Herkes kendi hikayesini paylaşmış, görüyorum ki çoğu kişi aynı süreçlerden geçiyor. Gerçekten çok üzücü. Dünyanın başka yerlerinde insanlar reşit olmadan bile kendi parasını kazanıp kendilerine araba alabiliyorken bizler sabahtan akşama kadar insanlık dışı şartlarda 22bin lira gibi korkunç bir rakama çalışmaya makhum ediliyoruz. Video bir erkeğin penceresinden anlatılsa da biz kadınların da bu tür zorluklar yaşadığını eklmek isterim. Belki daha farklı şekilde ve farklı seviyelerde... Ama bu ülkede genç olarak mutlu olmak her halükarda çok zor. Yeni mezun biri olarak AGS denen sınava çalışmaya çalışıyorum. Süreç yıpratıcı, bu seneden sonra atanamazsam çok düşük bir maaşa sabahtan akşama çalışacağım. Mecburum çünkü. Evde oturup bir erkek beni beğensin de nikahına alıp karnımı doyursun diye bekleyecek kadar vizyonsuz yetiştirilmedim. Ha arada belki de öyle olsam daha mutlu mu olurdum diye düşünüyorum ama yok, ben özgürlüğümü kendim elde etmek istiyorum. Erkekler işsiz kalınca çöp muamalesi görür kızlarsa kocasız kalınca. Herkesin ödeyeceği bedeller farklıdır ama sonuç olarak kendi parasını kazanmayan her türlü birinin vicdanına bağlı yaşar. Üzgünüm ama ben bir erkeğin bana göstereceği vicdan kadar güvencesi olan biri olmak istemiyorum. Bu yüzden eşek gibi çalışmalıyım. Çünkü ya evlenirsin ya çalışırsın ve ben evlilik gibi ciddi bir meseleyi kaçış planı yapamam. Erkeklerde ise durum daha farklı. Ya çalışırsın ya da çalışırsın. Evlilik bir seçenek değil, bu açıdan daha büyük bir sıkıntı içinde olduklarını görüyorum. Videodaki şahıs abim oluyor, ilk örneğim de o. Ama ikimiz de gelecek kaygısına sahibiz, ikimizin ihtimallerinin farklı olması işsizlik durumunda ikimizin de büyük bedeller ödeyecek olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hâlâ koca parası yemekle övünen aklı kıt bir kesmin aşağılmasına ve "siz ne anlarsınız işsizlik bunalımından" diyen erkeklere denk gelmek çok üzücü. Arkadaşlar hepimiz aynı gemideyiz. Abime sorun bakalım hiç kendisine zengin ama hiç beğenmediği birinden tanışma isteği geldiğinde reddettiği için aptal yerine konmuş mu? Sorun bakalım evdeki yetişkin insanların kendi kaldırmaya üşendiği bulaşıkları sadece kız olduğu için kaldırmış mı? Aynı sınava çalışırken evde yemek.yapması beklenmiş mi ondan? Evde bir şey dağınıksa ilk ona mı hesap sorulmuş? Hayır, bunları bem yaşıyorum. Demek istediğim evet işsiz erkek olmak genelgeçer tabloda işsiz kadın olmaktan daha zor görünüyor ama bu işsiz kızların evde cenneti yaşadığı anlamına gelmiyor. Normalde yorum yapmayacaktım ama bazıları saçma bir şekilde bu işsizlik sorununu çok cinsiyetçi bir noktaya çekmiş. Ben de işsiz bir öğretmen olarak zorlanıyorum. Ömür boyu bir adamım parası için karısı olmak istemediğim için ve babama anneme daha fazla yük olmak istemediğim için benim de psikolojim bozulma eşiğine gelebiliyor. Sadece bunları paylaşmayı tercih etmiyorum. Paylaştığım hemcisnlerim de dahil olmak üzere "evlenip kocanın parasını harcamakta ne suç var" gibi saçma tepkiler alıyorum. Ben bir birey olmak için, kendi kararlarımı alıp kendi hesabımı kendime verebilmek için ve elim ayağım tutan biri olarak kimseye cüzdan muamelesi yapamadığım için iki taraftan da sevilmiyorum. Demek istediğim o ki bu konu tek bir cinsiyete özel bir konu değil. Babası milyoner olmayan ve kocasını yatırım aracı olarak görmeyen herkes için geçerli bir konu. Bu durum değişir mi bilmiyorum ama umarım değişir, çünkü ben artık işin yoksa bari koca bul psikolojinden de sürekli bu ay nasıl geçecek diye düşünmekten de yıldım. Abimle benim için dua edin ya da şans dileyin, bu sene atanalım. Çünkü ailemiz bizi sevse de biz de onları sevsek de artık koca insanlarız ve inanın kimse yirmili yaşlardaki işsizleri/bekarları sevmiyor. Sanki kendilerini çok bir şey başarabilmiş gibi.
4 gün önce 27 yaşına girdim. 25 yaşında askerliğimi yaptım. Yine 25 yaşında askerlikten geldim. İşlere başvurdum, asgariden düşük bile teklif ettiler. Farklı şehirde asgari verecek iş buldum, eğer gitseydim kiraya param yetmeyecekti bile, çalışmamın mantığı yoktu. Oraya buraya git derken yaş oldu 26. Dur bakalım kpss deneyelim bari dedim, en azından düz memur olarak atanırım dedim. Eve kapandım 5 6 ay. Sonuç? Atanamadım. Evde bu süreçte diksiyonumu düzelttim, yazılımı başlangıç seviyesine çıkarttım, ingilizcemi b1 seviyesine yükselttim. Hala da yazılıma ve dile günümün 12 13 saatini ayırıyorum. Ailem sağ olsun laf yapmıyor, sürekli çabaladığımı görüyorlar ama ben çok yoruldum. Mağazalara başvuruyorum, eleman olarak lise mezunlarını tercih ediyorlar. Şaka gibi ama gerçek. 32 yaşında hayatında hiç çalışmamış lise mezunu komşumuzu işe aldılar, beni almadılar. Torpil falan söz konusu değil bu arada. Hitabetim oldukça düzgün. Son çare fabrikaya başvurdum, adam yüzüme bön bön bakıp "kusura bakma kardeşim, senin burada işin yok. Biz daha vasıfsız eleman arıyoruz" dedi. Kafayı yedim. Daha ne kadar vasıfsız olayım, işim yok? Hayatımda hiç çalışmadım mı? Elbette çalıştım. A101'de çalıştım, akaryakıt istasyonlarının hem marketinde hem de saha görevlisi olarak çalıştım. Açıkçası çok yıpratıcı yerler ve kişiyi körelten yerler buralar. Dişini sıkarak hiçbir şey elde edemezsin. Mecbur yavaş yavaş oraya doğru yöneleceğim. Bunlar haricinde günlük işlerde (organizasyon, köylerde balya atma gibi) de çalıştım. Hayatımda en son kendime ne zaman bir şey aldığımı hatırlamıyorum. Gerçekten hatırlamıyorum. Kendimi olabildiğince kısıtlı, ücretsiz imkanlarla geliştirmeye çalışıyorum. Bir yandan umutsuzluğa katılıp darağacına doğru yürüyesim geliyor. Sonra silkelenip "90 yaşında değilsin, hayat yarın bitmeyecek" diyerek kendime geliyorum. Çevremde 28 29 30 yaşlarında işe başlayıp çok başarılı olan insanlar var. Ama onlar bile motive etmiyor bir yerden sonra. Kendimi çok güçsüz hissediyorum. Cebinde para yoksa gerçekten yaşamıyorsun. Yaşadığını anlamıyorsun. Halbuki nasıl da gelecek vadeden bir çocuktum küçükken. Olmayınca olmuyor işte. Son olarak da hayatıma kimseyi almama kararı aldım. Neden ben karşımdaki kişiyi kendi karanlığıma çekeyim? Hayat gerçekten çok zor. Bu ülkeyi seviyorum fakat yönetimin böyle olması içimi acıtıyor. O torpille şu hayatı yaşıyor, bu dayısının adıyla bilmem ne hayatı yaşıyor diyerek kimseyi de suçlamak istemiyorum. Herkes kendinden sorumludur. Bir yandan hayatımın 180 derece değişeceğini düşünüyorum; diğer yandan hayatımın sonuna geldiğimi hissediyorum. Umuyorum bu zorlu psikoloji kimseyi bu dünyadan eksiltmez. Herkese sevgiler, sağlıcakla.
ne guzel yazmissıniz. sizinle arkadas olmak isterdim. kendinizi bu kadar iyi ifade etme sekliniz ve kurdugunuz cumleler bile nasıl nahif iyi insan oldugunuzu gosteriyor. bu yorumu hatirlayabilir misiniz bilemem ama ben sizin ilerde cok guzel yerlerde olacaginizi bu durumunuzun duzeleceginizi dusunuyorum yasiniz daha cok genc
@yesilucurtma1720 güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum. Bakalım artık, hayatın ne göstereceği hiç bilinmez. Yeter ki pes etmeden sürekli olarak çabalayacak enerji üstümüzden yitip gitmesin.
Bulunduğunuz yerdeki sanayi sitesine gidin, Oto elektrikçide çırak olarak başlayın. Yaşım büyük demeyin, birşey olmaz. 2 sene sonra bugünün parası ile aylık 50 bin lira kazanacağınızı tahmin ediyorum. Başta zor gelebilir, ancak 3 5 ay sabredin alışırsın. Sanayi nin sizin gibi kibar insanlara ihtiyacı var. Bu arada cidden yazıyorum, alay ediyorum sanmayın.
Ben de 34 yasimda greencard sayesinde abd ye yerleserek aile evinden kurtuldum. Gercekten mental olarak yok yorucu birsey. Adam yerine konmamak , konulsan bile kendinin o sekilde hissetmemesi. Simdi ise kendi evimde tek basima hayata yeniden basladim. Hergun gulerek kalkip kendi arabamla isime gidiyorum. Hissettigim tek sey mutluluk. Herkesin bunu tatmasi dilegiyle
@@gul6170 greencard abd de omur boyu calisma ve yasama hakki taniyan bir belge. Abd hukumeti tarafindan duzenlenen, her yil yaklasik 55.000 gocmenin bu yolla secildigi bi kura organizasyonu ile ediniyorsunuz. Internetten arastirip detayli bilgi edinebilirsiniz. Katilim ucretsiz ve son derece basit.
22 yaşında mezun oldum. İlk işimi bulmam üç ay sürdü. İnsanlara kısa gelebilir ama o üç ayda bile o kadar bunaldım ki anlatamam. Çevrendeki herkes işi naptın diye soruyor başka bir şey sormuyor. Sorulardan bıktığım için misafirliğe gitmek istemiyordum mesela. Yetişkin bir erkeğin başına gelebilecek en kötü şey işsiz parasız kalması. Benim annem babam iyi insanlardır ama onlar bile ben işsizken tavırlarında değişiklik fark ettim. Örneğin bir oyun oynuyorsun, gene mi oyun oynuyorsun diye söyleniyorlar, aile evinde işsizsen varlığın batıyor. Umarım hakeden herkes iyi bir işe girer.
şuan 17 yaşındayım, lise son sınıfım, şu son 3 ay okula gitmediğim için gerçekten yaşadığım en stresli dönemlerden biriydi. Anlattığın şeylerin istisnasız birebir aynısını yaşadım. Artık kimse okul hakkında bir şey sormasın diye bütün gün uyumaya başlamıştım. Neyse ki şuan daha iyi durumdayım ve çözülüyor gibi her şey. Bu yaşadığım şeylerin benden 10 yıl daha büyük kişilerce iş bulma sürecinde de yaşanması beni çok şaşırttı açıkçası.
22 yaşında üniversiteden mezun oldum. Ve ilk başta kendime 1 yıllık bir kafa izni vermek istedim. Çünkü hayatım o yıla kadar aralıksız ders çalışarak geçti. Kpss kursuna başladım ama atanmak için değil, bu yıl altyapı olsun, seneye bakarım diye. Beni gören görmeyen, telefonda yakınlarımla konuşan herkes o kadar çok "işe girdi mi, napıyor?" diye sordu ki, o yıl bile psikolojim bozulmaya başladı. Yavaş yavaş sosyal ortamlardan kaçmaya başladım. Akraba ortamlarına gitmemeye, mecbur o ortamdaysam da hiç ağzımı bile açmamaya başladım. Sonra bu durum beni kartopu gibi içine çekti. Övgüvenim yerle bir olmaya başladı. Ve ülkede gerçekleşen korona, deprem, ekonomik krizler, seller... sürekli gelişen kötü olaylar beni bu durumdan çıkarmadı. 25 yaşında çalışmaya başladım ama eski enerjime dönemedim. En sonunda 27 yaşında evlenip beni hiç kimsenin tanımadığı bir yere göç etmeye karar verdim. Bir kadın olarak ben bunları yaşıyorsam, erkeği hiç düşünemiyorum. Ama canım kardeşim şunu söyleyeyim ki, ne zaman bizi insan yerine koymuş olurlar, o zaman biz onlardan çok daha iyi ve insanlığımızı kaybetmemiş olalım.
Bizim millette de bu sorun var zaten sanane benim işimden bende de aynısı mesela gelen geçen iş soruyor ben kimseye iş soruyor muyum? Görüştüğüm insanların bana insanlığı lazım çalıştığı işi ne yapayım çok salak salak şeyler ya
@@bayguvenliMesela Almanya da bir insana ne iş yapıyorsun? Gelirin ne kadar diye sormak ayıp karşılanıyormuş Erlik diye birisi var Almanya da doğup büyümüş kendisi söylemişti ama bizde sürekli bu baskı var. İşe girsen bile işini, maaşını çoğu kişi evlilik durumunu vs sorup duruyor. Bence de çok gereksiz ve benim de sürekli kendime sorduğum bir soru bu ulan ben sana soruyor muyum işini maaşını cartını curtunu sana ak demiyorum kara demiyorum seninle diyalog bile kurmuyorum herif geliyor beni aşağıliyor o kadar haklısın ki
Bol şans. Yalnız değilsin; senin gibi binlerce genç var. Bu durum sizin suçunuz değil, sistemin suçu. O yüzden tek kurtuluş yolu kendinizsiniz. Sırtını dayayabileceğin bir akraba veya torpilin olmayınca her şey çok daha zor. Ama eğer pes etmeden, bütün zorluklara rağmen devam edebilirsen, elbet emeklerinin karşılığını alırsın. Benim bir tanıdığım da 45 yaşında hâlâ lisans okuyordu. Gerçi onun bir işi ve evi vardı, ama o yaşta lisans okuduğu ve o doğrultuda tek başına ilerleyebildiği için hep takdir etmişimdir. Ona sorsak, 25-30'lu yaşların çok geç olmadığını ve yolun başında olduğunu söylerdi. Yeter ki sağlıklı ol.
Sistemin suçunu o yaşlarda çalışıp size bakmak zorunda olan anne babalara çektirmek kimin suçu hocam sistem komple suçlu doğru ama anne babalarda o sistemin içinde eyvallah çekip çalışıyorsa size bakıyorsa buda sizin suçunuz
@@orhandollum 1-)Anne babadan destek almak farklı, anne babaya kendi yükünü çektirmek farklı, lafı çarpıtmamak lazım. 2-)Anne babalarımızın sistemiyle şimdiki sistem arasında sular seller geçti. Karşılaştırmanın manası yok. 3-)Bizim ailelerimiz emekli maaşıyla geçinemeyip çalışıyorsa yine sistemin suçu, çalışmayan gençler nazarında konuşmuşsun ama çalışıp ailesiyle kalan, ailesine destek olmak zorunda kalan ve geçim zorluğundan dolayı, çalışsa bile kendi hayatını kuramayan birçok gençte var. Eskiden 10 saatte kazandığın parayla, şimdi 20 saatte kazandığın para eşit değil, fiyatlarda bir değil. 4-)Sistem yıllardır seni okula gönderiyorsa, üniversitelerinde okutuyorsa ve işin sonunda şansın, torpile, tanıdığa vesaireye bağlı kalıyorsa, bu sistemin suçudur, gençlerin değil. Gençlerin çoğunun da aile evinde kalıp, ailesine yeterli desteği verememek hoşuna gitmiyor. Gençleri kötülemek kolay, burada doktorluk mühendislik yapmayan gençler. Yurtdışında daha vasıfsız işler yapıyor. Ee senin mantığına göre gençler iş mi beğenmemiş oluyor? yoksa hakkını aldığı bir iş yapmak istediği için mi, böyle bir durumda oluyor? Gençler çalışmıyor zamqi xd, gencler iş begenmiyor m0ruk ehe ehe, bizim zamanımzıda biz en iyisiydik atomu parçaladık şimdiki gençler bir işe yaramıyor, diyip yırtık donla günde bir öğün makarna simit yiyip, akşama kadar kahvede okey oynayıp gençleri suçlamakla olmuyor.
13 yaşımdan beridir sürekli çalışırım bir yandan okuyordum bir yandan çalışıyordum üniversiteye geçtim 19 yaşında kendi evimi tuttum haftada 4 gün okula 3 gün işe giderek kiramı da ödedim okulumu da okudum bitirdim 1 yıl olacak bitireli, şuan 22 yaşındayım. Mezun olduğumdan beri inşaatlarda, restoranlarda, buğday tarlalarında, bir ara heves ettim 2 ay kadar da emlakçılık yaptım allah var güzel kazanıyordum. Ailem yurtdışındaydı türkiye'ye döndüler, ailemden 19 yaşından itibaren harçlık almayı kesmiştim sonra babam geldi yaşadığım yere burda ne iş yapıyorsun dedi emlakçılıkla uğraşıyorum falan dedim. Dedi ki bosver bunları bunlar boş işler gel yanımda ol inşaatta çalışalım kazanalım dedi tamam dedim kendi evimden ayrıldım işimi bıraktım 3 ay oldu 2 ay çalıştık 1 aydır memlekete geldik ben burda çalışmayacağımı her zaman söylüyordum 1 aydır çalışmadığım her gün için yediğim lafları görmezden gelinmelerimi küfürleri anlatsam destan olur. Bölümüm üzerine iş arıyorum onlarca şirkete mail gönderdim ama dönüş alamadım neyse dostlar 2 gün sonra tekrar çalışmaya başlıyorum gidiyorum memleketten, yaza tekrar ayrılacağım aile evinden yani diyeceğim o ki ne olursa olsun psikolojik baskılara dayanamıyorsanız, çıkın aile evinden gidin taş taşıyın kendi evinizi tutun yaşayın kendi kazancınızı kendiniz harcayın yaşım 22 yaşıtım arkadaşlarımın hangisiyle konuşsam yaptığım işlerin çeyreği kadar çalışmamışlardır ama bazı ailelerde de 3-5 gün boş kaldınız mı göze batıyorsunuz
Kardeşim yaş 38 den sesleniyorum. Yalnız yaşayan ve ayrı evde yaşayan biri olarak bence ailesi ile yaşayan pek çok kişi ayrı evde yaşamak istiyor ama bu artık tüm dünyada sorun. Çoğu gencin yaşadığı bu durum italya'da da had safhada. TH-cam da videosu var hatta. Ayrı evde yaşamanın bir heyecanı veya özlemini merak ediyor olabilirsiniz ben deneyimleyen biri olarak getirisi götürüsüden çok. Benimle yaşıt olan ailesi ile kalan arkadaşım da var o gayet mutlu. Burada esas önemli olan şey ayaklarının üstünde durabiliyor olmak. Yani az da olsa kendi geçimini sağlıyor olmak. Her ebeveyn bunu ister. Hayvanlarda bile icgudusel bişey bu. Küçükler avlanabilmeli. Eğer ki bir işin ucundan tutup ufaktan bir meslek sahibi iş sahibi olursanız bu kafanizda kurduğunuz negatif düşünceler azalacaktir. Ve size tavsiyem bir gün ayrı eve çıkacak kadar bir maaş kazanacak olsanız da bence ayrı eve cikmamaniz olacaktir. Barinmaya, kiraya vereceğiniz o para içinizi öyle bir acıtıyor ki anlatamam. Havaya, boşluğa veriyorsunuz resmen. Son olarak diyeceğim şey aileniz sizi hep yanınızda ister. Geç odana, köşene otur. Sosyal ve özel hayatını yaşayacağın diğer yerler bulunur bir şekilde. Bunun için ev kirası ödemeyin. Moraliniz yüksek olsun kardeşlerim. Sadece hem meşgul olacağınız, gün içinde evden uzaklasacagınız hem de maaş alacağınız bir işiniz olsun yeterli. Sadece bu. Evet sadece bu kadar. Bu sayede eve giren ekstra para sizin yaşam kalitenizi yükseltir. Konfor katar. Bazen de şımartır mutluluk verir. Hepinize kolaylıklar. Allah gönlünüze göre versin.
Bende 28 yaşında aile evinde yaşayan işsiz biriyim. Şuan da doktora yaptığımdan ve tubitak bursiyeri olduğumdan dolayı kimsenin gözüne batmıyorum. Okulu en iyi ihtimalle 30 da bitiririm. O zaman ne olur açıkcası bilmiyorum. Şimdiki aklımla lise dönemine gidecek olsaydım, liseden sonra okula devam etmezdim. Dünyanın her yerinde çalışmamı sağlayacak bir yetenek, meslek dalında çalışıp kendimi geliştirirdim. Herkese iç huzur diliyorum.
Aynı bende 30 :) anca okuyabiliyorum doktora oda bitince napcaz kala kalcam herhal ortada. Post doktora :) ile yurt dışına başvurmakta dönen olmadı hiç avrupadanda amerikadanda şu ana kadar.
Kadınlar için de durum farklı değil. Burda sıkıntı olan şey yetişkin olmanın tüm eksi yönlerini sırtlarken, olumlu hiçbir kazanımını yaşayamamak. Çocuk gibi görüldüğün için ciddiye alınmamak. İnsan bir süre sonra özel alan istiyor ama bu aile evinde asla mümkün değil. Allah herkesin yardımcısı olsun.
@@uncertaindiary Ayrışmak gibi düşünme bunu, toplumumuzun normları bu olmuş ister gericilik diyelim ister başka bir şey bunu değiştiremiyoruz. Düşüncelerimizdeki ideallerimizle realite uyuşmayabiliyor ben sadece var olan bir gerçeği söyledim. Gelecek bizim elimizde geleceğin böyle olmamasını sağlayabiliriz ama var olanı görmezden gelmek haksızlığa uğrayana bir haksızlık daha yapmak demek değik midir? Bunu sabaha kadar tartışabilirim ki düşünmekten bir şekilde sabah ettim yine bu demek oluyor ki bir dahaki sabaha kaldı bu tartışma. Söylediğim gibi bir ayrıştırma amacım yok gerçeği reddederek bir olamayız, gerçeği kabullenip onu şekillendirerek güzel gerçekli yarınlara uyanabiliriz.
Siz genç kadın olmak bakımından kıymetlisiniz. Kıymetiniz kendinizden yani, altın gibisiniz. Erkek ise kendini inşa etmezse çöptür toplumun gözünde. Çok farklıyız.
@@MoismoreVideoda erkek yazıyor hiç tıklamayacaktım bir bakayım dedim.Erkeklerle ilgili bir videoda kadının az olması normal.Eğer illa mükayise edeceksek sıkıntılarımıza geliceksek kusura bakma ama erkeklerin yaşadığı sıkıntılar kadınlarınınkin yanında bir şey değil özellikle bu toplumda.Videodaki aynı sıkıntılar bende de var hem de dibine kadar bir de bu çürük toplumda kadın olmanın çok büyük sıkıntılarıyla birlikte.Oturduğunuz yerden konuşmak kolay tabi.Bir olmaya gelinceyse bu asla olmayacak,kendinize bir bakın sürekli en çok sıkıntı bizim diye kadınların yaşadıkları büyük sıkıntıları görmezden geliyorsunuz.Yok ben kadınları da düşünüyorum lafı kocaman bir balon,hele ki bu ülkenin egoist erkekleri esas alınınca.
Kardeş bunlar gelir geçer ama sakın olaki vicdanını kaybetme. Çok hırslı biriydim, kendimi çok geliştirdim ama 30 yaşına kadar hayatım hep aksi gitti. Bu süreçte çok yıprandım, aileyle yüz göz oldum, ilişkilerim feci şekilde bitti, toplum dalga geçti. 30'umdan sonra sanki sihirli bir değnek değdi ve bugüne kadar çabaladığım ne varsa karşılığını misliyle almaya başladım. Bu sürecin bana en önemli dersi mal, mülk, iş, özgürlük bir şekilde gidiyor ve geliyor ama vicdanını kaybedersen asla geri dönüşü yok. Ben vicdanımı kaybettim ve ne mutlu olabiliyorum ne de mutlu edebiliyorum kimseyi. O kadar düşmanlaştım ki herkese şu an benim gözümün önünde çocuğumu kesseler bir şey hissetmem, birine bir şey olsa acımam. Herkes yağ çekiyor, eski günlerimde insanların bana yaptıkları aklıma geliyor insanları her fırsatta aşağılıyorum, hayatıma kadınlar girmek istiyor, geliyorlar posasını çıkarıp atıyorum eski günlerimdeki yolunda gitmeyen ilişkilerim aklıma geliyor, kimseye bir iyilik yapmıyorum bu dünyaya karşı bitmez tükenmez bir öfke ve düşmanlık. Çok çözmeye çalıştım ama çözemedim. Ne olur vicdanını kaybetme, kaybedersen belki hayatta bugüne kadar kazanamadım bundan sonra kazanacaksın ama kazandıklarının da hiçbir kıymeti olmayacak.
beni yaratıcıyla yaklaştıran durum oldu sizdeki durum ben de insanlara kin beslemeye baslamistim kimseyi sevmiyordum en ufak yanlısta siliyordum fesatlık da vardi.Sinra baktîm ulke gundeminde Cinayet oluyor bir sey oluyor insanlar uzuluyor bense hicbirsey hissetmiyordum sadece uzulmem gerektiginin daha dogru olduğunu biliyordum.Sonrasında bunun üzerine gittim gecmisteki hatalarimdan dolayı gözyaşü döktüm inanır misın gecenlerde diziye agladım ve empati duygumu tekrar geri kazanabildim.
30 yaşına kadar ben de işsiz ve ailemle yaşıyordum. Şimdi Allaha şükür 1 senedir bir devlet kurumunda çalışıyorum ve yine ailemle yaşıyorum. Karamsarlık kötü birsey , hayat sürprizlerle dolu. Şu an o işsizlikteki bos vakitleri bazen ozleyebiliyorum. Negatif yönlere odaklanmak ve karamsarlik insanın elinde olan imkanları görmesini engelliyor ve onu hareketsizlestiriyor. Salt kötü bir durum yok, hersey bakış açısına göre değişiyor. Mesela çok kötü hissettiğim zamanlarda bana iyi gelen düşünce şuydu,: demekki bu durumdan da bir hissem var kader beni bu merhaleden geciriyorsa burda benden umduğu almamı beklediği şeyler var düşüncesiydi. İşsizliğin hiçbir faydası olmasa bile bu gelen kötü düşünceler ve yoğun hissi düşüncelerle mücadele etmek bile insanı bu yönde geliştiren birsey . Issizlikte meydana gelen ozguvensizlige bir merhem de evdeki basit işlerle uğraşmak. Ev içinde küçük tamir isleri, temizlik . Daha önce yapmadigin hep zor gelen şeyleri yapmanin kazandırdığı zevk ozguven çok fena. İnsana çoğu zaman sevdiği hosuna giden şeyler zarar veriyor. Kısa süreli keyifsizlik zorlanma yorulma , dopaminsiz hissetme daha sonrasında daha iyi hissetmeye evrilebiliyor
Bilal abi simdi 26 yaşındayım girdiğim son işten anlamsız bir şekilde kovuldum(baya bi anlamsiz) eğer bilsem ki 1-2 yıl içinde benim guzel bir işim olacak. O zaman bende işsizliğin tadını çıkartırım. Boş vakit guzel ama sonu guzel biterse.
Emin ol senin dediğin gibi gitsin şu evden diye bakan aileler daha harekete geçirici. Koruyucu aile hiç gitsin istemiyor. O zaman hepten büyüyemiyorsun.
20 yasinda goc edip, 25 yasinda AB vatandasi olmama 2 yil kaldi. Kimseye bagli olmadan yasamak bana keyif veriyor. kimse ne durumumu, ne ahlakimi yargiliyor. istedigim gibi yasiyorum. Babam borc para ister oldu, annemi her yil tatile goturuyorum. Allaha cok sukurler olsun, umarim herkesin durumu iyi olur.
