Aslında ülkemizde bunun adımları 2007 de atılmaya başlandı. Ortaokullarda 5-6-7. sınıflarda İŞ EĞİTİMİ dersi kaldırılarak TEKNOLOJİ VE TASARIM dersi konuldu. (iş eğitimi dersinin kaldırılması ayrı bir tartışma konusu) Bu dersin alt yapısı olmadığı için iş eğitimi öğretmenleri direkt bu derslere girmeye devam etti. ve aynı şekilde kendi derslerini devam ettirdiler. Ben ise ticaret lisesi öğretmeni olarak iş eğitimi altında ticaret dersine giriyordum. ben de aynı şekilde ticaret dersi göstermek istemeyip dersin ruhuna uygun çalışmalar yaptım. çocuklarla beyin fırtınaları yaptık. bugünün teknofestini biz o yıllarda okul sonu sergilerinde yapıyorduk. yüzlerce hatta binleri bulan fikirler çıkıyordu. biz çocuklara düşünme fırsatı verince çocuklarda nasıl cevherler olduğunu gördüm. ancak bu ders veliler, idare ve 8. sınıfa gelip sınav derdine düşen öğrenciler tarafından gereksiz görülmeye başladı. sınav endeksli bir eğitim sisteminde çocuklardan nasıl bir yaratıcılık beklenebilirdi ki. sonunda devlet 5. sınıflardan bu dersi kaldırdı. müfredat da güdükleştirildi. sadece adı olan bir ders kaldı. bu eğitim sisteminde yeni buluşlar bulan öğrenci bir hayal. maalesef. kendi çabalarıyla da birşeyler yapmak isteyenler de maddi olanaksızlar nedeniyle tıkanıp kalıyor. ülkemizin neden dışa bağımlı olduğunu eğitim sistemimize bakarak anlayabiliriz. saygılar.
12:25 Türkiye'de bu işler olmuyor, çünkü fikri olanda genelde para olmuyor. Örneğin ben. Yaşım 53. Kendimden biliyorum. Kabaca 12-13 yaşımdan beri aklıma gelen icatları çizdiğim defterlerim, kağıt parçalarım, notlarım ve çizimlerim vardı. Yılar geçtikçe defterler birikti ve ve ben parasızlıktan bunları yapamadıkça ve aklımdaki bazı fikirlerin yıllar içinde başkaları tarafından da ufaktan ufaktan yapılmaya başladığını gördükçe kafayı sıyırmaya ve bir gün küçük bir bunalım halinden sonra 30 yıllık Emeklerimi sobada yaktım. Gençliğimde para ayırıp yapmak istediğim bazı şeyleri ise ailemin "boşver paranı ve zamanını saçma böyle şeylere" baskısıyla parayı çeyize vs harcar olduk. Ama zaten evlenmeyi hiç istemediğim için çeyiz vs.de benimle beraber paketinde paslandı gitti. 1990 yıllarda kafa yormaya başladığım ve 2000 yılında piyasaya çıkarmayı hayal ettiğim için "Uzun Adım 2000" ismini verdiğim, insan gücü ile çalışan mekanik bir seyahat cihazı ise yine aynı sebepten dolayı hala detaylı tasarlanmayı bekliyor. Bu cihazın benim cihazımın mekanik hareket olarak bazı kısımlarına benzeyenleri yapıldı fakat, cihaz mekanik olarak biraz karışık olduğu için hayalimdeki cihaza 1e1 benzeyeninin yapılacağını sanmıyorum. Videoda ki saçmalama odası ise verimi arttırır, katılıyorum. Fakat ışık konusuna katılmıyorum, yaratıcılığın yeri zamanı yoktur, ilham bir şeyler tasarlayıp ürettikçe ve sakin kafa ile hayal kurdukça gelir.
Tuğer Hoca . Elbirliğiyle deactivated suspend hesapları kurtarsak seni can kulağıyla dinleyip dediklerini yapacağız ama açmıyor amazon .
