Namazın İçindeki Şartlar ve Kıyam | Şerafeddin Kalay (34. Ders)

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 4 ธ.ค. 2024

ความคิดเห็น • 12

  • @tuba1987
    @tuba1987 3 ปีที่แล้ว +1

    Allah razı olsun hocam🌿

  • @AKVARYUMUN_ADAMI
    @AKVARYUMUN_ADAMI หลายเดือนก่อน

    Allah razı olsun

  • @aysegul6397
    @aysegul6397 2 ปีที่แล้ว

    Allah razı olsun hocam

  • @seheryldz9321
    @seheryldz9321 2 ปีที่แล้ว

    🌹

  • @daisyy.0046
    @daisyy.0046 3 ปีที่แล้ว +2

    34. Ders -Namazın İçindeki Şartlar ve Kıyam-
    -namazın rükünlerini sıralayacağız. ilki, iftitah tekbiridir. diğer adı, tekbiri tahrîmdir.
    fıkıhtaki asıl ismi budur.
    ikincisi, kıyam.
    üçüncüsü, kıraat.
    dördüncüsü rükû.
    beşincisi, secde.
    altıncısı, kâdei âhîradır. kâde, oturuş demek. âhîra, son demek. yani son otutuş
    demek. birinci oturuş veya ikinci oturuş ifadesini kulkanmıyoruz çünkü sabah
    namazında bir oturuş var, o farz. öğle namazında iki oturuş var, ikincisi farz. akşam
    namazında iki oturuş var, ikincisi farz. onun için kâdei ahîra, son oturuş ifadesini
    kullanıyoruz.
    -iftitah tekbirinden başlayalım. allahu ekber, demektir. bu surada eller kalkar.
    hanefilere göre erkeklerde, baş parmaklar kulak hizasına kadar kalkar. bu şekilde
    iftitah tekbiri getirilir. şafiilerde ise eller, omuz hizasına kadar kaldırılarak iftitah tekbiri
    getirilir. bizde bayanlarda omuz hizasına kadar el kaldırırlar. üzerinde ittifak edilen
    siğgası da allahu ekber denilmesidir. böykece namaza başlanılmış olur. bu tekbiri
    namazın içinden mi dışından mı diye sayanlar vardır. "namazın dışındadır. tekbir
    getirildikten sonra namaza girilir." diyenler, allahu ekber demeden önce kaldırılmasını,
    kaldırıldıktan sonra allahu ekber denilmesini tavsiye ediyorlar. namazın içinde
    olduğunu söyleyenler de tekbir için kaldırılan eller, bağlanmak için indirilirken allahu
    ekber denilmesini tavsiye ederler. namazın içindendir diyenlerin tavsiyesi daha gönül
    ısıtıcıdır. ekseri ilim ehli, namazın içinden saymışlardır.
    tekbirimizi getirdik. getirdiğimşz andan itibaren, namazın yasakları çerçevesine girmiş
    oluruz. hacc'da ihrama girikir mesela. niyet edip telbiye getirenler bir yasaklar
    çerçevesine girerler. bu çerçeve, ibadetin ruhuna uygun bir çerçevedir. yasak olsun
    dite değil, ibadetle uyum göstersin ve sıradan bir yerde olunmadığı, ibadetle iç içe
    olunduğu anlaşılsın, buna göre gönül hûşû kazansın, öyke hareket edilsin diyedir. nasıl
    koku sürünmek, tıraş olmak vb. caiz değilse, orucun yasakları kendine uygundur,
    namazın yasakları kendine uygundur. allahu ekber deyip el bağladıpınız an, artık
    konuşamazsınız, gülüp oynayamazsınız, namaza uyan şeyleri yapacaksınız demektir.
    bu gereklerden bir taanesi; şafiiler, hanbeliler ve hanefilerde ortak olan sünnet, elin
    bağlanmasıdır. sahih hadis vardır. el bağlanırken sağ elin, sol elin üzerinde olması
    gerektiğini anlatan hadisi şerif de vardır. 'sağ elini, sol elinin üzerine koydu.' diye de
    hadis vardır. buna dayanarak, el bağlamak sünnetten kabul edilir. imam malik
    rahimehullah, medineli'nin ameline dayanarak, el bağlamanın sünnet olmadığı
    kanaatindedir. el bağlamayan bir malikiler bir de şiiler vardır. malikilerşn sebebi,
    medineli'nin amelidir ama şiilerin sebebi, ehli sünnete muhalif olmaktır.
    iki türlü hadis var dedim dikkat ederseniz; eli üstü üste koyma, el bağlama. son devir
    kaynaklarında, iki yolu birleştireblere de işaret ediliyor. iki yolu birleştirmek, hem
    bağlama hem de koymayı gerçekleştirmek demektir. iki sünnete de uyulmuş olur,
    diyorlar. bu doğru. buna muhalif olan ilim ehli de var. evet, bu şekilde iki sünnet de
    gerçekleşir ama rasulullah aleyhisselam'ın böyle yaptığına dair hiçbir haber yok,
