Videonun başlığındaki soru katman katman incelenmesi gereken bir problem. Dünya çapındaki şartlar bir yana türkiyenin şartları bir yana konmalı. Üniversitelerde bir yanda beyaz yakalı işçi yaratan bölümler var. Diğer tarafta ise bilimsel bilgi üreten bölümler olarak gruplandırabileceğimiz bölümler var. Bir başka kısımda ise bilimsel bilgilerini pratiğe dökebilenler var. Ülke ekonomisinin ihtiyacı olan ara eleman yetiştiren meslekler ise bunların dışında kalıyor. Gelir seviyesi problemi de işin içine katıldığında sorun iyice çetrefilleniyor. Amerikalıların en sevdiği terim olan "trickle down economy" burda devreye giriyor. Sömürü sisteminin zirvesi ABD'de her sınıf kendi altındakini ezebiliyor. Neyse sıkıldım ya yazmaktan. Zaten 10 kişi okuyacak. Bi makale yazarım 8 kişi okur en azından kıdem tazminatında işe yarar.
üniversite okurken bir amacım yoktu derslere çalışmak için motivasyonum yoktu çünkü bölümümü sevmiyordum dersler ilgimi çekmiyordu mesleğim beni motive etmiyordu resmen ot gibi yaşamaya başladığımı fark ettim tam depresyona girdiğimi görünce büyük karar alıp üniversiteyi bıraktım küçük bir anadolu şehirinde babamın işini devam ettiriyorum istanbuldan ayrılmak kötü oldu ancak en azından amacım olduğunu hissediyorum
14:55 Hocam üniversiteye inanmıyor musun diye sorunca birden aklıma ''Üniversiteye inanıyoruz hatta inanmakla kalmıyoruz, üniversiteye iman ediyoruz!'' diyen Cemal Gürsel geldi. 😅
Diploma önemli ama hocama katılıyorum, diplomanın yanında bir amacımız olmalı. O kadar fazla insna gördüm ki kendi bölümümde tek istedikleri diploma almış olmak (bazen kendimi de sorguluyorum bu arada acaba ben de böyle miyim? Diye) ama keşke lisede çok daha açıklayıcı ve aydınlatıcı bir gelecek planı kurabileceğimiz bir sistem olsaydı, böylece belki hepimiz neye yatkın olduğumuzu bilerek bölümlerimizi seçerdik. Şimdi yüksek lisans yaparken zaten kendimi aşırı yetersiz hissediyorum ama umuyorum ki bu basamak bende biraz daha bir şeylerin netleşmesine vesile olur.
@@salurbasbug5086 telefonum yüzünden yanlış yazmışım, sayenizde düzelttim teşekkürler. Ama haklısınız ülkede kimse emeği ile bir yerlere gelemediği için torpil en güçlü etken oluyor iş bulurken. Ama merak etmeyin beni biryerlere sokabilecek ne amcam ne de dayım var. O yüzden bir gün iş sahibi olursam bu anca kendi emeğimle olabilir. iyi günler dilerim.
Kişinin hayattan beklentisi olayın en önemli yanı bence. Beş yıl sonra ne bekliyorsun hayattan ? Yahut 10 yıl sonra nerede olmayı arzuluyorsun? Kısa ve uzun vadede yaşamdan beklenti kişinin hayatının büyük bir kısmında belirleyici oluyor. Birey zihninde yaşam haritasını belirledikten sonra düşünce ve yaşam adına aydınlanmaları genelde erken yaşıyor. Ve 21. Yüz yılda yaşamdan beklentilerini, hayallerini yahut hedeflerini gerçekleştirmek için üniversitenin çokta elzem bir basamak olmadığını anlıyor. Hatta üniversiteden daha önemli bir basamak varsa o kesinlikle liselerdir. Çünkü kişinin hayatta en kararsız, en bilinçsiz ve genellikle en karamsar dönemleridir. Lisede tanışacağı donanımlı ve verici eğitimciler kişinin yolunu kesinlikle geleceğine yönelik aydınlatacaktır.
Üniversite meslek kazandıran bir yer olmaktan çıkarsa ve sayısı azaltılırsa daha faydalı olacaktır liselerin güçlendirilmesi meslek kazandırması daha iyi olur ama yaoması çok çok zor artık
Bir turist rehberi olarak hocanın da söylediği gibi turist rehberliğini tavsiye ederim. Belirli bir mesleği yaptığınız nadir bölümlerden, iyi paraları da rahatça kazanabilirsiniz ve çok zevkli bir meslek. Alan da çok geniş olduğu için ilgi alanınıza göre de mesleği sevdiğiniz şekilde yapma imkanınız olacaktır.
turist rehberliği istiyordum ben eskiden, eğer boğaziçi kazanamaz isem muhtemelen düşünücem. çünkü bakınca aslında parası bol olan insanla iş yapıyorsun, dünyanın bir çok yerinden insanla iletişime geçiyorsun ve bu tanıştığın insanlarla sonradan ilişkiyi sürdürebilmen de mümkün(?). iş için gereken şey kendini entelektüel açıdan geliştirmek... uzaktan ben bu işi böyle görüyorum, ingilizce ile birlikte de 2 dil biliyorsan bir de... ama sıkıntı şu gerçekten de "iyi" para kazanılıyor mu ya da bu mesleği seçenler uzun bir süre devam etmek istiyorlar mı? iş saatleri tüm gün olması, kışın iş bulmak, çalışmak zorunda olduğun şirket falan bunlar zorlamıyor mudur, diye düşünüyorum... turizm işletmeciliği var bi de...
@@hford iyi paralar kazanmak gayet kolay eğer mesleği yaparsanız içine girdikçe siz de farkedersiniz. Meslek kanunu var ona göre çalışabileceğiniz ortamlarda bulunmanız gerekli ve kendinizi ekstra dil öğrenmek üzerine şartlamayın, yeteneklerinizle talebi harmanlayıp ona göre yapmanızı tavsiye ederim. Mevsim konusuna gelince de nerede yaptığınıza bağlı olarak her yerin yoğun dönemi farklı. Uzun saatler ve baskıcı acentalar falan çok değişkenlik gösterir kesin bir şey diyemem ama mümkün.
Merhaba, ingilizce dışında bir yabancı dil için İspanyolca mi yoksa İtalyanca mi daha iyi bir seçenek sizce.Ya da bunlar dışında bir dil önerir misiniz
@@omerdemir7079 İtalyanca en son hiç ihtiyaç yoktu diye hatırlıyorum. İspanyolca için kesin bir şey diyemem ama onda da çok fark yoktur diye düşünüyorum. Daha nadir dillere yönelmeniz iyi olacaktır. Bir göçmenliğiniz varsa o dili de kullanabilirsiniz Gürcüce mesela.
Üniversite çağıma geldiğimde ailemin maddi durumu zar zor 1 kişiyi üniversitede okutmaya yetiyordu ve abim henüz üniversitesinin 2. yılındaydı ben de o sıralar video oyunu yapma işine merak salmış sağdan soldan tutorial videolarla hem kendime olan aşırı güvenim hem de yerli yabancı bu sektörde yaptıkları oyunlarla parayı kırmış ve kendinden söz ettirmiş abilerimizin gazına gelerek üniversiteye hazırlanmayıp oyun yapma işine girdim. aradan 2 yıl geçti ve kendimi bu işte iyi bir seviyeye kadar geliştirdim fakat bu süreçte kendime olan aşırı güvenimde eksilmeler oldu ve aklımda sürekli "ya iyi bir iş çıkaramazsan?" soruları yankılanmaya başladı. iyi bir iş çıkaramazsam para kazanamam ve geçimimi sağlayamam, bir oyun şirketinin kapısını programcı olarak çalmak istesem istedikleri seviyeye gelmek için en az 1 yılımı daha vermem gerekir ve yazılımla ilgili bir bölüme ait belgeye sahip olmadığım için herhangi bir işe girebilme şansım tahsilli ve projeli rakiplerimin karşısında neredeyse imkansız olur. Bu noktada artık her şeye daha realist bakmaya başladım ve 1 yılımı daha boşa harcamak istemediğim için üniversiteye hazırlanmaya başladım. O kağıt parçası olmasa 4 yılın hiçbir anlamı yok fakat sistemin dışına çıkarak bir şeyler yapmaya çalışmak hem çok stresli hem de çok riskli çünkü 1 kaç yıl sonra üniversiteye hazırlanmak gibi bir lüksüm bile olmayabilir. Belki bundan 6 yıl sonra yine kendi oyunlarımı geliştirmeye devam edeceğim fakat en azından işimi huzurlu yapacağım ve elimin altında sorulduğunda insanların yüzüne fırlatabileceğim bir belgem olacak :D
ปีที่แล้ว +3
Üniversite okumak oyun geliştirmeye engel değil. Aksine, bu işe önem veren üniversitelerde okursan kendini çok daha iyi geliştirebilirsin. Mesela Bahçeşehir Üniversitesi'nin oyun akademisi vardı. Öğrenciler atölye çalışmalarında oyunlar geliştiriyordu.
şu an oyun sektöründe diplomanın bir değeri yok. itü, odtü ve bunların üstü seviyelerdeki okullara ait diplomalar büyük kurumsal şirketlerden ilgi çekmenizi sağlar, daha fazlasını yapmaz. portfolyo ve bir şeyler öğrenip uygulama çabasına bakıyor olay. iyi bir mühendislik eğitiminden geçmek, mimari bilgisine sahip olmak kıymetli ama iyi yazılımcı olmak iyi oyun yapabilmek anlamına gelmiyor.
Günün handikapını açıklamışsınız aslında umarım gelecekte bu düzen değişir çünkü bir kağıt parçası için 4-5 sene harcamak çok saçma. Ayrıca siz çok iyi bir örneksiniz üniversiteye başlamadan önce ne yapmak istediğinizi tespit edip öyle üniversite ve bölüm seçimi yapmışsınız. Şuan büyük bir çoğunluk lise bitti şimdi sırada ne var mantığı ile girdiği bölümde ne öğreneceği nasıl bir iş kapısını ona açacağını bilmeden o işe gerçekten uygun mu kişiliğine hayallerine uygunmu tam olarak bilmeden üniversite okuyor ve sonuç olarak boşuna zaman kaybediyor.
1999'da Ticaret Lisesi'ni bitirdim. Ardından 2002'de Açık Öğretim Fakültesi işletme bölümüne başladım. Her sene bir kaç kez Gebze'den İzmit'e AÖF sınavlarına gidiyordum. 2014'de sınav yerlerimiz Gebze'ye alınınca 2 sene içinde 2., 3. Ve 4.sınıfı geçip 2016'da mezun oldum. Geriye dönüp baktığımda, demek ki ben sırf izmit'e gezmek için AÖF sınavlarına gidiyormuşum. Teşekkürler AÖF 😅😅😅
Ben 40 yaşındayım gençler, üniversite okumadım. Yazılımcıyım, iş bulamadım çünkü diplomam yok. Sadece diploma için okuyun. Şimdiki aklım olsa gider okurdum kötü bi üniversitede. İş bulamayınca kendi yazılım firmamı açtım ve battım. İşsizim. Bu kötü örnekten yola çıkarak okumanızı tavsiye ederim.
