"Yalnız şu beyit kaldı" derken hemen içim ürperme moduna geçiyor... Müşfik Bey'in sesi ve Orhan Veli'nin dizeleri... Başka bu kadar yakışan güzel bir ikili var mıdır? Etkilenmemek elde değil.
Süleyman Efendi burada sadece bir Süleyman efendi değil. Sensin, benim. Orhan Veli bu işte, anlayana tabii. Dudaklarının izi bile kalmadı matarasında, "Yazık oldu" Süleyman Efendiye.
Aynen söyledigin gibi ama aradaki fark eskiden ölen süleyman efendilerin arkasindan iyi veya kötü bir çift söz edilirdi arada bir anilirlardi. Biz öldügümüzde ise çocuklarimiz dahil 24 saate unutulacagiz arkamizdan bir tek söz bile edilmiyecek.
I Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allah´ın adını, Günahkar da sayılmazdı. Yazık oldu Süleyman Efendiye II Mesele falan değildi öyle, To be or not to be kendisi için; Bir akşam uyudu; Uyanmayıverdi. Aldılar, götürdüler. Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü. Duyarlarsa olduğunu alacaklılar Haklarını helal ederler elbet. Alacağına gelince... Alacağı yoktu zaten rahmetlinin. III Tüfeğini depoya koydular, Esvabını başkasına verdiler. Artık ne torbasında ekmek kırıntısı, Ne matarasında dudaklarının izi; Öyle bir rüzgar ki, Kendi gitti, İsmi bile kalmadı yadigar. Yalnız şu beyit kaldı, Kahve ocağında, el yaz işiyle: ´Ölüm Allah´ın emri, ´Ayrılık olmasaydı.´
Şair gelibolu/adilhan köyünde askerlik yapmış. Koru dağları tarafında eski bir jandarma karakolu varmış. Ne vakit gitsem koru dağlarına aklıma şair gelir.
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allah'ın adını, Günahkâr da sayılmazdı. Yazık oldu Süleyman Efendi’ye. Mesele falan değildi öyle, To be or not to be kendisi için; Bir akşam uyudu; Uyanmayıverdi. Aldılar, götürdüler. Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü. Duysalar öldüğünü alacaklılar Haklarını helal ederler elbet. Alacağına gelince... Alacağı yoktu zaten rahmetlinin. Tüfeğini depoya koydular, Esvabını başkasına verdiler. Artık ne torbasında ekmek kırıntısı, Ne matarasında dudaklarının izi; Öyle bir rüzgar ki, Kendi gitti, İsmi bile kalmadı yadigâr. Yalnız şu beyit kaldı, Kahve ocağında, el yazısıyla: "Ölüm Allah'ın emri, "Ayrılık olmasaydı." Orhan Veli Kanık
Ustanın sesinden ve ustanın kaleminden.... Sultan Süleyman ve sokaktaki Süleymanın ölümü bile bu kadar farklı. Peki neden ? Neden Sultan Süleyman ölünce mersiyeler düzülüyor , ağıtlar yakılıyor da depocu Süleyman öldüğünde "Uyuyor ve bir daha uyanmayıveriyor. Alıyorlar , götürüyorlar, yıkıyor ve gömüyorlar ?" Sanat ruhumuza iyi geldiği için dinleyeceğiz , okuyacağız elbet. Ancak düşünmeden , sorgulamadan, satıraralarını doldurmadan anlayamayız sanatçıyı.Buradan hareketle neden şiirin adı "Depocu Süleyman'ın Mezar Taşı" değil de "Kitabe-i Seng;-i Mezâr" olduğunu anlamak bir meziyet olmasagerek.
Yılda 1 gün 1 saat de olsa ya da 1 dakika da olsa ölülerimizi görebilseydik ya.. Babam, sen hep benim kalbimdesin hem de öyle bir eksiklik bıraktın ki bu ölene kadar hep kalbimi sızlatacak. Can içim
Sanki yazık oldu selim ışığa-bilmeyenler için soyadını ekledim belki araştırıp anlarlar-dermiş gibi geliyor her ne kadar anlatılan Süleyman efendiye benzemese de
Orhan Veli, Sait Faik, Oguz Atay yalniz, basit insanlarin sesi hepsi. Tutunamayanlariz, Suleyman Efendiyiz, bir balikciyiz kimi zaman ama hep zenginlerin kolesiyiz. Buyuk sair Orhan Veli gecti bu dinyadan
"Bir akşam uyudu ve uyanmayıverdi." Bu kadar basit. Halbuki padişah ve ünlü kişilerin ölümü abartılarak süsletilir. Mesela Sultan Süleyman'ın (Kanuni Mersiyesi) ölümü.
