ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 17 ต.ค. 2024
- İlk olarak Ashab-ı Kehf’in maceralarından bahseden Kehf suresinin 294. Sayfasını ele alalım. Yedi uyurlar olarak da ifade edilen Ashab-ı kehf İsa aleyhisselam’ın getirdiği dine iman etmiş yedi genç idi. Roma İmparatorluğunun şerrinden kaçarak bir mağaraya sığınmışlardı. Öldükten sonra dirilmeye bir delil olarak onlar Cenab-ı Hakk tarafından tam 300 sene mağarada uyutuldular. Uyandıkları zaman üzerlerindeki garipliği fark ederek kendi aralarında konuşmaya başladılar. “Kâle kâilüm minhüm kem lebistüm” İçlerinden biri “Burada ne kadar kaldınız?” diye sordu. “Kâlû lebisnâ yevmen ev ba’za yevm” bu soruya diğerleri, “bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık” diye cevap verdiler. İçlerinden bir kısmı da “rabbüküm a’lemü bimâ lebistüm… ilâ âhirihî“ diye cevap verdi. Yani “ne kadar kaldığınızı en iyi Rabbiniz bilir.”
Sonraki ayetlerde konu devam ediyor. Karşı sayfanın aynı satırına geldiğimizde buradaki ayetle Allah Teala’nın onların bu sorularına cevap verdiğini görüyoruz. “Velebisû fî kehfihim…” diye devam eden ayette Rabbimiz “onlar mağaralarında 300 sene kaldılar ve dokuz senede ilave ettiler” diye buyuruyor. Yani satırı dümdüz okusak bile anlam bozulmuyor. “Burada ne kadar kaldığınızı en iyi Rabbiniz bilir”, sonraki sayfanın aynı satırında ise “Onlar mağaralarında üç yüz sene kaldılar ve dokuz sene de ilave ettiler.” Harika!
Bir insan uyandığında ne kadar uyuduğunu net olarak söyleyebilir mi arkadaşlar? Mesela uykudan uyandınız; “ben 5 saat 22 dakika uyudum” diye uyuduğunuz vakti kesin bir şekilde söyleyebilir misiniz? Mümkün değil! Zaten eğer bu mümkün olsaydı saate ve takvime gerek olmazdı. Çünkü uykuda ne kadar vakit geçirdiğini bilen birisi haliyle uyanıkken de geçen zamanın ne kadar olduğunu her zaman bilebilirdi. Böyle bir durumda da zaten saate gerek olmazdı. Ama böyle bir durum söz konusu değildir. İşte ashab-ı kehfin içlerinden birisi de bu duruma işaret ederek “burada ne kadar kaldığınızı en iyi Rabbiniz bilir” demişti ya! İşte Kur’an-ı Kerim o kişiyi, 295. Sayfanın aynı satırının hemen başındaki “raşedâ” kelimesiyle vasıflandırıyor. Yani, “o, aklı başında, reşid, olgun birisiydi” diye ifade ediyor.
Ashab-ı Kehfin bir de köpeği var sevgili arkadaşlar. Çok meşhur. İsmini de çoğunuz bilirsiniz; kıtmir. Ama bu isim Kur’an-ı Kerim’de geçmez. Sayfa 294’ün yedinci satırının sonunda sadece “kelbühüm” “onların köpeği” olarak zikredilir.
Kur’an’da kıtmir kelimesi sadece bir yerde geçer o da tam kehf suresinden 140 sayfa sonra sayfa 435’te; ama köpeğin ismi olarak değil. Hurmayı yediğimiz zaman hani içinden bir çekirdek çıkar, çekirdeğin de üzerinde incecik bir zar vardır ya. işte arapçada o çekirdeğin üzerindeki incecik zarın adıdır kıtmir. Kıtmir kelimesinin içinde geçtiği ayet-i kerimede de Rabbimiz inançsızlara meydan okuyarak “Allah’tan başka kendinize rab edindiğiniz batıl ilahlarınız bir hurmanın çekirdeğinin zarına bile sahip olamazlar, nerede kaldı ki Rab olabilsinler” diye mealen buyurmaktadır.
