Videonun sponsoru Akiflow aracılığıyla zaman yönetimi pratikleri ile tanışın; haftalık programınızın kontrolünü elinize alın. Üyeliğinizin ilk senesinde tam %70 indirimden faydalanmak için kod "PELIN." İlk 200 için geçerli. Denemek için akiflow.com/pelin.
@@pelindilaracolak Benim Havva ile Adem Miti üzerine üç soru var kafamda..Bu ikili Dünya'ya kovulmadan önce "cennette" bizim zaman kavramımıza kaç yıl yaşadı..? Bu süre içinde neden çocukları olmadı.? Üçüncüsü ise orada sürekli kalsalardı bugünkü insanlık olmayacakmıydı?
Bu cümlenin mantıksal çıkarımı şu şekilde özetlenebilir: 1. **Önermeler:** - "Yorum, gerçeklere bakarak yapılan çıkarımlardır." - "Eğer bir gerçek yoksa, yorum da olmaz." 2. **Çıkarım:** - **P1:** Yorum, yalnızca gerçekler temel alınarak yapılabilir. - **P2:** Gerçeklerin yokluğu, yorumun yokluğunu gerektirir. Bu durumda, yorum yapabilmek için gerçeklerin var olması zorunludur. Eğer hiçbir gerçek yoksa, bu, yorum yapılamayacağı anlamına gelir. **Sonuç:** Gerçeklerin yokluğu, yorumun da yokluğu anlamına gelir. Yani, yorum yapmak için mutlaka gerçeklerin var olması gerekir. Gerçeklerin olmadığı bir durumda yorum da var olamaz.
Bu hikayeleştirmede “bilge ağacı” ifadesi var. Tanrı’nın ilk sorusu da: “Çıplak olduğunu sana kim söyledi, yasak ağacın meyvesinden mi yedin?” Buradan şu çıkarsamayı yapıyorum; Bilge Ağaç Adem’e bilgi sınırı dışındaki şeyleri mi sunuyordu. Yasak olması, farkındalığı getirmesinden miydi? Aslında cennetten dünyaya gelmek ya da fırlatılmak demek: “farkındalığın gelişmesi” ile eşdeğer midir? Yani insan, çıplak olduğunu fark eder, çünkü artık bunun alternatifleri olduğu bilgisine erişir. Öyleyse seçme hürriyeti ve seçimler evreni önünde açılır. Böylece cennetin “her şeyden habersiz masum güzelliği” yerini “farkındalık cehennemi” olan dünyaya mı evirir? Sorular…
Bu kıssanın bizdeki versiyonunda insan o günahı işleyene kadar çıplak değildir, Tâhâ 118'den anlaşıldığına göre. Tevrat'tan denen hikayelerin bir kısmı gerçekten Tevrat'tan olmuyor, Talmud'dan da olabiliyor, rivayet ve yorum yığınından yani.
Metaforlar hem önemli hem o kadar önemli değil.Hakikatten konuşuyorsunuz kardeşim.Yorumlar içinde en sağlıklı yorumu sizin yorumunuzda gördüm.Şahsen ben çok istifade ettim.Yukarıdaki yorumumda da (şayet okuyabildiyseniz) sizin beyan buyurduğunuz fikirlere çok yakın benzer gördüm.Bence Hz.Adem ve Hz.Havva kıssasından alınabilecek hisseler ve dersler çok fazla.Ama iman nuruyla idrâk edebilenler için. Allah var idi;O'nunla birlikte birşey yok idi. El'ân (şimdide) öyledir.
İnsanların atladığı bir nokta var. Bizi utandıran bir şey yaptığımızda, elimizle gözümüzü kapatırız. Oysa cinsellikle ilgili bir utanç yaşadığımızda cinsel bölgelerimiİzi kapatırız. Yani o ağaç değildi. Secere bir soydur. Tanrı o soya yaklaşma demişti. Cinsel bölgelerini örtmeleri bu yüzdendi. Orada başka bir soru: Kovulmuş olan İblis cennete nasıl girebilmişti?
Yasak bir ağaç var: Hint keneviri. Adı üstünde; esrar (gizem, sır manasında yani bilgi ağacı hatta aynı zamanda yaşam ağacı belkide ikiside aynı şeydir.) Bu ağacın meyvasından yediğiniz vakit Dilara hanımında anlattığı gibi o yüz trilyon bağlantıya sahip nöronlarınız thc ve cbd gibi psikoaktif maddelerin etkisi ile size çok enteresan deneyimler yaşatıyor. İyi veya kötü olabiliyor. Ama aynı metinlerde yazıldığı gibi kendinizi çıplak hissediyorsunuz. Çeşitli triplere giriyorsunuz. Yılanın dediği gibi kesinlikle ölmüyorsunuz. (Havvayı yılan ayartmıştır yılan zehirli bir canlıdır. Uyuşturucu da zehirdir analojilere dikkat çekerim) "iyiyi ve kötüyü bilerek onun gibi olursunuz! Yeterince düşündükten sonra Descartesin de dediği gibi varolan tek gerçekliğin kendiniz olduğunu, hatta bu dünyanın bir ruya olduğunun farkına varıyorsunuz. Ve aynı zamanda bu sonsuz yalnızlık içinde bir manada da ölüyorsunuz. Mesela...
adem, her hatasında cennetten düşer. oraya tekrar çakabilmek için çabalar. lakin bu yolda yaptığı hatalarına/suçlarına "cennet yaprakları" örter yani "bahaneleri" vardır. her insan bir ademdir. yaşamı boyunca iyi ve kötü ile deneyimler. "yediği meyve" ile artık kendisinin farkındadır. adem, hepimizin gerçeğidir. selamlar
Sizi tanıdığım günden itibaren izlediğim en doyurucu videonuz olabilir Dilara hanım, kendinizi geliştirmek ile kalmıyor bizi de oldukça geliştirerek ilerliyorsunuz. Emeklerinize sağlık!
18:20 aziz Manuel adlı kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim nereye bunu yazacağımı bulamadım burayı buldum buraya yazdım özür dilerim ama mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum saygılar sunarım.
"düşüncelerini değiştir, gerçekliğin değişsin" cümlesi spiritüelist okumalarda neredeyse her yazarda karşıma çıkan bir cümle. hatta az önce söylediğin "başka neler mümkün" cümlesi direk axcess the bars ve theta healing eğitimlerinde falan söyleniyor :D böyle bilimsel altyapısını dinleyince çok hoş oldu. neden-sonuç ilişkim de daha sağlam birbirine bağlandı... çok güzel video teşekkür ederim
Her yeni video bildiriminde heyecanlanıyor, izlemek için sabırsızlanıyorum bugün ne öğreneceğim diyerek ve bunun yanı sıra izlerken sanki bir arkadaşımı dinliyormuşçasına da inanılmaz keyifleniyorum. İyi ki varsınız sizi izlemeyi çok seviyorum.
Dark dizisinde Adam and Eva (Adem ve Havva) göndermesine yer verilmesi dahi bu konunun dünya çapında mutlak bir algı olduğunu kanıtlar. Ki bence insanların nefislerine hakim olamıyor oluşunun da tek dayanağı budur: Bence bu bir Metafor. 🖤
@@CoSmiC__VoiCe uzak doğuda nasıl peki adem havva örneği yok mu, onların tanrı algısı nedir, özellikle dünyanın yaradılışı konusundaki fikirleri nedir mesela
@@ncy524 uzak doğu inançlarında ilahi güçler, yaratılış var oluş gibi kavramlar insan bicimci ele alinmiyor. Ortadoğu ve batıda anlaşılan bir şey değil ama uzak dogululara göre hepimiz putperest iz yani tanrilari özne olarak ele alıyoruz, onlar bizimle konuşuyor, yaratma tasvir edilirken insanın comlekten kap yapmadı mantığı ile atıyorumm dünya yaratılıyor düzen sağlanıyor, bir nevi kral gibi yönetiyor tanrı evreni vs. Uzakdoğu'da bunlarin hepsi gunahkarliga girer. Sen nefs diyorsun ya? Uzakdoğu bir üstüne çıkar benliğim dediğim ruhum dedigin şeyden ozgurlrsmen gerekiyor ilk önce lahi varlık ile bir olabilmen anlaman için senden geriye hiç bir şeyin kalmamasıi gerek. Dolayısıyla tanrı yerine geçen bu soyut kudreyler de çeşitli dini anlayislarda geçmişte bazıları özellikle mesela hindistandaki sıva gibi insan gibi resmedilmiş olsa da aslen kral kraliçe gibi dusunulmezler özne değildirler öznenin otesindedirler. Bir çok inancda reenkarnasyon da var. Birçoğunun dusundugunun aksine reenkarnasyon arzulanan bir durum da değil, yaratıcı varlık ile bir olamayan kirli varoluslarin arınma sürecidir. Dolayısıyla var olan tüm canlılar özneler de aslında nirvana ya da adı hangi dinde ne ise o nihai aşamaya ulaşmayan varoluşun temsilidir (kast sistemlerine bağlı varlık hiyerarsisi gözlenir. ) yani yaratılan varlıklar kendi yolculuklarinda gelişmeden tanrıya ulaşamazlar ancak ulaşana dek de yeniden geçici ve olumlu fiziki varlıklar olarak doğmaya devam ederler bir döngü vardır daima.
@@ncy524 sana uzun bir yanıt yazdım ama TH-cam algoritması ileti alti yorumları keyfine göre filtreliyor ben göremiyorum yazdıklarını sen görüyor musun bilmiyorum.
