir şeyi düzgün yönetememesi, öğretmen ve müfredattan önce sistemin değişmesi gerektiği, toplumda eğitim konusunda mutabakat sağlanması ve bu doğrultusa siyaset dışı bir eğitim politikası güdülmesi gerektiği, eğitimi alanında uzman kişilerin kurgulaması ve yönetmesi gerektiğinden bahsetti Üstün Hoca. Bunlar çok kıymetli tespitler.
YÖK eleştirilerinize ve öngörülerinize saygıyla katılıyorum.
ne ara izledin mk
20. Yılımı çalışan bir öğretmen olarak, son 3 yılda günden güne daha dayatmacı, tek elden, sınıf içi aktivitelerimize bile müdahale eden, faydalı da olsa farklı her türlü etkinlik ve uygulamayı dışlayan, zorla durduran, mobingden nefes alamadığımız bir ortamda kelimenin tam anlamıyla debeleniyoruz.
Yahu Allah rızası için en azından 500 sayfasını okuyup inceleyen somut açıklama yapan biri yok mu?
Fatih bey; teknoloji, sanat, bilim vb. alanlarda çıkardığınız yetkin ve konusuna çok hakim insanlarla, müfredat konusunda haftalardır araştırıp bulabildiğiniz yetkinliği olmayan ve müfredat konusuna yoldan geçen biri kadar hakim olan eğitimcileri karşılaştırıyorum da.
Bu ülkede bu eğitimcilere rağmen nasıl oluyor da bu kadar yetkin ve değerli insan yetişiyor hayret ediyorum.
Çok teşekkürler, uzun zamandır beklediğim program. Teşekkürler
Ayrıca yukarıdaki bilgilerime ek olarak Metin Beyin Erg yapisina Özellikle Sabancı üniversitesi eski rahmetli(bence büyük kayip)rektörü Tosun TERZiOGLU sanırım onun desteği çok önemli.Cunku neredeyse geçmişte çoğunluk Erg ye konferanslarına katılan bir kişi olarak Erg de sunum yapmak Erg de atölyelere katılmak ayrı bir ayrıcalık ve bilimsellik içeriyordu.Kongre bittiğinde kalan dinleyiciler toplanıp varsa eleştiriler objektif, sözünü kesmeyen saygı çerçevesinde dinlenir ve bir sonraki erg konferansınin yapıcı ise uyarılarınıza not alinirdi.Bir gün böyle bir anda (Tosun terzi oğlunun orada olduğunu bilmeden)eleştirimi yapıp not alalım arkadaşlar dediğinde dikkatimi çekip bu kim acaba diyip araştırdığımda üniversitenin rektörü olduğunu öğrendiğimde ki şaşkınlığımi unutamam.o kadar mutlu olmuştum ki ben kimdim ki?!”sıradan bir çalışan,bir katılımcıydim ben. Erg çok başka yerdeydi ve gelişmesi için çok çaba hancandi.Allah rahmet eylesin Tosun hocaya.Erg için eğitim için çok şey yaptı,Sabancı için düşünemiyorum..Insallah eski günlere döner ülke..Hiç umudum yok…
Sn Üstün Hocamız gerçekten kalitenin sembolü ve saygın bir insandır. 8 yaşında kızımı bir lokantada, deprem dedeyle tanıştırmak için masalarına gittiğimde küçücük çocuğa bile ayağa kalktılar. Müthiş insanlar ve kaliteli hocalardır. Sevgi ve saygıyla anılmayı hak eden üstün kişilerden biridir.
Ümit Özdağ dan sonra hoca da ciddi bir eleştiri ve öneri getiremedi .Genel geçer laflar söyledi.
Dört gözle beklemek bu olsa gerek 👏
@56:33 Fatih Altaylı : " .... biz de size çok saygı duyuyoruz zaten, sevmek haddimizin ötesinde birşey " 💙😲🤫
Fatih Altaylı'nın, programını sevdiğini ifade eden hocanın cümlesindeki "sevmek" yüklemine verdiği yanıt öğretilesidir kanımca. Böyle şahane bir karşısındakini yücelten alçak gönüllülük söylemini şaşırarak, hatta utanarak ilk defa duyduğumu söyleyebilirim. Fakat şaşırtmayan ise, müthiş keyif veren ve duygusallaştıran etkisiyle izlediğim bu diyaloğun, entelektüel bir kişiliğin programında olmasıdır. Var olun ! 💙
Ümit Özdağ ile yapılan programda eğitim sistemi hakkında ki sorular ve çözümler fazla yüzeysel gelmişti. Üstün Hocanın değerlendirmeleri daha da kötü geldi, ciddi bir eleştiri ve öneri getiremedi. Videonun adı benim için şöyle oldu; Fatih Altaylı'nın eğitim sistemi hakkında davet etiği konuklar geçmişe göre çok daha kötü. :)
Fatih abinin, her konunun ehlini bulabilmek gibi çok değerli bir yeteneği olduğunu tekrar teyit ettik.