@@Moismore Avrupa gidersin yine dalga geçerler, gidemezsin yine dalga geçerler. Temelli geri dönüş yaparsın , yine dalga geçerler, dönmezsin yine dalga geçerler. Sizin gibi insanlar ülkenin yüz karası.
İşsizlik konusu yüzde yüz doğru dünyanın en doğru şeyini de soylesen işsizsen cebinde paran yoksa en en yakının bile seni ciddiye almayıp işi "git çalışa" getirir. İşsizsen çokça kez " o zaman git çalış kendi evine çık" duyarsınız. Çevreye gelirsek ben 18 den küçük yaşlardan beri "işe gir çalış" baskısı gören ve bu yüzden eve misafir geldiğinde odaya çekilen biriyim. Gerçi hiçbir zaman kalabalık ortamları ikili ilişkilerden hiç hoşlanmadım ne kadar az insan o kadar mutlu hayat kafasındayım mecbur olmasam ve gönül bağı da olmasa ailemle bile diyalog kurmasam vallahi daha mutlu olurum. Akraba amca vs bende hiç yok. Sadece dayımlarla diyalog kuruyorum ve böyle mutluyum hiçbir zaman kimseye birşey ispatlama çabasında olmadım tamamen kendi içimde düşünüp tartıp adımlar atmaya odaklıyım her ne kadar tabi bu kafada olsan da birisinden direk yüzüne olumsuz birşey duymak insanı mutsuz ediyor diyorsun ki ya ben sana ak dememişim kara dememişim seni sorgulamamışım onu yap bunu yap dememişim ama sen gelip beni aşağılıyorsun diye karşıdakine sinir ve öfke duyuyorum ama Allah'ın izniyle ekonomik olarak iyi kötü bir hayat kuracam
Ben de 35 yaşında ailesiyle beraber yaşayan işsiz bir erkeğim. Eğer bu haldeysen aile yanında kalmak gerçekten çok zor. Aslında işin varsa bile çok zor ama o zaman para getirdiğin için makul karşılanabiliyorsun. Bu süreçte çevren senden uzaklaşır, arkadaşların seninle bir şeyler yapmak istemez, seni ailen dahil anlayan çıkmaz, aranmaz ve sorulmazsın. Hele kız arkadaş mevzusuna zaten girmiyorum güç bela birini bulsan ileriyi düşünemezsin, hadi düşündün sürekli kız sana işini gücünü sorar ezilirsin yada sürekli yalan söylemek zorunda kalırsın. Zaten bizim toplumda en banko soru ne iş yapıyorsun sorusudur seni gören direkt öyle başlar. Eğer işim yok dersen direkt olarak ya bu adam ekmeksiz bundan bi cacık olmaza gidilir ve sana gereksiz akıllar verilir ama kimse el uzatmaz yada yalan söylersin her önüne gelene sırf ezilmemek için. Kişisel zevkleri zaten saymıyorum eğer müzik dinlemek, PC'de takılmak gibi zevklerin varsa sürekli göze batar. Ailem evde iken mesela yüksek sesle müzik falan dinlemiyorum kendi kendime rahatsız oluyorum çünkü onlar bir şey demese de yada oyun oynayayım diyorum hem kendi kendime bu yaşta ne oyunu diyorum hem de şimdi gelip bir şey deseler moralim bozulur tartışacağımı biliyorum. Gerçekten çok zor bir süreç ve kimse bu şekilde bir süreç yaşamasın bende iş bulma çabasındayım bulduğum en ufak işe atlayıp evden uzaklaşmaya bakıyorum umarım başarırım.
Ağzina sağlik harika aciklamissin olayı.Trde birseyler yapmak isteyen insan,sırf issizlik ve cevre faktorunden hayalindeki is icin calismaktan bile vazgecebiliyor.Kimle karsilassan is buldun mu,is ariyor musun muabbetinden baska birsey yok.Frekanslar o kadar farkli ki sen bir uygulama yazayım,bir oyun yapayım diye dusunurken,a kişisi sana kotu enerji yaymak icin sende ne eksikse onu sorup canini sıkıyor.Bu psikolojide birisi elinde uğraştığı,girisim hedeflerine bile odaklanamaz hale geliyor. Hadi diyelim kamu işi kovalayalim diyoruz bu sefer de üniversite mezunu kişi, issizken ilkokul mezunu birisini torpille ise aldiklarini gorunce ne icin savastigini sorguluyorsun.Bu sistem adil insanlara bir hayat daha borçlu ama kime sorucaksin ki hesabini.
@@onurself Sağ olun. Ben mesela kamu yönetimi mezunuyum ve sırf bu torpil işlerinden dolayı memuriyet hayalimi çoktan noktaladım. Şu an yazılım da kendimi geliştirmeye çalışıyorum ama bunu herkese anlatamıyorsun adam bir işe girip çalışmadığını görünce seni boş adam zannediyor. Çoğuna göre evlenmek ve bir işe girip saatlerce sürünüp asgari ücret alarak hiç bir şeye sahip olamamak gerekiyor çünkü kendileri de bu şekilde alıştıkları için senin farklı bir şey yapmana anlam veremiyorlar. Ancak başarılı olduğun zaman getirisini görünce hak veriyorlar. Artık kimseyi sallamıyorum çok canımı sıkarlarsa ya uzaklaşıyorum yada laf söyleyip bozuyorm çünkü bıktım usandım bu gidişattan. Hayır madem bana soruyorsun işimi gücümü eğer yok olduğunu görüyorsan akıl vermek yerine yardımcı ol da iş bulayım ona da gelmiyorlar ancak boş boş konuşmayı biliyorlar.
@cerfinlive o kadar haklisin ki.Bes para etmez islere girebilmek icin bile araya adam sokmak gerekiyor.Adam senden köle olmani istiyor ama verdiği maaş asgari ucret.Çıta baya aşağı indi.Sistem bu yobaz isverenlere çalışıyor.
kral pes etme devam ! ben 29 yaşında yapabildim bunu ve gayet iyi gidiyor her şey. hayat bir şeyleri sunmuyorsa git zorla al . sistem böyle işliyor bas geç.
25 yaşındayım şehirdışında üniversite okudum kendi evinin rahatlığını tattıktan sonra aile evinin ne kadar kanser bir yapı olduğunu gördüm. 18 yaşımdan beri çalışıyorum 18den beri harçlık almayı kestim ondan sonrasında da şehirdışında okurken eve çıktım masraflarını kendim karşılamaya çalıştım keşke daha da erken çalışmaya başlasaydım dediğim oldu üniversite 3.sınıfta kripto paralarla tanıştım son senesinde de tamamıyla güzel paralar kazanmaya başladım. güzel bir iş buldum vs derken okul bitince aile evine döndüm hayatımın en büyük hatası oldu. saçlarım beyazladı sayısız kavgalar ettim insanlığı defalarca kez sorguladım aile insanın en büyük şansıdır. annem babam ayrıldılar evin kirası bana kaldı kaç yaşımdan beri kira ödüyorum faturası cartı curtu hal böyleyken kendi geleceğimi inşa edemiyorum babadan kalan hiçbir şey yok annem de ev hanımı eskisi kadar kazanmıyorum çalıştığım zamanda evde oluyorum büyük bir bunalım halindeyim yorumları okudum benim gibilerinin olduğunu düşündürdü kaybolmuş bir nesil olma yolunda ilerliyoruz maalesef. kenarda birikimim var araba alma yolculuğuna başladım 2 yıl olacak ama hala araba alamadım çünkü bitmek bilmeyen bir masraf silsilesi var başımda. ev almak hayal baban bir şey bırakmazsa üstüne koymak gerçekten zor imkansız değil ama zor.
Dostum emin ol bak şu zamanda baban kendi arabasını bile sana vermek istemez.Kendin biriktirmek,evdeki annene bakmak senin için en büyük paradan değerlidir.Çay içerken çay iç,yemek yerken yemeğine odaklan.Parayı geleceği düşünmeye bir süre ara ver iyi gelecek.Hepimizin mutlu bir ülke içinde yaşaması temennisiyle..Elinden geleni esirgeme derim ❤
Dostum emin ol bak şu zamanda baban kendi arabasını bile sana vermek istemez.Kendin biriktirmek,evdeki annene bakmak senin için en büyük paradan değerlidir.Çay içerken çay iç,yemek yerken yemeğine odaklan.Parayı geleceği düşünmeye bir süre ara ver iyi gelecek.Hepimizin mutlu bir ülke içinde yaşaması temennisiyle..Elinden geleni esirgeme derim ❤
Videoya sonuna kadar katılıyorum. 24 yaşında, ilk girdiğim üni sınavında düşük sıralamayla istemediğim bir bölüm kazanmıştım. Bir sene hazırlık okuyup sınava bir daha girip devlet ünide hukuk fakültesi kazandım, okulu uzatmadan mezun oldum ama okulu bitirmeye çalışırken hmgsye çalışamadım. Hmgsyi ilkte geçemedim. Şu anda da HMGS (hukuk mesleklerine giriş sınavı) çalışan biri olarak benden gençlere tavsiye olarak yazıyorum: Kesinlikle boşta durmayın. Ben hukuk fakültesinde okurken ikinci sınıfta defterdarlıkta, üçüncü sınıfta adalet bakanlığında staj yaptım, boş zamanlarımda hep avukatların yanına gidip adliye adliye gezip bir şeyler öğrenmeye baktım. Eski üniversitemde o bölümü okumak istemediğim için yeri geldi garsonluk yaptım, seyyar arabada pilav sattım. O paralarla kendime test kitabı alıp üni sınavına hazırlandım. Kimse hele ki bu Türkiyede iş için ayağınıza gelmeyecek. Olabildiğince çok çevre yapmaya bakın yeri gelince kahveye bile oturup genç yaşlı demeden insanlarla iletişim halinde olun, ikili diyaloglarınızı geliştirin. Her meslek grubundan insan bulunsun etrafınızda. Hepsiyle samimi olmak zorunda değilsiniz. Hemcinslerime tavsiyem kesinlikle ama kesinlikle boşta durmayın. Burası yüzsüz, çekingen olmayan, tabiri caizse p** insanların başarılı olduğu bir ülke. Kapıdan kovulsanız bacadan girmeye bakın. Erkek olarak siz hiçbir zaman çıkarsız sevilmeyeceksiniz. Hayatınıza giren kadın olsun, arkadaş çevreniz olsun, hatta yeri gelince aileniz bile sizi kendinize kattığınız değer ölçüsünde sevecek, saygı gösterecek.
Hatalı çocuk yoktur hatalı aile vardır. Yük oluyorsa fedakarlık yapamıyorsanız doğurmayın kardeşim bi heves uğruna. Heleki yetiştiremiyorsanız asla çocuk sahibi olmayın
@@aliefe9 hatalıysa hiçbir şey demeye hakkı yok para içinde yüzüp çocuklarının eğitimi için gram para harcamayan insanlar var, bencil babalar.. sürekli başkalarıyla kıyaslayan eleştiren hiç bi şekilde ciddiye almayan babalar anneler. çocukları bi yere gelemeyince farkediyorlar hatalarını. fedakara ailelerle olmayanlarıın çocuğu eşit şartlarda mı sizce. ben bir dil öğrencisiyim lisede iken çok cüzi bir fiyata ingiltere gezisi düzenlemişti hocamız ve babam beni göndermedi o yaz kendisi gitti bütün avrupyı gezdi geldi..
@@aliefe9 Eğer aile duygusal olarak mesafeli, ihmalkar ya da aşırı eleştirel ise çocukta yetersizlik duygusu ve reddedilme korkusu gelişebilir. Çocuk hiçbir zaman yeterince iyi olmadığını, ihtiyaçlarına ve duygularına değer verilmediğini veya duyulmadığını hissedebilir. Bu, kendi arzularını veya duygularını ifade edemediğini hissettiği bastırılmış bir benlik duygusuna yol açabilir. Başkalarının ihtiyaçlarını kendisininkinden daha ön planda tutabilir, bu da özgüveninin azalmasına ve duygusal doyum eksikliğine yol açabilir. Şöyle anlatayım ben dil öğrencisiyim, babam para içinde yüzerken ihtiyaçlarımı hiç önemsemedi bilgisayarımı telefonumu çoğu ihtiyacımı kendim hallettim telefonum faturalı bile değil.. En ufak ihtiyaçlarım bile karşılanmazken benden hep başarı beklendi, sürekli eleştirildim ve başkaları ile kıyaslandım. Lisedeykem hocamız çok uygun bir fiyata ingiltere gezisi hazırlamıştı bir dil öğrencisi olarak gitmem benim ufkumu açacak ve benim için çok kapı açacaktı fakat para içinde yüzen babam beni göndermeyi reddetti ve kendisi o yaz bütün avrupayı gezdi söyleyeceklerim özet olarak bu kadar, yani benden hiçbir şey beklemeye hakları yok önüme çıkan bütün fırsatları 3 kuruş para vermemek için tepti ve kendis 2 arabası silah koleksiyonu olan birisi. Her şeye rağmen çabalıyorum hala pes etmedim.
Kardeşim benden 10 yaş küçüksün ama 10 yaş büyük gibi duruyorsun. Yalnız yaşayan ve hayatında hiç çalışmamış biri olarak seni çok iyi anlıyorum. Umarım bir gün herkesin yaşamak istediği hayatı yaşayabileceği bir dünya mümkün olur.
Çok küçük yaşlardan hem okumak hem de çalışmak zorunda kalmış birisi olarak söylüyorum. Aile evinde yaşamak ve yük gibi hissetmek kadar ağır gelen hiç bir şey yok bir gence
Ben de 25 yaşında bir kadın olarak senle aynı duygular içindeyim.Evde kendime ait bir alanım yok.En çok istediğim şey tek başıma yaşamaya başlamak.Kendime ait bir hayatımın olması.Fakat işsizim.Kendi okuduğum bölüm dışında farklı bir alanda hayatıma devam etmek istiyorum.Ama henüz ne yapmak istediğimi bilmiyorum.Sen en azından ne yapmak istediğinle ilgili kararlar vermişsin.Bu da iyi birşey.Karar vermek başlangıç için önemli.Umarım ben de bir karara varırım.
Ne istediğini bulmak için durmak yeterli olmuyor. Bir şeylere başlaman gerekiyor. Bugün yaptığın herhangi bir şey bundan birkaç sene sonra yapmak istediğin mesleği bulmana yardımcı oluyor. 5 sene önce bir Instagram sayfası açmıştım rastgele ve şimdi de video editörü oldum. Çok mutluyum şu an mesleğimden. Belki 5 sene önce o sayfayı açmasaydım şu an video editörü değildim. Özetle; ne olmak istediğin hakkında bir fikrin yoksa o fikir hiçbir zaman gelmeyecek ta ki sen bir şeyler yapana kadar.
Değerli dostum, 29 yaşındayım. Benzer yaşlarda, benzer durumları deneyim etmiş biri olarak tecrübelerimi aktarmak istiyorum. Öncelikle hayat adil değil ve insanları birbirinde ayıran/ayrıştıran en temel olgu harekete geçmektir. Deneyimlediğin psikolojik bunalımında dahi planlar yapıp uygulamaya koymak için çaba göstermen işte seni bu durumundan kurtaracak tek dostun olacak. Sakın vazgeçme. Şu an kendi evimde, kendi çalışma odamda, kendi kahve kupamda o güzel kahvemi içerken sana bunları yazıyorum. Eğer 24 yaşımda vazgeçseydim şu an bir ömür boyunca hayalini kurmaya çalıştığım bu hayatı pişmanlıklarım içinde yaşamaya devam edecektim.
Seni çok iyi anlıyorum, tıpkı yorumlardaki diğer insanlar gibi. 26 yaşında, işsiz, ailesiyle yaşayan, lisans mezunu, yüksek lisansı kazanmış ama maddi imkansızlıklar yüzünden devam edemeyen bir kadın olarak… Ne kadar neşeli ve pozitif bir yapıda olursan ol, işsiz kaldığında ve kendi paranı özgürce kazanamadığında sosyal ödüllerden mahrum kalıyorsun. Çünkü istediğin gibi sosyalleşecek maddi gücün olmuyor. Evde vakit geçirmek bir tercih değil, bir zorunluluk haline geliyor. Başka bir alternatifin yok çünkü. Eğer arkadaşların çalışıyorsa durum daha da kötüleşiyor. Otomatik olarak onlarla aynı sınıfta olmuyorsun ve yalnız takılmak zorunda kalıyorsun. Bu durum böyle devam ettikçe, sosyal ödülleri de kazanamadığında, insanı yaşama, hayatta kalmaya ya da hayattan keyif almaya motive eden şeyler ortadan kalkıyor. Bu da maalesef depresyona sürüklüyor. Depresyona girmesen bile depresif bir bakış açısı geliştiriyorsun. Evde kaldığında ise her günün aynı geçiyor. Bu durum, yaşama karşı hevesini tamamen alıp götürüyor. Çünkü belirsizlik umut barındırır, ama her gün aynı rutinle geçiyorsa bu sadece hayatta kalmak olur, yaşamak değil. Kolektif olarak hepimizin aynı problem içinde olmasına çok üzülüyorum. Gençliğimizi ve umutlarımızı çaldılar. Bir suçlu bulup içimi rahatlatmak da istemiyorum ama her şeyin ekonomi ve sınıfsal eşitsizlikle bağlantılı olduğunu görmek zor değil. Bulundugumuz bu boktan durumun ilişkilere yansımasını anlatmaya bile gerek yok. Ailen seni bir işe yaramaz, yük olarak görebiliyor. 30 yaşına yaklaşmışsın ama hâlâ bir “başarı” elde edememişsin gibi bir çerçeveden bakıyorlar. Karşı cinsle birbirinizden hoşlanmanız bile yetmiyor, çünkü yalnızca bir kahve içip dağılacak kadar paranız var. Bu döngü devam ettikçe, en ufak maddi bir şeyi bile karşılamadan önce bin kere düşünür hale geliyorsun. Bu da içten içe algını değiştiriyor: “Ben yapamam, karşılayamam, bu problemin üstesinden gelemem.” Bu düşünce, iş bulduğunda bile o işe girip çalışacak özgüvenini kaybetmene neden oluyor. Ya da bu süreçte kendini o kadar değersiz ve aşağılanmış hissediyorsun ki iyi bir şeyle karşılaştığında bile bunu kendine layık görmüyorsun.
sakin ama sakin umutsuzluga kapilma. hergun adim adim kendini gelistireceksin, ne kadar yavas veya hizli oldugunun onemi yok. Muhim olan devamlilik. Bir zanaat bir yatkin oldugunuz meslekten devam ediniz. Hayat uzun. isterseniz 40 yasinda toparlayin, sorun degil. Sadece devam edin.
@@DG-if3gsdostum yardımcı olmaya calıstıgını anliyorum ancak psikologum su an sosyoloji okuyorum sanat tarihi arkeoloji sinema vs özel ilgi alanlarımla ilgili okumalar yapiyorum, bir zanaattan devam etmek istemiyorum alanımı bölümümü cok seviyorum ayrıca gelistim evet bunun sonu yok ama bi yerde sonlanmalı bu sürec. Sadece devam et demek ne kadar akıllıca sence oldugum durumda? Neye devam etmeliyim bu her gün süren döngüye mi?
@@Mithraselene evet. eger yaptigin isi seviyorsan, para kazanamiyorsan bile devam etmeye calis. diger masrfalarin vardir ama basari gecte olsa gelecektir. Sen psikologsun, devam etmekten baska bir secenegimiz var mi? Dunyanin bize kolay olacagini kimse soylemedi. Herkesin farkli cileleri var, ve devam etmekten baska bir caremiz yok. Hepimiz zubuk sisifosuz.Sisyphus
21 yaşındayım sınava tekrar hazırlanırım diye 'öylesine' seçtiğim -ama tabii ki de hazırlanmadım-psikoloji bölümünü bıraktım. şu an yksye çalışıyorum ama kısa sürede istediğim dereceyi yapma olasılığım çok düşük, ne yapacağım şimdi bir sene daha mı kaybedeceğim nereden tutsam elimde kalıyor. küçükken derslerimde çok başarılıydım ve içten içe her şeyi halledebileceğime inanıyor ve kendime çok güveniyordum, hatta lisede sırf baskı hissetmemek için ea seçtim bana uygun hiçbir bölüm olmadığını bilmeme rağmen, ben kendim bir senede hallederim dedim hiçbir şey yapmadım. işin kötüsü de bu çabalamadım bile. son 4-5 senemi hayalet gibi geçirdim kısacası, bildiğim şeyleri unuttum, yalnızlıktan sosyal becerilerimi kaybettim, en azından şunu yaptım diyebileceğim hiçbir şey yapmadım, hiçbir deneyimim yok. elde var sıfır. zamanı geri alabilmeyi çok isterdim
Ben 20 yaşındayım lise birinci sınıfta sosyal anksiyete bozukluğu teşhisi konuldu, ilaç içmeye başladım ama ilaç pek etkili olmadı her gün okula giderken stresten kusmaya başladım bu yüzden okulu dondurdum seneye tekrar başlamak için. O zamandan beri depresyon hastasıyım 5 yıl oldu. Tekrar liseye falan döndüm diğer sene ama artık hem depresyon hem anksiyetem vardı. Ki bu daha zor. İnsanlarla bir kelime bile konuşmadım, psikolojik olarak çok acı çektim o sırada. Ve maalesef kendime, bedenime hiç iyi bakmadım. Allahtan korona oldu yırttım yoksa yine yılı tamamlayamazdım. Korona bitince okula döndüm tekrar aynı şeyler yaşandı ve artık bir de panik bozukluk hastalığına sahip oldum. Son senede açığa geçtim öyle bitirdim liseyi. Ben hiçbir zaman üniversite okumayı düşünmedim yani burada üniversite okuyacağıma o para ile yurtdışında mesleki okula gidip oradan direkt işe girmeyi düşündüm ve ailem bunu destekledi. İmkanım olmasına rağmen 3 yıldır hiçbir şey yapmadım ve sadece evde oturdum, evden bile çıkmadım. Ailem yurtdışı için dil kursuna gitmemi söyledi ve yapmamda gereken şey bu ama psikolojim o kadar kötü ki hiçbir şey yapacak gücüm yok. Bir daha asla bir ergen olamayacağım ve ben ergenlik-lise yıllarımı buhran içinde geçirdim. Hiç genç olamamış gibi hissediyorum. Herkesin güzel lise anıları var benim içinse hatırlamak bile cehennem gibi. Her hafta en azından üç gün kabus görüyorum ve o kabusların hepsi lise ile alakalı oluyor. Tabii buraya yazmadığım ve beni çok zorlayan başka şeyler de oldu. Kısacası bende senin gibiyim aynı şeyleri yaşamış olmasakta seni anlayabiliyorum. Artık yıllarımı harcamak istemiyorum ama çok yorgunum ve korkuyorum :( benimde sosyal becerim 0 ayrıca ailem çok korumacıydı(hala öyle) bu yüzden çocuk gibiyim, kendi faturamı bile ödeyebilecek yeterliliğe sahip değilim ki bu çok büyük bir sorun, sanki hayatım mahvolmuş ve bir daha asla toparlayamam gibi hissediyorum, yapmam gereken çok şey var ama benim hiç gücüm yok..
@@hellothere-it9es ha bide daha yolun çok başındasın hiçbir şey senin için geç değil üniversitede 35 40 yaşlarında insanlar okuyor biz bu dünyaya sadece yaşamak için geldik insanoğlu biraz farklı ve önemli anlamlar yüklüyor kendine hiç alakası bile yok sevdiğin şeyleri yap ilerisi için ufak ufak yatırım yap baktın çıkılmayacak bir durumdasın terapiye git bunlar sana iyi gelecek...
26 yaşında bir kadın olarak aynı sorundan muzdaribim. Okulu bıraktığım dört yıl içinde vasıfsız işlerde çalıştım ve bir sürü hastalık sahibi oldum. Asgari ücretin pek bir şeye yetmemesi ve genç yaşımda bu kadar hastalık sahibi olmak beni yordu ve okuluma geri dönüp tamamladım geçtiğimiz yıl. Yine geçen yıl KPSS'ye hazırlandım. Merkezi atamalarda bölümümden ilan açılmadı. Düz memurluk dahi yoktu. 3 aydır evdeyim ama diken üstündeyim. Ailem dışarıdaki vasıfsız işlerde çalışmamı istiyor. Bense istemiyorum kendi işim dışında çalışmak. Konuştuğum biri vardı ailem onu istemedi evlilikte yalan oldu. Ne iş var ne aşk var. Bu döngü de sıkışıp kaldım.
Eğer evlenmek istediğin kişiye gerçekten güveniyorsan, seviyorsan aileni bir şekilde ikna et ya da onları umursama ama ekonomik güvence sağlamak için evlenmek berbat bir durum. Eğer sırf evden uzaklaşmak için evleniyorsan boşandığında aileni de yanında bulamıyorsun.
@@pavel3659 Ailem ikna olmuyor maalesef. Çocuğu sert bir dille reddetti annem. Diğer konuya gelecek olursak ekonomik olarak çokta iyi sayılmaz çocuğun durumu. İlçede yaşıyor zaten orada işi var. Evlendikten sonra beni de orada bir yerlere yerleştirecekti iş anlamında, yerleştiremezse de evde otururdum sanırım bilmiyorum. Onu seviyorum, evdeki durumlar da beni evliliğe itiyor tabii ama sonuç olarak o da olmuyor. Teşekkür ederim yorumunuz için.
kadın olmak gene erkeğe göre işsizlik konusunda şans . Sen en azından 31-32 yaşlarında olan o yaşa kadar çalışmış evi arabasını almış bir mesleği olan birini bulabilirsin ve evlendiğinde evin araban olur düzgün birine denk gelirsen güzel bir hayat yaşarsın çalışmasan dahi tabiki öyle biri denk gelirse erkeklerde o da yok ki evlenirse kadınında tüm maddi yükünü türkiyede erkek çekmek zorunda. Ailen eğer o anlattığın kişiyi istemiyorsa bence asla evlenme vardır bir bildikleri ailenin istemediği evlikler her zaman kötü bitiyor.
Umutsuzluğa düşüp yine de kurtuluşun kendinde olduğunu bilmek... Seninle benzer şeyler hissediyorum. Videon önüme düşünce, kendi yolumu sorguladım. Ne istediğime karar veremediğim bir dönemdeyim, ama neyden memnun olmadığımı iyi biliyorum. Görüyorum ki önümdeki en büyük engel de benim. Hayatında başarılar, umarım gönlümüzce olur.
33 oldum bende babamın benim hakkımda adam olmaz iddialarıyla uğraşmamın yanı sıra birde şizofreni denen hastalıkla uğraşıyorum ikisini birden taşımak çok zor ama samimi söylüyorum şizofreni olmaktan daha çok adam olmaz ithamları daha çok gücüme gidiyor.
35 yaşından selam :D 25 ne ki? 18 den farkı yok. Sıfırdan üniversite kazanıp meslek edinilir. Hatta 5 yıl KPSS çalışıp memur olunabilir. Memurluk güzel. Maaş garanti.
Lütfen pes etme bende 26 yaşında atandım. 2 yıldır da memurum. benzeri süreçlerden geçtim hem çalıştım hem okudum. çok çok iyi anlıyorum seni. sadece her şeyin bir zamanı var bunu düşün. ama uzun ama kısa. geçeceğini düşün. bak aynı şeyler benden de geçti yine söylüyorum. umarım biraz olsun sana umut olur..
Mezun olduğumda 22 yaşındaydım İstanbul'daki herhangi bir apartman üniversitesinden mezun oldum. 2 sene kadar iş aradım bulamadım. Bir gece kafam attı tecili bozdum askere gittim. İlk içeri girdiğim zaman pişmanlık duydum sonra iyi ki gitmişim dedim kafamı tam olarak resetledim. Askerden döndüm Bölümüm mühendislikti 4 ay kadar iş aradım ve buldum. Yani arkadaşlar tüm bu olumsuz düşünceler karabulutlar güzel olmasa bile saygınlığı olan bir iş bulduğunuz zaman darmadağın olur. Ama gerçek şu ki girdiğiniz ortamlarda maalesef sgk gün sayınız ve cebinizdeki paranız kadar adamsınız. Keşke böyle olmasaydı. Naçizane tavsiyem işiniz kötü olsa bile mezun olduğunuz bölümle ilgili işe girmeye çalışın önce çalıştığınız yerde yükselemeye çalışın gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Moralinizi yüksek tutmaya çalışmayın çünkü bu bir enerji gerektirir gerektiği yerde pozitif olun gerektiği yerde de depresyona girin arası mutlaka olsun. Ama bu değişen duygu halleri ne olursa olsun asla çabalamaktan vazgeçmeyin. Örneğin hedefimiz bir Çukur kazmak olsun mutluyken hızlı hizli kazın mutsuzkende yavaş yavaş kazın. Ama kazmayı asla bırakmayın. Dışarıdan işsizliğiniz konusunda laf eden olursa ben rezil bir insanım deyin geçin. Uzun lafın kısası tüm sorunların çözümünün anahtarı asgari ücret bile kazansan bölümüne alakalı en dip işleri yapmaktan geçiyor.
