Marcus Aurelius ve Stoacılık Üzerine (2. Bölüm)
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 9 ก.พ. 2025
- Merhaba değerli dostlar, bu videoda Marcus Aurelius ve Stoacılık üzerine konuşuyorum.
Doğaya uygunluk bir ilke olarak evrendaşlık duygusunun bir gereğidir.
Marcus Aurelius bu evrendaşlık duygusuna sahiptir.
Ancak bu duygu, onu Roma’nın politik geleneğinin dışına çıkarmaz, aksine onun Romalılık ülküsü ile evrendaşlık duygusu iç içe girmiştir, o hem Romalı hem de evrenin sıradan bir parçası ve organıdır.
Evrenin sıradan parçaları olan tüm unsurlar, yani tanrılar, insanlar ve diğer her şey ortak bir paylaşım deneyimini yaşar.
İnsan, kendi yaşamının bir savaşa veya geçici konaklamaya benzediğini bilmelidir. Her şey geçici, her şey birbirine dönüşür, doğaya uygun olan veya doğanın uygun gördüğü budur.
Doğanın nizamı çerçevesinde ölüm bir lütuf gibi kabul edilmeli, zira nesnelerin dönüşümüne neden olur. Bu nesnelerin özgürleştirilmesi anlamında bir lütuftur. Belli bir bedensel form ve biçim sonsuza dek nesneye egemen olmaz, bedensel dönüşüm ilkesi nesnenin özgürlük ilkesidir. Ruh ve beden ikiliği çerçevesinde bakıldığında bedenin ölümü ruhun serbest kalması, bir öz olarak hapsedildiği formun dışına çıkmasıdır. Doğanın ölüm gerçekliğiyle sağladığı imkan budur.
Marcus Aurelius ölüm gerçeğini kabul etme noktasında insanları acele etmeye çağırır. Çünkü yaşamımız sona doğru yaklaşırken idrak kabiliyetimiz de azalıyor. Filozof bu noktada kamu yararının olmaması koşuluyla başkalarını dert etmemek gerektiğini söyler. Burada hem başkaları hem de başka şeyler dışsal unsurlar olarak karşımıza çıkar, dışsal unsurlar karşısında sadece kaderin bize uygun gördüğü çemberin içinde kendi rolümüzü oynamalıyız.
Hatırlarsınız Epiktetos da “Gücünü aşan bir rol üstlenirsen hem bu rolle kendini rezil edersin hem de başarıyla üstlenebileceğin başka bir rolü kaçırmış olursun” diyordu.
Burada kaderin evrenin tüm unsurlarına pay ettiği rol ve görevlerin bütüncül uyum ve düzeni sağladığı düşüncesiyle karşılaşırız. Bu yüzden insanın kadere boyun eğerek, başına gelen her şeye katlanması ve kapasitesi ölçüsünde evrenin düğer unsurlarıyla çatışmadan varlığını sürdürmesi hem kendisinin hem de evrenin hayrınadır. Marcus Aurelius bunu dik tutulma değil, kendi başına dik durma olarak formüle eder. Zoraki değil, evrensel birlikteliğin bir gereği olarak birey kadere boyun eğer.
Marcus Aurelius'la ilgili yararlanabileceğiniz kaynaklar:
-Marcus Aurelius, Kendime Düşünceler, çev. Y. Emre Ceren (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018).
-S. Doğan, "Marcus Aurelius'un felsefesi", Yüksek Lisans Tezi, 2016. (tez.yok.gov.tr...)
-N. Kılıç, "Marcus Aurelius'un ahlak ve siyaset felsefesine bir bakış", Yüksek Lisans Tezi, 2008 (tez.yok.gov.tr...)
-M. Akdemir, İnsan Felsefesi: Epiktetos ve Marcus Aurelius Örneği, 2016 (www.kitapyurdu...)
-P. Hadot, "Ruhani Alıştırmalar ve Antik Felsefe, çev. K Gürkan (İstanbul: Pinhan, 2012): 123-188.
"Marcus Aurelius", Stanford Encyclopedia of Philosophy (plato.stanford...)
-G. R. Stanton, "Marcus Aurelius, Emperor and Philosopher" (PDF: sci-hub.tw/htt...)
-S. A. Stertz, "Marcus Aurelius as Ideal Emperor in Late-Antique Greek Thought" (PDF: sci-hub.tw/htt...
-John Sellars, "Marcus Aurelius in Contemporary Philosophy", 2012 (PDF: www.academia.e...)
-R. Johnson, "Marcus Aurelius: Stoicism in Practice" (PDF: www.academia.e...)
Arnold, Roman Stoicism (PDF: archive.org/de...)
Cengiz bey , evde insanlar. Lütfen devam ediniz nitelikli videolarınıza. Selamlar sevgiler saygılar
11:00 telos , amaç. Bütün eylemlerini dayandırabileceğimiz bir dayanak. Bu doğaya göre yaşamaktır.
14:00 önemli olan benim kötülüklere karşı tutumun.
Sarf bedenin olmaması ruhun evrendaşlık.
19:00
Bütün kötülükler evrendaşlık , bağlantısallık olmamasından doğar.herkes kendisine biçilen rolu oynsmakla zorunludur o da doğa tarafından belirlenir.
24:00 bizim asıl okuyacağımız kitap doğa kitabıdır
Yedikçe acıktıran , bağımlılık.
31:00
Romalı ülküyle , felsefi ülkünün birleşmesi
2 yıl gecikmeli de olsa, bu güzel videonuzu keyifle dinledim, sabah taze zihinle çok daha güzel anlaşılıyor ve çok güzel bir anlatınız var, çok teşekkür ediyorum. Sesinize aklınıza vaktinize emeğinize sağlık❤
cengiz hocam eksik olmayın. çok teşekkürler.
