2 kere okudum, çok önemli bir kitap olduğunu düşünüyorum ve bu kitabı beğenenlere Bulgakov'un Genç Bir Doktorun Anıları kitabını öneririm, benziyorlar. Emeğinize sağlık, harika bir video olmuş yine. 😊👍
6. Koğuşu henüz okumadım.Ama Genç bir doktorun anıları inanılmaz bir kitap.Herkesin okuması gereken,özellikle de doktorların veya doktor adaylarının okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
O kadar guzel bir kitapti ki bana kendimi sorgulatti, rafine bi kişilik olup gormezden geliyor bir cok seyi kendi vicdanini rahatlatmak icin bi benle bu duzen bozulmaz diye bahaneler uretiyor bunun arkasina siginiyor, bir cok seyi gormesine ramen gormemis gibi davraniyor ses cikarmiyor ve bunun sonucunu agir oduyor. Kitapta cok buyuk dersler var
Kitabı yeni bitirdim.Bu kadar kısa bir kitabın bu kadar dolu olacağını asla tahmin etmiyordum.Vay be 68 sayfaya neler sığabiliyormuş dedim. Ve ben de Lenin gibi kendimi Altıncı Koğuş'a kapatılmış gibi hissettim.
Bu esere dair tek üzüntüm insanların ince bir kitap olmasına aldanarak tabiri caizse "çerezlik " olarak görülmesi . Aksine çok katmanlı ve üzerine uzun süre düşünülmesi gereken bir eser
Küçük bir çocukken okumaya yeni başladığım yıllarda Anton Çehov'un Hikayeler adlı kitabını okumuştum. O zamanlar Elips yayınlarının 100 Temel eserleri çok meşhurdu ve her okulun kitaplığında bu kitaplar bulunurdu. Çehov'un Hikayeler adlı eseri kahverengi ve kapağında gözlüklü, bıyıklı ve yakışıklı bir adamın bulunduğu ancak çocukların çok da ilgisini çekmeyen, yetişkinlere yönelik bir kitap olduğunu düşünüp çok da tercih etmedikleri bir kitaptı. Ben kitap okumayı çok sevdiğim için bu kitabı alıp okumayı tercih etmiştim. İşte o zamanlar tanıştım Çehov'un muhteşem kalemiyle. Kitap o kadar hoşuma gitmişti ki, cümleler, konusu, anlatım biçimi bir çocuk okurun da rahatlıkla okuyabileceği ve hayal gücünü geliştirebileceği bir kurguya sahipti. Altıncı Koğuş'u okumadım ama eminim ki Çehov bu muhteşem yazınsal dilini bu kitapta da kullanmıştır. İlk fırsatta okuyacağım Altıncı Koğuş'u. Emeğinize sağlık. Teşekkürler Hakan Bey.
Kitabı yeni bitirdim. Hemen açtım videoyu izledim. Daha önce bu kadar etkilendiğim, yaşadığım bir kitap olmamıştı. Altıncı koğuş benim odam oldu adeta. 68 sayfa kısacık ve bir kadar uzun bir kitap...
Eski basımı vardı evde. Aldım bir gece okuyayım dedim. Çok uykum vardı ama az da olsa bir şeyler okumak istemiştim. Çehov un bu güzelliği de ince göründü gözüme ve aldım, başladım. Okudukça uykum açıldı, kafamın içinde sanki bir şeyler oluyordu. Diyaloglardan azami ölçüde etkilenmiştim. Eseri bitirmeden uyumadım ve bittikten sonra da uyuyamadım. Ingmar Bergman ın Persona sı ile olan paralelliği farkedince daha da açıldım. Artık eskisi gibi olamazsınız bu eserden sonra. Halil Cibran ın Ermiş i gibi incecik ama etkisi sanırım pek sonlanmayacak. Ömrünün sonuna dek hatta belki basübadelmevt ... 😄🐴 söylemek istediğim çok şey var.
Kitabın bitimini tahmin edemezdim açıkcası, yazar bize gerçekten de ne anlatmak istemişti karar veremedim fakat eminim ki yazarın bize anlatmak isteği şeyi ya bugün ya yarın illa bir gün anlayabileceğiz. Kitapları okuduğumuz zamana göre çıkardığımız anlam ve ders çok değişebildiği aşikardır. Bu kitabı okuyacak kişilere ufak bir dip not bırakmak istiyorum. Kafanızın rahat olduğu bir zaman diliminde okuyun ki kitabın anlamını en iyi şekilde anlayın. Keyifli okumalar.