Bir şeyler yapmalısınız dostlar. Acı ama gerçek. Parasız erkeği ailesi bile el üstünde tutamaz. Sorumluluklarımız var. Bu neden böyle ve ne kadar acımasız saatlerce tartışabiliriz. Ama bir işe yaramaz. Devam edin. İnterneti kullanın. Hukuk mezunuyum. İnternet sağ olsun mesleğe başlamama gerek bile kalmayacak. İyi yaptığınız şeyleri keşfedin ve hayata saldırın. Finansal okur yazarlık öğrenin.
Bu artık cinsiyeti aştı aynı sorunlar kadınlarda da var özellikle daha gelişmiş ailelerde olanlarda gelicekte daha da artıcaktır.Bir kadın olarak bu sorunları dibine kadar yaşadım,tabi çürük toplumda kadın olmanın büyük zorluklarıyla beraber.Mücadele.Mücadele etmeyen yenilmeye mahkumdur.Mücadele etmek vr kendi hayatını kurmak gerek tüm zorluklara rağmen.
Yorumları okudukça 17 yaşımda yaşadığım gelecek kaygısının ne kadar yersiz olduğunu farkettim umarım gençler olarak yaşamanın bir yolunu buluruz ya da belki de yol bizi bulur kendinizi iyi hissedin yaşamak böyle birşey endişelenmeyin herşey yoluna girmeden farklı yollara girmeye çalışmayın son olarak sizi seviyorum kimsiniz bilmiyorum ama sizi sevdiğimi söylemek istiyorum
Gece 3 de video çıktı ana sayfamda, pek yorum yazmam ancak kısa süre de olsa aynı durumda olmuştum 2 yıl önce. Ülkemiz maalesef çok acımasız. Torpiliniz olmadan bırakın memurluğu özel sektörde bile iş bulmanız bir hayli zor bu dönemde. Hatta iş bulsanız bile tek başına yaşamanız günümüzün kiralarıyla ve yiyecek giderleriyle daha zor bir hal aldı. Birde bunların üstüne erkekseniz söylenildiği gibi tırnak içinde, adam olamamış erkek çocuğu durumuna düşüyorsunuz. Kadınlar bir tık şanslı ama tabiki de çok büyük bir fark yok. Bu bir baskı yaratıyor ve kendinizi düşüncelerinizle boğmaya başlıyorsunuz. Nerede hata yaptım ? Neden böyle oldu ? Derinlemesine baktığınızda sorunun sizden kaynaklanmadığı ortaya çıkıyor. Sistem arızalı. Belki geçmişte yaşanılan pişmanlıklar vardır, ama bu kendinizi birey haline getirememe sonucuyla sizi başbaşa mı bırakmalıydı, bu çok büyük bir bedel değil mi? Hayatta ki en temel gerekleri istiyorsunuz ama bunları elde etmek çok zor oluyor. Bu düşünceler böyle devam edecek ve içinden çıkılamayacak bir hal alacak işte tam o noktada harekete geçmek bence kritik nokta. Her ne durumdaysanız bir yol haritası çizip, yola çıkmak gerekli. Yolun ana amacı bana göre farklılaşmayı sağlamak. Güçlü yanlarınızı bilmeniz (ki bunları keşfetmek çok önemli) ve belki onları daha da geliştirmeniz bunu sağlayabilir. Veya sıfırdan bir şeye karar verirsiniz. Kendinizi bir adım farklı kılan o özelliği yapılandırmanız gerekli. Önemli olan diğer şey ise bence başarısızlığı kabullenme. Başarı, başarısızlıklarla geliyor. Bize başarısızlık öcü gibi gösterildi. Ama başarısızlıktan ders çıkarabilirseniz, önünüze basamak olarak geri geliyor. Bunu kabul ettiğiniz anda umutsuzluk sarmalına da düşmeyeceksiniz. Üçüncü ve en eleştirilebilir şey ise bencil olabilmek. Böyle söyleyince garip tabi, ama önce ben demek çok önemli. Başkaları için yaşamayın, başkalarını da kurtaracağım kendimi de derseniz, ekstra sorumluluk yüküyle başbaşa kalıp ezileceksiniz. Başarısız olduğunuzda da iki kat üzüleceksiniz. Önce kendinizi kurtarın. Bunlar tamamen benim fikirlerim, bana göre doğrular. Size uymayabilir tabiki de, belkide saçmaladım, bilmiyorum :) ama içimden geldi. Bende bu durumda bulundum 2 yıl önce genç bir mühendis olarak, ve kafam böyle çalışmıştı ben şanslıydım (veya kader) iş arama sürecim çok kısa sürmüştü. Şimdi çok şükür 2 yıldır mühendisim (torpilsiz, hak yemeden). Kendi düzenimde yuvarlanarak gidiyorum. Zorluklar bitmiyor ve iş hayatında da başarısızlıklar oluyor ama yola devam. Kendimi keşfetmeye ve öğrenmeye devam edeceğim. Saygılarımla.
Öfkeli şekilde başkalarını suçlayıcı şekilde değilde ailenizle empati kurarak bu konuya değinmenize bayıldım. Bende bu kervanın içindeyim, umarım en kısa süre içinde bireysel özgürlük alanımızı kazanabiliriz.
Yaş 22-aile evi-köyde yaşam-maddi imkansızlıklar-askerlik olmadığı için işe girememe- girsem dahi şehirde fabrikadan başka bir şey yok-işe girmeye kalksam maddi sıkıntıdan ev dahi tutamama-açıktan okuma-dersleri çalışmama rağmen kalma-kendimden nefret etme-beceriksizlik-aşk hayatı olarak bu hayatımın içine birisini sürükleyemem ikinci bir annem vakası yaşattıramam :(-bi ibadetlerim tam ,dua ediyorum sabrediyorum artık napalım-herkesin hayatı imtihanlarla dolu :) Allah herkesin yardımcısı olsun :))
34 yaşındayım, yaklaşık 1 yıldır sabit gelirli bir işim var, pandemi sırasında mezun olmuştum ve sonrasında iş bulma süreci haliyle zorladı. İşe yeni başlayan biri olarak ödemem gereken borçlarımı ödeyip köşeye para biriktirmek istediğim için hala ailemin yanında kalıyorum. Kiralar çok yüksek maalesef. Zaman zaman şalterlerim atsa da, evden kaçmak istesem de her şeye rağmen çoğu zaman güzel vakit geçiriyoruz birlikte.
Ailenin seni fazlalıkmış gibi hissettirmesini normal bulmuyorum.Bir insan, çocuk doğuracaksa ömrünün sonuna kadar -öyle yada böyle- O'na bakmakla sorumlu olacağının bilincine varmalı.Tutun ki doğuracağı çocuk doğuştan engelli oldu.Ona da mı yetişkin olduğunda aynı muameleyi yapacak? Hayatta herkesin başına türlü sıkıntılar geliyor.Anne-baba demek, her sıkıntında yanında olan kişi demek.Eğer hayatın herhangi bir döneminde fazlalıkmış gibi hissettiriyorsa; çocuğu kendi istediği için değil, toplum istediği için toplum baskısı yüzünden doğurmuş yada "yaşlılığımda nasıl olsa bana bakar" diyerek çocuğu ileride kendine hizmet amacıyla doğurmuştur.
18 den sonra bakmam diyolarsa çocuk da o yaştan sonra ana baba tanımaz. Haklısınız hocam herkes emeğinin karşılığını alsa kendine bakar sıkıntı da olmaz zaten. Ha pardon o zaman da neden daha çok kazaıyosun bmw almıyosun diye darlarlar. İnsanoğlunun kuracakları sistem bu kadar olur
Bize tarihten değişik ve gercek hikayelerden de bahsetsene,ben izlerim. Diksiyonun mükemmel. İnsanın rahatsız oldugu seyler bile kalitesini gösterir bize bence bir seylerden rahatsız olmaya başlamak kabuk kırmanın ilk adımıdır ben de benzer durumlardayım cogumuz aynıyız ve bu da sıkıntının bireysel değil sistemsel olduğunun kanıtıdır. Allah hepimize aydınlık yollar ve kalbimizi eskisi gibi neşeli hissetmeyi nasip etsin.
Bro ben de bu yıl 25 olucam. Kendine dürüst olman harikulade fakat dürüst olduğun kadar da şefkatli ol. Hissettiğin değer, senin kendine verdiğin değer dışarıya bağımlı bir şey değil. Sen kendine ne dersen o, gerisini sikine takmana gerek yok çok. Senin aksine ben 21 yaşında üniversiteye girdim ve akademik kariyer hedefi koydum kendime. Öncesinde kısmi olarak senin gibiydim; bilimum işler, sıkıcılık, part time, düşük paralar... belki ekstra ekleyeyim: birtakım travmalar ile de boğuşuyordum. şimdi ise sevdiğim şeyi buldum aslında. ne yaşım umrumda ne de gelecekte ne olacağım. sevdiğim için çalışabiliyorum, çalıştığım için kendime katkı sağlıyorum, katkı sağladığım için gelişiyorum. bu hayat benim, o hayat da senin. Yaşıtlarım onu bunu yapıyor diyerek kendini sınırlandırma, kendi çizeceğin yol aktüel yaşam şablonlarından daha özeldir. Sen özel birisin, bunun kanıtlanması için de hiçbir sertifikaya ihtiyacın yok bro. Kendine de öyle davranırsan, bu şekilde ilerlersen ve çük kafalı insanları siklemezsen istediğin her yere ulaşacaksın. peace out moruk. Yeni 25 kaçar.
Herkesin ailesi aynıymış gibi konuşuyosun. Zaten ailen normalse aile yanında olmak neden kötü olsun ki. Herkesin ailesi aynı değil bazılarının ailesi evde 1 dakika bile durmak istemeyecek kadar anormal. Eğer büyütecek bir şey yok diyosan seni rahatsız edecek bir durum olmamış zaten. Aynı dili konuşmuyoruz. Anlayamıyosan bari büyütecek bişey yok deme.
Üniversiteyi bitirdikten sonra aile evinde durmak olmazdı.. inşaata gittim önce 36 dairelik inşaatın asma tavan işini aldım o işin bitmesine yakın yeni iş ne zaman gelir diye dertleniyordum sonra 3 tane büyük okul işi aldım ve şu anda 2. Okulu bitirmeye yakınım... Bu durum hayatımda çok şey değiştirdi. Aileden saygıyı kazandım, ekonomik olarak rahatladım... bir zamanlar aile evinde yaşıyordum hayatın deve dişlerini derime sapladığını hissederdim ama artık kanımı emmek için deve dişlerini derime saplayan hayatın deve dişlerini sökmüş ve hayata karşı savaşımı kazanmış hissediyorsun
Teşekkürler knk. Valla eminim ki bi çok insan bu durumdan müzdarip ama dediğin gibi görünmüyor ve görünmek de istemiyor çevre tepkisinden. 25 yaşında staj yapıyorum, aile evinde kalıyorum ve gerçekten yıpratıcı bi süreç. Üstüne ciddi olabilecek bi gönül işinin bitmesi de (hatta evlendi kendisi) cabası. Yol çetin
@@ALLYBEATZ Birçok insan gibi ben de seninle benzer durumları yaşadım, tüm her şey geride kalınca insan kendi yolundan hiçbir zaman ayrılmaması gerektiğini çok iyi ve acı bir şekilde anlıyor. Birçok zorluğa rağmen hala "Yaşamak için çıldırıyorum" diyorum. 😊
@@burhindirr Adına sevindim. Bu saydığım sebeplerden ve tabi detaylarından hevesim baya kırıldı. Neyse ki kardeşimle konuşarak bi nebze rahatlıyorum. Ama tabi elbette güzel günler yine gelecek inşallah çabamızla
@thewizardgunes Bilmiyorum, çevremdeki yaşıtlarım mezun oldu, evlendi bi, ikisi. Beni asıl zorlayan kısım galiba ilk ilişkimden, evlilik dahi konuşurken ortada kalmam oldu (kendisi de evlendi) Şükür gerçi daha hiçbir şey tabi bunlar
"25 Yaşında Aile Evinde Yaşayan İşsiz Bir Erkek Olmak" disinda bir çok olumlu ozelligin oldugu gorunuyor, gelecekte hayallerini gerçeklestirebilecegini dusunuyorum. Selamlar...
26 yaşındayım ve akademik kariyer yapıyorum. Bu yolda olanlar bilirler akademisyen olarak iş bulmak en az 30 yaşını bulur (hatta iyimser bir sayıdır bu). Bu süreçte özellikle babam sürekli para kazanmadığım gerçeğini yüzüme vuruyor. Çok takmıyorum sonuçta para veriyor mu veriyor gözüyle bakıyorum. Fakat bana olan desteği keserse ileride ben de ona destek olmam bunu kabak gibi biliyor. Bu yüzden kendinizi asla yük olarak görmeyin. Bir hedefiniz olduğu sürece bir şey demeye hakları yok. Ailenizin size daha fazla ihtiyacı var emin olun. Türkiye'de çoğu insan yaşlandığımda yalnız kalmayayım bakanımız edenimiz olsun kafasıyla çocuk yapıyor. Elinizdeki kozları iyi oynayıp kendinizi ezdirmezseniz kimse bir bok diyemez. Ha çık git evimden mi dedi kendisi bilir bir daha da yüzümü görmez. Olan ona olur. Bu kadar basit.
Aslında bu senin kendine bıraktığın bir not bazen evi terk etmek iyi gelebilir bkz askerlik vb. bulunduğun ortamdan uzaklaşıp hayata farklı bir perspektiften bakmanı sağlar hakeza benim açımdan öyle oldu geldiğimde istediğim iş için çalışıp şu anda özgürlüğümü kazandım umarım senin için de hedeflerine ulaştığın bir süreç olur
kardeşim seni çok iyi anlıyorum bende aynı yollardan geçtim 27 yaşındayım ama başaracaksın emin ol yapacaksın sana inanıyoruzkanala abone oldum her zaman destek verecegim sana yanlız değilsin Allaha emanet ol
Temmuzda 25 olacağım. 11 aydır işsizim ama kendimden başka kimseyi suçlamıyorum. Fiyatlardan şikayet edip çalışmıyoruz, hayatın ne kadar zor olduğundan bahsedip yaşamaya dair hiçbir şey yapmıyoruz. Yaşamak nefes alıp vermekten ibaret değil ki. Sistemi hükümeti suçlamak işin kolayına kaçmak gibi geliyor bana. Çabalamadan oturduğumuz yerden şikayet ediyoruz, en büyük kötülüğü kendimize yapıyoruz. Son 1 senede kenardaki paramla ve ailemin desteğiyle 5 ülke gördüm, dışarıda hayat güllük gülistanlık sanıyorsanız yine yanılıyorsunuz. Hollandalı arkadaşımın işi var arabası var aylık 3k euro alıyor ama evden dışarı çıkmıyor. Mutluluğu yurt dışında bulacağımı düşünseydim gittiğim an geri dönmezdim. Yeşil pasaporta sahip biri yine de bir şeylerden şikayet ediyor diye düşünüyorsanız düşünmeyin ucuz biletlerle ucuz konaklamalarla yurt dışına çıkmak çok kolay. Yaşadığım yer köy-ilçe arası bir yer. Herkes birbirini tanıyor selam verme zorunluluğun var vermeyince yabani olarak görülüyorsun. Arkadaşlarım da benim halimde ne yapacağımı bilmiyorum ama bir an önce işe girip boş vakitlerimi yok etmem gerektiğini biliyorum.
Liseyi yatılı okudum bunun bana zararı da oldu liseden mezun olduktan sonra ilk sene birsey kazanamadim sadece bir yil evde kaldim ve o bile aileme cok geldi rahatsız oldum herşey batıyordu sanki kendi calisyordum haftadaki 2-3 gün spora gidiyordum ders calisyordum arada bilgisayardan futbol oynuyordum o bile batıyordu kavgalar ofke patlamalari sonrasi askeri okul kazandim hersey bir anda değişti ailemin bakis acisi disardaki mahalledeki insanlarin bakislari herşey değişti ama ben asla o gunleri unutmadim hayatim boyunca da unutmadim asla kimseye muhtaç olmamayi her yönden güçlü olmayi kendime amac edindim 22 yasinda evlendim kendi yuvami kurdum 30 yasindayim 2 evladim var hayatin gercek yüzünü sürekli yasiyorum bu hayat boyle zayif olursan seni ezerler ben boyle biri degilim güçsüzu ezmedim hep destek olmaya calistim ama hayat acimasiz güçlü olmak zorundayiz ve gostermen gerekiyor
25 yasinda Matematik Öğretmenliğinden mezun işsiz bir gencim. Cevremdekilerin ne zaman evleneceksin sorulari, aile evinde yaşadığım problemler, bir zamanlar yuvam olan yerin şimdi bana batmasi annemin alttan alta evde yasadigim icin bu evde tek yiyen icen ben degilim gibisinden laf sokmaları... Bir ise gir desen heves yok o kadar okudum bu muydu bunun icin mi dirsek çürüttüm ben... Kpss ye hazırlanma deseniz o da yok. Kaynak yok kynak icin para yok. Çalışmak için de heves yok... Yoruldumm şu an odamda surekli kitap okuyup dizi izlemekle geçiriyorum günümü😢😢 sosyalleşme icin cevrem yok hepsi üni de kaldı. Param da yok gezmeye😢😢 Bunca zaman emek vererek bur yerelere gelmeye calisan biri olarak diyorum Artik Şans Banada Gülsün 😢 keskelerle kalkıp neyseler yatmaktan yoruldum daha ne zaman katlanacagim. Sagligim da gidiyor. Kendime ait bir oda evim bir isim olsun ailemden insanlardan uzak kalmak istiyorum. Benim icin o kadarrr uzak bir hayal kii🥺🥺🥺
matematik öğretmenliği dışındada özel sektörde yada bankada falanda çalışabilirsiniz heralde yaşadığınız yer küçük bir yer değilse iş bulma şansınız var ama küçük bir yerse imkansıza yakın farklı mesleklerde iş deneyin bence sevdiğiniz bir dalı bulana kadar.
@@aysenuralagoz gişe memuru olarak başvurabilirsin sadece öğretmenlik mesleği olarak iş arama birçok bölümde işe girebilirsin çoğu insanın yaptığı işin üniversite diploması ile alakası yok insan kaynaklarına bile girebilirsin sadece öğretmen olucam dersen yıllarca beklersin şuan genç olduğun için işe girme şansın yüksek ilerde 30-35 olunca bi yere görüşmeye gittiğinde diyecekler bu yaşa kadar niye çalışmadın ve direkt eliyecekler bu yaşa kadar çalışmayan dikiş tutturamaz diyerek
@@aysenuralagoz gişe memuru olarak başvurabilirsin sadece öğretmenlik mesleği olarak iş arama birçok bölümde işe girebilirsin çoğu insanın yaptığı işin üniversite diploması ile alakası yok insan kaynaklarına bile girebilirsin sadece öğretmen olucam dersen yıllarca beklersin şuan genç olduğun için işe girme şansın yüksek ilerde 30-35 olunca bi yere görüşmeye gittiğinde diyecekler bu yaşa kadar niye çalışmadın ve direkt eliyecekler bu yaşa kadar çalışmayan dikiş tutturamaz diyerek
Neredeyse aynı durumdayız diyebilirim. İngiliz dili ve edebiyatı okudum, mezun olur olmaz özel bir okulda İngilizce öğretmenliği yaptım 1 sene ama istediğim iş bu değildi, daha fazlasını daha hareketli bir işe geçmeliyim diye düşünerek THY kabin memurluğu sürecine girdim. Sorun şu ki 8 aydır bu süreçteyim ve hala sürecin ortalarındayım... Bu kadar uzun sürmesini beklemediğimden herhangi bir yere de sözleşme yaparak işe girmek istemedim ama evde resmen bekleyerek kahroldum. Senin gibi özel derstir falandır harçlık çıkarıyorum kendime fakat çok normaldir ki bu hiçbir şeye yetmiyor. Günlerimin çoğu aynı geçiyor ve psikolojik olarak iyi hissettirmiyor. Tüm bunların üzerine ilişkim sonlanıyor falan yani ne bileyim, hiç böyle hayal etmezdim 25 yaşımı...
17 yaşında bir yks öğrencisine ve bir öğretmen adayına gelecek hakkında fikir verip, hislerini paylaşarak aslında insanların birçoğunun (kendin de dahil) yalnız hissetmemesini sağladığın için teşekkür ederim. Başarılarının devamını diliyorum ve umarım planların yolunda gider.
Öğretmen olma çok istiyorsan aynı anda açıktan ön lisans bitir kpss ye gir atan meslek garantin olsun ondan sonra öğretmenliği bitirip cebelleşebilirsin
@ verdiğin tavsiyeye bak . Sence bu ülkede normal biri kpss de atanabiliyor mu? Önce çocuğa sorman gereken dayın amcan var mı olmalıydı eğer yoksa dayısı amcası dil kasıp yurt dışına çıkabileceği bir bölüm seçsin . Veya da tıp diş benzeri açıkta kalıp işsiz olmayacağı bir mesleğe yönelmeli
14 yıllık bir öğretmen olarak öğretmenliği seçmemeni öneririm. İş yapılamaz hâle getirdiler. Bir baktık ki ders öğretmek hariç her şeyi yapacak konuma geldik. Sürekli değişiklikler, her değişiklik için istenen raporlar, değişen kitaplar için ayrı, değişen programlar için ayrı, değişen sistem için ayrı rapor isteniyor. İkide bir sistem değişiyor. Sürekli bir proje doğuran sistem var. Sürekli proje isteniyor. Sözde öğrenci yapacak ama öğrenciler önlerindeki kitapları okuyup anlamaya bile çaba göstermiyorlar. Sınav yapabilmek için peşlerinde koşuyorsun. Gelmiyorlar. Branşım olmayan bir dersin yazılısının sorularını cevaplarını alt alta yazıp aynısını yazmalarını istedim. Onu bile yapamadılar. Kopya bile çekemiyorlar anlayacağın. Her gidişimde sınıfın yarısı yok. Ders anlatıyorsun, öbür hafta, önceki hafta gelmeyenlere de anlatırken (çünkü kendileri tamamlamak için bir çaba göstermiyorlar) önceki hafta olanlar dersi bozuyor sıkıldıklarından. Verdiğin proje ödevlerini (teknoloji tasarım gibi) yapmadıkları için okulda yaptırmak istiyorsun malzeme getirmiyorlar. Kendin alıyorsun, “yapınca karşılığında ne vereceksiniz?” gibi, sanki kendileri not almak için değil de senin hayrına yapıyorlarmış gibi karşılık bekliyorlar. O yüzden projeler hep öğretmenin başına kalıyor. Son sınıflardan daha test açıp iki soru çözeyim diyen yok. Top peşinde koşmakla geçiyor en verimli zamanları. Gelmeyen öğretmenlerin olduğu derslerde eskiden son sınıflar test çözerdi. Teneffüslerde test çözerlerdi. Öğle tatilinde test çözerlerdi. Artık test çözmekle ilgisi olan yok. “Biz asla kitap okumayız” diye övünen sınıflar var, marifetmiş gibi. Oysa kitap okumayan , matematik de çözemez, sözel dersleri de çözemez, hayatı da çözemez. Tek ilgilendikleri şey top oynamak okulda. Onun dışında evde de sürekli cep telefonu TH-cam , tik tok videosu çekme derdindeler. Bütün iş, bütün angarya öğretmenlere kalıyor. Belirli gün ve haftalarda 30 kişilik köy okulundan çocukları sürekli bir araya getirip koro çalışması yapmanı isteyecek kadar kendi okullarından habersiz müdürler var. Ya da haftada 10 dakika çalışmayla (tek tek çalıştırırsan 10 dakika düşüyor kişi başına) piyano resitali bekleyen müdürler… ki çocuk eve gidince çalışmayacak. Köyde nerde bulsun piyanoyu, okulda da yok, orgla piyano dersi bekleniyor… belirli günler ve haftaların etkinlikleri, öğrencileri çalıştırması, 30 kişilik okulda 20 kişi “ben çıkmak istemiyorum” deyince ikna etmesi , (zorlayınca veli darlıyor) , bitmek bilmeyen, tatilde bile almak zorunda kaldığın eğitimler… yani bir de bunların hepsini yapmak için geçmen gerekli sınavlar… atanabilmek zorunluluğu… hiç bulaşma kardeşim. Yol yakınken vazgeç. Eyt’ den emekli olma şansım var. Maaş o kadar düşmese bir gün bile beklemem. Yarın bir sürü işim var. Velilerle etkinlik yapılacakmış. Bir öğretmenin projesine diğer öğretmenler de destek veriyor. Kendininkini yapıp kurtulamıyorsun da… 45 yaşından sonra yüksek lisansa başladım. Akademi de çok ahım şahım değil ama bu kadar kafan dönmez diye düşünüyorum.
milletin fikirlerini takarak varolcaksak işimiz var , ev içi müzik kısmı evet , boya kısmı evet ama daha 25 . 30 olup 3 yıl çalışıp şartlardan dolayı aile evinden çıkamayıp güncel işsiz hala aile evinde olan birisi olarak . bizim de sahneye çıkıp show yapacağımız zaman gelecek.
7 yıllık çalışanım bugün işten atılsam bende işsizim kimse de ise almaz . Yaşım 36 o sebepten işe girdim artık işsiz kalmam diye şartlamayın kendinizi, serbest bir iş kurmaya bakın.
Ben de 25 yaşında PDR mezunu ataması yapılmamış bir gencim. Eğitim ve öğretmenliğin bu kadar yerin dibine sokulduğu bu dönemden etimle kemiğimle nefret ediyorum.
30 yaşıma kadar sürekli aile baskısı yüzünden KPSS'ye girdim sürekli de mülakatlarda elendim. En son derece yapıp atanmıştım. Atanana kadar herkes bana acıyarak bakıyordu, ben yoktum yani aslında, e ne oldu senin sınav, ne oldu senin iş vs vs son zamanlarda ne iş yapıyorsun diye sorduklarında işsizim demeye başlamıştım direkt hatta. Sonra atandım ama inadına istifa ettim şimdi kendi işimi kurdum 4-5 senedir pamuk gibiyim. Bir de o dönemler acayip parasızdım gidip pazarda falan çalışırdım atanmaya çalışırken harçlık çıksın diye. Saklardım da insanlardan ne bileyim utanırdım işte. Şu an o kadar mutluyum ki iyi ki istifa etmişim iyi ki atanmaya da çalışmışım beni ben yapan şeyler bunlar da oldu. Yaşarken yok olmak çok zordu işsizken, acıyarak bakan bakışlar, babamın üzülmesi...