YARATILIŞ 2:16-17 TCL02 [16] Ona, “Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin” diye buyurdu, [17] “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.” Hikayeyi değistirirsek sonuc deyisirmi ? Adem île havva da bunun denendini goruyoruz Rab ademe Meyveden yeme dedi ve meyveyi yiyen havva idi sonra adem yedi bunun sonucunda neler olacağini bilirdi adem, belkide kafasinda farkli bir hikaye kurarak sonucu deyistireceğini dusunmus olabilir ve ilk once sucu Tanriya atarak yanima koydğun kadin bana meyvayi verdi dedi sonrada havvaya sucu atti kadin da yilani sucladi Rab neden ilk ademe seslendi ? Rab ademe meyve yasağini koyarken havva henuz yoktu kadina goz kulak olmak ona sahip cikmak ademin goreviydi evet adem havvaya bu yasaktan bahseti bunu kadinla yilanin konusmasinda gorduk ki havva Rabbin verdiği buyruktan haberdardir ama bu yetmez adem kadina gerektiği gibi sahip cikmasi gerekirdi dolayisiyla ortada gunah islendiğinde ilk adem sorumlu tutuldu fakat adem sucu tanriya ve havya atti kadin da yilana ama sonuc deyismedi aslinda gunahlarni itiraf etselerdi sonuc yine deyismes cunku ortada bir buyruk var ve sonuc gunah islendi yani kastetiğiniz boyle bir sey ise bunu ademle havvada goruyoruz kendi kurgularni anlatarak sonucu deyistireceklerni dusunmus olabilirler ama olmadi Turkcem sandiğim kadar iyi olmayabilir o yuzden kusura bakayin umarim anlatmak istedimi anlatmisimdir. Bulgaristandan selamlar
Kendine hikayeler anlatan bir beyin bir anlatıcı olarak bende şunları yazayım. "Spiritüalizm eksik kavrayışa sahip materyalzimdir" önermesini pek sevdim. Bu konu aslında çok su götürür felsefe tarihi ve meşhur filozofları açısından. Hayal kurmasak yani zihnimizde kendi keyfi evrenimizi kurgulayamasaydık uyduramazdık. Uyduramasaydık aslında düşünmüyor olurduk, bu açıdan bu çağda artık çok korkulan yapay zeka veya robotlar gerçekten düşünmüyorlar bir tırtıl kadar bile düşünmüyorlar, hayır. David Hume'dan (zihni imgelemede kanat takılan insan= göksel varlık, melek, en kudretli akıl yani insan=Tanrı) İmmanuel Kant a kadar (fenomen/numen çelişkisi, aklın nesnel bir gerçek olup olmadığı ve pragmatizmi=kategorik imperatiflere dayalı nesnel, "koşulsuz" buyruk, ödev ahlakı) irdelenmiş konular bunlar sanırım felsefe okumalarımdan anımsadığım kadarıyla. Bilişimci arkadaş kendi uzmanlık alanı ile ilgili olduğu için teknik olarak hikayeyi irdelemiş ve net bir tespitte bulunmuş. Ben daha "hikayesel" açıdan bakıyorum. Adem Havva ve cennetten kovulma öyküsünü yaşanmış bir somut gerçek olarak düşünen dini geleneğe bağlı insanlardan farklı olarak sayısız benzetmeye sembolizme dayalı soyutlanmış fakat bilgece denebilecek bir trajedi, insanlığın varoluş trajedisi (hatta bunalımı)olarak düşünmüştüm yıllar önce. Dilara'nın değindiği diyalog kısmı ve tanrının soruları soruş biçimi ile insanın bunlara verdiği cevapların zihinsel arka planı bu düşünceme yepyeni veriler (anlatılacak yeni hikayeler) sağladı. Binlerce yıldır göçüp duran ve kendine ve bir yönlendirici, lider, amaç arayan batı medeniyeti (ortadoğu dahil) uzakdoğudan farklı olarak soyutladığı bu nesnel gerçekliği kişiselleştirmiş görünüyor. Nesnel gerçeklik nedir, var mıdır nihayetinde öznelleşen bir şey değil midir? Evet öyle kimine göre tanrı, kimine göre Nirvana vs.(uzak doğu inançları) kimine göre materyalist deniyor onlara ki bu salt doğadır. (tanrının kendi dışında ondan öncül bir varoluşa dayanan bir sebebi olmadığı gibi doğanın da kendi üstünde bir sebebi yoktur.) Ancak nesnel gerçeklik aslında "ben olmayan ve benden önce var olan" demektir. Doğa,kozmos vs sen ona bağlı ve muhtaçsındır sınırların vardır ama o sana bağlı değildir, sınırı da yoktur. Yani nesnellik dediğimiz şeylerin tamamen kurgusal ve öznel olduğu söylenemez. Adem ve Havva hikayesinde tanrı her ne kadar kişiselleştirilmiş olsa da sorduğu sorular aslında insan açısından bir iç ses gibidir. Her ne kadar mitsel edebiyat bu varlığı kudretin ve mutlak hakimiyetin temsiline dönüştürmüş olsa bile. Hikayedeki mantıksal çelişkiler bir yana, çünkü onlar hikaye anlatısında ulaşılmak istenen hedefe, asıl anlatılmaya çalışılan durumu belirtmek için kullanılmıştır bana göre. Nedir bunlar? Şeytan ile tanrının öncesinde insanın saflığı ve özgür iradesi konusunda bu konuda aralarında tartışmış olmaları, tanrının insana kefil olması ondaki kendi sebep olduğu bilgeliği övmesi, buna karşın şeytanın bunun birşey ifade etmeyeceğini ,insanın zayıflığının onu kolayca manipüle edilebilir ve yozlaştırabilir kıldığını söylemesi, bu yüzden meyvesi yasak bir ağacın cennetin tam ortasına dikilmesi vs. Tüm bunlar aslında insan aklını akıllı varoluşundan kaynaklanan bir tuzağa çekmek, aklın şaşırdığını anlatmak içindir ve anonimdir. Özetle bilgi ağacı aslında insanı insan yapar, cennetteki mutlu çift ise bunun öncesinde bir insan değildir. Hatta o bu hali ile tanrıyı bile bilmemektedir, kendini de bilmemektedir, halen bir hayvandır. Sadece ana odaklanabilir, neden sonuç ilişkileri kurgulamaz, geçmişi düşünmez şimdi ile kıyaslamaz ,gelecek için de hayal kurmaz. Hikayede tanrı aldığı cevaplardan Adem ve Havva nın artık eskisi gibi olmadığını sebep sonuç ilişkileri kurguladığını ve kendisini fark ettiğini anlar ve ikisi anında lanetlenirler. İlginçlik de tam burada. Batı ve ortadoğu pagan çok tanrılı veya tek tanrılı din anlayışında lanet va insan kovuldu, hem de özellikle demusevi hıristiyan geleneğine göre idrak etme (tanrı varlığı dahil) suçundan kovuldu. İşte bu da kovulanların öyküsüdür, tamamı yurtsuzdurlar ve yeni yurt ararlar kitapları bununla başlar. Dünyada yeni yurtlarını ararken öte alemde ve ilk yaratılışlarında bu durumun yansıması cennetten kovulmuşluklarıdır, sürgündürler. Dolayısıoyla öteki hissederler ve lekeli olduklarına inanırlar yeniden barışmak ve bunun için kendilerini tanrıya kanıtlamak zorundadırlar. Burada aslında şu da düşünülebilir. Adem ve Havva ya soruları soran (tanrı kavramını da muhtemelen o an inşa etti ve ondan korktu)kendi düşünceleridir ve bu başladığı anda cennet insan için sona erer artık o aklı ve zekası ile bilmek yoluyla kendi dünyasını inşa etmek savaşmak zorundadır. Bir daha da yaşadığı müddetce eski bilinçsizlik cennetine kavuşamayacak. Neden? Çünkü bilmek, düşünmek, neden sonuç ilişkileri kurmak, zihinsel olarak adım adım ilerlemek öznelleşmektir "ben" olmaktır. Bu da insanı her zaman doğanın dışına itecektir artık insan doğaya içkin bir varlık (numen) değil, onu yansıma olarak gören (fenomen) manipüle etmek için çabalayan, artık bildiği ölümü de zihninden uzaklaştırmak için yeni hikayeler yazan, acı çeken bir varlıktır. Adem ve Havva öyküsü bu bağlamda gerçekten de soyut anlamda bile olsa erkek ve dişi olarak var olan ilk insanın hikayesidir onu neyin insan haline getirdiğini anlatır. Bilgi. Yılan ve önce kimin kandırıldığı konuları elbette önce kimin hangi cinsiyetin yaratılmış olduğu konusu gibi teferruat ve zamana göre şekil değiştirmiş sembolizmler (örneğin yılanın önceden bilge bir ilah olması, ağacın hayat ağacı olması gibi) içeriyor. Uzak doğu daha tecrübeli ve eski olduğundan olsa gerek, ilahları asla özneleştirmez, efendi veya yaratıcı anlamı için bile olsaya kişi haline büründürmez, daima soyut bir alemde bırakır. Yine uzak doğu anlayışında gerek meditasyonun gerek nirvana anlayışının da bir nevi nesnel olan ölüm e hazırlık buna bağlı duyguları korkuları terbiye etme anlamı taşıdığını düşünüyorum. Yani nihayete ermeden önce, ecel terleri dökmeden evvel "ben" dediğiniz ne varsa onu zihninizde sıfırlamak, yok etmek zorundasınız, inancınızı ve kaderinizi tüm alemlerde bu konudaki başarınız belirliyor. Oysa batıda tam tersi ölüm inancın merkezine alınmış, yani hüküm ölümün ötesinde veriliyor olsa bile, hem bu alemde hem öte alemde bireye durmadan yeni ünvanlar vaad ediliyor. Hatta bazı kişiler tanrının sağında ona yakın kudrette varlıklar halini alıyor. Bu nedenle sanırım uzakdoğu anlayışında insana özel olarak onun ilk var oluşuna ve nasıl var olduğuna dair yazılmış çok ayrıntılı hikayeler, cennet ve cehenem gibi kavramlar bulunmuyor. Nihai yolu yöntemi anlatan büyük öğretmenler var sadece. Adem ve Havva yani insan zaten bu anlayışta bir karmaşanın içinde kafası tamamen karışmış bir varlık olarak doğuyor ve sonsuzluk ile bir olabilmesi tek hedefi olması gerekiyor iken, bunun için de kendi benliğinden mutlak surette ayrılması kendini terk etmesi Adem ve Havva nın ruhunu bedeni ölmeden önce terbiye edip öldürmesi ve daha fazla kudret için tanrı olmaya "ilk" olmaya özenmemesi bu şekilde ayartılamaması gerekiyor. Bu bağlamda şeytanın hilesi ve sınav teması açısından ortadoğu ve batı medeniyeti ilke olarak sürekli vicdan muhasebesi yapan, belki de sürekli savaş halinde olduğu, binlerce yıldır hem savaşıp hemde uzun süren göçlere maruz kaldıkları yurtlarından oldukları için olabilir, suçlu hisseden, lanetlenmiş ve kovulmuş hisseden bir psikolojik kültürden geliyor, en eski varoluş mitolojisi bu ortak duygularını da anlatıyor gibi bana göre.
Bilgi birikiminiz, hayal gücünüz etkileyici.Kendinizi ve fikirlerinizi ifade edebilme yeteneğiniz de fena sayılmaz. Okuduğunuz kitapları, kaynaklarınızı merak ettim doğrusu. Ama yazınızda birkaç kurgu ve mantık hatası var ki (resetleme yapmadan) düzeltilebilir.Dilerseniz yazdığınızı bir kaç kez daha okuyun.Hata nerede? Hatasız kul olmaz derler.Bu bizlere çoook eski kadim bir hikayeyi veya hikâyeleri anımsatmıyor mu?Sizce?
@@fatihzeyrek2527 İlginiz ve iltifatlariniz için teSekkur ediyorum çok incesiniz. Ancak sanırım bazı kısımlar sizin mantiginiza göre hatali. Bunlarin neler olduğunu ve neden itirazda bulunduğunuz sebepleri ile belirtmeksizin benim kendi yazdığımı okuyarak bunu anlamam ise pek mümkün değil belki de geleneksel inançların olası sebepleri konusunda aynı fikirde değiliz. Okuduğum çok kitap var işe felsefe tarihini okuyarak başlamıştım zaten kendim araştırarak daha lisede okurken. Felsefe eğitimi almadan diğer konularda ezberden bağımsız dusunebilmenin imkansız olduguna inanırım. O aşamadan sonrası daha kolay zaten ne okursanız okuyun olayın mantigini kavrayabiliyorsunuz.
@@CoSmiC__VoiCe İşte anlatmak istediğim de buydu.Kendi yazımı okuyarak hata mı bulamam demek;bu konuyu bilen (kendimi kasttetmiyorum ,zira haddimi bilmeye çalışırım çoğu zaman)uzman birisine bu hatamı bana gösterip ve doğrusunu bilmeye çalışmak gerekir ifadesi var zımnen.Tam da burada Kuran-ı Kerim 'in sadece didaktik bir öğretici olmadığı olayları içselleştirerek şahısları kadim de olsa başka asırlardan da olsa günümüzde de olsa kişileri o sahnenin tam ortasına alması,oynaması gereken(Çünkü ana senaryo yazılıdır zaten,ama rolün hakkını verip vermemek vardır,yani cüzi iradedir bu)rolü oynaması dır ki (bunu felsefe çözemez ,din çözer,ama felsefe bunu anlamada gereklidir) Bize Adem Havva olayıyla (iki mükemmel prototip üzerinden) Cennetten çıkarılma ve yeryüzünde çoğalma olacağı için, yapılan kişisel hatanın (aslında bu bir günah gibi görünse de tam öyle değil) tüm evrensel yaşam ve formlara getireceği kümülatif faydaları hesaba katarak(bunu sonra sizinle konuşmak isterim) bize insanoğluna herbir hadisede yol gösterir.Biz buna hikmet diyoruz.Kullanılan metaforlar burada derin mânâlar içersede esas maksat hedeftir.Yani asli vatanımız olan(Çünkü Ey ademoğulları demek Kuran-ı Kerim öğretisinde başlangıçta bir anne babadan yeryüzünde meydana geldi isenizde(yapısal olarak biyolojik bir varlık olsanızda) size ruhumdan üfleyeceğim (yani tam olarak bilmeseniz de benim zaman içerisinde size öğreteceğim)sizden beklenen hareket tarzı sırrı.Onun için ruh emir âleminden olduğu için bu meseleleri çözmek O'ndan geldiğine inanan insanlara nasip olmuştur.Sokrat "bana bu hakikatleri içime fısıldayan,öğreten Diamond derken veya Buda,Konfüçyus nirvanadan (ki din literatüründe Nirvana fenafillah,bekabillah makamlarıdır)bahsederken acaba kiminle beraberdir,hiç düşündünüz mü? Şimdilik son sözüm (ki sizin gibi entellektüel bir zeķaya ve irfana sahip arkadaşa fazla kelâm gerekmez): İnsanlar seni Allah'a, Allah ise seni yine SANA çağırır.
Örneğin Habil-Kabil olayını anlatırken günümüz değerler sistemini yeniden üretiyoruz. Her mitolojik anlatım kendisini bugüne ve geleceğe taşır. Mesela Habil-Kabil olayı "kıskanç erkek" Zihniyetinin felâketi olarak anlatılsaydı eminim kadın sorunu bugün farklı olurdu.
@@mehmedtugrul5118 Haklısınız. Kuran-ı Kerimin evrenselliği ve öncelikle iyi bir insan ,iyi bir kul olmak gerektiği böylelikle evrensel sorunların daha kolay çözüleceği hep gözardı ediliyor Birbirimizi dinlemiyor,fikir alışverişinde bulunmak yerine kendi doğrularımızı dikte ettirmek için çabalıyoruz. Ülkemizin ve dünyanın ne duruma geldiğinin özeti.
