ARTVİN YUSUFELİ’NDE BİR MEZRA | MURZET | CAVRET | CİNAGARA YAYLASI

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 19 ก.ย. 2024
  • Kanalıma abone olup, bütün güzelliklerden haberdar olabilirsiniz. Yeni bölümleri kaçırmamak için lütfen abone olun: / @nurullahdelioglu8400
    Köyden atalarımızın yazın göçerken kullandıkları yolu kullanarak mezraya kadar yürüdüm. Diğer iki yazımda size bu yol ile ilgili detaylı bilgiler vermiştim. Bu yazımda ise Mezramızı beni ben eden yerler hakkında bilgi vereceğim.
    Murzet ile başlamak istiyorum. Murzet düzlüklerden oluşan güneşi güzel bir şekilde alan bir yerdir. Günümüzde Maden çıkarıldığı için her yer kazılmış ve çukurlar oluşmuş durumdadır. Muzret de eski ile yeni yapılan evleri bir arada görebilirsiniz. Araç yolunu takip ederek Cavret’e doğru yürüdüm. Tabela da Muzrat Mezrası yazıyordu. Hemen tabelanın yakınında taştan bir oturma yeri yapmışlar. Gerçekten sohbet etmek için güzel bir yer olmuş.
    Doğa da doğal olan taşla toprakla yapılan şeyler çok sevimli oluyor. Irmakyanı Paşalar Mahallesine geldim. Yolda panta ağacı ile karşılaştım.
    Panta ağacı bir çeşit yabani armuttur. Küçük ve kabuğu sert olan bu meyve eylül, ekim gibi olgunlaşır. Olgunlaştığında yemeye doyamazsınız. Yedikçe yiyesiniz gelir. Bayim, İstanbul’da güzel bir hikâye anlatmıştı. Ardahanlı olan bayim dedelerinin bizden armut aldığını bunun karşılığında arpa verdiklerini söylemişti. Yusufeli’nden katırlara yüklene armutlar Ardahan’a getirilir. Yol içinde eski katır yolu kullanır.
    Günlerce süren bu yolculuk neticesinde amaç arpa almaktır. Bunu dinleyince bir gün aynı yolu kullanarak katırla bende atalarımın yaptığı gibi panta götüreceğim. Ardahan’a varıp, buğday, arpa ile takas edip, sonrasında taş değirmende öğütüp, o ekmeği yiyeceğim.
    Yusufeli Müftülüğü Paşalar Mahallesi Caminin yanında dinlendim. Dut ağacı vardı. Dut ağacından beyaz dut yedim. Dutlar bayağı hastı. Has bizde tatlı anlamında kullanıyordu. Yol üstündeki evler betonarme olmuştu. Ancak aşağıya doğru dedelerimizin evleri durmaktadır. Atalarımızın evlerini korumak ve geleceğe taşımak gerekir. Burada yaşanmış anılar ve duygular bulunmaktadır.
    Muzret’den sonra Cavret’e doğru yürüdüm. Toprak bir yol ile yürürken karşımda Karadağ’ görünce o anki mutluğumu size anlatamam. Cavret uzaktan betonarme olarak gözükmektedir. Yol boyunca ceviz, ağaçları çokça gördüm. Dedelerimiz ağaçların büyütülmesine çok önem vermişlerdir. Çocukken idrak edemediğim bu duruma zamanla bir insanın kendisi büyürken bir ağaç büyütmesinin ne demek olduğunu anladım.
    Cavret’in yokuşu zorlamıştır. Ancak hedefi gördüğünüzde artık o hedefe varış gerçekleşmiştir. Sonunda dedemin evinin olduğu harmana gelmiştim.
    Hemen harmanın önündeki yerde babamın arı kovanları vardı. Arı kovanlarını saydım. 38 adet kovan vardı. Dedemin evin önünde ocaklar vardı