    diyorlar. o zaman ya kıyma şeklini ya da bağlama şeklini tercih etmek, rasulullah
    aleyhissrlam'ın fiilen yaptığı bir şeyi tercih etmektir, diyorlar. bu daha mâkule benziyor.
    şimdi elimizi bağladık ya da üst üste koyduk. peki bu eller vücudun neresinden
    duracak? nerede bağlanacak? bununla ilgili iki hadis geliyor. gelen rivayetler çok
    güçlü değiller. her ne kadar göğüse bağlamayla ilgili gelen rivayeti ibni hâcer
    merhum daha güçlü görüyor ise de hocası olan ve kolay kokay da verdiği hüküm
    sekmeyen, titiz ve tarafsız olan iman zeylaî, bu hadislerin ikisinin de güçlü olmadığını
    söylüyor. dolayısıyla direkt hadis yerine şöyke bir delil getiriyorlar; elinizş bağladığınız
    zaman, elinizi kendi hâline bırakın, nerede duruyorsa orası olsa gerektir diyorlar. o da
    göbek altında duruyor. arkasından bakıyoruz ki diyorlar, namazın hûşûsuna da bu
    uygun. devam ediyorlar; ali radıyallahu anh'tan gelen ve mürsel (rasulullah
    aleyhisselam'dan kimin duyduğu net olmayan hadistir) olan hadiste de bunu teyid
    eden bir rivayet var; el el üstünde göbek altında bağlamak sünnettendir, diye hadis
    var. güçlü değildir ama bağlama var, sağ elin sol elin üstünde olacağı var.
    bağlamadaki o üslubu tasdik edici ve destekleyicidir. dolayısıyla amel ediliyor. bizim
    kaynaklarımızda, el elin üstünde bağlamak sünnettir ama göbekte durma,
    müstehaptır veya menduptur şeklinde geliyor. bu rivayey sebebiyle. imam şafii'ye
    göre ise göğüste bağlamak daha güçlüdür. şafiiler genelde göğüs üstünde
    bağlarlar. hanımlar için şafiiler ve hanefiler arasında bir fark yok. selefi meyilli
    kardeşlerimiz genellikle, erkeklerle fark yoktur, diyorlar. ama dört mezhebin dördünde
    de kadınların ester olanı tercih etmeleri daha doğrudur. sahabelerden de bu konuya
    ayrıca vurgu yapanlar vardır.
    günümüzde bir insan elini bağlamıyorsa ve bunu maliki olarak yapıyorsa, bir şeyi
    söylemekte fayda var. bir insan elini bağlamasa, namazı bütün imamlara gmre
    sahihtir. sünnet elbette kıymetlidir ama namazkn sıhhatıne tesir etmez. göbek altı
    bağlamada da göğsünde bağladı, sünneti yerine getirmiştir. belki de daha faziletli
    olanı yerine getirmemiştir. dolayısıyla hoş karşılanmalıdır. ancak bir sıkıntı var; bunu
    farklı görüneyim, belli bir grubu temsil edeyim, başkalarından daha bilgili olduğumu
    göstereyim, birisi beni ikaz ederse şöyle şöyle diyeyim diye yapıyorsa, bu doğru bir
    tavır değildir. normal tavır, mü'minlerin aktığı mecrada akmayı başarmaktır. ana
    nehirden kopmamayı başarmaktır. bulanık akmalardan uzak olarak, berrak ve gürül
    gürül akmayı başarmaktır. "kim mü'minlerin seçtiği yoldan başka bir yol seçerse"
    anlayışıyla mücadele etmelidir her mü'min. düşünmemiz gereken çizgi şudur; ecdad
    yıllarca böyle yapmış veya imam şafii, imam ebu hanife böyke demiş. acaba neden
    demiş? bu işin aslında bir şey olmasa böyle demezlerdi. işin altyapısını öğreneceğiz
    ve bilerek yapacağız. çevremizdeki insanları da biz evvelden böyle yapıyoruz ama
    işin aslı buymuş, o yğzden öyle yapıyormuşuz, diye bilinçlendireceğiz. onlar da artık
    davranışlarını şuurla yapacaklar. hayır budur, inad etmek değildir. birbirimizden
    ayrılmanın değil, birbirimizle bütünleşmenin azmi, gayreti ve şevki içinde olmamız
    gerekir. "kim ana cemaatten ayrılırsa, nâra (ateşe) doğru ayrılır." var. "kim mü'minlerin
    seçtiği yoldan başka bir yol seçerse..." ayeti var. daha nice örnekler verilebilir.
    bilmese bile, ayeti kerimeleri doğru düzgün okuyamasa bile, camiye gelen köylümüz,
    büyüğümüz, küçüğümüz, bizim parçamızdır. gerekirse, "amca ben okuyayım bir dinle
    de eksiğim varsa söyle." diyeceğiz. kırmadan, incitmeden, öğretmenin yolunu
    bulacağız, büyüklük taslamanın değil.