Videolarınızı çok seviyorum edebiyatan bilim felsefe ve sanat gibi dalları böyle geçişler yapmanız çok ilgi çekici adem ve havva olayı metaforik bir anlatımıdır denir ama ben ilk defa bu kadar güzel bir anlatım dinledim üstüne kısa özlü sözleriniz bile izlenmeye değer ❤😊
Ah! Tamamen tesadüfen önüme çıktı bu video ve ilk dakikasından son saniyesine değin, garip bir şekilde, kalbim göğsümden fırlayıp çıkacakmışçasına çırpınıp durdu! Ve bunu yalnızca "çok heyecanlandım anlattıklarınızı dinlerken" diye basitçe ifade edebileceğim halde uzun uzun yazmak istedim. Açıkçası bu sabah aklımda ufacık bir fikir filizlenmişti, beni biraz heyecanlandıran. Bu fikri takiben birkaç ufak araştırma yapmayı aklıma not etmiştim. Bu arada ben naçizane bir internet yazarıyımdır, aklıma düşen fikir de yazmak istediğim bir kurguydu ama daha önce denemediğim, içine girmediğim bir tür olduğu için verilerim çok yetersiz... Her neyse. Öğlen vakti birkaç video izlemiştim, aklımdaki konuyla ilgili ve faydalı olacak, bazıları tıpkı sizin anlattıklarınızı dinlerken duyduğum heyecan gibi beynimdeki nöronları çoşturmuştu. "Bunu şöyle yaparım, şunu böyle kullanırım" gibi kafamda bir şeyleri kurmaya başlamıştım bile, düğümler çözülmeye başlamıştı sanki ve inşa etmek istediğim dünya oralarda bir yerlerde beni bekliyor gibi hissetmeye başladım. Ben bugün bu sıfır noktasından ileriye doğru bakarken aslında ufka değil belki de geleceğe, ileride kurmuş olduğum, olacağım dünyaya bakıyorumdur, onun bir silüetine. Umarım bunu batırmam. Çok büyük gaza geldim 😂 Yani demek istediğim, bugün kafamda belli düşüncelerle sürekli düşünme halindeyken şimdi bir de sizin bu videonuza denk gelince aşırı heyecanlandım. Tamamıyla ilham verici olduğunu düşünüyorum ve muhtemelen bu videoyu tekrar tekrar izleyip dinleyeceğim. Ve işte, bunları paylaşmak istedim. Kalbimi çarptıran bilgileri bana ulaştırdığınız için teşekkürler, bu cümleleri ve duyguyu kendime saklamak bencilliklerin en büyüğü olurdu, inanın. Tekrar teşekkürler 💓👏🏻👏🏻
Adem ile Havva hikayesinde Yaratılış bölümünün 2. babı 25. ayetinde "Adem'de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı." diyor. Devamında 3.babın 7.ayetinde "İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar." diyor. Acaba özgür irade sonucu gerçekliğe bakışları mı değişti? Tanrı zorunlu olarak yaratıyorsa Tanrı'nın da özgür iradesinin olup olmadığı sorgulanamaz mı? Teşekkürler Pelin Hanım. Artık daha çok soruyla karşı karşıya kaldım.
@@mertdert4646 Kuran'da tevrattan araklamış. O nasıl olucak???Tevrat'ta yılan var. Kuran'da şeytan çıkıyor piyasaya. Hikayeler aynı isimler farklı sadece...
Yanlış kitabi okuyorsan doğru sonuca varamazsın. Bi de doğru insanları izle. İslamiyet arastir diyeceğim ama orda da o kadar kirli bilgi var ki gerçeği bulmak da bir hayli araştırma gerekiyor. Her video ya her söylenene inanma. Temiz bir kalple iyi bir niyetle gerçeği bulmak gibi Kuran okumak iyi olabilir. Halis Aydemir videoları da önerebilirim. Bu konularda çok seçici olmak lazım ağzı olan konuşuyor suç değil.
Özgür irademizin olmadığını tam olarak anladığım gün çok derin bir boşluğa düşmüştüm. O kadar acı bir gerçek ki, her şey birden anlamını yitiriyor. Amma bunu anladıktan sonra hayattaki bir çok durumu daha iyi anlamaya başlıyorsun. Robert Sapolsky-nin Determined and Behave kitaplarını okumayı tavsiyye ederim.
Bu dünya bir tek geliş amacın var kendini bilmek Kendini tanımak ve kendini gerçekleştirmek sen ışıktan kaynaktan kopmuş olan özün kendisisin Ali demir evrensel 🌹
Beynimizde kurguladığımız ve pragmatik yönünden dolayı bize iyi hissettiren hikayeler, bilişsel önyargılarımızın da kaynağı diyebilir miyiz o halde?Bu yanıltıcı faydalanma hali bizi algı körü yapıyor denilebilir mi? Sizi büyük bir ilgi ile takip ediyorum😊. Zihnimde yeni sorulara kapı aralayan yayınlarınız için teşekkür ediyorum.
Merhaba aslında bütün düşüncelerimiz bilişsel ön yargılarımız sonucunda oluşmuyor mu ? Bu ön yargılarımız sonucunda oluşan düşüncelerimizin bizim için faydalı olanını seçerek hareket etmek zorundayız ama tabiki belli gerçeklerin farkına vararak hareket ettiğimiz de bir gerçek mesela hikayeci beynimizin farkındayız bu bile büyük birsey. Acıları ya da olumsuz olan seyleri de deneyimleyip tepkimizi olumlu ve ya olumsuz yine belli önyargılarla biz kendimiz oluşturuyoruz ya da bazen istemsiz bedenimiz bu tepkiyi oluşturuyor. Yani önyargısız düşünce üretmek imkansız zaten
Tam da “ Gece Yarısı Kütüphanesi “ adlı romanı okuyorken videonuzu keyifle dinledim , sonuç olarak “ toparlamam “ lazım , beynimden yanık kokuları alıyorum 😅
Her videonuzu izliyorum harikasınız ama bu video benim için en özel olanı oldu! Teşekkür ederim. Kitabı alacağım ve birkaç tur daha bu videoyu izlemeye devam edeceğim gibi geliyor
"Saf gerçeklik, kendi sınırsız hayallerini reddeder. Gerek algı gerekse düşünme, varsayımlardan doğar; bu varsayımlardan dünya görüşümüzü oluşturur sonra da onu gerçeklik sanırız. Bu dünya görüşünün oluşumundaki katkımızın bilincinde olmadığımız sürece ona hapsoluruz. Bu durum yaratıcı aklın trajedisidir."
Yalnız belirtmek gerekir ki inançsız arkadaşım; videoda bahsedilen Âdem hikayesi Muharref Tevrat'ta geçer. Tanrı, kendisinin bilgi ve gücüne erişebilirler diye bilgi ağacını yasaklıyor ve sonra da onları cezalandırıyor. Ne kadar da aciz bir tanrı anlayışı. Kur'an ise tam tersi, Allah Teala Âdem'e 'Esmâ'yı öğretti der, yine kitabın ilk ayeti 'Oku'dur. 'Bilenle bilmeyen bir olur mu', der bir başka âyette. Ve yaradana karşı nefsini temize çıkartarak bahaneler bulan, mantığa bürüme çabasında olan Âdem değildir, bilakis, Âdem daha ilk anda 'Ben nefsime zulmettim'' kendime yazık ettim der itiraf ederler günahı, İblis ise bahaneler uydurur inad eder itiraf etmez..
Çok değerli bir farkındalığın kapısını aralayan, en azından kapı deliğinden içeriye bakmaya çalışan bir video olmuş. Zihnimi toparlama uğraşımda uzun süredir uğramadığım bazı fikirleri bana hatırlattınız. Anlattıklarınız zihnimde çok farklı çağrışımların oluşmasına sebep oldu. Elinize sağlık.
Değerli Pelin, yaklaşık 12. dakikalara kadar Adem Havva ilişkisini kuramadım. Ancak sonrasında jeton düştü. Faydalı olduğunu düşündüğüm bir içerik olmuş. Aydınlatma anlayışınız ve arka planınızı çok sevdim. Evdeki musluğum paslandığı için üzülüp değiştirmek için para harcamak yerine onu boyadım. Bu da belki anlattığınız "bakış açısını, düşünme şeklini" değiştirmeye bir örnek olabilir. Beynimizi eğitmek çok önemli. Olayları anlamlandırırken ona kendi geçmiş deneyimlerimizin penceresinden bakmak yerine, olduğu gibi bakabilmeyi öğrenmek önemli bir kişisel gelişim bence.
Öykücü Beyin'i okuyunca aydınlanmıştım. Sol tarafta dedikoducu bir ağımız var. Gazzinaga'nın Who's in Charge? da süperdir. Bu konuyu Adam&Eve hikayesiyle harmanlamak müthiş bir içgörü! Teşekkürler Dilara.
Merak ettiğim adem ve Havva dünyaya geldiklerinde tek bir tanrının olduğunu biliyorlardı ve bu bilgiyi çocuklarına anlatmış olmalılar dimi. Peki sonrasında neden çok tanrılı dinler var oldu ve başka başka şeylere tapınıldı. Biri bana bunu anlatabilir mi?
@@MuhlisTosun-yk9qr yani zamanla insanlara şeytan vesvese vermiş olabilir. Şeytan sen tanrıyı görmedin duymadın diyebilir ve böylece çok tanrılı dinler ortaya çıkmış olabilir
@@zeynepsaglam1604 din insanın günümüzde de olduğu gibi kendini diğer canlılardan üstün görüp ölümden sonra hiçbir şeyin olmamasını kabul edemeyişinin bir ürünü olabilir mi? Bunu kabul etmek gerçektende insan için çok zor birşey olabilir mi?
@@fatihzeyrek2527 1 rakamını severim 🙋♀️ Arayış içinde olurken okumak daha keyifli. Doğru ilerlemek lazım. Tükenmişlik hissini yok etmenin en iyi yolu. Varoluş kikâyesinde gizli bence. Kendini keşfetmek. Ve Dilara hn dediği gibi oyunlar oynamak. Doğa en büyük oyun alanı görebilene.
Genelde hayatın içerisinde bizde olayları yorumlama konusunda radikal fikir değişimlerine yol açan anlar teorik bir düşünceyi kavradığımız anlar değil çoğunlukla duyguların etkisi altında kaldığımız anlar mesela ihanete uğramış bir insanın karşı cins konusunda yapacağı genellemeler, gündelik hayatta inançlarını umursamayanların kriz anlarında inançlarına sıkı bir şekilde sarılması, talihsizliklerden geçmiş kişilerin "geçmişte böyle olduysa kesin yine aynı olucak" gibi öngörüleri vs.
Kıssadan hisse budur işte...binlerce yıl olmuştur ve olmaya devam edecektir...işin doğası budur...eğitim de budur. Ve sanat işte...gerçekliğe tahammül için var sonuçta.
Sevgili pelincim kendini bu kadar geliştirmiş olman doğal olarak insanda sana karşı bir hayranlık uyandırıyor, ve kanaatimce buda senin hakkın uzun zamandır seni takip ediyorum bakış açın yorumlama gücün ele aldığın konulara derinlemesine hakim olman ve en iyiside gerçeklikten kopmuş bir toplumda felsefeci kimliğini en güçlü şekilde kullanarak gerçeğin kendisine dokunarak insanları aydınlatma onları bilinçlendirme ve onlara işık olma gayretini taktirle karşılıyorum. Sosyal kişiliğim sahip olduğum iç dünya zenginliği nitelik ve donanım konusunda kendimi seninle kıyaslarsam senin yanında çok sönük hatta karanlık kalırım, ama yinede keşke benim kız arkadaşım nişanlım hatta bir adım ileri giderek şöyle söyliyeyim eşim olsaydın ama nerede bende o şans :) yorumumun sonundaki bu romantik cümleler için başta Pelin olmak üzere buradaki herkesin anlayışına sığınıyorum ve eklemek istiyorum şu an sadece içimden gelenleri yazdım yani gerçek olanları ve inanıyorumki gerçeklik kavramını bir çoğumuzdan iyi kavramış olan pelin bu yorumumu okuduğunda yüzünde sıcak ve samimi bir tebessümle karşılar en azından öyle olmasını umuyorum Sevgiler :))
Dediklerinizin altına imzami atıyorum.. ama beynin isleyisinin farkinda olmak kolay ama, onun verdigi mesajlarin olumlusuyla degistirme kismi cok ama coook zor
Çoğu dinde Tanrı kavramı ne kadar benzer olsa da büyük farklar da vardır .Mesela Yahudilik’teki Tanrı(Yehova) ile İslamiyet’teki Tanrı(Allah) arasında büyük farklar bulunmakta. Örneğin Yahudilik’teki Tanrı herşeyi tam olarak bilmez videoda denildiği gibi Tanrı Ademin ve Havva’nın yerini bilmediği için nerdesiniz der ,Tanrı yeryüzünde olup bitenleri öğrenmek için yeryüzüne meleklerini gönderir.Ama İslamiyetteki Tanrı kavramı ise insanların hücrelerinden evrendeki yıldızlara kadar herşeyi saniyesinde kontrol edip herşeyi bilen bir Tanrı’dır.
@@huseyincabas5910 ama Kuran'da Tevrat ve İncilde Kutsal kitaptır ve tasdik edicidir hatta en çok ismi geçen Musa peygamberdir önemli olan soru acaba Tevrat ne kadarı insan eliyle değiştirilmiş bide Tevratta detaylar çok var Kur'anda detaylı özellikle peygamberler tarihi kısa verilmiştir
@@sercankutlu6437 1 - Tevratta kuranla çelişen tüm ifadeler sknradan değiştirilmiştir doğru soru şu olmalı "Çelişmeyen kısmı ne kadar değiştirilmiştir" 2 - Kuran peygamberleri tanıtan onlar hakkında bilgi veren bir tarih kitabı değildir kuranın amacı peygamber kıssalarındaki evrensel kanunları (Yani hayata ait düsturlar) anlatmak ve insanlara ders vermektir bunun için gereken bilgiyi verir . Yani detaya girmesi için hiçbir sebep yoktur . 3 - Bir kitapda daha çok bilgi olup birinde daha az olması fazla olanın doğruluğunu göstermez . Mantıkça bu böyledir .
Çoğu dinde Tanrı kavramı ne kadar benzer olsa da büyük farklar da vardır .Mesela Yahudilik’teki Tanrı(Yehova) ile İslamiyet’teki Tanrı(Allah) arasında büyük farklar bulunmakta. Örneğin Yahudilik’teki Tanrı herşeyi tam olarak bilmez videoda denildiği gibi Tanrı Ademin ve Havva’nın yerini bilmediği için nerdesiniz der ,Tanrı yeryüzünde olup bitenleri öğrenmek için yeryüzüne meleklerini gönderir.Ama İslamiyetteki Tanrı kavramı ise insanların hücrelerinden evrendeki yıldızlara kadar herşeyi saniyesinde kontrol edip herşeyi bilen bir Tanrı’dır.
