Sanırım bu çocuk dışında herkes jungkook'un kim olduğunu biliyordu. Müdürün şimarık, egoist ve yakışıklı oğlu. Jungkook'un müdürün oğlu olması benim, jiminin ve Tae'nin işine geliyordu. Zorbalık yaptıktan sonra yakalanırsak Jeon babasıyla konuşurdu ve olayı asla büyütmezdi. A̶i̶l̶e̶l̶e̶r̶i̶m̶i̶z̶i̶n̶ ̶d̶e̶ z̶e̶n̶g̶i̶n̶ o̶l̶m̶a̶s̶ı̶ k̶a̶t̶k̶ı̶ t̶a̶b̶i̶k̶i̶d̶e̶.̶ Jungkook çocuğu dövmye devam ederken ayağa kalktım ve Jeon'un yanına gittim. Duraksayıp bana baktı. Jk: bir şey yapmak istermisin ha? Yoksa tek mi b¡tireyim işini. "Su şişelerini sevdiğimi biliyorsun." Sırıttı. Onun içeceğini alıp karşımzda duran kalabalığa aldırış etmeden içeceği kafasından aşağı d*ktüm. X: seni sürtūk! Jk,adel: ne dedin sen? X: sen ne karışıyorsun s¡ktiğimin sūrtüğü?!! Jungkook eğilip çocuğun boğazını sıktı. Jk: birdaha desene. Çocuk nefes alamıyordu. Tam bayılacakken müdürün gür sesini duymamızla hepimiz oraya baktık. Mr: NE OLUYOR BURDA?! Jungkook ayağa kalktı, elimden tutup müdürün yanına gitti. Mr: bu haliniz ne? Jk: orda gördüğün s¡kik üstüme içecek döktü, sonrada adel'e s*rtük dedi. Sadece sürtūk değil, s¡ktiğimin sūrtüğü dedi. Bende ona hak ettiği dersi verdim. Müdür yerde yatan çocuğa baktı. Sonra gözleri beni buldu, bakışları aşağı inerken jungkook ve benim ellerimize baktı. El tutuşuyorduk. Jungkook bunu fark etmiş olacakki elini benimkinden çekti. Mr: odama gelin. Müdürü takip etmeye başladık. Jungkook'a baktım. Yere bakıyordu. Ona hafifçe vurmakla gözlerini benimkiyle buluşturdu. "Zarara girmeyiz dimi ya?" Sırıttı ve elini belime koyup kendine çekti hala yanyana yürürken. Jk: merak etme, zeki zorbacık. Bu iş benim elimde. Diyip yüzünü benimkine yaklaştırıp göz kırptı. O an müdürün arkasını dönmesiyle çok kritik bir pozisyonda olduğumuzu anladım. Jungkook ilk babasına sonrada bana döndü. Jk: yüzümde bir şey mi var, güzellik? "Yüzünde yokta üstünde var." Jk: o p¡çi öldürmeliydim. "Bekle, bir şey var yüzünde." Jungkook durmuş vücudunu bana çevirmişti. Aslında hiç bir şey yoktu yüzünde. Öylesine onunla flörtleşmek istedim. "Ah, bak! Yüzünde yakışıklılık varmış.." Jungkook'un kahkası etraftaki öğrencilerin bize bakmasını sağladı. Jk: öyle mi? Sanırım bu tehlikeli bir vaka. Herkesi kendime aşık etmeden önce hastaneye götürmelisiniz beni! Gülüp yüzüne yaklaştım ve saçını düzeltmeye başladım. Gülümsemesi solurken gözlerini benden ayırmıyordu. "Sadece sen mi aşık edeceksin? Bende seni aşık ederim, ha?" Jk: bu bir itiraf mıydı? Bana aşkını mı itiraf ettin sen? Güldüm ve ondan uzaklaşarak elini tuttum. "Evet kesinlikle! Sana çok aşığım Jeon Jungkook! Evlen benimle, tanrım!!" Jungkook saçma haraketlerime güldü ve beni belimden tuttup kendine çekti. Jk: ne zaman evlenmeliyiz?! Sana olan aşkımdan aynaya 'çok yakışıklısın be jungkook' demeyi unuttum! Mr: ne yapıyorsunuz? Gelin buraya hemen! Eğlencemizi bölen Jungkook'un biricik babasının yanına koştuk. Jk: babacığım, biz başka zaman gelsek- Mr: niye okulun çatısında öpüşün diye mi? Jk: baba ne alaka! Odaya geldiğimizde kapyı kapatıp içeri girdik. Ben ve jungkook oturmuş, müdürün konuşmasını bekliyorduk. Mr: siz sevgili misiniz? Jk,adel: ne? Mr: doğru duydunuz. Sevgili misiniz? "Yok artık daha neler?" Jk: sevgili değiliz derden çıktı o? Mr: yalan söylemeyi kesin. Jungkook sen o çocuk adel'e sūrtük dediğinde d*vdün. Adel sen sürekli jungkook'la flörtleşiyorsun, Jungkook'un da hoşuna gidiyor ve oda seninle flörtleşiyor. Ben bütün okula flörtleşiyorum falan diyemezdim, değil mi? Malum sevgiliyiz diyeceğiz, eğer jungkook bir bahane bulmazsa. Jk: biz sadece şakalaşıyoruz ya! Mr: o kadar salak mıyım ben oğlum? Adel saçını düzeltirken ona nasıl baktığını görmediğimi mi sanıyorsun? Jungkook ayağıma altan vurmasıyla benim bir bahane uydurmam gerektiğini anlamıştım. Odada bir süre sesizlik uluşmasıyla boğazımı temizledim. "Uhh, evet sevgiliyiz." Jungkook anında bana dönmüş, müdür ise başını anladım anlamında salamıştı. Jk: baba- Jungkook'un ayağına basmam ile susmuştu. Mr: pekala, çıkın dışarı. Jungkook, sonra konuşacağız. İkimizde ayağa kalkıp odadan çıkmıştık. Sınafa doğru yürürken jungkook durmuş bana bakmıştı. Jk: neden sevgiliyiz dedin? "Ne dememe mi isterdin? Ne söylersem söyleyeyim bana inanmayacağı belliydi." Jk: aishh, bittik biz! "Müdürcüğüm, ben aslında tek oğlunuzla değil, tüm okulunuz ile flörtleşiyorum dememi istermiydin, bebeğim?" Jungkook gülüp elini saçında gezdirdi. Jk: öğretmene yavşamanı hatırladımda- İkimizde deliler gibi gülmeye başladık. Evet, öğretmene yavşamıştım. Ama gerekli bir sebep içindi. Sınavdan tam not almam gerekti. Bense sadece bir yanlış ile tam not alamamıştım. Jk: "herzamanki gibi yakışıklısınız hocam. Benimle kafeteryada oturmak ister miydiniz?" (adeli taklit ediyor) "Hocada direk kabul etti ha." Jk: adam 34 yaşında adel. "Biliyorum! Adamın küçük kızları sevmesi benim elimde olan bir şey değil." Jungkook ile ben sınıfa gülerek girmiştik. Girmemiş olaydık.
