"Türk milliyetçiliği temiz, nezih bir fikir hareketidir. Öyle de yoluna devam etmelidir. Gençlerin buna dikkat etmesini isterim. Kendilerinin de aynı şekilde olmalarını ve kendilerini çok iyi yetiştirmelerini isterim." Ahmet Bican Ercilasun. Artık hocadan yeni kitap ya da çalışma beklemeden, mümkün mertebe seriyi devam ettirme talebinde bulunulabilirdi.
Böyle kıymetli bir hocamızla buluşmak,dinlemek çok gurur verici.Bilgi de sınır yok,her emek vermiş hocalarımızla yeni şeyler öğrenmek,insanlığımıza katkı.Bu imkan için emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim,iyi ki varsınız kıymetli insanlar.Var Ol TamgaTürk❤
"TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ temiz, nezih bir fikir hareketidir" Sayın Hocam iyi ki varsınız. Sizi tanımış olmak, sizi okumak, ve sizi dinlemek bizler için kelimelerle ifade edilemeyecek kadar değerli. Tamga Türk yetkilileri: Çok teşekkür ederiz. Sayın Hocamızdan tek video değil, video serisi bekliyoruz...
Sayın Ahmet Bican Ercilasun hoca, Türk tarihi, dili edebiyatı ve araştırmaları ile Türklüğün kalesinin mihenk taşıdır. Onu dinlemek, kitaplarını okumak, her Türk için ev ödevidir aslında...! Ömrü uzun olsun! Tamga Türk, tam adına yakışır bir bilgeyi konuk etmiş. Şağ olun..
işim gereği orta asya türkleri ile çok ilişkim olmuştur. türk dizilerinin etkisi ile ordaki insanlar türkiye türkçesine çok aşina. bir de genelde ekonomik olarak biz daha çok işveren pozisyonunda olduğumuz için ve hepsi türkiyeyi daha "abi" gördükleri için türkiye türkçesi konuşmaktan imtina etmiyorlar. tabi yüz yılın bir alışkanlığı olarak rusçanın etkisi hala çok güçlü. çünkü o topraklara modern medeniyet adına ne geldiyse sovyetlerden gelmiş. umarım yavaş yavaş birbirimize daha da ısınacağız
The language of 𐱅𐰇𐰼𐰰 people Su=water /水 (Suv)=fluent-flowing Suvu> Sıvı=fluid, liquid Suv’up =liquefied Suv-mak= to make it flow onwards-upwards >suvamak=to plaster Suy-mak= to make it flow over Süv-mek= to make it flow inwards Sür-mek= to make it flow ON something >to drive (Su-arpa)>chorba>surppa=soup /Surup>şurup=syrup /Suruppat>şerbet=sorbet /Surab>şarap=wine /Surah>şıra=juice şire=milky Süp-mek= to make it flow outwards /Süp-ğur-mek>süpürmek=to sweep -mak/mek>(umak/emek)=aim/ exertion (machine/ mechanism) -al/el =~obtain through -et =~ do /make -der = ~set /provide -kur=~ set up -en=own diameter > about oneself -eş=each mate/each other/together or altogether -la/le = ~make this by it /do it this way Sermek= to make it flow in four directions =to spread it by laying over somth Sarmak= to make it flow around somth =to wrap, to surround Saymak= to make it flow drop by drop /one by one from the mind =~to count, ~to deem (sayı=number) (bilgisayar=computer) Söymek= to make it flow through > Söy-le-mek= make the sentences flow through the mind =~to say, ~to tell Sövmek=to say whatever's on own mind=swearing Sevmek= to make flow/pour from the mind to the heart =to love Süymek=to make it flow thinly (Süÿt> süt= दूध/ milk) Soymak=to make it flow over it/him/her (to peel, ~to strip )(soygan>soğan=onion) Soy-en-mak>soyunmak=to undress (Suy-ğur-mak)>sıyırmak=~skinning ,skimming Siymek=to make it flow downwards= to pee Siÿtik>sidik=urine Say-n-mak>sanmak= to pour from thought to the idea >to arrive at a guess Savmak=to make it pour outward /put forward /set forth > sav=assertion Sav-en-mak>savunmak=to defend /Sav-ğur-mak>savurmak=to strew it outward (into the void) Sav-eş-mak>savaşmak=to shed each other's blood >savaş= war Savuşmak=scatter altogether around > sıvışmak=~run away in fear Sağmak=to ensure it pours tightly /Sağanak=downpour /Sahan=somth to pour water Sağ-en-mak>sağınmak= to spill from thought into emotions> ~longing Sekmek=to go (by forcing /hardly) over it further Sakmak=to get/ keep/ hold-back forcely or hardly (sekar=?) Sak-en-mak>sakınmak =to ponder hard/hold oneself back/beware Soğmak=to penetrate (by force)> Soğurmak= make it penetrate inward= to suck in Sokmak=to put/ take (by force) inward Sökmek=to take/ force out from the inside(~unstitch/rip out) Sıkmak=to press (forcibly) into oneself > squeeze (Sıkı=tight) Sığmak=fit inside /Sığ-en-mak>sığınmak= to seek refuge Süzmek=to make it lightly flow from top to bottom / to filter Sezmek=to keep it mentally flowing gently /to intuit, sense Sızmak=to get flowed slightly / to ooze Suŋmak=to extend it forward, put before, present Süŋmek=to get expanded outwards /sünger=sponge Sıŋmak=to reach by stretching upward/forward Siŋmek=to shrink oneself by getting down or back (to lurk, hide out) Söŋmek=to get decreased by getting out or in oneself (to fade out) Tan= the dawn /旦 Tanımak= to get the differences of =to recognize Tanınmak= tanı-en-mak= to be known/recognized Tanıtmak= tanı-et-mak=to make known >to introduce Tanışmak=tanı-eş-mak= to get to know each other =to meet for the first time Danışmak= to get information through each other Tanılamak=tanı-la-mak= diagnose Tıŋı= the tune (timbre) /调 Tıŋ-mak=to react verbally >Tınlamak= ~to take into account/ respond Tıŋı-la-mak= to get the sound out Tiŋi-le-mek=to get the sound in >Dinlemek= to listen / 听 Tiŋ-mek=to get at the silence >Dinmek= to keep calm Denk= Sync>登克>~equal / a-thankDenge =balance Thenğ-mek>Değmek= to touch / to achieve a harmonious reaction Thenğe-mek>Denemek=to try to get a harmonious response in return teğet= tangent / tenger> değer=sync level >worth / teng-yüz>deŋiz=sea eşdeğer=equivalent / eş diğerine denk= equal to each other Deng-en-mek>değinmek = to mention /touch upon Deng-eş-mek>değişmek =to turn into something else equivalent /to get altogether a change. Deng-eş-der-mek>değiştirmek =to change it /exchange Çığ (chuw) = avalanche / 雪崩 Çığ-ğur-mak =çığır-mak= ~to scream /read by shouting Çağırmak= to call / inviting / 称呼 / 邀请 Çığırı > Jigir > Şiir = Poetry / 诗歌 Cığır-la-mak > Jırlamak > to squeal /shout with a shrill voice Çığırgı >Jırgı> Şarkı = Song / 曲子 Çiğ (chee)= uncooked, raw / 生 Çiğne-mek =to chew / 咀嚼 (Çiğnek) Çene =chin / 下巴 Çiğ (chiu)= dew / 汽 , 露 (çi’çek=flower/ çi’se=drizzle) Taş =the stone (portable rock)/大石头 Taşı-mak = to take (by moving) it > to carry Taşı-et-mak =Taşıtmak> to have it transported Taşı-en-mak =Taşınmak> to move oneself to a different place Kak-mak=to give direction (kak-qa-eun> kakgan=which one's directing>Kağan>Han) (Baş-khan>Başkan=president) Kak-der-mak>kaktırmak= ~to set aside Kak-el-mak>kağılmak =to be oriented via > get fixed anywhere >kalmak= to stay Kakıluk-mak=to tend upward >kalkmak=to stand up /get up Kak-el-der-mak>kağıldırmak>to make it being steered away> kaldırmak =to remove Kak-en-mak> kağınmak= to be inclined> kanmak / ikna olmak= to ac-know-ledge it's so /be convinced Kak-en-der-mak> kağındırmak= kandırmak (ikna etmek) = ~to trick (to persuade) Der-mek=to provide bringing them together to create an order /der-le-mek= to compile /deri= derm Dar-mak=to bring into a different order by disrupting the old /tarkan=conqueror /tarım= agriculture /tarla= arable field /taramak= to comb Dar-el-mak>darılmak=to be in a disturbed mood towards someone Dur-mak=to remain in the same order /keep being, /survive /halt on (thoru>diri= alive) durabilir=durable /boğa-thor>bahadır=冒頓=survivor-victim> war veteran boğa=sacrificed by strangling >buga > buhag > pigah> 피해자> pig Dur-der-mak> durdurmak=~to stop /diri-el-mek>dirilmek= be revived Diremek=make to stand against / direnmek=resist / diretmek=insist Dür-mek=to roll it into a roll / dürülmek=get rolled / dürüm=roll of bread Dör-mek=to rotate it on its axis >thör =mix/ blend (döngü/ törüv=tour) (dörük=blended) Thöre-mek>türemek=become a new layout/form by coming together in the same medium (tür= kind / type) Thörük=order formed by coming together >Türk Töre=order established over time= tradition /torah=sacred order /tarih=history Thör-et-mek>türetmek= to create a new layout combining= to derive Thör-en-mek>Dörünmek= to rotate oneself /turn by oneself Törünmek>törn-mek>Dönmek= to turn oneself /döner=rotary /turna=flamingo Dön-der-mek>döndürmek=to turn something Dön-eş-mek>dönüşmek=turn (altogether) into something Dön-eş-der-mek>dönüştürmek=to convert /transform (Edh) Ez-mek=to thin something down by pressing over= to crush /run over (Edg) Eğ-mek=to turn something the other way or to a curved shape> to tilt it eğim =inclination Eğ-el-mek>eğilmek=to get being inclined /bend Eğ-et-mek>eğitmek= to educate Eğir-mek=to cause it another shape by spin it crosswise around itself / eğri =curve, awry > ağrı=crossways >uğru=~aspect of > doğru= true, right direction Evirmek= to make it return around itself or transform into another shape Çevirmek=turn into/encircle Devirmek =turn outer/overturn Eğir-al-mek>eğrilmek=to become a skew /be bended by Evir-al-mek>evrilmek=to get a transformation over time /evrim=evolution /devrim=revolution /evre=stage Uğra-mak>=to get (at) a place or a situation for a certain time= drop by/ stop by Uğra-eş-mak> uğraşmak=to drop by (altogether) each other for a certain time=to strive/ deal with Uğra-et-mak> uğratmak=to put in a situation for a specific time Öğre-mek=to get an accumulation above a certain stage Öğre-en-mek=to get (at) a knowledge or info level at a certain time> öğrenmek= to learn Öğre-et-mek=to make somebody get (at) a knowledge or info level at a certain time= to teach Türkçe öğretiyorum =I’m teaching turkish İngilizce öğreniyorsun =You’re learning english Öğren-i-yor-u-sen (learn
Çok keyifli program olmuş. Kanalda haftalık olarak Türk tarihi veya dili ile ilgili, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun gibi hocaların olduğu bir program görmek isterim.
Muazzam bir video olmuş. Türk dilinin sonuna kadar katledildiği bu günlerde böyle videolara daha çok ihtiyacımız var. TDK'nin içinin boşaltılması sayesinde dilin içine her gün yabancı kelimeler akarken kendileri hiçbir şey yapmamakta. İnternetteki TDK sözlüğü o kadar yüzeysel ve dar ki aradığım çoğu kelimeyi bulamamamın yanında bulduklarımında açıklamaları birer kelime ile yapılıyor. Bu mu sizin Türk diline verdiğiniz değer ? Hatta ve hatta TDK nin bir online etimoloji sözlüğü bulunmadığı için bir kelimenin etimolojisi arattığınızda karşınıza TDK'nın sitesi bile gelmiyor ! Bunun yerine bir Atatürk düşmanı olan Sevan Nişanyan'ın kurduğu nişanyan sözlük geliyor. Aslında Türkçe bir kökene sahip olan kelimeleri bile Arapça, Kürtçe,Farsça olarak işaretliyorlar. Bu yıllardan beri devam ediyor. Bu konuyu elimden geldiğince dillendirmeye çalışıyorum çünkü gerçek anlamda koca bir fiyasko
Yayınınız ve emeğiniz için siz TamgaTürk ailesine ve değerli bilgilerini bizimle paylaştığı için hocam Ahmet Bircan ERCİLASUN'a teşekkür ederim. Ayrıca bu gibi programlarınızı ilgiyle bekliyoruz.