Good content friend.
Çok kafama takılan bir şey daha sormak istiyorum 8.kitapta 87.sayfa (55).kısımda ''Kötülük genel olarak evrene hiçbir zarar vermez,özel olarak da bir insanın yaptığı kötülük bir başkasına zarar vermez;sadece istediği zaman ondan kurtulma gücüne sahip olan kişiye zararlıdır.'' demiş kitabı hararetli ve sindirerek okurken bu kafama gerçekten çok takıldı acaba burda ne demek istedi diye çeviriye aktarırken anlam eksik olmuş olabilir mi diye de düşünmedim değil.Kafamda hemen şu belirdi Hitler, istediği zaman kurtulma gücüne sahipti böyle bişeyden yaptığı yanına kar kaldı gibi hatta belki tarihsel bağlamda o topluluğa fayda getirmiş de olabilir ama şunu anlıyorum yahudiler bundan istediği zaman kurtulma gücüne sahip olmadılar,olamazlardı.
bu sorunun cevabını bulduysanız yazabilir misiniz?
"Sadece istediği zaman kurtulma gücüne sahip olan kişi" denilen kişi, beni düşündürdü. Bence bu kişi kötülüğün ve iyiliğin ne olduğunun farkında olan kişidir ve aynı zamanda da irade sahibidir( kurtulma gücü= irade+ farkındalık ) Yaptığı kötülüğün farkında olduğu için de, kötü şeyler yaptığının farkındalığı altında ezilmektedir. Bu sırtında taşıdığı bir yük gibidir ve yükün ne kadar ağır olduğunu da hisseder. Öte yandan kurtulma gücüne sahip olmayan kişi de hem farkındalık hem de irade sahibi olmayan kişidir. Kötü olmaktan keyif alıyor olabilir ancak kötülüğün ya da iyiliğin gerçekten ne olduğunu bilmemekte ya da hissedememektedir. Yani konuya hakim olmadığı için kaybolmuş bir kişidir, batağa saplanmıştır ve onun için oradan çıkış yoktur. Ve tamamen kaybolmuş olduğu için de kendisi zarar da görmemektedir, kendisinin farkında değildir çünkü, onun kendi algısında o mutludur ve sorun yoktur.
Benimde kafama takıldı kitaba yeni başladım bazı kısımlar beyin yakıyor bazen cevabını bulursan ilet bize
istediği zaman ondan kurtulma gücüne sahip olan kişi herhangi biri değil, herkes. Marcus burada insanın kötülük yapma eğiliminden kurtulabilen bir varlık olduğunu belirtip; kötülüğün, kötülüğü yapan insana zarar vereceğini söylüyor. kitabın geri kalan kısmında bu konuyla alakalı düşünceleri de bu yönde.
Hocam mevzular süper! Anlatımınız müthiş! Sanki kafanıza kamera arkasından bir silah doğrultulmuş da zorla anlatıyor gibisiniz. Bir dahaki video da kaş göz yapın hayati tehlike varsa! 😂
XI. 31. açıklamanız mümkün mü?
Marcus Aurelius 11.30-34'te farklı kaynaklardan alıntılar yapıyor, bu da onlardan biri. Sorduğunuz kısım Homeros, Odysseia 9.413'ten bire bir alıntı: "Ἐμὸν δ᾿ ἐγέλασσε φίλον κῆρ."
kitapta sürekli yöneticilik ilkesine başvurmaktan bahsediyor bu konu okurken çok kafama takıldı yani bu benlik duygusunu mu anlatıyor buna Romalı bir imparator olmasının ufak bir cilvesi denebilir mi yoksa bunun mantıksal bir temeli var mı yöneticilik ilkesini biraz açar mısınız?
Marcus roma imparatoru ve kitabı kendine yazmış kendiyle konuşmuş .Yöneticilik ilkesi kendi imparatorluğundan geliyor yani
Çok iyi teşekkür ederim
Hocam Gladyatör filminde M. Aurelius komutan Maximus'un kendinden sonra İmparator olmasını ve imparatorluğu eskisi gibi cumhuriyete çevirmesini istiyordu. Bu kurgu senaristlerin "filozof kral" fantezisi mi yoksa stocılık ile bir bağ kurulabilir mi?
İmparatorluğu yeniden "res publica" rejimine döndürmeyi istediğine dair tarihsel ve metinsel bir dayanağımız yok, bu muhtemelen senaristlerin cumhuriyet fikri lehindeki kurgusal bir eklemesi. Şuna dikkat çekmek istiyorum: İmparatorluk dönemi yazarlarının cumhuriyet döneminin erdem ve ideallerini sıkça övdüğünü görürüz, bu şaşırtıcı değil, zira Roma'nın egemenlik anlatısının kaynağı buradadır. Ancak rejim değişikliği yönünde bir dönüş arzusu açıkça dile getirilmemiştir. Ayrıca bunu bir olasılık olarak da Stoacılıkla ilişkilendiremiyorum.
@@jimithekewl Teşekkürler
Super hocam.
"Bir hükümdar düşünün, eserinde ilk önce öğretmenlerine teşekkürle başlıyor..."
Bir çok filozof, döneminin evliyası hatta belki de peygamberidir diye düşünüyorum. İlahi ilhamlarla insanlara IŞIK tuttuklarını düşünüyorum.
@@TT.4343 Benim inancına göre Tanrı yaşama müdahale eder ve yol gösterir. Kullandığım kelimelere takılmayınız. İçinden geldiğimiz Müslüman kültürden dolayı bazı kavramları kullanmaya devam ediyoruz.