@@klasikedebiyat Elbette haklısınız hocam. Nice güzel şiirlerimiz var, bahsettiğim sınavlarda Şeyh Galip, Şeyhülislam Yahya'dan olsun daha ağır beyitler sordukları da oluyor, bilhassa öabt branşlarında.
Çok teşekkür ediyoruz, emeğinize sağlık hocam 😊 Her zamân sizin çalışmalarınızı elimden geldiğince takîp etmekteyim hocam. Hocam, aslında Necâtî Bey'i andığımız vakit,Mihrî Hâtun da hâtırımıza geliyor.Biraz Mihrî Hâtun'a değinmek istiyorum hocam nazîreler eşliğinde ☺️ Hocam,Mihrî Hâtun, kaynakların verdiği bilgiye göre 1460'lı yıllarda Amasya'da doğmuştur.Vefâtı da tam olarak tespit edilememektedir hocam fakat bazı yabancı Türkologların ,ki bunlardan birisi de Smirnov'dur , 1514(?) yılı olarak Mihrî Hâtun'un vefâtını zikretmiştir.19.yy.şâirlerden Mehmed Zihnî Efendi, "Meşâhirü'n-Nisâ" adlı eserinde, Mihrî Hâtun'un "İstanbul Edîbeleri"nden olduğunu söylemiştir,buna karşılık Prof.Dr.Abdulkâdir Karahan Hoca,bunun bir yanılma olduğunu dile getirmiştir hocam.Mihrî Hâtun'un asıl adının da "Mihrî" olduğunu kaynaklar, görüş birliği içerisindedir fakat Evliyâ Çelebi, asıl adının "Mihrümâh" olduğunu, mahlasının da "Mihrî" olduğunu dile getirmiştir.Farklı bir görüş olarak da bazı araştırmacılar, "Fahrünnisâ,Mihrünnisâ" gibi adlar ileri sürmüştür. Mihrî Hâtun, bazı tezkîrelerde şöyle tanıtılmaktadır hocam; 1-) Gelibolulu 'Âli, "Künhü'l-Ahbâr" adlı eserinde Mihrî Hâtun'u, "Taze fikirleri gibi seçkin ve doğanın eşsiz güzelliğine yakın,az sözle çok şey ortaya koyan, çevresine aydınlık veren bir hâtundu." şeklinde tanıtmıştır.Gelibolulu 'Âli diyince "Nef'î" aklıma gelmektedir çünkü Gelibolulu 'Âli, "Nef'î"ye, "Nef'î" mahlasını veren kişidir. 2-)Sehî Bey ise "Güzel huylu bir hâtundur." şeklinde tanıtmıştır. Sehî Bey'i de "Heşt-Bihişt(sekiz cennet)" adlı eserleriyle anmak gereklidir. ... Bazı kaynaklar da Mihrî Hâtun'un bazı kimselerle aşk içerisinde olduğunu yazmaktadır.Bunların başında kaynaklar,Sinan Paşa'nın oğlu İskender Çelebi'den bahsederler. Gelibolulu 'Âli', Mihrî Hâtun için "Mihrî, dünyanın geçiciliğine, aldatıcılığına kanmayıp, yiğitçe bu dünyadan gelip gitmiştir." şeklinde ifâdesini dile getirmiştir hocam yani Mihrî Hâtun, hiç evlenmemiştir. Mihrî Hâtun'un,bir "Dîvân"ı vardır. Mihrî Hâtun'un; Necâtî,Güvâhî,Afîtâbî ve daha birçok şâirle de dostluğu olmuştur. Bunlar içerisinde Mihrî Hâtun,15.yy. şâirlerinden Necâtî'yi örnek almıştır hatta ona nazîreler yazmıştır ama Necâtî, Mihrî Hâtun'u kendi derecesinde bir şâir olarak görmemiştir ve ona; "Ey benim şi'/rime nazî/re diyen Çıkma râh-ı/edebden ey/le hazer" Vezin: Fe'ilâtün(Fâ'ilâtün)/Mefâ'ilün/Fe'ilün(Fa'lün). (Ey benim şiirimin benzerini söyleyen (Mihrî),terbiye yolundan çıkma, sakın!). şeklinde bir beyitle karşılık