Andrey bu yanlış düşünceyi sonradan farketti aslında "sonunda hepimiz öleceğiz düşüncesi" onu hayattan soyutladı sıcak evinde yatmanının ya da pislik içinde bir koğuşta yatmanın bir farkının olmadığını düşünüyordu ama ilk defa acıyı hissettiğinde ve koğuşa kapatıldığında insan doğasındaki o mücadele duygusu onun kendi düşüncesini haksız çıkardı diye düşünüyorum doğru mudur ? :D
Katılıyorum, Andrey akıla önem verdiği kadar kalbi unutuyordu aslında, hisleri inkar ediyordu, hiç bir şeye önem vermemek ve her şeyi normal pozitif bir şekilde kabul etmek, gerçek mutluluk için bu tek çare diye düşünüyordu, ama insan, kalbiyle hisleriyle acılarıyla sevinciyle insandır bunlar olmadan yaşayamaz ama Andrey'in hiç bir zaman bunları hissetme ihtiyacı olmamış ve olmayacağına kendini inandırmış ama işte oraya kapatıldığında tüm bu inancı bile engel olamadı hislerine korkularına, ve tüm herşeyi bir anda hissetmek ağır geldi ona. Bence tüm herşey onun batıl inancı yüzündendi yada felsefecilerin düşüncesi işte, nasıl olsa bir gün hepimiz yok olup gideceğiz düşüncesi ve öteki hayata inanmamak sonsuzluğa inanmamak, bana göre çok acı bir düşünce yapısı ve çok yanlış. Bu benim görüşüm kitap zaten o kadar derinki herkes bir birinden farklı anlamlar çıkarıyor.
Kıymetli videolar, faydalı içerikler üretiyorsunuz. Diksiyonunuz ve ses tonunuz kulağa çok hoş geliyor. Tebrik eder, faydalı videolarınızın devamını temenni ederim.
Bence akıllı olan delinin yanına taşınır. Çünkü deliyi dışarı çıkaramaz... Tepki çeker ama kendisi girerse koğuşa bence kimse bir şey demez zaten delirdi der. Sohbetlerine herhangi bir müdehale olmadan devam ederler... Şimdi kalkıyorum ve kitaplıktan kitabı alıyorum. Bakalım doğru tahmin etmişmiyim. Harika video ve emekler işin teşekkürler
Kanalı keşfedeli pek olmadı açıkçası ama iyiki de keşfetmişim. Kitabı dün okudum ve bugün bu video ana sayfama düştü bu kadar güzel anlatılamazdı gerçekten... Emeğinize sağlık ...
Okumakta olduğum bir kitap, daha iyi anlayayım diye araştırma yaparken karşılaştım videonuzla. Ne de güzel anlatmışsınız. Sesiniz de pek sakinleştirici 🍀
Ben acıyı hissettiğim, durumumdan memnun olmadığım, insanların alçaklıkları karşısında şaşıp kaldığım için kafası çalışmazın, salağın biriyim ?! Acıya önem vermemek için durumunuzdan sürekli memnun olmak, her şeyi doğal karşılamak yani şu yaratığın durumuna düşmek gerekir. Ya da acılar içinde öyle kıvranmalısınız ki hiçbir şey duymayasınız. Kısacası sizin gerçek yaşamı görmüşlüğünüz, yaşamışlığınız falan yok. Çeşit çeşit varsayımla, kuramla vakit öldürüyorsunuz. Acıları küçümseyişinizin bana göre basit bir nedeni var: Yan gelip yatmayı iş edinmiş bütün Rus tembelleri gibi dünyada her şeyi değersiz, boş görmek, acıyı, ölümü hiçe saymak böylece yaşamın özünü kavradığınıza inanarak mutluluğa ermek. Yoo bayım, sizinki felsefe yeni bir görüş falan değil; aylaklık, hımbıllık, uyku sersemliği. (Ivan Dmitriyeviç) Doktor Ragin'e üzüldüm. Video çok güzeldi, teşekkür ederiz. 👍👍👍
Herkes kitap okurken belli mekanları hayal eder. Bu, geçmişindeki farklı anıların olduğu ortamlar olabilir. Ben Kitabı okurken altıncı koğuş askerlik yaptığım yerin bir odasıydı. Bu da “ Öylesine Bir Yorum İşte “ !