Türklerin ana yurdunun Anav kültür bölgesi olması meselesi benim uzun süredir düşündüğüm bir şeydi. Hem de aynı sebeplerden dolayı ki bunlar Sümer ile komşuluk meseleleri ve ayrıca Indogermen diller ile olan kadim dil alışverişi. Demek düşünmemize gerek kalmadı Bican hoca sağolsun düşünecek alan bırakmadı bize. :)
Kökenler için Osman Karatay'da benzer şeyler söylüyor. Gerçi genetikçiler karşı çıkıyorlar ama genetik işi ile çözümleme işini çok abarttıklarını düşünüyorum ben.
Anadolu Ağızları konusunda tam tersini düşünüyorum... Kendisi artık ağız konuşmuyor diye herkese bıraksın dememeli... Ağızlar zenginliktir, onların yok olmasını istemek Ercilasun hocadan beklemediğim bir tavır... Hoş, Ercilasun dedi diye fikrimi değiştirecek değilim... Ayrıca herhangi bir Anadolu Ağzı'nı bilmek yine Türk Dünyasının herhangi bir yerinde ne kadar faydalı, hocaya anlatmaya gerek yok diye tahmîn ediyorum...
Mahallicilik de milliyetçiliğe aykırı felan değildir. Birey, önce özüne ve çevresine muhabbet beslesin ki ideolojik olarak milliyetçiliğe açık olabilsin... Ben özümü benimsemeyeyim, çevremi sevmeyeyim sonra ideolojik millîyetçi olayım, hee oldu... Ben kendimi sevmeden nasıl ideolojik millîyetçilik yapacağım? Bir de diyoruz ki, millîyetçiliğin sosyolojik boyutu da var...
Yanlış biliyor, biraz genetik öğrenmeli bu eski nesil tarihçiler, Türklerin kültürü anav, andronovo, kültürü değildir bu kültürlerde akraba evliliği mevcuttur. Türklerin olduğu kültür Slav Grave kültürüdür. Yani Doğu avrasyadır. Bunu nerden mi biliyoruz Göktürk kağanın kızının dnasına bakılmış ve slab grave kültür ile aynı dnalara sahip, Hun dönemindeki dnalara da bakılmış ve Slab grave ve çinli yengelerimizin dnaları gözükmektedir. Doğu iskitler hun döneminde hunlarla karışıyorlar ve asimile oluyor. YÖnetim kısmına bu iskit dnası karışmıyor daha çok halka karışıyor. iskit dnası da Sintaşta kültüründe bulunan dnaya sahip. iskitlerlerde hint irani bir toplumdur. Anadoluda her türkün kanında %10 15 civarında iskit kanı bulunur. %15-20 'de slab grave, %2-3 civarı slav kanı bulunur. Hazar devleti döneminde slavlar bizim kölelerimizde slave'da köle kökeni de ordan geliyor zaten. %10bmac veya anav kültüründen geliyoır Chandman kültüründen %10 civarı geliyor. bunlar batıya gelince taciklerle veya soğd kavimleriye karışında geliyor. kalan %40 50 'de anadolu halkının geni aslında. Neden bu kadar geniş bir gen haritamız var çünkü türkler slav gravede kültüründen sonra artık göçebe hayata başlıyor akraba evliliği yapmıyorlar. toprak miras olayı yok. Hasta çocuk doğmasın diye 7 veya 9 ata olayı var 7 atada ortak ata varsa evlenemiyorlar. Onun için dışarıdan kız alıyorlar köle alıyorlar. İslama geçtikten sonra artık bu akraba evliliği olayı unutuluyor. akraba evliliği artıyor.
Eski nesil tarihçiler güncel genetik verilerden bihaber oluyorlar. Onların bu örnekte olduğu gibi iddialarının bilimselliğine gölge düşürüyor. İnsanın yıllarca emek verip inşa ettiği kuleyi bir sefer de yıkması çok zordur. Ama söz konusu bilimse kule yıkılır tekrar inşa edilir. Ahmet Bican hocaya önce bol talih ve rasyonalite diliyorum.
Hocam bozkurt işareti nasıl yeni olabiliyor. Çocukken elektrik gitti mi, tavşan yılan kurt gibi elimizle mumun önünde gölge oluşturacak şekilde oyunlar oynardık. 30 yıl önce icat edilmiş bir şey değil. İnsanoğlu ateşi kontrol ettiğinden beri eliyle illa bir şekiller yapıyor.
Hoca beni hayl kırıklığına uğrattı.Ağız farklılığını,ayrıştırıcı gören ,Türki cumhuriyetlerinin kendi kimlikleriyle dillerini tanımlamalarına sovvetlerdeki baskılara dayandırması inanılır gibi degil yani hocam hiç mo oralara gitmedin yaşli insanlarla muhabbetin olmadi.Bir kazak,özbek,uygur,azerbaycanlı kendi dillerini ve kültürlerini nasıl tanimlar.hiç anlamamizsiniz.Bilmek,öğrenmek degildir.
@@koray6115bunla ilgili bir şey demiyor ki şehirde üniversite ortamın da bu tarz konuşmalar da ısrarcı olmak doğru değil diyor ki haklı da ben Kayseri’nin bir köyünde doğdum Kayseri ağızıyla büyüdüm lise ve üniversitenin ilk yıllarında bu konuşma şekli yüzünden daha az anlaşılır birisiydim fikirlerimi anlatırken bir şeyden bahsederken ne kadar ortak ağızda konuşursak o kadar etkili olur ki diksiyonumu geliştirdikten sonra bunun çok faydasını gördüm Denizli’ye gittim orada fark etti bodrum da çalıştım fark yarattı uşağa gittim aynı şekilde oldu kısaca evet kültürümüzü yaşatalım ama ortak payede konuşacak anlaşılacak halde de olalım
@@koray6115 söylediklerinize katılıyorum ve ben de yeni kelimeler duymayı çok seviyorum Denizli de kahvehaneye oturup insanları dinlerdim çok tatlı geliyor konuşmaları ama konu bu değil ortak temiz bir Türkçe kulllanmamız gerekiyor ben nenemle de anlaşıyorum işim gereği zengin iyi eğitimli insanlarla da şayet birlik beraberlik oluşturup Türk milletini Aydınlağa kavuşturmak istiyorsak bu şart
29+ tenses in turkish language Anatolian Turkish verb conjugations A= To (towards /~for) (for words with a thick vowel in the last syllable) E= To (towards /~for) (for words with a thin vowel in the last syllable) Okul=School U (ou)=it’s that/ it’s about Mak/Mek (umak/emek)= aim /exertion (machine/mechanism)(activity purpose / effort process) Git-mek=(verb)= to Go /the effort of going> getmek =to get there 1 .present continuous tense (right now or soon, currently or nowadays) Used to describe the current actions or planned events -for designated times YOR-mak =to tire ( to try ,engage in) >Yor=~go (too much) onto (yorgunum=I’m tired) A/E Yormak=(to arrive at any idea of what it is) I/U Yormak=(to deal with completely) used as the suffix=” ı/u - i/ü + Yor" positive Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You < (please read backwards) Evden geliyorum ( I'm coming from home) = Ev-de-en Gel-i-yor-u-Men >(from Home I’ try to Come) =Come-to-try that-Me Home-at-then< negative A) Mã= Not B) Değil= Un-equivalent examples A: Okula gitmiyorsun ( you’re not going to school)= Okul-a Git-Mã-i-yor-u-Sen >You don't try to Go to school B: Okula gidiyor değilsin ( you aren’t going to school)=Okul-a Git-i-yor değil-sen >You aren't try..to Go to School Question sentence: Mã-u =Not-it> is not it? Used as the suffixes =" Mı / Mu / Mi / Mü “ Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school )= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen (To-school/ Not-it / You-try-to-go)>Are you going to school or somewhere else? Okula gidiyor musun? ( Do you go to school )= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen (To school /Try-to-go /Not-it-you)>~do You (try to) go to school (at specific times) or not ? Okula sen mi gidiyorsun ?= Are you the (only) one going to school? 2 .simple extensive tense ( used to explain our own thoughts about the topic) (always, since long , for a long time, sometimes, currently, sooner or later/ inşallah) positive VAR-mak = to arrive at /to attain (var= ~being there) used as the suffixes >"Ar-ır-ur" (for thick vowel) ER-mek= to get at /to reach (er= ~achieve ) used as the suffixes >"Er-ir-ür" (for thin vowel) examples Okula gidersin (You get to go to school)= Okul-a Git-e-er-sen= You get (a chance) to go to school Kuşlar gökyüzünde uçarlar=(~ Birds fly in the sky )=Kuş-lar gökyüzü-n’de uç-a-var(u-lar)= Birds have (likelihood) to fly in the sky = ~ Birds arrive by flying in the sky Bunu görebilirler (They can see this) = Bu-n’u Gör-e-Bil-e-er-ler =~They get to be able to see what this is Question sentence: In interrogative sentences it means: isn't it so /what do you think about this topic? Okula gider misin? (Do you get to go to school) Okul-a Git-e-er Mã-u-Sen =You get to Go to School -is Not it?=~What about you getting to go to school? Okula mı gidersin? =Do you get to go to school or somewhere else? negative Mã= Not Bas-mak =to tread on/ dwell on/ stand on (bas git=get out of here > pas geç= pass by> vazgeç=give up Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç= stop thinking about) Mã-bas=(No-pass/ Na pas) > (give up on/not to dwell on) >the suffix "MAZ" (for thick vowel) Mã-ez=(Don’t/ Doesn’t)> (to skip/ avoid) >the suffix "MEZ" (for thin vowel) for the 1st person singular and 1st plural is only used the suffix “Mã” ,except for questions examples Okula gitmezsin (you don't/won't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-sen > You skip going to school Babam bunu yapmaz (my dad doesn't do this)= Baba-m bu-n’u yap-ma-bas > My dad doesn't dwell on doing this Bugün okula gitmem (I won't go to school today)> Okul-a Git-mã-men =I don't (have to) go to school Bugün okula gidemem (I can’t go to school today)= Okul-a Git-e-er-mã-men >I don't get (a chance) to go to school Bir bardak su almaz mısınız (Don't you get a glass of water)> Bir fincan çay al-ma-bas ma-u-sen-iz > Do you (really) give up on getting a cup of tea? Kimse senden (daha) hızlı koşamaz (Nobody can run faster than you)=Kimse sen-den daha hızlı kaş-a-al-ma-bas 3.simple future tense (soon or later) Used to describe events that we are aiming for or think are in the future Çak-mak =~to tack ,~fasten,~keep in mind ,~hit them together (for thick vowel) Çek-mek=~to pull, ~take time, ~feel it inside, ~attract , ~to will (for thin vowel) positive.. Okula gideceksin ( you'll go to school)= Okul-a Git-e-çek-sen = You fetch-keep (in mind) to-Go to school Ali bu kapıyı açacak ( Ali’s gonna open this door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak = Ali takes (on his mind) to open the door negative A. Okula gitmeyeceksin (you won't go to school)= Okul-a Git-mã-e-çek-sen =You don't take (time) to go to school B. Okula gidecek değilsin (you aren't gonna go to school)= Okul-a Git-e-çek değil-sen =~you won't go to school and nobody is demanding that you 4 . simple past tense (currently or before) Used to explain the completed events we're sure about Edû = done / Di = anymore Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü) positive Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N Dün İstanbul'da kaldım= I stayed in Istanbul yesterday Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else? Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not? negative Okula gitmedin =You didn't go to school / Okul-a Git-mã-di-N Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today? Dün çarşıya mı gittiniz? = where Did you go yesterday, to the (covered public) bazaar? Akşamleyin bakkala (markete) gittik mi?= Did we go to the grocery store in the evening? 5 .narrative/reported past tense (just now or before) Used to describe the completed events that we're unsure of MUŞ-mak = ~to inform (muşu=perceive/notice muştu>müjde=evangel) that means > I've been informed/ I heard/ I found out/ I noticed /I learned used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş) positive Okula gitmişsin= I heard you went to school> Okul-a Git-muş-u-sen Yanlış birşey yapmışım=~I realized I did something wrong negative A. Okula gitmemişsin (I learned- you didn't go to school)= Okul-a Git-mã-miş-sen (I heard you haven't gone to school) B. Okula gitmiş değilsin =(Apparently you haven't been to school) Okul-a Git--miş değil-sen In a question sentence it means: Do you have any inform about- have you heard- are you aware -does it look like it? İbrahim bugün okula gitmiş mi? =~Did you heard that Abraham has gone to school today? İbrahim bugün okula mı gitmiş? =~Are you sure Abraham went to school today? 