@ he aylagim ayda 100 bin rahat rahat kazanan bir aylak🤣bu arada yazin 3 ayda toplam 1 milyon kazaniyorum onu eklemedim😌gece gunduz emek veriyorum ve basardim darisi basina :) benim gibi aylak ol, emek ver ve karsiligini al
23 yaşımdayken İstanbul'da, ailemle yaşarken üniversiteden mezun oldum, o yaşıma kadar zorunlu stajlar hariç hiçbir iş tecrübem olmamıştı. İçimde hep bir yetersizlik hissi vardı. Diplomamı alır almaz ormancılıkla ilgili bir işe girdim, şehir dışındaydı, ilk defa ailemden uzakta yatılı bir işte çalışacaktım. Ormancılığın en zor işlerinden birisiydi, en fazla 3-4 ay süren sezonluk bir işti fakat birçok insan 1-2 hafta dayanamayıp geri dönüyordu. Bunları bilmeme rağmen tereddüt bile etmeden gittim çalıştım. İşin zorluğu umurumda bile değildi, dört elle sarıldım ve işi tamamlayıp tekrar İstanbul'a aile evime döndüm. Ben yokken bazı kötü ailevi olaylar yaşanmış. Bana yönelik baskılar da başlamıştı. Bazı sebeplerden ötürü memur olmak istemiyordum, yine de kpss'ye girdim. Aklımda hep yazılım öğrenmek vardı ancak kendimi kapatıp odaklanarak çalışabileceğim bir huzur ortamı yoktu, kötü iş yerlerinde yaşanan "mobbing"in evde yaşandığını düşünün. Günler, haftalar, aylar geçerken sürekli bir yerlerden geleceğini beklediğim işlere umut bağladım, boşuna zaman kaybettim. 1 sene geçmişti ve tekrar sezonluk orman işine gitmeye karar verdim. 2 ay sonra iş bitti ve tekrar döndüm. 24 yaşındaydım, daha kötü bir ruh halim vardı, daha huzursuz bir ortamdayken son çare olarak yüksek lisansa başlamaya karar verdim. O sırada yaşadığım yerle ilgili bir değişiklik oldu, farklı aile bireylerimle yaşamam gerekti. İşin iyi kısmı bu sefer üzerimde maddi ve manevi baskı yoktu, kendi hedeflerime odaklanabiliyordum, İngilizcemi çok geliştirdim, kişisel gelişim anlamında çok yol kat ettim. Yüksek lisansa devam ederken asıl hedefim olan yazılım öğrenmeye başladım. 1,5 sene sonunda alaylı bir yazılımcı olarak bir şirkette stajyer olarak işe başladım. O sırada yüksek lisansı bıraktım çünkü akademiyi istemiyordum, yazılımın çok daha gelecek vaat eden ve daha tatmin edici bir meslek olduğunu düşünüyordum, ki hala aynı kanaatteyim. Sektörde ilk iş tecrübem olduğu için asgari ücrete 7 ay çalıştım, sözleşmem bitince tekrar iş aramaya devam ettim, hala da arıyorum. Yaş 27. Her ne kadar şu anda üzerimde ailevi bir baskı olmasa da ben bunca yıl ne yaptım diyorum. Kaybettiğim bunca zamanı nasıl telafi edeceğimi düşünüyorum. Hem kendime kızıyorum hem de içine düşürüldüğümüz üniversite tuzağına. Üniversite sonrasında sıfırdan yeni bir kariyer inşa etmek büyük bir riskmiş. Eğer bir de üstüne bütün bu yaşadıklarınızı ortak ettiğiniz bir gönül dostunuz varsa. Bu durumdan kurtulmak için bizim yapabileceğimiz tek şey kötü alışkanlıkları ve yaşam tarzını terk edip sadece tek bir hedefe odaklanmak, ve istikrarlı bir şekilde ilerlemek. Allah herkesin yardımcısı olsun.
Bu durumu çok iyi bilirim. Sırf bu durumdan kurtulmak için ticarete atıldım. Çok cüzi paralarla tahtakalede kemercilerden kemer alıp vapurda, sanayide, cami önlerinde seyyar satmaya başladım. Satış yaptıkça başka ürünler alıp satmak için bana teşvik oldu. Şuan durumum çok şükür iyi. Umudunuzu ve azminizi yitirmeyin.Başkasının yanında çalışarak hayallerinizi gerçekleştiremezsiniz. Bu benim hayatımdan bir kesit sizin için farklı bir sektör daha uygundur belkide. Allah gönlünüze göre versin.
18 yaşında genç bir birey olarak, meslek öğrenme ve yabancı dil geliştirme konusunda çaba gösterdim. Bunun yanı sıra borsa, yatırım ve kripto madenciliği gibi alanlarda kendimi geliştirerek kendi gelirimi elde etmeye başladım, çok şükür. Zaman, paradan daha değerlidir. Eğer kendinizi geliştirir, disiplinli bir şekilde çalışırsanız aç kalmaz, her zaman bir yol bulursunuz. Aile evinde yaşamak, özellikle ev size aitse ve ailenizde başka çalışan bireyler de varsa, büyük bir avantaj sağlar. Böyle bir ortamda tasarruf ederek daha fazla yatırım yapma şansınız olur. Bu, hem sizin geleceğiniz hem de çocuklarınız için güçlü bir temel oluşturur. Unutmayın, dünyanın neresinde olursanız olun, çalışmadan başarıya ulaşmak imkansızdır. Fiziksel ya da zihinsel bir alanda uzmanlaşın, bir dalda sağlam bir şekilde tutunun ve emek verin. Çalışmak, sadece maddi kazanç değil, aynı zamanda kişisel gelişim ve özgüven de sağlar.
hayatta her türlü durum vardır, herkesi aynı kefeye koyarak yargılayamayız. hatta aile yapıları bile inanılmaz farklılık gösteriyor; fakat ailede veya kişide farklı bir kondisyon yok ise 43 yaşında aileyle yaşayıp bu durumdan rahatsız olmamak bence biraz tuhaf :d bakın hayat şartları, maddi olanaklar, sağlık problemleri veya ekstra özel durumları dışına alarak söylüyorum. bunların hiçbiri yok ve hala aileyle yaşamakta bi problem gormuyorsanız bence birey olma noktasında sıkıntılar vardır.
@@Nazhorous sana ne? kimsin sen yargiliyorsun? hangi edebiyati okuyorsun bana? seni ne ilgilendiriyor? haddin mi senin? uzmansin da danistim mi? sana ne?
@@mhmtsoo abi ben saldırıda bulunmadım öncelikle sakin ol. burada okuyan gençler var ise onların düşünmesi icin yazdım. ayrıca ben de ailemle yaşıyorum, bu durumdan rahatsız olmamak kendi açımdan böyle değerlendirdiğim bir durum.
@@Nazhorous iyi de birader abiye niye degerlendiriyorsun? kendi kendine degerlendir. abi isteyen istedigini yapsin diyor sen de gelmissin sende bireylik sorunlari var diyorsun. kusura bakma onun dedikleri dogru. sen kendi kendine degerlendir. millete tebelles olma.
@@BenimCemil bu gruptaki insanların bireyselliğinin az olduğunu düşündüğümü ifade ettim. mahkemeye bile versen bu saptamanın cezası yoktur. daha fazla yaygara kopacak mı bunun üzerinden? ayrıca kimsenin kimseyi yargılayamamasını falan geçiniz hayat öyle bir şey değil. zira saptamanın ne kadar doğru olduğunu somut bir şekilde de görüyorsunuz; bu adam mutlu bir birey olsaydı muhtemelen benim yorumuma bu şekilde bir cevap vermezdi. resmen öfke nöbeti falan geçirmiş allah şifa versin iyi geceler.
Biz ne kadar çokmuşuz vay be. Çabalıyoruz bir noktada karşılığını bulacak umarım. Ama akademi maalesef kadro olmadığı takdirde uzun vadeli yoksulluğu garantilemek demek. Yani birinci sırada iş ikinci sırada akademi olmalı öbür türlüsü çok yıpratıcı!
Merhaba bende 25 yasina kadar ailemle yasadim . babam emekli bankaciydi durumumuz iyidi ama az cok bende ayni sikintilari yasadim . gunun birinde gazete de bir ilan gordum . o zaman gazeteler is ilanlari olurdu . bir fabrika yatili isci ariyordu ve asgari ucterin 2 kati gibi bir maasla. konfor alani birakip ise basvurdum kabul edildi ve evden gidis o gidis . simdi 40 a merdiven dayadim . aradan 15 sene gecti . bir cok is degistirdim ama kendi ayaklarimim uzendeyim . hayat sizi oyle bir törpülüyorki anlatamam . bence konfordan uzaklasip risk alinmali . herkese selamlar .
Selamlar, birçok şey demiyorum zaten. Bu videoda çok yüzeysel bahsetmişim. Aylar önce öylesine attığım bir videoydu. Son attığım video da daha detaylı bahsediyorum tecrübelerimden.
Halihazırda üniversite öğrencisi bir birey olmama karşın yorumları okurken herkesle empati yapabiliyorum ve benim de uzun zamandır hedeflerimden birisi olarak mezun olduktan sonra ailemle birlikte yaşamak istemememe düşüncelerimin üzerine bu videonun keşfetime düşmesi gerçekten isabet oldu. Umarım bir an önce hayallerinize doğru emin adımlarla ilerleyebilirsiniz hocam, sizde kendimden bir parça buldum desem yeridir herhalde :)
Yabanci ülkelerde ailelerin çocuklarını neden 15 yaşında kendi ayakları üzerinde dursun diye bıraktıklarını şimdi anlayabiliyorum. Tamamen bırakmak iyi olmaz ama kişinin zorluk görüp, kendini geliştirebilmesi için belli dönem aileden ayrılması gerek bence. Bunu yaparkende herkeste aynı tepkiyi ve semptomları göstermeyebilir ama psikolog eşliğinde yapılırsa bence çok işe yarayacak bir durum.
Dostum 25 yaşındayım işsizim ama neyse ki işsizlik maaşı alabiliyorum:) Yaklaşık 3 yıldır ailemden ayrı yaşıyordum ve enflasyon fahiş kiralar yüzünden aile evine döndüm.Yalnızken daha rahattım elbette ama aile evinde yapmam gereken işlerim olduğunu hatırladım.Sorumluluk almaktan kaçmayın kardeşlerim abilerim.Evdeki ahaliyle bir arada olup onların sorunlarını da anlamaya çalışın(empati).Belki de o evde geçireceğiniz vakitler en mutlu anlarınız olabilir,bu sizin elinizde tammamen.Entellektüel olarak sizden iyi olmayabilirler belki yalnız olanların da yetenekleri vardır onları kapın.Son olarak kendinize iyi davranın ve içinizdeki insana geri dönün mutlak huzura dogru yol alalaım viraaa ❤
27 yaşıma girdim kppsde iyi derece de yaptim ama atama yapmıyorlar iş arıyorum yok kız arkadaşımın ailesi kızı başka birine vermek istiyo para yok pul yok ev yok hiçbir şey yok seçim yok açık var alım yok alım olsa da mülakat var intihardan başka seçenek bırakmıyorlar artık iyice daralttilar alanı
Bu psikolojiye rağmen kendinizi bırakmayıp mücadele etmenizi tebrik ediyorum. Umarım herşey gönlünüzce olur ve geriye dönüp baktığınızda iyiki mücadele etmişim dersiniz.
Kankam kasma bu kadar bence ben de 29 olmak üzereyim ve aile evindeyim. Bazı gerçekleri kabul etmek gerek ve fırsata çevirmek gerek. S*ktr et kira vermiyorsun her ay yaklaşık 20k artıdasın. Bunu değerlendir. İlk işin evden kaçmak olmasın. Çalışmaya başla. Yatırım yap. 2-3 sene bir düzen oturt. Göreceksin ailenle ilişkilerin düzelecek. Çektiğin videodan çok kırılgan ve derbeder olduğunu sezinledim. Bakarsan uzak yürürsen yakındır. Yürümeye bak. Uygun bir zamanda da cebinde para altında arabayla bir farklı bir ev açarsın kendine. Kasma. Hayırlı forummlar.
Böyle bir video çekmek büyük cesaret. Tebrik ederim. Ayrıca maddi sebeplerden ötürü özellikle Türkiye'de ama aynı zamanda Avrupada ve Amerikada da eskisine nazaran daha fazla sayıda bu sorunu yaşayan çok insan var.
28 yaşında aile evinde yaşayan biri olarak şu an uzak şehirde mülakata girdim otelden yazıyorum. Ailem her ne kadar anlayışlı olsa da insan bağımsız olmak istiyor. Kendine ait bir yerde yaşamak dünyanın en iyi şeyi. Karışan eden yok fakat yalnız yaşamak bir süre sonra da koyuyor. Çok kötü bir çelişki. Ne yapılır bilmiyorum.
Bir bireyin 25 yaşında ailesiyle birlikte yaşamaya devam etmesi, salt zorunluluk değil, çoğunlukla bir tercihtir. Eğer kişi fiziksel ve zihinsel sağlığı yerindeyse, kendi hayatını inşa etme potansiyeline sahiptir. Türkiye gibi ekonomik zorlukların yaşandığı bir ülkede, asgari ücretle çalışmak ve bağımsız bir yaşam kurmak zor olsa da, tamamen imkânsız değildir. Buradaki temel sorun, bireyin ailesinin sunduğu konfor düzeyini arzulaması ve bu konfor alanından çıkmayı zor bulmasıdır. Ancak hayatı kurabilmek ve bireysel gelişimi sağlamak için daha düşük yaşam standartlarına razı gelmek, gerektiğinde birkaç arkadaşıyla ev paylaşmak ya da daha mütevazı koşullarda yaşamak gerekebilir. Özgürlük, beraberinde sorumluluk da getirir. Bir birey, hem konfor alanını koruyup hem de kendi hayatını bağımsızca inşa etmeyi bekleyemez. Özgürlük, risk almayı ve belirsizliklerle yüzleşmeyi gerektirir. Kişinin bireysel gelişimi, bu riskleri alabilme cesaretiyle doğrudan ilişkilidir. Carol Dweck’in gelişim odaklı zihin yapısı teorisine göre, birey zorluklarla karşılaştığında ve konfor alanından çıktığında gerçek öğrenme ve büyüme gerçekleşir. Kısacası 25 yaşında hayata bir an önce başlamak gerekir. Bunları düşünürken bir anda bakarsın yaş 40 olmuş ve yapacağın birçok şeyi kaçırmışsın. Günde 3 iş yapan birçok arkadaşım oldu kendi hayatlarını sürdürebilmek için. Gerektiği yerde günde 3 saat uyudular ama hayatların özgür bir şekilde sürdürdüler. Yapılacak o kadar çok şey var ki sadece farkındalık...
O da var aslında, farklı bir açıdan bakmışsınız. Aile konfor alanıdır. Nolursa olsun benliğin hasar da görse yaşam fonksiyonlarının güvence altında olduğunu bilirsin. 23'de mezun oldum. 24'e kadar yol aradım. 25'ten 26'ya kadar "iş hayatına atılalım da" diyerek bana sunulduysa onu kabul ettim. Tecil bitince askere gittim geldim, 7-8 yaş küçük kardeşlerimizle askerlik yaptım. Döndüğünde yaş 27. Yine bir arayış. Farklı işlere, sektörlere gir çık. Derken ben de kendimi 28'imde tekrar memleketimde, aile evimdeki odamda buldum. 31'de evlenene kadar da orada çalıştım. Sonrasında İstanbul'dan bir teklif aldık ve kalktık geldik, hayattaki oryantasyon aslında tamamen konfor alanından uzaklaşınca başlıyor. Yaptığım işleri fiyatlandırma konusunda bile tamamen karşı tarafı memnun etme odaklı davranıyor, ve sonrasında hep nedenini bilmediğim hayal kırıklıkları yaşıyormuşum mesela. Çünkü düşünün, evde sürekli birileri beni memnun ediyor, hayatımdaki konforu da, potansiyel müşterimi de kaybetmek istemiyormuşum. Aslında hayatta kazandıran ilginç bir şey var. Geç öğrendim. Bir işi yapmaya hevesli olmaktan çok yapmamaya hevesli olabilmek lazım. Yoksa çoğumuz aslında çok değerli şeyler yapıp, kendi değerimizi konfor alışkanlıklarımız yüzünden sürekli düşürüyormuşuz. "Hayır" diyebilme özelliği evden uzaklaşmadan insana yüklenmiyor. İyi bir insan olarak gözükme kaygısına da gerek yok. Sosyal çevremiz hep değişecek zaten. Hayatta kalmanın yollarını aramak için dediğiniz şeyler şart. Carol Dweck'in teorisinin ötesinde, net olarak ataerkil, hatta ağır sekülerlerinin dahi ataerkil, aktivisti ve feministinin bile ataerkil olduğu bir toplumda yaşıyoruz, o açıdan ülkemizde durum biraz farklı. Pazarda on tane teyze ucuz kumaşların olduğu bir pazarcının önünde bir şeyler seçerken, karşıdan bağıran domatesçinin "gel bayan, kilo 30 lira!" diyişine o ortamda "bayan değil kadın!" diyen bir feminist/aktivist'i o ortama kondurabiliyor musunuz? Kadınlarda konfor alanları dahi toplumsal cinsiyet rollerine bir şekilde yönlendiriyor. Nihayetinde evinden twitter'da günün yarısında huzursuz bir şekilde nefret kusan aktivist kadın da aile evinde, sosyal gerçeklikte yeri çok da fazla yok. Bu yüzden bizim gibi ataerkil toplumlarda, erkek bireyler için yukarıda bahsettiğimiz kaygılar, konfor alanından çıkmadan büyüyememe gibi durumlar daha öncelikli konu başlıkları. Erkek bireyler büyümek zorunda, kadın eğer dilerse "bebişim" olarak kalabilir. Erkekten bahsederken de "erkek adam olmalı" denir. Cesaret, minimum gönül bağı, minimum duygusallık bugün kaygı yaşayan arkadaşların çıkış formülü bence.
ailemizin bize dogrudan konfor sunduğuna nasıl kani oldunuz? su anda işsiz olan birçok gencin ailesi de yoksul. yoksul diyorum çünkü zengin olsaydı çoktan iş bulmuştu. bu hikaye kent yoksullugunu sirtinda kambur gibi tasiyan ve taşra imkansizliklarinin otesinde ufku gormeye cabalayan gençlerin hikayesi. birçoğumuzun ailesinin evi bile yok, kirada yaşıyor. ailemizin bile yırtıp parcalayamadigi bir duvarın içinde hapisiz. yarınımız bile garanti değil. biz zaten suregelen bir mücadelenin icinde hayat kurmaya çalışıyoruz kendimize. rahatlığı tatsaydik hiç çabalamazdik.
27 yaşındayım yaklaşık 7 yıl önce üniversiteden mezun oldum 1 yıl boyunca kpss’ye hazırlandım açıktan bir bölüm okudum ve kpss sonrası bir bölüm daha yazdım memleketimdeyim ama arkadaş vs yok zaten çoğu yaşıtım ya iş ya evlilik telaşlarında kendimi bazen umutsuz yorgun hissediyorum umarım 2025 bize kendi ayaklarımızın üzerinde durma ve birey olma şansı verir
Yaşıtımın benzer şeyleri yaşaması ve bunları paylaşması, garip hissettirdi. Hedeflerimiz çok benziyor. İleride iyi olacağına eminim çünkü çoğu yaşıtımızın farkındalığı bu seviyede değil. Söylediklerine katılıyorum ve yapmak istiyorum, konu bence toplumla ilgili toplum kendi çıkarına yarayacak bireyler bekliyor. Eğer toplumun çıkarlarına yanıt verebiliyorsak para kazanabiliyoruz ve sosyolojik sistem bizi bir şekilde ödüllendiriyor. Esen kal dostum umarım hedeflerine ulaşırsın
18 yaşındayım evet diyeceksiniz yaşın daha genç ama bende bu durumu yaşıyorum babam emekli aylık 18 bin tl maaş alıyor geçimimizi zor karşılıyor benide bir işe verdiler okuldan mezun olduğum gibi YKS sınavında bir başarı elde edemedim bende evde boş durmamak asgari ücretli bir fabrikaya girdim iş çok zordu özellikle yapılan mobbing ve gereğinden fazla iş yüklemeleri ama ona rağmen sabrettim ailemin geçimini yapmak için ailem çok mutlu oluyordu özellikle babam bana kral gibi mualeme gösteriyordu ta ki 2024 yılının aralık ayına kadar fabrikada asgari ücrete zam gelecek diye işten çıkarıldık ve o işten çıkarılma dımdızlak ortada kalma hissi o kadar kötüydü ki kafayı yiyecektim ve işin en kötü tarafı ailemin bana olan tavrı değişti babam diyorki sen çalışmamışsın onlar asgariyi bahane etmiş çıkarmış gibi şeyler söylüyordı annem hep canım oğlum derdi bana artık benimle konuşmuyor bile akrabalarım sürekli babama: " Bu çocuk niye boş boş evde oturuyor bir iş bulsun" Gibi şeyler söylüyor artık kafayı yemek üzereyim bende ders çalışmaya başladım çok geç zamanda başladım ama hedefim MSÜ veya PMYO günde 6 saat ders çalışıyorum ama ailemden bir destek yok işten çıktığım için sigara alacak param bile yok o yüzden bıraktım hatta telefon faturası tahüttümü bile iptal edip öyle kullanıyorum şuan kapalı kutu gibiyim bu durum böylemi devam eder yoksa yüce rabbim bize bir çıkış kapısı nasip edermi diye düşünüyorum
Selam muhterem evlat.Ben 66 yaşındayım.Sana ata tavsiyesi.MEB'dan meslek sertifikası alırsan iyi olur.En az 2 lisan.Misal.İng.Alm.Meslek.Elektrik ve sıhhı tesisatçı sertifikası.Mobilya .CNC operatörü olabilir.Allah muvaffak eylesin.Tedbir-Tevekkül.Sabır-Gayret.Amin.Ya meslek.Ya da muteber üniversite mezuniyeti.Dünyadaki genç ve yeni nesil Allah yar ve yaveriniz olsun.
Yanlız değilsin değerli dostum. Yüz binlerce hatta milyonlarca insan olarak bu tarz süreci yaşıyoruz. Adam gibi bir iş bulmak imkansız ben 13 yaşımda başladım çalışmaya çalışan değilsin aslında kölesin insan gibi bir muamele görmek imkansız bu ülkede. Maalesef süreç bu umarım hepsimiz bu süreçten en az zararla çıkarız .
Benzer süreçlerden geçen biri olarak videonuz ve hayalleriniz beni de şevklendirdi. Umarım hayallerinizin peşinden koşmaya devam edersiniz ve umarım hayat size bu kapıları sonuna kadar açmaktan mahrum kalmaz😇
10 วันที่ผ่านมา +2
Bizler de arkadaş sayılabiliriz. Kendini yalnız hissetme.
Herkes kendi hikayesini paylaşmış, görüyorum ki çoğu kişi aynı süreçlerden geçiyor. Gerçekten çok üzücü. Dünyanın başka yerlerinde insanlar reşit olmadan bile kendi parasını kazanıp kendilerine araba alabiliyorken bizler sabahtan akşama kadar insanlık dışı şartlarda 22bin lira gibi korkunç bir rakama çalışmaya makhum ediliyoruz. Video bir erkeğin penceresinden anlatılsa da biz kadınların da bu tür zorluklar yaşadığını eklmek isterim. Belki daha farklı şekilde ve farklı seviyelerde... Ama bu ülkede genç olarak mutlu olmak her halükarda çok zor. Yeni mezun biri olarak AGS denen sınava çalışmaya çalışıyorum. Süreç yıpratıcı, bu seneden sonra atanamazsam çok düşük bir maaşa sabahtan akşama çalışacağım. Mecburum çünkü. Evde oturup bir erkek beni beğensin de nikahına alıp karnımı doyursun diye bekleyecek kadar vizyonsuz yetiştirilmedim. Ha arada belki de öyle olsam daha mutlu mu olurdum diye düşünüyorum ama yok, ben özgürlüğümü kendim elde etmek istiyorum. Erkekler işsiz kalınca çöp muamalesi görür kızlarsa kocasız kalınca. Herkesin ödeyeceği bedeller farklıdır ama sonuç olarak kendi parasını kazanmayan her türlü birinin vicdanına bağlı yaşar. Üzgünüm ama ben bir erkeğin bana göstereceği vicdan kadar güvencesi olan biri olmak istemiyorum. Bu yüzden eşek gibi çalışmalıyım. Çünkü ya evlenirsin ya çalışırsın ve ben evlilik gibi ciddi bir meseleyi kaçış planı yapamam. Erkeklerde ise durum daha farklı. Ya çalışırsın ya da çalışırsın. Evlilik bir seçenek değil, bu açıdan daha büyük bir sıkıntı içinde olduklarını görüyorum. Videodaki şahıs abim oluyor, ilk örneğim de o. Ama ikimiz de gelecek kaygısına sahibiz, ikimizin ihtimallerinin farklı olması işsizlik durumunda ikimizin de büyük bedeller ödeyecek olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hâlâ koca parası yemekle övünen aklı kıt bir kesmin aşağılmasına ve "siz ne anlarsınız işsizlik bunalımından" diyen erkeklere denk gelmek çok üzücü. Arkadaşlar hepimiz aynı gemideyiz. Abime sorun bakalım hiç kendisine zengin ama hiç beğenmediği birinden tanışma isteği geldiğinde reddettiği için aptal yerine konmuş mu? Sorun bakalım evdeki yetişkin insanların kendi kaldırmaya üşendiği bulaşıkları sadece kız olduğu için kaldırmış mı? Aynı sınava çalışırken evde yemek.yapması beklenmiş mi ondan? Evde bir şey dağınıksa ilk ona mı hesap sorulmuş? Hayır, bunları bem yaşıyorum. Demek istediğim evet işsiz erkek olmak genelgeçer tabloda işsiz kadın olmaktan daha zor görünüyor ama bu işsiz kızların evde cenneti yaşadığı anlamına gelmiyor. Normalde yorum yapmayacaktım ama bazıları saçma bir şekilde bu işsizlik sorununu çok cinsiyetçi bir noktaya çekmiş. Ben de işsiz bir öğretmen olarak zorlanıyorum. Ömür boyu bir adamım parası için karısı olmak istemediğim için ve babama anneme daha fazla yük olmak istemediğim için benim de psikolojim bozulma eşiğine gelebiliyor. Sadece bunları paylaşmayı tercih etmiyorum. Paylaştığım hemcisnlerim de dahil olmak üzere "evlenip kocanın parasını harcamakta ne suç var" gibi saçma tepkiler alıyorum. Ben bir birey olmak için, kendi kararlarımı alıp kendi hesabımı kendime verebilmek için ve elim ayağım tutan biri olarak kimseye cüzdan muamelesi yapamadığım için iki taraftan da sevilmiyorum. Demek istediğim o ki bu konu tek bir cinsiyete özel bir konu değil. Babası milyoner olmayan ve kocasını yatırım aracı olarak görmeyen herkes için geçerli bir konu. Bu durum değişir mi bilmiyorum ama umarım değişir, çünkü ben artık işin yoksa bari koca bul psikolojinden de sürekli bu ay nasıl geçecek diye düşünmekten de yıldım. Abimle benim için dua edin ya da şans dileyin, bu sene atanalım. Çünkü ailemiz bizi sevse de biz de onları sevsek de artık koca insanlarız ve inanın kimse yirmili yaşlardaki işsizleri/bekarları sevmiyor. Sanki kendilerini çok bir şey başarabilmiş gibi.
4 gün önce 27 yaşına girdim. 25 yaşında askerliğimi yaptım. Yine 25 yaşında askerlikten geldim. İşlere başvurdum, asgariden düşük bile teklif ettiler. Farklı şehirde asgari verecek iş buldum, eğer gitseydim kiraya param yetmeyecekti bile, çalışmamın mantığı yoktu. Oraya buraya git derken yaş oldu 26. Dur bakalım kpss deneyelim bari dedim, en azından düz memur olarak atanırım dedim. Eve kapandım 5 6 ay. Sonuç? Atanamadım. Evde bu süreçte diksiyonumu düzelttim, yazılımı başlangıç seviyesine çıkarttım, ingilizcemi b1 seviyesine yükselttim. Hala da yazılıma ve dile günümün 12 13 saatini ayırıyorum. Ailem sağ olsun laf yapmıyor, sürekli çabaladığımı görüyorlar ama ben çok yoruldum. Mağazalara başvuruyorum, eleman olarak lise mezunlarını tercih ediyorlar. Şaka gibi ama gerçek. 32 yaşında hayatında hiç çalışmamış lise mezunu komşumuzu işe aldılar, beni almadılar. Torpil falan söz konusu değil bu arada. Hitabetim oldukça düzgün. Son çare fabrikaya başvurdum, adam yüzüme bön bön bakıp "kusura bakma kardeşim, senin burada işin yok. Biz daha vasıfsız eleman arıyoruz" dedi. Kafayı yedim. Daha ne kadar vasıfsız olayım, işim yok? Hayatımda hiç çalışmadım mı? Elbette çalıştım. A101'de çalıştım, akaryakıt istasyonlarının hem marketinde hem de saha görevlisi olarak çalıştım. Açıkçası çok yıpratıcı yerler ve kişiyi körelten yerler buralar. Dişini sıkarak hiçbir şey elde edemezsin. Mecbur yavaş yavaş oraya doğru yöneleceğim. Bunlar haricinde günlük işlerde (organizasyon, köylerde balya atma gibi) de çalıştım.