    • @daisyy.0046
      @daisyy.0046 3 ปีที่แล้ว +1

      -elimizi bağladık. arkasından subhaneke duasını okuyoruz. bu sünnettir. bunda bir de
      "ve celle senâuk" var. ve celle senauk rivayeti zayıftır. ancak bu lafız, hem kur'an
      lafzına hem de namazın genel yapısındaki elfaza uyumludur ve namaza zarar
      vermeyecek yapıya sahiptir. bu yüzden ilim ehli; ve celle senauk bölümünü
      söylemeyen insan ikaz edilmez, söyleyen insana da "niçin söylüyorsun?" denilmez,
      diyor.
      cenaze namazındaki ve celle senauk nereden geliyor, ben bilmiyorum. cenazeyle
      hiçbir bağlantısı yoktur. cenaze namazında okunur da normal namazda okunmaz
      diye hiçbir bilgi yoktur.
      subhanekeyi okuduk. ferdi namaz kılarken, arkasından "euzu billahi min'eş şeytani'r
      racîm" diyoruz. çünkü arkasından kur'an okuyacağız. "kur'an okuyacağın zaman
      lanetlenmiş şeytandan allah'a sığınarak oku." diye emir var. arkasından
      "bismillahirrahmanirrahîm" diyoruz. burada ihtilaf var. biz besmeleyi kıraate
      başlayacağımız için mi söylüyoruz, yoksa o besmele, fatiha suresi'nin 1. ayeti, fatiha
      suresi'ni okumaya mı başlıyoruz? hadisi lerif var, "besmeleyle ve hamd ile başlamayan
      her iş noksandır." diye. bunun bir gereği olarak mı besmele getiriyoruz veya surelerin
      başında olduğu için mi veyahut da fatiha suresi'nin ilk ayeti diye mi? şu anda
      elimizdeki mushaflarda, besmeleyi 1. ayet olarak gösterir. bu, imam şafii'nin
      kanaatidir. ona göre besmele, hem fatiha'nın hem de başında bulunduğu her
      surenin 1. ayetidir. imam malik ve imam ahmed'e göre öyle değildir. onkara göre
      imam şafii, 113 ayet daha fazla söylemektedir. kur'an'daki ayet sayısk da bazen bu
      sebeple bazen de duraklar sebebiyle değişiyor. bu değişmenin sebebi budur.
      kur'an'da 114 tane besmele vardır. 113 tanesi sure başında, bir tanesi de neml
      اِّن هُ ِّم ْن يْ ٰم َن " .içindedir nin'suresi
      َواِّن هُ بِّ ْسِّم هللاِّ ال ر ْح ٰم ِّن ال ر۪حيِّ م/ َ
      لُس mektup süleyman'dan gelmekte,
      rahman ve rahîm olan allah'ın adıyla başlamaktadır." şeklindedir. besmelenin,
      kur'an'dan olduğuna dair ittifak var. surelerin başındaki ayet mi drğil mi ihtilaf var.
      imam şafii diyor ki; kur'an cem edilirken sahabeler arasında bir karar alınmıştır. zeyd
      ibni sabit radıyallahu anh, dünya kadar sahabeyle istişare etmiştir. bu alınan
      kararlardan bir tanesi de kur'an'dan olmayan hiçbir şeyi kur'n'a yazmamaktır. hizb,
      cüz, secde ayeti, mekki veya medeni sure vs. gibi bilgiler yoktur. bu besmelelerin
      hepsi, o günden bugüne kadar kur'n'da var. o zaman bu besmeleler, o surelerin 1.
      ayetiydi sahabe böyle karar verdi ve böyle hazırladı. imam şafii rahimehullah'ın delili
      budur. aynı zamanda bu, hanefilerin de delilidir. hanefikere göre; başında
      buludnuğu surelerin 1. ayeti değildir ama her biri müstakil ayettir. yeni bir surenin
      başladığını bildiren ayettir. hanefiler bu görüşte. imam şafii'nin bir kanaati de ittifakla