6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school 7.Okula gitmektesin (You're in (process of) going to school)= ~you’ve been going to school 8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school =Okula gidiyor olmaktaydın 9.Okula gitmekteymişsin =I found out you've been going to school 10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school 11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)=I noticed you were going to school (at the time/ now on) 12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)= You’ll be going to school 13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)= You’ll have been going to school 14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)= You’ll have gone to school 15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)=You were gonna go to school > I had thought you'd be going to school 16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I found out you're gonna go to school>~I hear you wanna go to school. 17.Okula giderdin ( Okula git-e-er erdin)=You used to go to school >~You'd have had a chance to go to school 18.Okula gidermişsin ( Okula git-e-er ermişsen)=I heard you used to go to school> I realized that you’d get to go to school 19.Okula gittiydin ( Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school 20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true 21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing 22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school 23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school Dur-mak=to remain in the same way/order/layout Durur=remains to exist / keeps being / seems such used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür) (in official speeches these suffixes are used only for the 3rd singular and 3rd plural person) its meaning in formal speeches> it has been and goes on like that Bu Bir Elma = This is an apple Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps being) Bu Bir Kitap = This is a book Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This is a book (and keeps being) informal meaning in everyday speech>it seems/ likely that/ remained so in my mind Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=It seems like- this is an apple Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)=It's likely that -this is a book Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book 24.Okula gidiyordursun =(guess>likely-You were going to school 25.Okula gidiyorsundur =(I think> you are going to school 26.Okula gidecektirsin =(guess>likely- You would (gonna) go to school 27.Okula gideceksindir=(I think> You'll go to school 28.Okula gitmiştirsin =(guess >likely- You had gone to school 29.Okula gitmişsindir =(I think> You've been to school
The language of 𐱅𐰇𐰼𐰰 people Su=water /水 (Suv)=fluent-flowing Suvu> Sıvı=fluid, liquid Suv’up =liquefied Suv-mak= to make it flow onwards-upwards >suvamak=to plaster Suy-mak= to make it flow over Süv-mek= to make it flow inwards Sür-mek= to make it flow ON something >to drive (Su-arpa)>chorba>surppa=soup /Surup>şurup=syrup /Suruppat>şerbet=sorbet /Surab>şarap=wine /Surah>şıra=juice şire=milky Süp-mek= to make it flow outwards /Süp-ğur-mek>süpürmek=to sweep -mak/mek>(umak/emek)=aim/ exertion (machine/ mechanism) -al/el =~obtain through -et =~ do /make -der = ~set /provide -kur=~ set up -en=own diameter > about oneself -eş=each mate/each other/together or altogether -la/le = ~make this by it /do it this way Sermek= to make it flow in four directions =to spread it by laying over somth Sarmak= to make it flow around somth =to wrap, to surround Saymak= to make it flow drop by drop /one by one from the mind =~to count, ~to deem (sayı=number) (bilgisayar=computer) Söymek= to make it flow through > Söy-le-mek= make the sentences flow through the mind =~to say, ~to tell Sövmek=to say whatever's on own mind=swearing Sevmek= to make flow/pour from the mind to the heart =to love Süymek=to make it flow thinly (Süÿt> süt= दूध/ milk) Soymak=to make it flow over it/him/her (to peel, ~to strip )(soygan>soğan=onion) Soy-en-mak>soyunmak=to undress (Suy-ğur-mak)>sıyırmak=~skinning ,skimming Siymek=to make it flow downwards= to pee Siÿtik>sidik=urine Say-n-mak>sanmak= to pour from thought to the idea >to arrive at a guess Savmak=to make it pour outward /put forward /set forth > sav=assertion Sav-en-mak>savunmak=to defend /Sav-ğur-mak>savurmak=to strew it outward (into the void) Sav-eş-mak>savaşmak=to shed each other's blood >savaş= war Savuşmak=scatter altogether around > sıvışmak=~run away in fear Sağmak=to ensure it pours tightly /Sağanak=downpour /Sahan=somth to pour water Sağ-en-mak>sağınmak= to spill from thought into emotions> ~longing Sekmek=to go (by forcing /hardly) over it further Sakmak=to get/ keep/ hold-back forcely or hardly (sekar=?) Sak-en-mak>sakınmak =to ponder hard/hold oneself back/beware Soğmak=to penetrate (by force)> Soğurmak= make it penetrate inward= to suck in Sokmak=to put/ take (by force) inward Sökmek=to take/ force out from the inside(~unstitch/rip out) Sıkmak=to press (forcibly) into oneself > squeeze (Sıkı=tight) Sığmak=fit inside /Sığ-en-mak>sığınmak= to seek refuge Süzmek=to make it lightly flow from top to bottom / to filter Sezmek=to keep it mentally flowing gently /to intuit, sense Sızmak=to get flowed slightly / to ooze Suŋmak=to extend it forward, put before, present Süŋmek=to get expanded outwards /sünger=sponge Sıŋmak=to reach by stretching upward/forward Siŋmek=to shrink oneself by getting down or back (to lurk, hide out) Söŋmek=to get decreased by getting out or in oneself (to fade out) Tan= the dawn /旦 Tanımak= to get the differences of =to recognize Tanınmak= tanı-en-mak= to be known/recognized Tanıtmak= tanı-et-mak=to make known >to introduce Tanışmak=tanı-eş-mak= to get to know each other =to meet for the first time Danışmak= to get information through each other Tanılamak=tanı-la-mak= diagnose Tıŋı= the tune (timbre) /调 Tıŋ-mak=to react verbally >Tınlamak= ~to take into account/ respond Tıŋı-la-mak= to get the sound out Tiŋi-le-mek=to get the sound in >Dinlemek= to listen / 听 Tiŋ-mek=to get at the silence >Dinmek= to keep calm Denk= Sync>登克>~equal / a-thankDenge =balance Thenğ-mek>Değmek= to touch / to achieve a harmonious reaction Thenğe-mek>Denemek=to try to get a harmonious response in return teğet= tangent / tenger> değer=sync level >worth / teng-yüz>deŋiz=sea eşdeğer=equivalent / eş diğerine denk= equal to each other Deng-en-mek>değinmek = to mention /touch upon Deng-eş-mek>değişmek =to turn into something else equivalent /to get altogether a change. Deng-eş-der-mek>değiştirmek =to change it /exchange Çığ (chuw) = avalanche / 雪崩 Çığ-ğur-mak =çığır-mak= ~to scream /read by shouting Çağırmak= to call / inviting / 称呼 / 邀请 Çığırı > Jigir > Şiir = Poetry / 诗歌 Cığır-la-mak > Jırlamak > to squeal /shout with a shrill voice Çığırgı >Jırgı> Şarkı = Song / 曲子 Çiğ (chee)= uncooked, raw / 生 Çiğne-mek =to chew / 咀嚼 (Çiğnek) Çene =chin / 下巴 Çiğ (chiu)= dew / 汽 , 露 (çi’çek=flower/ çi’se=drizzle) Taş =the stone (portable rock)/大石头 Taşı-mak = to take (by moving) it > to carry Taşı-et-mak =Taşıtmak> to have it transported Taşı-en-mak =Taşınmak> to move oneself to a different place Kak-mak=to give direction (kak-qa-eun> kakgan=which one's directing>Kağan>Han) (Baş-khan>Başkan=president) Kak-der-mak>kaktırmak= ~to set aside Kak-el-mak>kağılmak =to be oriented via > get fixed anywhere >kalmak= to stay Kakıluk-mak=to tend upward >kalkmak=to stand up /get up Kak-el-der-mak>kağıldırmak>to make it being steered away> kaldırmak =to remove Kak-en-mak> kağınmak= to be inclined> kanmak / ikna olmak= to ac-know-ledge it's so /be convinced Kak-en-der-mak> kağındırmak= kandırmak (ikna etmek) = ~to trick (to persuade) Der-mek=to provide bringing them together to create an order /der-le-mek= to compile /deri= derm Dar-mak=to bring into a different order by disrupting the old /tarkan=conqueror /tarım= agriculture /tarla= arable field /taramak= to comb Dar-el-mak>darılmak=to be in a disturbed mood towards someone Dur-mak=to remain in the same order /keep being, /survive /halt on (thoru>diri= alive) durabilir=durable /boğa-thor>bahadır=冒頓=survivor-victim> war veteran boğa=sacrificed by strangling >buga > buhag > pigah> 피해자> pig Dur-der-mak> durdurmak=~to stop /diri-el-mek>dirilmek= be revived Diremek=make to stand against / direnmek=resist / diretmek=insist Dür-mek=to roll it into a roll / dürülmek=get rolled / dürüm=roll of bread Dör-mek=to rotate it on its axis >thör =mix/ blend (döngü/ törüv=tour) (dörük=blended) Thöre-mek>türemek=become a new layout/form by coming together in the same medium (tür= kind / type) Thörük=order formed by coming together >Türk Töre=order established over time= tradition /torah=sacred order /tarih=history Thör-et-mek>türetmek= to create a new layout combining= to derive Thör-en-mek>Dörünmek= to rotate oneself /turn by oneself Törünmek>törn-mek>Dönmek= to turn oneself /döner=rotary /turna=flamingo Dön-der-mek>döndürmek=to turn something Dön-eş-mek>dönüşmek=turn (altogether) into something Dön-eş-der-mek>dönüştürmek=to convert /transform (Edh) Ez-mek=to thin something down by pressing over= to crush /run over (Edg) Eğ-mek=to turn something the other way or to a curved shape> to tilt it eğim =inclination Eğ-el-mek>eğilmek=to get being inclined /bend Eğ-et-mek>eğitmek= to educate Eğir-mek=to cause it another shape by spin it crosswise around itself / eğri =curve, awry > ağrı=crossways >uğru=~aspect of > doğru= true, right direction Evirmek= to make it return around itself or transform into another shape Çevirmek=turn into/encircle Devirmek =turn outer/overturn Eğir-al-mek>eğrilmek=to become a skew /be bended by Evir-al-mek>evrilmek=to get a transformation over time /evrim=evolution /devrim=revolution /evre=stage Uğra-mak>=to get (at) a place or a situation for a certain time= drop by/ stop by Uğra-eş-mak> uğraşmak=to drop by (altogether) each other for a certain time=to strive/ deal with Uğra-et-mak> uğratmak=to put in a situation for a specific time Öğre-mek=to get an accumulation above a certain stage Öğre-en-mek=to get (at) a knowledge or info level at a certain time> öğrenmek= to learn Öğre-et-mek=to make somebody get (at) a knowledge or info level at a certain time= to teach Türkçe öğretiyorum =I’m teaching turkish İngilizce öğreniyorsun =You’re learning english Öğren-i-yor-u-sen (learn
Birincisi İstanbul ağızı kesinlikle Türkçe değildir. Hangi Türkçeyi ana Türkçe olarak kullanacakmışız? İkincisi ise, bu söyleyiş yaptığın konuğun tipik Türkiye'deki sözde profesörlerin parayla aldıkları kağıt parçası düzeyde olması. Börü'nün neden Kurt yapıldığını yarım anlatıyor, işin ana gerekçesini anlatmıyor. Ben şimdi anlatmayacağım, belki bir gün okursunuz çıkardığımda. Sözcüğe direnerek kelime diyen sözde Türkçe 'profesör' ile tam bir 'işkembeyi kübra' tadında cacıksı, yine baştan sona kadar Türkçe olmayan sözcüklerle kirletilmiş bir bölüm yapmışsınız. Kafadaşı bulunca biri başkalarıyla kafa bulurmuş...