Emeğinize, ağzınıza sağlık :)
Çok teşekkür ederiz eksik olmayın 🙏👍🧿
Fatih bey,, böyle değerli hocalarla daha derin daha ayrıntı bir sohbet lütfen🎉
Fatih bey lütfen eğitim konusunda daha çok aydınlatıcı video istiyoruz. Şimdiden tşkler❤
Unutturmadıgınız icin Var olunuz. Sevgili Ercan ARIKLI, { " Hayatım Baska, Baska " yla Ufuk açıcı }ve öngörülü,Dinamik, Muhtesem Ekibi," Nokta"nın Efsane - özgür Kapakları / 1986
i.Dogramacı / YÖK/ dün gibi,, , ,, :))
Ümit Özdağ daha güzel ve net özetleri MEB konusunu.
'Birisi hata yapacak diye herkesi baskı altına almak..' ülkemizle ilgili duyduğum en güzel tespit. Sayın Fatih Altaylı teşekkür ederim.
Bu insanları gördükçe aydınlığa inancım artıyor. İyi ki varlar.
hocamin tenis maclarini hatirliyorum .. cok güzel günlerdi .. masallah cok degismemis .. 40 sene oldu ..
hocamdan siyaset bilimine giriş POLS101 dersi almıştım ilk yılımda 1991.. bölüm başkanımdı..dekan ve sonra rektör oldu okuduğum dönemde.. çok çok değerlidir benim için.. onu dinç gördüğüme sevindim.
Üstün hocamın rektörlüğü döneminde öğrenci olma şansını yakaladım.Çok değerli bir bilim insanı...
Eğitim ile ilgili Eğitim Felsefesi konusunda da bir konuk almanızı rica ederim. Konunun sosyolojik olarak önemi ve mevcut ve gelecek müfredatın olası sorunlarını ele alabilir misiniz. Emekleriniz ve çabalarınız için teşekkürler.
Ustun bey 89 yasindaymis saglikli uzun omurler dilerim cok bilge bir insan❤
Lokomotif lise ve ortaokulların neler yaptığını anlatan bir program olsa çok güzel olurdu.
Hocamı 1.25x hız ile daha efektif dinleyebilirsiniz. Kendilerine sağlık afiyet dilerim. Kıymetli bir program olmuş.
Üstün hocamın sarf ettiği "üniversitelerle ilgili sorun yok, üniversiteye gelen çocuklarla var" seklindeki saptamaya yürekten katılıyorum. Çözüm var mı var aslında. Başta herkesin "üniversite" okumak zorunda olmadığı gerçeğinden hareketle eğitimde beceri ve istidadın ön tutulması gerekiyor. Doğu bloku ülkeleri biliriz hepimiz, bildiğim üzere çocuklar bir spor dalıyla uğraşmaya ve bir müzik aleti çalmaya zorunlu tutuluyor o ülkelerde. Gürcistan'dan gelen ve hasta bakımı ile hayatını kazanan bir hanımla tanışmıştım zamanında. Oğlu mühendis, ama aynı zamanda keman çalıyor. Kızı matematik öğretmenliği okumuş ama çok iyi piyano çalabiliyor. İşsizlik ve istihdam eksikliğinden iş bulamayan bu çocuklardan biri düğün vb organizasyonlarda yer alan müzik grubunda keman çalarak, diğeri ise piyano öğretmenliği yaparak geçiniyor. Bu bence harika bir örnek. Bu çocuklar hiç bir surette "işsiz" kalmıyor. Suriyelilerin akını sırasında da aynı şeyi düşünmüştüm. Suriyeliler arasında iş bilen, el becerisi olan, mesleki yetisi, el sanatları vs bilgisi olanlar hayata daha kolay adapte oldular. O yüzden eğitim sisteminde ana hata bence "herkesin" üniversite, uydur kaydır üniversitelere, tek apartmanda eğitim veren "üniversite" olduğunu iddia eden sözde üniversitelere giriş hakkı kazanıp "bir şey" olmaya itilmesi. Önce bir kere bunun değişmesi şart. Diğer yandan "iyi öğrenci" beklentisi biraz ironik değil mi? "İyi