Hayatımda en son kendime ne zaman bir şey aldığımı hatırlamıyorum. Gerçekten hatırlamıyorum. Kendimi olabildiğince kısıtlı, ücretsiz imkanlarla geliştirmeye çalışıyorum. Bir yandan umutsuzluğa katılıp darağacına doğru yürüyesim geliyor. Sonra silkelenip "90 yaşında değilsin, hayat yarın bitmeyecek" diyerek kendime geliyorum. Çevremde 28 29 30 yaşlarında işe başlayıp çok başarılı olan insanlar var. Ama onlar bile motive etmiyor bir yerden sonra. Kendimi çok güçsüz hissediyorum. Cebinde para yoksa gerçekten yaşamıyorsun. Yaşadığını anlamıyorsun. Halbuki nasıl da gelecek vadeden bir çocuktum küçükken. Olmayınca olmuyor işte.
Son olarak da hayatıma kimseyi almama kararı aldım. Neden ben karşımdaki kişiyi kendi karanlığıma çekeyim? Hayat gerçekten çok zor. Bu ülkeyi seviyorum fakat yönetimin böyle olması içimi acıtıyor. O torpille şu hayatı yaşıyor, bu dayısının adıyla bilmem ne hayatı yaşıyor diyerek kimseyi de suçlamak istemiyorum. Herkes kendinden sorumludur. Bir yandan hayatımın 180 derece değişeceğini düşünüyorum; diğer yandan hayatımın sonuna geldiğimi hissediyorum. Umuyorum bu zorlu psikoloji kimseyi bu dünyadan eksiltmez. Herkese sevgiler, sağlıcakla.
ne guzel yazmissıniz. sizinle arkadas olmak isterdim. kendinizi bu kadar iyi ifade etme sekliniz ve kurdugunuz cumleler bile nasıl nahif iyi insan oldugunuzu gosteriyor. bu yorumu hatirlayabilir misiniz bilemem ama ben sizin ilerde cok guzel yerlerde olacaginizi bu durumunuzun duzeleceginizi dusunuyorum yasiniz daha cok genc
@yesilucurtma1720 güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum. Bakalım artık, hayatın ne göstereceği hiç bilinmez. Yeter ki pes etmeden sürekli olarak çabalayacak enerji üstümüzden yitip gitmesin.
Üniversite okunuzumu okuduysaniz hangi bölümü okudunuz acaba
Bulunduğunuz yerdeki sanayi sitesine gidin, Oto elektrikçide çırak olarak başlayın. Yaşım büyük demeyin, birşey olmaz. 2 sene sonra bugünün parası ile aylık 50 bin lira kazanacağınızı tahmin ediyorum. Başta zor gelebilir, ancak 3 5 ay sabredin alışırsın. Sanayi nin sizin gibi kibar insanlara ihtiyacı var. Bu arada cidden yazıyorum, alay ediyorum sanmayın.
@@DEXTERMORGAN-c8q evet, okudum. Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler mezunuyum.
Ben de 34 yasimda greencard sayesinde abd ye yerleserek aile evinden kurtuldum. Gercekten mental olarak yok yorucu birsey. Adam yerine konmamak , konulsan bile kendinin o sekilde hissetmemesi. Simdi ise kendi evimde tek basima hayata yeniden basladim. Hergun gulerek kalkip kendi arabamla isime gidiyorum. Hissettigim tek sey mutluluk. Herkesin bunu tatmasi dilegiyle
Greencard ne
@@gul6170 yeşil kart yani yurt dışına gitmek denilebilir kısaca
@@gul6170 greencard abd de omur boyu calisma ve yasama hakki taniyan bir belge. Abd hukumeti tarafindan duzenlenen, her yil yaklasik 55.000 gocmenin bu yolla secildigi bi kura organizasyonu ile ediniyorsunuz. Internetten arastirip detayli bilgi edinebilirsiniz. Katilim ucretsiz ve son derece basit.
Bize niye çıkmıyor herkese çıkmıyor hata hatta birçok kimseye
ne ısle mesgulsunuz
22 yaşında mezun oldum. İlk işimi bulmam üç ay sürdü. İnsanlara kısa gelebilir ama o üç ayda bile o kadar bunaldım ki anlatamam. Çevrendeki herkes işi naptın diye soruyor başka bir şey sormuyor. Sorulardan bıktığım için misafirliğe gitmek istemiyordum mesela. Yetişkin bir erkeğin başına gelebilecek en kötü şey işsiz parasız kalması. Benim annem babam iyi insanlardır ama onlar bile ben işsizken tavırlarında değişiklik fark ettim. Örneğin bir oyun oynuyorsun, gene mi oyun oynuyorsun diye söyleniyorlar, aile evinde işsizsen varlığın batıyor. Umarım hakeden herkes iyi bir işe girer.
Ne işi yapiyon
Evet, ne kadar anlayışlı da olsalar tavırlardaki değişikliği hissediyosun. Hakkında değiller.
şuan 17 yaşındayım, lise son sınıfım, şu son 3 ay okula gitmediğim için gerçekten yaşadığım en stresli dönemlerden biriydi. Anlattığın şeylerin istisnasız birebir aynısını yaşadım. Artık kimse okul hakkında bir şey sormasın diye bütün gün uyumaya başlamıştım. Neyse ki şuan daha iyi durumdayım ve çözülüyor gibi her şey. Bu yaşadığım şeylerin benden 10 yıl daha büyük kişilerce iş bulma sürecinde de yaşanması beni çok şaşırttı açıkçası.
@@onur6036 amin
Same bro same
22 yaşında üniversiteden mezun oldum. Ve ilk başta kendime 1 yıllık bir kafa izni vermek istedim. Çünkü hayatım o yıla kadar aralıksız ders çalışarak geçti. Kpss kursuna başladım ama atanmak için değil, bu yıl altyapı olsun, seneye bakarım diye. Beni gören görmeyen, telefonda yakınlarımla konuşan herkes o kadar çok "işe girdi mi, napıyor?" diye sordu ki, o yıl bile psikolojim bozulmaya başladı. Yavaş yavaş sosyal ortamlardan kaçmaya başladım. Akraba ortamlarına gitmemeye, mecbur o ortamdaysam da hiç ağzımı bile açmamaya başladım. Sonra bu durum beni kartopu gibi içine çekti. Övgüvenim yerle bir olmaya başladı. Ve ülkede gerçekleşen korona, deprem, ekonomik krizler, seller... sürekli gelişen kötü olaylar beni bu durumdan çıkarmadı. 25 yaşında çalışmaya başladım ama eski enerjime dönemedim. En sonunda 27 yaşında evlenip beni hiç kimsenin tanımadığı bir yere göç etmeye karar verdim. Bir kadın olarak ben bunları yaşıyorsam, erkeği hiç düşünemiyorum. Ama canım kardeşim şunu söyleyeyim ki, ne zaman bizi insan yerine koymuş olurlar, o zaman biz onlardan çok daha iyi ve insanlığımızı kaybetmemiş olalım.
Bizim millette de bu sorun var zaten sanane benim işimden bende de aynısı mesela gelen geçen iş soruyor ben kimseye iş soruyor muyum? Görüştüğüm insanların bana insanlığı lazım çalıştığı işi ne yapayım çok salak salak şeyler ya
Yorumlardaki erkek kadın tartışmalarının saçmalığını gösterir nitelikte bir yorum.
@@bayguvenliMesela Almanya da bir insana ne iş yapıyorsun? Gelirin ne kadar diye sormak ayıp karşılanıyormuş Erlik diye birisi var Almanya da doğup büyümüş kendisi söylemişti ama bizde sürekli bu baskı var. İşe girsen bile işini, maaşını çoğu kişi evlilik durumunu vs sorup duruyor. Bence de çok gereksiz ve benim de sürekli kendime sorduğum bir soru bu ulan ben sana soruyor muyum işini maaşını cartını curtunu sana ak demiyorum kara demiyorum seninle diyalog bile kurmuyorum herif geliyor beni aşağıliyor o kadar haklısın ki
36 yaşında aile evinde yeterli para kazanamadığı için kalan erkek olarak hepsine katılıyorum.
olabilir. kadinlardan uzak dur. senin psikolojini yer bitirirler.
şuan hiçbir geliriniz yokmu
@@alperozturk8043 kazandığı paranın tek başına bir eve çıkmak için yeterli olmadığını söylemiş.
Bu çok kötü kardeşim. Eğer sağlık sorunu yoksa ve elin ayağın tutuyorsa o cehennemden çıkmaya çalış.
@@ukaranfilo sırada türkiyedeki insan 😂
Bol şans. Yalnız değilsin; senin gibi binlerce genç var. Bu durum sizin suçunuz değil, sistemin suçu. O yüzden tek kurtuluş yolu kendinizsiniz. Sırtını dayayabileceğin bir akraba veya torpilin olmayınca her şey çok daha zor. Ama eğer pes etmeden, bütün zorluklara rağmen devam edebilirsen, elbet emeklerinin karşılığını alırsın.
Benim bir tanıdığım da 45 yaşında hâlâ lisans okuyordu. Gerçi onun bir işi ve evi vardı, ama o yaşta lisans okuduğu ve o doğrultuda tek başına ilerleyebildiği için hep takdir etmişimdir. Ona sorsak, 25-30'lu yaşların çok geç olmadığını ve yolun başında olduğunu söylerdi. Yeter ki sağlıklı ol.
@@theycallmeApollon Durmadan mücadele edeceğiz, yoksa yaşıyoruz nasıl deriz zaten. Teşekkürler. :)
Sistemin suçunu o yaşlarda çalışıp size bakmak zorunda olan anne babalara çektirmek kimin suçu hocam sistem komple suçlu doğru ama anne babalarda o sistemin içinde eyvallah çekip çalışıyorsa size bakıyorsa buda sizin suçunuz
@@orhandollum
1-)Anne babadan destek almak farklı, anne babaya kendi yükünü çektirmek farklı, lafı çarpıtmamak lazım.
2-)Anne babalarımızın sistemiyle şimdiki sistem arasında sular seller geçti. Karşılaştırmanın manası yok.
3-)Bizim ailelerimiz emekli maaşıyla geçinemeyip çalışıyorsa yine sistemin suçu, çalışmayan gençler nazarında konuşmuşsun ama çalışıp ailesiyle kalan, ailesine destek olmak zorunda kalan ve geçim zorluğundan dolayı, çalışsa bile kendi hayatını kuramayan birçok gençte var. Eskiden 10 saatte kazandığın parayla, şimdi 20 saatte kazandığın para eşit değil, fiyatlarda bir değil.
4-)Sistem yıllardır seni okula gönderiyorsa, üniversitelerinde okutuyorsa ve işin sonunda şansın, torpile, tanıdığa vesaireye bağlı kalıyorsa, bu sistemin suçudur, gençlerin değil.
Gençlerin çoğunun da aile evinde kalıp, ailesine yeterli desteği verememek hoşuna gitmiyor.
Gençleri kötülemek kolay, burada doktorluk mühendislik yapmayan gençler. Yurtdışında daha vasıfsız işler yapıyor. Ee senin mantığına göre gençler iş mi beğenmemiş oluyor? yoksa hakkını aldığı bir iş yapmak istediği için mi, böyle bir durumda oluyor?
Gençler çalışmıyor zamqi xd, gencler iş begenmiyor m0ruk ehe ehe, bizim zamanımzıda biz en iyisiydik atomu parçaladık şimdiki gençler bir işe yaramıyor, diyip yırtık donla günde bir öğün makarna simit yiyip, akşama kadar kahvede okey oynayıp gençleri suçlamakla olmuyor.
13 yaşımdan beridir sürekli çalışırım bir yandan okuyordum bir yandan çalışıyordum üniversiteye geçtim 19 yaşında kendi evimi tuttum haftada 4 gün okula 3 gün işe giderek kiramı da ödedim okulumu da okudum bitirdim 1 yıl olacak bitireli, şuan 22 yaşındayım. Mezun olduğumdan beri inşaatlarda, restoranlarda, buğday tarlalarında, bir ara heves ettim 2 ay kadar da emlakçılık yaptım allah var güzel kazanıyordum. Ailem yurtdışındaydı türkiye'ye döndüler, ailemden 19 yaşından itibaren harçlık almayı kesmiştim sonra babam geldi yaşadığım yere burda ne iş yapıyorsun dedi emlakçılıkla uğraşıyorum falan dedim. Dedi ki bosver bunları bunlar boş işler gel yanımda ol inşaatta çalışalım kazanalım dedi tamam dedim kendi evimden ayrıldım işimi bıraktım 3 ay oldu 2 ay çalıştık 1 aydır memlekete geldik ben burda çalışmayacağımı her zaman söylüyordum 1 aydır çalışmadığım her gün için yediğim lafları görmezden gelinmelerimi küfürleri anlatsam destan olur. Bölümüm üzerine iş arıyorum onlarca şirkete mail gönderdim ama dönüş alamadım neyse dostlar 2 gün sonra tekrar çalışmaya başlıyorum gidiyorum memleketten, yaza tekrar ayrılacağım aile evinden yani diyeceğim o ki ne olursa olsun psikolojik baskılara dayanamıyorsanız, çıkın aile evinden gidin taş taşıyın kendi evinizi tutun yaşayın kendi kazancınızı kendiniz harcayın yaşım 22 yaşıtım arkadaşlarımın hangisiyle konuşsam yaptığım işlerin çeyreği kadar çalışmamışlardır ama bazı ailelerde de 3-5 gün boş kaldınız mı göze batıyorsunuz
Kardeşim yaş 38 den sesleniyorum. Yalnız yaşayan ve ayrı evde yaşayan biri olarak bence ailesi ile yaşayan pek çok kişi ayrı evde yaşamak istiyor ama bu artık tüm dünyada sorun. Çoğu gencin yaşadığı bu durum italya'da da had safhada. TH-cam da videosu var hatta. Ayrı evde yaşamanın bir heyecanı veya özlemini merak ediyor olabilirsiniz ben deneyimleyen biri olarak getirisi götürüsüden çok. Benimle yaşıt olan ailesi ile kalan arkadaşım da var o gayet mutlu. Burada esas önemli olan şey ayaklarının üstünde durabiliyor olmak. Yani az da olsa kendi geçimini sağlıyor olmak. Her ebeveyn bunu ister. Hayvanlarda bile icgudusel bişey bu. Küçükler avlanabilmeli.
Eğer ki bir işin ucundan tutup ufaktan bir meslek sahibi iş sahibi olursanız bu kafanizda kurduğunuz negatif düşünceler azalacaktir. Ve size tavsiyem bir gün ayrı eve çıkacak kadar bir maaş kazanacak olsanız da bence ayrı eve cikmamaniz olacaktir. Barinmaya, kiraya vereceğiniz o para içinizi öyle bir acıtıyor ki anlatamam. Havaya, boşluğa veriyorsunuz resmen. Son olarak diyeceğim şey aileniz sizi hep yanınızda ister. Geç odana, köşene otur. Sosyal ve özel hayatını yaşayacağın diğer yerler bulunur bir şekilde. Bunun için ev kirası ödemeyin. Moraliniz yüksek olsun kardeşlerim. Sadece hem meşgul olacağınız, gün içinde evden uzaklasacagınız hem de maaş alacağınız bir işiniz olsun yeterli. Sadece bu. Evet sadece bu kadar. Bu sayede eve giren ekstra para sizin yaşam kalitenizi yükseltir. Konfor katar. Bazen de şımartır mutluluk verir.
Hepinize kolaylıklar. Allah gönlünüze göre versin.
İtalyan videosunun linkini paylaşır mısınız
@ThisisGökçe th-cam.com/video/TL_cT1Mm0Xc/w-d-xo.htmlsi=sA3-gPA3SpFHcixo
@ThisisGökçe hatta ailesini mahkemeye verenler bile var:)
@ teşekkür ediyorum
@ 😀
Bende 28 yaşında aile evinde yaşayan işsiz biriyim. Şuan da doktora yaptığımdan ve tubitak bursiyeri olduğumdan dolayı kimsenin gözüne batmıyorum. Okulu en iyi ihtimalle 30 da bitiririm. O zaman ne olur açıkcası bilmiyorum. Şimdiki aklımla lise dönemine gidecek olsaydım, liseden sonra okula devam etmezdim. Dünyanın her yerinde çalışmamı sağlayacak bir yetenek, meslek dalında çalışıp kendimi geliştirirdim. Herkese iç huzur diliyorum.
Aynı bende 30 :) anca okuyabiliyorum doktora oda bitince napcaz kala kalcam herhal ortada. Post doktora :) ile yurt dışına başvurmakta dönen olmadı hiç avrupadanda amerikadanda şu ana kadar.
Kadınlar için de durum farklı değil. Burda sıkıntı olan şey yetişkin olmanın tüm eksi yönlerini sırtlarken, olumlu hiçbir kazanımını yaşayamamak. Çocuk gibi görüldüğün için ciddiye alınmamak. İnsan bir süre sonra özel alan istiyor ama bu aile evinde asla mümkün değil. Allah herkesin yardımcısı olsun.
Yorumlar da kaç tane erkek var kaç tane kadın var? "cinsiyetçilik" yapmıyorum ama istisnalar kaideyi bozmuyor.
iyi forumlar.
@@Moismorehepimizin ortak dertleri varken ayrışmak niye?
@@uncertaindiary Ayrışmak gibi düşünme bunu, toplumumuzun normları bu olmuş ister gericilik diyelim ister başka bir şey bunu değiştiremiyoruz.
Düşüncelerimizdeki ideallerimizle realite uyuşmayabiliyor ben sadece var olan bir gerçeği söyledim.
Gelecek bizim elimizde geleceğin böyle olmamasını sağlayabiliriz ama var olanı görmezden gelmek haksızlığa uğrayana bir haksızlık daha yapmak demek değik midir?
Bunu sabaha kadar tartışabilirim ki düşünmekten bir şekilde sabah ettim yine bu demek oluyor ki bir dahaki sabaha kaldı bu tartışma.
Söylediğim gibi bir ayrıştırma amacım yok gerçeği reddederek bir olamayız, gerçeği kabullenip onu şekillendirerek güzel gerçekli yarınlara uyanabiliriz.
Siz genç kadın olmak bakımından kıymetlisiniz. Kıymetiniz kendinizden yani, altın gibisiniz. Erkek ise kendini inşa etmezse çöptür toplumun gözünde. Çok farklıyız.
@@MoismoreVideoda erkek yazıyor hiç tıklamayacaktım bir bakayım dedim.Erkeklerle ilgili bir videoda kadının az olması normal.Eğer illa mükayise edeceksek sıkıntılarımıza geliceksek kusura bakma ama erkeklerin yaşadığı sıkıntılar kadınlarınınkin yanında bir şey değil özellikle bu toplumda.Videodaki aynı sıkıntılar bende de var hem de dibine kadar bir de bu çürük toplumda kadın olmanın çok büyük sıkıntılarıyla birlikte.Oturduğunuz yerden konuşmak kolay tabi.Bir olmaya gelinceyse bu asla olmayacak,kendinize bir bakın sürekli en çok sıkıntı bizim diye kadınların yaşadıkları büyük sıkıntıları görmezden geliyorsunuz.Yok ben kadınları da düşünüyorum lafı kocaman bir balon,hele ki bu ülkenin egoist erkekleri esas alınınca.
Kardeş bunlar gelir geçer ama sakın olaki vicdanını kaybetme. Çok hırslı biriydim, kendimi çok geliştirdim ama 30 yaşına kadar hayatım hep aksi gitti. Bu süreçte çok yıprandım, aileyle yüz göz oldum, ilişkilerim feci şekilde bitti, toplum dalga geçti. 30'umdan sonra sanki sihirli bir değnek değdi ve bugüne kadar çabaladığım ne varsa karşılığını misliyle almaya başladım. Bu sürecin bana en önemli dersi mal, mülk, iş, özgürlük bir şekilde gidiyor ve geliyor ama vicdanını kaybedersen asla geri dönüşü yok. Ben vicdanımı kaybettim ve ne mutlu olabiliyorum ne de mutlu edebiliyorum kimseyi. O kadar düşmanlaştım ki herkese şu an benim gözümün önünde çocuğumu kesseler bir şey hissetmem, birine bir şey olsa acımam. Herkes yağ çekiyor, eski günlerimde insanların bana yaptıkları aklıma geliyor insanları her fırsatta aşağılıyorum, hayatıma kadınlar girmek istiyor, geliyorlar posasını çıkarıp atıyorum eski günlerimdeki yolunda gitmeyen ilişkilerim aklıma geliyor, kimseye bir iyilik yapmıyorum bu dünyaya karşı bitmez tükenmez bir öfke ve düşmanlık. Çok çözmeye çalıştım ama çözemedim. Ne olur vicdanını kaybetme, kaybedersen belki hayatta bugüne kadar kazanamadım bundan sonra kazanacaksın ama kazandıklarının da hiçbir kıymeti olmayacak.
beni yaratıcıyla yaklaştıran durum oldu sizdeki durum ben de insanlara kin beslemeye baslamistim kimseyi sevmiyordum en ufak yanlısta siliyordum fesatlık da vardi.Sinra baktîm ulke gundeminde Cinayet oluyor bir sey oluyor insanlar uzuluyor bense hicbirsey hissetmiyordum sadece uzulmem gerektiginin daha dogru olduğunu biliyordum.Sonrasında bunun üzerine gittim gecmisteki hatalarimdan dolayı gözyaşü döktüm inanır misın gecenlerde diziye agladım ve empati duygumu tekrar geri kazanabildim.
icim cok huzursuzdu.Hicbirsey hissetmememin kelimeyle tarifi yok sanki perdelisin
30 yaşına kadar ben de işsiz ve ailemle yaşıyordum. Şimdi Allaha şükür 1 senedir bir devlet kurumunda çalışıyorum ve yine ailemle yaşıyorum. Karamsarlık kötü birsey , hayat sürprizlerle dolu. Şu an o işsizlikteki bos vakitleri bazen ozleyebiliyorum. Negatif yönlere odaklanmak ve karamsarlik insanın elinde olan imkanları görmesini engelliyor ve onu hareketsizlestiriyor. Salt kötü bir durum yok, hersey bakış açısına göre değişiyor. Mesela çok kötü hissettiğim zamanlarda bana iyi gelen düşünce şuydu,: demekki bu durumdan da bir hissem var kader beni bu merhaleden geciriyorsa burda benden umduğu almamı beklediği şeyler var düşüncesiydi. İşsizliğin hiçbir faydası olmasa bile bu gelen kötü düşünceler ve yoğun hissi düşüncelerle mücadele etmek bile insanı bu yönde geliştiren birsey . Issizlikte meydana gelen ozguvensizlige bir merhem de evdeki basit işlerle uğraşmak. Ev içinde küçük tamir isleri, temizlik . Daha önce yapmadigin hep zor gelen şeyleri yapmanin kazandırdığı zevk ozguven çok fena. İnsana çoğu zaman sevdiği hosuna giden şeyler zarar veriyor. Kısa süreli keyifsizlik zorlanma yorulma , dopaminsiz hissetme daha sonrasında daha iyi hissetmeye evrilebiliyor
Bilal abi simdi 26 yaşındayım girdiğim son işten anlamsız bir şekilde kovuldum(baya bi anlamsiz) eğer bilsem ki 1-2 yıl içinde benim guzel bir işim olacak. O zaman bende işsizliğin tadını çıkartırım. Boş vakit guzel ama sonu guzel biterse.
Emin ol senin dediğin gibi gitsin şu evden diye bakan aileler daha harekete geçirici. Koruyucu aile hiç gitsin istemiyor. O zaman hepten büyüyemiyorsun.
@@oyunmoyun4921 Evet bu durum kötü gibi gözükebilir ancak iyi yönde tetikleyici de bir unsur.
evden gitmeni istemeyen aile yüzünden yerinde çakılıp kalıyorsun aynen
@@alihaber ironi mi yaptın? Peki o zaman sorun bende; tembelim ve bahane üretmeyi seviyorum.
20 yasinda goc edip, 25 yasinda AB vatandasi olmama 2 yil kaldi. Kimseye bagli olmadan yasamak bana keyif veriyor. kimse ne durumumu, ne ahlakimi yargiliyor. istedigim gibi yasiyorum. Babam borc para ister oldu, annemi her yil tatile goturuyorum. Allaha cok sukurler olsun, umarim herkesin durumu iyi olur.
Nasıl göç ettiniz?
maşallah kardeşim. Allah daha çok versin
Dostum videonun altına böyle bir yorum atmanın olayı ne anlamadım helal tamam en AB vatandaşı sensin :D
@@Moismore Avrupa gidersin yine dalga geçerler, gidemezsin yine dalga geçerler. Temelli geri dönüş yaparsın , yine dalga geçerler, dönmezsin yine dalga geçerler. Sizin gibi insanlar ülkenin yüz karası.
Hala doordash yapamiyorsun dime?
İşsizlik konusu yüzde yüz doğru dünyanın en doğru şeyini de soylesen işsizsen cebinde paran yoksa en en yakının bile seni ciddiye almayıp işi "git çalışa" getirir. İşsizsen çokça kez " o zaman git çalış kendi evine çık" duyarsınız. Çevreye gelirsek ben 18 den küçük yaşlardan beri "işe gir çalış" baskısı gören ve bu yüzden eve misafir geldiğinde odaya çekilen biriyim. Gerçi hiçbir zaman kalabalık ortamları ikili ilişkilerden hiç hoşlanmadım ne kadar az insan o kadar mutlu hayat kafasındayım mecbur olmasam ve gönül bağı da olmasa ailemle bile diyalog kurmasam vallahi daha mutlu olurum. Akraba amca vs bende hiç yok. Sadece dayımlarla diyalog kuruyorum ve böyle mutluyum hiçbir zaman kimseye birşey ispatlama çabasında olmadım tamamen kendi içimde düşünüp tartıp adımlar atmaya odaklıyım her ne kadar tabi bu kafada olsan da birisinden direk yüzüne olumsuz birşey duymak insanı mutsuz ediyor diyorsun ki ya ben sana ak dememişim kara dememişim seni sorgulamamışım onu yap bunu yap dememişim ama sen gelip beni aşağılıyorsun diye karşıdakine sinir ve öfke duyuyorum ama Allah'ın izniyle ekonomik olarak iyi kötü bir hayat kuracam
😂😂😂
Ben de 35 yaşında ailesiyle beraber yaşayan işsiz bir erkeğim. Eğer bu haldeysen aile yanında kalmak gerçekten çok zor. Aslında işin varsa bile çok zor ama o zaman para getirdiğin için makul karşılanabiliyorsun. Bu süreçte çevren senden uzaklaşır, arkadaşların seninle bir şeyler yapmak istemez, seni ailen dahil anlayan çıkmaz, aranmaz ve sorulmazsın. Hele kız arkadaş mevzusuna zaten girmiyorum güç bela birini bulsan ileriyi düşünemezsin, hadi düşündün sürekli kız sana işini gücünü sorar ezilirsin yada sürekli yalan söylemek zorunda kalırsın. Zaten bizim toplumda en banko soru ne iş yapıyorsun sorusudur seni gören direkt öyle başlar. Eğer işim yok dersen direkt olarak ya bu adam ekmeksiz bundan bi cacık olmaza gidilir ve sana gereksiz akıllar verilir ama kimse el uzatmaz yada yalan söylersin her önüne gelene sırf ezilmemek için. Kişisel zevkleri zaten saymıyorum eğer müzik dinlemek, PC'de takılmak gibi zevklerin varsa sürekli göze batar. Ailem evde iken mesela yüksek sesle müzik falan dinlemiyorum kendi kendime rahatsız oluyorum çünkü onlar bir şey demese de yada oyun oynayayım diyorum hem kendi kendime bu yaşta ne oyunu diyorum hem de şimdi gelip bir şey deseler moralim bozulur tartışacağımı biliyorum. Gerçekten çok zor bir süreç ve kimse bu şekilde bir süreç yaşamasın bende iş bulma çabasındayım bulduğum en ufak işe atlayıp evden uzaklaşmaya bakıyorum umarım başarırım.
+1
Ağzina sağlik harika aciklamissin olayı.Trde birseyler yapmak isteyen insan,sırf issizlik ve cevre faktorunden hayalindeki is icin calismaktan bile vazgecebiliyor.Kimle karsilassan is buldun mu,is ariyor musun muabbetinden baska birsey yok.Frekanslar o kadar farkli ki sen bir uygulama yazayım,bir oyun yapayım diye dusunurken,a kişisi sana kotu enerji yaymak icin sende ne eksikse onu sorup canini sıkıyor.Bu psikolojide birisi elinde uğraştığı,girisim hedeflerine bile odaklanamaz hale geliyor. Hadi diyelim kamu işi kovalayalim diyoruz bu sefer de üniversite mezunu kişi, issizken ilkokul mezunu birisini torpille ise aldiklarini gorunce ne icin savastigini sorguluyorsun.Bu sistem adil insanlara bir hayat daha borçlu ama kime sorucaksin ki hesabini.
