Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış örtüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim diyorum, geleceğim sana Ne olur kesin bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Beklesen de olur, beklemesen de Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana Geleceğim diyorum, takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi? Başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana Kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden Gemileri yaksalar da geleceğim sana On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Bak işte notalar karıştı, ezgiler muhalif Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız Ey benim alfabemdeki kadim elif Ne güzellik, ne tad var baharsız Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana Geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Ihlamur çiçek açtığı zaman Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan Kimseye uğramam ben sana uğramadan Kavlime sadığım, sadığım sana Takvim sorup hudut çizdirme bana Ben sana çiçeklerle geleceğim -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman - Bahaettin Karakoç -
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim diyorum, geleceğim sana Ne olur kesin bir takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Beklesen de olur, beklemesen de Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde Hangi ses yürekten çağırsa beni sana Geleceğim diyorum, takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi? Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana Kesin bir gün belirtemem, n'olur takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben Yeter ki bir çağır beni çiçeklendirdiğin yerden Gemileri yaksalar da geleceğim sana On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız Ey benim alfabemdeki kadım Elif Ne güzellik, ne de tat var baharsız Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN - I - Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim diyorum, geleceğim sana Ne olur kesin bir takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Beklesen de olur, beklemesen de Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde Hangi ses yürekten çağırsa beni sana Geleceğim diyorum, takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi? Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana Kesin bir gün belirtemem, n'olur takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben Yeter ki bir çağır beni çiçeklendirdiğin yerden Gemileri yaksalar da geleceğim sana On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız Ey benim alfabemdeki kadım Elif Ne güzellik, ne de tat var baharsız Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. II Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan Kimseye uğramam ben sana uğramadan Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana Takvim sorup hudut çizdirme bana Ben sana çiçeklerle geleceğim - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman... Bilirsin ki burada değilim artık Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Gelir benim yüreğimde toplanır Dağların üstünden sıyrılan duman. Bir yanım mosmordur, bir yanım beyaz, Bir yanım karakış, bir yanım ilkyaz. Can evime bakışların saplanır; - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ihlamurlar çiçek açtığı zaman; Ne sen gurbetçisin, ne ben sılacı. Senden gayrısına bakmak mümkün mü; Gözlerimi esir alan dağlardan. Kapımı üç defa çalan postacı “Adresinde yok! ” diye notlar düşer, Eski adresimde bir hüzün eser; - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Eski adresimse kurumuş bir gül, Gizemli bir ıtır, domur domur kan, Yaba yaba yelde savrulur gönül, Firkatli turnalar geçer uzaktan. Dalgınlığım debimetre tanımaz, Başım çarpar bir gemi bordasına Düşerim bir girdabın ortasına - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Birden bezeklenir sevda haritam, Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Lâleler toplarım ben tutam tutam, Bizim için çalar kıvrak bir keman. Gök papatya, yer ise lâle bahçesi, Aşka ışık dokur kuşların sesi. Seninle hep aynı yerde oluruz; - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Kumaşı eprimiş üç mevsim geçer, İlkyazla uyanır derin uyuyan. Tan sesine cıvıldaşır serçeler, Sevdadır alnıma namlu dayayan. Havuzuma ay ışığı dökülür. Bilirsin ki burada değilim artık, Ruhum yağmur yağmur göğe çekilir; - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Gülde çiy damlası... buzum sırçayım; Güneşe çarpınca param-parçayım. Bir Emirgân’dayım, bir Kanlıca’da, Üsküdar’da, Beykoz’da, Çamlıca’da. Şehir bir hançerken kan burgacında. Mekâna sığar mı bu dolu yürek? Bu sevda çeşmesi, bu deli yürek. Baylanır, beklerken baygın düşerim; - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. - III - Saçlarına pütür pütür yapışmış, Gözlerinin rengi ile sıvanmış Bir avuç kuru çiçek topladım. Kırılıp dökülmesinler diye Sevgiyle, özenle tek tek topladım. Yürek fideledim zamana ve mekâna, Hasat vakti geldi yürek topladım. Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek Aşıdır, serumdur, besindir her umut, Ey sevgili umudunu diri tut. Bedenim hür değil, mühlet ver bana, Er veya geç çıkıp geleceğim sana; - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın, Hep böyle dönüyor zaman tekeri. Biri gider, biri gelir mevsimlerin, Sonsuzluğu, diri aşklarla kucaklarsın. Acılardan damıtırsın şekeri, Sabrı da güzel olur çeyizi hazır kızların. En ışıltılı çağında yıldızların Kaç bıldır öteden göz kırpar bana, Her umut bir yoldaş, her dert âşina. Sorma ıhlamurlar ne zaman çiçek açar Beni güneşin ortasına atsalar da Yanarım, pişerim, gelirim sana; - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Desem Ki Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim Senden kopardım çiçeklerin en solmazını Toprakların en bereketlisini sende sürdüm Sende tattım yemişlerin cümlesini Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin. Desem ki... İnan bana sevgilim inan Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi fark edemezsen Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme müsterih ol Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
çok güzel bir şiir ablam çok okurdu bunu ah o eski ramazanlar
Minə
❤Fahir Atakoğlu❤Yaşayan Efsane Büyük Usta
Ruhumun hüznünü hissettirdi
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış örtüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Bak işte notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadim elif
Ne güzellik, ne tad var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ihlamur çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sadığım, sadığım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
- Bahaettin Karakoç -
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n'olur takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendirdiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadım Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN
- I -
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n'olur takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendirdiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadım Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
II
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman...