      fatiha suresi 7 ayettir. ebu hanife'ye göre de 7 ayettir ama besmelede değil, ط َرا َصِّ
      ۪ذي َن
      اَنْعَ ال ْم َت
      ِّهْم
      ِّر َيْ
      َعل
      ُضو ِّب َغيْ
      َمغْ
      ْ
      ِّهْم ال
      َو ن َل َعلَيْ
      ۪ ي
      ال
      َٓض الَ bölümünde yani ğayril mağdu bi aleyhim'de bir
      ayet vardır. bir de "kur'an'ı kerim'de 30 ayetlik bir sure var ki fazileti şudur şudur." diye
      söylenilen sure, mülk suresi'dir. o surenin ayetinin 30 olduğunda ittifak vardır. rasulullah
      aleyhisselam, ayetin rsayısını söylüyor. hanefiler; eğer besmeleyi de sayacak olsak, 31
      ediyor, diyor. abdullah ibni mesud radıyallahu anh'tan gelen bir rivayette; "biz kevser
      suresi'nde besmele bize gelinceue kadar ve surelerin arasına belli eden bilgi
      gelinceye kadar, surelerin nerede başlayıp nerede bittiğini anlamakta zorluk
      çekiyorduk." diyor. her surenin 1. ayeti olup olmaması ayrı bir öenm taşıyor, fatiha
      suresi'nin ilk ayeti olup olmaması ayrı bir öenm taşıyor. çünkü imam şafii, imam malik,
      imam ahmed'e göre de fatiha namazın rüknüdür, fatiha okumayanın namazı yoktur.
      besmele, fatiha'dan bir ayet ise o ayeti okuyamanın da namazı yoktur. kur'an daha
      sonraki yıllarda çoğaltılırken, fatiha'nın ilk ayetine 1. ayet denmiştir. bu nüshalar
      hanefi diyarlarında da yayıldığı hâlde, hanefi alimleri bunu buradan çıkarın vs.
      dememişlerdir. mezheb farklılıklarına, inceliklerşne hürmet vardır. allahu akem belki
      de onlar haklıdır, denilmiştir. siyasi mülahazaların dışında, dört mezheb arasında ciddi
      bir kavga, kırıklık olmamıştır. olanlar ya abartılmıştır ya da siyasi kaynaklıdır. ayrıca bir
      hanefinin de fatiha okurken besmelesiz okumaması doğru olandır. ayrıca
      müstehaptır.
      -kıraate gelelim. kıraat, ilk önce fatiha'yı sonra da sure okumaktır. dikkat ederseniz,
      kıraat dedik ama fatiha'yı kıraat demedik. yaptığımız sıralama hanefilere göredir.
      şafiilere göre olsa, fatiha'yı okumak kıraat etmektir, diyecektik. çünkü fatiha onlara
      göre rükündür. مْ
      َم ْن لَ
      َصالَةَ ِّل
      لَ
      ْ
      َرأ
      يَق بِّفَاتِّ َح ِّة ِّكتَاب ْ
      ْ
      ال sebepleri de bu hadisi şeriftir. ve hadis sahihtir.
      "kitabullah'ın başlangıcı olan fatiha'yı okumayan kimsenin, namazk yoktur." bu direkt
      emirdir, başka manası yoktur, diyorlar. bu, hadisin manasını direkt almaktır. ebu
      hanife; dopru ama biz bu hadisi bu kadar kesin çizgi olarak anlayamıyoruz. ilk delil
      ا "
      َر ُؤُ۫
      تَيَس ِّم َن ن َم َر فَاق ا ْ
      ٰ
      ْرا
      قُ
      ْ
      ال " ۚ ۚ ayetidir. kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun, demektir. benim
      kolayıma gelen fatiha olmayabilir. kokayına gelen bu değil de başka bir sure olabilir.
      ebu hanife rahimehullah, bu hadis fatiha'nın ne kadar ama ne kadar öenmli
      oldupunu gösteriyor kanaatindedir. böyle bir ayet oldupundam farz değildir ama
      sünnete göre de ağır bir ifade vardır, demek ki bu ikisinin arasında bir basamak olan