BMHc²: nerde kaldınız siz?! (Hoca 1 ilk dersteydi. Bu hoca 2. Hc'nin yanında yazıyor.) En nefret ettiğimiz öğretmen.. Jk: babamın yanındaydık. Hc²: geçin yerinize, hemen! İkimizde yerimize geçip dünyanın en sıkıcı dersine başlamıştık. Tarihin nesi önemli? Gelecekte kim ne yapsın milyonlarca yıl önce olan savaşa? Telefonumu çıkarıp Jeon'a mesaj atmaya karar verdim. Ona yazarken olabildiğince dikkatli oluyordum. Egoist Jeon💥 Adel: ne sıkıcı ama. (İletildi 09:42) Jungkook telefonunu açıp bana baktı sonrada geri telefonuna döndü. Egoist Jeon💥 Adel: ne sıkıcı ama. (Görüldü 09:42) Jeon: kağıt fırlatsak mı hocaya? (Görüldü 09:42) Adel: güzel fikir lan. (Görüldü 09:42) Jeon: kkk~ kim başliyor? (Görüldü 09:43) Adel: müdürün biricik oğlu başlasın. (Görüldü 09:43) Jeon: tamamdır güzellik. (Görüldü 09:43) Telefonlarımızı kapatıp öğretmene döndük. Jungkook defterinden kağıdı ses çıkarmadan kopartmış, top haline getirmişti. Bana baktığında gözlerim onunki ne sabiti. Hadi dercesine kaş göz haraketi yaptığımda sırıttı ve kağıdı öğretmene attı. Hc²: KİM ATTI BUNU?! Herkes sessizdi. Hc²: ADEL?! "Hocam biraz geç kaldık diye ben mi atmış oluyorum? Çok ayıp ediyorsunuz." Hoca pek inanmış olmasada jungkook'a döndü. Ona öldürücü bakışlar verirken Alex'in öksürmesi ile hoca ona döndü. Hc²: her kim attıysa söylesin hemen! Sessizlik. Jungkook gülmemek için su içince bende dudağımı ısırdım. Hc²: adel sen attın dimi? "Hocam niye ben ya?! Defter bile yok önümde!" Bu hoca belasını bende bulmuş ya! Tamam hadi dedim Jungkook'tan sonra atacağım diye, ama o kadar da bana takmazsın be. Hoca kısa bir süre sonra tekrardan dersi vermeye devam etti. Telefonuma baktığımda Jeon'dan yeni bir mesaj olduğunu görüp açtım. Egoist Jeon💥 Jeon: taktı sana bu kkk~ (Görüldü 09:51) Adel: ben masumum! 🥺 (Görüldü 09:51) Jeon: kkk~ biliyorum. Ama ben değilim.. (Görüldü 09:51) Adel: masumluğunu dahada almamı ister misin? 😈 (Görüldü 09:52) Jeon: sen varya sen. Bu yüzden babam sevgili olduğumuzu sandı. (Görüldü 09:52) Adel: bebeğim bütün sınıf sevgili olduğumuzu sanıyor. Bu arada şu masumluk olayı hala geçerli. 😈 (Görüldü 09:52) Jeon: senin masum olduğuna inanmıyorum. Şu emojiyi atmayı da kes. Aklım kötü şeylere gidiyor. (Görüldü 09:52) Adel: kötü anla diye atıyorum zaten. (Görüldü 09:53) Jeon: sevişelim diyorsun yani? (Görüldü 09:53) Adel: olabilir.. (Görüldü 09:53) Jeon: azdın mı sen? (Görüldü 09:53) Adel: oda olabilir.. (Görüldü 09:53) Jeon: değilsin masum falan. (Görüldü 09:54) Adel: sizinle masum olmak imkansız. 😈 (Görüldü 09:54) Jeon: siz? (Görüldü 09:54) Adel: sen ve küçüğün😈 (Görüldü 09:54) Jeon: delirdin kızım sen. (Görüldü 09:55) Zilin çalmasıyla ayağa kalktım ve Jungkook'un yanına adımladım. Jk: sapıklaştın iyice. "Gidelim burası çok sıkıcı!" Jk: gidelim de, sen ciddi ciddi utanmadan attın o mesajları bana, onu ne yapacağız? "Sonraya bırakırız. Hem sen benim arsız olduğumu unuttun mu? Ayıp! Sahte sevgilini daha tanımıyorsun, bu nasıl iş?" Jk: sahte sevgilimin bana ben ve pen¡sim yüzünden artık masum olmadığını söylemesini beklemiyordum. Sırıttıp koluna girdim. Ve onu dışarıya sürükledin. "Üstün hala kirli." Jk: gidip o s¡kiği d*vücem. Sonrada onun üstünü giyeceğim. Ne dersin? "Saçmalama! Onun kirli üstünü ne giyeceksin?!" Jk: haklısın. Çıplak dolaşayım, ne dersin? Kızlarıda kaslarımla kendime çekmiş olurum. "İyi misin sen?" Jk: gayet iyiyim. "Plan şu, sen tuvalete gireceksin, erkek varsa kovacaksın, bende içeri gireceğim." Jungkook bana 'ciddi misin' dercesine baktı. Jk: sen ne yapıcaksın erkekler tuvaletinde? "Sana yardım edeceğim." Jungkook gözlerini pen¡sine indirdi ve tekrardan bana baktı. Bu çocuk ayrı bi salak ha! "Salak! Pen¡sin için değil, üstün için!" Jk: aaa, ben şey sandım. Beni suçlayamazsın, iki saat masumluğun hakkında konuşurken iyi, ben azınca iyi değil. "Git kendini çek." Jk: hani yardım? "S¡ktir git ya! Üstünü temizlemeye geldim ben. Onu istemiyorsan gidiyorum ben." Jk: tamam, tamam şaka yapıyordum, gel. Jeon tuvalete girip 2 çocuğu çıkardı ve bana 'gel' işareti yaptı. İçeri girdiğim an jungkook kapıyı kitledi. "Bana bak-" Jk: sevişmeyeceğiz! Üstümü çıkarıyorum sadece, yıkamak için. "Çıplak gezeceğim diyen kimdi?" Jk: kimsenin ben çıplakken içeri girip bizi görmesini istemiyorsun, değil mi? "Aish, hadi tamam çıkar üstünü." Jungkook üstünü çıkardığında gözlerim karın kaslarını buldu. Tanrım ne bu cennet falan mı? Nasıl o kadar kas yaptı bu tavşan egoist? Sıcak bastı, noluyo? "Sıcak mı biraz?" Jk: değil, bebeğim. Sen beni gözlerinle yedin bitirdin ondandır. "Öyle diyorsun?" Ben hala karın kaslarına bakarken söylediğim şeye gülmüş t-shirtünü suyun altına koymuştu. "Ne ara o kadar kas yaptın ki sen?" Jk: bu kaslar her zaman vardı, sen görmemişsindir. "Dokunsam elimde yanar mı?" Jk: yanmaz. Gel dokun, sahte sevgilim. Yanına yaklaşıp karın kaslarını okşamaya başladım. "Oha, sabaha kadar yapabilirim bunu." Kıkırdadı ve üstünü yıkamaya devam etti. O yıkarken ben ona dokunmayı ihmal etmiyordum. Arkasından sarılıp kafamı sırtına yasladım ve elimi tekrar karın kaslarına götürüp okşamaya devam ettim. Jk: Adel. "Hmm?" Jk: sıkılmadın mı dokunmaktan? "Yoo. Bütün kızların hayalini yaşıyorum, ne sıkılması?" Jk: kkk~ ne kadar şanslı olduğunu görüyor musun? "Bir düşündümde, sana başka işlerde yardım etme fikri pekte fena değil gibi geliyor.." Jk: şakalaşıyordum, güzellik. Ciddiye alıp duruyorsun. "Sahte sevgilim beni rahatsız edersen babana şikayet edeceğim seni." Jeon arkasını dönüp bana baktı. Elindeki ıslak t-shirt'ü yüzüme fırlattı. "Öküz! Çöpe atarım görmezsin bir daha. Üstsüz gezersin etrafta!" Jk: benim için sorun değil. "Koo, ben kaçıyorum. Kendi çarene bak!" Jk: jimin veya tae'yi çağar lütfen! "Okay sahte sevgilim!"