29+ tenses in turkish language Anatolian Turkish verb conjugations A= To (towards /~for) (for words with a thick vowel in the last syllable) E= To (towards /~for) (for words with a thin vowel in the last syllable) Okul=School U (ou)=it’s that/ it’s about Mak/Mek (umak/emek)= aim /exertion (machine/mechanism)(activity purpose / effort process) Git-mek=(verb)= to Go /the effort of going> getmek =to get there 1 .present continuous tense (right now or soon, currently or nowadays) Used to describe the current actions or planned events -for designated times YOR-mak =to tire ( to try ,engage in) >Yor=~go (too much) onto (yorgunum=I’m tired) A/E Yormak=(to arrive at any idea of what it is) I/U Yormak=(to deal with completely) used as the suffix=” ı/u - i/ü + Yor" positive Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You < (please read backwards) Evden geliyorum ( I'm coming from home) = Ev-de-en Gel-i-yor-u-Men >(from Home I’ try to Come) =Come-to-try that-Me Home-at-then< negative A) Mã= Not B) Değil= Un-equivalent examples A: Okula gitmiyorsun ( you’re not going to school)= Okul-a Git-Mã-i-yor-u-Sen >You don't try to Go to school B: Okula gidiyor değilsin ( you aren’t going to school)=Okul-a Git-i-yor değil-sen >You aren't try..to Go to School Question sentence: Mã-u =Not-it> is not it? Used as the suffixes =" Mı / Mu / Mi / Mü “ Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school )= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen (To-school/ Not-it / You-try-to-go)>Are you going to school or somewhere else? Okula gidiyor musun? ( Do you go to school )= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen (To school /Try-to-go /Not-it-you)>~do You (try to) go to school (at specific times) or not ? Okula sen mi gidiyorsun ?= Are you the (only) one going to school? 2 .simple extensive tense ( used to explain our own thoughts about the topic) (always, since long , for a long time, sometimes, currently, sooner or later/ inşallah) positive VAR-mak = to arrive at /to attain (var= ~being there) used as the suffixes >"Ar-ır-ur" (for thick vowel) ER-mek= to get at /to reach (er= ~achieve ) used as the suffixes >"Er-ir-ür" (for thin vowel) examples Okula gidersin (You get to go to school)= Okul-a Git-e-er-sen= You get (a chance) to go to school Kuşlar gökyüzünde uçarlar=(~ Birds fly in the sky )=Kuş-lar gökyüzü-n’de uç-a-var(u-lar)= Birds have (likelihood) to fly in the sky = ~ Birds arrive by flying in the sky Bunu görebilirler (They can see this) = Bu-n’u Gör-e-Bil-e-er-ler =~They get to be able to see what this is Question sentence: In interrogative sentences it means: isn't it so /what do you think about this topic? Okula gider misin? (Do you get to go to school) Okul-a Git-e-er Mã-u-Sen =You get to Go to School -is Not it?=~What about you getting to go to school? Okula mı gidersin? =Do you get to go to school or somewhere else? negative Mã= Not Bas-mak =to tread on/ dwell on/ stand on (bas git=get out of here > pas geç= pass by> vazgeç=give up Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç= stop thinking about) Mã-bas=(No-pass/ Na pas) > (give up on/not to dwell on) >the suffix "MAZ" (for thick vowel) Mã-ez=(Don’t/ Doesn’t)> (to skip/ avoid) >the suffix "MEZ" (for thin vowel) for the 1st person singular and 1st plural is only used the suffix “Mã” ,except for questions examples Okula gitmezsin (you don't/won't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-sen > You skip going to school Babam bunu yapmaz (my dad doesn't do this)= Baba-m bu-n’u yap-ma-bas > My dad doesn't dwell on doing this Bugün okula gitmem (I won't go to school today)> Okul-a Git-mã-men =I don't (have to) go to school Bugün okula gidemem (I can’t go to school today)= Okul-a Git-e-er-mã-men >I don't get (a chance) to go to school Bir bardak su almaz mısınız (Don't you get a glass of water)> Bir fincan çay al-ma-bas ma-u-sen-iz > Do you (really) give up on getting a cup of tea? Kimse senden (daha) hızlı koşamaz (Nobody can run faster than you)=Kimse sen-den daha hızlı kaş-a-al-ma-bas 3.simple future tense (soon or later) Used to describe events that we are aiming for or think are in the future Çak-mak =~to tack ,~fasten,~keep in mind ,~hit them together (for thick vowel) Çek-mek=~to pull, ~take time, ~feel it inside, ~attract , ~to will (for thin vowel) positive.. Okula gideceksin ( you'll go to school)= Okul-a Git-e-çek-sen = You fetch-keep (in mind) to-Go to school Ali bu kapıyı açacak ( Ali’s gonna open this door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak = Ali takes (on his mind) to open the door negative A. Okula gitmeyeceksin (you won't go to school)= Okul-a Git-mã-e-çek-sen =You don't take (time) to go to school B. Okula gidecek değilsin (you aren't gonna go to school)= Okul-a Git-e-çek değil-sen =~you won't go to school and nobody is demanding that you 4 . simple past tense (currently or before) Used to explain the completed events we're sure about Edû = done / Di = anymore Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü) positive Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N Dün İstanbul'da kaldım= I stayed in Istanbul yesterday Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else? Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not? negative Okula gitmedin =You didn't go to school / Okul-a Git-mã-di-N Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today? Dün çarşıya mı gittiniz? = where Did you go yesterday, to the (covered public) bazaar? Akşamleyin bakkala (markete) gittik mi?= Did we go to the grocery store in the evening? 5 .narrative/reported past tense (just now or before) Used to describe the completed events that we're unsure of MUŞ-mak = ~to inform (muşu=perceive/notice muştu>müjde=evangel) that means > I've been informed/ I heard/ I found out/ I noticed /I learned used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş) positive Okula gitmişsin= I heard you went to school> Okul-a Git-muş-u-sen Yanlış birşey yapmışım=~I realized I did something wrong negative A. Okula gitmemişsin (I learned- you didn't go to school)= Okul-a Git-mã-miş-sen (I heard you haven't gone to school) B. Okula gitmiş değilsin =(Apparently you haven't been to school) Okul-a Git--miş değil-sen In a question sentence it means: Do you have any inform about- have you heard- are you aware -does it look like it? İbrahim bugün okula gitmiş mi? =~Did you heard that Abraham has gone to school today? İbrahim bugün okula mı gitmiş? =~Are you sure Abraham went to school today? 6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school 7.Okula gitmektesin (You're in (process of) going to school)= ~you’ve been going to school 8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school =Okula gidiyor olmaktaydın 9.Okula gitmekteymişsin =I found out you've been going to school 10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school 11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)=I noticed you were going to school (at the time/ now on) 12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)= You’ll be going to school 13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)= You’ll have been going to school 14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)= You’ll have gone to school 15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)=You were gonna go to school > I had thought you'd be going to school 16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I found out you're gonna go to school>~I hear you wanna go to school. 17.Okula giderdin ( Okula git-e-er erdin)=You used to go to school >~You'd have had a chance to go to school 18.Okula gidermişsin ( Okula git-e-er ermişsen)=I heard you used to go to school> I realized that you’d get to go to school 19.Okula gittiydin ( Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school 20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true 21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing 22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school 23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school Dur-mak=to remain in the same way/order/layout Durur=remains to exist / keeps being / seems such used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür) (in official speeches these suffixes are used only for the 3rd singular and 3rd plural person) its meaning in formal speeches> it has been and goes on like that Bu Bir Elma = This is an apple Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps being) Bu Bir Kitap = This is a book Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This is a book (and keeps being) informal meaning in everyday speech>it seems/ likely that/ remained so in my mind Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=It seems like- this is an apple Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)=It's likely that -this is a book Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book 24.Okula gidiyordursun =(guess>likely-You were going to school 25.Okula gidiyorsundur =(I think> you are going to school 26.Okula gidecektirsin =(guess>likely- You would (gonna) go to school 27.Okula gideceksindir=(I think> You'll go to school 28.Okula gitmiştirsin =(guess >likely- You had gone to school 29.Okula gitmişsindir =(I think> You've been to school
Agzina saglik hocam sizi bastan beri takip ederek hem okurdum ve izlerdim, tekrar görünce sevindim, biz Özümüze dönmeliyiz ve dilimizden su Arapcayi kaldirip yasaklamaliyiz,yoksa dilimizi unuturacaklar diye calismalarinizi temenni ediyor Esenlikler diliyorum, Almanyadan Saygilar garindasalrima.
Genç bir Türkçü olarak eskilerden adam vuran Türkçüleri değil de bilimsel konuşan Türkçüleri görmek çok sevindirici teşekkürler TamgaTürk🖤
Tebriz'den sevgiler 🇦🇿❤️🇹🇷
"Türk milliyetçiliği temiz, nezih bir fikir hareketidir. Öyle de yoluna devam etmelidir. Gençlerin buna dikkat etmesini isterim. Kendilerinin de aynı şekilde olmalarını ve kendilerini çok iyi yetiştirmelerini isterim." Ahmet Bican Ercilasun.
Artık hocadan yeni kitap ya da çalışma beklemeden, mümkün mertebe seriyi devam ettirme talebinde bulunulabilirdi.
Böyle kıymetli bir hocamızla buluşmak,dinlemek çok gurur verici.Bilgi de sınır yok,her emek vermiş hocalarımızla yeni şeyler öğrenmek,insanlığımıza katkı.Bu imkan için emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim,iyi ki varsınız kıymetli insanlar.Var Ol TamgaTürk❤
Tanrı, Bican Hocamıza uzun ömür bahşetsin. Cenahımızın en büyük bilginlerindendir kendisi.
"TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ temiz, nezih bir fikir hareketidir" Sayın Hocam iyi ki varsınız. Sizi tanımış olmak, sizi okumak, ve sizi dinlemek bizler için kelimelerle ifade edilemeyecek kadar değerli. Tamga Türk yetkilileri: Çok teşekkür ederiz. Sayın Hocamızdan tek video değil, video serisi bekliyoruz...
Sayın Ahmet Bican Ercilasun hoca, Türk tarihi, dili edebiyatı ve araştırmaları ile Türklüğün kalesinin mihenk taşıdır.
Onu dinlemek, kitaplarını okumak, her Türk için ev ödevidir aslında...!
Ömrü uzun olsun!
Tamga Türk, tam adına yakışır bir bilgeyi konuk etmiş.
Şağ olun..
Türk gençlerine ışık tutuyorsunuz hocam, ağzınıza sağlık.
Hocamız dil ve kültür için önemli bir bilgedir. Teşekkürler
Çok keyifli ve ufuk açıcı bu sohbet için Sayın Ahmet Bican Ercilasun hocamıza ve TamgaTürk'e teşekkür eder , saygılarımı sunarım.
Sosyal medya mükemmel bir şey hayatım boyunca karşılaşamayacağım bir profesörü merak ettiğim konuyu anlatırken dinliyorum teşekkürler Tamga Türk
Ahmet Hocam başta olmak üzere değerli bütün hocalarımızı izlemek istiyoruz. Emeğinize sağlık.