@@onurself Sağ olun. Ben mesela kamu yönetimi mezunuyum ve sırf bu torpil işlerinden dolayı memuriyet hayalimi çoktan noktaladım. Şu an yazılım da kendimi geliştirmeye çalışıyorum ama bunu herkese anlatamıyorsun adam bir işe girip çalışmadığını görünce seni boş adam zannediyor. Çoğuna göre evlenmek ve bir işe girip saatlerce sürünüp asgari ücret alarak hiç bir şeye sahip olamamak gerekiyor çünkü kendileri de bu şekilde alıştıkları için senin farklı bir şey yapmana anlam veremiyorlar. Ancak başarılı olduğun zaman getirisini görünce hak veriyorlar. Artık kimseyi sallamıyorum çok canımı sıkarlarsa ya uzaklaşıyorum yada laf söyleyip bozuyorm çünkü bıktım usandım bu gidişattan. Hayır madem bana soruyorsun işimi gücümü eğer yok olduğunu görüyorsan akıl vermek yerine yardımcı ol da iş bulayım ona da gelmiyorlar ancak boş boş konuşmayı biliyorlar.
@cerfinlive o kadar haklisin ki.Bes para etmez islere girebilmek icin bile araya adam sokmak gerekiyor.Adam senden köle olmani istiyor ama verdiği maaş asgari ucret.Çıta baya aşağı indi.Sistem bu yobaz isverenlere çalışıyor.
1000 dolar bile etmeyen maaşları ile kendilerini bir şey sansınlar onlar. Sen bosver bak dalgana.
kral pes etme devam ! ben 29 yaşında yapabildim bunu ve gayet iyi gidiyor her şey. hayat bir şeyleri sunmuyorsa git zorla al . sistem böyle işliyor bas geç.
Evet inatçı olmak önemli, sistemin çarklarına karşı. 💪
25 yaşındayım şehirdışında üniversite okudum kendi evinin rahatlığını tattıktan sonra aile evinin ne kadar kanser bir yapı olduğunu gördüm. 18 yaşımdan beri çalışıyorum 18den beri harçlık almayı kestim ondan sonrasında da şehirdışında okurken eve çıktım masraflarını kendim karşılamaya çalıştım keşke daha da erken çalışmaya başlasaydım dediğim oldu üniversite 3.sınıfta kripto paralarla tanıştım son senesinde de tamamıyla güzel paralar kazanmaya başladım. güzel bir iş buldum vs derken okul bitince aile evine döndüm hayatımın en büyük hatası oldu. saçlarım beyazladı sayısız kavgalar ettim insanlığı defalarca kez sorguladım aile insanın en büyük şansıdır. annem babam ayrıldılar evin kirası bana kaldı kaç yaşımdan beri kira ödüyorum faturası cartı curtu hal böyleyken kendi geleceğimi inşa edemiyorum babadan kalan hiçbir şey yok annem de ev hanımı eskisi kadar kazanmıyorum çalıştığım zamanda evde oluyorum büyük bir bunalım halindeyim yorumları okudum benim gibilerinin olduğunu düşündürdü kaybolmuş bir nesil olma yolunda ilerliyoruz maalesef. kenarda birikimim var araba alma yolculuğuna başladım 2 yıl olacak ama hala araba alamadım çünkü bitmek bilmeyen bir masraf silsilesi var başımda. ev almak hayal baban bir şey bırakmazsa üstüne koymak gerçekten zor imkansız değil ama zor.
sen adamsın dostum anacıgına sarılmıssın tek basına bırakmamıssın
Dostum emin ol bak şu zamanda baban kendi arabasını bile sana vermek istemez.Kendin biriktirmek,evdeki annene bakmak senin için en büyük paradan değerlidir.Çay içerken çay iç,yemek yerken yemeğine odaklan.Parayı geleceği düşünmeye bir süre ara ver iyi gelecek.Hepimizin mutlu bir ülke içinde yaşaması temennisiyle..Elinden geleni esirgeme derim ❤
Dostum emin ol bak şu zamanda baban kendi arabasını bile sana vermek istemez.Kendin biriktirmek,evdeki annene bakmak senin için en büyük paradan değerlidir.Çay içerken çay iç,yemek yerken yemeğine odaklan.Parayı geleceği düşünmeye bir süre ara ver iyi gelecek.Hepimizin mutlu bir ülke içinde yaşaması temennisiyle..Elinden geleni esirgeme derim ❤
Videoya sonuna kadar katılıyorum. 24 yaşında, ilk girdiğim üni sınavında düşük sıralamayla istemediğim bir bölüm kazanmıştım. Bir sene hazırlık okuyup sınava bir daha girip devlet ünide hukuk fakültesi kazandım, okulu uzatmadan mezun oldum ama okulu bitirmeye çalışırken hmgsye çalışamadım. Hmgsyi ilkte geçemedim. Şu anda da HMGS (hukuk mesleklerine giriş sınavı) çalışan biri olarak benden gençlere tavsiye olarak yazıyorum:
Kesinlikle boşta durmayın. Ben hukuk fakültesinde okurken ikinci sınıfta defterdarlıkta, üçüncü sınıfta adalet bakanlığında staj yaptım, boş zamanlarımda hep avukatların yanına gidip adliye adliye gezip bir şeyler öğrenmeye baktım. Eski üniversitemde o bölümü okumak istemediğim için yeri geldi garsonluk yaptım, seyyar arabada pilav sattım. O paralarla kendime test kitabı alıp üni sınavına hazırlandım.
Kimse hele ki bu Türkiyede iş için ayağınıza gelmeyecek. Olabildiğince çok çevre yapmaya bakın yeri gelince kahveye bile oturup genç yaşlı demeden insanlarla iletişim halinde olun, ikili diyaloglarınızı geliştirin. Her meslek grubundan insan bulunsun etrafınızda. Hepsiyle samimi olmak zorunda değilsiniz. Hemcinslerime tavsiyem kesinlikle ama kesinlikle boşta durmayın. Burası yüzsüz, çekingen olmayan, tabiri caizse p** insanların başarılı olduğu bir ülke. Kapıdan kovulsanız bacadan girmeye bakın. Erkek olarak siz hiçbir zaman çıkarsız sevilmeyeceksiniz. Hayatınıza giren kadın olsun, arkadaş çevreniz olsun, hatta yeri gelince aileniz bile sizi kendinize kattığınız değer ölçüsünde sevecek, saygı gösterecek.
Bölümün adı neydi? Her meslek grubundan ve kahveden bile iletişim halinde olmak ne işe yarıyor acaba?
hangi hukuk fakültesindesin ve hukuku önerir misin
Hatalı çocuk yoktur hatalı aile vardır. Yük oluyorsa fedakarlık yapamıyorsanız doğurmayın kardeşim bi heves uğruna. Heleki yetiştiremiyorsanız asla çocuk sahibi olmayın
Öyle diyince de bi yere kadar bakarım, 25 ine kadar 30 una kadar bakmak zorunda mıyım diyorlar maalesef
@@aliefe9 hatalıysa hiçbir şey demeye hakkı yok para içinde yüzüp çocuklarının eğitimi için gram para harcamayan insanlar var, bencil babalar.. sürekli başkalarıyla kıyaslayan eleştiren hiç bi şekilde ciddiye almayan babalar anneler. çocukları bi yere gelemeyince farkediyorlar hatalarını. fedakara ailelerle olmayanlarıın çocuğu eşit şartlarda mı sizce. ben bir dil öğrencisiyim lisede iken çok cüzi bir fiyata ingiltere gezisi düzenlemişti hocamız ve babam beni göndermedi o yaz kendisi gitti bütün avrupyı gezdi geldi..
@@aliefe9 Eğer aile duygusal olarak mesafeli, ihmalkar ya da aşırı eleştirel ise çocukta yetersizlik duygusu ve reddedilme korkusu gelişebilir. Çocuk hiçbir zaman yeterince iyi olmadığını, ihtiyaçlarına ve duygularına değer verilmediğini veya duyulmadığını hissedebilir. Bu, kendi arzularını veya duygularını ifade edemediğini hissettiği bastırılmış bir benlik duygusuna yol açabilir. Başkalarının ihtiyaçlarını kendisininkinden daha ön planda tutabilir, bu da özgüveninin azalmasına ve duygusal doyum eksikliğine yol açabilir. Şöyle anlatayım ben dil öğrencisiyim, babam para içinde yüzerken ihtiyaçlarımı hiç önemsemedi bilgisayarımı telefonumu çoğu ihtiyacımı kendim hallettim telefonum faturalı bile değil.. En ufak ihtiyaçlarım bile karşılanmazken benden hep başarı beklendi, sürekli eleştirildim ve başkaları ile kıyaslandım. Lisedeykem hocamız çok uygun bir fiyata ingiltere gezisi hazırlamıştı bir dil öğrencisi olarak gitmem benim ufkumu açacak ve benim için çok kapı açacaktı fakat para içinde yüzen babam beni göndermeyi reddetti ve kendisi o yaz bütün avrupayı gezdi söyleyeceklerim özet olarak bu kadar, yani benden hiçbir şey beklemeye hakları yok önüme çıkan bütün fırsatları 3 kuruş para vermemek için tepti ve kendis 2 arabası silah koleksiyonu olan birisi. Her şeye rağmen çabalıyorum hala pes etmedim.
@@b2erkaybal ikidir karşıma çıkıyorsun takip edicem
Kardeşim benden 10 yaş küçüksün ama 10 yaş büyük gibi duruyorsun. Yalnız yaşayan ve hayatında hiç çalışmamış biri olarak seni çok iyi anlıyorum. Umarım bir gün herkesin yaşamak istediği hayatı yaşayabileceği bir dünya mümkün olur.
Hayat hikayenizi dinlemek isterim. Askere gittiniz mi misal
Geçimini nasıl sağlıyorsun kardeşim?
Dayı 35 yaşına kadar çalışmamak da nedir? Bir engel durumu mu var? Enteresan geldi bu hayat... Dinlemek isterim neden diye...
@@Annonym621 modern anlamda işte çalışmak insan doğasına aykırı
@@Annonym621 Ben arkadaşla aynı durumdayım. Hatta 1 yaş büyüğüm kendisinden. Benim nedenim psikolojik. Onunkini merak ediyorum.
Çok küçük yaşlardan hem okumak hem de çalışmak zorunda kalmış birisi olarak söylüyorum. Aile evinde yaşamak ve yük gibi hissetmek kadar ağır gelen hiç bir şey yok bir gence
Kimse iyimisin bir derdin sıkıntın var mı diye sormaz iş buldun mu çalışıyor musun diye sorar.
Ben de 25 yaşında bir kadın olarak senle aynı duygular içindeyim.Evde kendime ait bir alanım yok.En çok istediğim şey tek başıma yaşamaya başlamak.Kendime ait bir hayatımın olması.Fakat işsizim.Kendi okuduğum bölüm dışında farklı bir alanda hayatıma devam etmek istiyorum.Ama henüz ne yapmak istediğimi bilmiyorum.Sen en azından ne yapmak istediğinle ilgili kararlar vermişsin.Bu da iyi birşey.Karar vermek başlangıç için önemli.Umarım ben de bir karara varırım.
Ne istediğimi bulmak çok sancılı bir süreçti benim için de. Umarım sen de bulursun.
@@burhindirr inşallah 🌸
Ne istediğini bulmak zor bir sey normal bir durum kafa yorarsanız bulursunuz insallah
Ne istediğini bulmak için durmak yeterli olmuyor. Bir şeylere başlaman gerekiyor. Bugün yaptığın herhangi bir şey bundan birkaç sene sonra yapmak istediğin mesleği bulmana yardımcı oluyor.
5 sene önce bir Instagram sayfası açmıştım rastgele ve şimdi de video editörü oldum. Çok mutluyum şu an mesleğimden. Belki 5 sene önce o sayfayı açmasaydım şu an video editörü değildim. Özetle; ne olmak istediğin hakkında bir fikrin yoksa o fikir hiçbir zaman gelmeyecek ta ki sen bir şeyler yapana kadar.
@kerimfrey Bu bakış açısı çok orjinal, kullanırım bunu ben. :D
Değerli dostum, 29 yaşındayım. Benzer yaşlarda, benzer durumları deneyim etmiş biri olarak tecrübelerimi aktarmak istiyorum. Öncelikle hayat adil değil ve insanları birbirinde ayıran/ayrıştıran en temel olgu harekete geçmektir. Deneyimlediğin psikolojik bunalımında dahi planlar yapıp uygulamaya koymak için çaba göstermen işte seni bu durumundan kurtaracak tek dostun olacak. Sakın vazgeçme. Şu an kendi evimde, kendi çalışma odamda, kendi kahve kupamda o güzel kahvemi içerken sana bunları yazıyorum. Eğer 24 yaşımda vazgeçseydim şu an bir ömür boyunca hayalini kurmaya çalıştığım bu hayatı pişmanlıklarım içinde yaşamaya devam edecektim.
Yorumun benim için değerliydi. Çabalamaya devam ediyorum. 💪
Seni çok iyi anlıyorum, tıpkı yorumlardaki diğer insanlar gibi. 26 yaşında, işsiz, ailesiyle yaşayan, lisans mezunu, yüksek lisansı kazanmış ama maddi imkansızlıklar yüzünden devam edemeyen bir kadın olarak… Ne kadar neşeli ve pozitif bir yapıda olursan ol, işsiz kaldığında ve kendi paranı özgürce kazanamadığında sosyal ödüllerden mahrum kalıyorsun. Çünkü istediğin gibi sosyalleşecek maddi gücün olmuyor. Evde vakit geçirmek bir tercih değil, bir zorunluluk haline geliyor. Başka bir alternatifin yok çünkü.
Eğer arkadaşların çalışıyorsa durum daha da kötüleşiyor. Otomatik olarak onlarla aynı sınıfta olmuyorsun ve yalnız takılmak zorunda kalıyorsun. Bu durum böyle devam ettikçe, sosyal ödülleri de kazanamadığında, insanı yaşama, hayatta kalmaya ya da hayattan keyif almaya motive eden şeyler ortadan kalkıyor. Bu da maalesef depresyona sürüklüyor. Depresyona girmesen bile depresif bir bakış açısı geliştiriyorsun.
Evde kaldığında ise her günün aynı geçiyor. Bu durum, yaşama karşı hevesini tamamen alıp götürüyor. Çünkü belirsizlik umut barındırır, ama her gün aynı rutinle geçiyorsa bu sadece hayatta kalmak olur, yaşamak değil. Kolektif olarak hepimizin aynı problem içinde olmasına çok üzülüyorum. Gençliğimizi ve umutlarımızı çaldılar. Bir suçlu bulup içimi rahatlatmak da istemiyorum ama her şeyin ekonomi ve sınıfsal eşitsizlikle bağlantılı olduğunu görmek zor değil.
Bulundugumuz bu boktan durumun ilişkilere yansımasını anlatmaya bile gerek yok. Ailen seni bir işe yaramaz, yük olarak görebiliyor. 30 yaşına yaklaşmışsın ama hâlâ bir “başarı” elde edememişsin gibi bir çerçeveden bakıyorlar. Karşı cinsle birbirinizden hoşlanmanız bile yetmiyor, çünkü yalnızca bir kahve içip dağılacak kadar paranız var.
Bu döngü devam ettikçe, en ufak maddi bir şeyi bile karşılamadan önce bin kere düşünür hale geliyorsun. Bu da içten içe algını değiştiriyor: “Ben yapamam, karşılayamam, bu problemin üstesinden gelemem.” Bu düşünce, iş bulduğunda bile o işe girip çalışacak özgüvenini kaybetmene neden oluyor. Ya da bu süreçte kendini o kadar değersiz ve aşağılanmış hissediyorsun ki iyi bir şeyle karşılaştığında bile bunu kendine layık görmüyorsun.
sakin ama sakin umutsuzluga kapilma. hergun adim adim kendini gelistireceksin, ne kadar yavas veya hizli oldugunun onemi yok. Muhim olan devamlilik. Bir zanaat bir yatkin oldugunuz meslekten devam ediniz. Hayat uzun. isterseniz 40 yasinda toparlayin, sorun degil. Sadece devam edin.
İnsta var mı bir şey sormalıyım
@@djhi-tek9249 mail adresini verebilirsin…
@@DG-if3gsdostum yardımcı olmaya calıstıgını anliyorum ancak psikologum su an sosyoloji okuyorum sanat tarihi arkeoloji sinema vs özel ilgi alanlarımla ilgili okumalar yapiyorum, bir zanaattan devam etmek istemiyorum alanımı bölümümü cok seviyorum ayrıca gelistim evet bunun sonu yok ama bi yerde sonlanmalı bu sürec. Sadece devam et demek ne kadar akıllıca sence oldugum durumda? Neye devam etmeliyim bu her gün süren döngüye mi?
@@Mithraselene evet. eger yaptigin isi seviyorsan, para kazanamiyorsan bile devam etmeye calis. diger masrfalarin vardir ama basari gecte olsa gelecektir. Sen psikologsun, devam etmekten baska bir secenegimiz var mi? Dunyanin bize kolay olacagini kimse soylemedi. Herkesin farkli cileleri var, ve devam etmekten baska bir caremiz yok. Hepimiz zubuk sisifosuz.Sisyphus
samimiyetin cok iyi, cogu insanin icine attigi bu genel sounlari acik acik demen muazzam. Umarim her sey yoluna girecektir
21 yaşındayım sınava tekrar hazırlanırım diye 'öylesine' seçtiğim -ama tabii ki de hazırlanmadım-psikoloji bölümünü bıraktım. şu an yksye çalışıyorum ama kısa sürede istediğim dereceyi yapma olasılığım çok düşük, ne yapacağım şimdi bir sene daha mı kaybedeceğim nereden tutsam elimde kalıyor. küçükken derslerimde çok başarılıydım ve içten içe her şeyi halledebileceğime inanıyor ve kendime çok güveniyordum, hatta lisede sırf baskı hissetmemek için ea seçtim bana uygun hiçbir bölüm olmadığını bilmeme rağmen, ben kendim bir senede hallederim dedim hiçbir şey yapmadım. işin kötüsü de bu çabalamadım bile. son 4-5 senemi hayalet gibi geçirdim kısacası, bildiğim şeyleri unuttum, yalnızlıktan sosyal becerilerimi kaybettim, en azından şunu yaptım diyebileceğim hiçbir şey yapmadım, hiçbir deneyimim yok. elde var sıfır. zamanı geri alabilmeyi çok isterdim
Bende aynılarını yaşadım ama mecburuz zaman geri gelmiyor 22 yaşındayım bende ama geç değil emin ol daha çocuk yaştayız
Ben 20 yaşındayım lise birinci sınıfta sosyal anksiyete bozukluğu teşhisi konuldu, ilaç içmeye başladım ama ilaç pek etkili olmadı her gün okula giderken stresten kusmaya başladım bu yüzden okulu dondurdum seneye tekrar başlamak için. O zamandan beri depresyon hastasıyım 5 yıl oldu. Tekrar liseye falan döndüm diğer sene ama artık hem depresyon hem anksiyetem vardı. Ki bu daha zor. İnsanlarla bir kelime bile konuşmadım, psikolojik olarak çok acı çektim o sırada. Ve maalesef kendime, bedenime hiç iyi bakmadım. Allahtan korona oldu yırttım yoksa yine yılı tamamlayamazdım. Korona bitince okula döndüm tekrar aynı şeyler yaşandı ve artık bir de panik bozukluk hastalığına sahip oldum. Son senede açığa geçtim öyle bitirdim liseyi. Ben hiçbir zaman üniversite okumayı düşünmedim yani burada üniversite okuyacağıma o para ile yurtdışında mesleki okula gidip oradan direkt işe girmeyi düşündüm ve ailem bunu destekledi. İmkanım olmasına rağmen 3 yıldır hiçbir şey yapmadım ve sadece evde oturdum, evden bile çıkmadım. Ailem yurtdışı için dil kursuna gitmemi söyledi ve yapmamda gereken şey bu ama psikolojim o kadar kötü ki hiçbir şey yapacak gücüm yok. Bir daha asla bir ergen olamayacağım ve ben ergenlik-lise yıllarımı buhran içinde geçirdim. Hiç genç olamamış gibi hissediyorum. Herkesin güzel lise anıları var benim içinse hatırlamak bile cehennem gibi. Her hafta en azından üç gün kabus görüyorum ve o kabusların hepsi lise ile alakalı oluyor. Tabii buraya yazmadığım ve beni çok zorlayan başka şeyler de oldu. Kısacası bende senin gibiyim aynı şeyleri yaşamış olmasakta seni anlayabiliyorum. Artık yıllarımı harcamak istemiyorum ama çok yorgunum ve korkuyorum :( benimde sosyal becerim 0 ayrıca ailem çok korumacıydı(hala öyle) bu yüzden çocuk gibiyim, kendi faturamı bile ödeyebilecek yeterliliğe sahip değilim ki bu çok büyük bir sorun, sanki hayatım mahvolmuş ve bir daha asla toparlayamam gibi hissediyorum, yapmam gereken çok şey var ama benim hiç gücüm yok..
@@hellothere-it9es umarım Bi 10 yıl sonra hepsini unutur çok iyi yerlere gelirsin her şey beyin sağlığı ne yap et beynini iyileştir.
@hayathikayesi1428 teşekkür ederim🥺❤️
@@hellothere-it9es ha bide daha yolun çok başındasın hiçbir şey senin için geç değil üniversitede 35 40 yaşlarında insanlar okuyor biz bu dünyaya sadece yaşamak için geldik insanoğlu biraz farklı ve önemli anlamlar yüklüyor kendine hiç alakası bile yok sevdiğin şeyleri yap ilerisi için ufak ufak yatırım yap baktın çıkılmayacak bir durumdasın terapiye git bunlar sana iyi gelecek...
26 yaşında bir kadın olarak aynı sorundan muzdaribim. Okulu bıraktığım dört yıl içinde vasıfsız işlerde çalıştım ve bir sürü hastalık sahibi oldum. Asgari ücretin pek bir şeye yetmemesi ve genç yaşımda bu kadar hastalık sahibi olmak beni yordu ve okuluma geri dönüp tamamladım geçtiğimiz yıl. Yine geçen yıl KPSS'ye hazırlandım. Merkezi atamalarda bölümümden ilan açılmadı. Düz memurluk dahi yoktu. 3 aydır evdeyim ama diken üstündeyim. Ailem dışarıdaki vasıfsız işlerde çalışmamı istiyor. Bense istemiyorum kendi işim dışında çalışmak. Konuştuğum biri vardı ailem onu istemedi evlilikte yalan oldu. Ne iş var ne aşk var. Bu döngü de sıkışıp kaldım.
Eğer evlenmek istediğin kişiye gerçekten güveniyorsan, seviyorsan aileni bir şekilde ikna et ya da onları umursama ama ekonomik güvence sağlamak için evlenmek berbat bir durum. Eğer sırf evden uzaklaşmak için evleniyorsan boşandığında aileni de yanında bulamıyorsun.
@@pavel3659 Ailem ikna olmuyor maalesef. Çocuğu sert bir dille reddetti annem. Diğer konuya gelecek olursak ekonomik olarak çokta iyi sayılmaz çocuğun durumu. İlçede yaşıyor zaten orada işi var. Evlendikten sonra beni de orada bir yerlere yerleştirecekti iş anlamında, yerleştiremezse de evde otururdum sanırım bilmiyorum. Onu seviyorum, evdeki durumlar da beni evliliğe itiyor tabii ama sonuç olarak o da olmuyor. Teşekkür ederim yorumunuz için.
@@bisikletlikedi2071 Kardeşim çok özel değilse ailenizin çocuğu reddetme sebebi nedir ?
aids mi
kadın olmak gene erkeğe göre işsizlik konusunda şans . Sen en azından 31-32 yaşlarında olan o yaşa kadar çalışmış evi arabasını almış bir mesleği olan birini bulabilirsin ve evlendiğinde evin araban olur düzgün birine denk gelirsen güzel bir hayat yaşarsın çalışmasan dahi tabiki öyle biri denk gelirse erkeklerde o da yok ki evlenirse kadınında tüm maddi yükünü türkiyede erkek çekmek zorunda. Ailen eğer o anlattığın kişiyi istemiyorsa bence asla evlenme vardır bir bildikleri ailenin istemediği evlikler her zaman kötü bitiyor.
Zengin değilseniz, 4-5 ev bırakamayacaksanız çocuk yapmayın çocuğunuz bu sisteme köle olmak zorunda değil
Umutsuzluğa düşüp yine de kurtuluşun kendinde olduğunu bilmek... Seninle benzer şeyler hissediyorum. Videon önüme düşünce, kendi yolumu sorguladım. Ne istediğime karar veremediğim bir dönemdeyim, ama neyden memnun olmadığımı iyi biliyorum. Görüyorum ki önümdeki en büyük engel de benim. Hayatında başarılar, umarım gönlümüzce olur.
@@iremsifaozbek4763 En azından bu durumun farkındalığını yaşıyor olmak güzel bir adım oluyor, teşekkür ederim umarım senin için de her şey güzel olur.
33 oldum bende babamın benim hakkımda adam olmaz iddialarıyla uğraşmamın yanı sıra birde şizofreni denen hastalıkla uğraşıyorum ikisini birden taşımak çok zor ama samimi söylüyorum şizofreni olmaktan daha çok adam olmaz ithamları daha çok gücüme gidiyor.
Geçmiş olsun, umarım bir şekilde hedeflerine ulaşırsın.
@@burhindirr tşkrler umarım
35 yaşından selam :D 25 ne ki? 18 den farkı yok. Sıfırdan üniversite kazanıp meslek edinilir. Hatta 5 yıl KPSS çalışıp memur olunabilir. Memurluk güzel. Maaş garanti.
Ya da on lısans sağlık okuyup atanmak
18 den farkı yok da deme şimdi
@@ucansupurgeyebinenuzayli 😂😂😂😂😂😂😂
Bu sosyal medya herkese hayal satıyor, ve gençlere , yetersizlik ve geç kalmak dugusu , anksiyete ve özgüvensizlik pompalıyor.
@@themoonlight710Hocam en iyi onlisans sağlık bölümu hangisi röntgen mi yoksa sekreterlik mi
Lütfen pes etme bende 26 yaşında atandım. 2 yıldır da memurum. benzeri süreçlerden geçtim hem çalıştım hem okudum. çok çok iyi anlıyorum seni. sadece her şeyin bir zamanı var bunu düşün. ama uzun ama kısa. geçeceğini düşün. bak aynı şeyler benden de geçti yine söylüyorum. umarım biraz olsun sana umut olur..
Şu an mutlu musunuz atanınca nasıl hissettiniz
Mezun olduğumda 22 yaşındaydım İstanbul'daki herhangi bir apartman üniversitesinden mezun oldum. 2 sene kadar iş aradım bulamadım. Bir gece kafam attı tecili bozdum askere gittim. İlk içeri girdiğim zaman pişmanlık duydum sonra iyi ki gitmişim dedim kafamı tam olarak resetledim. Askerden döndüm Bölümüm mühendislikti 4 ay kadar iş aradım ve buldum. Yani arkadaşlar tüm bu olumsuz düşünceler karabulutlar güzel olmasa bile saygınlığı olan bir iş bulduğunuz zaman darmadağın olur. Ama gerçek şu ki girdiğiniz ortamlarda maalesef sgk gün sayınız ve cebinizdeki paranız kadar adamsınız. Keşke böyle olmasaydı. Naçizane tavsiyem işiniz kötü olsa bile mezun olduğunuz bölümle ilgili işe girmeye çalışın önce çalıştığınız yerde yükselemeye çalışın gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Moralinizi yüksek tutmaya çalışmayın çünkü bu bir enerji gerektirir gerektiği yerde pozitif olun gerektiği yerde de depresyona girin arası mutlaka olsun. Ama bu değişen duygu halleri ne olursa olsun asla çabalamaktan vazgeçmeyin. Örneğin hedefimiz bir Çukur kazmak olsun mutluyken hızlı hizli kazın mutsuzkende yavaş yavaş kazın. Ama kazmayı asla bırakmayın. Dışarıdan işsizliğiniz konusunda laf eden olursa ben rezil bir insanım deyin geçin. Uzun lafın kısası tüm sorunların çözümünün anahtarı asgari ücret bile kazansan bölümüne alakalı en dip işleri yapmaktan geçiyor.