@@user-xm8mp2ir3xa güzel kardeşim bakın size o kursları yazılım diye kitliyorlar ama değil değil anlayın artık şunu copy paste kodları editlemek yazılım olmuyor la. Yazılım=matematikdir, bu matematiği de ramanujan değilsen kendi kendine öğrenmen de baya baya zordur. Kandırmayın kendinizi
17 yaşında ergen ergen problemler yaşarken her videonuzla daha bi neşeleniyor daha bi bilgileniyorum hocam. Bu macerada 20 yıl sonra hatırlayacağım birisi olduğunuz için teşekkürler
Asgari şartları sağlamıyor.. Kesinlikle öyle kütüphane var içerideki kitap sayısı belli. Bilgisayarın sayısı belli . Kullanan profiller belli. Adam kampüsün bilgisayarına CS yüklemiş arkadaşlarıyla oynuyor. Bu gözler neleri gördü ...
Üniversite okusak da olmuyor okumasak da. genç birine ne olacak canım okuma diyemiyorum ama gözünde büyütme üniversite harici yetkinlikler ve beceriler de kazan diyorum. TR üniversitelerinin %70 i kapatılsa akademik camia bir şey kaybetmez. genç işsizliği görünür hale gelir, sosyal problemler artar.
ESG yine efsane bir konuşma olmuş. Süpersin. Mum dibini aydınlatmaz gibi birşey olmuş ama. Ordaki genci biraz destekleyin. Diplomat olacaksa da diplomalı diplomat olsun
40 yaşındayım. 15 yıldır büyük bir bilgisayar firmasında çalışıyorum. Sevdiğim işi yapıyorum. Emeklilik zamanım yaklaşıyor. Can sıkıntısından üniversiteye yazıldım. Verilen dersler 20+ yıl önce lise yıllarımdaki derslerin aynısı. Derslere girmeyi bıraktım. Ders çalışmıyorum ama zayıf dersim yok. Sınav sonuçlarım ortalamanın çok üstünde. Bilseydim kolay olduğunu daha önce üniversiteyi bitirirdim. Hem zordur hem de ihtiyacım olmadığı için hep ertelemiştim. Gene bir işime yaramazdı ama en azından diplomam olurdu. Üniversite mezunu olmadığım için üniversite mezunu olanlar bana burun kıvıramazdı 😂😂 13 üniversite mezunu arkadaşın müdürlüğünü yapıyorum. Video sorusuna gelirsek eğer, diplomaya ihtiyacınız yok. Verilen bilgilerin gerçek dünya ile alakası yok. Lise zamanında da bu bilgiler ne işime yarayacak diyordum. Şimdi de aynı soruyu soruyorum. Fakat, bir işe girebilmeniz için diplomanız var mı diye soruyorlar. İnsan Kaynakları departmanına laf anlatamazsınız. Bir de sizinle beraber başka arkadaşların da iş başvurusunda bulunduğunu ve onlarında üniversite mezunu olduğunu düşünürseniz otomatik olarak elenmiş oluyorsunuz. Farklı olmayı, iz bırakmayı becerebilirseniz gene bir şansınız oluyor tabi...
Sözlerimin yanlış anlaşılmasını istemem. Sen ralli pilotu olsan da, yolda trafik polisi çevirdiğinde ehliyetini göstermek zorundasın. Arabayı süren ehliyet değildir ama ehliyet senin o arabayı sürmek için gerekli eğitimlerini aldığını gösteren bir belgedir. Diploma da aynı şekilde senin belli eğitimleri aldığını gösteren bir belgedir. Fakat günümüzde bu belgenin herkeste standart olarak var olduğunu düşünürsek seni farklı kılacak bir şeyler yapmalısın. Konuya örnek güzel bir fıkra: Kayserililer, kafası çalışan evlatlarına ticaret yaptırırmış. Kafası çalışmayanı da okula gönderirlermiş.
Okul kütüphanesi ve bölüm kütüphanesi ayrıydı üniversitede. Kaynak bütçesini hocalar kişisel kütüphanelerini doldurmak için kullanır ve öğrencilerle paylaşmazdılar. Bölüm kütüphanesi de sürekli kitliydi. Sırf ingilizce bilip yabancı kaynaklardan araştırma yaptığım için hocalar tarafından düşük notlarla, dersten bırakmayla engellendiğimi biliyorum. İyi bir araştırmacıyım, teknik makale okumayı da çok severim, akademisyen olmayı hiç düşünmedim en azından mezun olduğum okulda. Ama maalesef sistem böyle. Türkiye'de bilim adamı yok, akademisyenlerin %99u memur kafasında
Bölümümde ddoktora okuyorum, araştırdığım bir konuda danıştığımda danışman hocadan "banane" cevabını aldığım, mesaj yazdığımda veya arayıp ulaşamadığımda sapık muamelesi gördüğüm oldu. Ulan sen danışmanlık adı altında para alıyorsun yüzsüz insan! Bak hatırlayınca bile fena oldum, kısacası çok doğru dedin, bravo!
Videodaki sorunların çoğuna katılıyor ve kurumların hantallıklarının büyük bir problem olduğunu düşünüyorum. Ancak üniversite entelektüel ortamınında bulunmanın, tüm öğretim sürecinde baskılanan bireyin, yüksek öğrenimde bir nebze de olsa kendi olma özgürlüğünü tatmasının bile başlı başına önemli bir deneyim olduğunu da düşünüyorum. Bir diğer yandan üniversite, metin okuma dediğimiz şeyin anlaşılabileceği ender yerlerden birisi. Taş da bir metin, resim de bir metin, formül de bir metin. Uzaktan eğitime inanan hatta youtube için ikinci lisansım diyen birisiyim ancak, deneyim aktarımı ve bağlam içinde yorumlanmış bilgi öyle çok da tek başına erişilebilecek şeyler değil, en azından kitlenin çoğunluğunda çalışmaz. ESG’yi lisansta canlı dinlemek, derslikte çatışmak ve etkileşim kurmakla, ekrandan izlemek ve yorum yazmak aynı şey değil diye düşünüyorum naçizane. Saygılar…
Üniversiteler dijital varlıklar olmalı bence de hocanın dediği gibi cloud compute gibi ordan burdan ben istediğim bilgiyi çorba çekebilmeliyim ve bunu deneyleyecek ne bileyim blockchain datası bişeyi de olup assesmenta sokabilmeli, sertifika geçerliliği için. Yani iş sadece bilgi edinmekse bu yeterli, sosyo-kültürel kısmını kampüs feodalitesini iliklerine kadar yaşama deneyimini falan siz bize hapla simülasyonla verirsiniz müptelasıysanız
Sistem çok sıkıntılı hocam, çocuk konuşmaya başladığı günden itibaren oku, dersine çalış, üniversiteye gir iş sahibi ol diye bir yalan içerisine atılıyor. 15-16 sene bu yalanla büyüyüp hayata atılınca işlerin hiçte öyle olmadığını anlıyor. Babam küçükken okumazsan sanayiye gönderirim derdi bana şimdi de keşke gönderseydi diyorum.
Yapmak istediğim işi avrupada lise mezunu yaparken burda anca mühendislik çıkışlı olmam bekleniyor. Bu ülke neden kendi gibi insanına da sürekli ayak sürdürüyor.
almanyada bu soruna cözüm olarak Hochschule-4 yillik yüksekokul ve ünüversite var. Hochschule is dünyasina yönelik olarak uygulama agirlikli genelde mühendislik bölümünden olusan, üniversiteler ise teorik agirlikli ögrenciyi kendi yada calisma grubuyla arastirip sorunlari cözme becerilerini gelistirmeye yönelik bilim dünyasina insan yetistirir.
petrol çağı ile ilgili bir bölüm yapar mısınız hocam? motorizasyon ve kömürden petrole geçiş içten patlamalı motorların kullanımıyla benzine gelen yoğun talep kara yolu taşımacılığının demiryolu taşımacılığına tercih edilmesinin sebepleri
Muhteşem bir bölüm👏👏👏👏👏 Çocuklarıma, meslek olarak yapabilecek birer zanaat öğretmeye çalışıyorum. Gelecekte spor, sanat ve zanaat gibi mesleklerin daha geçerli olacağını düşünüyorum.
Aynen öyle. Keşke her ebeveyn sizin gibi olsa. Üniversitenin maddi bir getirisinin değil, aksine götürüsünün olacağını Türk aileleri kabul etmek istemiyor malesef. Üniversiteler kafası zehir gibi çalışan bilim aşığı çocukların gitmesi gereken bir yer.
Ülkemizde üniversitelerin, camiler gibi siyasi kurumlar olduğunu düşünüyorum. Sayıca çoğalmasının ve niteliğinin düşmesinin sebebi de budur bence. Öte yandan, kapalı bir çevrede büyüyen insanlar için, ülkesindeki, dünyadaki insanları tanıması için iyi bir fırsat. Gene de elimde olsa; bir çok üniversiteyi liseye dönüştürmek isterdim. Çünkü üniversitelere harcaman paralar, diğer kademelerden kısılıyor. Bugün ilk ve ortaöğrenime kaynak sağlanmazken, akademisyenler masabaşında ballı maaşlar alıyor. Ve bunlar hep "siyaset" yüzünden...
İnşaat mühendisliği okuyorum c programlama dersi aldık 2. sınıfta, daha sonra da python alıcaz. C programlama hocamız anlattığı dersten nefret ediyordu bunu size neden öğrettiğimi bilmiyorum bile diyordu sürekli. C programlama yerine işimize yarayacak yeni ve herkesin bilmediği raylı sistemlerde kullanılan bir yazılım dilini müfredatımıza eklemek için çok uğraşmış ama ikna edememiş kurulu. Mühendislik bölümlerinin müfredatlarındaki yazılım dilleri çok komik cidden ve bu gibi hocalar bir şeyleri değiştirmek için uğraşıyor ancak sistem öyle muhafazakar ki en ufak bir değişimi bile kabul etmiyor. C, C++ ve python dışında da diller vardır!
@@emrahmercan1421 Aynen c öğrendik diye diğer diller avucumuzda şu an maşallah bize. Her eski dili kendin öğrenebilirsin c de öğretmesinler o zaman bu ne saçmalık. C öğrenmek için milyon tane kaynağım vardı öğrenirdim onu kendi kendime de ama hoca kaynak bulamayacağım sektörde fark yaratacağım uzmanlığını aktarmak istiyor.
@@açelyaun Yeni bir programla dili öğrenmek için en uygun dil C dir. Günümüzde de en çok kullanılan diller arasında ilk 3 te dir. Bu temel programlama dersini öğrendikten sonra meslek ile ilgili herhangi bir program öğrenilebilir. Birbirinin alternatifi değildir. Biri temeldir diğeri özeldir temel olmadan özel öğrenmek akademik gelişime terstir. Hocan onu anlattıktan sonra diğerini anlatsın. Hocana engel olanlar işi biliyormuş.