Bildirimi görünce çok sevindim, sağolun esen kalın.
işim gereği orta asya türkleri ile çok ilişkim olmuştur. türk dizilerinin etkisi ile ordaki insanlar türkiye türkçesine çok aşina. bir de genelde ekonomik olarak biz daha çok işveren pozisyonunda olduğumuz için ve hepsi türkiyeyi daha "abi" gördükleri için türkiye türkçesi konuşmaktan imtina etmiyorlar. tabi yüz yılın bir alışkanlığı olarak rusçanın etkisi hala çok güçlü. çünkü o topraklara modern medeniyet adına ne geldiyse sovyetlerden gelmiş. umarım yavaş yavaş birbirimize daha da ısınacağız
The language of 𐱅𐰇𐰼𐰰 people
Su=water /水 (Suv)=fluent-flowing Suvu> Sıvı=fluid, liquid
Suv’up =liquefied
Suv-mak= to make it flow onwards-upwards >suvamak=to plaster
Suy-mak= to make it flow over
Süv-mek= to make it flow inwards
Sür-mek= to make it flow ON something >to drive
(Su-arpa)>chorba>surppa=soup /Surup>şurup=syrup /Suruppat>şerbet=sorbet /Surab>şarap=wine /Surah>şıra=juice şire=milky
Süp-mek= to make it flow outwards /Süp-ğur-mek>süpürmek=to sweep
-mak/mek>(umak/emek)=aim/ exertion (machine/ mechanism)
-al/el =~obtain through
-et =~ do /make
-der = ~set /provide
-kur=~ set up
-en=own diameter > about oneself
-eş=each mate/each other/together or altogether
-la/le = ~make this by it /do it this way
Sermek= to make it flow in four directions =to spread it by laying over somth
Sarmak= to make it flow around somth =to wrap, to surround
Saymak= to make it flow drop by drop /one by one from the mind =~to count, ~to deem (sayı=number) (bilgisayar=computer)
Söymek= to make it flow through > Söy-le-mek= make the sentences flow through the mind =~to say, ~to tell
Sövmek=to say whatever's on own mind=swearing
Sevmek= to make flow/pour from the mind to the heart =to love
Süymek=to make it flow thinly (Süÿt> süt= दूध/ milk)
Soymak=to make it flow over it/him/her (to peel, ~to strip )(soygan>soğan=onion)
Soy-en-mak>soyunmak=to undress (Suy-ğur-mak)>sıyırmak=~skinning ,skimming
Siymek=to make it flow downwards= to pee Siÿtik>sidik=urine
Say-n-mak>sanmak= to pour from thought to the idea >to arrive at a guess
Savmak=to make it pour outward /put forward /set forth > sav=assertion
Sav-en-mak>savunmak=to defend /Sav-ğur-mak>savurmak=to strew it outward (into the void)
Sav-eş-mak>savaşmak=to shed each other's blood >savaş= war
Savuşmak=scatter altogether around > sıvışmak=~run away in fear
Sağmak=to ensure it pours tightly /Sağanak=downpour /Sahan=somth to pour water
Sağ-en-mak>sağınmak= to spill from thought into emotions> ~longing
Sekmek=to go (by forcing /hardly) over it further
Sakmak=to get/ keep/ hold-back forcely or hardly (sekar=?)
Sak-en-mak>sakınmak =to ponder hard/hold oneself back/beware
Soğmak=to penetrate (by force)> Soğurmak= make it penetrate inward= to suck in
Sokmak=to put/ take (by force) inward
Sökmek=to take/ force out from the inside(~unstitch/rip out)
Sıkmak=to press (forcibly) into oneself > squeeze (Sıkı=tight)
Sığmak=fit inside /Sığ-en-mak>sığınmak= to seek refuge
Süzmek=to make it lightly flow from top to bottom / to filter
Sezmek=to keep it mentally flowing gently /to intuit, sense
Sızmak=to get flowed slightly / to ooze
Suŋmak=to extend it forward, put before, present
Süŋmek=to get expanded outwards /sünger=sponge
Sıŋmak=to reach by stretching upward/forward
Siŋmek=to shrink oneself by getting down or back (to lurk, hide out)
Söŋmek=to get decreased by getting out or in oneself (to fade out)
Tan= the dawn /旦
Tanımak= to get the differences of =to recognize
Tanınmak= tanı-en-mak= to be known/recognized
Tanıtmak= tanı-et-mak=to make known >to introduce
Tanışmak=tanı-eş-mak= to get to know each other =to meet for the first time
Danışmak= to get information through each other
Tanılamak=tanı-la-mak= diagnose
Tıŋı= the tune (timbre) /调
Tıŋ-mak=to react verbally >Tınlamak= ~to take into account/ respond
Tıŋı-la-mak= to get the sound out
Tiŋi-le-mek=to get the sound in >Dinlemek= to listen / 听
Tiŋ-mek=to get at the silence >Dinmek= to keep calm
Denk= Sync>登克>~equal / a-thankDenge =balance
Thenğ-mek>Değmek= to touch / to achieve a harmonious reaction
Thenğe-mek>Denemek=to try to get a harmonious response in return
teğet= tangent / tenger> değer=sync level >worth / teng-yüz>deŋiz=sea
eşdeğer=equivalent / eş diğerine denk= equal to each other
Deng-en-mek>değinmek = to mention /touch upon
Deng-eş-mek>değişmek =to turn into something else equivalent /to get altogether a change.
Deng-eş-der-mek>değiştirmek =to change it /exchange
Çığ (chuw) = avalanche / 雪崩
Çığ-ğur-mak =çığır-mak= ~to scream /read by shouting
Çağırmak= to call / inviting / 称呼 / 邀请
Çığırı > Jigir > Şiir = Poetry / 诗歌
Cığır-la-mak > Jırlamak > to squeal /shout with a shrill voice
Çığırgı >Jırgı> Şarkı = Song / 曲子
Çiğ (chee)= uncooked, raw / 生
Çiğne-mek =to chew / 咀嚼
(Çiğnek) Çene =chin / 下巴
Çiğ (chiu)= dew / 汽 , 露 (çi’çek=flower/ çi’se=drizzle)
Taş =the stone (portable rock)/大石头
Taşı-mak = to take (by moving) it > to carry
Taşı-et-mak =Taşıtmak> to have it transported
Taşı-en-mak =Taşınmak> to move oneself to a different place
Kak-mak=to give direction (kak-qa-eun> kakgan=which one's directing>Kağan>Han) (Baş-khan>Başkan=president)
Kak-der-mak>kaktırmak= ~to set aside
Kak-el-mak>kağılmak =to be oriented via > get fixed anywhere >kalmak= to stay
Kakıluk-mak=to tend upward >kalkmak=to stand up /get up
Kak-el-der-mak>kağıldırmak>to make it being steered away> kaldırmak =to remove
Kak-en-mak> kağınmak= to be inclined> kanmak / ikna olmak= to ac-know-ledge it's so /be convinced
Kak-en-der-mak> kağındırmak= kandırmak (ikna etmek) = ~to trick (to persuade)
Der-mek=to provide bringing them together to create an order /der-le-mek= to compile
/deri= derm
Dar-mak=to bring into a different order by disrupting the old /tarkan=conqueror
/tarım= agriculture /tarla= arable field /taramak= to comb
Dar-el-mak>darılmak=to be in a disturbed mood towards someone
Dur-mak=to remain in the same order /keep being, /survive /halt on
(thoru>diri= alive) durabilir=durable /boğa-thor>bahadır=冒頓=survivor-victim> war veteran
boğa=sacrificed by strangling >buga > buhag > pigah> 피해자> pig
Dur-der-mak> durdurmak=~to stop /diri-el-mek>dirilmek= be revived
Diremek=make to stand against / direnmek=resist / diretmek=insist
Dür-mek=to roll it into a roll / dürülmek=get rolled / dürüm=roll of bread
Dör-mek=to rotate it on its axis >thör =mix/ blend (döngü/ törüv=tour) (dörük=blended)
Thöre-mek>türemek=become a new layout/form by coming together in the same medium (tür= kind / type)
Thörük=order formed by coming together >Türk
Töre=order established over time= tradition /torah=sacred order /tarih=history
Thör-et-mek>türetmek= to create a new layout combining= to derive
Thör-en-mek>Dörünmek= to rotate oneself /turn by oneself
Törünmek>törn-mek>Dönmek= to turn oneself /döner=rotary /turna=flamingo
Dön-der-mek>döndürmek=to turn something
Dön-eş-mek>dönüşmek=turn (altogether) into something
Dön-eş-der-mek>dönüştürmek=to convert /transform
(Edh) Ez-mek=to thin something down by pressing over= to crush /run over
(Edg) Eğ-mek=to turn something the other way or to a curved shape> to tilt it
eğim =inclination
Eğ-el-mek>eğilmek=to get being inclined /bend
Eğ-et-mek>eğitmek= to educate
Eğir-mek=to cause it another shape by spin it crosswise around itself
/ eğri =curve, awry > ağrı=crossways >uğru=~aspect of > doğru= true, right direction
Evirmek= to make it return around itself or transform into another shape
Çevirmek=turn into/encircle Devirmek =turn outer/overturn
Eğir-al-mek>eğrilmek=to become a skew /be bended by
Evir-al-mek>evrilmek=to get a transformation over time
/evrim=evolution /devrim=revolution /evre=stage
Uğra-mak>=to get (at) a place or a situation for a certain time= drop by/ stop by
Uğra-eş-mak> uğraşmak=to drop by (altogether) each other for a certain time=to strive/ deal with
Uğra-et-mak> uğratmak=to put in a situation for a specific time
Öğre-mek=to get an accumulation above a certain stage
Öğre-en-mek=to get (at) a knowledge or info level at a certain time> öğrenmek= to learn
Öğre-et-mek=to make somebody get (at) a knowledge or info level at a certain time= to teach
Türkçe öğretiyorum =I’m teaching turkish
İngilizce öğreniyorsun =You’re learning english
Öğren-i-yor-u-sen (learn
Sayın profesörümüze katıldığı için, sizlere de böyle değerli bi insanı izleme fırsatı sunduğunuz için teşekkürler
Hocamıza ve emeği geçenlere çok teşekkür ederim.
Hocamızı yeniden dinlemek büyük mutluluk. Teşekkürler Tamga Türk 🙌
Böyle yayınları daha fazla görmek istiyoruz hocam. Seviliyorsunuz.
Çok keyifli program olmuş. Kanalda haftalık olarak Türk tarihi veya dili ile ilgili, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun gibi hocaların olduğu bir program görmek isterim.
Türk dili ve Türk milliyetçiliği için emek sarfeden, Türk gençliğine bir meşale olan sayın Ercilasun hocamiza sonsuz saygilarimi sunuyorum.
Muazzam bir video olmuş. Türk dilinin sonuna kadar katledildiği bu günlerde böyle videolara daha çok ihtiyacımız var. TDK'nin içinin boşaltılması sayesinde dilin içine her gün yabancı kelimeler akarken kendileri hiçbir şey yapmamakta. İnternetteki TDK sözlüğü o kadar yüzeysel ve dar ki aradığım çoğu kelimeyi bulamamamın yanında bulduklarımında açıklamaları birer kelime ile yapılıyor. Bu mu sizin Türk diline verdiğiniz değer ? Hatta ve hatta TDK nin bir online etimoloji sözlüğü bulunmadığı için bir kelimenin etimolojisi arattığınızda karşınıza TDK'nın sitesi bile gelmiyor ! Bunun yerine bir Atatürk düşmanı olan Sevan Nişanyan'ın kurduğu nişanyan sözlük geliyor. Aslında Türkçe bir kökene sahip olan kelimeleri bile Arapça, Kürtçe,Farsça olarak işaretliyorlar. Bu yıllardan beri devam ediyor. Bu konuyu elimden geldiğince dillendirmeye çalışıyorum çünkü gerçek anlamda koca bir fiyasko
Yaşa var ol TamgaTürk! Hocamızın da ağzına sağlık, kendilerine uzun sağlıklı ömürler diliyoruz.
Hocamızın da,Tamga Türk ekibinin de,emeğine,ağzına sağlık,çok bilgilendirici ve keyifli bir program olmuş.
Boyle degerli bilim insanlarını daha cok konuk edip,bilgilerinden istifade etmemizi saglarsaniz harika olur.
Hocamıza ve TamgaTürke sevgiler, teşkkürler
Ahmet Hocayı görmek bizi Türkoloji eğitimi alan herkesi mutlu ediyor .