öğrenci" yetiştirmesini beklediğiniz "öğretmenler" belki üniversitelerin en "yok sayılmış, değer verilmeyen" bölümlerine gidip eğitim alıyorlar, sonrasında da kısıtlı maaşlarla, o dönem kim iş başındaysa o iktidarın zorlamalarıyla, tahditleriyle çalışmaya mecbur bırakılıyorlar. BU profilden ne bekleniyor sorarım? Belki bir gün öğretmenler üniversitelerin "en yüksek puan" gerektiren bölümlerinden mezun oluo, iyi maaşlarla çalışırlarsa öğrenci kalitesi de artar :) Bu vahim bir sorun ve acilen iyileşmesi gereken bir yara. Dİğer yandan öğrenciler dışında halkın geri kalanının da asgari bir kültür düzeyine erişmesi, okuduğunu yazdığını dinlediğini anlayabilecek kapasiteye gelmesi de başka bir önemli mevzu. Bunun için de Cumhuriyetin kurucuları en güzel tedbiri almış zamanında. "Köy Enstitüleri"... Ben MEB olsam ilk icraatlarımdan biri bu olurdu. Bu köy enstitülerini yeniden hayata geçirirdim. Bu halk ATA'mın dediği üzere aslında akıllı ve çalışkan. Hiç bir şeyde yanılmayan ATA'm bunda yanılmış olamaz. Halk daha çok işlenmemiş cevher gibi. Değerli ama işlenmediği için değersiz görülüyor.
Eğitim adına hiçbir şey alamadığım bir konuşmaydı. Eğitimde yaşanan sorunların fakında olunduğunu düşünmüyorum.
Program için teşekkür ederim. Fatih Bey daha spesifik ölçekte alanında uzmanlar çağırabilir misiniz? Programı Geliştirme uzmanları. Ayrıca Fen Bilimlerine,Sosyal Bilimlere de hakim çok sayıda uzman var. En azından kağıt üzerinde sesleri çıkmıyor. Ted'e bağlı Tedmem var. Güncel görüşleri ve yayınları var. Eğitim Bilimleri Fakülteleri var. Burada çalışan öğretim üyeleri şimdi konuşmayacak da ne zaman konuşacak. Program Hazırlama Değerlendirme diye bir ders var. Mevcut Programın hazirlanisinda hangi kriterlere uyulmus, görüşleri nelerdir? Daha derin ve konuya hakim uzmanlar bekliyoruz.
Fatih abi eğitimdeki en büyük problem özel okul adı altında ki bir çok okulda öğretmenler hem çok fazla çalıştırılıyor hem de işiyle alakasız görevler veriliyor. aldıkları en fazla asgari ücret onun altında alan bir çok öğretmen de var bu insanlar geçim sıkıntısı yaşarken geçim derdiyle boğuşurken nasıl öğrencilerimizi cocuklarimizi eğitecekler. Bir insanın problemleri varken kendini nasıl geliştirebilir öğretmenin de kendini geliştirmesine ihtiyacımız var buna vakti olmayan öğretmen nasıl kendini geliştirecek öğretmenlerimizin %90’ı sosyalleşemiyor sosyalleşebilecekleri tek yer okul ve bu insanlardan yararlı bireyler yetiştirmesini bekliyoruz bu sorunu çözersek Yani en azından devlet okullarındaki öğretmenlerle eşit haklara sahip olsalar eğitimdeki sorunların yarısı çözülür.
Konya Fatih Endüstri Meslek Lisesi 1998 mezunuyum. 2016 yılında mezun olduğu okuldaki bölüm öğretmenlerimden o dönemde halen çalışanlar ile görüşmüştüm. Eğitim siteminin 1998 senesine göre çok daha kötü hale geldiğini üzülerek anlatmışlardı. Bizim o dönemde çok iyi eğitim aldığımızı söylüyorlardı. 1998 senesinde öğrenciler ve öğretmenler eğitim sisteminin kötü olduğundan şikayet ediyorduk. Şimdi eğitim sistemi kötü bile değil berbat.