Psikanaliz de birine hikayemizi anlatmak ve bu hikayeyi tahlil etmek, onun bakışıyla hikayemizi yeniden değerlendirmek değil mi ? Yakın zamanda arkadaşlarımla şu büyük yolcu gemileriyle dünya seyahatine çıkmanın hayalini kuruyorduk. Ilk yorumlardan biri ya uzaklarda bir yerde gemi batar biz de ölürsek oldu. Ben de, şu an çok da sevmediğim bir işte çalışırken bir trafik kazasında ölmektense dünya seyahatine çıktığım gemi battığı için ölmenin çok çekici olduğunu söylemiştim. Ilk hikaye trajikken ikinci hikaye komik. Ama her ikisi de gerçek değil, muhtemelen olmayacak da. Fakat ilk hikayenin beni ürkütmesiyle başa çıkabilmek için ikinci hiyayeyi düşünebilmek beni kaygıdan koruyor. Buradan konuyu psikanalize bağlamam gerek ama şimdi işim var. Siz okursanız video için teşekkürler. Edebiyat teorisi, imge, kurgu- gerçeklik üzerine videolarınız beni çok heyecanlandırıyor :)
Adem-Havva hikayesi bir masaldan ibarettir. Allah, yarattığı iki kişinin ne yaptığını bilmiyor(!) ve onlara soruyor(?) Yahu "Âlemlerin yaratıcısı, ilmi sonsuz, hatadan münezzeh" olan bir Yaratıcı böyle saçma sapan sorular sorar mı?
@@zamanhizlageciyor , Allah, Adem ve Havva'nın ne yapacaklarını, yaptıklarını bilmiyor mu? Elbette biliyor! Neredesiniz, diye niçin sorsun? Sen-ben insanız, biz sorabiliriz çünkü bilmediğimiz, görmediğimiz bir sürü şeyler var! Fakat Allah, herşeyi görür ve bilir değil mi?
@@mustafasolmaz2864 O kıssanın, o anlatımdaki gibi olduğunu ben de sanmıyorum. Kuran'daki anlatım bana yetiyor, orada da Araf 22-23'teki gibi böyle ayrıntı görülmüyor. Ancak sizin argümanınızın geçerli olmadığını söylemek istedim. O mantıkla Allah'ın kimseye hiç soru sormaması beklenirdi. Soru sadece öğrenmek için sorulmaz. Bazen de öğretmek için sorulur.
o kitapta meyvenin ağacı hakkında şöyle bahsediliyordu: iyi ile kötüyü bilme ağacı. yani aslında tanrı o insanların doğru ile yanlışı ayırt edemeyen itaatkâr kuklalar olmalarını istiyordu. iyi olmalarını değil.
Adem ve Havva çok genç olmalı. Gençler soru sorulduğunda kaygıyla, gelişen olayın kendilerinin değil başka bir kişinin etkisiyle olduğunu dile getirirler. Davranışlarının sorumluluğunu almakta cesaretsizdirler.
Cok güzel ve açıklayıcı olmuş. Şimdi beynimi hacklemeye gidiyorum 😂 şaka bir yana zaman zaman fark ettiğim Bir şeydi. Beynimiz sürekli bizimle oyun oynuyor ve gerçekliği sorgulardim.
İnançları değiştirmek iyi fikir, daha tam olarak neye inandığımızı anlamadan bunu nasıl yapacağız? Beynimizde tüm insanlığın ortak dili olan sembol dili çalışıyor. hikayelerin dışına çıkarak değil tam ortasına geçerek onları değiştirebiliriz. Ya da gerçekleştirebiliriz.
Beynin sağ ve sol yarısının sinyal iletiminin kesilmesi operasyonları, epilepsi hastalığında beyinde meydana gelen elektriksel fırtınanın kısıtlanması amacıyla Rusya'da birkaç düzine hastaya uygulanmış ve sizin de bahsettiğiniz yan etkiler dolayısıyla sonlandırılmıştı diye hatırlıyorum!
Bilgi ağacı, havva önce yedi ademle paylaştı, tanrı aramaya gelir, kaynak ne çok merak ediyorum. 30 saniyede 5 temel hata var. Teşekkürler
หลายเดือนก่อน +3
Selam, Tamamiyle Tevrat ve Talmut'tan yapmış olduğunuz alıntıya dayandırarak çektiğiniz videonuz. İslami açıdan bilgi eksikliğine ve hataya dayalıdır. bizi ilgilendiren tarafı imani tarafı olduğundan felsefesine dokunmadan bildiğimizi söyleyeceğiz. Kur'an da Adem ve Havva diye her hangi bir ikili yoktur. Tanrı (Allah) her Adem dediğinde yanındaki kişi ile beraber yaptığı şey her neyse, bunu anlatırken bize hitaben "Adem ve eşi" tamlamasını kullanır. Havva demez. Bunun ne anlamı var veya ne farkı var derseniz ayrı bir konuya girmiş oluruz. Fakat eğer Allah Adem ve eşi diyorsa, okuyucu buna Adem ve eşi demek zorundadır. Kur'an a baktığımızda Adem ilk insan olmadığı gibi, (Burası sadece bizim yorumumuzdur belki erkek bile olmayabilir). Konuya dönecek olursak, Allah Adem'e bir ağaca yaklaşmayıp bir elma yememesini veya bir meyve, söylememektedir. Kelime "Eş Şecere" dir. "La Takraba Eş Şecere" şu şecereye yaklaşma. Secere veya Şecere; kütük, ağaç, soy, sülale ve soy kütüğü manalarına da gelmektedir. La Takraba "Akraba" Belki bu Ayet Adem'e şöyle de diyor olabilir: "Şu soya sülaleye akrabalık bağı ile yaklaşma" Yani zina yapma. yada onun ile ilişkiye girme. Bunları nereden çıkarıyoruz: Zinaya yaklaşmayın Ayetinde kullanılan "La Takraba ez Zina" tamlamasından. Yani yasal olan dışında nikahlı eşin dışında nikahsız olarak akraba olma. Önce bir şeyi gerçek olarak kabul edip üzerine bir şey bina etmek. bilgi sahibi kişilere yakışmaz. size düşen bunun böyle olduğunu kabul etmiş olursak diye başlamanızdır. Çünkü izleyici videonuzu 13. dakikaya kadar izleyemeyebilir. Ayrıca sizin inanmadığınız, yada aklınıza yatmayan her hikaye veya anlatı, yanlıştır çıkarımına varamazsınız. İslam kaynaklarının hemen hemen tümüne yakını Adem'i ilk insan olarak kabul ettiğinden bir çok yanılgıya düşmektedir. Siz Filozoflara yani insan aklına dayandırdığınız anlatınızı, biz onun çok üstünde bir tasarımcıya dayandırmaktayız. Kur'an da ki ilk canlı şeyin yaratılışı ile İnsanın yaratılışı Ayetleri karıştırılmış ve ortaya bambaşka bir anlatı çıkmıştır. Ancak gerçek ve saf akılla kitabı okuyan okuyucu bunun farkına varabilir. Geçmiş bilgisi ve bagajı dolu olan şartlı beyin okuduğunu kendi hikayesine aklındaki hikayeye uydurmaya çalışarak anlamak ister. Buna ümmi bakış denir. Selam ve dua ile..
Ahh! be Pelin kızım! Hani aklıma getirdin de; senin bir dijital bilinç yazılımın olsaydı da, seni, benim dijital bilincimin bir yerine ekleseydim de bu saçma sapan ( Yararlı ise iyidir) dürtülere bir fayda kataydık ya!.. Hheheh :)) Maşallah kızıma. Aynen devam
Sen men ve hami bir enerjidir, Eger hakiqi energini anlaya bilsek, yer kuresini aklimizla tersine firladarix, cunki Allah bir enerjidir, ENERJI BIZI YARATDI BIZ ISE ONU ALLAH SANIYORUZ... EGER BEYNIMiz 28 faiz iwlede bilsek hakikadi buluruz
İnsan gerekçeli bir varlıktır. Her haline her kararına her tutumuna ki bunlar ne türden olursa olsun bir gerekçe üretebilmektedir. Bu gerekçelerin doğru yada mantıklı olması gerekmiyor. Gerekçenin nedensel olması geçerli olması için yeterlidir. Bu gerekçelerin büyük çoğunluğu başkaları için değil gerekçeli varılıpın kendisi içindir.
Tavsiyenizle İnanan Beyni okuyorken bu alanda ikinci tavsiye ha :) Lütfen inançlılar ve inançsızlar için özgür iradenin gerçekten, küçücük dahi bulunmaması gerçekliğinde ne olur?’u öngörülerinizle paylaşır mısınız ? Yine yaşarım, neşem de devam edebilir ama bir yanım değişime mahkum kalır gibi hissediyorum. :) Ki bu inanmayı seçmiş olan ben için bambaşka yeni bir süreç de olacağına benziyor. Help :)
![[#2024MAMA] BIGBANG (빅뱅) - 뱅뱅뱅 (BANG BANG BANG) + FANTASTIC BABY | Mnet 241123 방송](http://i.ytimg.com/vi/EQsYfiPR9uM/mqdefault.jpg)
Videonun sponsoru Akiflow aracılığıyla zaman yönetimi pratikleri ile tanışın; haftalık programınızın kontrolünü elinize alın. Üyeliğinizin ilk senesinde tam %70 indirimden faydalanmak için kod "PELIN." İlk 200 için geçerli. Denemek için akiflow.com/pelin.
@@pelindilaracolak
Benim Havva ile Adem Miti üzerine üç soru var kafamda..Bu ikili Dünya'ya kovulmadan önce "cennette" bizim zaman kavramımıza kaç yıl yaşadı..?
Bu süre içinde neden çocukları olmadı.?
Üçüncüsü ise orada sürekli kalsalardı bugünkü insanlık olmayacakmıydı?
Çinli bir arkadaşım şunu anlatmıştı : Şayet Adem ve Havva Çinli olsalardı yılanı yer ve insanlar ebediyen cennette kalırlardı 😅😅
Hahahaha çok iyi aafafaffa
Çok iyidi..😂😂😂
😂😂
😂😂😂 aynen ya
Mantıklı 👍😀
"Zihin cenneti cehenneme , cehennemi cennete çevirebilir." J.Milton
felsefe-psikoloji-bilimin harmanlanması öyle güzel bir gelişim sağlıyor ki insana, çok harika video olmuş
@@alperenyrtmaz4606 selam😃
🙋♀️🤔🤗
Nietzsche "gerçekler yoktur, yorumlar vardır"" derken tam da bu konuya değiniyordu.
Bu cümlenin mantıksal çıkarımı şu şekilde özetlenebilir:
1. **Önermeler:**
- "Yorum, gerçeklere bakarak yapılan çıkarımlardır."
- "Eğer bir gerçek yoksa, yorum da olmaz."
2. **Çıkarım:**
- **P1:** Yorum, yalnızca gerçekler temel alınarak yapılabilir.
- **P2:** Gerçeklerin yokluğu, yorumun yokluğunu gerektirir.
Bu durumda, yorum yapabilmek için gerçeklerin var olması zorunludur. Eğer hiçbir gerçek yoksa, bu, yorum yapılamayacağı anlamına gelir.
**Sonuç:** Gerçeklerin yokluğu, yorumun da yokluğu anlamına gelir. Yani, yorum yapmak için mutlaka gerçeklerin var olması gerekir. Gerçeklerin olmadığı bir durumda yorum da var olamaz.
Tek gerçek(hak ve hakikat)Allah'tır.
"Allah var idi O'nunla birlikte hiçbirşey yok idi.
El'ân (şimdide) öyledir."
@@EsrefYZMUH Mantıklı 🙄
Bu hikayeleştirmede “bilge ağacı” ifadesi var. Tanrı’nın ilk sorusu da: “Çıplak olduğunu sana kim söyledi, yasak ağacın meyvesinden mi yedin?” Buradan şu çıkarsamayı yapıyorum; Bilge Ağaç Adem’e bilgi sınırı dışındaki şeyleri mi sunuyordu. Yasak olması, farkındalığı getirmesinden miydi? Aslında cennetten dünyaya gelmek ya da fırlatılmak demek: “farkındalığın gelişmesi” ile eşdeğer midir? Yani insan, çıplak olduğunu fark eder, çünkü artık bunun alternatifleri olduğu bilgisine erişir. Öyleyse seçme hürriyeti ve seçimler evreni önünde açılır. Böylece cennetin “her şeyden habersiz masum güzelliği” yerini “farkındalık cehennemi” olan dünyaya mı evirir? Sorular…
Bu kıssanın bizdeki versiyonunda insan o günahı işleyene kadar çıplak değildir, Tâhâ 118'den anlaşıldığına göre. Tevrat'tan denen hikayelerin bir kısmı gerçekten Tevrat'tan olmuyor, Talmud'dan da olabiliyor, rivayet ve yorum yığınından yani.
Metaforlar hem önemli hem o kadar önemli değil.Hakikatten konuşuyorsunuz kardeşim.Yorumlar içinde en sağlıklı yorumu sizin yorumunuzda gördüm.Şahsen ben çok istifade ettim.Yukarıdaki yorumumda da (şayet okuyabildiyseniz) sizin beyan buyurduğunuz fikirlere çok yakın benzer gördüm.Bence Hz.Adem ve Hz.Havva kıssasından alınabilecek hisseler ve dersler çok fazla.Ama iman nuruyla idrâk edebilenler için.
Allah var idi;O'nunla birlikte birşey yok idi.