Şampiyonlar ligi gibi kanal. Sağ olun.
Hocam derya deniz masallah devamını bekliyoruz. Avustralyadan selamlar
Muhteşem ! Çok faydalı bir program olmuş emeğinize sağlık
Yayınınız ve emeğiniz için siz TamgaTürk ailesine ve değerli bilgilerini bizimle paylaştığı için hocam Ahmet Bircan ERCİLASUN'a teşekkür ederim. Ayrıca bu gibi programlarınızı ilgiyle bekliyoruz.
Ercilasun hocayı daha çok görmek, dinlemek isteriz
Sayın hocam,
Çok teşekkür ediyorum. Varolun.
Rehber kur’an, hedef Turan.
Sevgili hocam hoşgeldiniz
Çok güzel olmuş, 10 numara❤
Türklerin ana yurdunun Anav kültür bölgesi olması meselesi benim uzun süredir düşündüğüm bir şeydi. Hem de aynı sebeplerden dolayı ki bunlar Sümer ile komşuluk meseleleri ve ayrıca Indogermen diller ile olan kadim dil alışverişi. Demek düşünmemize gerek kalmadı Bican hoca sağolsun düşünecek alan bırakmadı bize. :)
Harika bir program olmuş. Teşekkürler Tamgatürk!
Milletin her kesiminin izlemesi gereken o video.. Teşekkürler TamgaTürk
ihsan erkoç hoca,bu konularda cok makale yazdi.akedemik liyakat cok fazla tavsiye ederim
Şu kalitede bilgiyi parayla alamazsın. Teşekkürler Tamga Türk...
Emeğinize sağlık.
Ahmet Hoca ile seri gelse keşke
Uygur Oğuzlerin Oğuzhaniyle turkmen oğuzlerin Oğuzhani ayri- ayri insanlerdir.
Var olsun Bican hoca, var olsun Tamga Türk.
🇹🇷🐺
Teşekkürler.
Allah uzun ömürler versin.
Çok yararlı bir video
Bican hocaya sevgiler
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Ercilasun beğ'e selamlar...
Türk buduna esenlikler olsun 🐺
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
🤩👏👏👏👏
Çok büyük adam
Bu devirde Türk olup da küfür etmemek...
Kökenler için Osman Karatay'da benzer şeyler söylüyor. Gerçi genetikçiler karşı çıkıyorlar ama genetik işi ile çözümleme işini çok abarttıklarını düşünüyorum ben.
3:51 Bilmiyorlar ki.
Bağımsızlık ve Özgürlük kelimeleri nasıl dil kurallarına aykırı, bilen biri açıklayabilir mi?
👍💯
Anadolu Ağızları konusunda tam tersini düşünüyorum... Kendisi artık ağız konuşmuyor diye herkese bıraksın dememeli... Ağızlar zenginliktir, onların yok olmasını istemek Ercilasun hocadan beklemediğim bir tavır... Hoş, Ercilasun dedi diye fikrimi değiştirecek değilim... Ayrıca herhangi bir Anadolu Ağzı'nı bilmek yine Türk Dünyasının herhangi bir yerinde ne kadar faydalı, hocaya anlatmaya gerek yok diye tahmîn ediyorum...
"Arkam" lafı "götüm" demektir. Yanımda ya da arka planımızda desen keske5.
Hocam sümerler kendikerine kenger diyorlarmış.Kenger de bir türk kavmiymiş.Peki şimdi nolacak.Sümerler türk olmayacaklar mı?
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
Hocam kocamış.
Mahallicilik de milliyetçiliğe aykırı felan değildir. Birey, önce özüne ve çevresine muhabbet beslesin ki ideolojik olarak milliyetçiliğe açık olabilsin... Ben özümü benimsemeyeyim, çevremi sevmeyeyim sonra ideolojik millîyetçi olayım, hee oldu... Ben kendimi sevmeden nasıl ideolojik millîyetçilik yapacağım? Bir de diyoruz ki, millîyetçiliğin sosyolojik boyutu da var...
Yanlış biliyor, biraz genetik öğrenmeli bu eski nesil tarihçiler, Türklerin kültürü anav, andronovo, kültürü değildir bu kültürlerde akraba evliliği mevcuttur. Türklerin olduğu kültür Slav Grave kültürüdür. Yani Doğu avrasyadır. Bunu nerden mi biliyoruz Göktürk kağanın kızının dnasına bakılmış ve slab grave kültür ile aynı dnalara sahip, Hun dönemindeki dnalara da bakılmış ve Slab grave ve çinli yengelerimizin dnaları gözükmektedir. Doğu iskitler hun döneminde hunlarla karışıyorlar ve asimile oluyor. YÖnetim kısmına bu iskit dnası karışmıyor daha çok halka karışıyor. iskit dnası da Sintaşta kültüründe bulunan dnaya sahip. iskitlerlerde hint irani bir toplumdur. Anadoluda her türkün kanında %10 15 civarında iskit kanı bulunur. %15-20 'de slab grave, %2-3 civarı slav kanı bulunur. Hazar devleti döneminde slavlar bizim kölelerimizde slave'da köle kökeni de ordan geliyor zaten. %10bmac veya anav kültüründen geliyoır Chandman kültüründen %10 civarı geliyor. bunlar batıya gelince taciklerle veya soğd kavimleriye karışında geliyor. kalan %40 50 'de anadolu halkının geni aslında. Neden bu kadar geniş bir gen haritamız var çünkü türkler slav gravede kültüründen sonra artık göçebe hayata başlıyor akraba evliliği yapmıyorlar. toprak miras olayı yok. Hasta çocuk doğmasın diye 7 veya 9 ata olayı var 7 atada ortak ata varsa evlenemiyorlar. Onun için dışarıdan kız alıyorlar köle alıyorlar. İslama geçtikten sonra artık bu akraba evliliği olayı unutuluyor. akraba evliliği artıyor.
Eski nesil tarihçiler güncel genetik verilerden bihaber oluyorlar. Onların bu örnekte olduğu gibi iddialarının bilimselliğine gölge düşürüyor. İnsanın yıllarca emek verip inşa ettiği kuleyi bir sefer de yıkması çok zordur. Ama söz konusu bilimse kule yıkılır tekrar inşa edilir. Ahmet Bican hocaya önce bol talih ve rasyonalite diliyorum.
Hocam bozkurt işareti nasıl yeni olabiliyor. Çocukken elektrik gitti mi, tavşan yılan kurt gibi elimizle mumun önünde gölge oluşturacak şekilde oyunlar oynardık. 30 yıl önce icat edilmiş bir şey değil. İnsanoğlu ateşi kontrol ettiğinden beri eliyle illa bir şekiller yapıyor.
Hoca beni hayl kırıklığına uğrattı.Ağız farklılığını,ayrıştırıcı gören ,Türki cumhuriyetlerinin kendi kimlikleriyle dillerini tanımlamalarına sovvetlerdeki baskılara dayandırması inanılır gibi degil yani hocam hiç mo oralara gitmedin yaşli insanlarla muhabbetin olmadi.Bir kazak,özbek,uygur,azerbaycanlı kendi dillerini ve kültürlerini nasıl tanimlar.hiç anlamamizsiniz.Bilmek,öğrenmek degildir.
@@koray6115bunla ilgili bir şey demiyor ki şehirde üniversite ortamın da bu tarz konuşmalar da ısrarcı olmak doğru değil diyor ki haklı da ben Kayseri’nin bir köyünde doğdum Kayseri ağızıyla büyüdüm lise ve üniversitenin ilk yıllarında bu konuşma şekli yüzünden daha az anlaşılır birisiydim fikirlerimi anlatırken bir şeyden bahsederken ne kadar ortak ağızda konuşursak o kadar etkili olur ki diksiyonumu geliştirdikten sonra bunun çok faydasını gördüm Denizli’ye gittim orada fark etti bodrum da çalıştım fark yarattı uşağa gittim aynı şekilde oldu kısaca evet kültürümüzü yaşatalım ama ortak payede konuşacak anlaşılacak halde de olalım
@@koray6115 söylediklerinize katılıyorum ve ben de yeni kelimeler duymayı çok seviyorum Denizli de kahvehaneye oturup insanları dinlerdim çok tatlı geliyor konuşmaları ama konu bu değil ortak temiz bir Türkçe kulllanmamız gerekiyor ben nenemle de anlaşıyorum işim gereği zengin iyi eğitimli insanlarla da şayet birlik beraberlik oluşturup Türk milletini Aydınlağa kavuşturmak istiyorsak bu şart
29+ tenses in turkish language
Anatolian Turkish verb conjugations
A= To (towards /~for) (for words with a thick vowel in the last syllable)
E= To (towards /~for) (for words with a thin vowel in the last syllable)
Okul=School
U (ou)=it’s that/ it’s about
Mak/Mek (umak/emek)= aim /exertion (machine/mechanism)(activity purpose / effort process)
Git-mek=(verb)= to Go /the effort of going> getmek =to get there
1 .present continuous tense (right now or soon, currently or nowadays)
Used to describe the current actions or planned events -for designated times
YOR-mak =to tire ( to try ,engage in) >Yor=~go (too much) onto (yorgunum=I’m tired)
A/E Yormak=(to arrive at any idea of what it is)
I/U Yormak=(to deal with completely)
used as the suffix=” ı/u - i/ü + Yor"
positive
Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You < (please read backwards)
Evden geliyorum ( I'm coming from home) = Ev-de-en Gel-i-yor-u-Men >(from Home I’ try to Come) =Come-to-try that-Me Home-at-then<
negative
A) Mã= Not B) Değil= Un-equivalent
examples
A: Okula gitmiyorsun ( you’re not going to school)= Okul-a Git-Mã-i-yor-u-Sen >You don't try to Go to school
B: Okula gidiyor değilsin ( you aren’t going to school)=Okul-a Git-i-yor değil-sen >You aren't try..to Go to School
Question sentence:
Mã-u =Not-it> is not it?
Used as the suffixes =" Mı / Mu / Mi / Mü “
Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school )= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen (To-school/ Not-it / You-try-to-go)>Are you going to school or somewhere else?
Okula gidiyor musun? ( Do you go to school )= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen (To school /Try-to-go /Not-it-you)>~do You (try to) go to school (at specific times) or not ?
Okula sen mi gidiyorsun ?= Are you the (only) one going to school?
2 .simple extensive tense ( used to explain our own thoughts about the topic)
(always, since long , for a long time, sometimes, currently, sooner or later/ inşallah)
positive
VAR-mak = to arrive at /to attain
(var= ~being there) used as the suffixes >"Ar-ır-ur" (for thick vowel)
ER-mek= to get at /to reach
(er= ~achieve ) used as the suffixes >"Er-ir-ür" (for thin vowel)
examples
Okula gidersin (You get to go to school)= Okul-a Git-e-er-sen= You get (a chance) to go to school
Kuşlar gökyüzünde uçarlar=(~ Birds fly in the sky )=Kuş-lar gökyüzü-n’de uç-a-var(u-lar)= Birds have (likelihood) to fly in the sky = ~ Birds arrive by flying in the sky
Bunu görebilirler (They can see this) = Bu-n’u Gör-e-Bil-e-er-ler =~They get to be able to see what this is
Question sentence:
In interrogative sentences it means: isn't it so /what do you think about this topic?
Okula gider misin? (Do you get to go to school) Okul-a Git-e-er Mã-u-Sen =You get to Go to School -is Not it?=~What about you getting to go to school?
Okula mı gidersin? =Do you get to go to school or somewhere else?
negative
Mã= Not
Bas-mak =to tread on/ dwell on/ stand on (bas git=get out of here > pas geç= pass by> vazgeç=give up
Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç= stop thinking about)
Mã-bas=(No-pass/ Na pas) > (give up on/not to dwell on) >the suffix "MAZ" (for thick vowel)
Mã-ez=(Don’t/ Doesn’t)> (to skip/ avoid) >the suffix "MEZ" (for thin vowel)
for the 1st person singular and 1st plural is only used the suffix “Mã” ,except for questions
examples
Okula gitmezsin (you don't/won't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-sen > You skip going to school
Babam bunu yapmaz (my dad doesn't do this)= Baba-m bu-n’u yap-ma-bas > My dad doesn't dwell on doing this
Bugün okula gitmem (I won't go to school today)> Okul-a Git-mã-men =I don't (have to) go to school
Bugün okula gidemem (I can’t go to school today)= Okul-a Git-e-er-mã-men >I don't get (a chance) to go to school
Bir bardak su almaz mısınız (Don't you get a glass of water)> Bir fincan çay al-ma-bas ma-u-sen-iz > Do you (really) give up on getting a cup of tea?
