Burak Kut ile Ahmet San'ı Birleştiren Komik Hikaye 😂 | Uykusuzlar Kulübü

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 26 ม.ค. 2025

ความคิดเห็น • 8

  • @asiriprofesyonel
    @asiriprofesyonel 9 หลายเดือนก่อน +10

    Doksanlı yılların: bestecileri, aranjörleri, solistleri, yapımcıları vs. olmasaydı, bugün müzik dünyası aç kalırdı. O şarkıları değiştirip değiştirip okuyorlar. Her şey çok iyiydi o yıllarda.

  • @aligureli7192
    @aligureli7192 หลายเดือนก่อน +1

    Okan en çok kendi konuşsun istiyor ve kabak tadı veriyor

  • @mahigocer121
    @mahigocer121 6 หลายเดือนก่อน +1

    Gökhan ünver 90 lardan en sevdiğim şarkıcıdır

  • @eversut1
    @eversut1 5 หลายเดือนก่อน +1

    En büyük tarikat "GS Lisesi".

  • @jmdi2703
    @jmdi2703 5 หลายเดือนก่อน +3

    Aslında tüm bu hikayeler bize, Ahmet san'ın nasıl da amatör bir organizatör olduğunu gösteriyor. :) Bir tane sorunsuz hikayesi yok. Hep amatörlük, hep profesyonellik dışı işler. Hep torpille yani tanıdıklar vasıtasıyla halledilen şeyler. :) İşte Batı neden her alanda bizden ileride bunu net şekilde gösteren bir örnektir Ahmet San. Batılılar her işi önceden en ince detayına kadar hesaplarlar, sözleşmesiz iş yapmalar. Liyakat çok önemlidir. Atatürk bunları bize öğretmeye çalıştı ama o öldükten sonra tekrar eski Osmanlıcı liyakatsiz kafaya geri döndürdüler ülkeyi. O yüzden bu kadar geri kaldık zaten her alanda.
    İşte son ördeği de Yusuf Dikeç olayıdır. Yusuf Dikeç Olimpiyatlara katılmasın diye önüne engeller koymuşlar. Bir şekilde katılmış son olimpiyatlara. Ve diğer yarışmacılar gibi aksesuar takmadan katıldı. Ve ikinci oldu.
    Dünyada internette bunu bir şaka haline getirdi. Gereksizce övgüler düzüldü ironik övgülerdi bunlar ilk başta. Yani Yusuf Dikeç tıpkı Nusret gibi bir maskot haline geldi.
    Ancak biz bunu bile anlayamadık.
    Tüm dünya bir Türk'ü övüyor diye gururlandık.
    İkinci olmyı umursamadık.
    Çünkü biz millet olarak gerçek başarıları değil, övülmeyi, konuşulmayı severiz. Nasrettin Hoca'nın fıkrasındaki gibi "Ye krüküm ye"ci bir milletiz yani.
    Hep başarabilme ihtimalimiz ile övünürüz.
    Asla birinci olamayız. Nadiren birinci oluruz nadiren başarırız ama onun da devamını getiremeyiz.
    Bir sistem haline getirip gelecek nesillere aktaramayız.
    Bir anı olarak kalırız ancak.
    Halen o anıları konuşuruz, Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğu ya da Futbol Milli Takımının Dünya Kupası Üçüncülüğü gibi.
    Bireyseli şahsi ve bir daha tekrarlanmayan eh işte başarılardır bunlar hep.
    Kurumsallaşmayı ve gelecek nesillere aktarmayı, başarıyı devamlı hale getirmeyi hiç beceremeyiz.
    Bunun sebebi de BİN YILLIK Orta Doğululaştırılmış, Arap Emperyalizmine yenik düşmüş Selçuklu ve Osmanlı alışkanlıklarının mirasıdır.
    Yani liyakatsizlik, torpil, kayırmacılık, yetenekli ve başarılı kişilerin engellenmesi, cezalandırılması, küstürülmesi gibi alışkanlıklar hep Osmanlıdan miras kalmıştır bize.
    Mesela yine son Olimpiyatlarda voleybol milli takımında bunu gördük.
    Önce Avrupa sonra Dünya birincisi olmuş voleybol milli takımı bu başarıyı devam ettiremedi ve asıl önemli olan Olimpiyatlarda birinci olamadı.

    • @mrdaisy6808
      @mrdaisy6808 5 หลายเดือนก่อน +1

      sektörün hiçbir şeyini bilmiyorsun sadece konuşuyorsun

  • @diyorki-fz9oh
    @diyorki-fz9oh หลายเดือนก่อน +1

    avrupa'nın en büyük film stüdyosunu yapıp ne yapacaksın, senin haddine mi, hiç böyle düşünmüyorsun di'mi? En büyüğü bizde olsun, bu ne kompleks, adam olun önce. Stüdyo da yapıyorsan yap, en büyüğü lafı ne yani?