Tuvaletten çıktığım an sınıfa gittim. Tae kızları etrafına sarmış, onlarla konuşuyordu. Uyanık Tae, sardın kızları başına gevezelik yapıyorsun. "Tae!" Bütün gözler beni buldu. Tae bana bakıp gülümsedi ve önünde duran kızı yana çekip bana baktı. Th: naber, güzellik? "Jungkook tuvalette, üstü ıslak olduğu için t-shirt e ihtiyacı var. Gidip işini hallet şunun." Th: tamamdır, zeki zorbacık. Bu takma ismi çöpe atacağım yeminle. Bu ismi jimin bulmuştu, söyleye söyleye tüm okul öğrendi ve arkamdan 'zeki zorba/zorbacık' diye konuşurlardı. Tamam, bu isim beni yansıtıyor ama söylemesi hiçte güzel değil, uyumlu bile değil! Tae kızlara el sallayıp gidince bende sınınftan çıkıp jimini aramaya başladım. Görüş alnıma sarı saçlı elinde lolipop tutan jimini görünce koşarak yanına gittim. "Jiminshii! Nerdeydin??" Jm: geziyorum, siz nerdeydiniz? "Drama yaşadık oğlum, gel anlatayım." Bir yere oturup olan biten her şeyi söyledim. Kafeteryadan başlayarak taa tuvalete kadar. Jm: oha lan. Yani şimdi müdür sizi sevgili olarak biliyor? "Evet." Jm: yuh! "Ne diyelim artık. Neyse o lolipopu nerden aldın çok fena istiyorum." Tam ağzını açacakken jungkook, tae ve arkalarındaki kız sürüsü yanımıza geldi. Jimin umursamadan bana baktı. Jm: istiyorsan benimkini al. Jimin lollipopunu ağzıma sokunca herkes şok içinde bize baktı. Jk: lan, sevgilim olacak zeki zorba, ne yaşıyorsun en yakın arkadaşımla? Tanrım, aldatılıyorum! Jimin, tae ve ben gülmeye başladık. Jungkook taeye söylemişti kesin. Söylemeseydi oda arkadaki kızlar gibi şok içinde bakardı. Jeon ve tae yanımıza oturdular. Jungkook ağzımdaki lollipopu çıkarıp çöpe attı. "Neden atıyorsun ki sen şimdi aa?" Kulağıma yaklaşıp fısıldamaya başladı. Jk: sahte sevgilim gidip en yakın arkadaşımın ağzındaki şeyi ağzına soktu. Babam görürse ikimizide yakmaz mı? "Haklısın. Jiminin ağzına soktuğu şeyi yemek yerine senin dudaklarını yemeliydim müdürün önünde." Jk: olur olur. Onu itirip güldüm. Biraz sohbet ettikten sonra zil çaldı. Hepimiz sınıfa doğru yürürken konuşmaya devam ediyorduk. Jungkook ve ben ayrı bir konu ile ilgili konuşmaya başladığımızda Tae ve jimin de aynı şekilde başka şeyler hakkında konuşmaya başladılar. Ben ve Jeon tae ve jimin'i arkamızda bırakmış sınıfa yarış amacı koşturarak girmiştik. Jk: ben kazandım! "Bu haksızlık! Ben daha 3 demeden sen koştun!" Jk: hayır bi kere sen 3 dediğin an koştum. "Yalancı!" Jk: sen yavaşsın, banane?! Ona yaklaşıp tekme atacağımda ayağım kaydı ve üstüne düştüm. Dudaklarımız birbirine çok yakınken öksürme sesi duymamız ile kafamızı oraya çevirdik. Hc³: müdürün odasına. HEMEN! Jk: aishh!! Jungkook'un üstünden kalkıp onun kalkmasına yardımcı oldum. Ne gıcık bir insandı bu hoca, hepsinden nefret ediyorum. Hocaya bakıp konuşmaya başladım. "Hocam ne yaptık ki?" Hc³: ne demek ne yaptık? Birbirinizin üstüne çıkmışsınız birde öpüşüyordunuz! Jk: hocam ne öpüşmesi? Adel üstüme düştü tam kalkıcakken siz geldiniz ve yanlış anladınız. Bu hocalarda artık ne görüyorlarsa gözlüklere ihtiyaçları var. Öpüşmek ne ya. Hc³: müdürün odasına hadi! Jk: görürürsün sen! Hc³: ne dedin?! Jk: görürsün sen dedim! Var mı diyeceğin? Sinirlenmişti. Hoca konuşacakken jeon'un elinden tutup çıkardım ve hızlıca yürümeye başladım onu arkamda sürüklerken. Jk: yavaşla! Durup arkamı döndüm. Onunla yüzyüze geldik ve onu kendimi yaklaştırdım. "Sakinleş Jeon. Hem hoca biraz haklı olabilir, o geç kalsaydı dudakların benimkini bulabilirdi." Diyip göz kırptım. Şakalaşıyordum onun biraz olsun sakinleşmesi için, çünkü olduğunca sinirliydi. Birisinin ona inanmaması onu çok sinirlendirirdi. Jk: komik değil. "Hadi ama kook. Boş versene, kimin umrunda onun sana inanmaması?" Kaşları çatık bir şekilde derin bir nefes aldı ve gözlerini yumdu. Ona yaklaşıp yanağına bir öpücük bıraktım. Gözlerini açıp bana baktığında saçlarını okşadım ve tekrar elinden tutup yürümeye başladım. Jk: nereye gidiyoruz? Ve ayrıca o öpücük neydi? "Çatıya gidiyoruz. Ve öpücük sahte sevgilim içindi. Jungkook değil." Kıkırdadı. Jk: jungkook ve sahte sevgilin aynı kişi, güzellik. "Ah, tanrım! Ciddi misin sen?" İkimizde gülerek çatıya çıkmıştık. Hava çok güzeldi. Serindi. Hafif hava ikimizinde yüzüne vuruyordu. Jk: hava çok güzel. "Mhm." Hala el tutuşuyorduk. Jungkook bana döndü. Jk: Adel. Ona baktım. "Hm?" Jk: birşey farkettim galiba. "Neymiş o?" Jk: sen.. Sen çok güzelsin. Kafasına vurdum. "Ben herzaman güzeldim! Şimdi mi fark ediyorsun ha?!" Gülümsedi ve elini elimden çekip belime kodu ve beni kendine yaklaştırdı. Kalp atışım biraz hızlansada umursamadan ona bakmaya devam ettim. Jk: hayır ama şimdi gözüme ayrı bir güzel geliyorsun. Ellerimi boynuna dolayıp sırıttım. "Öyle mi bay Jeon? Aşık olmuş olabilirmisiniz?" Jk: olabilir. Güldüğümde jungkook'un gülmediğini fark ettim. Ciddi miydi bu yani? Yok artık! "Jungkook şaka falan da, niye gülmüyorsun?" Jk: şaka değil çünkü. "Yuh Jeon 1 günde aşık mı oldun mal gibi?" Jk: ya ne abartıyorsun! Aşık olabilirim bir kere. Hem sen dünyanın en çapkın, en yakışıklı, en karizmatik insanına açık olmadın mı? "Ne egoistsin be." Güldü ve bana iyice yaklaştı. Jk: sahte sevgilim gerçek sevgilim olsa? "Yooo!! Git başımdan. Kafayı yedin herhalde." Jk: hadi ama bir şans versene bana. "1 günde aşık olduğuna inanmamı bekliyorsan çok yanılyorsun." Jk: aşık değilim zaten, o kadarda gelmedim daha. Hoşlanıyorum sadece. "Öyle diyorsun?" Jk: mhmm. "Pekala, bana kanıtla o zaman egoist bey. Ben gidiyorum zil çalmadan. Görüşürüz!" Jk: hey! Beni bekle! Kıkırdayarak koşmaya başlayınca oda arkamdan beni kovalamaya başladı. ... 3̶ g̶ü̶n̶ s̶o̶n̶r̶a̶