Aslında ülkemizde bunun adımları 2007 de atılmaya başlandı. Ortaokullarda 5-6-7. sınıflarda İŞ EĞİTİMİ dersi kaldırılarak TEKNOLOJİ VE TASARIM dersi konuldu. (iş eğitimi dersinin kaldırılması ayrı bir tartışma konusu) Bu dersin alt yapısı olmadığı için iş eğitimi öğretmenleri direkt bu derslere girmeye devam etti. ve aynı şekilde kendi derslerini devam ettirdiler. Ben ise ticaret lisesi öğretmeni olarak iş eğitimi altında ticaret dersine giriyordum. ben de aynı şekilde ticaret dersi göstermek istemeyip dersin ruhuna uygun çalışmalar yaptım. çocuklarla beyin fırtınaları yaptık. bugünün teknofestini biz o yıllarda okul sonu sergilerinde yapıyorduk. yüzlerce hatta binleri bulan fikirler çıkıyordu. biz çocuklara düşünme fırsatı verince çocuklarda nasıl cevherler olduğunu gördüm. ancak bu ders veliler, idare ve 8. sınıfa gelip sınav derdine düşen öğrenciler tarafından gereksiz görülmeye başladı. sınav endeksli bir eğitim sisteminde çocuklardan nasıl bir yaratıcılık beklenebilirdi ki. sonunda devlet 5. sınıflardan bu dersi kaldırdı. müfredat da güdükleştirildi. sadece adı olan bir ders kaldı. bu eğitim sisteminde yeni buluşlar bulan öğrenci bir hayal. maalesef. kendi çabalarıyla da birşeyler yapmak isteyenler de maddi olanaksızlar nedeniyle tıkanıp kalıyor. ülkemizin neden dışa bağımlı olduğunu eğitim sistemimize bakarak anlayabiliriz. saygılar.
Hocam içerik güzel. Devam edin
Abi çok güzel bir video gerçekten bana bir his yarattı bende yapabilirim belkide sadece araştırmak ve iyi düşünmek lazım bence çok teşekkür ederim.😊
12:25 Türkiye'de bu işler olmuyor, çünkü fikri olanda genelde para olmuyor.
Örneğin ben. Yaşım 53. Kendimden biliyorum. Kabaca 12-13 yaşımdan beri aklıma gelen icatları çizdiğim defterlerim, kağıt parçalarım, notlarım ve çizimlerim vardı. Yılar geçtikçe defterler birikti ve ve ben parasızlıktan bunları yapamadıkça ve aklımdaki bazı fikirlerin yıllar içinde başkaları tarafından da ufaktan ufaktan yapılmaya başladığını gördükçe kafayı sıyırmaya ve bir gün küçük bir bunalım halinden sonra 30 yıllık Emeklerimi sobada yaktım. Gençliğimde para ayırıp yapmak istediğim bazı şeyleri ise ailemin "boşver paranı ve zamanını saçma böyle şeylere" baskısıyla parayı çeyize vs harcar olduk. Ama zaten evlenmeyi hiç istemediğim için çeyiz vs.de benimle beraber paketinde paslandı gitti.
1990 yıllarda kafa yormaya başladığım ve 2000 yılında piyasaya çıkarmayı hayal ettiğim için "Uzun Adım 2000" ismini verdiğim, insan gücü ile çalışan mekanik bir seyahat cihazı ise yine aynı sebepten dolayı hala detaylı tasarlanmayı bekliyor. Bu cihazın benim cihazımın mekanik hareket olarak bazı kısımlarına benzeyenleri yapıldı fakat, cihaz mekanik olarak biraz karışık olduğu için hayalimdeki cihaza 1e1 benzeyeninin yapılacağını sanmıyorum.
Videoda ki saçmalama odası ise verimi arttırır, katılıyorum. Fakat ışık konusuna katılmıyorum, yaratıcılığın yeri zamanı yoktur, ilham bir şeyler tasarlayıp ürettikçe ve sakin kafa ile hayal kurdukça gelir.
bizde saçmalama odası yapalım. haftada 1 nasıl olur
Merhabalar
🫡🫡