Bekir Sıdkı Sezgin Yusuf Gebzeli ve Fevzi Mısır (Tanbur Necip Gülses)
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 21 พ.ย. 2024
- "İbrahim Suat Erbay" arşivinden..
Bekir Sıdkı Sezgin
1 Temmuz 1936 tarihinde İstanbul’un Şehremini semtinde doğdu. Babası Hafız Hüseyin Efendi (1899-1969), annesi Feride Hanım’dır. 1942 yılında ilk öğretime başladı, lisede okurken babasının teşviki ile başarılı bir sınav vererek İstanbul belediye Konservatuarı’na giren B. Sıdkı Sezgin buradan mezun oldu. 1956 yılında Denizli’de vatani görevini tamamladıktan sonra 1958’de İzmir’e yerleşti.
1959’da İzmir Radyosu’nun sınavını kazanarak “yetişmiş sanatkar” olarak göreve başladı. Ayni yıl içinde solist, bir diğer sınavla da “Birinci sınıf ses sanatkarı” ünvanını aldı. 1967 yılından itibaren aynı kuruluşta stajyer sanatkarlara öğretmenlik yaptı. 1973’de İzmir Radyosu’nda “Klasik Koro Şefi” oldu. 1976’da İstanbul Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Öğretim Üyeliği’ne getirildi. Aynı tarihlerden başlayarak İstanbul Radyosu ses sanatkarlığını, Küçük Koro Şefliği’ni ve TRT Merkez Denetleme Kurulu üyeliği’ni birlikte yürüttü. 1980 yılında TRT’den emekli oldu ve konservatuardaki görevinden ayrıldı. 1971-1983 yılları arasında çeşitli Avrupa ülkelerinde dini ve dindışı musikimizle ilgili konserler verdi. 1985 yılında özel bir anlaşma ile İ. T. Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda öğretim üyeliğine başladı.
Bekir Sıdkı Sezgin, musiki ve din kültürü yüksek bir aileye mensuptur. Sesi çok güzel olan babası Hafız Hüseyin Efendi, Hafız Hasan Akkuş, Fatih Camii imamı Ahmed Rasim Efendi (Filibeli Arap Hafız), Hafız Ahmed Efendi, Hafız Sadettin Efendi’lerden musiki dersleri alarak müziğe başlamıştır. 1946-1948 yılları arasında İzmir’deki teyzesinin yanına gittiği zamanlarda Hisar Camii’nde Rakım Elkutlu ile tanışır ve onun eserlerini kendisinden öğrenir. Bekir Sıtkı Sezgin’in annesi Feride Hanım’ın da sesi güzeldi ve ud çalardı, anneannesinden din dışı eserler meşk eden B. S. Sezgin’in güzel sesini ve yeteneğini ilk kez babası fark etmişti. Çok küçük denecek yaşlarda , henüz 3-4 yaşlarında iken sokakta babası ile dolaşırken babasını evlerinin yakınında bulunan kahveye sürükler, gramofonun yanına oturur ve saatlerce plak dinlerdi. Üç buçuk yaşında “Hıfz”a başlayan Bekir Sıtkı Sezgin “Hıfz”ı beş yaşında tamamladı. Ortaokulun son sınıflarına kadar özel musiki eğitimi aldı ve dini musikimizin her formuna ait eserler meşk etti, az çok bilgi sahibi oldu. Bu dersler babası tarafından yeterli bulunmadı ve mevlidhan Hafız Mecid Sesigür, Laleli Camii Başmüezzini Hafiz Numan, Nuruosmaniye Camii İmamı Hafiz Hasan Efendi’den na’t, mevlid, Ezan, talim, mahrec-i huruf dersleri aldırttı ve ardından “Bu zamana kadar musikiyi sana pratik olarak öğrettik. Şimdi ilmi yönden öğrenim görmenin zamanı gelmiştir. "Hadi bakalım ! Konservatuar imtihanına gir, muhakkak en iyi derece ile kazanacaksın” diyen babasının sözleri onun sınava girmesini ve başarılı olarak kazanmasını sağlamıştır.
