Edebiyat Söyleşileri | Prof. Dr. Handan İnci | 19. Bölüm @trt2
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 16 ก.ย. 2024
- Prof. Dr. Handan İnci ile Türk edebiyatının önemli isimlerini ve edebiyatımızın bugününü konuşuyoruz.
#edebiyat #kültür #sanat
Edebiyat Söyleşileri'nin diğer bölümleri için: • Edebiyat Söyleşileri |...
TRT 2 TH-cam kanalına abone olmak için: bit.ly/2V0TZDD
Tüm bölümler ve daha fazlası için bizi takipte kalın:
www.trt2.com.tr/
/ trt2
/ trt2
/ trt2tv
/ trt2 TRT
Harika bir program kesinlikle trt 2 yi tebrik ediyorum. Ve bu tarz programların artmasını temenni ediyorum.Şair sunucu zaten fevkalade. Konular ve konuklar harika. Hocamız maşallah tam bir Tanpınar hayranı ve uzmanı.
Handan hoca çok nadide bir insan. Edebiyat ve edebiyatçılar üzerine yazdığı kitaplar kesinlikle okunmalı.
Handan Hoca'nın edebiyat müfredatına ilişkin söylediklerine biraz değinmek istiyorum. Üniversitenin edebiyat bölümüne yeni gelen bir öğrencinin karşısındaki koca külliyatı ve dili, işin başından, anlaması zordur. Daha ilk senede öğrenciden kaldıramayacağı yükleri sırtlanmasını istemek oldukça vahim sonuçlar doğurabiliyor. Edebiyat bölümüne arzulayarak ve alelade bir şekilde gelen iki tip öğrenciden ilki "Ben nereye geldim acaba" diyor, ikincisi ise akıllılık edip bölüm değiştirmez ise dört senesi sürüncemede geçiyor ve edebiyattan nefret ediyor. Dikkat edin, daha üniversite müfredatının sorunlarından bahsediyorum. Lise müfredatının garabetine ve vahametine hiç girmiyorum.
Elbette edebiyat bölümlerinin müfredatını külliyen değiştirmek müşkildir. Genelde bu istenilen çaba biraz da öğrenciden beklenir. Öğrenci önyargıları ile geldiyse ona artık yapacak pek bir şey yok.
Bölüm müfredatları, en azından kendi üniversitem için söylüyorum, genelde kronolojik bir sıraya göre dizimlenir. Yani mesela Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat'tan baslar; Servet-i Fünûn, II. Meşrutiyet, Millî Mücadele ve Cumhuriyet dönemi diye devam eder. Klasik edebiyat ve filolojiye girmiyorum bile. Handan Hoca'nın kastettiği durum da sanırım bu biraz. Dilin Cumhuriyet dönemine nispetle daha ağır olduğu Tanzimat dönemini öğrencinin önüne ilk sınıfta koymak öğrencide bir afallama yaratıyor. Severek geldiyse bu afallamadan bir nebze olsun kurtulabilir ve çabuk toparlanır ama aksi durumda hayır..
Elbette dönemleri tersyüz ederek müfredatı değiştirmek mümkün değil. Az önce dediğim gibi, bu yazına alışması biraz da öğrenciden beklenir. Şimdi lise müfredatına bu yolla gelmek istiyorum. Seneler geçtikçe öğrencilerin, lise kitaplarının ve hatta edebiyat öğretmenlerinin değerinde/kalitesinde önemli ölçüde düşüş yaşandığı için liseden gelen öğrencilerin üniversiteye uyumu/adaptasyonu artık daha hâle geldi. Ama bundan bir on yıl öncesine göre bile öğrencinin kalitesinin ve anlayışının gittikçe gerilediğini kendi hocalarım söylüyor. Şimdi ve önümüzdeki yıllar için bu uyumu görmek daha da güçleşecek. Şahsım adına söyleyeyim. Şu an son sınıf öğrencisiyim. Bölümüme isteyerek geldim. Bahsettiğim afallamayı ben de yaşadım. İlk seneden Tanpınar'ın Türk Edebiyatı Tarihi'ni okumak, ki Tanpınar'ı severek ve çok okuyan biriydim üniversiteye gelene kadar, bu kitabın dilini anlamaya çalışmak zordu ve inanın bana hâlâ da zaman zaman o üslubu ve dili anlamak zor geliyor. Son seneye kadar bölümün ve aldığı eğitimin hakkını vererek gelen bir öğrenci artık dilin zorluklarını büyük oranda aşar. Ancak "alım"ı sağlıklı olmuş ise o zamana kadar.
