"Sual: Sa’d-ı Teftazânî biri hayvanî, diğeri insanî olmak üzere ruhu ikiye taksim ettikten sonra, “Mevte mâruz kalan, yalnız ruh-u hayvanîdir. Ruh-u insanî ise mahlûk değildir ve onunla Allah beyninde nispet ve sebep yoktur. Cesetle kaim olmayıp müstakill-i bizzattır.” demesinin sebebi ve izahı?" "Elcevap: Sa’d-ı Teftazanî’nin اَلرُّوحُ اْلاِنْسَانِيَّةُ لَيْسَتْ مَخْلُوقَةً demesi; قُلِ الرُّوحُ مِنْ اَمْرِ رَبِّى sırrıyla -beka-yı ruh bahsinde beyan edildiği gibi- ruhun mahiyeti, zîhayat bir kanun-u emir, zîşuûr bir âyine-i ism-i Hayy, zîcevher bir cilve-i hayat-ı sermedî olduğundan mec’uldür. Bu cihetle, mahlûktur denilemez. Fakat Sa’d, Makasıd ve Şerhu’l-Makâsıd’da, bütün muhakkıkîn-i İslâmın icmâına ve âyât ve ehâdîsin nusûsuna muvafık olarak, 'O kanun-u emir, vücud-ı hâricî giydirilmiş, sair mahlûkat gibi mahlûk ve hâdistir.' demiştir. Sa’d’ın ezeliyet-i ruha kail olmadığına bütün asarı şahittir." (bk. Barla Lâhikası, 213. Mektup)
Teşekkürler
"Sual: Sa’d-ı Teftazânî biri hayvanî, diğeri insanî olmak üzere ruhu ikiye taksim ettikten sonra, “Mevte mâruz kalan, yalnız ruh-u hayvanîdir. Ruh-u insanî ise mahlûk değildir ve onunla Allah beyninde nispet ve sebep yoktur. Cesetle kaim olmayıp müstakill-i bizzattır.” demesinin sebebi ve izahı?"
"Elcevap: Sa’d-ı Teftazanî’nin اَلرُّوحُ اْلاِنْسَانِيَّةُ لَيْسَتْ مَخْلُوقَةً demesi; قُلِ الرُّوحُ مِنْ اَمْرِ رَبِّى sırrıyla -beka-yı ruh bahsinde beyan edildiği gibi- ruhun mahiyeti, zîhayat bir kanun-u emir, zîşuûr bir âyine-i ism-i Hayy, zîcevher bir cilve-i hayat-ı sermedî olduğundan mec’uldür. Bu cihetle, mahlûktur denilemez. Fakat Sa’d, Makasıd ve Şerhu’l-Makâsıd’da, bütün muhakkıkîn-i İslâmın icmâına ve âyât ve ehâdîsin nusûsuna muvafık olarak, 'O kanun-u emir, vücud-ı hâricî giydirilmiş, sair mahlûkat gibi mahlûk ve hâdistir.' demiştir. Sa’d’ın ezeliyet-i ruha kail olmadığına bütün asarı şahittir." (bk. Barla Lâhikası, 213. Mektup)