B. Sıdkı Sezgin babası için bu sebeple, ”Hasılı babam, benim hem sebebi hayatım, hem öğretmenim, hem mürebbim, hem de arkadaşım olmuştur” demiştir. Dersler devam ettiği sürede anneannesinden de din dışı eserler öğreniyordu. Toplum içinde ilk musiki icrası denemesini dokuz yaşında iken “Tevhid Bahri”ni okuyarak yapan B. Sıtkı Sezgin, aile ve dost meclislerinde bildiği eserleri okuyarak takdir edilirdi. Konservatuar süresince öğrendigi eserlerin çoğunu din dişi eserler oluşturuyordu. 1959 yılından sonra İzmir’de Zakirbaşı İlhami, Manisalı Hafız Ahmed, Mübaşir Kemal, Hafız İsmail Efendi’den bilmediği klasik eserleri, tevşih, durak, tavır ve üslup öğrenen büyük üstad, bütün bu titiz derslerin ve uğraşların sonucunda usta bir ses icracısı olarak kendisine üstün bir zemin hazırladı.
Bekir Sıdkı Sezgin, 1964 yılında İzmir’de evlendi. 1965’de H. Kudsi, 1967’de H. Siyami, 1969’da F. Hümeyra adlı çocukları dünyaya geldi. Büyük üstad 10 Eylül 1996 tarihinde vefat etti.
#bekirsıtkısezgin #fevzimısır #yusufgebzeli
Yaradan' in ihtişamini hatirlatan her kula çok tesekkür ediyorum. MINNETLE MUHABBETLE HÜRMETLE
Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş.Bu dünyada hoş seda bırakıp gittiler.
Aziz ruhları şad olsun.
Üç merhum hafıza da Allah'tan rahmet dilerim. Yerleri dolmayacak sesler ve üsluplar. Müteşekkiriz paylaştığınız için.
Olağanüstü inanılmaz, Allah rahmet etsin hepsine yerleri kolay kolay dolmaz.
Gerçekten beğenerek dinliyorum eskiler aklıma geliyor dalıp gidiyorum
Hocam bu nasıl bir kanal nasıl bir arşivdir kayboldum içinde Allah razı olsun çok kıymetli bir iş yapıyorsunuz gerçekten çok kıymetli
Muhteşem okuyucular. Rabbim rahmetiyle muamele etsin.
Yusuf Gebzeli ,Fevzi Mısır , B.Sıdkı Sezgin nerede günümüzde böyle sesler hepsine rahmet diliyorum dinleyenlere de huşu
رحمك الله وصلى الله على سيدنا محمد وعلى آله وصحبه وسلم تسليما
Kardeşim teşekkürler büyük emek ve hizmet etmişsin Var ol....
Eyvallah. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah. Hepsinin
Mükemmel olmuş
Mekanları cennet olsun
Elbette ben de bir kulum . Rabbimizin kulu !
Mevla Teala rahmet eylesin 🤲🤲🤲
Sanki tek kişi okudu yada ses renkleri aynı anlayamadım üç hocanında mekanı cennet olsun nur içinde yatsınlar
İlk okuyan hangi hocamızdır.bu nasıl sese basmadır.harika .
@@klasikturkmusikisii Sizde başka kayıtları varsa onlarıda dinlemek isteriz :)
Yusuf Gebzeli ses analizi aratırsanız daha iyi tanırsınız.
Merhum Yusuf Gebzeli,Allah rahmet eylesin.
Bence fevzi mısırlı. İkinci hoca yusuf hoca
Okuyuş sırası isimlerle uyuşmuyor diye tahmin ediyorum.İlk okuyan Yusuf Gebzeli olmalı.3. Okuyucu Fevzi Mısır olmalı. 2. Okuyanın Bekir Sıdkı Sezgin olduğundan emin değilim.
Sondaki Fatiha yanılmıyorsam Tuğrul efendinin sesi olduğuna göre muhtemelen Cerrahi Tekkesi kaydıdır bu.
Ses konusunda haklısınız ama diğerini sanmam. Şeb-i Arus ihtifallerinden birinde olmalı.
@@fizikchyhocam Kur'an-ı Kerim'in okunma sırası nasıl, ilk hangi üstad okuyor?
@@yusufyagz4276 Sıra Yusuf Gebzeli, Fevzi Mısır, Bekir Sıdkı Sezgin şeklinde. Şimdi tekrar dinleyince farkettim, el-fatiha diyen Tuğrul İnançer değil bence.
Hangisinin kaçıncı dakikalarda ya da hangi sırayla okuduklarını yazabilir misiniz?
İlk okuyan Fevzi Mısır, İkinci Yusuf Gebzeli, Üçüncü Bekir Sıdkı Sezgin
Yıllar sonra olacak ama açık ve net şekilde ilk okuyucu Yusuf Hoca, ikinci ise Fevzi Hoca, en son ise Bekir Bey. Yanlışı kesin doğru gibi yaymayın. Emin olmadıkça yapmayın. Kibrin belirtisidir. Selamlarla