El'ân (şimdide) öyledir.
Tasavvufta yer bulan Allah'ın " Ben gizli bir hazineydim bilinmeyeni istedim"i açıkladınız sanki...Tesekkurler, minnettarım.
İnsanların atladığı bir nokta var. Bizi utandıran bir şey yaptığımızda, elimizle gözümüzü kapatırız. Oysa cinsellikle ilgili bir utanç yaşadığımızda cinsel bölgelerimiİzi kapatırız. Yani o ağaç değildi. Secere bir soydur. Tanrı o soya yaklaşma demişti. Cinsel bölgelerini örtmeleri bu yüzdendi. Orada başka bir soru: Kovulmuş olan İblis cennete nasıl girebilmişti?
Yasak bir ağaç var: Hint keneviri. Adı üstünde; esrar (gizem, sır manasında yani bilgi ağacı hatta aynı zamanda yaşam ağacı belkide ikiside aynı şeydir.) Bu ağacın meyvasından yediğiniz vakit Dilara hanımında anlattığı gibi o yüz trilyon bağlantıya sahip nöronlarınız thc ve cbd gibi psikoaktif maddelerin etkisi ile size çok enteresan deneyimler yaşatıyor. İyi veya kötü olabiliyor. Ama aynı metinlerde yazıldığı gibi kendinizi çıplak hissediyorsunuz. Çeşitli triplere giriyorsunuz. Yılanın dediği gibi kesinlikle ölmüyorsunuz. (Havvayı yılan ayartmıştır yılan zehirli bir canlıdır. Uyuşturucu da zehirdir analojilere dikkat çekerim) "iyiyi ve kötüyü bilerek onun gibi olursunuz! Yeterince düşündükten sonra Descartesin de dediği gibi varolan tek gerçekliğin kendiniz olduğunu, hatta bu dünyanın bir ruya olduğunun farkına varıyorsunuz. Ve aynı zamanda bu sonsuz yalnızlık içinde bir manada da ölüyorsunuz. Mesela...
adem, her hatasında cennetten düşer. oraya tekrar çakabilmek için çabalar. lakin bu yolda yaptığı hatalarına/suçlarına "cennet yaprakları" örter yani "bahaneleri" vardır. her insan bir ademdir. yaşamı boyunca iyi ve kötü ile deneyimler. "yediği meyve" ile artık kendisinin farkındadır. adem, hepimizin gerçeğidir.
selamlar
Sizi tanıdığım günden itibaren izlediğim en doyurucu videonuz olabilir Dilara hanım, kendinizi geliştirmek ile kalmıyor bizi de oldukça geliştirerek ilerliyorsunuz. Emeklerinize sağlık!
18:20 aziz Manuel adlı kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim nereye bunu yazacağımı bulamadım burayı buldum buraya yazdım özür dilerim ama mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum saygılar sunarım.
Tam vaktinde!! Güzelinden izlemek için bir video aramaya, TH-cam'a girmiştim. Bir baktım Dilara ablam video paylaşmış 🫶🏼
Her geçen gün sizi daha bilge ve daha güzel yapmış… nice güzelliklere… teşekkürler Dilara♥️♥️
Size olan hayranlığım her geçen gün artıyor. Rezonans Kanunu kitabını da dinlemek isterim sizden, teşekkürler Pelin Hanım :)
Bizlere olan katkınız için size çok teşekkür ederim 🙏 sizi dinlemek çok keyifli ve zevk veriyor 💓iyiki varsınız🥰
"düşüncelerini değiştir, gerçekliğin değişsin" cümlesi spiritüelist okumalarda neredeyse her yazarda karşıma çıkan bir cümle. hatta az önce söylediğin "başka neler mümkün" cümlesi direk axcess the bars ve theta healing eğitimlerinde falan söyleniyor :D böyle bilimsel altyapısını dinleyince çok hoş oldu. neden-sonuç ilişkim de daha sağlam birbirine bağlandı... çok güzel video teşekkür ederim
Gerçekten farklı bir perspektif. Üstünde düşünmem lazım. Teşekkürler Pelin Hanım.
Pazarımın anlamı desem asla abartmış olmammm🥰👍
Her yeni video bildiriminde heyecanlanıyor, izlemek için sabırsızlanıyorum bugün ne öğreneceğim diyerek ve bunun yanı sıra izlerken sanki bir arkadaşımı dinliyormuşçasına da inanılmaz keyifleniyorum. İyi ki varsınız sizi izlemeyi çok seviyorum.
Dark dizisinde Adam and Eva (Adem ve Havva) göndermesine yer verilmesi dahi bu konunun dünya çapında mutlak bir algı olduğunu kanıtlar. Ki bence insanların nefislerine hakim olamıyor oluşunun da tek dayanağı budur: Bence bu bir Metafor. 🖤
Uzak doğuda değil. Anlamazlar hatta bu tip metaforları.
@@CoSmiC__VoiCe uzak doğuda nasıl peki adem havva örneği yok mu, onların tanrı algısı nedir, özellikle dünyanın yaradılışı konusundaki fikirleri nedir mesela
@@ncy524 uzak doğu inançlarında ilahi güçler, yaratılış var oluş gibi kavramlar insan bicimci ele alinmiyor. Ortadoğu ve batıda anlaşılan bir şey değil ama uzak dogululara göre hepimiz putperest iz yani tanrilari özne olarak ele alıyoruz, onlar bizimle konuşuyor, yaratma tasvir edilirken insanın comlekten kap yapmadı mantığı ile atıyorumm dünya yaratılıyor düzen sağlanıyor, bir nevi kral gibi yönetiyor tanrı evreni vs. Uzakdoğu'da bunlarin hepsi gunahkarliga girer. Sen nefs diyorsun ya? Uzakdoğu bir üstüne çıkar benliğim dediğim ruhum dedigin şeyden ozgurlrsmen gerekiyor ilk önce lahi varlık ile bir olabilmen anlaman için senden geriye hiç bir şeyin kalmamasıi gerek. Dolayısıyla tanrı yerine geçen bu soyut kudreyler de çeşitli dini anlayislarda geçmişte bazıları özellikle mesela hindistandaki sıva gibi insan gibi resmedilmiş olsa da aslen kral kraliçe gibi dusunulmezler özne değildirler öznenin otesindedirler. Bir çok inancda reenkarnasyon da var. Birçoğunun dusundugunun aksine reenkarnasyon arzulanan bir durum da değil, yaratıcı varlık ile bir olamayan kirli varoluslarin arınma sürecidir. Dolayısıyla var olan tüm canlılar özneler de aslında nirvana ya da adı hangi dinde ne ise o nihai aşamaya ulaşmayan varoluşun temsilidir (kast sistemlerine bağlı varlık hiyerarsisi gözlenir. ) yani yaratılan varlıklar kendi yolculuklarinda gelişmeden tanrıya ulaşamazlar ancak ulaşana dek de yeniden geçici ve olumlu fiziki varlıklar olarak doğmaya devam ederler bir döngü vardır daima.
@@ncy524 sana uzun bir yanıt yazdım ama TH-cam algoritması ileti alti yorumları keyfine göre filtreliyor ben göremiyorum yazdıklarını sen görüyor musun bilmiyorum.
@@CoSmiC__VoiCe yok görünmüyor, bunu ben de yaşadım neden siliniyor diye mesajlarım geçen günlerde
YARATILIŞ 2:16-17 TCL02
[16] Ona, “Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin” diye buyurdu, [17] “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.”
Hikayeyi değistirirsek sonuc deyisirmi ?
Adem île havva da bunun denendini goruyoruz Rab ademe Meyveden yeme dedi ve meyveyi yiyen havva idi sonra adem yedi bunun sonucunda neler olacağini bilirdi adem, belkide kafasinda farkli bir hikaye kurarak sonucu deyistireceğini dusunmus olabilir ve ilk once sucu Tanriya atarak yanima koydğun kadin bana meyvayi verdi dedi sonrada havvaya sucu atti kadin da yilani sucladi
Rab neden ilk ademe seslendi ?
Rab ademe meyve yasağini koyarken havva henuz yoktu kadina goz kulak olmak ona sahip cikmak ademin goreviydi evet adem havvaya bu yasaktan bahseti bunu kadinla yilanin konusmasinda gorduk ki havva Rabbin verdiği buyruktan haberdardir ama bu yetmez adem kadina gerektiği gibi sahip cikmasi gerekirdi dolayisiyla ortada gunah islendiğinde ilk adem sorumlu tutuldu fakat adem sucu tanriya ve havya atti kadin da yilana ama sonuc deyismedi aslinda gunahlarni itiraf etselerdi sonuc yine deyismes cunku ortada bir buyruk var ve sonuc gunah islendi yani kastetiğiniz boyle bir sey ise bunu ademle havvada goruyoruz kendi kurgularni anlatarak sonucu deyistireceklerni dusunmus olabilirler ama olmadi
Turkcem sandiğim kadar iyi olmayabilir o yuzden kusura bakayin umarim anlatmak istedimi anlatmisimdir.
Bulgaristandan selamlar
Kendine hikayeler anlatan bir beyin bir anlatıcı olarak bende şunları yazayım.
"Spiritüalizm eksik kavrayışa sahip materyalzimdir" önermesini pek sevdim. Bu konu aslında çok su götürür felsefe tarihi ve meşhur filozofları açısından. Hayal kurmasak yani zihnimizde kendi keyfi evrenimizi kurgulayamasaydık uyduramazdık. Uyduramasaydık aslında düşünmüyor olurduk, bu açıdan bu çağda artık çok korkulan yapay zeka veya robotlar gerçekten düşünmüyorlar bir tırtıl kadar bile düşünmüyorlar, hayır. David Hume'dan (zihni imgelemede kanat takılan insan= göksel varlık, melek, en kudretli akıl yani insan=Tanrı) İmmanuel Kant a kadar (fenomen/numen çelişkisi, aklın nesnel bir gerçek olup olmadığı ve pragmatizmi=kategorik imperatiflere dayalı nesnel, "koşulsuz" buyruk, ödev ahlakı) irdelenmiş konular bunlar sanırım felsefe okumalarımdan anımsadığım kadarıyla.
Bilişimci arkadaş kendi uzmanlık alanı ile ilgili olduğu için teknik olarak hikayeyi irdelemiş ve net bir tespitte bulunmuş. Ben daha "hikayesel" açıdan bakıyorum. Adem Havva ve cennetten kovulma öyküsünü yaşanmış bir somut gerçek olarak düşünen dini geleneğe bağlı insanlardan farklı olarak sayısız benzetmeye sembolizme dayalı soyutlanmış fakat bilgece denebilecek bir trajedi, insanlığın varoluş trajedisi (hatta bunalımı)olarak düşünmüştüm yıllar önce. Dilara'nın değindiği diyalog kısmı ve tanrının soruları soruş biçimi ile insanın bunlara verdiği cevapların zihinsel arka planı bu düşünceme yepyeni veriler (anlatılacak yeni hikayeler) sağladı.
Binlerce yıldır göçüp duran ve kendine ve bir yönlendirici, lider, amaç arayan batı medeniyeti (ortadoğu dahil) uzakdoğudan farklı olarak soyutladığı bu nesnel gerçekliği kişiselleştirmiş görünüyor. Nesnel gerçeklik nedir, var mıdır nihayetinde öznelleşen bir şey değil midir? Evet öyle kimine göre tanrı, kimine göre Nirvana vs.(uzak doğu inançları) kimine göre materyalist deniyor onlara ki bu salt doğadır. (tanrının kendi dışında ondan öncül bir varoluşa dayanan bir sebebi olmadığı gibi doğanın da kendi üstünde bir sebebi yoktur.) Ancak nesnel gerçeklik aslında "ben olmayan ve benden önce var olan" demektir. Doğa,kozmos vs sen ona bağlı ve muhtaçsındır sınırların vardır ama o sana bağlı değildir, sınırı da yoktur. Yani nesnellik dediğimiz şeylerin tamamen kurgusal ve öznel olduğu söylenemez.
Adem ve Havva hikayesinde tanrı her ne kadar kişiselleştirilmiş olsa da sorduğu sorular aslında insan açısından bir iç ses gibidir. Her ne kadar mitsel edebiyat bu varlığı kudretin ve mutlak hakimiyetin temsiline dönüştürmüş olsa bile. Hikayedeki mantıksal çelişkiler bir yana, çünkü onlar hikaye anlatısında ulaşılmak istenen hedefe, asıl anlatılmaya çalışılan durumu belirtmek için kullanılmıştır bana göre. Nedir bunlar? Şeytan ile tanrının öncesinde insanın saflığı ve özgür iradesi konusunda bu konuda aralarında tartışmış olmaları, tanrının insana kefil olması ondaki kendi sebep olduğu bilgeliği övmesi, buna karşın şeytanın bunun birşey ifade etmeyeceğini ,insanın zayıflığının onu kolayca manipüle edilebilir ve yozlaştırabilir kıldığını söylemesi, bu yüzden meyvesi yasak bir ağacın cennetin tam ortasına dikilmesi vs. Tüm bunlar aslında insan aklını akıllı varoluşundan kaynaklanan bir tuzağa çekmek, aklın şaşırdığını anlatmak içindir ve anonimdir. Özetle bilgi ağacı aslında insanı insan yapar, cennetteki mutlu çift ise bunun öncesinde bir insan değildir. Hatta o bu hali ile tanrıyı bile bilmemektedir, kendini de bilmemektedir, halen bir hayvandır. Sadece ana odaklanabilir, neden sonuç ilişkileri kurgulamaz, geçmişi düşünmez şimdi ile kıyaslamaz ,gelecek için de hayal kurmaz. Hikayede tanrı aldığı cevaplardan Adem ve Havva nın artık eskisi gibi olmadığını sebep sonuç ilişkileri kurguladığını ve kendisini fark ettiğini anlar ve ikisi anında lanetlenirler. İlginçlik de tam burada. Batı ve ortadoğu pagan çok tanrılı veya tek tanrılı din anlayışında lanet va insan kovuldu, hem de özellikle demusevi hıristiyan geleneğine göre idrak etme (tanrı varlığı dahil) suçundan kovuldu. İşte bu da kovulanların öyküsüdür, tamamı yurtsuzdurlar ve yeni yurt ararlar kitapları bununla başlar. Dünyada yeni yurtlarını ararken öte alemde ve ilk yaratılışlarında bu durumun yansıması cennetten kovulmuşluklarıdır, sürgündürler. Dolayısıoyla öteki hissederler ve lekeli olduklarına inanırlar yeniden barışmak ve bunun için kendilerini tanrıya kanıtlamak zorundadırlar.