"Yanlış!" Jm: ya en sevdiğin renk mavi değil mi? "Yoo, en sevdiğim renk beyaz." Jm: tüh, mavi sanmıştım. Tuhaf bir oyun oynuyorduk. Şişeyi çeviriyorduk ve kime gelirse karşısındaki'in en sevdiği şeyi veya özelliğini tahmin ediyordu. Yanlış tahmin ederse, kartlardan birini çekiyor ve görev herneyse yapmak zoruna kalıyor. Jimin bir kart çekmiş ve seslice okumaya başlamıştı. Jm: yanında ki kişinin kucağına otur ve 8 kere zıpla- bune lan?! Dördümüzde gülmeye başladık, dördümüz derken, ben, tae, jimin, jungkook ve jin. Seokjin bizim yine bir yakın arkadaşımızdı, sadece aynı okula gitmiyorduk. Jn: yanında taehyung var jimin- Diyip gülmeye başladı. Jm: haha çok komik, yapmıyorum öyle bir şey. "Birtane daha çek o zaman." Jimin tekrar bir kart çekmiş ve seslice okumaya başlamıştı. Jm: karşında ki kişiyle 12 saniye boyunca öpüş. Jk: s¡ktir git, öpmüyorsun adel'imi. Jm: hadi be Jeon. Dudakları çok nemli gözüküyor. Jk: lan siz iyice şaka sandınız olayı. Seviyorum diyorum kızı. Jm: tamam inandık. Jungkook ayağa kalktığında bende güldüm. Jungkook hiç aşık olmamıştı, yada sevmemişti. Şimdi birden olunca hiçkimse inanmadı. Bence çok normal. Bende inanmıyorum çünkü. Jk: ne yapayım inanmanız için ya?!! Th: jimin yerine sen öp onu? "Hayır yok öyle bir şey. Hem ben jimin yerine Jin'i öpmek istiyorum." Jk, jin: Ne?! "Evet. Jin'in dudakları dolgun ve çok öpülmelik." Jk: adel hiç kimseyi öpmüyorsun. Benim dışımda. "Hadi ya, kim demiş?" Jk: senin gelecekteki kocan. "Çok komiksiniz bay Jeon." Jk: öyleyim bayan Jeon. Jeon'u bastıtarak söylemesi beni sinirlendirmişti. "Soy adım park benim!" Jk: evlendikten sonra değişecek. Jm: neyse, öpüyor muyum bacıyı? Jk, adel: hayır! Jm: döndür o zaman şu şişeyi. "Ben gidiyorum. Çok sinir oldum şu egoiste!" Jk: dur tek başına gitme bir şey olur falan. "Gerek yok." Desemde, benim arkamdan gelmişti. Jk: adeeelll. "Konuşma benimle!" Jk: bebeğim- "Bebeğin değilim ben!" Jk: ne demeliyim sana? "Hiç bir şey! Git başımdan." Jk: güzelim gelsene biraz şaka yaptım niye bu kadar sinirleniyorsun ki?? "Egoistsin çünkü." Jk: herzaman öyleydim, gel el tutuşarak romantik bir şekilde yürüyelim. Arkamı dönüp ona baktım. Oda durup bana baktı. Jk: niye öyle bakıyorsun ya? Ona yaklaştığımda gülümsemiş ellerini belime dolamıştı. "Jungkook neyin var senin? Neden böylesin be?" Kaşkarını çattı ve ellerini belimden çekti. Jk: sana kaç kere aşığım, seviyorum diyeceğim? "Başlama yine." Jk: adel, ne başlaması? Neden bana inanmıyorsun? Gerçekten seviyorum seni. İnanması bu kadar mı zor? Biliyorum, çok ani oldu. Ama yalan değil. Bana inanmıyorsan bile, az da olsa, beni sevmiyor musun? Şaşırmıştım. Gerçekten yalan söylemiyor. Gözleri yalan söylemiyor. Jungkook beni seviyor?! Aklımdan geçen şeylere gaz olup jeon'un dudaklarına yapıştım. O ise anın şoku ile hiç bir şey yapmamıştı. Çekilip ona baktığımda bana şaşkınca bakıyordu. "Ne?" Jk: b-beni öptün. "Eee?" Jk: öptün diyorum, ne eee'si?! "Sorun ne göremiyorum, benim sahte sevgilim değil misin?" Jk: adel, seviyor musun oynuyor musun? "Bilmem." Sinirlendi. Benden uzaklaştı ve dilini yanağında gezdirdi. Jk: sinirlerimi bozma, seviyor musun, sevmiyor musun açıkça söyl- Tekrar öptüm. Sinirinden iz kalmamıştı, yine, şaşkındı. Jk: sen- Tekrardan öptüm. Jk: tamam yeter. Diyip beni kendine çekti ve öpmeye başladı. Bir eli belimdeyken diğeri yanağımdaydı. Ellerimi boynuna dolayıp öpücüğüne karşılık verdim. Dudağımdan ayrılınca gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. Ne kadar da yakışıklı be bu adam... Jk: seni seviyorum. "Biliyorum. Milyonlarca kez söyledin." Güldü. Jk: Peki ya sen? Seviyor musun beni artık cevap ver tanrı aşkına. Kıkırdadım ve kafamı evet anlamında salladım. Jk: duyamadım? "Evet seviyorum." Jk: aradığım cevap buydu. Diyip tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Jn: şu adel nasıl bir yalancı ya, beni öpmek istediğini söyledi 5 dakika sonra dönüp bakıyorum jeon'u öpüyor. Jm: bana ne demelisin? Öpeme şansı elime geldi, jungkook'un aşık olacağı zamanda benimkiyle geldi. Th: kapayın çenenizi izliyelim nasıl öpüşüyorlar- aaa bak dillerini kullanıyorlar yolun ortasında, çok ayıp tch, tch, tch. Jn, jm: kkkkkkkk~ ~ SON ~ Umarım beğenmişsinizdir. Sınır yok, boş olduğum zamanlarda atıyorum. Yazım yanlışılarım varsa tekrardan özür dilerim. Uzun zamandır hikaye atmadım çok özür dilerim. Bundan önce bir hikaye yazıyordum, yanlışlıkla sildim ve aklıma yeni bir hikaye fikri geldi işte falan filan. Neyse, kendinize iyi bakın, görüşürüz. ☆
Sanırım bu çocuk dışında herkes jungkook'un kim olduğunu biliyordu. Müdürün şimarık, egoist ve yakışıklı oğlu. Jungkook'un müdürün oğlu olması benim, jiminin ve Tae'nin işine geliyordu. Zorbalık yaptıktan sonra yakalanırsak Jeon babasıyla konuşurdu ve olayı asla büyütmezdi. A̶i̶l̶e̶l̶e̶r̶i̶m̶i̶z̶i̶n̶ ̶d̶e̶ z̶e̶n̶g̶i̶n̶ o̶l̶m̶a̶s̶ı̶ k̶a̶t̶k̶ı̶ t̶a̶b̶i̶k̶i̶d̶e̶.̶
Jungkook çocuğu dövmye devam ederken ayağa kalktım ve Jeon'un yanına gittim. Duraksayıp bana baktı.
Jk: bir şey yapmak istermisin ha? Yoksa tek mi b¡tireyim işini.
"Su şişelerini sevdiğimi biliyorsun."
Sırıttı. Onun içeceğini alıp karşımzda duran kalabalığa aldırış etmeden içeceği kafasından aşağı d*ktüm.
X: seni sürtūk!
Jk,adel: ne dedin sen?
X: sen ne karışıyorsun s¡ktiğimin sūrtüğü?!!
Jungkook eğilip çocuğun boğazını sıktı.