Üniversitede öylesine bir bölüm okudum, 3 yıl evde pinekledikten sonra yakın zamanda okuduğum bölümün öğretmeni oldum, şimdi de bırakmak istiyorum. İnsanın amacının olmaması ne sıkıcı
Birileri çok ders almanın öğrenciye faydasından çok zararı olduğunu anlatmalı. Ben lisede zorunlu tekrar eden derslerden dolayı tembelleşmiştim, Üniversitenin kredili ve haftalık tekil dersleri çalışma hevesimi arttırmıştı ve çalışkan bir öğrenciye dönüşmüştüm.
Derslerin gerçek hayatta bir karşılığı yoksa gerçek hayata hazırlamıyorsa gereksiz karmaşıksa falan 2 saat bile çoktur bence tersiyse 41 saatte normaldir ama bnce her gğn 8 saat okulda durmak da çok mantıksız geliyor bana, okul ne kadar modern olursa olsun o yaşlarda 8 saat okula git hapis gibi soğuk renksiz betondan yerlerde durmak fln sanırım trde okul tamamen düğünlerde çocuklsrı pistten alalım gibi bir mantıkla inşa ediliyor artık okullar eğitim çıkışlı işsiz bir pdrci xd
Kapitalizm videosunu bekliyoruz Sayın Hocam. Gerçekten kapitalizm aygıtlarını söylediğiniz bölümler birçok insanın beğenerek pür dikkat izlediğini düşünüyorum.
Hocam graeber ve frank orneklerinden sonra bankaci olsa boyle olmazdi diyorsunuz. Benim kendi tecrubem ozel sektorde assertive olmaniz istenir ama yaratici ya da orijinal olmaniz kesinlikle istenmez. Tum yeteneklerinizi size soyleneni niteligi onemsemeden yapmak ve en guzel sekilde anlatmak uzerine kullanmaniz istenir.. Belki kendi sirketinizi kurarsaniz birileriyle gercek bir rekabete girebilirsiniz.
Mevzuat gereği diplomasız yetenekle alım mümkün değil. işe girmek istiyosanız ticaret ve yazılım sektörleri istisna olabilir fakat genelde bir ofiste bir sahada çalışaksanız bilmeseniz bile hiçbir şey bile mezun olmanızı istiyolar
Hocam haklısınız ancak ben biraz daha şu yönden bakıyorum üniversite olayına. Belki hak verirsiniz. İlkokulda iken kendi mahallenizin (özeli de dahil ederek söylüyorum) size benzer ailelerin çocukları ile benzer sosyo-ekonomiden gelen benzer kültüre dile dini inanışa etnik kökene ait insanlarla sosyalleşiyorsunuz. Lisede bu yarıçap ilçeniz hatta ile kadar büyüyor ancak hala kısıtlı bir vizyon içerisinde hapsoluyor. 81 ilde üniversite olmasını eleştirmememin en büyük sebebi şırnakta hakkaride bir çocuğun şehir dışında üniversite okuma imkanı olmayabilir. Ancak üniversiteye gittiğinde (bir meslek kazandırmayan bölüm dahi olsa) farklı kültürden dilden etnik kökenden insanlar görüp tanışmış olacak. Belki hocası yurtdışında eğitim almış olacak ve başka bir vizyon kazandırıp kendini tanımasına dogmalarından kopmasına yardımcı olacak. Üniversitenin bana göre pratikte tek faydası bu kaldı gibi. Keşke çok daha fazlası olsa
Erhan Erkut'un '' Sistem Çaresiz, Eğitim Siz de '' kitabını okuyan çok olur inşallah... Erhan Erkut'un güzel konuşmaları da var... Öğrenmek isteyene...
Üniversite okumaya gerek yok, siz ne yapmak ne olmak istediğinizi netleştirin. O alandaki tüm eğitim kurum ve şekillerini araştirin. Eğitiminizi kendiniz şekillendirin.
Üniversite okumayıp herhangi bir işte çalışmaya başlayan arkadaşlarımız ileride maddi açıdan bizden daha rahat olacaklarsa neden üniversite okuyalım ki?
Hocanın bir fiziksel kütüphane takıntısı var. Artık kitaplara dijital olarak ulaşıyoruz. En son ne zaman bilimsel dergi elime aldım hatırlamıyorum. Kagıt seven hocalar, makalelerin çıktısını alıyor. Kutuphaneler study olarak kullanılıyor.
Yok hiç öyle bir takıntım, hem de hiç yok, elimde olsa tüm kitaplarımı pdf yaparım yanımda taşırım, CTRL F yapma imkanı vs. Ama elimdeki veri fiziksel üzerineydi. Jstor vs abonelikleri de çok değil TR'de, aboneler ama kısıtlı hep abonelikleri. Dersler de ona göre dizayn edilmemiş. Ana argüman öğrenciler kütüphane kullanmıyor.
Sanirim biraz da "miras" gostergesi kutuphane. ITU'nun kutuphanesi kucuk ama dunyanin en iyi universitelerinin elektronik kaynaklarina (ders kitaplari dahil), en onemli dergi ve cemiyet yayinlarina (IEEE vs) tek bir portal uzerinden ulasim imkani var. Ustelik kendi bilgisayarinizdan.
Programın tamamını izleyince başka bir fikrim daha oluştu. Hocanın dediği gibi sosyal bilimler ve mühendisliklerin eğitim ve araştırma ihtiyaçları farklı. Mühendisler olarak bize gereken çoğunlukla son çıkan yayınlar ve yeni mühendislik aletleri. Çip yapmak istiyorsanız temiz odanız olacak. Oysa sosyal bilimler hızlı bir şekilde ‘eski’ yayınlara ve belgelere ulaşım gerektiyor. Bunun için kalkıp İtalya’ya gitti. Bütün arşive dijital bir şekilde bilgisayardan ulaşsaydı, kahveye 0.5 Euro bile vermezdi.
@@OMNIBUSLIVEhocam jstor a her devlet üniversitesi ayrı para ödüyor sanki ailedeki her kişinin ayrı para ödemesi gibi çok büyük paralar böyle hiç ediliyor. Aynı şekilde orijinal windows office takıntısı deli paralar ödüyorlar. Merkezi bi pdf kütüphane tüm ülkenin işini görür
20 yaşını geçmiş ve eğitimde tutunmak için yüksek çaba harcamış biri olarak 300 400 kişiyle aynı yere tıkılıp birinin ağzından çıkanları yakalamaya çalışmak zoruna gidiyor insanın. İlk 10bine girmiştim sıralamada ama ailemin durumu iyi olsa ya da iş hayatında tutunabilecek bir dal bulabilsem kendime 1 dakikamı daha harcamam ünide.Vasat bölüm okuyanların neden senelerini amfilerde heba ettiğini anlayabilmiş değilim.
Valla askerlik olayı olmasa en azından erkek nüfusun birçoğu üniversiteye gider miydi, ya da en azından devam ettirir miydi ben şahsen zannetmiyorum. Bazen Japon Dili-Ed. okumak yerine açıköğretime gidip okuyup çalışsam, dili de (Japonca olur, Korece olur, Rusça olur, Zuluca olur, artık hangisiyse...) ayrıca öğrensem daha mı iyi olurdu diye düşündüğüm olmuyor değil. Pişman değilim ama hayatımın gidişatı biraz bunu düşündürüyor bana....
3.sınıf edebiyat öğrencisi olarak okuduğum bölüm hakkında üniversiteye gitmeden de eşit bilgilere sahip olabileceğimi 2.sınıfta fark ettim. işlediğimiz her konu internette hatta yabancı diliniz varsa youtube khanacademy gibi sitelerde bazen daha kapsamlı şekilde mevcut. ingiliz/amerikan/fransız edebiyatı gibi bölümlerin müfredatında olan konular artık kolayca erişilebiliyor maalesef. Üniversitenin tek artı yönü her şeyi bir müfredat üzerinde düzenlenmiş şekilde bağlantıları oluşturması onun haricinde bu bölümlerin akademide devamlılık düşünülmüyorsa zaman kaybı olarak görüyorum.
Yazdığın yorum benim için kiymetli,yazar olmak istiyorum. Bunu üniversite okumadan yani edebiyat bolumune gitmeden de edebiyatın niteliklerini içimde barindiranilir miyim? O donanimi dışarda kitaplardan, internet platformlarindan sağlayabilir miyim?
@@cmnemn merhaba Emine, hayatına yön vereceğini düşündüğün hayalin için yorumlardan etkilenmeni istemem... (ben) öyle olduğuna inanıyorum. internette bilgi kirliliğini eleyerek (bunu da zamanla öğrenildiğini düşünüyorum) ve kütüphanelerde geçirilen zamanla ulaşılabilir olduğu kanaatindeyim. peki bunu nasıl yapacağız, yol nereye nasıl çıkıyor? sayılı üniversitelerin müfredatına gidip bakarsak aynı izlenceyi elde edebiliyoruz. örneğin, hacettepe üniversitesi amerikan kültürü ve edebiyatı bölümü müfredatı herkese açıktır, orada kullanılan ana kaynaklar da verilmiş, bu kaynaklar kütüphanelerde/internette mevcut. Fakat, önemli bulduğum iki husus var: kendimize edindiğimiz bir kültür, estetik zevk ve disiplinli kuramsal çalışmalar. Tabii ki bu benim fikrim, bölümü okumak bana çok şey kattı AMA eğer gidilecek yolu bilseydim aşağı yukarı (tamamen demiyorum) kendime aynı bilgileri yükleyebilirdim. O zaman da eğer okumayacaksam çalışmak zorunda kalacaktım ve bu bilgiyi kısıtlı zaman içersinde kısıtlı çerçevede edinecektim. yani anlayacağınız elbette sınıf ortamında okumak iyi hoş ama yapılamayak bir şey olmadığını belirtmek isterim.
Belki ben yanlış anladım ama bu yetersiz kütüphane meselesi causality tamamen. Okunmuyor. Kitapyurdu’nda satılan kitap adedi yazıyor. Marka alanında bir kitaba bakıyorum. İsim de vereyim Ayakkabı Gurusu adı. Nike’ın patronu yazdı 2016’da. İngilizcesi Shoe Dog. Fiyatı 90 lira. Dünya kadar marketingci brandingci var. Ki bunlar dışarıyı taklit eden/yakalayan tayfa. 6 yılda 2232 tane satmış. O yüzden bir kütüphane investmentına gerek yok. Okunmadıktan sonra işlevsel olarak çok üniversite açılmasıyla aynı şey.
cok sosyal bilimler uzerinden degerlendiriyorsunuz. Muhendislikte eski kaynaklarin cok bir onemi yok. Guncel deneylerle, bilgisayar teknolojisiyle vs. bicok sey degistigi ve gelistigi icin kutuphane diledigin guncel yayinlara ulasip sana ulastirabiliyorsa icinde hic kitap olmasa da olur.
