Doğurganlık açısından da birşeyler söylemek istiyorum. Bu sorunu da genel başlıklar üzerinden tartışmak yerine en alt sebeplere inmeliyiz. Neden bu durumdayız? Kaliteli değer üreten ailelerin gelirlerinin azalması, adil olmayan bir ticaret ve eğitim hayatı, başarıda liyakatsizliğin yani önce benim ailem benim çevrem dememiz bizi bu noktaya getirdi. Bunun sonucunda toplumun bireyselleşmeye yönelimi hızlandı. Benim annem tek başına hem çalıştı hem de iki çocuk büyüttü. Şimdi ise anne baba birlikte çalıştığı halde sağlam, huzurlu bir gelecek kuramıyor. İnsanın hayatta kalması, deli olmaması için kendisini de mutlu etmesi gerektiğinden önce kendi istek ve arzularına yöneldi. Anlıyorum ki istatistik çok gereklidir, önemlidir ancak her toplum aynı geleneklere, alışkanlıklara sahip değildir. Yani her toplumun dürtüleri modellere farklı tepkiler verebilir. Bu kapsamda çözüm şudur, herkese en temel düzeyde barınma, gıda ve ulaşım hizmetlerini kolaylaştırmalıyız. En iyi, en kaliteli sağlık, hukuk ve egitim hizmetini de herkesin erişebileceği hale getirmeliyiz.
Selamlar, sorunumuzun kaynak olmadığını, toplumun dürtüleri olduğunu kabul etmeli ve çözüm aramaya buradan başlamalıyız. Keşke şöyle bir rapor olsa elimizde. Kaynak sahibi ailelerin gelirleri ile üretime, istihdama, toplumu geliştirmeye katkıları arasındaki farkı gösterse. Vergileri dahil tutuyorum çünkü o vergilerde korunan ailelere gidiyor. Adım gibi eminim ki şunu göreceğiz, kaynak sahibi olanlar ihtiyacından ve gereklilikten çok daha fazla bencilce bir lüks yaşıyor. Yaşadıkları bu zenginliği çok genç yaştaki sonraki nesillerine de yaşatıyorlar. Örneğin, henüz mezun olmamış, topluma karışmamış hiçbir çözüm üretmemiş evlatları son model barınma, ulaşım, teknoloji ve tatilleri yaşıyor. Bu yüzden gelişemiyoruz. Kaynaklar boşa harcanıyor.
Doğurganlık açısından da birşeyler söylemek istiyorum. Bu sorunu da genel başlıklar üzerinden tartışmak yerine en alt sebeplere inmeliyiz.
Neden bu durumdayız?
Kaliteli değer üreten ailelerin gelirlerinin azalması, adil olmayan bir ticaret ve eğitim hayatı, başarıda liyakatsizliğin yani önce benim ailem benim çevrem dememiz bizi bu noktaya getirdi.
Bunun sonucunda toplumun bireyselleşmeye yönelimi hızlandı. Benim annem tek başına hem çalıştı hem de iki çocuk büyüttü. Şimdi ise anne baba birlikte çalıştığı halde sağlam, huzurlu bir gelecek kuramıyor. İnsanın hayatta kalması, deli olmaması için kendisini de mutlu etmesi gerektiğinden önce kendi istek ve arzularına yöneldi.
Anlıyorum ki istatistik çok gereklidir, önemlidir ancak her toplum aynı geleneklere, alışkanlıklara sahip değildir. Yani her toplumun dürtüleri modellere farklı tepkiler verebilir.
Bu kapsamda çözüm şudur, herkese en temel düzeyde barınma, gıda ve ulaşım hizmetlerini kolaylaştırmalıyız. En iyi, en kaliteli sağlık, hukuk ve egitim hizmetini de herkesin erişebileceği hale getirmeliyiz.
Selamlar, sorunumuzun kaynak olmadığını, toplumun dürtüleri olduğunu kabul etmeli ve çözüm aramaya buradan başlamalıyız.
Keşke şöyle bir rapor olsa elimizde. Kaynak sahibi ailelerin gelirleri ile üretime, istihdama, toplumu geliştirmeye katkıları arasındaki farkı gösterse. Vergileri dahil tutuyorum çünkü o vergilerde korunan ailelere gidiyor.
Adım gibi eminim ki şunu göreceğiz, kaynak sahibi olanlar ihtiyacından ve gereklilikten çok daha fazla bencilce bir lüks yaşıyor. Yaşadıkları bu zenginliği çok genç yaştaki sonraki nesillerine de yaşatıyorlar. Örneğin, henüz mezun olmamış, topluma karışmamış hiçbir çözüm üretmemiş evlatları son model barınma, ulaşım, teknoloji ve tatilleri yaşıyor.
Bu yüzden gelişemiyoruz. Kaynaklar boşa harcanıyor.