Jk: birdaha desene.
Çocuk nefes alamıyordu. Tam bayılacakken müdürün gür sesini duymamızla hepimiz oraya baktık.
Mr: NE OLUYOR BURDA?!
Jungkook ayağa kalktı, elimden tutup müdürün yanına gitti.
Mr: bu haliniz ne?
Jk: orda gördüğün s¡kik üstüme içecek döktü, sonrada adel'e s*rtük dedi. Sadece sürtūk değil, s¡ktiğimin sūrtüğü dedi. Bende ona hak ettiği dersi verdim.
Müdür yerde yatan çocuğa baktı. Sonra gözleri beni buldu, bakışları aşağı inerken jungkook ve benim ellerimize baktı. El tutuşuyorduk. Jungkook bunu fark etmiş olacakki elini benimkinden çekti.
Mr: odama gelin.
Müdürü takip etmeye başladık. Jungkook'a baktım. Yere bakıyordu. Ona hafifçe vurmakla gözlerini benimkiyle buluşturdu.
"Zarara girmeyiz dimi ya?"
Sırıttı ve elini belime koyup kendine çekti hala yanyana yürürken.
Jk: merak etme, zeki zorbacık. Bu iş benim elimde.
Diyip yüzünü benimkine yaklaştırıp göz kırptı. O an müdürün arkasını dönmesiyle çok kritik bir pozisyonda olduğumuzu anladım.
Jungkook ilk babasına sonrada bana döndü.
Jk: yüzümde bir şey mi var, güzellik?
"Yüzünde yokta üstünde var."
Jk: o p¡çi öldürmeliydim.
"Bekle, bir şey var yüzünde."
Jungkook durmuş vücudunu bana çevirmişti. Aslında hiç bir şey yoktu yüzünde. Öylesine onunla flörtleşmek istedim.
"Ah, bak! Yüzünde yakışıklılık varmış.."
Jungkook'un kahkası etraftaki öğrencilerin bize bakmasını sağladı.
Jk: öyle mi? Sanırım bu tehlikeli bir vaka. Herkesi kendime aşık etmeden önce hastaneye götürmelisiniz beni!
Gülüp yüzüne yaklaştım ve saçını düzeltmeye başladım. Gülümsemesi solurken gözlerini benden ayırmıyordu.
"Sadece sen mi aşık edeceksin? Bende seni aşık ederim, ha?"
Jk: bu bir itiraf mıydı? Bana aşkını mı itiraf ettin sen?
Güldüm ve ondan uzaklaşarak elini tuttum.
"Evet kesinlikle! Sana çok aşığım Jeon Jungkook! Evlen benimle, tanrım!!"
Jungkook saçma haraketlerime güldü ve beni belimden tuttup kendine çekti.
Jk: ne zaman evlenmeliyiz?! Sana olan aşkımdan aynaya 'çok yakışıklısın be jungkook' demeyi unuttum!
Mr: ne yapıyorsunuz? Gelin buraya hemen!
Eğlencemizi bölen Jungkook'un biricik babasının yanına koştuk.
Jk: babacığım, biz başka zaman gelsek-
Mr: niye okulun çatısında öpüşün diye mi?
Jk: baba ne alaka!
Odaya geldiğimizde kapyı kapatıp içeri girdik. Ben ve jungkook oturmuş, müdürün konuşmasını bekliyorduk.
Mr: siz sevgili misiniz?
Jk,adel: ne?
Mr: doğru duydunuz. Sevgili misiniz?
"Yok artık daha neler?"
Jk: sevgili değiliz derden çıktı o?
Mr: yalan söylemeyi kesin. Jungkook sen o çocuk adel'e sūrtük dediğinde d*vdün. Adel sen sürekli jungkook'la flörtleşiyorsun, Jungkook'un da hoşuna gidiyor ve oda seninle flörtleşiyor.
Ben bütün okula flörtleşiyorum falan diyemezdim, değil mi? Malum sevgiliyiz diyeceğiz, eğer jungkook bir bahane bulmazsa.
Jk: biz sadece şakalaşıyoruz ya!
Mr: o kadar salak mıyım ben oğlum? Adel saçını düzeltirken ona nasıl baktığını görmediğimi mi sanıyorsun?
Jungkook ayağıma altan vurmasıyla benim bir bahane uydurmam gerektiğini anlamıştım. Odada bir süre sesizlik uluşmasıyla boğazımı temizledim.
"Uhh, evet sevgiliyiz."
Jungkook anında bana dönmüş, müdür ise başını anladım anlamında salamıştı.
Jk: baba-
Jungkook'un ayağına basmam ile susmuştu.
Mr: pekala, çıkın dışarı. Jungkook, sonra konuşacağız.
İkimizde ayağa kalkıp odadan çıkmıştık. Sınafa doğru yürürken jungkook durmuş bana bakmıştı.
Jk: neden sevgiliyiz dedin?
"Ne dememe mi isterdin? Ne söylersem söyleyeyim bana inanmayacağı belliydi."
Jk: aishh, bittik biz!
"Müdürcüğüm, ben aslında tek oğlunuzla değil, tüm okulunuz ile flörtleşiyorum dememi istermiydin, bebeğim?"
Jungkook gülüp elini saçında gezdirdi.
Jk: öğretmene yavşamanı hatırladımda-
İkimizde deliler gibi gülmeye başladık. Evet, öğretmene yavşamıştım. Ama gerekli bir sebep içindi. Sınavdan tam not almam gerekti. Bense sadece bir yanlış ile tam not alamamıştım.
Jk: "herzamanki gibi yakışıklısınız hocam. Benimle kafeteryada oturmak ister miydiniz?" (adeli taklit ediyor)
"Hocada direk kabul etti ha."
Jk: adam 34 yaşında adel.
"Biliyorum! Adamın küçük kızları sevmesi benim elimde olan bir şey değil."
Jungkook ile ben sınıfa gülerek girmiştik. Girmemiş olaydık.
BMHc²: nerde kaldınız siz?!
(Hoca 1 ilk dersteydi. Bu hoca 2. Hc'nin yanında yazıyor.)
En nefret ettiğimiz öğretmen..
Jk: babamın yanındaydık.
Hc²: geçin yerinize, hemen!
İkimizde yerimize geçip dünyanın en sıkıcı dersine başlamıştık. Tarihin nesi önemli? Gelecekte kim ne yapsın milyonlarca yıl önce olan savaşa?
Telefonumu çıkarıp Jeon'a mesaj atmaya karar verdim. Ona yazarken olabildiğince dikkatli oluyordum.
Egoist Jeon💥
Adel: ne sıkıcı ama.
(İletildi 09:42)
Jungkook telefonunu açıp bana baktı sonrada geri telefonuna döndü.
Egoist Jeon💥
Adel: ne sıkıcı ama.
(Görüldü 09:42)
Jeon: kağıt fırlatsak mı hocaya?
(Görüldü 09:42)
Adel: güzel fikir lan.
(Görüldü 09:42)
Jeon: kkk~ kim başliyor?
(Görüldü 09:43)
Adel: müdürün biricik oğlu başlasın.
(Görüldü 09:43)
Jeon: tamamdır güzellik.
(Görüldü 09:43)
Telefonlarımızı kapatıp öğretmene döndük. Jungkook defterinden kağıdı ses çıkarmadan kopartmış, top haline getirmişti.
Bana baktığında gözlerim onunki ne sabiti. Hadi dercesine kaş göz haraketi yaptığımda sırıttı ve kağıdı öğretmene attı.
Hc²: KİM ATTI BUNU?!
Herkes sessizdi.
Hc²: ADEL?!
"Hocam biraz geç kaldık diye ben mi atmış oluyorum? Çok ayıp ediyorsunuz."