Herkes eskiden eğitim sisteminin daha iyi olduğunu söylüyor, belki gerçekten öyledir ama şunu merak ediyorum: Madem eski nesiller daha iyi eğitim aldı o zaman bu insanlar nereye gitti? Bu aldıkları eğitimle Türkiye'ye ne kattılar?
@@Aeterna71 Türkiye'ye katkı yapacakların çoğu yurt dışına gittiler. Halkın yanlış siyasi tercihlerinden dolayı. Bizzat tanıdığım arkadaşlarım var yurt dışına gelişmiş ülkelere yerleşen. Aziz Sancar, İlber Ortaylı.... vs. gibi az sayıda insanın Türkiye'ye ne kattıkları belli tartışılması bile abes olur. Bu gibi eğitimli insanlar Türkiyede kalmasalarda bugün çok daha geri kalmış bir ülke olurduk.
@@Aeterna71 İyi felan değildi en kötüden iyisi diye kendilerini avutuyorlar 90'larda okumasak inanacağız, berbattı. 50 yıldır berbat olan şeye güzelleme yapılmaz, her zaman berbattı, hiçbir zaman kalbür üstü olmamış ki daha da kötüye gidişinden ders alınabilsin. Hani görmedik diye çok övüyorlar ya cumhuriyetin ilk yılları, o köy enstitüleri bile aynı lafta o biçimler raporlara, hatıratlara bakmazsan yiyorsun 3-5 tane adam çıkmış sadece it gibi çalıştırmışlar taş taşıtıp durmuşlar insanlara yine de laf edemiyoruz o yapılanlar da birşey diyoruz 70'lere kadar olanlar en azından bir şeymiş diyoruz kendimizi avutarak. Bulup açıp bakın eski kitapları aptalca eski meseleler var içlerinde herkes kendi tiynetince müfredat yazıp durmuş. Kaldı ki 10-15 yıl da 1 darbe olan memlekette eğitim mi inşa edilebilir. Bize yine görmek nasip oldu, bizden sonrakiler de mutlaka görür. Öztle Türkiyede yetişen insanların hepsi kendi gayretleri, çabalarıyla yetişebildikleri kadar yetiştiler sistem dolayısıyla değil.
@@Aeterna71Bakın o eğitimi alanlar yordayabiliyor, muhakeme edebiliyor. Mantık sonuç süzgecini doğru kullanıyor. Bu nesil korkunç cahil. Sadece bilgisayarda iyiler. O nesilin genel kültürü iyi..
Bu Cumhuriyet ne kıymetli insanlar yetiştirmiş. Programınıza davet ettiğiniz insanların hepsi bir birinden kıymetli. Anlayamadığım şu, bu kadar güzel insan sanki yokmuş gibi davranarak, onları gözmezden, duymazdan gelerek nasıl bu yüzyılı Türkiye yüzyılı yapacağız biz. 😑
Değerli Prof Dr Üstün Ergüder hocam öyle güzel örneklerle karşılaştırmalı anlatmış ki.Hayran kalmamak mümkün değil ❤❤❤❤
Tek bir uzmanın tüm müfredata hakim olmasını bekleyemezsin. Bence her alan için birkaç kişiyi davet edip kendi alanlarındaki değişimleri ve genel izlenimleri tartışmaları daha doğru olur diye düşünüyorum. Önce dünyadaki eğitim sistemin ne olduğu tartışılarak ülkemizin eğitim sistemi ele alınmalı. Bununla beraber dünyada ülkelerin yeni eğitim sistemine geçişte uygulayıp başarılı oldukları müfredatla yeni müfredat karşılaştırılıp tartışılmalıdır. Evrensel ve ulusal yönü birlikte göz önünde bulundurularak incelenmelidir. Sinan CANAN'ın açıkbeyin programında konuk ettiği eğitimci Ali KOÇ'un görüşlerini merak ediyorum.
Keşke Fatih Altaylı millî eğitim müdürünü eleştirirken beyfendinin de bir görüşü olsaydı silip attı bilmiyorum diye????
Üstün Hoca'ya pek katilamiyorum.Mufredat eğitimin anasıdır.Bu hükümet,bu anlayış 20 yıldır müfredat için çalışıyordu,bunun için iktidara gelmişti.