O son "ayrılık olmasaydı" mısrasında Süleyman efendinin arkasında bıraktığı yakınlarına değiniliyor. Şiirin bundan önceki kısmında onlardan hiç bahsedilmemisti, alacaklıların ve Süleyman efendinin bahsi geçmişti sadece. Ama asıl önemli olan nokta şu ki önceki kıtalarda Süleyman efendinin ölümü bir nevi mekanik bir şekilde anlatılmış. "Yıkandı", "namazı kılındı" gibi basit eylemler bunu gösteriyor. Asker olduğu için de ölümü alelade bir şekilde anlatılmış. Kıyafetleri başka bir askere verilmiş vesaire ve kendisinden geriye bir iz kalmamış artık, diğer askerler gibi unutulmuş. Ama işte Orhan Veli o son mısrada göz ardı edilen şeyi, arkasında bıraktıklarına vurgu yapıyor. Süleyman efendinin kıyafeti vesaire başkasına verilmiş olabilir, izi silinmiş olabilir ama yakınları için durum oyle değil. Asker olduğu için ölüme hazır (Ölüm Allah'ın emri) ama sevdiklerini bırakmasından ötürü üzgün (ayrılık olmasaydı).
@@denizyalcn4759 Berna Moran, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri isimli kitabının bir sayfasında bunu tahlil ediyordu, oradan hatırladığım kadarını yazdım.
"Yalnız şu beyit kaldı" derken hemen içim ürperme moduna geçiyor... Müşfik Bey'in sesi ve Orhan Veli'nin dizeleri... Başka bu kadar yakışan güzel bir ikili var mıdır? Etkilenmemek elde değil.
Süleyman Efendi burada sadece bir Süleyman efendi değil. Sensin, benim. Orhan Veli bu işte, anlayana tabii. Dudaklarının izi bile kalmadı matarasında, "Yazık oldu" Süleyman Efendiye.
Aynen söyledigin gibi ama aradaki fark eskiden ölen süleyman efendilerin arkasindan iyi veya kötü bir çift söz edilirdi arada bir anilirlardi.
Biz öldügümüzde ise çocuklarimiz dahil 24 saate unutulacagiz arkamizdan bir tek söz bile edilmiyecek.
Devrim niteliğinde bir şiir, çok erken gittin be orhan abi :(
I
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah´ın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendiye
II
Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa olduğunu alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
III
Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzgar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigar.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yaz işiyle:
´Ölüm Allah´ın emri,
´Ayrılık olmasaydı.´
el yazısıyla*
To be or not to be kendisi için; dasdasdasdsadsadassadsadsaadfsfsdd
@@yavuza10 evet ben de şaşırdım ama öyle jaisbswjansnaj😂
duysalar öldüğünü olacak
Abi bu topraklarda yaşadığım için Allah a şükrediyorum sorunlarımız olsa da
Ah Orhan Veli... Ne büyük şairin. Allah rahmet eylesin.
bu dünyadan Orhan Veli geçti
Ölüm de Allah ın emriydi
Ayrılık olmasaydı
Ölüm Allah’ın emri,
Ayrılık olmasaydı
Şair gelibolu/adilhan köyünde askerlik yapmış. Koru dağları tarafında eski bir jandarma karakolu varmış. Ne vakit gitsem koru dağlarına aklıma şair gelir.
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkâr da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.
Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duysalar öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzgar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
"Ölüm Allah'ın emri,
"Ayrılık olmasaydı."
Orhan Veli Kanık
Tüyler saygı duruşunda
Şiir çok güzel, Müşfik Kenter’de hakkını vermiş
Ustanın sesinden ve ustanın kaleminden.... Sultan Süleyman ve sokaktaki Süleymanın ölümü bile bu kadar farklı. Peki neden ?
Neden Sultan Süleyman ölünce mersiyeler düzülüyor , ağıtlar yakılıyor da depocu Süleyman öldüğünde "Uyuyor ve bir daha uyanmayıveriyor. Alıyorlar , götürüyorlar, yıkıyor ve gömüyorlar ?" Sanat ruhumuza iyi geldiği için dinleyeceğiz , okuyacağız elbet. Ancak düşünmeden , sorgulamadan, satıraralarını doldurmadan anlayamayız sanatçıyı.Buradan hareketle neden şiirin adı "Depocu Süleyman'ın Mezar Taşı" değil de "Kitabe-i Seng;-i Mezâr" olduğunu anlamak bir meziyet olmasagerek.
ah orhan abi sen ne güzel ruhlu insanmıssın
Çirkin yaratıldığına deyince aklıma kendim geldim nedense
Beğenmeyen 6 kişi içimde acıdır herdaim Rabbim onlara da uyanmayı nasip etsin ne diyeyim
Bence izleyipte tepki vermeyenler ölü.