Ben de katılıyorum gördüğüm en iyi kitap tanıtımı videolarından. Çok tebrik ederim. Kitabı sipariş etmek istedim. Yayınevi öneriniz var mı ? Sayfa sayıları farklı görünüyor.
Kitabı iki gün önce bitirdim ve bitirdiğimde aklımda kalan şeylerden bir tanesi, hayatta kalmaya mücadale etmediğin sürece sonun ölüm nedense mücadele ağır bastı bana ama Andrey ölmeseydi keşke :/
çünkü andrey bu yanlış düşünceyi sonradan farketti aslında "sonunda hepimiz öleceğiz düşüncesi" onu hayattan soyutladı sıcak evinde yatmanının ya da pislik içinde bir koğuşta yatmanın bir farkının olmadığını düşünüyordu ama ilk defa acıyı hissettiğinde ve koğuşa kapatıldığında insan doğasındaki o mücadele duygusu onun kendi düşüncesini haksız çıkardı diye düşünüyorum doğru mudur ? :D
@@erdogantopcu2942 katılıyorum size kendi iç konuşmasında da 1 gün katlanamadığı o duruma oradakilerin yıllarca maruz kalması onu derinden etkiledi ve bunu görememesi onu sarstı
Kitabı okumadım ama sanki sonunda doktor ile 6.koğuştaki deli sanılan adam yer mi değiştirmiş olacak? Aslında biz deliyi akıllı, akıllıyı da deli mi sandık? Merak ediyorum, hemen okumayı düşünüyorum.
Çok okuyan bir doktorken bir deliyle sohbet ettikten sonra nasıl hastalandıda sonu o kadar kötü oldu ? Okudum çok ama bunu sorgulutorum nasıl bir felsefi soru onu çökertti?
Gerçekten hastalandığı zaman Mihail Averyaniç ile olan gezisinden sonra idi. Ivan ile olan konuşmaları onu hasta etmedi, ancak arkadaşları onu bir deliyle konuştuğu için hasta sandı. “Nasıl bir felsefi soru onu çökertti?” Onu asıl çökerten Stoik felsefi kabulünün (Acının yalnızca bir fikir olduğu kabulünün) ve hayatın anlamsız olduğu kabulünün (Dolayısıyla evde olmak ile akıl hastanesinde olmak arasında bir farkın olmadığına inanıyordu, ikisi de eşit derecede anlamsızdı) doğru olmadığı idi. Hatırlarsan Ivan ile olan konuşmasında Ivan doktorun bu felsefi görüşlerinin fazla teorikte kaldığını, gerçeklikle uyuşmadığını söyleyerek doktora karşı çıkıyordu. Kitabın sonunda ne oldu? Ivan haklı çıktı: > Acı yalnızca bir fikir ya da yalnızca içsel bir algılayıştan ibaret değildi; dışsal bir gerçeklikti. Doktor ancak gerçek acıyı tecrübe ettiğinde bunu anlayabildi, yani geziden sonraki yoksulluk ve perişanlık dönemlerinde. > Doktorun iddia ettiğinin aksine evde yaşamak ile hapishanede yaşamak arasında büyük bir ayrım vardı. Doktor hayatın anlamsız olduğunu ve nihayetinde ölümün her şeyi ebedi bir unutuluşa sürükleyeceğini düşündüğünden bu ikisi arasında bir ayrım olmadığı kanaatindeydi. Ancak ve ancak hapishaneye atıldığında ikisi arasındaki ayrımı anlayabildi. Her iki örnekte de tecrübi bilginin -yaşamın problemlerine çözüm arayan felsefi düşünceler kapsamındaki- epistemik değerinin mantıksal gerekçelendirmeler ile ulaşılan salt teorik bilgiye kıyasla daha gerçekçi olduğunu görüyoruz. Kısaca, doktoru çökerten asıl veba bir farkındalıktı; fikirleri uçuk bir idealist olduğunun ve bu fikirlerinin gerçekliğin karanlığında bir mütekabiliyetlerinin olmadığına dair bir farkındalık. En nihayetinde hayatın anlamsız oluşu hakikatin kendisi olsa bile her türlü anlamsızlığa isyan etmek bilinçli bir insanın katlanması gereken bir zorunluluktu ve o, bu zorunluluk yüzünden kendi kendisinin sonunu getirdi.