Sosyal bilimlerle alakası yok elimdeki tek data bu kştap sayıları 500 kitabı olan kütüphanenin laboratuvarı ya da online journal accessi de zayıftır herhalde
Galiba önceki videolardan birine de yazmıştım ama şu intro ve outro ses efektlerinin sesini lütfen kısın. Her videonuzu açtığımda o aşırı yüksek su damlası sesi ve 101 yazısı ile gelen garip celestial ses efekti yüzünden her videonuzu ileri sardırma acelesine giriyorum. Bu sesler başlangıçta bu kadar yüksek gelince bazen dalıp sesi kısıyorum bu sefer de ESG duyulmuyor. Lütfen bunu yapıcı bir eleştiri olarak alın.
ben 2 yıllık dış ticaret mezunuyum sonrasında tarih okumaya başladım 3. sınıfta bıraktım şu an Hollanda merkezli turizm acentesinde operasyon departmanında çalışıyorum diploma en alakasız şey dahi olsa ihtiyaç arkadaşlar
Daha sistemik bir problem var diyorsunuz ya hocam sorun o işte sistemik bir şey yok😅 çocukluğumdan beri eğitim sistemi değişip duruyor, sonradan farkettim ki sistem filan yokmuş.. hani battı balık yan gider gibi..
Merhaba sayın ESG. :) Videolarınızı izlerken şuna dikkat ettim, çok dışa dönük birisiniz yada öyle algılanıyorsunuz tarafımca, önerilerinizdeki genel mesaj "öğrenilecek çok fazla şey var". Dış dünyaya bir odaklılık var. Birazda içe yönelik paylaşımlar görmemiz mümkün mü ? Örneğin yl bitince phd macerası için gittiğinizde sosyal çevreniz vs her şey değişti nasıl adapte oldunuz nasıl ben bunun altından kalkarım dediniz, kendime tavsiye olsun diye sormuyorum, iç yolculuğunuzu merak ettiğim için soruyorum, Erich Fromm insandaki yıkıcılığın kökenlerinde Hitlerin psikolojik gelişimini yaş yaş şehir şehir anlatmış, burdan şuraya geldi şu değişti şöyle düşünmüş olmalı tarzında, bende biraz sizde bunu merak ediyorum, iç dünyanızı kolay açan biri olduğunuzu da düşünmüyorum bu yüzden biraz extra merak ettim. :) Saygılar
Hocam bu sorumun mevzu ile hiç alakası yok ama yine de sormak istiyorum. Rahmetli Teoman Duralı hoca sizin nazarınızda hangi tip bir bilim adamıdır? Çünki son dönemlerde eski videolarını daha çok izlemeye başladım. Hoca dünyada olup biten siyasi ve sosioloji konuları kendi açısından çok kesin ve ilginç bakış açısıyla tahlil ediyor.
makale ,dergi kitap gibi kaynakların okunmadığı talep görmediği bir ülkede ağzına kadar dolu kitap olsa ne fark eder. ayrıca okunan kitap bir amaç için kullanılmaktan daha çok hobi amaçlı okunuyor. bence arz talep meselesi. halk kendi kaderini kültürünü yaratıyor. ne yazık ki okumayan, hevesi ve vakti olmayan bir halk. gençlere teneffüslerde sigara içmek dersten sonra OK oynamak daha cazip geliyor. orta yaş desen zaten okuldan bıkmış. evden işe işten eve.
hocam bi hikaye kitabı yazın da okuyalım be otobiyografi falan da olur hem siz para kazanırsınız hem de bize iş çıkmış olur kös kös 20 saat pc başında oturup oyun oynuyoruz ölümü bekliyoruz
Üniversite okumak kişi üniversite okuyacaksa faydalıdır. Yani demek istediğim şu: Öğrenci bilimsel temellere dayalı metodik araştırma yapabilecekse, deney - gözlem kabiliyeti iyi ise, literatür okumasından anlıyorsa yahu en başta kendi ana dilinde dil kurallarına uygun bir doküman oluşturabiliyorsa ve okuyacağı alanda tanrı vergisi kabiliyeti, asgari analitik yeteneği ve en az bir yabancı dilde yeterli anlama ve konuşma seviyesi var ise tabiki de faydalıdır. Güzel bir vizyon, hayat amacı ve toplumsal düzey edinir. Kişi bunlardan yoksun ise zaten üniversiteyi okuyamaz. Okuyup diploma edinirse ne akademide ne de çalışma sahasında geçerliliğe ya da hakka sahip olamaz. Geçmişi ve geleceği olmayan o kurumlardan verilen, resmiyette hakkı size tanınmış mühürlü imzalı kaliteli kuşekağıdı siz değerli görebilirsiniz. Ama onu değerli görmesi gereken alanında kendini kanıtlamış, bir eğitim kültürüne sahip, yıllar boyu süren araştırmalara ev sahipliği yapmış oluşumlardır. Sonrasında o oluşumlar tarafından kabul edilmeyen bir mezun ağlamamalıdır. Bazı üniversitelerin diplomaları geçerli bir statüye sahiptir. O okullardaki verilen derslerin, uygulanan pratik eğitimlerin, dönem ödevlerinin veya lisans/yüksek lisans araştırmalarının, yazılı veya sözlü tartışmaların, laboratuvar olanaklarının topluma fayda sağladığı, akademiye boyut kazandırdığı ve şirketlere para getirdiği aşikardır. O bazı üniversiteleri tanımak isterseniz iyi şirketlerin ve ses getiren araştırmaların çalışanlarına bakmanız, "Bunu nasıl yapmışlar?" dediğiniz her gelişmenin arkasındaki o diplomayı bilmeniz ve bu bağlamda statüsüne güvenmeniz bence doğrudur.
videoyu izledim bıraktım üniversiteyi askerlik geldi şimdi hakkari otobüsünden yazıyorum. Teşekkürler ESG
haha :)
üniversiteyi bittirdim, hakkaride askerlik yaptım.
kac yaşındasın
Videonun başlığındaki soru katman katman incelenmesi gereken bir problem. Dünya çapındaki şartlar bir yana türkiyenin şartları bir yana konmalı. Üniversitelerde bir yanda beyaz yakalı işçi yaratan bölümler var. Diğer tarafta ise bilimsel bilgi üreten bölümler olarak gruplandırabileceğimiz bölümler var. Bir başka kısımda ise bilimsel bilgilerini pratiğe dökebilenler var. Ülke ekonomisinin ihtiyacı olan ara eleman yetiştiren meslekler ise bunların dışında kalıyor. Gelir seviyesi problemi de işin içine katıldığında sorun iyice çetrefilleniyor. Amerikalıların en sevdiği terim olan "trickle down economy" burda devreye giriyor. Sömürü sisteminin zirvesi ABD'de her sınıf kendi altındakini ezebiliyor. Neyse sıkıldım ya yazmaktan. Zaten 10 kişi okuyacak. Bi makale yazarım 8 kişi okur en azından kıdem tazminatında işe yarar.
:)
@@OMNIBUSLIVE Sana da ":)" 😘
üniversite okurken bir amacım yoktu derslere çalışmak için motivasyonum yoktu çünkü bölümümü sevmiyordum dersler ilgimi çekmiyordu mesleğim beni motive etmiyordu
resmen ot gibi yaşamaya başladığımı fark ettim tam depresyona girdiğimi görünce büyük karar alıp üniversiteyi bıraktım küçük bir anadolu şehirinde babamın işini devam ettiriyorum istanbuldan ayrılmak kötü oldu ancak en azından amacım olduğunu hissediyorum
gelecekteki amacın nedir özel değilse sorabilir miyim
@@mertaytunc3092 babamın yıllardır emek verdiği işi devam ettirmek
@@tajdint ha yok mesleki olarak sormamıştım genel bir hayat hedefi olarak anlık merak ettim öyle
@@tajdint baban ne iş yapıyor
Baba mesleği de değerli bence okumuş olmak için okumak yerine
Seviyoz izliyoz diye yüzümüze vurmadığın acı gerçek kalmadı hocam. Ezbere yaşayanlar başı da öyleydi özellikle 13. sayfa
14:55
Hocam üniversiteye inanmıyor musun diye sorunca birden aklıma ''Üniversiteye inanıyoruz hatta inanmakla kalmıyoruz, üniversiteye iman ediyoruz!'' diyen Cemal Gürsel geldi. 😅
Diploma önemli ama hocama katılıyorum, diplomanın yanında bir amacımız olmalı. O kadar fazla insna gördüm ki kendi bölümümde tek istedikleri diploma almış olmak (bazen kendimi de sorguluyorum bu arada acaba ben de böyle miyim? Diye) ama keşke lisede çok daha açıklayıcı ve aydınlatıcı bir gelecek planı kurabileceğimiz bir sistem olsaydı, böylece belki hepimiz neye yatkın olduğumuzu bilerek bölümlerimizi seçerdik. Şimdi yüksek lisans yaparken zaten kendimi aşırı yetersiz hissediyorum ama umuyorum ki bu basamak bende biraz daha bir şeylerin netleşmesine vesile olur.
diplomanın yanında bir "amcamiz" olmali, diyecektin herhalde, sizi bi yerlere sokucak , TC sartlari icin konusursak :D
@@salurbasbug5086 telefonum yüzünden yanlış yazmışım, sayenizde düzelttim teşekkürler. Ama haklısınız ülkede kimse emeği ile bir yerlere gelemediği için torpil en güçlü etken oluyor iş bulurken. Ama merak etmeyin beni biryerlere sokabilecek ne amcam ne de dayım var. O yüzden bir gün iş sahibi olursam bu anca kendi emeğimle olabilir. iyi günler dilerim.
Hislerin doğru, çok çok yetersizsin
Kişinin hayattan beklentisi olayın en önemli yanı bence. Beş yıl sonra ne bekliyorsun hayattan ? Yahut 10 yıl sonra nerede olmayı arzuluyorsun? Kısa ve uzun vadede yaşamdan beklenti kişinin hayatının büyük bir kısmında belirleyici oluyor. Birey zihninde yaşam haritasını belirledikten sonra düşünce ve yaşam adına aydınlanmaları genelde erken yaşıyor. Ve 21. Yüz yılda yaşamdan beklentilerini, hayallerini yahut hedeflerini gerçekleştirmek için üniversitenin çokta elzem bir basamak olmadığını anlıyor. Hatta üniversiteden daha önemli bir basamak varsa o kesinlikle liselerdir. Çünkü kişinin hayatta en kararsız, en bilinçsiz ve genellikle en karamsar dönemleridir. Lisede tanışacağı donanımlı ve verici eğitimciler kişinin yolunu kesinlikle geleceğine yönelik aydınlatacaktır.