Üstün hocam onun rektör olduğu yıllarda Boğaziçi’nde okudum. Şahane bir insandır❤
Fatih bey lütfen sahadan, sınıftan gelen, ayrıntılı şekilde neden bu değişikliğe karşı durulmalı sorusuna somut yanıtlar verebilen eğitimcileri konuk alın. Hocalarımızın katkıları elbette çok değerli ancak makro düzeydeki değerlendirmeleri topluma yayamıyoruz (tüm konuştuğunuz konular sebebiyle). Lütfen bu değişiklik mecliste onaylanmadan önce somut örneklerle neyin değiştirilmeye çalışıldığını gösteren bir konuk alın, ki konu en azından makro düzeyden mikro düzeye inebilsin. Böylece konunun bütününü görebiliriz. Bu değişiklik geçerse, o videoya dönüp bakmak da faydalı olacaktır. Keşke daha çok vaktimiz olsa ancak sizin de bahsettiğiniz gibi treni kaçırıyoruz. Sahadan görüşlere ihtiyacımız var, öğretmenler alarm veriyor bu konuda ve mevcut durum konusunda. Hemen şimdi ne yapılmalı, hemen şimdi bireysel olarak ne yapabiliriz, neyin farkında olmadığıyız bunu görebilmemiz lazım. Artık sistem değişikliğinden - ne yazık ki- ümidimizi kestik.
Bu değerli söyleşi için çok teşekkür ederiz Fatih Bey.Bu işin peşini bırakmayın lütfen.
Fatih bey benim çevrende herkes tarafından seyrediliyorsunuz. Gerçekten çok çok teşekkür ederim kendi adıma. Bugünkü programınız hocamızın bilgileri ve deneyimleri bilgilendiriciydi. Bu ülkenin en en önemli sorunu eğitim Bu konuyu öncelik verip bizleri böyle hocalarla bilgilendirin. Başarılar dilerim.
Proje okullarında denemesi yapılmadan hayata geçirilmiş bir uygulama da şu: Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde yazılı sınavların yanı sıra konuşma ve dinleme sınavlarının da yapılmasına karar verildi. Üç beceri tek oturumda (45 dakika) ölçülecek, her bir sınav 100 üzerinden değerlendirilecek. 30 kişilik bir sınıfta konuşma becerisini ölçmek için her öğrenciye birer dakika verseniz 30 dakika bu sınav sürer. Nasıl tek oturumda üç sınav yapılacak? Üstelik bu uygulamanın geriye dönük olarak (sorumluluk sınavlarında mesela) da uygulanması isteniyor.
Üstün bey çok önemli bir noktaya parmak bastı. Eğitim bakanlığı ve isbirliği....teşekküğr ederiz
12:15 Fransa örnek alınmış cumhuriyet kurulduğunda. Fransa'da da milli eğitim bakanlığı var; "ministere de l'education nationale". Aynısı Lüksemburg, Fas, Cezayir için de geçerli
Fatih bey muazzam faydalı programlar yapıyorsunuz tebrik ederim. Eğitim ile ilgili Selçuk Şirin ile de program yapmayı düşünüyor musunuz ?
Fatih bey öncelikle eğitim hakkındaki hassasiyetiniz ve ilginiz için çok teşekkür ederim.Ancak 2 programdır konu ile alakalı aydınlatıcı bir program olmadı biz veliler ne yapabiliriz çocuklarımıza nasıl bir yol cizmeliyiz okuldaki eksiklikler tam anlamda ne olacak müfredat neyi içeriyor neyi devre dışı bırakıyor lütfen ama lütfen daha etkin bir konuk bulun yol gösterici olsun bizlere de tekrar emekleriniz ve hassasiyetiniz için teşekkür ederim
Muhtesem bir soylesi. Iste Fatih Altayliyi Fatih Altayli yapan bu tur bir gazetecili, televizyonculuk yapmasidir. Boyle misafirlere ev sahipligi yapmasi onun klasini gosteriyor.
Fatih bey size naçizane tavsiyem. Eğer yeni müfredatın somut ve tarafsız bir analizini istiyorsanız. Lütfen her branş için tecrübeli ve halen aktif öğretmenlik yapan öğretmen arkadaşlarla iletişim kurun, yeni müfredatı ve bir önceki müfredatı herkes kendi alanında incelesin belki tek tek belki toplu olarak onlarla program yapın ve anlatsınlar. Bu şekilde istediğinizi bulamazsınız gibi duruyor. Müfredat değişimi olam her branş için seri şeklinde 30 ar dakikalık videolar olabilir mesela. Yeni müfredat incelemesi serisi şeklinde bir yayın olabilir.