Kimse senden (daha) hızlı koşamaz (Nobody can run faster than you)=Kimse sen-den daha hızlı kaş-a-al-ma-bas
3.simple future tense (soon or later)
Used to describe events that we are aiming for or think are in the future
Çak-mak =~to tack ,~fasten,~keep in mind ,~hit them together (for thick vowel)
Çek-mek=~to pull, ~take time, ~feel it inside, ~attract , ~to will (for thin vowel)
positive..
Okula gideceksin ( you'll go to school)= Okul-a Git-e-çek-sen = You fetch-keep (in mind) to-Go to school
Ali bu kapıyı açacak ( Ali’s gonna open this door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak = Ali takes (on his mind) to open the door
negative
A. Okula gitmeyeceksin (you won't go to school)= Okul-a Git-mã-e-çek-sen =You don't take (time) to go to school
B. Okula gidecek değilsin (you aren't gonna go to school)= Okul-a Git-e-çek değil-sen =~you won't go to school and nobody is demanding that you
4 . simple past tense (currently or before)
Used to explain the completed events we're sure about
Edû = done / Di = anymore
Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü)
positive
Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N
Dün İstanbul'da kaldım= I stayed in Istanbul yesterday
Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else?
Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not?
negative
Okula gitmedin =You didn't go to school / Okul-a Git-mã-di-N
Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today?
Dün çarşıya mı gittiniz? = where Did you go yesterday, to the (covered public) bazaar?
Akşamleyin bakkala (markete) gittik mi?= Did we go to the grocery store in the evening?
5 .narrative/reported past tense (just now or before)
Used to describe the completed events that we're unsure of
MUŞ-mak = ~to inform (muşu=perceive/notice muştu>müjde=evangel)
that means > I've been informed/ I heard/ I found out/ I noticed /I learned
used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş)
positive
Okula gitmişsin= I heard you went to school> Okul-a Git-muş-u-sen
Yanlış birşey yapmışım=~I realized I did something wrong
negative
A. Okula gitmemişsin (I learned- you didn't go to school)= Okul-a Git-mã-miş-sen (I heard you haven't gone to school)
B. Okula gitmiş değilsin =(Apparently you haven't been to school) Okul-a Git--miş değil-sen
In a question sentence it means: Do you have any inform about- have you heard- are you aware -does it look like it?
İbrahim bugün okula gitmiş mi? =~Did you heard that Abraham has gone to school today?
İbrahim bugün okula mı gitmiş? =~Are you sure Abraham went to school today?
6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school
7.Okula gitmektesin (You're in (process of) going to school)= ~you’ve been going to school
8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school =Okula gidiyor olmaktaydın
9.Okula gitmekteymişsin =I found out you've been going to school
10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school
11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)=I noticed you were going to school (at the time/ now on)
12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)= You’ll be going to school
13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)= You’ll have been going to school
14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)= You’ll have gone to school
15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)=You were gonna go to school > I had thought you'd be going to school
16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I found out you're gonna go to school>~I hear you wanna go to school.
17.Okula giderdin ( Okula git-e-er erdin)=You used to go to school >~You'd have had a chance to go to school
18.Okula gidermişsin ( Okula git-e-er ermişsen)=I heard you used to go to school> I realized that you’d get to go to school
19.Okula gittiydin ( Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school
20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true
21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing
22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school
23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school
Dur-mak=to remain in the same way/order/layout
Durur=remains to exist / keeps being / seems such
used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür)
(in official speeches these suffixes are used only for the 3rd singular and 3rd plural person)
its meaning in formal speeches> it has been and goes on like that
Bu Bir Elma = This is an apple
Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps being)
Bu Bir Kitap = This is a book
Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This is a book (and keeps being)
informal meaning in everyday speech>it seems/ likely that/ remained so in my mind
Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=It seems like- this is an apple
Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)=It's likely that -this is a book
Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple
Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book
24.Okula gidiyordursun =(guess>likely-You were going to school
25.Okula gidiyorsundur =(I think> you are going to school
26.Okula gidecektirsin =(guess>likely- You would (gonna) go to school
27.Okula gideceksindir=(I think> You'll go to school
28.Okula gitmiştirsin =(guess >likely- You had gone to school
29.Okula gitmişsindir =(I think> You've been to school
The language of 𐱅𐰇𐰼𐰰 people
Su=water /水 (Suv)=fluent-flowing Suvu> Sıvı=fluid, liquid
Suv’up =liquefied
Suv-mak= to make it flow onwards-upwards >suvamak=to plaster
Suy-mak= to make it flow over
Süv-mek= to make it flow inwards
Sür-mek= to make it flow ON something >to drive
(Su-arpa)>chorba>surppa=soup /Surup>şurup=syrup /Suruppat>şerbet=sorbet /Surab>şarap=wine /Surah>şıra=juice şire=milky
Süp-mek= to make it flow outwards /Süp-ğur-mek>süpürmek=to sweep
-mak/mek>(umak/emek)=aim/ exertion (machine/ mechanism)
-al/el =~obtain through
-et =~ do /make
-der = ~set /provide
-kur=~ set up
-en=own diameter > about oneself
-eş=each mate/each other/together or altogether
-la/le = ~make this by it /do it this way
Sermek= to make it flow in four directions =to spread it by laying over somth
Sarmak= to make it flow around somth =to wrap, to surround
Saymak= to make it flow drop by drop /one by one from the mind =~to count, ~to deem (sayı=number) (bilgisayar=computer)
Söymek= to make it flow through > Söy-le-mek= make the sentences flow through the mind =~to say, ~to tell
Sövmek=to say whatever's on own mind=swearing
Sevmek= to make flow/pour from the mind to the heart =to love
Süymek=to make it flow thinly (Süÿt> süt= दूध/ milk)
Soymak=to make it flow over it/him/her (to peel, ~to strip )(soygan>soğan=onion)
Soy-en-mak>soyunmak=to undress (Suy-ğur-mak)>sıyırmak=~skinning ,skimming
Siymek=to make it flow downwards= to pee Siÿtik>sidik=urine
Say-n-mak>sanmak= to pour from thought to the idea >to arrive at a guess
Savmak=to make it pour outward /put forward /set forth > sav=assertion
Sav-en-mak>savunmak=to defend /Sav-ğur-mak>savurmak=to strew it outward (into the void)
Sav-eş-mak>savaşmak=to shed each other's blood >savaş= war
Savuşmak=scatter altogether around > sıvışmak=~run away in fear
Sağmak=to ensure it pours tightly /Sağanak=downpour /Sahan=somth to pour water
Sağ-en-mak>sağınmak= to spill from thought into emotions> ~longing
Sekmek=to go (by forcing /hardly) over it further
Sakmak=to get/ keep/ hold-back forcely or hardly (sekar=?)
Sak-en-mak>sakınmak =to ponder hard/hold oneself back/beware
Soğmak=to penetrate (by force)> Soğurmak= make it penetrate inward= to suck in
Sokmak=to put/ take (by force) inward
Sökmek=to take/ force out from the inside(~unstitch/rip out)
Sıkmak=to press (forcibly) into oneself > squeeze (Sıkı=tight)
Sığmak=fit inside /Sığ-en-mak>sığınmak= to seek refuge
Süzmek=to make it lightly flow from top to bottom / to filter
Sezmek=to keep it mentally flowing gently /to intuit, sense
Sızmak=to get flowed slightly / to ooze
Suŋmak=to extend it forward, put before, present
Süŋmek=to get expanded outwards /sünger=sponge
Sıŋmak=to reach by stretching upward/forward
Siŋmek=to shrink oneself by getting down or back (to lurk, hide out)
Söŋmek=to get decreased by getting out or in oneself (to fade out)
Tan= the dawn /旦
Tanımak= to get the differences of =to recognize
Tanınmak= tanı-en-mak= to be known/recognized
Tanıtmak= tanı-et-mak=to make known >to introduce
Tanışmak=tanı-eş-mak= to get to know each other =to meet for the first time
Danışmak= to get information through each other
Tanılamak=tanı-la-mak= diagnose
Tıŋı= the tune (timbre) /调
Tıŋ-mak=to react verbally >Tınlamak= ~to take into account/ respond
Tıŋı-la-mak= to get the sound out
Tiŋi-le-mek=to get the sound in >Dinlemek= to listen / 听
Tiŋ-mek=to get at the silence >Dinmek= to keep calm
Denk= Sync>登克>~equal / a-thankDenge =balance
Thenğ-mek>Değmek= to touch / to achieve a harmonious reaction
Thenğe-mek>Denemek=to try to get a harmonious response in return
teğet= tangent / tenger> değer=sync level >worth / teng-yüz>deŋiz=sea
eşdeğer=equivalent / eş diğerine denk= equal to each other
Deng-en-mek>değinmek = to mention /touch upon
Deng-eş-mek>değişmek =to turn into something else equivalent /to get altogether a change.
Deng-eş-der-mek>değiştirmek =to change it /exchange
Çığ (chuw) = avalanche / 雪崩
Çığ-ğur-mak =çığır-mak= ~to scream /read by shouting
Çağırmak= to call / inviting / 称呼 / 邀请
Çığırı > Jigir > Şiir = Poetry / 诗歌
Cığır-la-mak > Jırlamak > to squeal /shout with a shrill voice
Çığırgı >Jırgı> Şarkı = Song / 曲子
Çiğ (chee)= uncooked, raw / 生
Çiğne-mek =to chew / 咀嚼
(Çiğnek) Çene =chin / 下巴
Çiğ (chiu)= dew / 汽 , 露 (çi’çek=flower/ çi’se=drizzle)
Taş =the stone (portable rock)/大石头
Taşı-mak = to take (by moving) it > to carry
Taşı-et-mak =Taşıtmak> to have it transported
Taşı-en-mak =Taşınmak> to move oneself to a different place
Kak-mak=to give direction (kak-qa-eun> kakgan=which one's directing>Kağan>Han) (Baş-khan>Başkan=president)
Kak-der-mak>kaktırmak= ~to set aside
Kak-el-mak>kağılmak =to be oriented via > get fixed anywhere >kalmak= to stay
Kakıluk-mak=to tend upward >kalkmak=to stand up /get up
Kak-el-der-mak>kağıldırmak>to make it being steered away> kaldırmak =to remove
Kak-en-mak> kağınmak= to be inclined> kanmak / ikna olmak= to ac-know-ledge it's so /be convinced
Kak-en-der-mak> kağındırmak= kandırmak (ikna etmek) = ~to trick (to persuade)
Der-mek=to provide bringing them together to create an order /der-le-mek= to compile
/deri= derm
Dar-mak=to bring into a different order by disrupting the old /tarkan=conqueror
/tarım= agriculture /tarla= arable field /taramak= to comb
Dar-el-mak>darılmak=to be in a disturbed mood towards someone
Dur-mak=to remain in the same order /keep being, /survive /halt on
(thoru>diri= alive) durabilir=durable /boğa-thor>bahadır=冒頓=survivor-victim> war veteran
boğa=sacrificed by strangling >buga > buhag > pigah> 피해자> pig
Dur-der-mak> durdurmak=~to stop /diri-el-mek>dirilmek= be revived
Diremek=make to stand against / direnmek=resist / diretmek=insist
Dür-mek=to roll it into a roll / dürülmek=get rolled / dürüm=roll of bread
Dör-mek=to rotate it on its axis >thör =mix/ blend (döngü/ törüv=tour) (dörük=blended)
Thöre-mek>türemek=become a new layout/form by coming together in the same medium (tür= kind / type)
Thörük=order formed by coming together >Türk
Töre=order established over time= tradition /torah=sacred order /tarih=history
Thör-et-mek>türetmek= to create a new layout combining= to derive
Thör-en-mek>Dörünmek= to rotate oneself /turn by oneself
Törünmek>törn-mek>Dönmek= to turn oneself /döner=rotary /turna=flamingo
Dön-der-mek>döndürmek=to turn something
Dön-eş-mek>dönüşmek=turn (altogether) into something
Dön-eş-der-mek>dönüştürmek=to convert /transform
(Edh) Ez-mek=to thin something down by pressing over= to crush /run over
(Edg) Eğ-mek=to turn something the other way or to a curved shape> to tilt it
eğim =inclination
Eğ-el-mek>eğilmek=to get being inclined /bend
Eğ-et-mek>eğitmek= to educate
Eğir-mek=to cause it another shape by spin it crosswise around itself
/ eğri =curve, awry > ağrı=crossways >uğru=~aspect of > doğru= true, right direction
Evirmek= to make it return around itself or transform into another shape
Çevirmek=turn into/encircle Devirmek =turn outer/overturn
Eğir-al-mek>eğrilmek=to become a skew /be bended by
Evir-al-mek>evrilmek=to get a transformation over time
/evrim=evolution /devrim=revolution /evre=stage
Uğra-mak>=to get (at) a place or a situation for a certain time= drop by/ stop by
Uğra-eş-mak> uğraşmak=to drop by (altogether) each other for a certain time=to strive/ deal with
Uğra-et-mak> uğratmak=to put in a situation for a specific time
Öğre-mek=to get an accumulation above a certain stage
Öğre-en-mek=to get (at) a knowledge or info level at a certain time> öğrenmek= to learn
Öğre-et-mek=to make somebody get (at) a knowledge or info level at a certain time= to teach
Türkçe öğretiyorum =I’m teaching turkish
İngilizce öğreniyorsun =You’re learning english
Öğren-i-yor-u-sen (learn
Kesinlikle katılıyorum...