      vacip olamlıdır, diyorlar. vacibi şafiiler hep farz manasında anlarlar. ama onlar da
      aynı sıkıntıyı hacc'da çekiyorlar. mina'daki taşlamaya ne diyeceksiniz? rükün
      diyemiyorsunuz, taşlama olmadan da hacc olabiliyor. rasulullah akeyhisselam,
      "arafat'ta vakfede bulunan, gelip farz tavafı yapanın haccı hacc'tır." diyor. bu sefer
      vacip kelimesini hacc'da kullanmak zorunda kalıyorlar. demek ki fatiha'nın mutlaka
      okuması, rükün olmasa da sünnetten kuvvetlidşr ve vaciptir. bir başka hadiste, "fatiha
      suresi'ni okumayan kimsenin namazı, noksandır noksandır noksandır." buyuruluyor.
      ebu hanife rahimehullah bu hadisi, diğer hadisin tercümanı olarak kullanıyor. demek
      ki önceki hadisten murad, namazın bütünüyle yokluğu değil de noksanlığına ve
      fatiha'nın önemine vurgu içindi. bizşm de demeye çalıştığımız budur. vacibin terki,
      namazı hepyen yok etmez ama noksan bırakır. bunun telafisş sehiv secdesiyle
      mümkündür ama namazda her mü'minin fatiha okumaya dikkat etmesi gerekir.
      rasulullah aleyhisselam bütün namazlarında fatiha okumuştur. ebu hanife
      rahimehullah bu kanaattedir. ittifak edilen bir nokta da diyelim ki imam fatiha'yı
      okuyuo bitirdikten sonra cemaate yetiştik ve dolayısıyla fatiha'yı okuyamadık. ittifakla
      namazımız sahihtir. fatiha'yı okuyoruz. amin diyoruz. bu amin cemaatle olunca bizde
      sessiz, diğerlerinde seslidir.
      arkasından zammî sure okunur. doğru olan; en kısa sure uzunluğundan dahabkısa
      olmamasıdır. en kısa sure, kevser suresidir. en az ayetli olan üç sure vardır; asr suresi,
      kevser suresi, nasr suresi. kevser suresi'nden daha kısa olmamalıdır. kur'an
      denilebilecek bir ayet de okunsa namaz sahihtir, ifadesi de var. doğru olan,
      namazdaki kıraatin de hakkını vermektir. diğer imamların da kanaatini gözetmek
      gerekir. iki ayet fazla okumakla kimsenin dili kopmaz. en az 3 ayet okuyacağız, dolu
      dolu da okuyacağız.
      bu kıraatın mükrofonla yapılması ve insanların bunu mikrofon kanalıyla duyması
      meselesi var. bına leri lerifte bir mani olduğu kanaatini taşımıyoruz. şöyle bir iddia var
      ki bu iddiayı da en çok dile getiren işid denilen grup; imamın mikrofondan çıkan sesi,
      asıl sesi değildir, drğişime uğrar, diyorlar. değişirse değişsin. rasulullah aleyhisselam,
      veda hutbesi'ni okuyor. veda hutbesi'ni tekrar eden sahabelerin sesi, rasulullah
      aleyhisselam'ın sesi değildi. en sondaki şahsa kadar iletildi. biz basit bir konuya
      takılıyoruz. çiğnediğimiz şeyler dağları tutuyor.

    • @sumeyrayilman7189
      @sumeyrayilman7189 3 หลายเดือนก่อน

      Allah razı olsun ​@@daisyy.0046

    • @sumeyrayilman7189
      @sumeyrayilman7189 12 วันที่ผ่านมา

      Allah razı olsun

  • @muhammedtalhaaslim6321
    @muhammedtalhaaslim6321 4 ปีที่แล้ว

    Qpq

  • @ummufatima6336
    @ummufatima6336 2 ปีที่แล้ว +2

    Allah razı olsun hocam

  • @sumeyrayilman7189
    @sumeyrayilman7189 12 วันที่ผ่านมา +1

    Allah razı olsun

    • @Muharfin872
      @Muharfin872 8 วันที่ผ่านมา

      @@sumeyrayilman7189 Amin Ecmain