Grup Halimiz Ahvalimiz - Şafak Söktü Yine Sunam Uyanmaz
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 21 พ.ย. 2024
- YÖRE: Erzurum
KAYNAK KİŞİ: Kemani Haydar Telhüner
Müzik Yönetmeni - Düzenlemeler: Ulaş Kurtuluş Ünlü
ŞAFAK SÖKTÜ YİNE SUNAM UYANMAZ
HASRET ÇEKEN GÖNÜL DERDE DAYANMAZ
ÇAĞIRIRIM SUNAM SESİM DUYULMAZ
UYAN SUNAM UYAN DERİN UYKUDAN
ÇEKTİĞİM GÖNÜL ELİNDEN
USANDIM GURBET ELİNDEN
HİÇ KİMSE BİLMEZ HALİMDEN
UYAN SUNAM UYAN DERİN UYKUDAN
BUNCA DİYAR GEZDİM GÖZLERİN İÇİN
NİYE KÜSTÜN BANA EL SÖZÜ İÇİN
DİLERİM ALLAHTAN SIZLASIN İÇİN
UYAN SUNAM UYAN DERİN UYKUDAN
Doyumsuz türkü keyfi verdiğiniz için herbirinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum sağ olun varolun eksik olmayın 🙏🙏🙏🙏🙏🥀🥀🩵🩵🩵😞😞😞😞🚬
Yüreğinize sağlık çok güzel olmuş
Emeğinz zay olmasin canlar muhteşnsz iyiki varszn
bu grup bir harika söylüyor maşallah yaw
bu türkünün en iyi düzenlemesi şükriye tutkun'unki...
Muhteşem.
Tek kelimeyle süpersiniz, Tesekkürler bu güzel yorum icin.
UYAN SUNAM, DERİN UYKUDAN…
Değerli okurlar,
Yazarını Malatyalılar çok iyi tanır: Yani, Fahri Kayhan’ı… Gelelim anlatmaya türkülere konu olan ve dilden dile aktarılan bu dramı:[1]
Suna, Fahri Kayhan’ın eşidir. Çok sevmektedir Fahri Bey Suna’yı… Devir, o zamanın Malatya’sı… Ancak sevdiğine sevdiğini söylemenin bile ayıp karşılandığı o dönemde Fahri Bey her daim söyler Suna’ya, ona olan sadakatini ve bağlılığını… Ve bilir karısının gözlerinin başka kimselere bakmadığını…
O dönemin kadınlarının en büyük eğlencesidir, haftada bir yapılan hamam sefaları… Kendilerine ayrılan günde toplanıp hamama gider mahallenin tüm kadınları… İşte o hamam sefalarından birinde Suna’nın sırtında bulunan ve normal şartlarda kıyafetinden asla görünme ihtimali olmayan bir ben dikkatini çeker hamamda bulunan ve sunanın yakın arkadaşı olan Neriman Hanım’ın…
Neriman Hanım, akşam eve geldiğinde laf arasında eşi Mustafa Bey’e, Suna’nın sırtında ben olduğunu anlatır… Aradan zaman geçer… Fahri Kayhan bir gün evlerinin yakınında bulunan kahvede Mustafa Bey ile karşılaşır… Aralarındaki sohbet belli bir süre sonra tartışmaya dönüşür ve olay karşılıklı hakarete kadar gider… Fahri Kayhan hiddetle cevap verir Mustafa Bey’e: “Bir daha karşıma çıkma, seni el aleme rezil ederim.” Bu söylem karşısında sinirlerine hakim olamayan ve sırf Fahri Kayhan’ı yaralamak gayesiyle hareket eden Mustafa Bey’in dudaklarından şu sözler dökülüverir: “Sen benimle uğraşacağına kendi karına sahip çık, ben senin karının sırtındaki beni bile bilirim.”