Ezbercilik sadece eğitimde değil, bütün kurumlara sirayet etmiş durumda. Bir yıl kadar önce SMMM oldum ve bitirme sınavlarında sorulan sorular, sınavı değerlendirenlerin kolayına geldiği için ezber ağırlıklıydı. Özellikle hukuk sınavında, hakimlerin bile ezberinde olmayan gün/hafta/tarih aralığı soruları soruluyordu. Şu an İngiltere menşeli ACCA sınavlarına çalışıyorum. Çalışırken hem öğreniyor hem de keyif alıyorum.
Kemal Gürüz 98'de bir günde üniversiteye giriş sistemini değiştirdi. Yüz binlerce gencin hakkını yedi. Meslek Lisesi mezunlarının önünü tıkadı, Sözel ile giriş yapılan Hukuk fakültesi gibi bölümleri Türkçe Matematik ile girilir kıldı vs Liseye başlarken Hukuk okumak isteyen bir genç sözel bölümü seçerken Liseyi bitirince adama sen dur ulan ayı dendi. Hâlbuki bu gibi değişikliklerin yıllar öncesinden haber verilip yapılması gerekiyordu ki gençler ona göre kendilerini hazırlasınlar. Ama "ben yaptım. oldu." Anlyayışını çok seviyor bu ülkeyi yönetenler. Sonucunda ne oldu? Millet tepkisini AKP'yi ve neredeyse Cem Uzanı seçerek gösterdi. 2 ay daha vakit olsa Cem Uzan da Meclise girecekti ama yüzde 7'de kaldı. Şimdi AKP'ye kızıyoruz da AKP öncesi de çok matah değildi. Boş geçen dersler, derse girmeyen öğretmenler, derste öğrenciye tahtaya yazı yazdırıp kendi gazete okuyan öğretmenler... Velakin, Şah idik şahbaz olduk. Okumuşu bunları yaparsa Cahilini siz düşünün hele.. Bence normal. Mısır koçanı heykeltraşının da dediği gibi; o suyu başka yerden akıtamazsın. Kemal Gürüz böyle yaparsa AKP daha beterini tabiki de yapar.
Üzerinden vakit geçince gürüz gibi kafatasçı, eğitimde ahmağı herhalde unutuldu diye över hale geldiler. Dediğiniz gibi kemal gürüz gibi güya okumuşlar, yetişmişler yüzünden bugün ki hale dönüştük.
sözleşmeli öğretmenlik meselesinden de bahsedin lutfen ,, okul oncesi okulda diyetisyenler mezunu kişi girip öğretmenlik yapabiliyor rezalet bir durum
sözleşmeli değil, ücretli öğretmenlik asgari ücret bile alamıyorlar. sgk yarı zamanlı yattığı için devlet hastanelerinde bakılmıyor. lisans mezunu olman yeterli ücretli öğretmenlik için ...
Müfredat hakkında şu ana kadarki en derinlikli, sağlam ve yerinde eleştiri olmuş.
Gerçekten siyasetci bakışı tatmin etmemişti
Abbas Güçlü de olabilirdi
Güzel konu.gündem olmalı.devam böyle.
Bilim, sanat, müzik temelli güncel ihtiyaçlara dayanan, özgüvenli insan yetiştiren eğitime dönecek yönetime gerek olduğu hepimiz biliyoruz.
Keşke müfredatı da konuşsaydınız da insanlar bilgilenseydi.
İlk program boş bir siyaset programıydı ama ikincisinde de yapılamadı. Sanırım ülkede bu müfredatı inceleyebilecek birisi kalmadı.
Değerli Prof DrÜstün Ergüder hocamıza ve size teşekkürler...