Hoca pek inanmış olmasada jungkook'a döndü. Ona öldürücü bakışlar verirken Alex'in öksürmesi ile hoca ona döndü.
Hc²: her kim attıysa söylesin hemen!
Sessizlik.
Jungkook gülmemek için su içince bende dudağımı ısırdım.
Hc²: adel sen attın dimi?
"Hocam niye ben ya?! Defter bile yok önümde!"
Bu hoca belasını bende bulmuş ya! Tamam hadi dedim Jungkook'tan sonra atacağım diye, ama o kadar da bana takmazsın be.
Hoca kısa bir süre sonra tekrardan dersi vermeye devam etti. Telefonuma baktığımda Jeon'dan yeni bir mesaj olduğunu görüp açtım.
Egoist Jeon💥
Jeon: taktı sana bu kkk~
(Görüldü 09:51)
Adel: ben masumum! 🥺
(Görüldü 09:51)
Jeon: kkk~ biliyorum. Ama ben değilim..
(Görüldü 09:51)
Adel: masumluğunu dahada almamı ister misin? 😈
(Görüldü 09:52)
Jeon: sen varya sen. Bu yüzden babam sevgili olduğumuzu sandı.
(Görüldü 09:52)
Adel: bebeğim bütün sınıf sevgili olduğumuzu sanıyor. Bu arada şu masumluk olayı hala geçerli. 😈
(Görüldü 09:52)
Jeon: senin masum olduğuna inanmıyorum. Şu emojiyi atmayı da kes. Aklım kötü şeylere gidiyor.
(Görüldü 09:52)
Adel: kötü anla diye atıyorum zaten.
(Görüldü 09:53)
Jeon: sevişelim diyorsun yani?
(Görüldü 09:53)
Adel: olabilir..
(Görüldü 09:53)
Jeon: azdın mı sen?
(Görüldü 09:53)
Adel: oda olabilir..
(Görüldü 09:53)
Jeon: değilsin masum falan.
(Görüldü 09:54)
Adel: sizinle masum olmak imkansız. 😈
(Görüldü 09:54)
Jeon: siz?
(Görüldü 09:54)
Adel: sen ve küçüğün😈
(Görüldü 09:54)
Jeon: delirdin kızım sen.
(Görüldü 09:55)
Zilin çalmasıyla ayağa kalktım ve Jungkook'un yanına adımladım.
Jk: sapıklaştın iyice.
"Gidelim burası çok sıkıcı!"
Jk: gidelim de, sen ciddi ciddi utanmadan attın o mesajları bana, onu ne yapacağız?
"Sonraya bırakırız. Hem sen benim arsız olduğumu unuttun mu? Ayıp! Sahte sevgilini daha tanımıyorsun, bu nasıl iş?"
Jk: sahte sevgilimin bana ben ve pen¡sim yüzünden artık masum olmadığını söylemesini beklemiyordum.
Sırıttıp koluna girdim. Ve onu dışarıya sürükledin.
"Üstün hala kirli."
Jk: gidip o s¡kiği d*vücem. Sonrada onun üstünü giyeceğim. Ne dersin?
"Saçmalama! Onun kirli üstünü ne giyeceksin?!"
Jk: haklısın. Çıplak dolaşayım, ne dersin? Kızlarıda kaslarımla kendime çekmiş olurum.
"İyi misin sen?"
Jk: gayet iyiyim.
"Plan şu, sen tuvalete gireceksin, erkek varsa kovacaksın, bende içeri gireceğim."
Jungkook bana 'ciddi misin' dercesine baktı.
Jk: sen ne yapıcaksın erkekler tuvaletinde?
"Sana yardım edeceğim."
Jungkook gözlerini pen¡sine indirdi ve tekrardan bana baktı. Bu çocuk ayrı bi salak ha!
"Salak! Pen¡sin için değil, üstün için!"
Jk: aaa, ben şey sandım. Beni suçlayamazsın, iki saat masumluğun hakkında konuşurken iyi, ben azınca iyi değil.
"Git kendini çek."
Jk: hani yardım?
"S¡ktir git ya! Üstünü temizlemeye geldim ben. Onu istemiyorsan gidiyorum ben."
Jk: tamam, tamam şaka yapıyordum, gel.
Jeon tuvalete girip 2 çocuğu çıkardı ve bana 'gel' işareti yaptı. İçeri girdiğim an jungkook kapıyı kitledi.
"Bana bak-"
Jk: sevişmeyeceğiz! Üstümü çıkarıyorum sadece, yıkamak için.
"Çıplak gezeceğim diyen kimdi?"
Jk: kimsenin ben çıplakken içeri girip bizi görmesini istemiyorsun, değil mi?
"Aish, hadi tamam çıkar üstünü."
Jungkook üstünü çıkardığında gözlerim karın kaslarını buldu. Tanrım ne bu cennet falan mı? Nasıl o kadar kas yaptı bu tavşan egoist? Sıcak bastı, noluyo?
"Sıcak mı biraz?"
Jk: değil, bebeğim. Sen beni gözlerinle yedin bitirdin ondandır.
"Öyle diyorsun?"
Ben hala karın kaslarına bakarken söylediğim şeye gülmüş t-shirtünü suyun altına koymuştu.
"Ne ara o kadar kas yaptın ki sen?"
Jk: bu kaslar her zaman vardı, sen görmemişsindir.
"Dokunsam elimde yanar mı?"
Jk: yanmaz. Gel dokun, sahte sevgilim.
Yanına yaklaşıp karın kaslarını okşamaya başladım.
"Oha, sabaha kadar yapabilirim bunu."
Kıkırdadı ve üstünü yıkamaya devam etti. O yıkarken ben ona dokunmayı ihmal etmiyordum.
Arkasından sarılıp kafamı sırtına yasladım ve elimi tekrar karın kaslarına götürüp okşamaya devam ettim.
Jk: Adel.
"Hmm?"
Jk: sıkılmadın mı dokunmaktan?
"Yoo. Bütün kızların hayalini yaşıyorum, ne sıkılması?"
Jk: kkk~ ne kadar şanslı olduğunu görüyor musun?
"Bir düşündümde, sana başka işlerde yardım etme fikri pekte fena değil gibi geliyor.."
Jk: şakalaşıyordum, güzellik. Ciddiye alıp duruyorsun.
"Sahte sevgilim beni rahatsız edersen babana şikayet edeceğim seni."
Jeon arkasını dönüp bana baktı. Elindeki ıslak t-shirt'ü yüzüme fırlattı.
"Öküz! Çöpe atarım görmezsin bir daha. Üstsüz gezersin etrafta!"
Jk: benim için sorun değil.
"Koo, ben kaçıyorum. Kendi çarene bak!"
Jk: jimin veya tae'yi çağar lütfen!
"Okay sahte sevgilim!"
Tuvaletten çıktığım an sınıfa gittim. Tae kızları etrafına sarmış, onlarla konuşuyordu. Uyanık Tae, sardın kızları başına gevezelik yapıyorsun.
"Tae!"
Bütün gözler beni buldu. Tae bana bakıp gülümsedi ve önünde duran kızı yana çekip bana baktı.
Th: naber, güzellik?
"Jungkook tuvalette, üstü ıslak olduğu için t-shirt e ihtiyacı var. Gidip işini hallet şunun."
Th: tamamdır, zeki zorbacık.
Bu takma ismi çöpe atacağım yeminle. Bu ismi jimin bulmuştu, söyleye söyleye tüm okul öğrendi ve arkamdan 'zeki zorba/zorbacık' diye konuşurlardı.
Tamam, bu isim beni yansıtıyor ama söylemesi hiçte güzel değil, uyumlu bile değil!
Tae kızlara el sallayıp gidince bende sınınftan çıkıp jimini aramaya başladım. Görüş alnıma sarı saçlı elinde lolipop tutan jimini görünce koşarak yanına gittim.