Yılda 1 gün 1 saat de olsa ya da 1 dakika da olsa ölülerimizi görebilseydik ya.. Babam, sen hep benim kalbimdesin hem de öyle bir eksiklik bıraktın ki bu ölene kadar hep kalbimi sızlatacak. Can içim
Seni tanımıyorum ancak üzüldüm, basın sağolsun
Aynı acıyı sanki ben yazmışım gibi😢
Tüyler diken diken
Kim ölse aklıma bu şiir gelir.
Sanki yazık oldu selim ışığa-bilmeyenler için soyadını ekledim belki araştırıp anlarlar-dermiş gibi geliyor her ne kadar anlatılan Süleyman efendiye benzemese de
Çok güzel be
Orhan Veli, Sait Faik, Oguz Atay yalniz, basit insanlarin sesi hepsi. Tutunamayanlariz, Suleyman Efendiyiz, bir balikciyiz kimi zaman ama hep zenginlerin kolesiyiz. Buyuk sair Orhan Veli gecti bu dinyadan
Ölüm Allqhın emri, Ayrılık olmasaydı ...
şiir, sadece kanuni süleymana degil süleyman efendilere de yazılır
Aynen aynen aynen öyle 👍
Hepimiz aslında Süleyman efendiyiz :)
Beğenmeyen 7 kişi Beş Hececiler:D
Beş hececi olmaz . 2.Yeni demek daha doğru 😊
@@noname.rose0 belki de yedi meşaleciler olabilir
Ya da mavi
2.yeni desek daha doğru olurdu
Kendi gitti adı bile kalmadı yadigâr
Şiiri daha da güzelleştiren müşfik Kenter başka birinden dinleseniz bu kadar etki etmez
"Bir akşam uyudu ve uyanmayıverdi." Bu kadar basit. Halbuki padişah ve ünlü kişilerin ölümü abartılarak süsletilir. Mesela Sultan Süleyman'ın (Kanuni Mersiyesi) ölümü.
Maşallah
Selamlar agalar -efa'tih
Vay kele yazzık Süleyman efendiye 🥲
Orhan Veli😷🌹
Herhalde bi şiir daha güzel, topluma nakledilemez..."öyle bir rüüzzggaar ki..." diyo ya hoca..
Orda bütün ucuz türk dizileri bitiyo!!
eskiden
✔️
Ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasaydı derken ne demek istemiş arkadaşlar açıklayabilir misiniz çok güzel şiir bu arada
O son "ayrılık olmasaydı" mısrasında Süleyman efendinin arkasında bıraktığı yakınlarına değiniliyor. Şiirin bundan önceki kısmında onlardan hiç bahsedilmemisti, alacaklıların ve Süleyman efendinin bahsi geçmişti sadece. Ama asıl önemli olan nokta şu ki önceki kıtalarda Süleyman efendinin ölümü bir nevi mekanik bir şekilde anlatılmış. "Yıkandı", "namazı kılındı" gibi basit eylemler bunu gösteriyor. Asker olduğu için de ölümü alelade bir şekilde anlatılmış. Kıyafetleri başka bir askere verilmiş vesaire ve kendisinden geriye bir iz kalmamış artık, diğer askerler gibi unutulmuş. Ama işte Orhan Veli o son mısrada göz ardı edilen şeyi, arkasında bıraktıklarına vurgu yapıyor. Süleyman efendinin kıyafeti vesaire başkasına verilmiş olabilir, izi silinmiş olabilir ama yakınları için durum oyle değil. Asker olduğu için ölüme hazır (Ölüm Allah'ın emri) ama sevdiklerini bırakmasından ötürü üzgün (ayrılık olmasaydı).
@@hokkabaz3773 nerede okudunuz? eğer kaynak belirtirseniz ben de okumak isterim.
@@denizyalcn4759 Berna Moran, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri isimli kitabının bir sayfasında bunu tahlil ediyordu, oradan hatırladığım kadarını yazdım.
@@hokkabaz3773 çokk teşekkürler
@@hokkabaz3773 kitabı almanın sebebini söyler misin kardeşim ?
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
Ne kadar anlamalı bi eser