Öncelikle Ömer Türkerʼi tebrik ediyorum. Birçok teolog Kantʼı ve dolayısıyla antinomilerini kabul etmez, çünkü ne dediğini anlamaz (mutaassıb oldukları için de ne dediğini anlamak için uğraşmazlar da). Kantʼın antinomilerini kabul eden bir zekanın hala klasik metafiziği sanki müsellem bir şeymiş gibi öne sürmesi (ki tutarsızlık oluyor bu), görünüşte düşünceden/hakikatten sözedip, özde ise inancı kastetmek zaafının bir belirtisidir. Zorunlu-mümkün ayrımına dayalı, yani ilk nedene dayalı bir metafizik de mümkün, klasik deyişle teselsüle dayalı metafizik de mümkün. İkisi de mümkün olmak bakımından müsavi. Birinin diğerine imkan açısından üstünlüğü olmadığı için birini diğerine tercih edemeyiz. Çağın metafizik belirsizliğinin nedeni budur. Görünen o ki bu belirsizlik hala devam edecek. Meseleye yaklaşırken duygularımızı bir kenara bırakmak zorundayız. Kalbim, duygularım istiyor ki her şey belirli olsun.. Bilmem anlatabildim mi? Ben eminim ki buradaki her ciddi zeka, aynı benim gibi, Ömer Türkerʼin yaptığı apolojist el çabukluğunu fark etmiş ve bu konuşmayı son tahlilde kayda değer bulmamıştır.
Merhabalar. Anladığım kadarıyla Evren hep var mıydı, sonradan mı yaratıldı konusunda bir tercihiniz yok, Agnostik bir tutumunuz var. Varlığın bize görünen fiziksel karşılığının ötesinde bir hakikatinin olduğunu , yani Tanrısal bir kudret bulunduğunu varsayıyorsanız, Tanrı - alem ilişkisini açıklayan güncel modeliniz var mı hocam. Bu benim kafa yorduğum bir mesele. Ben aktif , cari bir Tanrı inancına sahibim. Her ne kadar oluş ve bozuluş bir yasaya göre vuku bulsa da, Tanrı'nın bu yasanın mutlak beliryecisi olarak İradesi ile değiştirebileceğini varsayanlardanım. Südur teorisi mi denir, Atomculuk mu bilmiyorum ama Tanrı mutlak hayat verici kaynak olarak istediği an cereyanı kesebilir..
Teselsül mümkün değildir. Meselede o değil zaten. Kant ta aklen kavramadığı şeyleri iyilik güzellik ahlak gibi varsayımların zorunlu olması gerektiği ile kabul ediyordu.
Alan dışında olup da bu konularla ilgilenenler için muhteşem açıklayıcı olmuş. Çok teşekkürler!
Bu vakıf ideolojik ayrım yapmadan önemli düşünürleri ağırlıyor. Tebrikler teşekkürler.
Bu sunumu al, her ay evire çevire dinle. Öylesine hayati bir mesele..
Hocam, emeğinize sağlık.
tek kelime ile mükemmel. hocanın bilgisinden ziyade aktarışı çok güzel hakiki bir öğretmen.
Çok başarılı bir ders olmuş. İnşallah bunları makaleler şeklinde bekliyoruz.
Tek kelime ile: ruhlarımızı akıllandıran bir konuşma...bir kelime seğil bin kelime ile geleceğe taşıyan ders... topraklarımızın gururu....
Teşekkürler...
Sizi tanıma fırsatı bulduğum, varlığınızdan haberdar olduğum için mutluyum. Teşekkür ederim
Ömer Türker, derslerde arabesk müzik açardı. Samimi bir hocadır.
Ömer Türker hocaya ve Anadoku aydınlar vakfına teşekkürler
Harika bir ders olmuş hocamın emeğine sağlık
Metafizik alem tabirini hocanın alışkanlıktan, galatı meşhurdan söylediğine inanmak istiyorum :) Kıymetli yayın için teşekkürler
Selamlar. Neden?
Keşke yaka mikrofonu olsa
1:20:00
Muhteşem.
Rahmetli Ara Güler’in ruhuna fatiha
çok iyiy
🤍
Öncelikle Ömer Türkerʼi tebrik ediyorum. Birçok teolog Kantʼı ve dolayısıyla antinomilerini kabul etmez, çünkü ne dediğini anlamaz (mutaassıb oldukları için de ne dediğini anlamak için uğraşmazlar da). Kantʼın antinomilerini kabul eden bir zekanın hala klasik metafiziği sanki müsellem bir şeymiş gibi öne sürmesi (ki tutarsızlık oluyor bu), görünüşte düşünceden/hakikatten sözedip, özde ise inancı kastetmek zaafının bir belirtisidir. Zorunlu-mümkün ayrımına dayalı, yani ilk nedene dayalı bir metafizik de mümkün, klasik deyişle teselsüle dayalı metafizik de mümkün. İkisi de mümkün olmak bakımından müsavi. Birinin diğerine imkan açısından üstünlüğü olmadığı için birini diğerine tercih edemeyiz. Çağın metafizik belirsizliğinin nedeni budur. Görünen o ki bu belirsizlik hala devam edecek. Meseleye yaklaşırken duygularımızı bir kenara bırakmak zorundayız. Kalbim, duygularım istiyor ki her şey belirli olsun.. Bilmem anlatabildim mi? Ben eminim ki buradaki her ciddi zeka, aynı benim gibi, Ömer Türkerʼin yaptığı apolojist el çabukluğunu fark etmiş ve bu konuşmayı son tahlilde kayda değer bulmamıştır.
Merhabalar. Anladığım kadarıyla Evren hep var mıydı, sonradan mı yaratıldı konusunda bir tercihiniz yok, Agnostik bir tutumunuz var. Varlığın bize görünen fiziksel karşılığının ötesinde bir hakikatinin olduğunu , yani Tanrısal bir kudret bulunduğunu varsayıyorsanız, Tanrı - alem ilişkisini açıklayan güncel modeliniz var mı hocam. Bu benim kafa yorduğum bir mesele. Ben aktif , cari bir Tanrı inancına sahibim. Her ne kadar oluş ve bozuluş bir yasaya göre vuku bulsa da, Tanrı'nın bu yasanın mutlak beliryecisi olarak İradesi ile değiştirebileceğini varsayanlardanım. Südur teorisi mi denir, Atomculuk mu bilmiyorum ama Tanrı mutlak hayat verici kaynak olarak istediği an cereyanı kesebilir..
Teselsül mümkün değildir. Meselede o değil zaten. Kant ta aklen kavramadığı şeyleri iyilik güzellik ahlak gibi varsayımların zorunlu olması gerektiği ile kabul ediyordu.
1:07:00