Bu söylediğini genelleyemezsin. Çoğu insanın hayalleri ve hedefleri üniversiteden geçiyor
Üniversite meslek kazandıran bir yer olmaktan çıkarsa ve sayısı azaltılırsa daha faydalı olacaktır liselerin güçlendirilmesi meslek kazandırması daha iyi olur ama yaoması çok çok zor artık
Asgari ücretli 16 saat çalışacağın beyaz yaka işi mülakat soruları...
Felsefe bitirip filozof olanlar var. Halbuki adam hayatında ilk defa üniversitede düşünmüş.
Bir turist rehberi olarak hocanın da söylediği gibi turist rehberliğini tavsiye ederim. Belirli bir mesleği yaptığınız nadir bölümlerden, iyi paraları da rahatça kazanabilirsiniz ve çok zevkli bir meslek. Alan da çok geniş olduğu için ilgi alanınıza göre de mesleği sevdiğiniz şekilde yapma imkanınız olacaktır.
Boş iş. Sadece güzel bi fikirsel durum ama icraat kalkmayan bi penis. Biliyoruz sizi
turist rehberliği istiyordum ben eskiden, eğer boğaziçi kazanamaz isem muhtemelen düşünücem. çünkü bakınca aslında parası bol olan insanla iş yapıyorsun, dünyanın bir çok yerinden insanla iletişime geçiyorsun ve bu tanıştığın insanlarla sonradan ilişkiyi sürdürebilmen de mümkün(?). iş için gereken şey kendini entelektüel açıdan geliştirmek... uzaktan ben bu işi böyle görüyorum, ingilizce ile birlikte de 2 dil biliyorsan bir de... ama sıkıntı şu gerçekten de "iyi" para kazanılıyor mu ya da bu mesleği seçenler uzun bir süre devam etmek istiyorlar mı? iş saatleri tüm gün olması, kışın iş bulmak, çalışmak zorunda olduğun şirket falan bunlar zorlamıyor mudur, diye düşünüyorum...
turizm işletmeciliği var bi de...
@@hford iyi paralar kazanmak gayet kolay eğer mesleği yaparsanız içine girdikçe siz de farkedersiniz. Meslek kanunu var ona göre çalışabileceğiniz ortamlarda bulunmanız gerekli ve kendinizi ekstra dil öğrenmek üzerine şartlamayın, yeteneklerinizle talebi harmanlayıp ona göre yapmanızı tavsiye ederim. Mevsim konusuna gelince de nerede yaptığınıza bağlı olarak her yerin yoğun dönemi farklı. Uzun saatler ve baskıcı acentalar falan çok değişkenlik gösterir kesin bir şey diyemem ama mümkün.
Merhaba, ingilizce dışında bir yabancı dil için İspanyolca mi yoksa İtalyanca mi daha iyi bir seçenek sizce.Ya da bunlar dışında bir dil önerir misiniz
@@omerdemir7079 İtalyanca en son hiç ihtiyaç yoktu diye hatırlıyorum. İspanyolca için kesin bir şey diyemem ama onda da çok fark yoktur diye düşünüyorum. Daha nadir dillere yönelmeniz iyi olacaktır. Bir göçmenliğiniz varsa o dili de kullanabilirsiniz Gürcüce mesela.
Üniversite çağıma geldiğimde ailemin maddi durumu zar zor 1 kişiyi üniversitede okutmaya yetiyordu ve abim henüz üniversitesinin 2. yılındaydı ben de o sıralar video oyunu yapma işine merak salmış sağdan soldan tutorial videolarla hem kendime olan aşırı güvenim hem de yerli yabancı bu sektörde yaptıkları oyunlarla parayı kırmış ve kendinden söz ettirmiş abilerimizin gazına gelerek üniversiteye hazırlanmayıp oyun yapma işine girdim. aradan 2 yıl geçti ve kendimi bu işte iyi bir seviyeye kadar geliştirdim fakat bu süreçte kendime olan aşırı güvenimde eksilmeler oldu ve aklımda sürekli "ya iyi bir iş çıkaramazsan?" soruları yankılanmaya başladı. iyi bir iş çıkaramazsam para kazanamam ve geçimimi sağlayamam, bir oyun şirketinin kapısını programcı olarak çalmak istesem istedikleri seviyeye gelmek için en az 1 yılımı daha vermem gerekir ve yazılımla ilgili bir bölüme ait belgeye sahip olmadığım için herhangi bir işe girebilme şansım tahsilli ve projeli rakiplerimin karşısında neredeyse imkansız olur. Bu noktada artık her şeye daha realist bakmaya başladım ve 1 yılımı daha boşa harcamak istemediğim için üniversiteye hazırlanmaya başladım. O kağıt parçası olmasa 4 yılın hiçbir anlamı yok fakat sistemin dışına çıkarak bir şeyler yapmaya çalışmak hem çok stresli hem de çok riskli çünkü 1 kaç yıl sonra üniversiteye hazırlanmak gibi bir lüksüm bile olmayabilir. Belki bundan 6 yıl sonra yine kendi oyunlarımı geliştirmeye devam edeceğim fakat en azından işimi huzurlu yapacağım ve elimin altında sorulduğunda insanların yüzüne fırlatabileceğim bir belgem olacak :D
Üniversite okumak oyun geliştirmeye engel değil. Aksine, bu işe önem veren üniversitelerde okursan kendini çok daha iyi geliştirebilirsin. Mesela Bahçeşehir Üniversitesi'nin oyun akademisi vardı. Öğrenciler atölye çalışmalarında oyunlar geliştiriyordu.
@@albay_zagloba Kendisi üniversite mezunu ve ilk başta oyunu yapmaktaki amacı zaten yaptığı oyunu swsine ekleyip mülakatlarda elini güçlendirmekti
@ kesinlikle. Zaten bu 4 yıllık süreçte arkamı sadece üniversitede öğrendiklerime dayamak ahmaklık olur
şu an oyun sektöründe diplomanın bir değeri yok. itü, odtü ve bunların üstü seviyelerdeki okullara ait diplomalar büyük kurumsal şirketlerden ilgi çekmenizi sağlar, daha fazlasını yapmaz. portfolyo ve bir şeyler öğrenip uygulama çabasına bakıyor olay. iyi bir mühendislik eğitiminden geçmek, mimari bilgisine sahip olmak kıymetli ama iyi yazılımcı olmak iyi oyun yapabilmek anlamına gelmiyor.
Günün handikapını açıklamışsınız aslında umarım gelecekte bu düzen değişir çünkü bir kağıt parçası için 4-5 sene harcamak çok saçma.
Ayrıca siz çok iyi bir örneksiniz üniversiteye başlamadan önce ne yapmak istediğinizi tespit edip öyle üniversite ve bölüm seçimi yapmışsınız. Şuan büyük bir çoğunluk lise bitti şimdi sırada ne var mantığı ile girdiği bölümde ne öğreneceği nasıl bir iş kapısını ona açacağını bilmeden o işe gerçekten uygun mu kişiliğine hayallerine uygunmu tam olarak bilmeden üniversite okuyor ve sonuç olarak boşuna zaman kaybediyor.
23:36 ile 24:06 arası eve götürülecek ödev olarak içerikten alındı sayın hocam. Tesekkurler...
1999'da Ticaret Lisesi'ni bitirdim. Ardından 2002'de Açık Öğretim Fakültesi işletme bölümüne başladım. Her sene bir kaç kez Gebze'den İzmit'e AÖF sınavlarına gidiyordum. 2014'de sınav yerlerimiz Gebze'ye alınınca 2 sene içinde 2., 3. Ve 4.sınıfı geçip 2016'da mezun oldum. Geriye dönüp baktığımda, demek ki ben sırf izmit'e gezmek için AÖF sınavlarına gidiyormuşum. Teşekkürler AÖF 😅😅😅
Ben 40 yaşındayım gençler, üniversite okumadım. Yazılımcıyım, iş bulamadım çünkü diplomam yok. Sadece diploma için okuyun. Şimdiki aklım olsa gider okurdum kötü bi üniversitede. İş bulamayınca kendi yazılım firmamı açtım ve battım. İşsizim. Bu kötü örnekten yola çıkarak okumanızı tavsiye ederim.
Kardeşim üniversite okumadiysan nasıl yazılımcısın? Cmd açıp yazılımcıyım falan diye mi takılıyorsunuz siz
@@feanoriann Yazılımla ilgili birsürü kurslar var. Neden yazılım öğrenemesin?
@@user-xm8mp2ir3xa güzel kardeşim bakın size o kursları yazılım diye kitliyorlar ama değil değil anlayın artık şunu copy paste kodları editlemek yazılım olmuyor la. Yazılım=matematikdir, bu matematiği de ramanujan değilsen kendi kendine öğrenmen de baya baya zordur. Kandırmayın kendinizi
@@feanoriann bro hiç bir şey bildiğin yok bu arada
@@feanoriann sor bakalım yazılımcılara üni de mi öğrenmişler yoksa hindu abilerimizden mi ?
Çarpı 2 alamıyorsun müthiş bir tespit🤣🤣🤣 herkesi çarpı 2 izliyorum ama yok sizi izleyemiyorum🤣🤣🤣
17 yaşında ergen ergen problemler yaşarken her videonuzla daha bi neşeleniyor daha bi bilgileniyorum hocam. Bu macerada 20 yıl sonra hatırlayacağım birisi olduğunuz için teşekkürler
ben teşekkür ederim sevgiler...
ergen problemleri nedir
@@hford Dalganın inmemesi ana babaya atarlanma falan
ergen problemleri değil o knk z kusagi problemleri. yeni bir şey
Çok faideli bir TH-cam videosunu olmuş. Teşekkürler esg ❤
Üniversite değil de Kartal Anadolu İmam Hatip'ten mezun olmak isterdim. En azından bir bakan yardımcısı filan olabilirdim.
Asgari şartları sağlamıyor.. Kesinlikle öyle kütüphane var içerideki kitap sayısı belli. Bilgisayarın sayısı belli . Kullanan profiller belli. Adam kampüsün bilgisayarına CS yüklemiş arkadaşlarıyla oynuyor. Bu gözler neleri gördü ...
Üniversite görücü usulü değil de tanışıp evlenelim diye var.
Üniversite okusak da olmuyor okumasak da. genç birine ne olacak canım okuma diyemiyorum ama gözünde büyütme üniversite harici yetkinlikler ve beceriler de kazan diyorum. TR üniversitelerinin %70 i kapatılsa akademik camia bir şey kaybetmez. genç işsizliği görünür hale gelir, sosyal problemler artar.
ESG yine efsane bir konuşma olmuş. Süpersin. Mum dibini aydınlatmaz gibi birşey olmuş ama. Ordaki genci biraz destekleyin. Diplomat olacaksa da diplomalı diplomat olsun
40 yaşındayım. 15 yıldır büyük bir bilgisayar firmasında çalışıyorum. Sevdiğim işi yapıyorum. Emeklilik zamanım yaklaşıyor. Can sıkıntısından üniversiteye yazıldım. Verilen dersler 20+ yıl önce lise yıllarımdaki derslerin aynısı. Derslere girmeyi bıraktım. Ders çalışmıyorum ama zayıf dersim yok. Sınav sonuçlarım ortalamanın çok üstünde. Bilseydim kolay olduğunu daha önce üniversiteyi bitirirdim. Hem zordur hem de ihtiyacım olmadığı için hep ertelemiştim. Gene bir işime yaramazdı ama en azından diplomam olurdu. Üniversite mezunu olmadığım için üniversite mezunu olanlar bana burun kıvıramazdı 😂😂 13 üniversite mezunu arkadaşın müdürlüğünü yapıyorum.