Bilirsin ki burada değilim artık
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Gelir benim yüreğimde toplanır
Dağların üstünden sıyrılan duman.
Bir yanım mosmordur, bir yanım beyaz,
Bir yanım karakış, bir yanım ilkyaz.
Can evime bakışların saplanır;
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman;
Ne sen gurbetçisin, ne ben sılacı.
Senden gayrısına bakmak mümkün mü;
Gözlerimi esir alan dağlardan.
Kapımı üç defa çalan postacı
“Adresinde yok! ” diye notlar düşer,
Eski adresimde bir hüzün eser;
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Eski adresimse kurumuş bir gül,
Gizemli bir ıtır, domur domur kan,
Yaba yaba yelde savrulur gönül,
Firkatli turnalar geçer uzaktan.
Dalgınlığım debimetre tanımaz,
Başım çarpar bir gemi bordasına
Düşerim bir girdabın ortasına
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Birden bezeklenir sevda haritam,
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Lâleler toplarım ben tutam tutam,
Bizim için çalar kıvrak bir keman.
Gök papatya, yer ise lâle bahçesi,
Aşka ışık dokur kuşların sesi.
Seninle hep aynı yerde oluruz;
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Kumaşı eprimiş üç mevsim geçer,
İlkyazla uyanır derin uyuyan.
Tan sesine cıvıldaşır serçeler,
Sevdadır alnıma namlu dayayan.
Havuzuma ay ışığı dökülür.
Bilirsin ki burada değilim artık,
Ruhum yağmur yağmur göğe çekilir;
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Gülde çiy damlası... buzum sırçayım;
Güneşe çarpınca param-parçayım.
Bir Emirgân’dayım, bir Kanlıca’da,
Üsküdar’da, Beykoz’da, Çamlıca’da.
Şehir bir hançerken kan burgacında.
Mekâna sığar mı bu dolu yürek?
Bu sevda çeşmesi, bu deli yürek.
Baylanır, beklerken baygın düşerim;
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
- III -
Saçlarına pütür pütür yapışmış,
Gözlerinin rengi ile sıvanmış
Bir avuç kuru çiçek topladım.
Kırılıp dökülmesinler diye
Sevgiyle, özenle tek tek topladım.
Yürek fideledim zamana ve mekâna,
Hasat vakti geldi yürek topladım.
Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek
Aşıdır, serumdur, besindir her umut,
Ey sevgili umudunu diri tut.
Bedenim hür değil, mühlet ver bana,
Er veya geç çıkıp geleceğim sana;
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın,
Hep böyle dönüyor zaman tekeri.
Biri gider, biri gelir mevsimlerin,
Sonsuzluğu, diri aşklarla kucaklarsın.
Acılardan damıtırsın şekeri,
Sabrı da güzel olur çeyizi hazır kızların.
En ışıltılı çağında yıldızların
Kaç bıldır öteden göz kırpar bana,
Her umut bir yoldaş, her dert âşina.
Sorma ıhlamurlar ne zaman çiçek açar
Beni güneşin ortasına atsalar da
Yanarım, pişerim, gelirim sana;
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Desem Ki
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
Gerçek Kesit Bursa Perihan Savaş Sarı Bıyık Kaleci Saçlı Adam Beyaz Çorap Ve Büyük Usta Fahir Atakoğlu
12+1
Minə