"Jiminshii! Nerdeydin??"
Jm: geziyorum, siz nerdeydiniz?
"Drama yaşadık oğlum, gel anlatayım."
Bir yere oturup olan biten her şeyi söyledim. Kafeteryadan başlayarak taa tuvalete kadar.
Jm: oha lan. Yani şimdi müdür sizi sevgili olarak biliyor?
"Evet."
Jm: yuh!
"Ne diyelim artık. Neyse o lolipopu nerden aldın çok fena istiyorum."
Tam ağzını açacakken jungkook, tae ve arkalarındaki kız sürüsü yanımıza geldi. Jimin umursamadan bana baktı.
Jm: istiyorsan benimkini al.
Jimin lollipopunu ağzıma sokunca herkes şok içinde bize baktı.
Jk: lan, sevgilim olacak zeki zorba, ne yaşıyorsun en yakın arkadaşımla? Tanrım, aldatılıyorum!
Jimin, tae ve ben gülmeye başladık. Jungkook taeye söylemişti kesin. Söylemeseydi oda arkadaki kızlar gibi şok içinde bakardı.
Jeon ve tae yanımıza oturdular. Jungkook ağzımdaki lollipopu çıkarıp çöpe attı.
"Neden atıyorsun ki sen şimdi aa?"
Kulağıma yaklaşıp fısıldamaya başladı.
Jk: sahte sevgilim gidip en yakın arkadaşımın ağzındaki şeyi ağzına soktu. Babam görürse ikimizide yakmaz mı?
"Haklısın. Jiminin ağzına soktuğu şeyi yemek yerine senin dudaklarını yemeliydim müdürün önünde."
Jk: olur olur.
Onu itirip güldüm. Biraz sohbet ettikten sonra zil çaldı. Hepimiz sınıfa doğru yürürken konuşmaya devam ediyorduk. Jungkook ve ben ayrı bir konu ile ilgili konuşmaya başladığımızda Tae ve jimin de aynı şekilde başka şeyler hakkında konuşmaya başladılar.
Ben ve Jeon tae ve jimin'i arkamızda bırakmış sınıfa yarış amacı koşturarak girmiştik.
Jk: ben kazandım!
"Bu haksızlık! Ben daha 3 demeden sen koştun!"
Jk: hayır bi kere sen 3 dediğin an koştum.
"Yalancı!"
Jk: sen yavaşsın, banane?!
Ona yaklaşıp tekme atacağımda ayağım kaydı ve üstüne düştüm. Dudaklarımız birbirine çok yakınken öksürme sesi duymamız ile kafamızı oraya çevirdik.
Hc³: müdürün odasına. HEMEN!
Jk: aishh!!
Jungkook'un üstünden kalkıp onun kalkmasına yardımcı oldum. Ne gıcık bir insandı bu hoca, hepsinden nefret ediyorum. Hocaya bakıp konuşmaya başladım.
"Hocam ne yaptık ki?"
Hc³: ne demek ne yaptık? Birbirinizin üstüne çıkmışsınız birde öpüşüyordunuz!
Jk: hocam ne öpüşmesi? Adel üstüme düştü tam kalkıcakken siz geldiniz ve yanlış anladınız.
Bu hocalarda artık ne görüyorlarsa gözlüklere ihtiyaçları var. Öpüşmek ne ya.
Hc³: müdürün odasına hadi!
Jk: görürürsün sen!
Hc³: ne dedin?!
Jk: görürsün sen dedim! Var mı diyeceğin?
Sinirlenmişti. Hoca konuşacakken jeon'un elinden tutup çıkardım ve hızlıca yürümeye başladım onu arkamda sürüklerken.
Jk: yavaşla!
Durup arkamı döndüm. Onunla yüzyüze geldik ve onu kendimi yaklaştırdım.
"Sakinleş Jeon. Hem hoca biraz haklı olabilir, o geç kalsaydı dudakların benimkini bulabilirdi."
Diyip göz kırptım. Şakalaşıyordum onun biraz olsun sakinleşmesi için, çünkü olduğunca sinirliydi. Birisinin ona inanmaması onu çok sinirlendirirdi.
Jk: komik değil.
"Hadi ama kook. Boş versene, kimin umrunda onun sana inanmaması?"
Kaşları çatık bir şekilde derin bir nefes aldı ve gözlerini yumdu. Ona yaklaşıp yanağına bir öpücük bıraktım. Gözlerini açıp bana baktığında saçlarını okşadım ve tekrar elinden tutup yürümeye başladım.
Jk: nereye gidiyoruz? Ve ayrıca o öpücük neydi?
"Çatıya gidiyoruz. Ve öpücük sahte sevgilim içindi. Jungkook değil."
Kıkırdadı.
Jk: jungkook ve sahte sevgilin aynı kişi, güzellik.
"Ah, tanrım! Ciddi misin sen?"
İkimizde gülerek çatıya çıkmıştık. Hava çok güzeldi. Serindi. Hafif hava ikimizinde yüzüne vuruyordu.
Jk: hava çok güzel.
"Mhm."
Hala el tutuşuyorduk. Jungkook bana döndü.
Jk: Adel.
Ona baktım.
"Hm?"
Jk: birşey farkettim galiba.
"Neymiş o?"
Jk: sen.. Sen çok güzelsin.
Kafasına vurdum.
"Ben herzaman güzeldim! Şimdi mi fark ediyorsun ha?!"
Gülümsedi ve elini elimden çekip belime kodu ve beni kendine yaklaştırdı. Kalp atışım biraz hızlansada umursamadan ona bakmaya devam ettim.
Jk: hayır ama şimdi gözüme ayrı bir güzel geliyorsun.
Ellerimi boynuna dolayıp sırıttım.
"Öyle mi bay Jeon? Aşık olmuş olabilirmisiniz?"
Jk: olabilir.
Güldüğümde jungkook'un gülmediğini fark ettim. Ciddi miydi bu yani? Yok artık!
"Jungkook şaka falan da, niye gülmüyorsun?"
Jk: şaka değil çünkü.
"Yuh Jeon 1 günde aşık mı oldun mal gibi?"
Jk: ya ne abartıyorsun! Aşık olabilirim bir kere. Hem sen dünyanın en çapkın, en yakışıklı, en karizmatik insanına açık olmadın mı?
"Ne egoistsin be."
Güldü ve bana iyice yaklaştı.
Jk: sahte sevgilim gerçek sevgilim olsa?
"Yooo!! Git başımdan. Kafayı yedin herhalde."
Jk: hadi ama bir şans versene bana.
"1 günde aşık olduğuna inanmamı bekliyorsan çok yanılyorsun."
Jk: aşık değilim zaten, o kadarda gelmedim daha. Hoşlanıyorum sadece.
"Öyle diyorsun?"
Jk: mhmm.
"Pekala, bana kanıtla o zaman egoist bey. Ben gidiyorum zil çalmadan. Görüşürüz!"
Jk: hey! Beni bekle!
Kıkırdayarak koşmaya başlayınca oda arkamdan beni kovalamaya başladı.
...
3̶ g̶ü̶n̶ s̶o̶n̶r̶a̶
"Yanlış!"
Jm: ya en sevdiğin renk mavi değil mi?
"Yoo, en sevdiğim renk beyaz."
Jm: tüh, mavi sanmıştım.
Tuhaf bir oyun oynuyorduk. Şişeyi çeviriyorduk ve kime gelirse karşısındaki'in en sevdiği şeyi veya özelliğini tahmin ediyordu. Yanlış tahmin ederse, kartlardan birini çekiyor ve görev herneyse yapmak zoruna kalıyor.
Jimin bir kart çekmiş ve seslice okumaya başlamıştı.
