Anlatımlarınızı severek takip ediyorum. Nedenleriyle niçinleriyle fikirlerinizi paylaşmanız kaliteyi ortaya koyuyor. Daha büyük bir kitleye ulaşmanızı diliyorum.
Bu keyifli video için teşekkürler ☺️ Bir Ada İcat Etmek’in dili sade olmasına rağmen duygusu bana fazlasıyla geçmişti. Sineklerin Tanrısını şuan okuyorum, filmi olduğunu bilmiyordum onu da izlemeyi planlıyorum. Benim mart ayı okumalarım ise şu şekildeydi; - Saatleri Ayarlama Enstitüsü / Ahmet Hamdi Tanpınar - Boş Dolaplar / Annie Ernaux - Tıkanma / Chuck Palahniuk - Bir Ada İcat Etmek / Alain Gillot - Martin Eden / Jack London - Önemi Yok / Agota Kristof - Aziz Bey Hadisesi / Ayfer Tunç
Merhabalar, yorum için teşekkür ederim. Bir Ada İcat Etmek kesinlikle sade bir dil olmasına rağmen bana da çok geçti. Sineklerin Tanrısı’nı ne alabildim, ne de okuyabildim, ne zamana kısmet bilmiyorum:) Mart ayını çok çok verimli geçirmişsiniz. Annie Ernaux ve Ayfer Tunç kesinlikle vazgeçilmezim. Martin Eden ise en sevdiğim romanlardan biri. Agota Kristof’un YKY’den çıkan 2 kitabını okudum, Can’dan çıkanları henüz alma ve okuma fırsatım olmadı ama çok merak ediyorum Önemi Yok nasıldı? Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ne ise hala kendimi hazır hissetmiyorum:) Tıkanma nasıldı, beğendiniz mi?
@@omerfarukkivrak Ne yazık ki sizin gibi seyahat dolu bir ay geçirmediğim için evde kitaplarla verimli bir ay oldu 😀 ‘Önemi Yok’ çok kısa öykülerden oluşan bir kitaptı, okuması keyifli birkaç öyküsü bulunuyordu. Benim Agota Kristof’tan okuduğum ilk kitaptı bu yüzden yazarı tanımam için yeterli gelmedi, diğer kitaplarına da şans vermek istiyorum. Chuck Palahniuk tarzını herkes sevmeyebiliyor, ama yeraltı edebiyatı seven biri olarak bana fena gelmedi.
@@BüşraBozçelik Agota Kristof’un Büyük Defter-Kanıt-Üçüncü Yalan kitabı efsane bir kitap. Ben yazarı o kitapla tanımıştım ve bayılmıştım, tavsiye ederim. “Yeraltı edebiyatı çok benlik değil” diyip o türde kitap okuduğumda da çoğunlukla beğeniyorum ilginç bir şekilde:) Ama çok hakim olduğum bir tür olduğunu söyleyemem. Siz de kitaplar arasında seyahat etmişsiniz, seyahatlerin en güzeli diyebiliriz:)
Anlatımlarınızı severek takip ediyorum. Nedenleriyle niçinleriyle fikirlerinizi paylaşmanız kaliteyi ortaya koyuyor. Daha büyük bir kitleye ulaşmanızı diliyorum.
Düşünceleriniz için çok çok teşekkür ederim🙋🏼♂️☺️ keyifli seyirler
🌹
🙂
çok,verimli,bir,ay,olmuş,teşekkürler(kelimelerin,arasına,virgül,koymak,zorunda,kaldım,çünkü,space,tuşu,çalışmıyor.:((
Yorum için teşekkür ederim:)
Bu keyifli video için teşekkürler ☺️ Bir Ada İcat Etmek’in dili sade olmasına rağmen duygusu bana fazlasıyla geçmişti. Sineklerin Tanrısını şuan okuyorum, filmi olduğunu bilmiyordum onu da izlemeyi planlıyorum. Benim mart ayı okumalarım ise şu şekildeydi;
- Saatleri Ayarlama Enstitüsü / Ahmet Hamdi Tanpınar
- Boş Dolaplar / Annie Ernaux
- Tıkanma / Chuck Palahniuk
- Bir Ada İcat Etmek / Alain Gillot
- Martin Eden / Jack London
- Önemi Yok / Agota Kristof
- Aziz Bey Hadisesi / Ayfer Tunç
Merhabalar, yorum için teşekkür ederim. Bir Ada İcat Etmek kesinlikle sade bir dil olmasına rağmen bana da çok geçti. Sineklerin Tanrısı’nı ne alabildim, ne de okuyabildim, ne zamana kısmet bilmiyorum:) Mart ayını çok çok verimli geçirmişsiniz. Annie Ernaux ve Ayfer Tunç kesinlikle vazgeçilmezim. Martin Eden ise en sevdiğim romanlardan biri. Agota Kristof’un YKY’den çıkan 2 kitabını okudum, Can’dan çıkanları henüz alma ve okuma fırsatım olmadı ama çok merak ediyorum Önemi Yok nasıldı? Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ne ise hala kendimi hazır hissetmiyorum:) Tıkanma nasıldı, beğendiniz mi?
@@omerfarukkivrak Ne yazık ki sizin gibi seyahat dolu bir ay geçirmediğim için evde kitaplarla verimli bir ay oldu 😀 ‘Önemi Yok’ çok kısa öykülerden oluşan bir kitaptı, okuması keyifli birkaç öyküsü bulunuyordu. Benim Agota Kristof’tan okuduğum ilk kitaptı bu yüzden yazarı tanımam için yeterli gelmedi, diğer kitaplarına da şans vermek istiyorum. Chuck Palahniuk tarzını herkes sevmeyebiliyor, ama yeraltı edebiyatı seven biri olarak bana fena gelmedi.
@@BüşraBozçelik Agota Kristof’un Büyük Defter-Kanıt-Üçüncü Yalan kitabı efsane bir kitap. Ben yazarı o kitapla tanımıştım ve bayılmıştım, tavsiye ederim. “Yeraltı edebiyatı çok benlik değil” diyip o türde kitap okuduğumda da çoğunlukla beğeniyorum ilginç bir şekilde:) Ama çok hakim olduğum bir tür olduğunu söyleyemem. Siz de kitaplar arasında seyahat etmişsiniz, seyahatlerin en güzeli diyebiliriz:)