Ama… aynı zamanda bize tevafuk diliyle ashab-ı kehfin köpeğinin ismini de bildirmektedir.
Aradaki 140 sayfayı çıkardığımızı düşündüğümüzde sayfayı kapatınca “kelbühüm” ve “kıtmir” kelimelerinin üst üste geldiğini görürüz. Yani “onların köpeği”; “kıtmir”. Barekallah!
Yine başka bir ifadeyle kelbühüm kelimesinin üstünden toplu iğne ile sayfaları deldiğimizi düşündüğümüzde 140 sayfa sonra iğne tam kıtmir kelimesinin üstüne gelmektedir.
Son derece sıra dışı bir durum! Kıtmir kelimesi Kur’an’da sadece bir yerde geçsin, tamamen farklı bir manayı ifade ediyor olsun, 140 sayfa sonra başka bir surede zikrediliyor olsun; ama tam da “onların köpeği” kelimesinin üstüne denk gelecek şekilde konumlanmış olsun! Bu, hiç kör atışına benzemiyor sevgili arkadaşlar. Karşılıklı iki sayfada da yani 294 ve 435. Sayfaları kastediyorum kompozisyon cihetiyle ne kadar güzel bir homojenlik olduğunu da görüyorsunuz. Her şeyden de önemlisi bu özellik Kur’an yazıldıktan epey zaman sonra fark ediliyor.
Kıtmir kelimesi 435. sayfa içinde mevcut olan on beş satırın başka herhangi bir satırında olamaz mıydı? Pekala olabilirdi. Haydi diyelim ki hasbelkader şu anda bulunduğu 7. Satıra denk geldi; o satırın başka bir yerinde olamaz mıydı? Ortasında, son tarafında gibi mesela… Elbette olabilirdi. Ama olmamış. Tam satır başında durmuş ve tevafukun diliyle bize köpeğin ismini bildirmiş. Kör atışına benzemiyordan kastım bu arkadaşlar!
![Hayat Yükünden Yorulan Psikolojini Böyle Düzelt - [ 27. Pencere ] - Tesirsiz Sebepler Penceresi](http://i.ytimg.com/vi/Z0jT1XsVWis/mqdefault.jpg)
Maşeallah. Barekallah. Yeni keşifleri heyecanla bekliyoruz.
Amin ecmain hocam Allah razı olsun 🇵🇸🇹🇷
👍MAŞAALLAH BAREK ALLAH RAZI OLSUN HOCAM. 🤲
Rabbim razı olsun hocam, takipçiyiz.
Rabbim ebeden razı olsun Hocam
Allah razı olsun hocam
Âmin Âmin binlerle Âmin Ecmain.
Her bir kelimesi , her bir harfi , hatta her bir noktası bile mucize olan Kur ân - ı Kerîm 'in günümüzde gözle görülebilen mucizeliğine işaret eden , izah eden hocamızdan Allah razı olsun.
Diyarbakır'dan selamlar ❤
Allah razı olsun
Maşallah hocam çok güzel anlatmışsınız
Allah razı olsun hocam bizleri aydınlatın için
HARİKA 👏🏻👏🏻👏🏻
RABBİM RAZI OLSUN HOCAM SAĞOLUNUZ 🤲🕋🌹🌹
Maşallah hocam
وصلی الله علی سیدنامحمدوعلی اله وصحبه وسلم
❤❤❤
🌹
RABBİM razı olsun Hocam 🤲
ألحمدلله
ماشاﺀالله
Nereye Olursa Olsun Ordan Uzak Sen Nerde İstersen Kalırız Sen Seçmessen Ben Seçerim Valla Doğru Söylüyorum
Âmin Âmin binlerce Âmin
Barekallah
Bismilahirrahmanirrahim Rabbena atına min ledünke rahmeten ve heyyi lena min emrina Raşeda. Amin
Selam olsun Ashabı Kehf.. Onların duası
یامعین
م
ی
Evet, hiç kör atışına benzemiyor 😂
اوت
امین
ا
RABBİM razı olsun Hocam 🤲
ن