Bu zorlukları aşmak için toptan yıkıp yenisini ortaya koymak zordur. Ama eğer edebiyat ve kitap sevgisini köklere kazımak istiyorsak müfredatlardan önce kafaları yenileştirmek lazım. Bundan otuz, kırk sene önceki edebiyat öğretmenleri daha yenilikçiydi buna eminim; ve aynı şekilde edebî muhteva da. Ha günümüzde değerli kalemler yok mu ? Mutlaka vardır, belki biz denizin içinde sarih göremiyor olabiliriz ama arkamda yatan edebi birikime bakarak halihazırdaki durumun gittikçe yozlaştığını ve hatta çözülmeye başladığını düşünüyorum. Çok karamsar isem lütfen siz tenvir edin..
Eğer yeni bir müfredat düzenlemesi yapılmak isteniyorsa hocanın dediği gibi müfredatın arasına zihnin arzuyla nemalanacağı metinler serpiştirmek ve yazını bu şekilde süslemek elzem.
Tanpınar ,enteresan bir adam.Hakikaten mükemmeliyetçi birisi.Sahnenin Dışındakiler romanın ilk basımıyla tefrikası arasındaki farklar baya hayret verici.Pek çok anlatım bozukluğu düzeltilip devrik cümleler tamir edilmiş.Titiz çalışan bir muharrirmiş.Anlatımı baya kuvvetli.Bugünlerde Aydaki Kadin'i okuyorum.Selim ,Ruhsar'ın Faikle evleneceğini öğrenince içim tuhaf oldu.İçimi garip bir burukluk kapladı.
Ne mutlu bana ki Handan Hoca'nın öğrencisiyim. Gerçekten çok demokrat ve naif bir insan
Ne bırakacağım zamana çok muazzam bir söz. Tıpkı Mevlânâ'nın bensiz geçme ey zaman deyişi gibi.
Bence günümüzde gençlere usta bir edebiyatçı etrafında toplayıp gençlere kendilerini kanıtlaması için destek olması yani şiir roman ve hikayelerini yayınlamada öncü ve destek olması gerekir .
bir türk dili edebiyatı öğrencisi olarak edebiyata ağşığım
Ahmet Hamdi Tanpınar'ı bugün seviyor ve sahipleniyorsak Handan İnci Hocamız sağ olsun diyorum.
Bu bölümü Tanpınar'a dair meraklı ve ilgili olanların izlemesini tavsiye ederim.
O.Pamuk'un edebiyatı cümle yapısında teşekkül ediyorsa tercüme edilmiş romanlarının ilgi görmesini nasıl açıklayacak? Handan İnci çok kendinden emin konuşuyor. Tanpınar'da olduğunu söyleyip methettiği "tereddüt" Handan İnci'de yok.
Bir eserin reklamı iyiyse (mesela nobel falan almışsa)ilgi görür.Mesela ben Orhan Pamuk romanlarını hiç sevmem.Türkçenin kurallarına riayet etmiyor.Tanpinardan aldığım tadı alamadım.Ona ödül veren jüri eserlerini orijinal dilinden okusaydı tiksinirdi.Nazım eserlerde sentaksa dikkat edilmeyebilir.Ama nesir eserlerde sentaks bozuk olmamalı.
kitap okunan bir evde buyumedim maalesef ve sevdirecek hocalarim da yoktu. ilkokulda sinif kitapliginda zorunlu olarak okudugum kitaplarla tutkun oldum okumaya. hocama saygim sonsuz. kosullari farkli olup bazi anlamlarda sanssiz olan insanlarin ayak bastigi bir yeryuzu burasi. buradan merhabalar
Ne güzel bir sohbetti
Edebiyat dersleri hic olmasa idi kusaklar icin daha iyi olurdu. Hic olmazsa edebiyattan nefret etmezdik.