Bu sefer Karavandasınız.😉👍🏼 Sizin sesinizde bir sorun yok fakat metinden okuyan arkadaşınızın sesi çok kalın ve izleyiciye geçmiyor, en azından sizin sesiniz kadar.
“Zeki bir insansınız ve ben bunun tadını çıkarıyorum..”
Hayır ben daha zekiyim!
Tamam
2 kere okudum, çok önemli bir kitap olduğunu düşünüyorum ve bu kitabı beğenenlere Bulgakov'un Genç Bir Doktorun Anıları kitabını öneririm, benziyorlar. Emeğinize sağlık, harika bir video olmuş yine. 😊👍
6. Koğuşu henüz okumadım.Ama Genç bir doktorun anıları inanılmaz bir kitap.Herkesin okuması gereken,özellikle de doktorların veya doktor adaylarının okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Ben de bayılmıştım bir doktor adayı olarak kesinlikle bu kitabı da alacağım
Sonu için bu söz geldi aklıma:
“Hiçbir zaman bize gerçek hastalar gelmez. Gerçek hastaların hasta
ettikleri gelir”
olmmm kitabın ana fikri bu
5 dakika önce bitirdim müthiş bir kitap felsefesi konuşmalar o kadar güzel ki konuşma sırası kimdeyse ona hak veriyorsunuz .
Dmitriç adamdır 😄
O kadar guzel bir kitapti ki bana kendimi sorgulatti, rafine bi kişilik olup gormezden geliyor bir cok seyi kendi vicdanini rahatlatmak icin bi benle bu duzen bozulmaz diye bahaneler uretiyor bunun arkasina siginiyor, bir cok seyi gormesine ramen gormemis gibi davraniyor ses cikarmiyor ve bunun sonucunu agir oduyor. Kitapta cok buyuk dersler var
Kitabı yeni bitirdim.Bu kadar kısa bir kitabın bu kadar dolu olacağını asla tahmin etmiyordum.Vay be 68 sayfaya neler sığabiliyormuş dedim. Ve ben de Lenin gibi kendimi Altıncı Koğuş'a kapatılmış gibi hissettim.
Bu esere dair tek üzüntüm insanların ince bir kitap olmasına aldanarak tabiri caizse "çerezlik " olarak görülmesi . Aksine çok katmanlı ve üzerine uzun süre düşünülmesi gereken bir eser
Çok severek okuduğum kimin deli kimin akıllı olduğunu sorguladığım bir kitaptı
Küçük bir çocukken okumaya yeni başladığım yıllarda Anton Çehov'un Hikayeler adlı kitabını okumuştum. O zamanlar Elips yayınlarının 100 Temel eserleri çok meşhurdu ve her okulun kitaplığında bu kitaplar bulunurdu. Çehov'un Hikayeler adlı eseri kahverengi ve kapağında gözlüklü, bıyıklı ve yakışıklı bir adamın bulunduğu ancak çocukların çok da ilgisini çekmeyen, yetişkinlere yönelik bir kitap olduğunu düşünüp çok da tercih etmedikleri bir kitaptı. Ben kitap okumayı çok sevdiğim için bu kitabı alıp okumayı tercih etmiştim. İşte o zamanlar tanıştım Çehov'un muhteşem kalemiyle. Kitap o kadar hoşuma gitmişti ki, cümleler, konusu, anlatım biçimi bir çocuk okurun da rahatlıkla okuyabileceği ve hayal gücünü geliştirebileceği bir kurguya sahipti. Altıncı Koğuş'u okumadım ama eminim ki Çehov bu muhteşem yazınsal dilini bu kitapta da kullanmıştır. İlk fırsatta okuyacağım Altıncı Koğuş'u. Emeğinize sağlık. Teşekkürler Hakan Bey.
hayatımda beni en çok etkileyen öykülerden biri.Bir diğeri de yine Çehov'un kara keşiş öyküsü.