Bir şeyler yapmalısınız dostlar. Acı ama gerçek. Parasız erkeği ailesi bile el üstünde tutamaz. Sorumluluklarımız var. Bu neden böyle ve ne kadar acımasız saatlerce tartışabiliriz. Ama bir işe yaramaz. Devam edin. İnterneti kullanın. Hukuk mezunuyum. İnternet sağ olsun mesleğe başlamama gerek bile kalmayacak. İyi yaptığınız şeyleri keşfedin ve hayata saldırın. Finansal okur yazarlık öğrenin.
@@dahafazlabilgiedinin33hala stajyer avukatım. Sosyal medya içerik üreticisi ve eğitmeni oldum.
Bu artık cinsiyeti aştı aynı sorunlar kadınlarda da var özellikle daha gelişmiş ailelerde olanlarda gelicekte daha da artıcaktır.Bir kadın olarak bu sorunları dibine kadar yaşadım,tabi çürük toplumda kadın olmanın büyük zorluklarıyla beraber.Mücadele.Mücadele etmeyen yenilmeye mahkumdur.Mücadele etmek vr kendi hayatını kurmak gerek tüm zorluklara rağmen.
Bunun kız versiyonunu çekmek geldi içimden 😂
Yaparsan yoruma yaz izlerim. 🤣
yaptınmı
@@hasanserin9931 yo hayır
tabi kızlar için de bu durum zordur ama erkekler için çok daha zor bir durum
Yorumları okudukça 17 yaşımda yaşadığım gelecek kaygısının ne kadar yersiz olduğunu farkettim umarım gençler olarak yaşamanın bir yolunu buluruz ya da belki de yol bizi bulur kendinizi iyi hissedin yaşamak böyle birşey endişelenmeyin herşey yoluna girmeden farklı yollara girmeye çalışmayın son olarak sizi seviyorum kimsiniz bilmiyorum ama sizi sevdiğimi söylemek istiyorum
Gece 3 de video çıktı ana sayfamda, pek yorum yazmam ancak kısa süre de olsa aynı durumda olmuştum 2 yıl önce. Ülkemiz maalesef çok acımasız. Torpiliniz olmadan bırakın memurluğu özel sektörde bile iş bulmanız bir hayli zor bu dönemde. Hatta iş bulsanız bile tek başına yaşamanız günümüzün kiralarıyla ve yiyecek giderleriyle daha zor bir hal aldı. Birde bunların üstüne erkekseniz söylenildiği gibi tırnak içinde, adam olamamış erkek çocuğu durumuna düşüyorsunuz. Kadınlar bir tık şanslı ama tabiki de çok büyük bir fark yok. Bu bir baskı yaratıyor ve kendinizi düşüncelerinizle boğmaya başlıyorsunuz. Nerede hata yaptım ? Neden böyle oldu ?
Derinlemesine baktığınızda sorunun sizden kaynaklanmadığı ortaya çıkıyor. Sistem arızalı. Belki geçmişte yaşanılan pişmanlıklar vardır, ama bu kendinizi birey haline getirememe sonucuyla sizi başbaşa mı bırakmalıydı, bu çok büyük bir bedel değil mi? Hayatta ki en temel gerekleri istiyorsunuz ama bunları elde etmek çok zor oluyor. Bu düşünceler böyle devam edecek ve içinden çıkılamayacak bir hal alacak işte tam o noktada harekete geçmek bence kritik nokta.
Her ne durumdaysanız bir yol haritası çizip, yola çıkmak gerekli. Yolun ana amacı bana göre farklılaşmayı sağlamak. Güçlü yanlarınızı bilmeniz (ki bunları keşfetmek çok önemli) ve belki onları daha da geliştirmeniz bunu sağlayabilir. Veya sıfırdan bir şeye karar verirsiniz. Kendinizi bir adım farklı kılan o özelliği yapılandırmanız gerekli. Önemli olan diğer şey ise bence başarısızlığı kabullenme. Başarı, başarısızlıklarla geliyor. Bize başarısızlık öcü gibi gösterildi. Ama başarısızlıktan ders çıkarabilirseniz, önünüze basamak olarak geri geliyor. Bunu kabul ettiğiniz anda umutsuzluk sarmalına da düşmeyeceksiniz. Üçüncü ve en eleştirilebilir şey ise bencil olabilmek. Böyle söyleyince garip tabi, ama önce ben demek çok önemli. Başkaları için yaşamayın, başkalarını da kurtaracağım kendimi de derseniz, ekstra sorumluluk yüküyle başbaşa kalıp ezileceksiniz. Başarısız olduğunuzda da iki kat üzüleceksiniz. Önce kendinizi kurtarın.
Bunlar tamamen benim fikirlerim, bana göre doğrular. Size uymayabilir tabiki de, belkide saçmaladım, bilmiyorum :) ama içimden geldi. Bende bu durumda bulundum 2 yıl önce genç bir mühendis olarak, ve kafam böyle çalışmıştı ben şanslıydım (veya kader) iş arama sürecim çok kısa sürmüştü. Şimdi çok şükür 2 yıldır mühendisim (torpilsiz, hak yemeden). Kendi düzenimde yuvarlanarak gidiyorum. Zorluklar bitmiyor ve iş hayatında da başarısızlıklar oluyor ama yola devam. Kendimi keşfetmeye ve öğrenmeye devam edeceğim.
Saygılarımla.
Teşekkür ederim, olduğum en iyi yorumlardan biriydi. :)
Mücadele ve gerçekçi tavrınızı alkışlıyorum
Öfkeli şekilde başkalarını suçlayıcı şekilde değilde ailenizle empati kurarak bu konuya değinmenize bayıldım. Bende bu kervanın içindeyim, umarım en kısa süre içinde bireysel özgürlük alanımızı kazanabiliriz.
@@Centilmen359 Başkalarını suçlama-->Kendimi Suçlama-->Artık Kimseyi suçlamıyorum, sadece anlıyorum.
Yaş 22-aile evi-köyde yaşam-maddi imkansızlıklar-askerlik olmadığı için işe girememe- girsem dahi şehirde fabrikadan başka bir şey yok-işe girmeye kalksam maddi sıkıntıdan ev dahi tutamama-açıktan okuma-dersleri çalışmama rağmen kalma-kendimden nefret etme-beceriksizlik-aşk hayatı olarak bu hayatımın içine birisini sürükleyemem ikinci bir annem vakası yaşattıramam :(-bi ibadetlerim tam ,dua ediyorum sabrediyorum artık napalım-herkesin hayatı imtihanlarla dolu :) Allah herkesin yardımcısı olsun :))
Allah senin de yardımcın olsun, yalnız değilsin.
@@sonyamarmeladova8425 amin kardeşim aminn :(
34 yaşındayım, yaklaşık 1 yıldır sabit gelirli bir işim var, pandemi sırasında mezun olmuştum ve sonrasında iş bulma süreci haliyle zorladı. İşe yeni başlayan biri olarak ödemem gereken borçlarımı ödeyip köşeye para biriktirmek istediğim için hala ailemin yanında kalıyorum. Kiralar çok yüksek maalesef. Zaman zaman şalterlerim atsa da, evden kaçmak istesem de her şeye rağmen çoğu zaman güzel vakit geçiriyoruz birlikte.
Üniye kaç yaşında başladın?
Ailenin seni fazlalıkmış gibi hissettirmesini normal bulmuyorum.Bir insan, çocuk doğuracaksa ömrünün sonuna kadar -öyle yada böyle- O'na bakmakla sorumlu olacağının bilincine varmalı.Tutun ki doğuracağı çocuk doğuştan engelli oldu.Ona da mı yetişkin olduğunda aynı muameleyi yapacak? Hayatta herkesin başına türlü sıkıntılar geliyor.Anne-baba demek, her sıkıntında yanında olan kişi demek.Eğer hayatın herhangi bir döneminde fazlalıkmış gibi hissettiriyorsa; çocuğu kendi istediği için değil, toplum istediği için toplum baskısı yüzünden doğurmuş yada "yaşlılığımda nasıl olsa bana bakar" diyerek çocuğu ileride kendine hizmet amacıyla doğurmuştur.
çok haklısınız
@volkitolkicryptodollar3987 👍❤️
@@bitmeyenoyku9932 ❤❤❤
18 den sonra bakmam diyolarsa çocuk da o yaştan sonra ana baba tanımaz. Haklısınız hocam herkes emeğinin karşılığını alsa kendine bakar sıkıntı da olmaz zaten. Ha pardon o zaman da neden daha çok kazaıyosun bmw almıyosun diye darlarlar. İnsanoğlunun kuracakları sistem bu kadar olur
@@patlakmartin2573 çok haklısın
Bize tarihten değişik ve gercek hikayelerden de bahsetsene,ben izlerim. Diksiyonun mükemmel. İnsanın rahatsız oldugu seyler bile kalitesini gösterir bize bence bir seylerden rahatsız olmaya başlamak kabuk kırmanın ilk adımıdır ben de benzer durumlardayım cogumuz aynıyız ve bu da sıkıntının bireysel değil sistemsel olduğunun kanıtıdır. Allah hepimize aydınlık yollar ve kalbimizi eskisi gibi neşeli hissetmeyi nasip etsin.
Dans etmeyi seviyorum dedigin anda aklıma "işsiz işsiz dans mı ediyorsun" mobbing cümlesi geldi 😂
😂
Bro ben de bu yıl 25 olucam. Kendine dürüst olman harikulade fakat dürüst olduğun kadar da şefkatli ol. Hissettiğin değer, senin kendine verdiğin değer dışarıya bağımlı bir şey değil. Sen kendine ne dersen o, gerisini sikine takmana gerek yok çok.
Senin aksine ben 21 yaşında üniversiteye girdim ve akademik kariyer hedefi koydum kendime. Öncesinde kısmi olarak senin gibiydim; bilimum işler, sıkıcılık, part time, düşük paralar... belki ekstra ekleyeyim: birtakım travmalar ile de boğuşuyordum.
şimdi ise sevdiğim şeyi buldum aslında. ne yaşım umrumda ne de gelecekte ne olacağım. sevdiğim için çalışabiliyorum, çalıştığım için kendime katkı sağlıyorum, katkı sağladığım için gelişiyorum. bu hayat benim, o hayat da senin.
Yaşıtlarım onu bunu yapıyor diyerek kendini sınırlandırma, kendi çizeceğin yol aktüel yaşam şablonlarından daha özeldir. Sen özel birisin, bunun kanıtlanması için de hiçbir sertifikaya ihtiyacın yok bro. Kendine de öyle davranırsan, bu şekilde ilerlersen ve çük kafalı insanları siklemezsen istediğin her yere ulaşacaksın.
peace out moruk. Yeni 25 kaçar.
Bro ne guzel yazmissin
Çok güzel yorum olmuş teşekkür ederim. 🙏✨
25 yaşında bizde işsizdik ailemizle yaşıyorduk büyütülecek birşey yok 25 yaşında olup işsiz olduğun günleri Allah aratmasın
Şu anda napıyorsun hocam
Herkesin ailesi aynıymış gibi konuşuyosun. Zaten ailen normalse aile yanında olmak neden kötü olsun ki. Herkesin ailesi aynı değil bazılarının ailesi evde 1 dakika bile durmak istemeyecek kadar anormal. Eğer büyütecek bir şey yok diyosan seni rahatsız edecek bir durum olmamış zaten. Aynı dili konuşmuyoruz. Anlayamıyosan bari büyütecek bişey yok deme.
@@compute9097Yaşamadığı için bilmiyo işte
Üniversiteyi bitirdikten sonra aile evinde durmak olmazdı.. inşaata gittim önce 36 dairelik inşaatın asma tavan işini aldım o işin bitmesine yakın yeni iş ne zaman gelir diye dertleniyordum sonra 3 tane büyük okul işi aldım ve şu anda 2. Okulu bitirmeye yakınım... Bu durum hayatımda çok şey değiştirdi. Aileden saygıyı kazandım, ekonomik olarak rahatladım... bir zamanlar aile evinde yaşıyordum hayatın deve dişlerini derime sapladığını hissederdim ama artık kanımı emmek için deve dişlerini derime saplayan hayatın deve dişlerini sökmüş ve hayata karşı savaşımı kazanmış hissediyorsun
Çok sevindim sizin adınıza, teşekkürler yorumunuz için. Umarım deve dişlerini söktüğüm günleri ben de görürüm.
abi tebrik ederim her şeyin farkındasın ilerde çok daha iyi olcağına kalpten inanıyorum
Binlerce genç artık bu şekilde uzulmeyin. Umarım tez zamanda süper bir işe kavuşursunuz❤
Teşekkürler knk. Valla eminim ki bi çok insan bu durumdan müzdarip ama dediğin gibi görünmüyor ve görünmek de istemiyor çevre tepkisinden. 25 yaşında staj yapıyorum, aile evinde kalıyorum ve gerçekten yıpratıcı bi süreç. Üstüne ciddi olabilecek bi gönül işinin bitmesi de (hatta evlendi kendisi) cabası. Yol çetin
@@ALLYBEATZ Birçok insan gibi ben de seninle benzer durumları yaşadım, tüm her şey geride kalınca insan kendi yolundan hiçbir zaman ayrılmaması gerektiğini çok iyi ve acı bir şekilde anlıyor. Birçok zorluğa rağmen hala "Yaşamak için çıldırıyorum" diyorum. 😊
@@burhindirr Adına sevindim. Bu saydığım sebeplerden ve tabi detaylarından hevesim baya kırıldı. Neyse ki kardeşimle konuşarak bi nebze rahatlıyorum. Ama tabi elbette güzel günler yine gelecek inşallah çabamızla
@ALLYBEATZ Umarım çabalama hevesimizi hiç kaybetmeyiz. 😊🙏
@@ALLYBEATZne güzel staja başlamışsın işte 20 yaşında falan evlenmeyi mi bekliyorsunuz daha yolun uzun
@thewizardgunes Bilmiyorum, çevremdeki yaşıtlarım mezun oldu, evlendi bi, ikisi. Beni asıl zorlayan kısım galiba ilk ilişkimden, evlilik dahi konuşurken ortada kalmam oldu (kendisi de evlendi) Şükür gerçi daha hiçbir şey tabi bunlar
"25 Yaşında Aile Evinde Yaşayan İşsiz Bir Erkek Olmak" disinda bir çok olumlu ozelligin oldugu gorunuyor, gelecekte hayallerini gerçeklestirebilecegini dusunuyorum. Selamlar...
Teşekkürler, umarım başarırım.
26 yaşındayım ve akademik kariyer yapıyorum. Bu yolda olanlar bilirler akademisyen olarak iş bulmak en az 30 yaşını bulur (hatta iyimser bir sayıdır bu). Bu süreçte özellikle babam sürekli para kazanmadığım gerçeğini yüzüme vuruyor. Çok takmıyorum sonuçta para veriyor mu veriyor gözüyle bakıyorum. Fakat bana olan desteği keserse ileride ben de ona destek olmam bunu kabak gibi biliyor. Bu yüzden kendinizi asla yük olarak görmeyin. Bir hedefiniz olduğu sürece bir şey demeye hakları yok. Ailenizin size daha fazla ihtiyacı var emin olun. Türkiye'de çoğu insan yaşlandığımda yalnız kalmayayım bakanımız edenimiz olsun kafasıyla çocuk yapıyor. Elinizdeki kozları iyi oynayıp kendinizi ezdirmezseniz kimse bir bok diyemez. Ha çık git evimden mi dedi kendisi bilir bir daha da yüzümü görmez. Olan ona olur. Bu kadar basit.
Maşallah aile bağlarınız ne kadar sağlammış 😂
@@elifozgurrr aynen o kadar sağlam ki babam öldüğü gün üzüntüden dans edicem elif hanım :)
33 yaşından selam. Sağlık sorunum nedeniyle aile evi benim için mecburiyet. Yinede para kazanip eve katki saglayamamak koyuyor insana.
Geçmiş olsun neyiniz vardı
10,15 yıl önce hepimizin tek derdi sokakta oynayıp şeker,cips,çikolata yemekti şimdi bunlarla uğraşıyoruz vay bee büyümek böyle bir şey demek 🙂🙂
Aslında bu senin kendine bıraktığın bir not bazen evi terk etmek iyi gelebilir bkz askerlik vb. bulunduğun ortamdan uzaklaşıp hayata farklı bir perspektiften bakmanı sağlar hakeza benim açımdan öyle oldu geldiğimde istediğim iş için çalışıp şu anda özgürlüğümü kazandım umarım senin için de hedeflerine ulaştığın bir süreç olur
Umudum ve çabam bu yönde.
29 Yaşındayım aynı şeyleri yaşıyorum ama kendimi suçlamıyorum bu durum için. Ben elimden geleni yaptım yapacak bir şey yok.
kardeşim seni çok iyi anlıyorum bende aynı yollardan geçtim 27 yaşındayım ama başaracaksın emin ol yapacaksın sana inanıyoruzkanala abone oldum her zaman destek verecegim sana yanlız değilsin Allaha emanet ol
Teşekkürler. 🙏
@burhindirr rica ederim kardom
Temmuzda 25 olacağım. 11 aydır işsizim ama kendimden başka kimseyi suçlamıyorum. Fiyatlardan şikayet edip çalışmıyoruz, hayatın ne kadar zor olduğundan bahsedip yaşamaya dair hiçbir şey yapmıyoruz. Yaşamak nefes alıp vermekten ibaret değil ki. Sistemi hükümeti suçlamak işin kolayına kaçmak gibi geliyor bana. Çabalamadan oturduğumuz yerden şikayet ediyoruz, en büyük kötülüğü kendimize yapıyoruz. Son 1 senede kenardaki paramla ve ailemin desteğiyle 5 ülke gördüm, dışarıda hayat güllük gülistanlık sanıyorsanız yine yanılıyorsunuz. Hollandalı arkadaşımın işi var arabası var aylık 3k euro alıyor ama evden dışarı çıkmıyor. Mutluluğu yurt dışında bulacağımı düşünseydim gittiğim an geri dönmezdim. Yeşil pasaporta sahip biri yine de bir şeylerden şikayet ediyor diye düşünüyorsanız düşünmeyin ucuz biletlerle ucuz konaklamalarla yurt dışına çıkmak çok kolay. Yaşadığım yer köy-ilçe arası bir yer. Herkes birbirini tanıyor selam verme zorunluluğun var vermeyince yabani olarak görülüyorsun. Arkadaşlarım da benim halimde ne yapacağımı bilmiyorum ama bir an önce işe girip boş vakitlerimi yok etmem gerektiğini biliyorum.
Liseyi yatılı okudum bunun bana zararı da oldu liseden mezun olduktan sonra ilk sene birsey kazanamadim sadece bir yil evde kaldim ve o bile aileme cok geldi rahatsız oldum herşey batıyordu sanki kendi calisyordum haftadaki 2-3 gün spora gidiyordum ders calisyordum arada bilgisayardan futbol oynuyordum o bile batıyordu kavgalar ofke patlamalari sonrasi askeri okul kazandim hersey bir anda değişti ailemin bakis acisi disardaki mahalledeki insanlarin bakislari herşey değişti ama ben asla o gunleri unutmadim hayatim boyunca da unutmadim asla kimseye muhtaç olmamayi her yönden güçlü olmayi kendime amac edindim 22 yasinda evlendim kendi yuvami kurdum 30 yasindayim 2 evladim var hayatin gercek yüzünü sürekli yasiyorum bu hayat boyle zayif olursan seni ezerler ben boyle biri degilim güçsüzu ezmedim hep destek olmaya calistim ama hayat acimasiz güçlü olmak zorundayiz ve gostermen gerekiyor
Emeğinize sağlık, sevindim sizin adınıza. Evet kendi ayaklarımızın üstünde durmak çok önemli.
Yaşım 19 hedefim subay/astsubay olmak komutanım bu sene kazanacağıma inanıyorum.
25 yasinda Matematik Öğretmenliğinden mezun işsiz bir gencim. Cevremdekilerin ne zaman evleneceksin sorulari, aile evinde yaşadığım problemler, bir zamanlar yuvam olan yerin şimdi bana batmasi annemin alttan alta evde yasadigim icin bu evde tek yiyen icen ben degilim gibisinden laf sokmaları... Bir ise gir desen heves yok o kadar okudum bu muydu bunun icin mi dirsek çürüttüm ben... Kpss ye hazırlanma deseniz o da yok. Kaynak yok kynak icin para yok. Çalışmak için de heves yok... Yoruldumm şu an odamda surekli kitap okuyup dizi izlemekle geçiriyorum günümü😢😢 sosyalleşme icin cevrem yok hepsi üni de kaldı. Param da yok gezmeye😢😢 Bunca zaman emek vererek bur yerelere gelmeye calisan biri olarak diyorum Artik Şans Banada Gülsün 😢 keskelerle kalkıp neyseler yatmaktan yoruldum daha ne zaman katlanacagim. Sagligim da gidiyor.
Kendime ait bir oda evim bir isim olsun ailemden insanlardan uzak kalmak istiyorum. Benim icin o kadarrr uzak bir hayal kii🥺🥺🥺
Ben bir kadın olarak böyle düşünüyorsam erkekleri düşünemiyorum 😢😢
matematik öğretmenliği dışındada özel sektörde yada bankada falanda çalışabilirsiniz heralde yaşadığınız yer küçük bir yer değilse iş bulma şansınız var ama küçük bir yerse imkansıza yakın farklı mesleklerde iş deneyin bence sevdiğiniz bir dalı bulana kadar.
@@turkey_respect hayır büyük sehirdeyim ama tüm iş başvurularım olumsuz oldu. Bankaya nasıl başvurabilirm ki
@@aysenuralagoz gişe memuru olarak başvurabilirsin sadece öğretmenlik mesleği olarak iş arama birçok bölümde işe girebilirsin çoğu insanın yaptığı işin üniversite diploması ile alakası yok insan kaynaklarına bile girebilirsin sadece öğretmen olucam dersen yıllarca beklersin şuan genç olduğun için işe girme şansın yüksek ilerde 30-35 olunca bi yere görüşmeye gittiğinde diyecekler bu yaşa kadar niye çalışmadın ve direkt eliyecekler bu yaşa kadar çalışmayan dikiş tutturamaz diyerek
@@aysenuralagoz gişe memuru olarak başvurabilirsin sadece öğretmenlik mesleği olarak iş arama birçok bölümde işe girebilirsin çoğu insanın yaptığı işin üniversite diploması ile alakası yok insan kaynaklarına bile girebilirsin sadece öğretmen olucam dersen yıllarca beklersin şuan genç olduğun için işe girme şansın yüksek ilerde 30-35 olunca bi yere görüşmeye gittiğinde diyecekler bu yaşa kadar niye çalışmadın ve direkt eliyecekler bu yaşa kadar çalışmayan dikiş tutturamaz diyerek
Neredeyse aynı durumdayız diyebilirim. İngiliz dili ve edebiyatı okudum, mezun olur olmaz özel bir okulda İngilizce öğretmenliği yaptım 1 sene ama istediğim iş bu değildi, daha fazlasını daha hareketli bir işe geçmeliyim diye düşünerek THY kabin memurluğu sürecine girdim. Sorun şu ki 8 aydır bu süreçteyim ve hala sürecin ortalarındayım... Bu kadar uzun sürmesini beklemediğimden herhangi bir yere de sözleşme yaparak işe girmek istemedim ama evde resmen bekleyerek kahroldum. Senin gibi özel derstir falandır harçlık çıkarıyorum kendime fakat çok normaldir ki bu hiçbir şeye yetmiyor. Günlerimin çoğu aynı geçiyor ve psikolojik olarak iyi hissettirmiyor. Tüm bunların üzerine ilişkim sonlanıyor falan yani ne bileyim, hiç böyle hayal etmezdim 25 yaşımı...
17 yaşında bir yks öğrencisine ve bir öğretmen adayına gelecek hakkında fikir verip, hislerini paylaşarak aslında insanların birçoğunun (kendin de dahil) yalnız hissetmemesini sağladığın için teşekkür ederim. Başarılarının devamını diliyorum ve umarım planların yolunda gider.
Teşekkür ederim değerli yorumun için. Tanımadığım insanlara iyi hissetirmiş olmak yeni bir duygu benim için. 🙏
Öğretmen olma atanamazsın aga sana bir yks derecesinden tavsiyele
Öğretmen olma çok istiyorsan aynı anda açıktan ön lisans bitir kpss ye gir atan meslek garantin olsun ondan sonra öğretmenliği bitirip cebelleşebilirsin
@ verdiğin tavsiyeye bak . Sence bu ülkede normal biri kpss de atanabiliyor mu? Önce çocuğa sorman gereken dayın amcan var mı olmalıydı eğer yoksa dayısı amcası dil kasıp yurt dışına çıkabileceği bir bölüm seçsin . Veya da tıp diş benzeri açıkta kalıp işsiz olmayacağı bir mesleğe yönelmeli
14 yıllık bir öğretmen olarak öğretmenliği seçmemeni öneririm. İş yapılamaz hâle getirdiler. Bir baktık ki ders öğretmek hariç her şeyi yapacak konuma geldik. Sürekli değişiklikler, her değişiklik için istenen raporlar, değişen kitaplar için ayrı, değişen programlar için ayrı, değişen sistem için ayrı rapor isteniyor. İkide bir sistem değişiyor. Sürekli bir proje doğuran sistem var. Sürekli proje isteniyor. Sözde öğrenci yapacak ama öğrenciler önlerindeki kitapları okuyup anlamaya bile çaba göstermiyorlar. Sınav yapabilmek için peşlerinde koşuyorsun. Gelmiyorlar. Branşım olmayan bir dersin yazılısının sorularını cevaplarını alt alta yazıp aynısını yazmalarını istedim. Onu bile yapamadılar. Kopya bile çekemiyorlar anlayacağın. Her gidişimde sınıfın yarısı yok. Ders anlatıyorsun, öbür hafta, önceki hafta gelmeyenlere de anlatırken (çünkü kendileri tamamlamak için bir çaba göstermiyorlar) önceki hafta olanlar dersi bozuyor sıkıldıklarından. Verdiğin proje ödevlerini (teknoloji tasarım gibi) yapmadıkları için okulda yaptırmak istiyorsun malzeme getirmiyorlar. Kendin alıyorsun, “yapınca karşılığında ne vereceksiniz?” gibi, sanki kendileri not almak için değil de senin hayrına yapıyorlarmış gibi karşılık bekliyorlar. O yüzden projeler hep öğretmenin başına kalıyor. Son sınıflardan daha test açıp iki soru çözeyim diyen yok. Top peşinde koşmakla geçiyor en verimli zamanları. Gelmeyen öğretmenlerin olduğu derslerde eskiden son sınıflar test çözerdi. Teneffüslerde test çözerlerdi. Öğle tatilinde test çözerlerdi. Artık test çözmekle ilgisi olan yok. “Biz asla kitap okumayız” diye övünen sınıflar var, marifetmiş gibi. Oysa kitap okumayan , matematik de çözemez, sözel dersleri de çözemez, hayatı da çözemez. Tek ilgilendikleri şey top oynamak okulda. Onun dışında evde de sürekli cep telefonu TH-cam , tik tok videosu çekme derdindeler. Bütün iş, bütün angarya öğretmenlere kalıyor. Belirli gün ve haftalarda 30 kişilik köy okulundan çocukları sürekli bir araya getirip koro çalışması yapmanı isteyecek kadar kendi okullarından habersiz müdürler var. Ya da haftada 10 dakika çalışmayla (tek tek çalıştırırsan 10 dakika düşüyor kişi başına) piyano resitali bekleyen müdürler… ki çocuk eve gidince çalışmayacak. Köyde nerde bulsun piyanoyu, okulda da yok, orgla piyano dersi bekleniyor… belirli günler ve haftaların etkinlikleri, öğrencileri çalıştırması, 30 kişilik okulda 20 kişi “ben çıkmak istemiyorum” deyince ikna etmesi , (zorlayınca veli darlıyor) , bitmek bilmeyen, tatilde bile almak zorunda kaldığın eğitimler… yani bir de bunların hepsini yapmak için geçmen gerekli sınavlar… atanabilmek zorunluluğu… hiç bulaşma kardeşim. Yol yakınken vazgeç. Eyt’ den emekli olma şansım var. Maaş o kadar düşmese bir gün bile beklemem. Yarın bir sürü işim var. Velilerle etkinlik yapılacakmış. Bir öğretmenin projesine diğer öğretmenler de destek veriyor. Kendininkini yapıp kurtulamıyorsun da… 45 yaşından sonra yüksek lisansa başladım. Akademi de çok ahım şahım değil ama bu kadar kafan dönmez diye düşünüyorum.
milletin fikirlerini takarak varolcaksak işimiz var , ev içi müzik kısmı evet , boya kısmı evet ama daha 25 . 30 olup 3 yıl çalışıp şartlardan dolayı aile evinden çıkamayıp güncel işsiz hala aile evinde olan birisi olarak . bizim de sahneye çıkıp show yapacağımız zaman gelecek.