Fahri Kayhan beyninden vurulmuşa döner… Evet inanamaz biricik Suna’sının kendisine ihanet ettiğine, ama bu başına gelen neyin nesidir? Elin adamı, Suna’nın sırtındaki beni nerden bilecektir? Bu sorular kafasında iken eve varır, dayanamaz ve karşısına alıp Suna’yı durumu anlatır… Suna iki gözü iki çeşme yeminler eder Fahri Kayhan’a: “Aman beyim etme” der, “Bakar mıyım senden bir başkasına?” O gece konuşurlar, konuşurlar… Fahri Kayhan eşine sarılır, ve ikna olduğunu söyleyip bir daha hiç açmamacasına konuyu kapatır… Lakin durum hiç de öyle olmamıştır… O günden sonra istemeden de olsa aklında hep o şüphe, Fahri Bey karısına kötü davranır…
Yine bir akşam yemekte sudan bir sebeple çıkan tartışma sonrasında Fahri Kayhan ceketini alır ve başlar Malatya sokaklarında dolaşmaya… Eve geldiğinde neredeyse güneş doğmak üzeredir… Eve girer ve gördüğü manzara karşısında dona kalır… Biricik karısı Suna, kendini asmıştır… Sallanan ayağının dibinde elinden düşmüş bir mektup durmaktadır. O mektupta Suna son sözlerinde şunları yazmıştır: “Kusura bakma beyim, ama günlerdir kafandaki soru işaretlerinin sebebini bilmekteyim… Kendimi temize çıkarmak için başka yol göremedim. Şunu bil ki, ben sana hiç ihanet etmedim… “
Fahri Kayhan gözyaşları içinde eşinin cansız bedenini yağlı urgandan ayırır, yere yatırır… Islak gözlerini silerken bir bakar ki hava aydınlanmıştır… İçindeki yangın öyle büyüktür ki, sözün bittiği yerde, kelimelerin küllerinden o meşhur türküyü yakmıştır:
“Şafak söktü, Suna’m yine uyanmaz
Hasret çeken gönül derde dayanmaz
Çağırırım Suna’m sesim duyulmaz
Uyan Suna’m uyan, derin uykudan
Nice diyar gezdim gözlerin için
Niye kızdın bana el sözü için
Dilerim Allah’tan sızlasın için
Uyan Suna’m uyan derin uykudan
Çektiğim gönül elinden
Usandım gurbet elinden
Hiç kimse bilmez halimden
Uyan Suna’m, derin uykudan…”
Kaçtan malatyali ahmak biliyor acaba bu hikayeyi. Hatırlattığınız animsattıginiz için teşekkür ederim.🙏🙏🙏
çook sevdiğim bir eser bende hep okurum mükemmel
Usandım kurbet elinden.. Hiçkimse bilmez halimden..
TRT Ye o zaman kocaman bi sıfır parçayı bir kırşehirli halk müzigi bozlak seveni olarak bende malatya parçası biliyorum ve dahası parçanın hikyesinide okudum .. bu trt yarın kalkar bizim rahmetli Neşet ERTAŞ ustanın parçasınıda yunanistan türküsü derse şaşırmayalım..
Fahri Kayahan zırvalığını da bir deli uydurdu. Bu yalana hala inananlar var. Bu şarkı ezelden beri Erzurum türküsüdür
Çok güzel
Kars yöresi türküsü erzurum kars yöresi aşıkları daha güzel söylir
hocama yazık ettiler okulumzdan gitti
1 dislike suna'nın babası
Parça Fahri kayahana ait ama TRT nin yanlışından yöresi vs değişmiş. Parça MALATYA parçasıdır
artık şu yalanlar türetmekten vazgeçin. Fahri Kayahan zırvalığını da bir deli uydurdu. Bu yalana hala inananlar var. Bu şarkı ezelden beri Erzurum türküsüdür
@@MOTUN heee heee bi sen akillisin
YORUM FARKLI GÜZL SÖYLEYEN FARKLI GÜZL TEBRİK EDRİM sizleri hocam
ben yıllardır bu tüküyü bilirim hiçte hikayesini ölen karısının başında aglayan degil bizzati kendisinin vurdugu bir sunam olarak ta ayrıca bilirim ve aha sizden duyuyorum türküde bir kere çagırıram sunam uyanmaz derken erzurum şivesi zaten türkünün özünde var bu şiveyle bu türkü hiç bir yere maledilemez ayrıca aşagıda yazan erzurum yazmakla degersiz kılınmış demek birkere erzurum şehrine vede o yörenin inasanına saygızılıktır
YÖRE: Erzurum
KAYNAK KİŞİ: Kemani Haydar Telhüner
Derleyen: Ali Canlı
TRT Repertuar No: 3163