ilk defa youtubeda bi videoyu x2 ye almadan izliyorum, ALLAHIM ŞÜKÜRLER OLSUN
ilk defa bir yorumda kendimi görüyoruum
Bu kadar güçlü bir diksiyon... Her şey dilediğinizce olsun :)
Kitabı yeni bitirdim. Hemen açtım videoyu izledim. Daha önce bu kadar etkilendiğim, yaşadığım bir kitap olmamıştı. Altıncı koğuş benim odam oldu adeta. 68 sayfa kısacık ve bir kadar uzun bir kitap...
kitabı okuduysanız doktorun koğuşa düşme sürecini, psikolojik durumunu anlatır mısınız?
@@senainan8149 kitabı okuyalı 9 ay olmuş haliyle ayrıntılı olarak hatırlamıyorum ama en kısa sürede tekrar okuyup dönüş yapabilirim
@@ranaorten3935 bana kısa bir özeti lazımdı internette pek açıklayıcı değil o sebeple yazdım sınavda lazım olduğu için :)
@@senainan8149 okuyabileceğin bir kitap oldukça kısa ve akıcı
bu eserde satıraltı manalar saklı...oldukca ilginç ve çekici
"Eğer ölüm herkes için olağan ve meşru bir sondan ibaretse insanların ölmelerine engel olmak niye ?"
Gördüğüm en iyi kitap tanıtımı videosu başarılarınızın devamını dilerim👍🏻
Bu kitabı okudum ve çok fazla duygu içerdiğini farkettim. Benim için ağır bir kitaptı , çok derin cümleler vardı. Ama yine de güzeldi❤️
Harika bir eser. Deli diye düşündüklerimiz belki en zeki insanlardır ve bir cevherdir cevherler kolay bulunmaz aramak gerek.
Eski basımı vardı evde. Aldım bir gece okuyayım dedim. Çok uykum vardı ama az da olsa bir şeyler okumak istemiştim. Çehov un bu güzelliği de ince göründü gözüme ve aldım, başladım. Okudukça uykum açıldı, kafamın içinde sanki bir şeyler oluyordu. Diyaloglardan azami ölçüde etkilenmiştim. Eseri bitirmeden uyumadım ve bittikten sonra da uyuyamadım. Ingmar Bergman ın Persona sı ile olan paralelliği farkedince daha da açıldım. Artık eskisi gibi olamazsınız bu eserden sonra. Halil Cibran ın Ermiş i gibi incecik ama etkisi sanırım pek sonlanmayacak. Ömrünün sonuna dek hatta belki basübadelmevt ... 😄🐴 söylemek istediğim çok şey var.
Bu keyifli yorumunuza 1 yıl sonra yanıt veriyor olsam da sonuna kadar size katıldığını belirtmek isterim
@@emiryildirimx 🌼
Bir yıl daha geçmiş,sevgiler…
Kitap önerileriniz olursa çok sevinir bu yeni yetme okur (:
Sanıyorum hangi yüzyılda yaşarsanız yaşayın herkez gibi dusunmesseniz insanlar sizi deli sanıyor akıllı olmak çok zor farklı olmak
Kitabın bitimini tahmin edemezdim açıkcası, yazar bize gerçekten de ne anlatmak istemişti karar veremedim fakat eminim ki yazarın bize anlatmak isteği şeyi ya bugün ya yarın illa bir gün anlayabileceğiz. Kitapları okuduğumuz zamana göre çıkardığımız anlam ve ders çok değişebildiği aşikardır. Bu kitabı okuyacak kişilere ufak bir dip not bırakmak istiyorum. Kafanızın rahat olduğu bir zaman diliminde okuyun ki kitabın anlamını en iyi şekilde anlayın. Keyifli okumalar.