vermiştir. Nazîreler içerisinde Mihrî Hâtun'un, Necâtî'ye yazmış olduğu "Döne döne" redifli gazeli de meşhûrdur ve kaynaklar da nazîreler içerisinde en güzelinin Mihrî Hâtun'un nazîresi olduğuna hem-fikîrdir. Necâtî'nin etkisini, "Evler Şâiri" olarak tanınan "Behçet Necâtigil"de görmekteyiz.Behçet Necâtigil, 15.yy. şâiri olan "Necâtî"ye hayranlığından "Gönül" olan soyadını değiştirmiştir. Benim de ufak bir katkım olsun kıymetli hocam.Sizinle yakından tanışıp sizin sesinizi duymayı çok istiyorum hocam 💎 😊
Cumali merhaba, Necâtî'nin, kendisine nazire yazan Mihrî Hatun'dan haz almadığı kesin. Yine de 16. yüzyılda bir tanecik de olsa bir kadın şairimizin bulunması çok hoş. Necâtî, anadili Türkçe olmayan bir devşirme çocuğu da olsa, klasik Türk edebiyatının bence ilk klasiğidir. Eserlerinin kıymeti bilinsin ve ruhu şad olsun inşallah. Sen de var olasın.
Sayın hocam, yine çok güzel bir ders olmuş. Teşekkür ederiz. Ağzınıza, emeğinize sağlık.
Teşekkür ederim Volkan, dilimiz döndüğünce gücümüz yettiğince devam edeceğiz.
muhteşem olmuş. ağzınıza sağlık . özellikle görsellerle desteklenmesi daha bi anlaşılır olmasını sağladı.
Faydalı olduğuna sevindim. Videoların amacına ulaşması çok hoş.
Sınavda çıktı delirdim
Ösym'deki akademisyenler bayağı seviyor bu gazeli, ayt, öabt vs hep soruyorlar hocam :)
Şiir güzel elbette. Biraz da günümüz diline yakın olması onu hedef haline getiriyor. Lakin eski şiiri "döne dönemden ibaret sanmak hatalı our.
@@klasikedebiyat Elbette haklısınız hocam. Nice güzel şiirlerimiz var, bahsettiğim sınavlarda Şeyh Galip, Şeyhülislam Yahya'dan olsun daha ağır beyitler sordukları da oluyor, bilhassa öabt branşlarında.
Çok teşekkür ediyoruz, emeğinize sağlık hocam 😊 Her zamân sizin çalışmalarınızı elimden geldiğince takîp etmekteyim hocam.
Hocam, aslında Necâtî Bey'i andığımız vakit,Mihrî Hâtun da hâtırımıza geliyor.Biraz Mihrî Hâtun'a değinmek istiyorum hocam nazîreler eşliğinde ☺️
Hocam,Mihrî Hâtun, kaynakların verdiği bilgiye göre 1460'lı yıllarda Amasya'da doğmuştur.Vefâtı da tam olarak tespit edilememektedir hocam fakat bazı yabancı Türkologların ,ki bunlardan birisi de Smirnov'dur , 1514(?) yılı olarak Mihrî Hâtun'un vefâtını zikretmiştir.19.yy.şâirlerden Mehmed Zihnî Efendi, "Meşâhirü'n-Nisâ" adlı eserinde, Mihrî Hâtun'un "İstanbul Edîbeleri"nden olduğunu söylemiştir,buna karşılık Prof.Dr.Abdulkâdir Karahan Hoca,bunun bir yanılma olduğunu dile getirmiştir hocam.Mihrî Hâtun'un asıl adının da "Mihrî" olduğunu kaynaklar, görüş birliği içerisindedir fakat Evliyâ Çelebi, asıl adının "Mihrümâh" olduğunu, mahlasının da "Mihrî" olduğunu dile getirmiştir.Farklı bir görüş olarak da bazı araştırmacılar, "Fahrünnisâ,Mihrünnisâ" gibi adlar ileri sürmüştür.