    Pekmez yapmışlardı. Hemen aşağıda Kurtlu Punğar’dan su içtim. Bu çeşmeden akşamları sular taşınır. Çaylar, yemekler pişirilirdi. Diğer dedemin evine doğru giderken duygulanmıştım. Çocukluğum geçtiği bu yerde oyunlar oynamış ve suyunu içmiş. Havasını içime çekmiştim. Sonrasında dedemin evinin içini gösterdim. Kullanılmadığı için kokusu her şey değişmiş durumdaydı.
    Buradan çıktıktan sonra Satihe’ye doğru ilerledim. Satıhe küçük küçük bahçelerden oluşan bir yerin adıdır. Özellikle yazın mezraya göçünce buradan sebze ihtiyaçlarını karşılanırdı. Fasulye, patates, mısır en çok ekilen ürünlerdi. Burada yetişen patatesin rengi ve tadı hoştu.
    Cinagara Yaylasında yaşayanlar ise günübirlik yaylaya çıkmaktadır. Yayla da otlarını biçip geri dönmektedirler. Kömür çıkaran Karadağ Madencilik firmasının çalışanlarının konakladığı yerler bulunmaktadır.
    Cinagara’dan sonra Yusufeli Ahalt mahallesine inen yolu takip ederek inmek istedim. Ancak yolu tam çıkaramadığım için geri çıkıp araba yolu ile inmeye karar verdim. Akşam çökmek üzereydi. Güneş gitmiş.
    Ay çıkmıştı. Koşarak yaklaşık 20 dolambaçlı bir yoldan indim. Dereye vardığımda artık hava kararmıştı.
    Yanımda ışık yoktu. Çakal sesleri gelmekteydi. Kalp sesimi duyuyordum. Ortam o kadar sessizdi. Babamı aramıştım. Babam da araç ile köprünün bulunduğu yere gelecekti. Karanlık derenin içinde koşarken ay ışığı ve çakal sesleri ile ilerliyordum. Koşarak çok hızlıca inmiştim. Bedenim sıcaktı. Terlemiş ve heyecanlıydım.
    Hafızamda anı olarak kalacak bir gün geçirmiştim. Uludağ’da karanlık çöktüğünde dağda yalnız bir şekilde eniştemin gelip beni almasını beklemiştim. Maceraperest olarak heyecanı seviyordum. Yalnızlığı da seviyorum.
    Bazen kendi başıma kaldığımda bulunduğum yerde zamanı unutuyor. Zamansız bir şekilde orada oluyorum.
    Düşüncelerin olmadığı sadece kalbinizin sesini dinlediğiniz zamanlar geçirmeniz dileği ile…
    Diğer sosyal medya hesaplarından takip etmek isterseniz;
    Instagram: bit.ly/2MLyVmx​
    Facebook:bit.ly/3cTa9LZ​
    Twitter: bit.ly/3cSqUqC​
    İnternet Sitesi:bit.ly/2N51Wta
    nurullahdeliog...

ความคิดเห็น • 5

  •  3 ปีที่แล้ว

    Teşekkür ederiz, ata toprağını bizlere seyrettirdiğiniz için.

  • @yusufdeveci1497
    @yusufdeveci1497 3 ปีที่แล้ว

    Bizlere bu güzel yerleri gösterdiğin için çok teşekkürler.

  • @yasarcelik4817
    @yasarcelik4817 3 ปีที่แล้ว

    Bizlere bu güzel yerleri gösterdiğin için çok teşekkürler ederim kardeşim bol bol artvin videoları bekliyoruz emeğine yüreğine sağlık 👏👏👏👏🙌🙏

  • @kubilayalpaslan2688
    @kubilayalpaslan2688 3 ปีที่แล้ว

    Yolun açık olsun..ayağına taş değmesin:)

  • @mervekaya2976
    @mervekaya2976 3 ปีที่แล้ว

    Yaz kış iş bitmeyen canım memleketim :))