Andrey bu yanlış düşünceyi sonradan farketti aslında "sonunda hepimiz öleceğiz düşüncesi" onu hayattan soyutladı sıcak evinde yatmanının ya da pislik içinde bir koğuşta yatmanın bir farkının olmadığını düşünüyordu ama ilk defa acıyı hissettiğinde ve koğuşa kapatıldığında insan doğasındaki o mücadele duygusu onun kendi düşüncesini haksız çıkardı diye düşünüyorum doğru mudur ? :D
Katılıyorum, Andrey akıla önem verdiği kadar kalbi unutuyordu aslında, hisleri inkar ediyordu, hiç bir şeye önem vermemek ve her şeyi normal pozitif bir şekilde kabul etmek, gerçek mutluluk için bu tek çare diye düşünüyordu, ama insan, kalbiyle hisleriyle acılarıyla sevinciyle insandır bunlar olmadan yaşayamaz
ama Andrey'in hiç bir zaman bunları hissetme ihtiyacı olmamış ve olmayacağına kendini inandırmış ama işte oraya kapatıldığında tüm bu inancı bile engel olamadı hislerine korkularına, ve tüm herşeyi bir anda hissetmek ağır geldi ona.
Bence tüm herşey onun batıl inancı yüzündendi yada felsefecilerin düşüncesi işte, nasıl olsa bir gün hepimiz yok olup gideceğiz düşüncesi ve öteki hayata inanmamak sonsuzluğa inanmamak, bana göre çok acı bir düşünce yapısı ve çok yanlış.
Bu benim görüşüm kitap zaten o kadar derinki herkes bir birinden farklı anlamlar çıkarıyor.
3:15 tekrar tekrar okuduğum bir kısımdı
Okurken hic lezzetli gelmedi, hatta kafam karıştı kendimi veremedim, anlamadım kitabi. Ama sizden dinlerken çok güzel geldi... 😊❤️
Çok akıcı konuşuyorsunuz, sizi dinlemek çok güzel.Diksiyon hakkında video çekseniz harika olur☺️🤩
En sevdiğim kitaptır kendisi...
Kıymetli videolar, faydalı içerikler üretiyorsunuz. Diksiyonunuz ve ses tonunuz kulağa çok hoş geliyor. Tebrik eder, faydalı videolarınızın devamını temenni ederim.
Bence akıllı olan delinin yanına taşınır. Çünkü deliyi dışarı çıkaramaz... Tepki çeker ama kendisi girerse koğuşa bence kimse bir şey demez zaten delirdi der. Sohbetlerine herhangi bir müdehale olmadan devam ederler... Şimdi kalkıyorum ve kitaplıktan kitabı alıyorum. Bakalım doğru tahmin etmişmiyim. Harika video ve emekler işin teşekkürler
Kanalı keşfedeli pek olmadı açıkçası ama iyiki de keşfetmişim. Kitabı dün okudum ve bugün bu video ana sayfama düştü bu kadar güzel anlatılamazdı gerçekten... Emeğinize sağlık ...
Okumakta olduğum bir kitap, daha iyi anlayayım diye araştırma yaparken karşılaştım videonuzla. Ne de güzel anlatmışsınız. Sesiniz de pek sakinleştirici 🍀
Mükemmel bir anlatım.👏🏻
Teşekkürler velur sesli insan
Arkadaki müzik sizi gölgeye düşürüyor. Sizi istiyoruz ❤️
Ben acıyı hissettiğim, durumumdan memnun olmadığım, insanların alçaklıkları karşısında şaşıp kaldığım için kafası çalışmazın, salağın biriyim ?!
Acıya önem vermemek için durumunuzdan sürekli memnun olmak, her şeyi doğal karşılamak yani şu yaratığın durumuna düşmek gerekir. Ya da acılar içinde öyle kıvranmalısınız ki hiçbir şey duymayasınız.
Kısacası sizin gerçek yaşamı görmüşlüğünüz, yaşamışlığınız falan yok. Çeşit çeşit varsayımla, kuramla vakit öldürüyorsunuz. Acıları küçümseyişinizin bana göre basit bir nedeni var: Yan gelip yatmayı iş edinmiş bütün Rus tembelleri gibi dünyada her şeyi değersiz, boş görmek, acıyı, ölümü hiçe saymak böylece yaşamın özünü kavradığınıza inanarak mutluluğa ermek.
Yoo bayım, sizinki felsefe yeni bir görüş falan değil; aylaklık, hımbıllık, uyku sersemliği. (Ivan Dmitriyeviç)
Doktor Ragin'e üzüldüm.
Video çok güzeldi, teşekkür ederiz. 👍👍👍
Ya bu ses çok tanıdık geliyor bana birçok yerde duydum sanki :)
Beni çok etkileyen bir kitaptı.
