Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi (13.09.2017)

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 16 ก.ย. 2024
  • Anneannemiz Arkeolog Azize YENER ile Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi (13.09.2017)
    Edirne'de ilk müze, Atatürk’ün yönergesi ile 1925 yılında Selimiye Camii Dar-ül Hadis Medresesi’nde, Dr. Rıfat Osman, Arif Dağdeviren ve Necmi İğe tarafından kuruldu. Arkeoloji Müzesi olarak bilinmesine karşın, müzede değerli etnografik yapıtlar ve gömüt taşları da bulunuyordu.
    Edirne Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi iki bölüm ve bahçe sergilemelerinden oluşan ilave bir bölüme sahiptir. Yapımına 1969 yılında başlanmış ve 13 Haziran 1971 yılında hizmete açılmıştır.
    Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Edirne merkezinde Kadirpaşa Mektep Caddesi’nde, Selimiye Camii doğu kapısının 50 metre uzağında, Osmanlı dönemi mezar taşlarının sergilendiği alanın hemen yanında yer alır.
    Arkeolojik ve etnografik eserleri barındıran müzenin arkeoloji bölümünde; bahçede Roma dönemine ait lahitler, dolmen ve Menhirler ve hemen arkasında Osmanlı Dönemi’ne ait mezar taşları sergilenmektedir. Bahçede ayrıca, Helenistik, Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait sütun başlıkları, heykeller ve Osmanlı Dönemine ait su kültürü ile ilgili olan Edirne’nin balıklı havuzları ve kuşlukları sergilenmektedir.
    Bunların dışında Arkeoloji bölümünde sergileme Paleontolojik döneme ait fosillerle başlar. Edirne ve yakın çevresinde bulunan, 3. zaman sonuna ait gergedan ve at türünden hayvanların defans, çene kemiği, diş ve omurlarına ait parçalar bulunmaktadır. Ayrıca günümüzden 30 milyon yıl önce Miyosen Döneme ait fosiller ile diğer deniz hayvanları fosilleri de burada sergilenmektedir.
    Arkeolojik buluntular, Enez Hocaçeşme Höyüğü’nde bulunan Orta Neolitik - İlk Kalkolitik Döneme ait (günümüzden 7300 - 7400 yıl önce) taş, kemik ve pişmiş toprak buluntularla başlamaktadır. Müzenin bahçesinde sergilenen Hacılar Dolmeni kazısında bulunan eserler, Lalapaşa Arpalık Dolmeni ve Taşlıcabayır Tümülüs’ü kurtarma kazılarında bulunan törensel kaplar; MÖ 1400-800 yıllarında Son Tunç - Demir Çağı başlarına ait kültürün belgeleri olarak sergilenmektedir. Mermer heykeller ve steller arasında bölgenin yerli halkı olan Traklara ait tanrılaştırılmış Trak Süvarisi tasvirli mezar stelleri müzede sergilenen bölgesel eserlerdendir.
    İlk çağlarda Balkanları, Andolu ve Egeye bağlayan kara, deniz ve nehir yollarının kesiştikleri zorunlu geçiş yolu üzerinde kurulmuş önemli bir liman şehri olan Enez’de 1971-72 yıllarından beri devam eden kazı ve araştırmalar, bölgenin Neolitik Çağ’dan günümüze kadar gelişimini göstermektedir. Müzenin önemli bölümünü oluşturan Enez kazısı buluntuları arasında figürlü amphoralar, pişmiş toprak heykelcikler ve seramik eserler, mermer heykel parçaları, steller, çeşitli takılar ve bunlar gibi değerli eserler sergilenmektedir.
    Kapıkule, İpsala ve diğer sınır kapılarından ele geçirilen bölge eserleri dışında Anadolu uygarlıklarına ait çeşitli eserler de müzede sergilenmektedir. Takılar, pişmiş toprak ve cam eserlerin yanı sıra, heykel ve steller ile sikkeler dönemlerine ait vitrinlerde sergilenmektedir.
    Yaklaşık bir asır boyunca Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapan Edirne, XVII. yüzyılda önemli kentlerden biri olarak bilinmekte olup etnografik eserlerin sergilemesinde bu özgün kültürün yansımaları görülmektedir. Gelin odasında bulunan halılar, işlemeler, Edirnekari yüklükler devrin sanat değeri yüksek değerli eserleridir. Salonda sergilenen tombak ibrikler, buhurdanlıklar, gülabdanlar dikkati çekmektedir. Balkanlara has yöresel kıyafetler kentin etnografik kimliğine ışık tutacak niteliktedir. Hat sanatının değişik örnekleriyle temsil edildiği salonda ayrıca, Ulu Önder Atatürk’ün Edirne’ye yaptığı ziyaret sırasında kullandığı bazı özel eşyalar da sergilenmektedir. Sergileme, girişte halı-kilim galerisi ile başlar. Büyük salonda Edirnekâri yüklük, Edirne gelin odası, hamam köşesi, Edirne oturma odası, Şarköy kilimleri, Edirne evleri keten sıva örneği, çeşitli işleme ve kıyafetler ile takılar, oyalar, şahısların hediye ettiği eserler yer almaktadır. Gemi tasvirleriyle süslü ahşap sandık, fermanlar, hat levhaları ve Edirnekâri süsleme tekniğinin özgün örnekleri de bu bölümde sergilenen eserlerdendir.

ความคิดเห็น •