Dağların yürüdüğü gün: Kıyamet / 24.07.2018 / Kerem Önder

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 5 ก.พ. 2025
  • Dağların yürüdüğü gün: Kıyamet / 24.07.2018 / Kerem Önder
    وَتَرَى الْجِبَالَ تَحْسَبُهَا جَامِدَةً وَهِيَ تَمُرُّ مَرَّ السَّحَابِ صُنْعَ اللَّهِ الَّذِي أَتْقَنَ كُلَّ شَيْءٍ إِنَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَفْعَلُونَ ﴿٨٨﴾
    “Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Hâlbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler.
    Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Neml 88)
    Dağların Hareketi
    "Sen dağlan görür, onları yerinde durur sanırsın. Halbuki onlar, bulut gibi geçer gider. Bu, herşeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, ne yaparsanız hakkıyla haberdârdır" (Nemi. 86).
    Bil ki bu, Kıyametin kopmasının üçüncü delilidir. Bu da, dağların yürütülmesidir. İnsanların, dağların hareketsiz sanmalarının sebebine gelince, çünkü büyük cisimler aynı yönde ve aynı keyfiyyette hızlıca hareket ettiritseler, bunlara bakan kimse, onları duruyor zanneder. Halbuki ontar süratle yola devam etmektedirler.
    "Bu Allah'ın sanatıdır" cümlesindeki kelimesi, (Nisa, 123 ve (Bakara, 138) kelimeleri gibi, te'kid eden mandarlardandır. Ancak ne var ki, bu kelimenin te'kid ettiği şey mahzuf olup, bu da ifadesini nasbeden kelimedir. Buna göre mana şöyle olur: "Allah, kendisinden başka hiç kimsenin güç yetiremeyeceği o şeyleri daha Önce zikredince, bu sanatının da, sapasağlam, hikmet ve doğruluk üzere yapmış olduğu o şeyler cümlesinden olduğunu beyan buyurmuştur. Kâdî Abdu1 Cebbar, "Bunda, kabîh (çirkin) olan fiillerin Allah'tan olmadığına dair bir delalet bulunmaktadır. Aksi halde, bunları da sapasağlamtıkla (itkân) vasfetmiş olması gerekirdi. Fakat icmâ buna manidir..." demiştir ki, buna şöyle cevap verilir: İtkân (muhkem yapma) ancak, mürekkeb şeylerde olur. Binâenaleyh, arazların bununla vasfedilmesi imkânsızdır. Allah en iyisini bilir.” Razi
    88. Hak Teâlâ Hazretleri, ilâhi kudretine Peygamberinin Yüce bakışlarını çekmek için buyuruyor ki: Resûlüm!. (Ve) Sûre üfürüldüğü zaman (dağları görürsün) baktıkça (onları yerlerinde sâbit sanırsın) nitekim büyük cisimler, bir semte doğru hareket edince onun bu hareketi görülmez bir tarzda bulunmuş olur. (halbuki, onlar) o dağlar, o birinci sura üfürmenin tesiriyle (bulutların geçişi gibi geçer gider) fevkalâde bir surette hareket etmekte bulunur. Bakanlar onun farkında olamazlar. Bu sur hâdisesi, kıyametin vukuu, dağların hareketi, bütün bu muazzam olaylar (her şeyi sağlam kılmış) hikmetinin gerektirdiği şekilde takviye etmiş ve düzeltmiş (olan Allah’ın sanatıdır) O Yüce Yaratıcının birer yaratılış eseridir. (Şüphe yok ki, o) hikmet sahibi mabût, ey mükellef insanlar!. Sizin her (yaptığınız şeylerden haberdardır) bütün kâinat, bu kadar yaratılış eseri o Yüce Yaratıcının ne kadar ilim ve hikmete, kudret ve yüceliğe sahip olduğunu isbat edip durmaktadır. Binaenaleyh bütün kullarının açık ve gizli hafi hallerini de bilmektedir. Artık bu muazzam kâinatı ibret gözü ile seyredenler, bir kıyamet âleminin, bir uhrevî hayatın ilâhi kudret ile meydana geleceğinden şüphe edemezler. İşte bütün bu kutsî âyetler, bütün insanlık için birer uyanma vesilesidir. Ne mutlu bunlardan yararlananlara!. Bu (88) inci âyeti celîle, yer küresinin bugün de devran edipdurduğuna işaretten uzak olmasa gerektir.” Ömer Nasuhi Bilmen
    Web / keremonder.com
    Facebook / / kereminden
    Twitter / / keremonder1
    Instagram / / kerem_onder
    SoundCloud / / keremonder
    İngilizce Altyazı Kanalı / / @keremonderenglish
    Almanca Altyazı Kanalı / / kerem Önder deutsch

ความคิดเห็น • 137