Çok muazzam bir anlatım şekli
Emeğinize sağlık. Teşekkürler.
yeni keşfettim bu kanalı ama en sevdiğim kanal oldu kısa sürede❤️
Sizi çok severek takip ediyorum. Umarım hakettiğiniz yerlere gelirsiniz.
Kitap bittiğinde kendime ilk sorduğum soru:Yazar bana neyi anlamamı istedi?
abi harbiden hiçbir mesaj çıkaramadım bu kitaptan
Bazı şeyleri yaşamadan anlayamayacağımızı göstermek istemiş bence ;) 🌟👌🏻
Epmati duygusunun önemi
Bir çok kez okudum. Harika bir kitap . Kesinlikle tavsiye ederim.
teşekkürleeeer🙏🏻🌸
Biryazarbirpasaj'dan gelip bir daha geri dönemeyenler?
Çok başarılı başarılarınızın devamını dilerim👏
Herkes kitap okurken belli mekanları hayal eder. Bu, geçmişindeki farklı anıların olduğu ortamlar olabilir. Ben Kitabı okurken altıncı koğuş askerlik yaptığım yerin bir odasıydı. Bu da “ Öylesine Bir Yorum İşte “ !
Bizim doktor mesleğini bırakıp daha mutlu olabileceğini düşündüğü yola doğru çıkar insanlardan bıkmıştı çünkü.
En güzel yorum sizin yorumunuz....😊
Sesin diksiyonun çok güzel 🙂 saygılar
Bu kitap beni çok etkiledi birde sizden özetini dinledim çok iyi oldu teşekkürler :)
Kaliteli ve güzel bir kitap değerlendirmesi:)
Seni sevdim değerli dostum.
Ben de katılıyorum gördüğüm en iyi kitap tanıtımı videolarından. Çok tebrik ederim. Kitabı sipariş etmek istedim. Yayınevi öneriniz var mı ? Sayfa sayıları farklı görünüyor.
İş Bankası Kültür Yayınları'nın baskını tercih edebilirsiniz. :)
En çok yağmur yağınca seviyorum bu şehri , insanların yüzleri ıslak,Başları öne eğik , sanki herkes suçnuu kabullenmiş gibi . Sefiller,victor hugo
Sırf bu videoyu izlemek için kitabı okudum
Nedense bana zindan adası filmini hatırlattı
Kitabı iki gün önce bitirdim ve bitirdiğimde aklımda kalan şeylerden bir tanesi, hayatta kalmaya mücadale etmediğin sürece sonun ölüm nedense mücadele ağır bastı bana ama Andrey ölmeseydi keşke :/
çünkü andrey bu yanlış düşünceyi sonradan farketti aslında "sonunda hepimiz öleceğiz düşüncesi" onu hayattan soyutladı sıcak evinde yatmanının ya da pislik içinde bir koğuşta yatmanın bir farkının olmadığını düşünüyordu ama ilk defa acıyı hissettiğinde ve koğuşa kapatıldığında insan doğasındaki o mücadele duygusu onun kendi düşüncesini haksız çıkardı diye düşünüyorum doğru mudur ? :D
la kitabı okumadan once yoruma gireyim dedim, verme spoiler ya. hevesimi kacirdin ah!
Erdoğan Topçu güzel yoruumlama 👍🏿
@@irfanbasaran2074 ben de spoi aldım
@@erdogantopcu2942 katılıyorum size kendi iç konuşmasında da 1 gün katlanamadığı o duruma oradakilerin yıllarca maruz kalması onu derinden etkiledi ve bunu görememesi onu sarstı
Yavaş yavaş zirveye...
kaynakcasini atarmisin
Kitabı okumadım ama sanki sonunda doktor ile 6.koğuştaki deli sanılan adam yer mi değiştirmiş olacak? Aslında biz deliyi akıllı, akıllıyı da deli mi sandık? Merak ediyorum, hemen okumayı düşünüyorum.
bu kitabı okuyum sonra duvara bakıp konuşmalar hala kafasında olanlar
Elinize sağlık süper olmuş
Tahmin edemiyorum hemen okumam lazım
hikaye dimitriçin sonunu getirmeden yemfimicin vefatı ile btiyor yazar dimitriçle ilgili de bir son yapabilirdi
Dimitriçin sonu zaten ölene kadar o tımarhaneye kapatılmış olmak. Andrey Yefimiçin sonundan daha acımasız ve talihsiz bir son.