Atsız dedikten sonra kapadım
Gerizekalı
Ne diyecekti fesli maymunmu arıyordun.
Türklük şereftir
İstemeyene zorla vermek zorunda değiliz
Ebülfez Elçibey
@@Sepsis12 ön yargı denilen şey işte, insanı böyle cahil bırakıyor.
@@batutigin önyargı bazen iyidir zaman kaybını önler, seçicilik katar.
Günde kaç kez cahil diyorsunuz sayın ordinaryus
Birincisi İstanbul ağızı kesinlikle Türkçe değildir. Hangi Türkçeyi ana Türkçe olarak kullanacakmışız?
İkincisi ise, bu söyleyiş yaptığın konuğun tipik Türkiye'deki sözde profesörlerin parayla aldıkları kağıt parçası düzeyde olması.
Börü'nün neden Kurt yapıldığını yarım anlatıyor, işin ana gerekçesini anlatmıyor. Ben şimdi anlatmayacağım, belki bir gün okursunuz çıkardığımda.
Sözcüğe direnerek kelime diyen sözde Türkçe 'profesör' ile tam bir 'işkembeyi kübra' tadında cacıksı, yine baştan sona kadar Türkçe olmayan sözcüklerle kirletilmiş bir bölüm yapmışsınız.
Kafadaşı bulunca biri başkalarıyla kafa bulurmuş...
Kes dingil. Çıkaracağın kitabı yaz da yanlışlıkla almayalım amg sözde milliyetçisi.
29+ tenses in turkish language
Anatolian Turkish verb conjugations
A= To (towards /~for) (for words with a thick vowel in the last syllable)
E= To (towards /~for) (for words with a thin vowel in the last syllable)
Okul=School
U (ou)=it’s that/ it’s about
Mak/Mek (umak/emek)= aim /exertion (machine/mechanism)(activity purpose / effort process)
Git-mek=(verb)= to Go /the effort of going> getmek =to get there
1 .present continuous tense (right now or soon, currently or nowadays)
Used to describe the current actions or planned events -for designated times
YOR-mak =to tire ( to try ,engage in) >Yor=~go (too much) onto (yorgunum=I’m tired)
A/E Yormak=(to arrive at any idea of what it is)
I/U Yormak=(to deal with completely)
used as the suffix=” ı/u - i/ü + Yor"
positive
Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You < (please read backwards)
Evden geliyorum ( I'm coming from home) = Ev-de-en Gel-i-yor-u-Men >(from Home I’ try to Come) =Come-to-try that-Me Home-at-then<
negative
A) Mã= Not B) Değil= Un-equivalent
examples
A: Okula gitmiyorsun ( you’re not going to school)= Okul-a Git-Mã-i-yor-u-Sen >You don't try to Go to school
B: Okula gidiyor değilsin ( you aren’t going to school)=Okul-a Git-i-yor değil-sen >You aren't try..to Go to School
Question sentence:
Mã-u =Not-it> is not it?
Used as the suffixes =" Mı / Mu / Mi / Mü “
Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school )= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen (To-school/ Not-it / You-try-to-go)>Are you going to school or somewhere else?
Okula gidiyor musun? ( Do you go to school )= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen (To school /Try-to-go /Not-it-you)>~do You (try to) go to school (at specific times) or not ?
Okula sen mi gidiyorsun ?= Are you the (only) one going to school?
2 .simple extensive tense ( used to explain our own thoughts about the topic)
(always, since long , for a long time, sometimes, currently, sooner or later/ inşallah)
positive
VAR-mak = to arrive at /to attain
(var= ~being there) used as the suffixes >"Ar-ır-ur" (for thick vowel)
ER-mek= to get at /to reach
(er= ~achieve ) used as the suffixes >"Er-ir-ür" (for thin vowel)
examples
Okula gidersin (You get to go to school)= Okul-a Git-e-er-sen= You get (a chance) to go to school
Kuşlar gökyüzünde uçarlar=(~ Birds fly in the sky )=Kuş-lar gökyüzü-n’de uç-a-var(u-lar)= Birds have (likelihood) to fly in the sky = ~ Birds arrive by flying in the sky
Bunu görebilirler (They can see this) = Bu-n’u Gör-e-Bil-e-er-ler =~They get to be able to see what this is
Question sentence:
In interrogative sentences it means: isn't it so /what do you think about this topic?
Okula gider misin? (Do you get to go to school) Okul-a Git-e-er Mã-u-Sen =You get to Go to School -is Not it?=~What about you getting to go to school?
Okula mı gidersin? =Do you get to go to school or somewhere else?
negative
Mã= Not
Bas-mak =to tread on/ dwell on/ stand on (bas git=get out of here > pas geç= pass by> vazgeç=give up
Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç= stop thinking about)
Mã-bas=(No-pass/ Na pas) > (give up on/not to dwell on) >the suffix "MAZ" (for thick vowel)
Mã-ez=(Don’t/ Doesn’t)> (to skip/ avoid) >the suffix "MEZ" (for thin vowel)
for the 1st person singular and 1st plural is only used the suffix “Mã” ,except for questions
examples
Okula gitmezsin (you don't/won't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-sen > You skip going to school
Babam bunu yapmaz (my dad doesn't do this)= Baba-m bu-n’u yap-ma-bas > My dad doesn't dwell on doing this
Bugün okula gitmem (I won't go to school today)> Okul-a Git-mã-men =I don't (have to) go to school
Bugün okula gidemem (I can’t go to school today)= Okul-a Git-e-er-mã-men >I don't get (a chance) to go to school
Bir bardak su almaz mısınız (Don't you get a glass of water)> Bir fincan çay al-ma-bas ma-u-sen-iz > Do you (really) give up on getting a cup of tea?
Kimse senden (daha) hızlı koşamaz (Nobody can run faster than you)=Kimse sen-den daha hızlı kaş-a-al-ma-bas
3.simple future tense (soon or later)
Used to describe events that we are aiming for or think are in the future
Çak-mak =~to tack ,~fasten,~keep in mind ,~hit them together (for thick vowel)
Çek-mek=~to pull, ~take time, ~feel it inside, ~attract , ~to will (for thin vowel)
positive..
Okula gideceksin ( you'll go to school)= Okul-a Git-e-çek-sen = You fetch-keep (in mind) to-Go to school
Ali bu kapıyı açacak ( Ali’s gonna open this door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak = Ali takes (on his mind) to open the door
negative
A. Okula gitmeyeceksin (you won't go to school)= Okul-a Git-mã-e-çek-sen =You don't take (time) to go to school
B. Okula gidecek değilsin (you aren't gonna go to school)= Okul-a Git-e-çek değil-sen =~you won't go to school and nobody is demanding that you
4 . simple past tense (currently or before)
Used to explain the completed events we're sure about
Edû = done / Di = anymore
Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü)
positive
Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N
Dün İstanbul'da kaldım= I stayed in Istanbul yesterday
Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else?
Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not?
negative
Okula gitmedin =You didn't go to school / Okul-a Git-mã-di-N
Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today?
Dün çarşıya mı gittiniz? = where Did you go yesterday, to the (covered public) bazaar?
Akşamleyin bakkala (markete) gittik mi?= Did we go to the grocery store in the evening?
5 .narrative/reported past tense (just now or before)
Used to describe the completed events that we're unsure of
MUŞ-mak = ~to inform (muşu=perceive/notice muştu>müjde=evangel)
that means > I've been informed/ I heard/ I found out/ I noticed /I learned
used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş)
positive
Okula gitmişsin= I heard you went to school> Okul-a Git-muş-u-sen
Yanlış birşey yapmışım=~I realized I did something wrong
negative
A. Okula gitmemişsin (I learned- you didn't go to school)= Okul-a Git-mã-miş-sen (I heard you haven't gone to school)
B. Okula gitmiş değilsin =(Apparently you haven't been to school) Okul-a Git--miş değil-sen
In a question sentence it means: Do you have any inform about- have you heard- are you aware -does it look like it?
İbrahim bugün okula gitmiş mi? =~Did you heard that Abraham has gone to school today?
İbrahim bugün okula mı gitmiş? =~Are you sure Abraham went to school today?
6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school
7.Okula gitmektesin (You're in (process of) going to school)= ~you’ve been going to school
8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school =Okula gidiyor olmaktaydın
9.Okula gitmekteymişsin =I found out you've been going to school
10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school
11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)=I noticed you were going to school (at the time/ now on)
12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)= You’ll be going to school
13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)= You’ll have been going to school
14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)= You’ll have gone to school
15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)=You were gonna go to school > I had thought you'd be going to school
16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I found out you're gonna go to school>~I hear you wanna go to school.
17.Okula giderdin ( Okula git-e-er erdin)=You used to go to school >~You'd have had a chance to go to school
18.Okula gidermişsin ( Okula git-e-er ermişsen)=I heard you used to go to school> I realized that you’d get to go to school
19.Okula gittiydin ( Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school
20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true
21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing
22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school
23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school
Dur-mak=to remain in the same way/order/layout
Durur=remains to exist / keeps being / seems such
used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür)
(in official speeches these suffixes are used only for the 3rd singular and 3rd plural person)
its meaning in formal speeches> it has been and goes on like that
Bu Bir Elma = This is an apple
Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps being)
Bu Bir Kitap = This is a book
Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This is a book (and keeps being)
informal meaning in everyday speech>it seems/ likely that/ remained so in my mind
Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=It seems like- this is an apple
Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)=It's likely that -this is a book
Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple
Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book
24.Okula gidiyordursun =(guess>likely-You were going to school
25.Okula gidiyorsundur =(I think> you are going to school
26.Okula gidecektirsin =(guess>likely- You would (gonna) go to school
27.Okula gideceksindir=(I think> You'll go to school
28.Okula gitmiştirsin =(guess >likely- You had gone to school
29.Okula gitmişsindir =(I think> You've been to school
Agzina saglik hocam sizi bastan beri takip ederek hem okurdum ve izlerdim, tekrar görünce sevindim, biz Özümüze dönmeliyiz ve dilimizden su Arapcayi kaldirip yasaklamaliyiz,yoksa dilimizi unuturacaklar diye calismalarinizi temenni ediyor Esenlikler diliyorum, Almanyadan Saygilar garindasalrima.