Video sorusuna gelirsek eğer, diplomaya ihtiyacınız yok. Verilen bilgilerin gerçek dünya ile alakası yok. Lise zamanında da bu bilgiler ne işime yarayacak diyordum. Şimdi de aynı soruyu soruyorum. Fakat, bir işe girebilmeniz için diplomanız var mı diye soruyorlar. İnsan Kaynakları departmanına laf anlatamazsınız. Bir de sizinle beraber başka arkadaşların da iş başvurusunda bulunduğunu ve onlarında üniversite mezunu olduğunu düşünürseniz otomatik olarak elenmiş oluyorsunuz. Farklı olmayı, iz bırakmayı becerebilirseniz gene bir şansınız oluyor tabi...
Üslubun, iddianın doğru olup olmadığı hakkında çok şey anlatıyor
Sözlerimin yanlış anlaşılmasını istemem. Sen ralli pilotu olsan da, yolda trafik polisi çevirdiğinde ehliyetini göstermek zorundasın. Arabayı süren ehliyet değildir ama ehliyet senin o arabayı sürmek için gerekli eğitimlerini aldığını gösteren bir belgedir. Diploma da aynı şekilde senin belli eğitimleri aldığını gösteren bir belgedir. Fakat günümüzde bu belgenin herkeste standart olarak var olduğunu düşünürsek seni farklı kılacak bir şeyler yapmalısın.
Konuya örnek güzel bir fıkra:
Kayserililer, kafası çalışan evlatlarına ticaret yaptırırmış. Kafası çalışmayanı da okula gönderirlermiş.
ya bırak kardeşim
Berat beyin üniversitede en kolay bölüme işletme dediği sahnenin editle kesilmesini çok memnun oldum
Okul kütüphanesi ve bölüm kütüphanesi ayrıydı üniversitede. Kaynak bütçesini hocalar kişisel kütüphanelerini doldurmak için kullanır ve öğrencilerle paylaşmazdılar. Bölüm kütüphanesi de sürekli kitliydi. Sırf ingilizce bilip yabancı kaynaklardan araştırma yaptığım için hocalar tarafından düşük notlarla, dersten bırakmayla engellendiğimi biliyorum. İyi bir araştırmacıyım, teknik makale okumayı da çok severim, akademisyen olmayı hiç düşünmedim en azından mezun olduğum okulda. Ama maalesef sistem böyle. Türkiye'de bilim adamı yok, akademisyenlerin %99u memur kafasında
Bölümümde ddoktora okuyorum, araştırdığım bir konuda danıştığımda danışman hocadan "banane" cevabını aldığım, mesaj yazdığımda veya arayıp ulaşamadığımda sapık muamelesi gördüğüm oldu. Ulan sen danışmanlık adı altında para alıyorsun yüzsüz insan! Bak hatırlayınca bile fena oldum, kısacası çok doğru dedin, bravo!
@@uysalemre iyi en azından işe yarar bir proje yapalım dediğinizde "s*ktir et" demeyip "banane" diyerek yumuşatmışlar.
Videodaki sorunların çoğuna katılıyor ve kurumların hantallıklarının büyük bir problem olduğunu düşünüyorum. Ancak üniversite entelektüel ortamınında bulunmanın, tüm öğretim sürecinde baskılanan bireyin, yüksek öğrenimde bir nebze de olsa kendi olma özgürlüğünü tatmasının bile başlı başına önemli bir deneyim olduğunu da düşünüyorum. Bir diğer yandan üniversite, metin okuma dediğimiz şeyin anlaşılabileceği ender yerlerden birisi. Taş da bir metin, resim de bir metin, formül de bir metin. Uzaktan eğitime inanan hatta youtube için ikinci lisansım diyen birisiyim ancak, deneyim aktarımı ve bağlam içinde yorumlanmış bilgi öyle çok da tek başına erişilebilecek şeyler değil, en azından kitlenin çoğunluğunda çalışmaz. ESG’yi lisansta canlı dinlemek, derslikte çatışmak ve etkileşim kurmakla, ekrandan izlemek ve yorum yazmak aynı şey değil diye düşünüyorum naçizane. Saygılar…
Üniversiteler dijital varlıklar olmalı bence de hocanın dediği gibi cloud compute gibi ordan burdan ben istediğim bilgiyi çorba çekebilmeliyim ve bunu deneyleyecek ne bileyim blockchain datası bişeyi de olup assesmenta sokabilmeli, sertifika geçerliliği için. Yani iş sadece bilgi edinmekse bu yeterli, sosyo-kültürel kısmını kampüs feodalitesini iliklerine kadar yaşama deneyimini falan siz bize hapla simülasyonla verirsiniz müptelasıysanız
Hocam onu bunu boşverin de CK3 bir baştan küçük bir house ile başlayıp baştan sona oynayıp anlatırsanız şahane olur. Sevgiler, saygılar.
Sistem çok sıkıntılı hocam, çocuk konuşmaya başladığı günden itibaren oku, dersine çalış, üniversiteye gir iş sahibi ol diye bir yalan içerisine atılıyor. 15-16 sene bu yalanla büyüyüp hayata atılınca işlerin hiçte öyle olmadığını anlıyor. Babam küçükken okumazsan sanayiye gönderirim derdi bana şimdi de keşke gönderseydi diyorum.
Aynısı emek verip bir statüye erişmek istiyorsun fakat eline geçen koca bir hiç ve yalan. Bu yoldan geri dönmekte çok zor.
hem eğleniyor gülüyoruz ve bilgilendiriyorsunuz
seni seviyoruz hocaların hocası olacağına eminim emrah hocam 😊
Yapmak istediğim işi avrupada lise mezunu yaparken burda anca mühendislik çıkışlı olmam bekleniyor.
Bu ülke neden kendi gibi insanına da sürekli ayak sürdürüyor.
almanyada bu soruna cözüm olarak Hochschule-4 yillik yüksekokul ve ünüversite var. Hochschule is dünyasina yönelik olarak uygulama agirlikli genelde mühendislik bölümünden olusan, üniversiteler ise teorik agirlikli ögrenciyi kendi yada calisma grubuyla arastirip sorunlari cözme becerilerini gelistirmeye yönelik bilim dünyasina insan yetistirir.
ESG'nin de arada söz ettigi Economics Explained harbi cok iyi kanal, herkese tavsiye ederim, bir de CaspianReport , jeopolitik sevenlere.
petrol çağı ile ilgili bir bölüm yapar mısınız hocam?
motorizasyon ve kömürden petrole geçiş
içten patlamalı motorların kullanımıyla benzine gelen yoğun talep
kara yolu taşımacılığının demiryolu taşımacılığına tercih edilmesinin sebepleri
Final döneminde izlenmemesi gereken bir video
Muhteşem bir bölüm👏👏👏👏👏
Çocuklarıma, meslek olarak yapabilecek birer zanaat öğretmeye çalışıyorum. Gelecekte spor, sanat ve zanaat gibi mesleklerin daha geçerli olacağını düşünüyorum.
Aynen öyle. Keşke her ebeveyn sizin gibi olsa. Üniversitenin maddi bir getirisinin değil, aksine götürüsünün olacağını Türk aileleri kabul etmek istemiyor malesef. Üniversiteler kafası zehir gibi çalışan bilim aşığı çocukların gitmesi gereken bir yer.
Ülkemizde üniversitelerin, camiler gibi siyasi kurumlar olduğunu düşünüyorum. Sayıca çoğalmasının ve niteliğinin düşmesinin sebebi de budur bence. Öte yandan, kapalı bir çevrede büyüyen insanlar için, ülkesindeki, dünyadaki insanları tanıması için iyi bir fırsat. Gene de elimde olsa; bir çok üniversiteyi liseye dönüştürmek isterdim. Çünkü üniversitelere harcaman paralar, diğer kademelerden kısılıyor. Bugün ilk ve ortaöğrenime kaynak sağlanmazken, akademisyenler masabaşında ballı maaşlar alıyor. Ve bunlar hep "siyaset" yüzünden...
tam final haftasında gelen o video...
Evet bir cogumuz universiteleri okuyup birbirimizin ayagini nasil kaydirabiliriz diye sirketlerde calisiyor. Basari bu degil. Egitim boyle olmamali.
İnşaat mühendisliği okuyorum c programlama dersi aldık 2. sınıfta, daha sonra da python alıcaz. C programlama hocamız anlattığı dersten nefret ediyordu bunu size neden öğrettiğimi bilmiyorum bile diyordu sürekli. C programlama yerine işimize yarayacak yeni ve herkesin bilmediği raylı sistemlerde kullanılan bir yazılım dilini müfredatımıza eklemek için çok uğraşmış ama ikna edememiş kurulu. Mühendislik bölümlerinin müfredatlarındaki yazılım dilleri çok komik cidden ve bu gibi hocalar bir şeyleri değiştirmek için uğraşıyor ancak sistem öyle muhafazakar ki en ufak bir değişimi bile kabul etmiyor. C, C++ ve python dışında da diller vardır!
Hangi okulda okuyorsunuz ve bahsettiğiniz dil grasshopper mı
Hocan bi b..k bilmiyormuş C yi adam akıllı anlatabilirse istediğin dili kendin rahatlıkla öğrenebilirsin zaten...
@@emrahmercan1421 Aynen c öğrendik diye diğer diller avucumuzda şu an maşallah bize. Her eski dili kendin öğrenebilirsin c de öğretmesinler o zaman bu ne saçmalık. C öğrenmek için milyon tane kaynağım vardı öğrenirdim onu kendi kendime de ama hoca kaynak bulamayacağım sektörde fark yaratacağım uzmanlığını aktarmak istiyor.
@@açelyaun Yeni bir programla dili öğrenmek için en uygun dil C dir. Günümüzde de en çok kullanılan diller arasında ilk 3 te dir. Bu temel programlama dersini öğrendikten sonra meslek ile ilgili herhangi bir program öğrenilebilir. Birbirinin alternatifi değildir. Biri temeldir diğeri özeldir temel olmadan özel öğrenmek akademik gelişime terstir. Hocan onu anlattıktan sonra diğerini anlatsın. Hocana engel olanlar işi biliyormuş.
Fatih Baha beyi umarım bir çizgi film-animasyon seslendirmesinde gorur/duyariz ya ses tonu cok neşeli bir insan😅
Üniversitede öylesine bir bölüm okudum, 3 yıl evde pinekledikten sonra yakın zamanda okuduğum bölümün öğretmeni oldum, şimdi de bırakmak istiyorum. İnsanın amacının olmaması ne sıkıcı
Arel mezunuyum esg yi takip ettiğimden bu yana üniden daha fazla entelektüel birikim edinmiş ve kendimi geliştirmişimdir.