Merhaba. Bu öykü ve yazarın diğer öyküleri çocuklara kaç yaşında okutulmalı acaba
Bence yaklaşık 13-14 yaştan itibaren okunabilir.
Lutfen kitap seslendirin
Biryazarbirpasaj 😍😍
❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️
Çok okuyan bir doktorken bir deliyle sohbet ettikten sonra nasıl hastalandıda sonu o kadar kötü oldu ? Okudum çok ama bunu sorgulutorum nasıl bir felsefi soru onu çökertti?
Gerçekten hastalandığı zaman Mihail Averyaniç ile olan gezisinden sonra idi. Ivan ile olan konuşmaları onu hasta etmedi, ancak arkadaşları onu bir deliyle konuştuğu için hasta sandı.
“Nasıl bir felsefi soru onu çökertti?”
Onu asıl çökerten Stoik felsefi kabulünün (Acının yalnızca bir fikir olduğu kabulünün) ve hayatın anlamsız olduğu kabulünün (Dolayısıyla evde olmak ile akıl hastanesinde olmak arasında bir farkın olmadığına inanıyordu, ikisi de eşit derecede anlamsızdı) doğru olmadığı idi.
Hatırlarsan Ivan ile olan konuşmasında Ivan doktorun bu felsefi görüşlerinin fazla teorikte kaldığını, gerçeklikle uyuşmadığını söyleyerek doktora karşı çıkıyordu. Kitabın sonunda ne oldu? Ivan haklı çıktı:
> Acı yalnızca bir fikir ya da yalnızca içsel bir algılayıştan ibaret değildi; dışsal bir gerçeklikti. Doktor ancak gerçek acıyı tecrübe ettiğinde bunu anlayabildi, yani geziden sonraki yoksulluk ve perişanlık dönemlerinde.
> Doktorun iddia ettiğinin aksine evde yaşamak ile hapishanede yaşamak arasında büyük bir ayrım vardı. Doktor hayatın anlamsız olduğunu ve nihayetinde ölümün her şeyi ebedi bir unutuluşa sürükleyeceğini düşündüğünden bu ikisi arasında bir ayrım olmadığı kanaatindeydi. Ancak ve ancak hapishaneye atıldığında ikisi arasındaki ayrımı anlayabildi.
Her iki örnekte de tecrübi bilginin -yaşamın problemlerine çözüm arayan felsefi düşünceler kapsamındaki- epistemik değerinin mantıksal gerekçelendirmeler ile ulaşılan salt teorik bilgiye kıyasla daha gerçekçi olduğunu görüyoruz.
Kısaca, doktoru çökerten asıl veba bir farkındalıktı; fikirleri uçuk bir idealist olduğunun ve bu fikirlerinin gerçekliğin karanlığında bir mütekabiliyetlerinin olmadığına dair bir farkındalık.
En nihayetinde hayatın anlamsız oluşu hakikatin kendisi olsa bile her türlü anlamsızlığa isyan etmek bilinçli bir insanın katlanması gereken bir zorunluluktu ve o, bu zorunluluk yüzünden kendi kendisinin sonunu getirdi.
🖐👏👏👏👏
Sakın spoylir almak için izlemeyin heycani kacarrrrrr 😡😡😡😡😡😤🙄🙄😤😤🙄🙄😤😤😤🙄😤😤😤🙄
Bu sefer Karavandasınız.😉👍🏼 Sizin sesinizde bir sorun yok fakat metinden okuyan arkadaşınızın sesi çok kalın ve izleyiciye geçmiyor, en azından sizin sesiniz kadar.
Hatali basim yuzunden kitap bok oldu:/
Aga ne garib bir tipin var. Yaşın 25 mi 35 mi anlayamadık...
Böyle bir videonun altına bunu yazman... Gözlük bir video değil beyinlik bir video
sns ŞİİR eyv dostum da bazı şeyler akla düşer. Söylersin işte. Yoksa çok güzel iş çıkartan bir yorumcu karava oğlan