Aynen.Yazar-eser ezberlemekten gına geldi.
İç mekan dekorasyonu çok güzel olmuş
Hanımefendinin Orhan Pamuk hakkında söylediklerine katılmıyorum.Nesir eserlerde gramer kaidelerine riayet edilmeli.Nazım eserlerde kafiye ve vezne uyabilmek için devrik cümle olur.Fakat nesir eserlerde sentaks düzgün olmalı."I cinema to go."cümlesi ne kadar irrite ediciyse"gidiyorum sinemaya"cümlesi de o kadar irrite edici.Bu devrik cümle aşkı nerden geliyor??Yaşadığım yerde bir tane Afgan kız var.Onun Türkçesi bile Orhan Pamuğunkinden düzgün.
ben ilk huzuru okudum
Lise öğrencisiyim, Ahmet Hamdi Tanpınar a başlamak istiyorum, sizce bu külliyat hazırlığının bitmesini mi bekleyeyim?
Külliyatı ne zaman biteceği belli olmaz, bitti denir bambaşka bir metin çıkar ortaya. Okumaya başlamanızın bir sakıncası olmaz, külliyat hakkındaki güncellemeleri takip ederseniz yeni metinlerden de haberdar olursunuz.
@@Dolunay301 Haklısınız Teşekkürler
beş şehir'i al başla sonrası gelir
Hala o yönde bir düsüncen varsa hangi sehirdesin bilmiyorum ama bulundugun okulda Anadolu Mektebi faaliyeti varsa katilabilirsin sistematik bir sekilde yazar okumalari açisindan.
@@kudretsyn lise mezunuyum artık, edebiyat okuyorum ,Aydaki Kadın hariç hepsini okudum sınav için
Merhaba arkadaşlar 13:24 hanği kitap okuduğunu söylüyor yardımcı olurmusunuz
Sanıyorum Banana Yoshimoto dan bahsediyor
@@esradrst803 tesekkürler.
👏👏👏
Iyi bir edebiyatçı olmak icin illa iki kistas olması gerekiyor demissiniz ...Bu sınırlama insanlara karamsarlık olarak döner bir üni.rektorune yakışmıyor bu düşünce geçmişimizdeki edebiyatçıların illa ıyi kütüphaneleri yada hocaları mi vardi ?...
Acı ama doğru bir tespit. Burada bahsedilen Tanpınar'a bakalım, sırf Yahya Kemal var diye edebiyat bölümünü seçen kendisi. Tanpınar'ın öğrencilerinden Mehmet Kaplan'ın yetiştirdiği ve sonra profesör olmuş onlarca edebiyat öğrencisi var. Edebiyat tarihçisi Mehmet Fuat Köprülü'ye bakalım, ailesinden kalan dillere destan bir kütüphanesi var. Yirminci yüzyıldaki ve günümüzdeki edebiyat eleştirmenlerine bakın, birçoğu iyi liselerden ve üniversitelerden mezundur ki bu iyi bir edebiyat öğretmeniyle karşılaşmış olma ihtimalini arttıran bir durumdur. Ortalama bir lise öğrencisini ele aldığınızda, evinde kütüphane varsa şanslıdır. Yoksa, aldığı üç kuruş harçlığı istese de kitaba harcayamaz muhtemelen. Okul kütüphaneleri berbat durumda, istediği kitabı okulda bulamaz. Halk kütüphanelerinin kapısını aşındırırsa ancak bir edebiyat zevki edinir. Onda da doğru kitabı seçip seçmeme meselesi mevcut. İyi bir öğretmeni varsa, evet bir zevk edinebilir ancak yoksa işi çok zor maalesef.
@@Dolunay301 Çok iyi anlatmışsınız.İçtimai çevre çok mühim.