Fatih Bey bu yayın için size ve tüm ekibinize teşekkürler, Ümit Özdağ programıyla ilgili çok içime sinen bir program olmadı dediniz ancak bence bu da yeni müfredat konusunda çok derinlikli olmadı. Neden biliyor musunuz, çünkü müfredat adı altında önümüze sunulan yüzlerce sayfalık metinler o kadar belirsiz o kadar karmaşık ki, ilk bakışta "din dersleri çok fazla" deniliyor ancak bunun ötesinde satır aralarından kimbilir neler çıkacak ve bunun sonuçları uzun vadede ortaya çıkacak maalesef😔 Yeni müfredat olarak büyük bir buzdağının görünen kısmını konuşuyoruz sadece, yıllar içerisinde derinlerde neler var yavaş yavaş ortaya çıkacak😔
Müfredattan bir bilgi edinemedik ama başka değerli bilgiler aldık, teşekkürler
Vay be hocamız 1937 doğumluymuş..ne kadar dinç ve zinde.uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum
55:23 Aslında Cumhuriyeti zamanında çok tekmeledik, hor kullandık. Aslında Cumhuriyet çok büyük bir olay.
Hocamızın da elitistliği, liberalliği filan duvara toslayınca hatta toslama da değil dibin dibine giderken kendi ülkesinin gerçeğini eninde sonunda idrak edebilmesi de takdire şayan. Darısı tüm liboşların başına.
Müthiş bir konu seçimi müthiş bir konuk . Minnettarız hem size hem Üstün Ergüder hocamıza. Baska baska konuklarla cok daha yoğun bir şekilde masaya yatirilmali bu konu
Daha dinlemeden başlığa aşık oldum 👏👏👏👏 birileri ülke batmadan şu eğitim sistemini düzeltsin artık
Konuğun yeni müfredat ile ilgili ayrıntılı bilgisi olduğunu düşünmüyorum.. Bu yöndeki soruları ya geçiştirdi ya da bu sorulara genel cevaplar verdi. iyi bir eğitim yöneticisi olabilir ancak eğitimin geleceğini şekillendirmek gibi zaten müfredat dayatanlardan yaka silktiğimiz tavrı kendisi de gösteriyor. Eskinin kıymetini bilememişiz söylemi biraz sorunlu görünüyor şöyle ki: yirmi yıl sonra birileri bugünler için kıymetini bilememişiz diyebilir. YÖK' nun kurucusuna rahmet okuyup, türbanlı öğrencileri keskin kutuplaşmalara iten kişiye eğitim duayeni diye bakılması, sohbetin içimize sinmeyen bir diğer zayıflığıydı.
önceki program konuğunun da beklentiyi karşılamadığını söyleyebilirim ancak yorum yapmaya değer bir yanı da yoktu.
son olarak yeni eğitim müfredatı ile ilgili yayınlara devam edeceğinizi söylediğiniz için; ilgili konuda fikirlerinin daha çok duyulmasının yararlı olacağını düşündüğüm, ondokuz mayıs üniversitesi felsefe bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hasan Aydın hocayı önermek isterim. saygılar.
Tskler Fatih Bey
Fatih bey,
Bu eğitim konusunu Niyazi Kahveci hocamızlada yapsanız çok faydalı olur.
Hayalimizdeki eğitim öğretim modellerini,Finlandiya fenomenini,Türkiye^nin seçkin okullarını vb. değil de şu an aktüel olarak dayatılan müfredat üzerinde acilen "program ne idi,şu anda ne"spesifik değişiklikler nelerdir...bunların üzerinde durmamız gerekiyor diye düşünüyorum....
Ümit Özdağ ile yaptığınız söyleşide yeterince derinlikli bir müfredat tartışması yapmadığınızı belirttiniz. Ben de katılıyorum, Ümit hocadan özellikle "peki doğrusu nasıl olmalı" noktasında bir cevap alamadım. Yalnız sayın Üstün Ergüder hocamızın da oldukça yüzeysel geçtiğini düşünüyorum. Uzmanlık alanı olmadığı için görüş bildirmek istememiş olabilir. Ama bir vatandaş olarak eğitim sürecinin nasıl ele alınması gerektiğini ve Türk milletinin sahip olması gereken programın çerçevesini öğrenemedim. Bu konuda farklı uzmanlar ile bir program daha yapma imkanınız olursa sevinirim.