Burada aslında şu da düşünülebilir. Adem ve Havva ya soruları soran (tanrı kavramını da muhtemelen o an inşa etti ve ondan korktu)kendi düşünceleridir ve bu başladığı anda cennet insan için sona erer artık o aklı ve zekası ile bilmek yoluyla kendi dünyasını inşa etmek savaşmak zorundadır. Bir daha da yaşadığı müddetce eski bilinçsizlik cennetine kavuşamayacak. Neden? Çünkü bilmek, düşünmek, neden sonuç ilişkileri kurmak, zihinsel olarak adım adım ilerlemek öznelleşmektir "ben" olmaktır. Bu da insanı her zaman doğanın dışına itecektir artık insan doğaya içkin bir varlık (numen) değil, onu yansıma olarak gören (fenomen) manipüle etmek için çabalayan, artık bildiği ölümü de zihninden uzaklaştırmak için yeni hikayeler yazan, acı çeken bir varlıktır.
Adem ve Havva öyküsü bu bağlamda gerçekten de soyut anlamda bile olsa erkek ve dişi olarak var olan ilk insanın hikayesidir onu neyin insan haline getirdiğini anlatır. Bilgi. Yılan ve önce kimin kandırıldığı konuları elbette önce kimin hangi cinsiyetin yaratılmış olduğu konusu gibi teferruat ve zamana göre şekil değiştirmiş sembolizmler (örneğin yılanın önceden bilge bir ilah olması, ağacın hayat ağacı olması gibi) içeriyor. Uzak doğu daha tecrübeli ve eski olduğundan olsa gerek, ilahları asla özneleştirmez, efendi veya yaratıcı anlamı için bile olsaya kişi haline büründürmez, daima soyut bir alemde bırakır.
Yine uzak doğu anlayışında gerek meditasyonun gerek nirvana anlayışının da bir nevi nesnel olan ölüm e hazırlık buna bağlı duyguları korkuları terbiye etme anlamı taşıdığını düşünüyorum. Yani nihayete ermeden önce, ecel terleri dökmeden evvel "ben" dediğiniz ne varsa onu zihninizde sıfırlamak, yok etmek zorundasınız, inancınızı ve kaderinizi tüm alemlerde bu konudaki başarınız belirliyor. Oysa batıda tam tersi ölüm inancın merkezine alınmış, yani hüküm ölümün ötesinde veriliyor olsa bile, hem bu alemde hem öte alemde bireye durmadan yeni ünvanlar vaad ediliyor. Hatta bazı kişiler tanrının sağında ona yakın kudrette varlıklar halini alıyor. Bu nedenle sanırım uzakdoğu anlayışında insana özel olarak onun ilk var oluşuna ve nasıl var olduğuna dair yazılmış çok ayrıntılı hikayeler, cennet ve cehenem gibi kavramlar bulunmuyor. Nihai yolu yöntemi anlatan büyük öğretmenler var sadece. Adem ve Havva yani insan zaten bu anlayışta bir karmaşanın içinde kafası tamamen karışmış bir varlık olarak doğuyor ve sonsuzluk ile bir olabilmesi tek hedefi olması gerekiyor iken, bunun için de kendi benliğinden mutlak surette ayrılması kendini terk etmesi Adem ve Havva nın ruhunu bedeni ölmeden önce terbiye edip öldürmesi ve daha fazla kudret için tanrı olmaya "ilk" olmaya özenmemesi bu şekilde ayartılamaması gerekiyor.
Bu bağlamda şeytanın hilesi ve sınav teması açısından ortadoğu ve batı medeniyeti ilke olarak sürekli vicdan muhasebesi yapan, belki de sürekli savaş halinde olduğu, binlerce yıldır hem savaşıp hemde uzun süren göçlere maruz kaldıkları yurtlarından oldukları için olabilir, suçlu hisseden, lanetlenmiş ve kovulmuş hisseden bir psikolojik kültürden geliyor, en eski varoluş mitolojisi bu ortak duygularını da anlatıyor gibi bana göre.
Bilgi birikiminiz, hayal gücünüz etkileyici.Kendinizi ve fikirlerinizi ifade edebilme yeteneğiniz de fena sayılmaz. Okuduğunuz kitapları, kaynaklarınızı merak ettim doğrusu.
Ama yazınızda birkaç kurgu ve mantık hatası var ki (resetleme yapmadan) düzeltilebilir.Dilerseniz yazdığınızı bir kaç kez daha okuyun.Hata nerede?
Hatasız kul olmaz derler.Bu bizlere çoook eski kadim bir hikayeyi veya hikâyeleri anımsatmıyor mu?Sizce?
@@fatihzeyrek2527 İlginiz ve iltifatlariniz için teSekkur ediyorum çok incesiniz. Ancak sanırım bazı kısımlar sizin mantiginiza göre hatali. Bunlarin neler olduğunu ve neden itirazda bulunduğunuz sebepleri ile belirtmeksizin benim kendi yazdığımı okuyarak bunu anlamam ise pek mümkün değil belki de geleneksel inançların olası sebepleri konusunda aynı fikirde değiliz. Okuduğum çok kitap var işe felsefe tarihini okuyarak başlamıştım zaten kendim araştırarak daha lisede okurken. Felsefe eğitimi almadan diğer konularda ezberden bağımsız dusunebilmenin imkansız olduguna inanırım. O aşamadan sonrası daha kolay zaten ne okursanız okuyun olayın mantigini kavrayabiliyorsunuz.
@@CoSmiC__VoiCe İşte anlatmak istediğim de buydu.Kendi yazımı okuyarak hata mı bulamam demek;bu konuyu bilen (kendimi kasttetmiyorum ,zira haddimi bilmeye çalışırım çoğu zaman)uzman birisine bu hatamı bana gösterip ve doğrusunu bilmeye çalışmak gerekir ifadesi var zımnen.Tam da burada Kuran-ı Kerim 'in sadece didaktik bir öğretici olmadığı olayları içselleştirerek şahısları kadim de olsa başka asırlardan da olsa günümüzde de olsa kişileri o sahnenin tam ortasına alması,oynaması gereken(Çünkü ana senaryo yazılıdır zaten,ama rolün hakkını verip vermemek vardır,yani cüzi iradedir bu)rolü oynaması dır ki (bunu felsefe çözemez ,din çözer,ama felsefe bunu anlamada gereklidir)
Bize Adem Havva olayıyla (iki mükemmel prototip üzerinden) Cennetten çıkarılma ve yeryüzünde çoğalma olacağı için, yapılan kişisel hatanın (aslında bu bir günah gibi görünse de tam öyle değil) tüm evrensel yaşam ve formlara getireceği kümülatif faydaları hesaba katarak(bunu sonra sizinle konuşmak isterim) bize insanoğluna herbir hadisede yol gösterir.Biz buna hikmet diyoruz.Kullanılan metaforlar burada derin mânâlar içersede esas maksat hedeftir.Yani asli vatanımız olan(Çünkü Ey ademoğulları demek Kuran-ı Kerim öğretisinde başlangıçta bir anne babadan yeryüzünde meydana geldi isenizde(yapısal olarak biyolojik bir varlık olsanızda) size ruhumdan üfleyeceğim (yani tam olarak bilmeseniz de benim zaman içerisinde size öğreteceğim)sizden beklenen hareket tarzı sırrı.Onun için ruh emir âleminden olduğu için bu meseleleri çözmek O'ndan geldiğine inanan insanlara nasip olmuştur.Sokrat "bana bu hakikatleri içime fısıldayan,öğreten Diamond derken veya Buda,Konfüçyus nirvanadan (ki din literatüründe Nirvana fenafillah,bekabillah makamlarıdır)bahsederken acaba kiminle beraberdir,hiç düşündünüz mü?
Şimdilik son sözüm (ki sizin gibi entellektüel bir zeķaya ve irfana sahip arkadaşa fazla kelâm gerekmez):
İnsanlar seni Allah'a, Allah ise seni yine SANA çağırır.
Örneğin Habil-Kabil olayını anlatırken günümüz değerler sistemini yeniden üretiyoruz. Her mitolojik anlatım kendisini bugüne ve geleceğe taşır. Mesela Habil-Kabil olayı "kıskanç erkek" Zihniyetinin felâketi olarak anlatılsaydı eminim kadın sorunu bugün farklı olurdu.
o hikayenin orjinali enkidu ve dumuzi'nin inanna için rekabetidir ve centilmence biter, barbar sami ırk ölümlü bir hikayeye çevirmiştir
@@mehmedtugrul5118 Haklısınız. Kuran-ı Kerimin evrenselliği ve öncelikle iyi bir insan ,iyi bir kul olmak gerektiği böylelikle evrensel sorunların daha kolay çözüleceği hep gözardı ediliyor Birbirimizi dinlemiyor,fikir alışverişinde bulunmak yerine kendi doğrularımızı dikte ettirmek için çabalıyoruz. Ülkemizin ve dünyanın ne duruma geldiğinin özeti.
Videolarınızı çok seviyorum edebiyatan bilim felsefe ve sanat gibi dalları böyle geçişler yapmanız çok ilgi çekici adem ve havva olayı metaforik bir anlatımıdır denir ama ben ilk defa bu kadar güzel bir anlatım dinledim üstüne kısa özlü sözleriniz bile izlenmeye değer ❤😊
Aynı düşünüyorum
Ah! Tamamen tesadüfen önüme çıktı bu video ve ilk dakikasından son saniyesine değin, garip bir şekilde, kalbim göğsümden fırlayıp çıkacakmışçasına çırpınıp durdu! Ve bunu yalnızca "çok heyecanlandım anlattıklarınızı dinlerken" diye basitçe ifade edebileceğim halde uzun uzun yazmak istedim.
Açıkçası bu sabah aklımda ufacık bir fikir filizlenmişti, beni biraz heyecanlandıran. Bu fikri takiben birkaç ufak araştırma yapmayı aklıma not etmiştim. Bu arada ben naçizane bir internet yazarıyımdır, aklıma düşen fikir de yazmak istediğim bir kurguydu ama daha önce denemediğim, içine girmediğim bir tür olduğu için verilerim çok yetersiz...
Her neyse. Öğlen vakti birkaç video izlemiştim, aklımdaki konuyla ilgili ve faydalı olacak, bazıları tıpkı sizin anlattıklarınızı dinlerken duyduğum heyecan gibi beynimdeki nöronları çoşturmuştu. "Bunu şöyle yaparım, şunu böyle kullanırım" gibi kafamda bir şeyleri kurmaya başlamıştım bile, düğümler çözülmeye başlamıştı sanki ve inşa etmek istediğim dünya oralarda bir yerlerde beni bekliyor gibi hissetmeye başladım. Ben bugün bu sıfır noktasından ileriye doğru bakarken aslında ufka değil belki de geleceğe, ileride kurmuş olduğum, olacağım dünyaya bakıyorumdur, onun bir silüetine. Umarım bunu batırmam. Çok büyük gaza geldim 😂
Yani demek istediğim, bugün kafamda belli düşüncelerle sürekli düşünme halindeyken şimdi bir de sizin bu videonuza denk gelince aşırı heyecanlandım. Tamamıyla ilham verici olduğunu düşünüyorum ve muhtemelen bu videoyu tekrar tekrar izleyip dinleyeceğim.
Ve işte, bunları paylaşmak istedim. Kalbimi çarptıran bilgileri bana ulaştırdığınız için teşekkürler, bu cümleleri ve duyguyu kendime saklamak bencilliklerin en büyüğü olurdu, inanın. Tekrar teşekkürler 💓👏🏻👏🏻
Tam abur cubur aldım ve bi baktım videoooo gelmiş başlık zaten olayyy herşey olayy
Merhaba Dilara hanım. Sizi tanıdıqca hayata olan merakım ve zevkim artdı. Hayatıma kattığınız merak ve zevk için çok teşekkür ederim.
Adem ile Havva hikayesinde Yaratılış bölümünün 2. babı 25. ayetinde "Adem'de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı." diyor. Devamında 3.babın 7.ayetinde "İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar." diyor. Acaba özgür irade sonucu gerçekliğe bakışları mı değişti? Tanrı zorunlu olarak yaratıyorsa Tanrı'nın da özgür iradesinin olup olmadığı sorgulanamaz mı? Teşekkürler Pelin Hanım. Artık daha çok soruyla karşı karşıya kaldım.