Hangi bölüm okudun
mesela cumhurbaşkanı olmak istiyorsan evet, yani duruma göre.
Özel okulda çalışıyorum. Cumartesi öğlene kadar çalışıyor bütün özel okullar. Şuan 41 saat ders anlatıyorum :)
Birileri çok ders almanın öğrenciye faydasından çok zararı olduğunu anlatmalı. Ben lisede zorunlu tekrar eden derslerden dolayı tembelleşmiştim, Üniversitenin kredili ve haftalık tekil dersleri çalışma hevesimi arttırmıştı ve çalışkan bir öğrenciye dönüşmüştüm.
haftada 41 saat çok mu?
@@efekarahanli EVET çok
@@rfataltnyldz5072 simdi senin aklinda yurtdisinda daha iyi diye bi dusunce de vardir dimi
Derslerin gerçek hayatta bir karşılığı yoksa gerçek hayata hazırlamıyorsa gereksiz karmaşıksa falan 2 saat bile çoktur bence tersiyse 41 saatte normaldir ama bnce her gğn 8 saat okulda durmak da çok mantıksız geliyor bana, okul ne kadar modern olursa olsun o yaşlarda 8 saat okula git hapis gibi soğuk renksiz betondan yerlerde durmak fln sanırım trde okul tamamen düğünlerde çocuklsrı pistten alalım gibi bir mantıkla inşa ediliyor artık okullar eğitim çıkışlı işsiz bir pdrci xd
Hocam askeriye çayı örneği çok yerindeydi
Işık yine yüzünüze patlamış Hocam
Kapitalizm videosunu bekliyoruz Sayın Hocam. Gerçekten kapitalizm aygıtlarını söylediğiniz bölümler birçok insanın beğenerek pür dikkat izlediğini düşünüyorum.
Hocamizin ozel sektorun yetenekli ve farkli kisileri odullendirdigi varsayimi ❤
Nerede var böyle bir varsayım? Sektör olursa en azından rekabetin manası olur, adil olmasa da bir sistem olur.
Hocam graeber ve frank orneklerinden sonra bankaci olsa boyle olmazdi diyorsunuz. Benim kendi tecrubem ozel sektorde assertive olmaniz istenir ama yaratici ya da orijinal olmaniz kesinlikle istenmez. Tum yeteneklerinizi size soyleneni niteligi onemsemeden yapmak ve en guzel sekilde anlatmak uzerine kullanmaniz istenir.. Belki kendi sirketinizi kurarsaniz birileriyle gercek bir rekabete girebilirsiniz.
herşey bu kadar değişmişken eğitimin aynı tektikte kalması artık işe yaramadığının net göstergesidir.
Mevzuat gereği diplomasız yetenekle alım mümkün değil. işe girmek istiyosanız ticaret ve yazılım sektörleri istisna olabilir fakat genelde bir ofiste bir sahada çalışaksanız bilmeseniz bile hiçbir şey bile mezun olmanızı istiyolar
Rap şarkıcı potansiyeli var hocamda
Hocam haklısınız ancak ben biraz daha şu yönden bakıyorum üniversite olayına. Belki hak verirsiniz.
İlkokulda iken kendi mahallenizin (özeli de dahil ederek söylüyorum) size benzer ailelerin çocukları ile benzer sosyo-ekonomiden gelen benzer kültüre dile dini inanışa etnik kökene ait insanlarla sosyalleşiyorsunuz.
Lisede bu yarıçap ilçeniz hatta ile kadar büyüyor ancak hala kısıtlı bir vizyon içerisinde hapsoluyor.
81 ilde üniversite olmasını eleştirmememin en büyük sebebi şırnakta hakkaride bir çocuğun şehir dışında üniversite okuma imkanı olmayabilir. Ancak üniversiteye gittiğinde (bir meslek kazandırmayan bölüm dahi olsa) farklı kültürden dilden etnik kökenden insanlar görüp tanışmış olacak. Belki hocası yurtdışında eğitim almış olacak ve başka bir vizyon kazandırıp kendini tanımasına dogmalarından kopmasına yardımcı olacak.
Üniversitenin bana göre pratikte tek faydası bu kaldı gibi. Keşke çok daha fazlası olsa
👍
Konuyu daha iyi ve daha ayrıntılı öğrenmek isteyenler için Erhan Erkut'un 'Sistem Çaresiz, Eğitim Sizde' kitabını tavsiye ederim.
Erhan Erkut'un '' Sistem Çaresiz, Eğitim Siz de '' kitabını okuyan çok olur inşallah... Erhan Erkut'un güzel konuşmaları da var... Öğrenmek isteyene...
hocam merhaba türkiyede tarih felsefesi çok az konuşulan bir konu bence değinmeniz yeni ve hoş bir şey olabilir saygılar
Sanki kamera arkasındaki arkadaş, hozomuz iki kişiyle konuşuyormuş gibi gözüksün diye iki kişilik rol yapıyor gibi aynı ses yahu😂
Doktor olmak için var, cumhurbaşkanı olmak için gerek yok
Videoyu bölümlere ayırıyordunuz, çok güzel oluyodu. Öyle bölümlere ayırmaya tekrardan başlarsanız çok güzel olur bence.
Üniversite okumaya gerek yok, siz ne yapmak ne olmak istediğinizi netleştirin. O alandaki tüm eğitim kurum ve şekillerini araştirin. Eğitiminizi kendiniz şekillendirin.
23:32 2x'e alamıyorsun😂 1,5la dinledim tüm videoyu😁
Hozom yine kalitesini konuşturmuş
Gençler için verdiğiniz emekler için teşekkürler hocam. Yalnız hala Vikingler ile ilgili bi bölüm yapmadınız çok darılıyorum
Video başlığını görür görmez bir çok kişinin aklına gelen o malum şaka aklıma geldi fakat yapmayacağım.
22:50 mamamadı maykrafon şow mamama midi mama mamidi
Üniversite okumayıp herhangi bir işte çalışmaya başlayan arkadaşlarımız ileride maddi açıdan bizden daha rahat olacaklarsa neden üniversite okuyalım ki?
Olacağını zannetmiyorum bu ekonomik durumda çalışsan da bir şey alamıyorsun. Ee niye çalışıyoruz o zaman?
Videoyu izlemedim ama diploma lazım işe girerken istiyorlar gençler 👍
Hocanın bir fiziksel kütüphane takıntısı var. Artık kitaplara dijital olarak ulaşıyoruz. En son ne zaman bilimsel dergi elime aldım hatırlamıyorum. Kagıt seven hocalar, makalelerin çıktısını alıyor. Kutuphaneler study olarak kullanılıyor.
Yok hiç öyle bir takıntım, hem de hiç yok, elimde olsa tüm kitaplarımı pdf yaparım yanımda taşırım, CTRL F yapma imkanı vs. Ama elimdeki veri fiziksel üzerineydi. Jstor vs abonelikleri de çok değil TR'de, aboneler ama kısıtlı hep abonelikleri. Dersler de ona göre dizayn edilmemiş. Ana argüman öğrenciler kütüphane kullanmıyor.
Sanirim biraz da "miras" gostergesi kutuphane. ITU'nun kutuphanesi kucuk ama dunyanin en iyi universitelerinin elektronik kaynaklarina (ders kitaplari dahil), en onemli dergi ve cemiyet yayinlarina (IEEE vs) tek bir portal uzerinden ulasim imkani var. Ustelik kendi bilgisayarinizdan.
Programın tamamını izleyince başka bir fikrim daha oluştu. Hocanın dediği gibi sosyal bilimler ve mühendisliklerin eğitim ve araştırma ihtiyaçları farklı. Mühendisler olarak bize gereken çoğunlukla son çıkan yayınlar ve yeni mühendislik aletleri. Çip yapmak istiyorsanız temiz odanız olacak. Oysa sosyal bilimler hızlı bir şekilde ‘eski’ yayınlara ve belgelere ulaşım gerektiyor. Bunun için kalkıp İtalya’ya gitti. Bütün arşive dijital bir şekilde bilgisayardan ulaşsaydı, kahveye 0.5 Euro bile vermezdi.
@@OMNIBUSLIVEhocam jstor a her devlet üniversitesi ayrı para ödüyor sanki ailedeki her kişinin ayrı para ödemesi gibi çok büyük paralar böyle hiç ediliyor. Aynı şekilde orijinal windows office takıntısı deli paralar ödüyorlar. Merkezi bi pdf kütüphane tüm ülkenin işini görür
@@Adagio_Minoratti_G.Vivaldi microsoft kendi urunlerini egitim kurumlarina ucretsiz veriyor, 1 kurus odemelerine gerek yok.
11:36 hocam kontenjanı bayağı düşürdüler şimdi.
geri kalan herkesi x2 de bu videoyu x1.75 de izliyorum
20 yaşını geçmiş ve eğitimde tutunmak için yüksek çaba harcamış biri olarak 300 400 kişiyle aynı yere tıkılıp birinin ağzından çıkanları yakalamaya çalışmak zoruna gidiyor insanın. İlk 10bine girmiştim sıralamada ama ailemin durumu iyi olsa ya da iş hayatında tutunabilecek bir dal bulabilsem kendime 1 dakikamı daha harcamam ünide.Vasat bölüm okuyanların neden senelerini amfilerde heba ettiğini anlayabilmiş değilim.
Çünkü çocuk gibi harçlık almak sorumluluk olmadan takılmaya devam etmek hayattan biraz daha çalmak manasına geliyor.
22:52 hoca şahlanıyor en sonda rap yapıyor ma ma ma ma ma microphone show
Yayınlanan makaleleri ben okumuyorum fakat kimin okuduğunu biliyorum 1 Celal şengor 7 si ise bilinmez 😀
Valla askerlik olayı olmasa en azından erkek nüfusun birçoğu üniversiteye gider miydi, ya da en azından devam ettirir miydi ben şahsen zannetmiyorum. Bazen Japon Dili-Ed. okumak yerine açıköğretime gidip okuyup çalışsam, dili de (Japonca olur, Korece olur, Rusça olur, Zuluca olur, artık hangisiyse...) ayrıca öğrensem daha mı iyi olurdu diye düşündüğüm olmuyor değil. Pişman değilim ama hayatımın gidişatı biraz bunu düşündürüyor bana....
Çok eğlenceli ,faydalı paylaşımlar.Emeği geçen tüm arkadaşlara saygılar.
Faydalı olucagını düşündüğüm
🤌Okulsuz Toplum - Ivan Illich
3.sınıf edebiyat öğrencisi olarak okuduğum bölüm hakkında üniversiteye gitmeden de eşit bilgilere sahip olabileceğimi 2.sınıfta fark ettim. işlediğimiz her konu internette hatta yabancı diliniz varsa youtube khanacademy gibi sitelerde bazen daha kapsamlı şekilde mevcut. ingiliz/amerikan/fransız edebiyatı gibi bölümlerin müfredatında olan konular artık kolayca erişilebiliyor maalesef. Üniversitenin tek artı yönü her şeyi bir müfredat üzerinde düzenlenmiş şekilde bağlantıları oluşturması onun haricinde bu bölümlerin akademide devamlılık düşünülmüyorsa zaman kaybı olarak görüyorum.