Hocanın, Rektörün görevini orkestra şefine benzetmesi harika olmuş. Aslında bu orkestra şefi benzetmesi bütün yöneticilerin sahip olmaları gereken en büyük uzmanlık ve estetik boyuttur. Ülkeyi yönetenler baştan aşağıya bu vasıflara sahip olurlarsa ülke çok daha kolay, etkin ve üretken bir tarzda yönetilebilir. Biz Türklerin her işi en zor, en saçma (etkin ve üretken olmayan) ve insanı yoran bir şekilde yapıyor olmaları adeta örnek (kötü örnek) tir. Kötüyü örnek almak ta da bizi kimse geçemiyor. Üzüm üzüme bakarak kararıyor, maalesef.
Hafta sonu bir bilgi yarışma programına ODTÜ öğrencisi çok tatlı bir genç kız katılmıştı. Soru "pusulada hangi harf yazıyorsa güneyi gösteriyordur" şeklindeydi. O tatlı kızımız kırk saat kafa yordu ve nihayet S diyebildi. Program sunucusu çileden çıktı. İki saniyede verilebilecek bir yanıt olması dışında karşınızdaki kişi üniversiteyi geçtim ODTÜ öğrencisiydi. Durumun korkunçluğu adına bence iyi bir örnekti bu :( Kızımız diğer sorularda da benzer performans sergiledi. Biz "artık bunu da biliyorsundur" derken o epey bir sancı çekti yanıtları verirken... bu arada yarışmacı 100 bin tl alıp gitti ! Bu da kara komedi neredeyse.
22 yıllık bir öğretmen olarak her zaman Eğitimin Devlet güvencesi altında olması gerektiğini, kişiye göre değişmemesi gerektiğini savundum. Elbette güncellenecek ama deneme tahtasına dönemez. Arada kaybolan nesiller çok büyük kayıptır.
Müfredatla ilgili konuşmanın çok da gerekli olduğunu düşünmüyorum bir öğretmen olarak. Zorunlu eğitimin varlığı, öğrencilerin sınıfta kalma korkusunun olmaması biz öğretmenleri en çok zorlayan durum. Öğrenciler sınavlarına dahi canları istemediği için girmiyorlar ama o öğrencileri ve velileri arayıp bulmak yine bizim görevimiz. Ayrıca 5. Sınıf kesinlikle ilkokul olmalıydı. Ve en önemli sorunlardan biri de seçmeli dersler için ders saatlerinin artırılması. Ortaokul öğrencisinin 7 saat okulda kalmasının hiç bir faydası yok. Okuldan daha çok uzaklaştırdığını düşünüyorum.
Keşke tekrar ezbere dayalı eğitime geçsek, halihazırdaki durumdan daha iyi olurduk. Kötünün iyisini arar olduk.
Teşekkürler
Bir Prof. Milli Eğitim Bakanını tanımıyorum diyor :) Öyle haklı ki, iç sesim oldunuz, ben de tanımıyorum.
Öğretmen alımından haftalık ders saatine, müfredata kadar her şeye okul (öğretmen, öğrenci, ebeveyn) karar vermeli. Bakanlık okullardan elini ayağını çekmeli. Okul müdürlüğü yaptığım dönemde okulu demokratikleştirmeye çalışırken disiplin kurulu yerine savcısı, hakimi, avukatı olan öğrenci mahkemesi kurmak istedim. Olmadı. Sistemin değişmesi çok önemli. Edebiyat müfredatını örneğin ben hazırlasaydım ilk yıl günlük haftalık, aylık yerel, ulusal gazete ve dergilerin, internet sitelerinin okutulması, youtuberların vs. izlenmesiyle başlardım. Hayattan kopuk bir edebiyat eğitimi olmaz. Bizde edebiyat programları Alper Tunga sagusuyla başlıyor.
Üstün hoca çok değerli bir insan fakat ortadoğuda yaşıyoruz ve eğitimi tamamen özerkleştirmek bağımsızlaştırmak türkiyeyi uzun vadede bölmek demektir öyle bir sistemin çok fazla suistimal edileceğini düşünüyorum aslında uzun vadede öğrencilere değer diyerek hiçte bizimle alakası olmayan değerleri dayatmaktan vazgeçilse olduğumuz yerden 50 yıl ileri gideriz
Az kalsin atlayacaktım. Cok şükür yakaladim. Iyi gunler, iyi aksamlar
Keşke 2 haftadır isyan eden, taban maaş hakkı için mücadele eden özel sektör öğretmenleri sendikasını da çağırsanız ve konuştursanız. Sizin ona özel bir program yapmanız çok etkili olacaktır, bu da eğitimin bir parçası.