😂😂
@@furkanyucel3857 o dediğiniz yahudiliği Göre.
Bizi bağlamaz?
@@furkanyucel3857 Kuranda yazıyor
@@mertdert4646 Kuran'da tevrattan araklamış. O nasıl olucak???Tevrat'ta yılan var. Kuran'da şeytan çıkıyor piyasaya. Hikayeler aynı isimler farklı sadece...
Yanlış kitabi okuyorsan doğru sonuca varamazsın. Bi de doğru insanları izle. İslamiyet arastir diyeceğim ama orda da o kadar kirli bilgi var ki gerçeği bulmak da bir hayli araştırma gerekiyor. Her video ya her söylenene inanma. Temiz bir kalple iyi bir niyetle gerçeği bulmak gibi Kuran okumak iyi olabilir. Halis Aydemir videoları da önerebilirim. Bu konularda çok seçici olmak lazım ağzı olan konuşuyor suç değil.
Prometheus filmini birde bu açıdan izleyin. Ben felsefeyi filmlerden öğrendim, ve bu yüzden sinema aşığıyım.
Yine harika bir paylaşımdı, bu şekilde kısa paylaşımlarınızdan daha çok yararlanıyorum, lütfen böyle devam eder misiniz, çok teşekkürler
Özgür irademizin olmadığını tam olarak anladığım gün çok derin bir boşluğa düşmüştüm. O kadar acı bir gerçek ki, her şey birden anlamını yitiriyor. Amma bunu anladıktan sonra hayattaki bir çok durumu daha iyi anlamaya başlıyorsun.
Robert Sapolsky-nin Determined and Behave kitaplarını okumayı tavsiyye ederim.
Bu dünya bir tek geliş amacın var kendini bilmek
Kendini tanımak ve kendini gerçekleştirmek sen ışıktan kaynaktan kopmuş olan özün kendisisin
Ali demir evrensel 🌹
Beynimizde kurguladığımız ve pragmatik yönünden dolayı bize iyi hissettiren hikayeler, bilişsel önyargılarımızın da kaynağı diyebilir miyiz o halde?Bu yanıltıcı faydalanma hali bizi algı körü yapıyor denilebilir mi?
Sizi büyük bir ilgi ile takip ediyorum😊.
Zihnimde yeni sorulara kapı aralayan yayınlarınız için teşekkür ediyorum.
Merhaba aslında bütün düşüncelerimiz bilişsel ön yargılarımız sonucunda oluşmuyor mu ? Bu ön yargılarımız sonucunda oluşan düşüncelerimizin bizim için faydalı olanını seçerek hareket etmek zorundayız ama tabiki belli gerçeklerin farkına vararak hareket ettiğimiz de bir gerçek mesela hikayeci beynimizin farkındayız bu bile büyük birsey. Acıları ya da olumsuz olan seyleri de deneyimleyip tepkimizi olumlu ve ya olumsuz yine belli önyargılarla biz kendimiz oluşturuyoruz ya da bazen istemsiz bedenimiz bu tepkiyi oluşturuyor. Yani önyargısız düşünce üretmek imkansız zaten
OKB hastalığını anlattınız sanki. Çok iyi geldi bu video. Çok çok teşekkür ederim
Video çok anlamlı mesajlar içeriyor, anlayana 🖤💪
Dilara hanım kendinizin farkındasınız değil mi? İnanılmaz yol kat etmişsiniz. Hayran kaldım . Ara ara durdurup düşünüyorum. Tebrik ederim sizi.
Tam da “ Gece Yarısı Kütüphanesi “ adlı romanı okuyorken videonuzu keyifle dinledim , sonuç olarak “ toparlamam “ lazım , beynimden yanık kokuları alıyorum 😅
@@arzubasmara9772 😄😄
Her videonuzu izliyorum harikasınız ama bu video benim için en özel olanı oldu! Teşekkür ederim. Kitabı alacağım ve birkaç tur daha bu videoyu izlemeye devam edeceğim gibi geliyor
Kanalınızı yeni keşfettim bu video ile ufkumu açtı. Muazzam 👍🏻👏🏻
"Saf gerçeklik, kendi sınırsız hayallerini reddeder. Gerek algı gerekse düşünme, varsayımlardan doğar; bu varsayımlardan dünya görüşümüzü oluşturur sonra da onu gerçeklik sanırız. Bu dünya görüşünün oluşumundaki katkımızın bilincinde olmadığımız sürece ona hapsoluruz. Bu durum yaratıcı aklın trajedisidir."
Stefan Klein "Dünyayı Nasıl Değiştirdik?"
Yalnız belirtmek gerekir ki inançsız arkadaşım; videoda bahsedilen Âdem hikayesi Muharref Tevrat'ta geçer. Tanrı, kendisinin bilgi ve gücüne erişebilirler diye bilgi ağacını yasaklıyor ve sonra da onları cezalandırıyor. Ne kadar da aciz bir tanrı anlayışı.
Kur'an ise tam tersi, Allah Teala Âdem'e 'Esmâ'yı öğretti der, yine kitabın ilk ayeti 'Oku'dur. 'Bilenle bilmeyen bir olur mu', der bir başka âyette.
Ve yaradana karşı nefsini temize çıkartarak bahaneler bulan, mantığa bürüme çabasında olan Âdem değildir, bilakis, Âdem daha ilk anda 'Ben nefsime zulmettim'' kendime yazık ettim der itiraf ederler günahı, İblis ise bahaneler uydurur inad eder itiraf etmez..
Çok değerli bir farkındalığın kapısını aralayan, en azından kapı deliğinden içeriye bakmaya çalışan bir video olmuş. Zihnimi toparlama uğraşımda uzun süredir uğramadığım bazı fikirleri bana hatırlattınız. Anlattıklarınız zihnimde çok farklı çağrışımların oluşmasına sebep oldu. Elinize sağlık.
Yine yine harika bir video 😊 kitaplara alıp ilk fırsatta okuyacağım teşekkürler Dilara her daim ufkumuzu açman dileğiyle 🎉
Değerli Pelin, yaklaşık 12. dakikalara kadar Adem Havva ilişkisini kuramadım. Ancak sonrasında jeton düştü. Faydalı olduğunu düşündüğüm bir içerik olmuş. Aydınlatma anlayışınız ve arka planınızı çok sevdim. Evdeki musluğum paslandığı için üzülüp değiştirmek için para harcamak yerine onu boyadım. Bu da belki anlattığınız "bakış açısını, düşünme şeklini" değiştirmeye bir örnek olabilir. Beynimizi eğitmek çok önemli. Olayları anlamlandırırken ona kendi geçmiş deneyimlerimizin penceresinden bakmak yerine, olduğu gibi bakabilmeyi öğrenmek önemli bir kişisel gelişim bence.
Dolu dolu bir video. Teşekkürler❤
Ah ben de sizin beyninizdeki akışı aktarışınıza bayılıyorum! Teşekkürler emeğiniz için 🌸
Öykücü Beyin'i okuyunca aydınlanmıştım. Sol tarafta dedikoducu bir ağımız var. Gazzinaga'nın Who's in Charge? da süperdir. Bu konuyu Adam&Eve hikayesiyle harmanlamak müthiş bir içgörü! Teşekkürler Dilara.
Mükemmel bir videoydu son zamanlarda da düşündüğüm bir çok şeyi tamamlayan son yapboz parçası gibi oldu teşekkürler ❤
aydınlanmalar var olsun! ışığınız daim olsun! çokça teşekkürler..
Merak ettiğim adem ve Havva dünyaya geldiklerinde tek bir tanrının olduğunu biliyorlardı ve bu bilgiyi çocuklarına anlatmış olmalılar dimi. Peki sonrasında neden çok tanrılı dinler var oldu ve başka başka şeylere tapınıldı. Biri bana bunu anlatabilir mi?
@@MuhlisTosun-yk9qr yani zamanla insanlara şeytan vesvese vermiş olabilir. Şeytan sen tanrıyı görmedin duymadın diyebilir ve böylece çok tanrılı dinler ortaya çıkmış olabilir
@@zeynepsaglam1604 din insanın günümüzde de olduğu gibi kendini diğer canlılardan üstün görüp ölümden sonra hiçbir şeyin olmamasını kabul edemeyişinin bir ürünü olabilir mi? Bunu kabul etmek gerçektende insan için çok zor birşey olabilir mi?
Çok tanrılı dinler semavi dinlerden önce vardı. 🙋♀️
İnsan ,nisyan (unutma) sözcüğünden gelir.Zamanla teşbih(benzetmeden) kurtulduk.Kulhüvevallahü ehad Allahüssamed'e geldik.Bilgilerinize sunarız.😊
@@fatihzeyrek2527 1 rakamını severim 🙋♀️ Arayış içinde olurken okumak daha keyifli. Doğru ilerlemek lazım. Tükenmişlik hissini yok etmenin en iyi yolu. Varoluş kikâyesinde gizli bence. Kendini keşfetmek. Ve Dilara hn dediği gibi oyunlar oynamak. Doğa en büyük oyun alanı görebilene.
Muhteşem bir konu lütfen devam edin!
şu an okuduğum kitap da tam bu konu üzerinde duruyor. kitabı okurken videonuzu izlemek bilgilerimi pekiştirdi.
Terapi gibi bir bölüm gerçekten, teşekkürler ❤
Tanrı'nın "Neredesiniz? Neden çıplak olduğunu düşünüyorsun? Diye sorması da ayrı bir olay.
Hikaye işte.Kuranda böyle bir şey yok.
Genelde hayatın içerisinde bizde olayları yorumlama konusunda radikal fikir değişimlerine yol açan anlar teorik bir düşünceyi kavradığımız anlar değil çoğunlukla duyguların etkisi altında kaldığımız anlar mesela ihanete uğramış bir insanın karşı cins konusunda yapacağı genellemeler, gündelik hayatta inançlarını umursamayanların kriz anlarında inançlarına sıkı bir şekilde sarılması, talihsizliklerden geçmiş kişilerin "geçmişte böyle olduysa kesin yine aynı olucak" gibi öngörüleri vs.
Kıssadan hisse budur işte...binlerce yıl olmuştur ve olmaya devam edecektir...işin doğası budur...eğitim de budur. Ve sanat işte...gerçekliğe tahammül için var sonuçta.
Muazzam bir düşünme pratiği oldu benim için teşekkürler 💕
Sevgili pelincim kendini bu kadar geliştirmiş olman doğal olarak insanda sana karşı bir hayranlık uyandırıyor, ve kanaatimce buda senin hakkın uzun zamandır seni takip ediyorum bakış açın yorumlama gücün ele aldığın konulara derinlemesine hakim olman ve en iyiside gerçeklikten kopmuş bir toplumda felsefeci kimliğini en güçlü şekilde kullanarak gerçeğin kendisine dokunarak insanları aydınlatma onları bilinçlendirme ve onlara işık olma gayretini taktirle karşılıyorum. Sosyal kişiliğim sahip olduğum iç dünya zenginliği nitelik ve donanım konusunda kendimi seninle kıyaslarsam senin yanında çok sönük hatta karanlık kalırım, ama yinede keşke benim kız arkadaşım nişanlım hatta bir adım ileri giderek şöyle söyliyeyim eşim olsaydın ama nerede bende o şans :) yorumumun sonundaki bu romantik cümleler için başta Pelin olmak üzere buradaki herkesin anlayışına sığınıyorum ve eklemek istiyorum şu an sadece içimden gelenleri yazdım yani gerçek olanları ve inanıyorumki gerçeklik kavramını bir çoğumuzdan iyi kavramış olan pelin bu yorumumu okuduğunda yüzünde sıcak ve samimi bir tebessümle karşılar en azından öyle olmasını umuyorum Sevgiler :))
yine harika bir video oldu, bu konuyu dine bağlayacağını zannetmiştim ama sanırım gerek duymadın :)
@pelindilaracolak,
teenage cocuklara okutabilecegimiz ve felsefeye giris yaptiracak kitap/icerik listesi paylasabilir misin?
Simdiden cok tesekurler.
Ufuk açıcı birisiniz,teşekkürler
iyi pazarlar herkese 🌸
Dediklerinizin altına imzami atıyorum.. ama beynin isleyisinin farkinda olmak kolay ama, onun verdigi mesajlarin olumlusuyla degistirme kismi cok ama coook zor
Teşekkürler, iyi yayınlar.
İki yıl içinde kaliteyi çok yükseltmişsin. Ve çok değişmişsin. Hatırlıyorum ki iki yıl önce çok yüzeysel olduğun için videolarını es geçiyordum
Çoğu dinde Tanrı kavramı ne kadar benzer olsa da büyük farklar da vardır .Mesela Yahudilik’teki Tanrı(Yehova) ile İslamiyet’teki Tanrı(Allah) arasında büyük farklar bulunmakta. Örneğin Yahudilik’teki Tanrı herşeyi tam olarak bilmez videoda denildiği gibi Tanrı Ademin ve Havva’nın yerini bilmediği için nerdesiniz der ,Tanrı yeryüzünde olup bitenleri öğrenmek için yeryüzüne meleklerini gönderir.Ama İslamiyetteki Tanrı kavramı ise insanların hücrelerinden evrendeki yıldızlara kadar herşeyi saniyesinde kontrol edip herşeyi bilen bir Tanrı’dır.