Yazdığın yorum benim için kiymetli,yazar olmak istiyorum. Bunu üniversite okumadan yani edebiyat bolumune gitmeden de edebiyatın niteliklerini içimde barindiranilir miyim? O donanimi dışarda kitaplardan, internet platformlarindan sağlayabilir miyim?
Ben de İngiliz edebiyatı okumak istiyorum. Dediğin şey acaba bu bölümde de geçerli mi? Sen ne okuyorsun?
@@cmnemn merhaba Emine, hayatına yön vereceğini düşündüğün hayalin için yorumlardan etkilenmeni istemem... (ben) öyle olduğuna inanıyorum. internette bilgi kirliliğini eleyerek (bunu da zamanla öğrenildiğini düşünüyorum) ve kütüphanelerde geçirilen zamanla ulaşılabilir olduğu kanaatindeyim. peki bunu nasıl yapacağız, yol nereye nasıl çıkıyor? sayılı üniversitelerin müfredatına gidip bakarsak aynı izlenceyi elde edebiliyoruz. örneğin, hacettepe üniversitesi amerikan kültürü ve edebiyatı bölümü müfredatı herkese açıktır, orada kullanılan ana kaynaklar da verilmiş, bu kaynaklar kütüphanelerde/internette mevcut. Fakat, önemli bulduğum iki husus var: kendimize edindiğimiz bir kültür, estetik zevk ve disiplinli kuramsal çalışmalar. Tabii ki bu benim fikrim, bölümü okumak bana çok şey kattı AMA eğer gidilecek yolu bilseydim aşağı yukarı (tamamen demiyorum) kendime aynı bilgileri yükleyebilirdim. O zaman da eğer okumayacaksam çalışmak zorunda kalacaktım ve bu bilgiyi kısıtlı zaman içersinde kısıtlı çerçevede edinecektim. yani anlayacağınız elbette sınıf ortamında okumak iyi hoş ama yapılamayak bir şey olmadığını belirtmek isterim.
@@R.aysekaplan iyi çalışmalar...eğlenceli bir bölüm :) ben amerikan kültürü ve edebiyatı okudum
Bizim üniversitelerde süper bilgisayarda yok hocam.
Eğitim eşittir yatırım
Belki ben yanlış anladım ama bu yetersiz kütüphane meselesi causality tamamen. Okunmuyor. Kitapyurdu’nda satılan kitap adedi yazıyor. Marka alanında bir kitaba bakıyorum. İsim de vereyim Ayakkabı Gurusu adı. Nike’ın patronu yazdı 2016’da. İngilizcesi Shoe Dog. Fiyatı 90 lira. Dünya kadar marketingci brandingci var. Ki bunlar dışarıyı taklit eden/yakalayan tayfa. 6 yılda 2232 tane satmış. O yüzden bir kütüphane investmentına gerek yok. Okunmadıktan sonra işlevsel olarak çok üniversite açılmasıyla aynı şey.
cok sosyal bilimler uzerinden degerlendiriyorsunuz. Muhendislikte eski kaynaklarin cok bir onemi yok. Guncel deneylerle, bilgisayar teknolojisiyle vs. bicok sey degistigi ve gelistigi icin kutuphane diledigin guncel yayinlara ulasip sana ulastirabiliyorsa icinde hic kitap olmasa da olur.
Sosyal bilimlerle alakası yok elimdeki tek data bu kştap sayıları 500 kitabı olan kütüphanenin laboratuvarı ya da online journal accessi de zayıftır herhalde
Galiba önceki videolardan birine de yazmıştım ama şu intro ve outro ses efektlerinin sesini lütfen kısın. Her videonuzu açtığımda o aşırı yüksek su damlası sesi ve 101 yazısı ile gelen garip celestial ses efekti yüzünden her videonuzu ileri sardırma acelesine giriyorum. Bu sesler başlangıçta bu kadar yüksek gelince bazen dalıp sesi kısıyorum bu sefer de ESG duyulmuyor. Lütfen bunu yapıcı bir eleştiri olarak alın.
ben 2 yıllık dış ticaret mezunuyum sonrasında tarih okumaya başladım 3. sınıfta bıraktım şu an Hollanda merkezli turizm acentesinde operasyon departmanında çalışıyorum diploma en alakasız şey dahi olsa ihtiyaç arkadaşlar
@Thomas Angelo okuduğunu anlama problemin mi var senin
Daha sistemik bir problem var diyorsunuz ya hocam sorun o işte sistemik bir şey yok😅 çocukluğumdan beri eğitim sistemi değişip duruyor, sonradan farkettim ki sistem filan yokmuş.. hani battı balık yan gider gibi..
gerçekten ya, biz de bu stabil olmayan sistem içerisinde kendini bulmaya çalışan gençler olarak kalıyoruz geride🙄
Hocam gecen videoda yazmistim. Acaba halil inalcik uzerine video yapmaniz mumkun mu? Neden buyuk bir tarihci oldugunu sizden dinlemek isteriz.
Merhaba sayın ESG. :) Videolarınızı izlerken şuna dikkat ettim, çok dışa dönük birisiniz yada öyle algılanıyorsunuz tarafımca, önerilerinizdeki genel mesaj "öğrenilecek çok fazla şey var". Dış dünyaya bir odaklılık var. Birazda içe yönelik paylaşımlar görmemiz mümkün mü ? Örneğin yl bitince phd macerası için gittiğinizde sosyal çevreniz vs her şey değişti nasıl adapte oldunuz nasıl ben bunun altından kalkarım dediniz, kendime tavsiye olsun diye sormuyorum, iç yolculuğunuzu merak ettiğim için soruyorum, Erich Fromm insandaki yıkıcılığın kökenlerinde Hitlerin psikolojik gelişimini yaş yaş şehir şehir anlatmış, burdan şuraya geldi şu değişti şöyle düşünmüş olmalı tarzında, bende biraz sizde bunu merak ediyorum, iç dünyanızı kolay açan biri olduğunuzu da düşünmüyorum bu yüzden biraz extra merak ettim. :) Saygılar
Hocam bu sorumun mevzu ile hiç alakası yok ama yine de sormak istiyorum. Rahmetli Teoman Duralı hoca sizin nazarınızda hangi tip bir bilim adamıdır? Çünki son dönemlerde eski videolarını daha çok izlemeye başladım. Hoca dünyada olup biten siyasi ve sosioloji konuları kendi açısından çok kesin ve ilginç bakış açısıyla tahlil ediyor.
makale ,dergi kitap gibi kaynakların okunmadığı talep görmediği bir ülkede ağzına kadar dolu kitap olsa ne fark eder. ayrıca okunan kitap bir amaç için kullanılmaktan daha çok hobi amaçlı okunuyor. bence arz talep meselesi. halk kendi kaderini kültürünü yaratıyor. ne yazık ki okumayan, hevesi ve vakti olmayan bir halk. gençlere teneffüslerde sigara içmek dersten sonra OK oynamak daha cazip geliyor. orta yaş desen zaten okuldan bıkmış. evden işe işten eve.
hocam biraz daha turist rehberliği över misiniz
ya çok zevkli meslek ya bir bu bir de mareşallik ama 2 sene okuyup mareşal olmak mümkün değil
@@OMNIBUSLIVE lan sen hocanın adına mı cevap veriyon
Üniversitelerde temel sorun gereksiz ve fonksiyonel olmayan müfredat ile amaçsız yüksek lisans ve doktora tezleridir.
Radikal değişim gerekiyor beyler, ya herşey devletin olacak yada devletin hicbirseyi olmayacak
hocam bi hikaye kitabı yazın da okuyalım be otobiyografi falan da olur hem siz para kazanırsınız hem de bize iş çıkmış olur kös kös 20 saat pc başında oturup oyun oynuyoruz ölümü bekliyoruz
X2 ye alamiyorsun 😎
Videoyu uzamaması için kurguda jumpcut dışında 1.2 gibi bir hıza getiriyorsunuz diye tahmin ediyorum.
Üniversite okumak kişi üniversite okuyacaksa faydalıdır. Yani demek istediğim şu: Öğrenci bilimsel temellere dayalı metodik araştırma yapabilecekse, deney - gözlem kabiliyeti iyi ise, literatür okumasından anlıyorsa yahu en başta kendi ana dilinde dil kurallarına uygun bir doküman oluşturabiliyorsa ve okuyacağı alanda tanrı vergisi kabiliyeti, asgari analitik yeteneği ve en az bir yabancı dilde yeterli anlama ve konuşma seviyesi var ise tabiki de faydalıdır. Güzel bir vizyon, hayat amacı ve toplumsal düzey edinir.
Kişi bunlardan yoksun ise zaten üniversiteyi okuyamaz. Okuyup diploma edinirse ne akademide ne de çalışma sahasında geçerliliğe ya da hakka sahip olamaz. Geçmişi ve geleceği olmayan o kurumlardan verilen, resmiyette hakkı size tanınmış mühürlü imzalı kaliteli kuşekağıdı siz değerli görebilirsiniz. Ama onu değerli görmesi gereken alanında kendini kanıtlamış, bir eğitim kültürüne sahip, yıllar boyu süren araştırmalara ev sahipliği yapmış oluşumlardır. Sonrasında o oluşumlar tarafından kabul edilmeyen bir mezun ağlamamalıdır.
Bazı üniversitelerin diplomaları geçerli bir statüye sahiptir. O okullardaki verilen derslerin, uygulanan pratik eğitimlerin, dönem ödevlerinin veya lisans/yüksek lisans araştırmalarının, yazılı veya sözlü tartışmaların, laboratuvar olanaklarının topluma fayda sağladığı, akademiye boyut kazandırdığı ve şirketlere para getirdiği aşikardır. O bazı üniversiteleri tanımak isterseniz iyi şirketlerin ve ses getiren araştırmaların çalışanlarına bakmanız, "Bunu nasıl yapmışlar?" dediğiniz her gelişmenin arkasındaki o diplomayı bilmeniz ve bu bağlamda statüsüne güvenmeniz bence doğrudur.
23:32 x2de izlerken söylemeniz... :D
Keşke yirmi sene önce dinleme imkanım olsaydı 😔
ilker canikligil olsaydi, ne yapalim simdi hocam universite okumayalim mi ne yapalim, derdi😢😢
Hoca kaçıncı dakikada boomer dedi. Malum boomer demeden ne video çekebiliyor ne de twit atabiliyor.
23:32 Zaten Video Organik x2 hızlı
rap god 22:52
Tebrikler.
Kesinlikle gerek yok
Çok cıvık şuan
Çay metaforu muhteşem olmuş .