Jm: yanında ki kişinin kucağına otur ve 8 kere zıpla- bune lan?!
Dördümüzde gülmeye başladık, dördümüz derken, ben, tae, jimin, jungkook ve jin. Seokjin bizim yine bir yakın arkadaşımızdı, sadece aynı okula gitmiyorduk.
Jn: yanında taehyung var jimin-
Diyip gülmeye başladı.
Jm: haha çok komik, yapmıyorum öyle bir şey.
"Birtane daha çek o zaman."
Jimin tekrar bir kart çekmiş ve seslice okumaya başlamıştı.
Jm: karşında ki kişiyle 12 saniye boyunca öpüş.
Jk: s¡ktir git, öpmüyorsun adel'imi.
Jm: hadi be Jeon. Dudakları çok nemli gözüküyor.
Jk: lan siz iyice şaka sandınız olayı. Seviyorum diyorum kızı.
Jm: tamam inandık.
Jungkook ayağa kalktığında bende güldüm. Jungkook hiç aşık olmamıştı, yada sevmemişti. Şimdi birden olunca hiçkimse inanmadı. Bence çok normal. Bende inanmıyorum çünkü.
Jk: ne yapayım inanmanız için ya?!!
Th: jimin yerine sen öp onu?
"Hayır yok öyle bir şey. Hem ben jimin yerine Jin'i öpmek istiyorum."
Jk, jin: Ne?!
"Evet. Jin'in dudakları dolgun ve çok öpülmelik."
Jk: adel hiç kimseyi öpmüyorsun. Benim dışımda.
"Hadi ya, kim demiş?"
Jk: senin gelecekteki kocan.
"Çok komiksiniz bay Jeon."
Jk: öyleyim bayan Jeon.
Jeon'u bastıtarak söylemesi beni sinirlendirmişti.
"Soy adım park benim!"
Jk: evlendikten sonra değişecek.
Jm: neyse, öpüyor muyum bacıyı?
Jk, adel: hayır!
Jm: döndür o zaman şu şişeyi.
"Ben gidiyorum. Çok sinir oldum şu egoiste!"
Jk: dur tek başına gitme bir şey olur falan.
"Gerek yok."
Desemde, benim arkamdan gelmişti.
Jk: adeeelll.
"Konuşma benimle!"
Jk: bebeğim-
"Bebeğin değilim ben!"
Jk: ne demeliyim sana?
"Hiç bir şey! Git başımdan."
Jk: güzelim gelsene biraz şaka yaptım niye bu kadar sinirleniyorsun ki??
"Egoistsin çünkü."
Jk: herzaman öyleydim, gel el tutuşarak romantik bir şekilde yürüyelim.
Arkamı dönüp ona baktım. Oda durup bana baktı.
Jk: niye öyle bakıyorsun ya?
Ona yaklaştığımda gülümsemiş ellerini belime dolamıştı.
"Jungkook neyin var senin? Neden böylesin be?"
Kaşkarını çattı ve ellerini belimden çekti.
Jk: sana kaç kere aşığım, seviyorum diyeceğim?
"Başlama yine."
Jk: adel, ne başlaması? Neden bana inanmıyorsun? Gerçekten seviyorum seni. İnanması bu kadar mı zor? Biliyorum, çok ani oldu. Ama yalan değil. Bana inanmıyorsan bile, az da olsa, beni sevmiyor musun?
Şaşırmıştım. Gerçekten yalan söylemiyor. Gözleri yalan söylemiyor. Jungkook beni seviyor?!
Aklımdan geçen şeylere gaz olup jeon'un dudaklarına yapıştım. O ise anın şoku ile hiç bir şey yapmamıştı. Çekilip ona baktığımda bana şaşkınca bakıyordu.
"Ne?"
Jk: b-beni öptün.
"Eee?"
Jk: öptün diyorum, ne eee'si?!
"Sorun ne göremiyorum, benim sahte sevgilim değil misin?"
Jk: adel, seviyor musun oynuyor musun?
"Bilmem."
Sinirlendi. Benden uzaklaştı ve dilini yanağında gezdirdi.
Jk: sinirlerimi bozma, seviyor musun, sevmiyor musun açıkça söyl-
Tekrar öptüm.
Sinirinden iz kalmamıştı, yine, şaşkındı.
Jk: sen-
Tekrardan öptüm.
Jk: tamam yeter.
Diyip beni kendine çekti ve öpmeye başladı. Bir eli belimdeyken diğeri yanağımdaydı. Ellerimi boynuna dolayıp öpücüğüne karşılık verdim. Dudağımdan ayrılınca gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı. Ne kadar da yakışıklı be bu adam...
Jk: seni seviyorum.
"Biliyorum. Milyonlarca kez söyledin."
Güldü.
Jk: Peki ya sen? Seviyor musun beni artık cevap ver tanrı aşkına.
Kıkırdadım ve kafamı evet anlamında salladım.
Jk: duyamadım?
"Evet seviyorum."
Jk: aradığım cevap buydu.
Diyip tekrar dudaklarımızı birleştirdi.
Jn: şu adel nasıl bir yalancı ya, beni öpmek istediğini söyledi 5 dakika sonra dönüp bakıyorum jeon'u öpüyor.
Jm: bana ne demelisin? Öpeme şansı elime geldi, jungkook'un aşık olacağı zamanda benimkiyle geldi.
Th: kapayın çenenizi izliyelim nasıl öpüşüyorlar- aaa bak dillerini kullanıyorlar yolun ortasında, çok ayıp tch, tch, tch.
Jn, jm: kkkkkkkk~
~ SON ~
Umarım beğenmişsinizdir. Sınır yok, boş olduğum zamanlarda atıyorum. Yazım yanlışılarım varsa tekrardan özür dilerim.
Uzun zamandır hikaye atmadım çok özür dilerim. Bundan önce bir hikaye yazıyordum, yanlışlıkla sildim ve aklıma yeni bir hikaye fikri geldi işte falan filan.
Neyse, kendinize iyi bakın, görüşürüz.
☆
daha yeni gördüm ve çok güzel istek alıyormusun bide
Onlara öpüşmeyi Rm öğretti Tae'cim sjsjsjs😂
Mükemmel ötesiydi, uzun zamandır bu kadar sürükleyici bir hikaye okumamıştım. Gracias!!
Teşekkürler meleğim 💕
Bunun devamı gelmeliii
ILKKKKK❤❤❤
İlk olmasamda ilk beğeni benden
Ya 2 aydır neredesin çok güzell
Başka bir hikaye yazıyordum onu yanlışlıkla silince üzüldüm yazmadım sonra aklıma bir fikir geldi yazdım. Özür dilerim 2 aydır aktif olmadığım için😭💕💕
@@Jeonswriterayyy çok iyi yazmışdın n bundan öncekide mükk🩷
Bundan Tae halini yaparmısın buna arada yeni takipçinimmmm🤍
Yemin ederim ben bu kadar muko bisi okumadim ohaaa
@@kevseramin9828 teşekkürler meleğim 💕
Uzun zamandır böyle güzel hikaye okumamistim
Teşekkürler meleğim 💕
Şeyyy buna benzer bir hikaye daha yazabilirmisin rica etsemm (sana aboneyim) çok güzel buarada hikaye
@@Nazzz012 tabiki 💕💕
@@Jeonswriterteşekkürler
Ula ilk ben yetismistim sonra sildin bea
Özür dilerim bebeğim yt hikayeyi paylaşmama izin vermiyordu 😭💕
Hikayelerin çok güzel daha aktif olman gereken konular var😩😍👌🏻
Spoiler gibi olmasın ama geliyor yeni hikaye🙊 (daha bitirmedim, bitirdiğimde direk atacağım😚) ve teşekkürler💕💕
@@Jeonswriter 🤭💕