@@huseyincabas5910 ama Kuran'da Tevrat ve İncilde Kutsal kitaptır ve tasdik edicidir hatta en çok ismi geçen Musa peygamberdir önemli olan soru acaba Tevrat ne kadarı insan eliyle değiştirilmiş bide Tevratta detaylar çok var Kur'anda detaylı özellikle peygamberler tarihi kısa verilmiştir
Demek ki Musa dan Muhammed e kadar geçen sürede öğrenmeyi öğrenmiş, iyi bu da bir gelişmedir
@@sercankutlu6437
1 - Tevratta kuranla çelişen tüm ifadeler sknradan değiştirilmiştir doğru soru şu olmalı "Çelişmeyen kısmı ne kadar değiştirilmiştir"
2 - Kuran peygamberleri tanıtan onlar hakkında bilgi veren bir tarih kitabı değildir kuranın amacı peygamber kıssalarındaki evrensel kanunları (Yani hayata ait düsturlar) anlatmak ve insanlara ders vermektir bunun için gereken bilgiyi verir . Yani detaya girmesi için hiçbir sebep yoktur .
3 - Bir kitapda daha çok bilgi olup birinde daha az olması fazla olanın doğruluğunu göstermez . Mantıkça bu böyledir .
@@suleymaneryigit3161Cümlenin ne kadad saçma olduğunun umarım farkındasın çünkü konuşulacak bişeyi yok
@@EsrefYZMUH iyi ya konuşmayız
teşekkür ederim çok faydalanıyorum.
Harika bir video olmuş 👏🏻 Teşekkür ederim
Çok tatlısınız teşekkür ederim ❤
Bilgilendirme için teşekkür ederim
Anlattığınız hikayelerin hepsini şu cümleyle özetlerim "Bir ben var benden içe ruh"!! o ruhu arıyoruz işte nörodinamik enerjinin peşindeyiz!!
Seneca: “We suffer more in imagination than in reality.”
Emeğinize sağlık 😊
Tanrı neden Ademe nerelerdesiniz diye soruyor? Herşeyi bilen kadiri mutlak değil mi?
Bazı hikâye versiyonları böyle ama Kur'an'da böyle bir soru yok.
Çoğu dinde Tanrı kavramı ne kadar benzer olsa da büyük farklar da vardır .Mesela Yahudilik’teki Tanrı(Yehova) ile İslamiyet’teki Tanrı(Allah) arasında büyük farklar bulunmakta. Örneğin Yahudilik’teki Tanrı herşeyi tam olarak bilmez videoda denildiği gibi Tanrı Ademin ve Havva’nın yerini bilmediği için nerdesiniz der ,Tanrı yeryüzünde olup bitenleri öğrenmek için yeryüzüne meleklerini gönderir.Ama İslamiyetteki Tanrı kavramı ise insanların hücrelerinden evrendeki yıldızlara kadar herşeyi saniyesinde kontrol edip herşeyi bilen bir Tanrı’dır.
Psikanaliz de birine hikayemizi anlatmak ve bu hikayeyi tahlil etmek, onun bakışıyla hikayemizi yeniden değerlendirmek değil mi ? Yakın zamanda arkadaşlarımla şu büyük yolcu gemileriyle dünya seyahatine çıkmanın hayalini kuruyorduk. Ilk yorumlardan biri ya uzaklarda bir yerde gemi batar biz de ölürsek oldu. Ben de, şu an çok da sevmediğim bir işte çalışırken bir trafik kazasında ölmektense dünya seyahatine çıktığım gemi battığı için ölmenin çok çekici olduğunu söylemiştim. Ilk hikaye trajikken ikinci hikaye komik. Ama her ikisi de gerçek değil, muhtemelen olmayacak da. Fakat ilk hikayenin beni ürkütmesiyle başa çıkabilmek için ikinci hiyayeyi düşünebilmek beni kaygıdan koruyor. Buradan konuyu psikanalize bağlamam gerek ama şimdi işim var. Siz okursanız video için teşekkürler. Edebiyat teorisi, imge, kurgu- gerçeklik üzerine videolarınız beni çok heyecanlandırıyor :)
Mükkemel bir video olmuş teşekkür ederiz.
Her ruhun özelliklerinden birisi nefis var. Nefsi terbiye etmek olgunluk göstergesidir.
Başlangıç hikayesini değiştiremediğimiz sürece hiç bir şeyi değiştiremeyiz. Başladı ve bitti
Yine çok başarılı bir video .
Vallahi bu hikayelerimi yargilamayi o kdr cok yptim ki artik kolayca gercekligi hikaye edebiliyorum.
Selamlar Pelin hanım, maymunlar cehennemi: New Kingdom yorumu yada üzerine felsefi düşüncelerinizi bekliyorum. Ben izledim ve çok beğendim.
Adem-Havva hikayesi bir masaldan ibarettir.
Allah, yarattığı iki kişinin ne yaptığını bilmiyor(!) ve onlara soruyor(?)
Yahu "Âlemlerin yaratıcısı, ilmi sonsuz, hatadan münezzeh" olan bir Yaratıcı böyle saçma sapan sorular sorar mı?
Siz sadece cevabını bilmediğiniz sorular mı sorarsınız? Bakın ben bu sorunun cevabını bildiğim halde sordum.
Kadın Allah demiyor tanrı diyor Kur'an dan değil uydurma bir kitaptan okuyor. Biraz aklını başına al
@@zamanhizlageciyor , Allah, Adem ve Havva'nın ne yapacaklarını, yaptıklarını bilmiyor mu?
Elbette biliyor!
Neredesiniz, diye niçin sorsun?
Sen-ben insanız, biz sorabiliriz çünkü bilmediğimiz, görmediğimiz bir sürü şeyler var!
Fakat Allah, herşeyi görür ve bilir değil mi?
@@mustafasolmaz2864 O kıssanın, o anlatımdaki gibi olduğunu ben de sanmıyorum. Kuran'daki anlatım bana yetiyor, orada da Araf 22-23'teki gibi böyle ayrıntı görülmüyor. Ancak sizin argümanınızın geçerli olmadığını söylemek istedim. O mantıkla Allah'ın kimseye hiç soru sormaması beklenirdi. Soru sadece öğrenmek için sorulmaz. Bazen de öğretmek için sorulur.
@@zamanhizlageciyor , Tevrat’a göre tuhaf olan soru, Allah’ın, cennette Adem ve Havva'yı ararken "Neredesiniz?" diye sormasıdır...?
Şahanesin Dilara ufkum açıldı ❤
Pelin hanim bu metaforda bilgelik agaci bilincimiz ve farkindaligimiz olabilrmi sizce yani anlam arama cabamizin nedenimi boyle baksak sizce yanlismi olur..
Video için teşekkürler ablacım🖤
Mükemmel anlatım. Teşekkürler.
Teşekkürler.
o kitapta meyvenin ağacı hakkında şöyle bahsediliyordu: iyi ile kötüyü bilme ağacı. yani aslında tanrı o insanların doğru ile yanlışı ayırt edemeyen itaatkâr kuklalar olmalarını istiyordu. iyi olmalarını değil.
Seni dinlemek huzur veriyor huzur ❤ 🙏🧿🌷❤⚘🧿🌞🦅
Terapi sırasında psikoloğun bana yönelttiği sorulara verdiğim konuyla alakasız gibi görünen karmaşık yanıtları hatırladım 😅
Adem ve Havva çok genç olmalı. Gençler soru sorulduğunda kaygıyla, gelişen olayın kendilerinin değil başka bir kişinin etkisiyle olduğunu dile getirirler. Davranışlarının sorumluluğunu almakta cesaretsizdirler.
Mitolojik masalların Ortadoğu versiyonu
Cok güzel ve açıklayıcı olmuş. Şimdi beynimi hacklemeye gidiyorum 😂 şaka bir yana zaman zaman fark ettiğim Bir şeydi. Beynimiz sürekli bizimle oyun oynuyor ve gerçekliği sorgulardim.
İnançları değiştirmek iyi fikir, daha tam olarak neye inandığımızı anlamadan bunu nasıl yapacağız?
Beynimizde tüm insanlığın ortak dili olan sembol dili çalışıyor. hikayelerin dışına çıkarak değil tam ortasına geçerek onları değiştirebiliriz. Ya da gerçekleştirebiliriz.
Beynin sağ ve sol yarısının sinyal iletiminin kesilmesi operasyonları, epilepsi hastalığında beyinde meydana gelen elektriksel fırtınanın kısıtlanması amacıyla Rusya'da birkaç düzine hastaya uygulanmış ve sizin de bahsettiğiniz yan etkiler dolayısıyla sonlandırılmıştı diye hatırlıyorum!
Bilgi ağacı, havva önce yedi ademle paylaştı, tanrı aramaya gelir, kaynak ne çok merak ediyorum. 30 saniyede 5 temel hata var. Teşekkürler
Selam,
Tamamiyle Tevrat ve Talmut'tan yapmış olduğunuz alıntıya dayandırarak çektiğiniz videonuz. İslami açıdan bilgi eksikliğine ve hataya dayalıdır. bizi ilgilendiren tarafı imani tarafı olduğundan felsefesine dokunmadan bildiğimizi söyleyeceğiz.
Kur'an da Adem ve Havva diye her hangi bir ikili yoktur. Tanrı (Allah) her Adem dediğinde yanındaki kişi ile beraber yaptığı şey her neyse, bunu anlatırken bize hitaben "Adem ve eşi" tamlamasını kullanır. Havva demez. Bunun ne anlamı var veya ne farkı var derseniz ayrı bir konuya girmiş oluruz. Fakat eğer Allah Adem ve eşi diyorsa, okuyucu buna Adem ve eşi demek zorundadır. Kur'an a baktığımızda Adem ilk insan olmadığı gibi, (Burası sadece bizim yorumumuzdur belki erkek bile olmayabilir). Konuya dönecek olursak, Allah Adem'e bir ağaca yaklaşmayıp bir elma yememesini veya bir meyve, söylememektedir. Kelime "Eş Şecere" dir. "La Takraba Eş Şecere" şu şecereye yaklaşma. Secere veya Şecere; kütük, ağaç, soy, sülale ve soy kütüğü manalarına da gelmektedir. La Takraba "Akraba" Belki bu Ayet Adem'e şöyle de diyor olabilir: "Şu soya sülaleye akrabalık bağı ile yaklaşma" Yani zina yapma. yada onun ile ilişkiye girme. Bunları nereden çıkarıyoruz: Zinaya yaklaşmayın Ayetinde kullanılan "La Takraba ez Zina" tamlamasından. Yani yasal olan dışında nikahlı eşin dışında nikahsız olarak akraba olma.
Önce bir şeyi gerçek olarak kabul edip üzerine bir şey bina etmek. bilgi sahibi kişilere yakışmaz. size düşen bunun böyle olduğunu kabul etmiş olursak diye başlamanızdır. Çünkü izleyici videonuzu 13. dakikaya kadar izleyemeyebilir. Ayrıca sizin inanmadığınız, yada aklınıza yatmayan her hikaye veya anlatı, yanlıştır çıkarımına varamazsınız. İslam kaynaklarının hemen hemen tümüne yakını Adem'i ilk insan olarak kabul ettiğinden bir çok yanılgıya düşmektedir. Siz Filozoflara yani insan aklına dayandırdığınız anlatınızı, biz onun çok üstünde bir tasarımcıya dayandırmaktayız.
Kur'an da ki ilk canlı şeyin yaratılışı ile İnsanın yaratılışı Ayetleri karıştırılmış ve ortaya bambaşka bir anlatı çıkmıştır. Ancak gerçek ve saf akılla kitabı okuyan okuyucu bunun farkına varabilir. Geçmiş bilgisi ve bagajı dolu olan şartlı beyin okuduğunu kendi hikayesine aklındaki hikayeye uydurmaya çalışarak anlamak ister. Buna ümmi bakış denir.
Selam ve dua ile..
Videoda bahsedilen fikrin sinemaya uyarlanmış hali; shutter ısland
Ahh! be Pelin kızım! Hani aklıma getirdin de; senin bir dijital bilinç yazılımın olsaydı da, seni, benim dijital bilincimin bir yerine ekleseydim de bu saçma sapan ( Yararlı ise iyidir) dürtülere bir fayda kataydık ya!.. Hheheh :)) Maşallah kızıma. Aynen devam
Sen men ve hami bir enerjidir, Eger hakiqi energini anlaya bilsek, yer kuresini aklimizla tersine firladarix, cunki Allah bir enerjidir, ENERJI BIZI YARATDI BIZ ISE ONU ALLAH SANIYORUZ... EGER BEYNIMiz 28 faiz iwlede bilsek hakikadi buluruz
İnsan gerekçeli bir varlıktır.
Her haline her kararına her tutumuna ki bunlar ne türden olursa olsun bir gerekçe üretebilmektedir.
Bu gerekçelerin doğru yada mantıklı olması gerekmiyor.
Gerekçenin nedensel olması geçerli olması için yeterlidir.
Bu gerekçelerin büyük çoğunluğu başkaları için değil gerekçeli varılıpın kendisi içindir.
Tavsiyenizle İnanan Beyni okuyorken bu alanda ikinci tavsiye ha :) Lütfen inançlılar ve inançsızlar için özgür iradenin gerçekten, küçücük dahi bulunmaması gerçekliğinde ne olur?’u öngörülerinizle paylaşır mısınız ? Yine yaşarım, neşem de devam edebilir ama bir yanım değişime mahkum kalır gibi hissediyorum. :)
Ki bu inanmayı seçmiş olan ben için bambaşka yeni bir süreç de olacağına benziyor.
Help :)
Başta hiç bir şey anlamayıp sonradan herşeyi daha iyi anlamaya başladım.