Mihrî Hâtun, bazı tezkîrelerde şöyle tanıtılmaktadır hocam;
1-) Gelibolulu 'Âli, "Künhü'l-Ahbâr" adlı eserinde Mihrî Hâtun'u, "Taze fikirleri gibi seçkin ve doğanın eşsiz güzelliğine yakın,az sözle çok şey ortaya koyan, çevresine aydınlık veren bir hâtundu." şeklinde tanıtmıştır.Gelibolulu 'Âli diyince "Nef'î" aklıma gelmektedir çünkü Gelibolulu 'Âli, "Nef'î"ye, "Nef'î" mahlasını veren kişidir.
2-)Sehî Bey ise "Güzel huylu bir hâtundur." şeklinde tanıtmıştır.
Sehî Bey'i de "Heşt-Bihişt(sekiz cennet)" adlı eserleriyle anmak gereklidir.
...
Bazı kaynaklar da Mihrî Hâtun'un bazı kimselerle aşk içerisinde olduğunu yazmaktadır.Bunların başında kaynaklar,Sinan Paşa'nın oğlu İskender Çelebi'den bahsederler.
Gelibolulu 'Âli', Mihrî Hâtun için "Mihrî, dünyanın geçiciliğine, aldatıcılığına kanmayıp, yiğitçe bu dünyadan gelip gitmiştir." şeklinde ifâdesini dile getirmiştir hocam yani Mihrî Hâtun, hiç evlenmemiştir.
Mihrî Hâtun'un,bir "Dîvân"ı vardır.
Mihrî Hâtun'un; Necâtî,Güvâhî,Afîtâbî ve daha birçok şâirle de dostluğu olmuştur.
Bunlar içerisinde Mihrî Hâtun,15.yy. şâirlerinden Necâtî'yi örnek almıştır hatta ona nazîreler yazmıştır ama Necâtî, Mihrî Hâtun'u kendi derecesinde bir şâir olarak görmemiştir ve ona;
"Ey benim şi'/rime nazî/re diyen
Çıkma râh-ı/edebden ey/le hazer"
Vezin: Fe'ilâtün(Fâ'ilâtün)/Mefâ'ilün/Fe'ilün(Fa'lün).
(Ey benim şiirimin benzerini söyleyen (Mihrî),terbiye yolundan çıkma, sakın!).
şeklinde bir beyitle karşılık vermiştir.
Nazîreler içerisinde Mihrî Hâtun'un, Necâtî'ye yazmış olduğu "Döne döne" redifli gazeli de meşhûrdur ve kaynaklar da nazîreler içerisinde en güzelinin Mihrî Hâtun'un nazîresi olduğuna hem-fikîrdir.
Necâtî'nin etkisini, "Evler Şâiri" olarak tanınan "Behçet Necâtigil"de görmekteyiz.Behçet Necâtigil, 15.yy. şâiri olan "Necâtî"ye hayranlığından "Gönül" olan soyadını değiştirmiştir.
Benim de ufak bir katkım olsun kıymetli hocam.Sizinle yakından tanışıp sizin sesinizi duymayı çok istiyorum hocam 💎 😊
Cumali merhaba, Necâtî'nin, kendisine nazire yazan Mihrî Hatun'dan haz almadığı kesin. Yine de 16. yüzyılda bir tanecik de olsa bir kadın şairimizin bulunması çok hoş. Necâtî, anadili Türkçe olmayan bir devşirme çocuğu da olsa, klasik Türk edebiyatının bence ilk klasiğidir. Eserlerinin kıymeti bilinsin ve ruhu şad olsun inşallah. Sen de var olasın.