Amiiiiiiiinnnnnnnnnnnnnnnn
7 yıllık çalışanım bugün işten atılsam bende işsizim kimse de ise almaz . Yaşım 36 o sebepten işe girdim artık işsiz kalmam diye şartlamayın kendinizi, serbest bir iş kurmaya bakın.
Hayatında başarılar dostum. Seni anlayabiliyorum. Umarım hedeflerine ulaşırsın.
Teşekkürler. 🙏✨
Ben de 25 yaşında PDR mezunu ataması yapılmamış bir gencim.
Eğitim ve öğretmenliğin bu kadar yerin dibine sokulduğu bu dönemden etimle kemiğimle nefret ediyorum.
İnşallah hepimiz en güzel işlerde çalışırız Her zorluğun arkasından bir kolaylık en güzel şekilde gelsin
Amin
30 yaşıma kadar sürekli aile baskısı yüzünden KPSS'ye girdim sürekli de mülakatlarda elendim. En son derece yapıp atanmıştım. Atanana kadar herkes bana acıyarak bakıyordu, ben yoktum yani aslında, e ne oldu senin sınav, ne oldu senin iş vs vs son zamanlarda ne iş yapıyorsun diye sorduklarında işsizim demeye başlamıştım direkt hatta. Sonra atandım ama inadına istifa ettim şimdi kendi işimi kurdum 4-5 senedir pamuk gibiyim. Bir de o dönemler acayip parasızdım gidip pazarda falan çalışırdım atanmaya çalışırken harçlık çıksın diye. Saklardım da insanlardan ne bileyim utanırdım işte. Şu an o kadar mutluyum ki iyi ki istifa etmişim iyi ki atanmaya da çalışmışım beni ben yapan şeyler bunlar da oldu. Yaşarken yok olmak çok zordu işsizken, acıyarak bakan bakışlar, babamın üzülmesi...
Derece kaç yapmıştınız hocam
@ ilk 500 e girdim ( belki daha azdir vala hatirlamiyorum)sosyal güvenlik kurumuna denetmen yardimcisi olarak atanmistim , guzel meslek yapabilene
Aylağım de geç
Şu an iş kurmak da dertli küçük başlamak lazım
@ he aylagim ayda 100 bin rahat rahat kazanan bir aylak🤣bu arada yazin 3 ayda toplam 1 milyon kazaniyorum onu eklemedim😌gece gunduz emek veriyorum ve basardim darisi basina :) benim gibi aylak ol, emek ver ve karsiligini al
23 yaşımdayken İstanbul'da, ailemle yaşarken üniversiteden mezun oldum, o yaşıma kadar zorunlu stajlar hariç hiçbir iş tecrübem olmamıştı. İçimde hep bir yetersizlik hissi vardı. Diplomamı alır almaz ormancılıkla ilgili bir işe girdim, şehir dışındaydı, ilk defa ailemden uzakta yatılı bir işte çalışacaktım. Ormancılığın en zor işlerinden birisiydi, en fazla 3-4 ay süren sezonluk bir işti fakat birçok insan 1-2 hafta dayanamayıp geri dönüyordu. Bunları bilmeme rağmen tereddüt bile etmeden gittim çalıştım. İşin zorluğu umurumda bile değildi, dört elle sarıldım ve işi tamamlayıp tekrar İstanbul'a aile evime döndüm. Ben yokken bazı kötü ailevi olaylar yaşanmış. Bana yönelik baskılar da başlamıştı. Bazı sebeplerden ötürü memur olmak istemiyordum, yine de kpss'ye girdim. Aklımda hep yazılım öğrenmek vardı ancak kendimi kapatıp odaklanarak çalışabileceğim bir huzur ortamı yoktu, kötü iş yerlerinde yaşanan "mobbing"in evde yaşandığını düşünün. Günler, haftalar, aylar geçerken sürekli bir yerlerden geleceğini beklediğim işlere umut bağladım, boşuna zaman kaybettim. 1 sene geçmişti ve tekrar sezonluk orman işine gitmeye karar verdim. 2 ay sonra iş bitti ve tekrar döndüm. 24 yaşındaydım, daha kötü bir ruh halim vardı, daha huzursuz bir ortamdayken son çare olarak yüksek lisansa başlamaya karar verdim. O sırada yaşadığım yerle ilgili bir değişiklik oldu, farklı aile bireylerimle yaşamam gerekti. İşin iyi kısmı bu sefer üzerimde maddi ve manevi baskı yoktu, kendi hedeflerime odaklanabiliyordum, İngilizcemi çok geliştirdim, kişisel gelişim anlamında çok yol kat ettim. Yüksek lisansa devam ederken asıl hedefim olan yazılım öğrenmeye başladım. 1,5 sene sonunda alaylı bir yazılımcı olarak bir şirkette stajyer olarak işe başladım. O sırada yüksek lisansı bıraktım çünkü akademiyi istemiyordum, yazılımın çok daha gelecek vaat eden ve daha tatmin edici bir meslek olduğunu düşünüyordum, ki hala aynı kanaatteyim. Sektörde ilk iş tecrübem olduğu için asgari ücrete 7 ay çalıştım, sözleşmem bitince tekrar iş aramaya devam ettim, hala da arıyorum. Yaş 27. Her ne kadar şu anda üzerimde ailevi bir baskı olmasa da ben bunca yıl ne yaptım diyorum. Kaybettiğim bunca zamanı nasıl telafi edeceğimi düşünüyorum. Hem kendime kızıyorum hem de içine düşürüldüğümüz üniversite tuzağına. Üniversite sonrasında sıfırdan yeni bir kariyer inşa etmek büyük bir riskmiş. Eğer bir de üstüne bütün bu yaşadıklarınızı ortak ettiğiniz bir gönül dostunuz varsa. Bu durumdan kurtulmak için bizim yapabileceğimiz tek şey kötü alışkanlıkları ve yaşam tarzını terk edip sadece tek bir hedefe odaklanmak, ve istikrarlı bir şekilde ilerlemek. Allah herkesin yardımcısı olsun.
Yazılım bitti kardeşim hele alaylilar için komple bitti. Redditte codingtr subredditine gir gör
Sen üzülme çünkü hep çabalamış çalışmışsın. İnsan her zaman keşke der bunun sonu yok. İnşallah çabanın karşılığını alırsın.
@@İKTİDARSIZADAM çok teşekkür ederim, inşallah hepimiz alırız.
Ben de 22 yaşındayım. Allah yardımcımız olsun. İnşallah güzel evimiz arabamız eşimiz işimiz aşımız olur kardeşim.
@@Anadoludabirisiiiii Teşekkürler :)
@@burhindirr rica ederim. Nasıl delirmediğinize dair video da yapar mısınız? Psikolojimin kötüye gittiğini hissediyorum.
@@Anadoludabirisiiiii Delirmediğimi kim söyledi 😃. Güzel video fikri not alacağım bu fikri, sağol.
Bu durumu çok iyi bilirim. Sırf bu durumdan kurtulmak için ticarete atıldım. Çok cüzi paralarla tahtakalede kemercilerden kemer alıp vapurda, sanayide, cami önlerinde seyyar satmaya başladım. Satış yaptıkça başka ürünler alıp satmak için bana teşvik oldu. Şuan durumum çok şükür iyi. Umudunuzu ve azminizi yitirmeyin.Başkasının yanında çalışarak hayallerinizi gerçekleştiremezsiniz. Bu benim hayatımdan bir kesit sizin için farklı bir sektör daha uygundur belkide. Allah gönlünüze göre versin.
Emeğinize sağlık, sevindim senin için. Teşekkürler ederim, bir yerden başladım ben de. En son videom da anlattım.
18 yaşında genç bir birey olarak, meslek öğrenme ve yabancı dil geliştirme konusunda çaba gösterdim. Bunun yanı sıra borsa, yatırım ve kripto madenciliği gibi alanlarda kendimi geliştirerek kendi gelirimi elde etmeye başladım, çok şükür. Zaman, paradan daha değerlidir. Eğer kendinizi geliştirir, disiplinli bir şekilde çalışırsanız aç kalmaz, her zaman bir yol bulursunuz.
Aile evinde yaşamak, özellikle ev size aitse ve ailenizde başka çalışan bireyler de varsa, büyük bir avantaj sağlar. Böyle bir ortamda tasarruf ederek daha fazla yatırım yapma şansınız olur. Bu, hem sizin geleceğiniz hem de çocuklarınız için güçlü bir temel oluşturur.
Unutmayın, dünyanın neresinde olursanız olun, çalışmadan başarıya ulaşmak imkansızdır. Fiziksel ya da zihinsel bir alanda uzmanlaşın, bir dalda sağlam bir şekilde tutunun ve emek verin. Çalışmak, sadece maddi kazanç değil, aynı zamanda kişisel gelişim ve özgüven de sağlar.
Yardım et aga bizde öğrenelim
ben 43 yasinda ailemle yasiyorum. umrumda da degil kim kimle yasiyor. kimse kimseyi yargilayamaz.
hayatta her türlü durum vardır, herkesi aynı kefeye koyarak yargılayamayız. hatta aile yapıları bile inanılmaz farklılık gösteriyor; fakat ailede veya kişide farklı bir kondisyon yok ise 43 yaşında aileyle yaşayıp bu durumdan rahatsız olmamak bence biraz tuhaf :d bakın hayat şartları, maddi olanaklar, sağlık problemleri veya ekstra özel durumları dışına alarak söylüyorum. bunların hiçbiri yok ve hala aileyle yaşamakta bi problem gormuyorsanız bence birey olma noktasında sıkıntılar vardır.
@@Nazhorous sana ne? kimsin sen yargiliyorsun? hangi edebiyati okuyorsun bana? seni ne ilgilendiriyor? haddin mi senin? uzmansin da danistim mi? sana ne?
@@mhmtsoo abi ben saldırıda bulunmadım öncelikle sakin ol. burada okuyan gençler var ise onların düşünmesi icin yazdım. ayrıca ben de ailemle yaşıyorum, bu durumdan rahatsız olmamak kendi açımdan böyle değerlendirdiğim bir durum.
@@Nazhorous iyi de birader abiye niye degerlendiriyorsun? kendi kendine degerlendir. abi isteyen istedigini yapsin diyor sen de gelmissin sende bireylik sorunlari var diyorsun. kusura bakma onun dedikleri dogru. sen kendi kendine degerlendir. millete tebelles olma.
@@BenimCemil bu gruptaki insanların bireyselliğinin az olduğunu düşündüğümü ifade ettim. mahkemeye bile versen bu saptamanın cezası yoktur. daha fazla yaygara kopacak mı bunun üzerinden? ayrıca kimsenin kimseyi yargılayamamasını falan geçiniz hayat öyle bir şey değil. zira saptamanın ne kadar doğru olduğunu somut bir şekilde de görüyorsunuz; bu adam mutlu bir birey olsaydı muhtemelen benim yorumuma bu şekilde bir cevap vermezdi. resmen öfke nöbeti falan geçirmiş allah şifa versin iyi geceler.
Biz ne kadar çokmuşuz vay be. Çabalıyoruz bir noktada karşılığını bulacak umarım. Ama akademi maalesef kadro olmadığı takdirde uzun vadeli yoksulluğu garantilemek demek. Yani birinci sırada iş ikinci sırada akademi olmalı öbür türlüsü çok yıpratıcı!
Merhaba bende 25 yasina kadar ailemle yasadim . babam emekli bankaciydi durumumuz iyidi ama az cok bende ayni sikintilari yasadim . gunun birinde gazete de bir ilan gordum . o zaman gazeteler is ilanlari olurdu . bir fabrika yatili isci ariyordu ve asgari ucterin 2 kati gibi bir maasla. konfor alani birakip ise basvurdum kabul edildi ve evden gidis o gidis . simdi 40 a merdiven dayadim . aradan 15 sene gecti . bir cok is degistirdim ama kendi ayaklarimim uzendeyim . hayat sizi oyle bir törpülüyorki anlatamam . bence konfordan uzaklasip risk alinmali . herkese selamlar .
Selamlar, birçok şey demiyorum zaten. Bu videoda çok yüzeysel bahsetmişim. Aylar önce öylesine attığım bir videoydu. Son attığım video da daha detaylı bahsediyorum tecrübelerimden.
Halihazırda üniversite öğrencisi bir birey olmama karşın yorumları okurken herkesle empati yapabiliyorum ve benim de uzun zamandır hedeflerimden birisi olarak mezun olduktan sonra ailemle birlikte yaşamak istemememe düşüncelerimin üzerine bu videonun keşfetime düşmesi gerçekten isabet oldu. Umarım bir an önce hayallerinize doğru emin adımlarla ilerleyebilirsiniz hocam, sizde kendimden bir parça buldum desem yeridir herhalde :)
Teşekkürler değerli yorumun için. 🙏✨
Yabanci ülkelerde ailelerin çocuklarını neden 15 yaşında kendi ayakları üzerinde dursun diye bıraktıklarını şimdi anlayabiliyorum. Tamamen bırakmak iyi olmaz ama kişinin zorluk görüp, kendini geliştirebilmesi için belli dönem aileden ayrılması gerek bence. Bunu yaparkende herkeste aynı tepkiyi ve semptomları göstermeyebilir ama psikolog eşliğinde yapılırsa bence çok işe yarayacak bir durum.
Aynen sonra hepsi uyuşturucu bağımlısı haklsiin
Dostum 25 yaşındayım işsizim ama neyse ki işsizlik maaşı alabiliyorum:)
Yaklaşık 3 yıldır ailemden ayrı yaşıyordum ve enflasyon fahiş kiralar yüzünden aile evine döndüm.Yalnızken daha rahattım elbette ama aile evinde yapmam gereken işlerim olduğunu hatırladım.Sorumluluk almaktan kaçmayın kardeşlerim abilerim.Evdeki ahaliyle bir arada olup onların sorunlarını da anlamaya çalışın(empati).Belki de o evde geçireceğiniz vakitler en mutlu anlarınız olabilir,bu sizin elinizde tammamen.Entellektüel olarak sizden iyi olmayabilirler belki yalnız olanların da yetenekleri vardır onları kapın.Son olarak kendinize iyi davranın ve içinizdeki insana geri dönün mutlak huzura dogru yol alalaım viraaa ❤
27 yaşıma girdim kppsde iyi derece de yaptim ama atama yapmıyorlar iş arıyorum yok kız arkadaşımın ailesi kızı başka birine vermek istiyo para yok pul yok ev yok hiçbir şey yok seçim yok açık var alım yok alım olsa da mülakat var intihardan başka seçenek bırakmıyorlar artık iyice daralttilar alanı
Allah yardım etsin
Hangi bölüm?
Bu psikolojiye rağmen kendinizi bırakmayıp mücadele etmenizi tebrik ediyorum. Umarım herşey gönlünüzce olur ve geriye dönüp baktığınızda iyiki mücadele etmişim dersiniz.
Umarım. 🙏✨
Kankam kasma bu kadar bence ben de 29 olmak üzereyim ve aile evindeyim. Bazı gerçekleri kabul etmek gerek ve fırsata çevirmek gerek. S*ktr et kira vermiyorsun her ay yaklaşık 20k artıdasın. Bunu değerlendir. İlk işin evden kaçmak olmasın. Çalışmaya başla. Yatırım yap. 2-3 sene bir düzen oturt. Göreceksin ailenle ilişkilerin düzelecek. Çektiğin videodan çok kırılgan ve derbeder olduğunu sezinledim. Bakarsan uzak yürürsen yakındır. Yürümeye bak. Uygun bir zamanda da cebinde para altında arabayla bir farklı bir ev açarsın kendine. Kasma. Hayırlı forummlar.
Böyle bir video çekmek büyük cesaret. Tebrik ederim. Ayrıca maddi sebeplerden ötürü özellikle Türkiye'de ama aynı zamanda Avrupada ve Amerikada da eskisine nazaran daha fazla sayıda bu sorunu yaşayan çok insan var.
Teşekkürler, evet bu sorun dünyaya kıyasla bizde çok daha ağır.
28 yaşında aile evinde yaşayan biri olarak şu an uzak şehirde mülakata girdim otelden yazıyorum. Ailem her ne kadar anlayışlı olsa da insan bağımsız olmak istiyor. Kendine ait bir yerde yaşamak dünyanın en iyi şeyi. Karışan eden yok fakat yalnız yaşamak bir süre sonra da koyuyor. Çok kötü bir çelişki. Ne yapılır bilmiyorum.
Benimde ailem birçok aileye göre çok anlayışlı ve destekleyici ancak dediğiniz gibi yine de zor. Çabalamaya devam. 💪
İnşallah hepimiz en iyi en hayırlı işlere ve kendi maddi özgürlüğümüze sahip oluruz
Umarım.
Bir bireyin 25 yaşında ailesiyle birlikte yaşamaya devam etmesi, salt zorunluluk değil, çoğunlukla bir tercihtir. Eğer kişi fiziksel ve zihinsel sağlığı yerindeyse, kendi hayatını inşa etme potansiyeline sahiptir. Türkiye gibi ekonomik zorlukların yaşandığı bir ülkede, asgari ücretle çalışmak ve bağımsız bir yaşam kurmak zor olsa da, tamamen imkânsız değildir. Buradaki temel sorun, bireyin ailesinin sunduğu konfor düzeyini arzulaması ve bu konfor alanından çıkmayı zor bulmasıdır. Ancak hayatı kurabilmek ve bireysel gelişimi sağlamak için daha düşük yaşam standartlarına razı gelmek, gerektiğinde birkaç arkadaşıyla ev paylaşmak ya da daha mütevazı koşullarda yaşamak gerekebilir.
Özgürlük, beraberinde sorumluluk da getirir. Bir birey, hem konfor alanını koruyup hem de kendi hayatını bağımsızca inşa etmeyi bekleyemez. Özgürlük, risk almayı ve belirsizliklerle yüzleşmeyi gerektirir. Kişinin bireysel gelişimi, bu riskleri alabilme cesaretiyle doğrudan ilişkilidir.
Carol Dweck’in gelişim odaklı zihin yapısı teorisine göre, birey zorluklarla karşılaştığında ve konfor alanından çıktığında gerçek öğrenme ve büyüme gerçekleşir.
Kısacası 25 yaşında hayata bir an önce başlamak gerekir. Bunları düşünürken bir anda bakarsın yaş 40 olmuş ve yapacağın birçok şeyi kaçırmışsın. Günde 3 iş yapan birçok arkadaşım oldu kendi hayatlarını sürdürebilmek için. Gerektiği yerde günde 3 saat uyudular ama hayatların özgür bir şekilde sürdürdüler. Yapılacak o kadar çok şey var ki sadece farkındalık...
Sonlara kadar chatgpt yazdı sanarak okudum.
Sen 5 iste çalış kardeş 3 iş az bence
O da var aslında, farklı bir açıdan bakmışsınız. Aile konfor alanıdır. Nolursa olsun benliğin hasar da görse yaşam fonksiyonlarının güvence altında olduğunu bilirsin. 23'de mezun oldum. 24'e kadar yol aradım. 25'ten 26'ya kadar "iş hayatına atılalım da" diyerek bana sunulduysa onu kabul ettim. Tecil bitince askere gittim geldim, 7-8 yaş küçük kardeşlerimizle askerlik yaptım. Döndüğünde yaş 27. Yine bir arayış. Farklı işlere, sektörlere gir çık. Derken ben de kendimi 28'imde tekrar memleketimde, aile evimdeki odamda buldum. 31'de evlenene kadar da orada çalıştım. Sonrasında İstanbul'dan bir teklif aldık ve kalktık geldik, hayattaki oryantasyon aslında tamamen konfor alanından uzaklaşınca başlıyor. Yaptığım işleri fiyatlandırma konusunda bile tamamen karşı tarafı memnun etme odaklı davranıyor, ve sonrasında hep nedenini bilmediğim hayal kırıklıkları yaşıyormuşum mesela. Çünkü düşünün, evde sürekli birileri beni memnun ediyor, hayatımdaki konforu da, potansiyel müşterimi de kaybetmek istemiyormuşum. Aslında hayatta kazandıran ilginç bir şey var. Geç öğrendim. Bir işi yapmaya hevesli olmaktan çok yapmamaya hevesli olabilmek lazım. Yoksa çoğumuz aslında çok değerli şeyler yapıp, kendi değerimizi konfor alışkanlıklarımız yüzünden sürekli düşürüyormuşuz. "Hayır" diyebilme özelliği evden uzaklaşmadan insana yüklenmiyor. İyi bir insan olarak gözükme kaygısına da gerek yok. Sosyal çevremiz hep değişecek zaten. Hayatta kalmanın yollarını aramak için dediğiniz şeyler şart.
Carol Dweck'in teorisinin ötesinde, net olarak ataerkil, hatta ağır sekülerlerinin dahi ataerkil, aktivisti ve feministinin bile ataerkil olduğu bir toplumda yaşıyoruz, o açıdan ülkemizde durum biraz farklı. Pazarda on tane teyze ucuz kumaşların olduğu bir pazarcının önünde bir şeyler seçerken, karşıdan bağıran domatesçinin "gel bayan, kilo 30 lira!" diyişine o ortamda "bayan değil kadın!" diyen bir feminist/aktivist'i o ortama kondurabiliyor musunuz? Kadınlarda konfor alanları dahi toplumsal cinsiyet rollerine bir şekilde yönlendiriyor. Nihayetinde evinden twitter'da günün yarısında huzursuz bir şekilde nefret kusan aktivist kadın da aile evinde, sosyal gerçeklikte yeri çok da fazla yok.
Bu yüzden bizim gibi ataerkil toplumlarda, erkek bireyler için yukarıda bahsettiğimiz kaygılar, konfor alanından çıkmadan büyüyememe gibi durumlar daha öncelikli konu başlıkları. Erkek bireyler büyümek zorunda, kadın eğer dilerse "bebişim" olarak kalabilir. Erkekten bahsederken de "erkek adam olmalı" denir. Cesaret, minimum gönül bağı, minimum duygusallık bugün kaygı yaşayan arkadaşların çıkış formülü bence.
ailemizin bize dogrudan konfor sunduğuna nasıl kani oldunuz? su anda işsiz olan birçok gencin ailesi de yoksul. yoksul diyorum çünkü zengin olsaydı çoktan iş bulmuştu. bu hikaye kent yoksullugunu sirtinda kambur gibi tasiyan ve taşra imkansizliklarinin otesinde ufku gormeye cabalayan gençlerin hikayesi. birçoğumuzun ailesinin evi bile yok, kirada yaşıyor. ailemizin bile yırtıp parcalayamadigi bir duvarın içinde hapisiz. yarınımız bile garanti değil. biz zaten suregelen bir mücadelenin icinde hayat kurmaya çalışıyoruz kendimize. rahatlığı tatsaydik hiç çabalamazdik.
Videoya bayıldım çok teşekkürler!
Rica ederim. :)
İşsiz biri olabilirsin ama muhteşem saçların var.
Çok güldüm, sağol. 🤣🤣
Öğrenmek ve paylaşmak, hayatın anlamı budur.
27 yaşındayım yaklaşık 7 yıl önce üniversiteden mezun oldum 1 yıl boyunca kpss’ye hazırlandım açıktan bir bölüm okudum ve kpss sonrası bir bölüm daha yazdım memleketimdeyim ama arkadaş vs yok zaten çoğu yaşıtım ya iş ya evlilik telaşlarında kendimi bazen umutsuz yorgun hissediyorum umarım 2025 bize kendi ayaklarımızın üzerinde durma ve birey olma şansı verir
Umarım öyle olur, umudum ve çabam bu yönde.
@ umarım
0:50 20 yaşında hala üniversiteye gidemeyip evde gördüğüm muamele bu şekilde gerçekten dua edin Ankara'yı tutturup evden bir an önce yok olayım
Umarım kazanırsın.
Yaşıtımın benzer şeyleri yaşaması ve bunları paylaşması, garip hissettirdi. Hedeflerimiz çok benziyor. İleride iyi olacağına eminim çünkü çoğu yaşıtımızın farkındalığı bu seviyede değil.
Söylediklerine katılıyorum ve yapmak istiyorum, konu bence toplumla ilgili toplum kendi çıkarına yarayacak bireyler bekliyor. Eğer toplumun çıkarlarına yanıt verebiliyorsak para kazanabiliyoruz ve sosyolojik sistem bizi bir şekilde ödüllendiriyor.
Esen kal dostum umarım hedeflerine ulaşırsın
Teşekkürler değerli yorumun için. ✨
18 yaşındayım evet diyeceksiniz yaşın daha genç ama bende bu durumu yaşıyorum babam emekli aylık 18 bin tl maaş alıyor geçimimizi zor karşılıyor benide bir işe verdiler okuldan mezun olduğum gibi YKS sınavında bir başarı elde edemedim bende evde boş durmamak asgari ücretli bir fabrikaya girdim iş çok zordu özellikle yapılan mobbing ve gereğinden fazla iş yüklemeleri ama ona rağmen sabrettim ailemin geçimini yapmak için ailem çok mutlu oluyordu özellikle babam bana kral gibi mualeme gösteriyordu ta ki 2024 yılının aralık ayına kadar fabrikada asgari ücrete zam gelecek diye işten çıkarıldık ve o işten çıkarılma dımdızlak ortada kalma hissi o kadar kötüydü ki kafayı yiyecektim ve işin en kötü tarafı ailemin bana olan tavrı değişti babam diyorki sen çalışmamışsın onlar asgariyi bahane etmiş çıkarmış gibi şeyler söylüyordı annem hep canım oğlum derdi bana artık benimle konuşmuyor bile akrabalarım sürekli babama: " Bu çocuk niye boş boş evde oturuyor bir iş bulsun" Gibi şeyler söylüyor artık kafayı yemek üzereyim bende ders çalışmaya başladım çok geç zamanda başladım ama hedefim MSÜ veya PMYO günde 6 saat ders çalışıyorum ama ailemden bir destek yok işten çıktığım için sigara alacak param bile yok o yüzden bıraktım hatta telefon faturası tahüttümü bile iptal edip öyle kullanıyorum şuan kapalı kutu gibiyim bu durum böylemi devam eder yoksa yüce rabbim bize bir çıkış kapısı nasip edermi diye düşünüyorum
Yaşadıklarını az çok anlayabiliyorum. Altı saat çok iyi bir çalışma süresi, lütfen bırakma. Umarım başarırsın.
@burhindirr teşekkür ederim abi bu süreç beni çok zorluyor mental olarak ama bugünün cefasını çekemezsek yarının sefasını süremeyiz malesef
Selam muhterem evlat.Ben 66 yaşındayım.Sana ata tavsiyesi.MEB'dan meslek sertifikası alırsan iyi olur.En az 2 lisan.Misal.İng.Alm.Meslek.Elektrik ve sıhhı tesisatçı sertifikası.Mobilya .CNC operatörü olabilir.Allah muvaffak eylesin.Tedbir-Tevekkül.Sabır-Gayret.Amin.Ya meslek.Ya da muteber üniversite mezuniyeti.Dünyadaki genç ve yeni nesil Allah yar ve yaveriniz olsun.
Teşekkürler tavsiyeleriniz için. 🙏
Yanlız değilsin değerli dostum. Yüz binlerce hatta milyonlarca insan olarak bu tarz süreci yaşıyoruz. Adam gibi bir iş bulmak imkansız ben 13 yaşımda başladım çalışmaya çalışan değilsin aslında kölesin insan gibi bir muamele görmek imkansız bu ülkede. Maalesef süreç bu umarım hepsimiz bu süreçten en az zararla çıkarız .
Umarım isteklerimiz yolunda güzel zamanlar yaşar ve inşa ederiz.
Allah yardımcımız olsun (28)
Benzer süreçlerden geçen biri olarak videonuz ve hayalleriniz beni de şevklendirdi. Umarım hayallerinizin peşinden koşmaya devam edersiniz ve umarım hayat size bu kapıları sonuna kadar açmaktan mahrum kalmaz😇
Bizler de arkadaş sayılabiliriz. Kendini yalnız hissetme.