Yaşar Alptekin - Saba Tümer Her namazımda Babama dua ediyorum - Bu Gece

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 16 ม.ค. 2025

ความคิดเห็น • 8

  • @nilgunertoprak8933
    @nilgunertoprak8933 3 ปีที่แล้ว +2

    Video çok güzel olmuş Rabbim yerinde rahat ettirsin kulum desin hep yanında olsun videonun devamını bekliyoruz inşallah.

  • @zehracanllar5917
    @zehracanllar5917 3 ปีที่แล้ว +2

    Âmin inşâAllah YaRabbim😔cümlemizin ölmüşleri için olsun dua'lar🌹🍁🌹💗kalpten Amin..

  • @PinarBagci-fd2zm
    @PinarBagci-fd2zm 13 วันที่ผ่านมา

    İnşaallah bütün dualarınız Rabbim katında kabul olur. Sizi o kadar iyi anlıyorum ki...

  • @trueday9208
    @trueday9208 2 ปีที่แล้ว +1

    Amin Allahümme..

  • @Muhittin1908
    @Muhittin1908 2 ปีที่แล้ว +1

    Amin inşallah rabbim dualarını kabul etsin inşallah

  • @libragemini1389
    @libragemini1389 2 ปีที่แล้ว +1

    Allahu Ekber

  • @libragemini1389
    @libragemini1389 2 ปีที่แล้ว +1

    Onlar da şöyle derler: "Hamt olsun o Allah' a ki bize vaadini yerine getirdi, bizi yeryüzüne mirasçılar yaptı. İşte, cennetten istediğimiz yerde konaklıyoruz. İş yapıp değer üretenlerin ödülü ne de güzelmiş!"
    Zümer, 74./Melekleri de arşın çevresini kuşatarak Rablerinin hamdiyle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamt âlemlerin Rabbi'ne özgüdür!
    Zümer, 75. Hâ, Mîm.
    Mü’min, 1. Bu kitabın indirilişi, Azîz ve Alîm olan Allah'tandır.
    Mü’min, 2. Ğafir'dir, günahı affedendir. Tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütfu bol olandır O. İlah yoktur O'ndan gayrı. Yalnız O'nadır varış ve dönüş.
    Mü’min, 3./"Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen! İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş."
    Mü’min, 9./O Refî'dir, dereceleri yükseltendir; arşın sahibidir. Buluşma günü hakkında uyarmak için emrinden olan Rûh'u kullarından dilediğine indirir.
    Mü’min, 15./O gün onlar ortaya çıkarlar. Hiçbir şeyleri Allah'a gizli kalmaz. Kimindir bugün mülk/saltanat? O Vâhid ve Kahhâr olan Allah'ın!
    Mü’min, 16./Bugün her benlik kazandığıyla cezalandırılır. Zulüm yok bugün! Allah, hesabı çabucak görür.
    Mü’min, 17./O bilir gözlerin hain bakışını ve göğüslerin sakladığını.
    Mü’min, 19./Allah, hak ile hükmeder! O'nun dışında yakardıkları ise hiçbir şeyle hükmedemezler. Allah'tır mutlak Semî', mutlak Basîr...
    Mü’min, 20./Göklerin ve yerin yaratılışı/yarattıkları, insanların yaratılışından/insanlar âleminden elbette daha büyüktür. Ne var ki insanların çokları bilmiyorlar.
    Mü’min, 57./İman edenler derler ki: "Bir sure indirilseydi olmaz mıydı?" Fakat hükmü kesinleşmiş bir sure indirilip de içinde savaş da anılınca, kalplerinde maraz olanların, ölüm baygınlığına tutulmuş bir bakışla sana baktıklarını görürsün. Onlara uygun olan da odur.
    Muhammed, 20./ Denizler fışkırtıldığı zaman , ./ Kabirler deşildiği zaman ./ Benlik , bilmiş olaçaktır önden gönderdiğini de arakaya bıraktığında ./ Çok büyük bir gün için.
    Mutaffifîn, 5./Bir gün ki, insanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda kıyama geçerler.
    Mutaffifîn, 6./İtaat edilir orada kendisine, emindir.
    Tekvîr, 21./ Güneş, dolam dolam sarmalandığına , ./ Yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde,
    Tekvîr, 2./Dağlar yürütüldüğünde,
    Tekvîr, 3./ On aylık hamile develer kendi haline bırakıldığında ./ Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,
    Tekvîr, 5./Denizler kaynatıldığında,
    Tekvîr, 6./Benlikler çiftleştirildiğinde,
    Tekvîr, 7./O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda,
    Tekvîr, 8./Hangi günah yüzünden öldürüldü diye!
    Tekvîr, 9./Sayfalar açılıp göz önüne konduğunda,
    Tekvîr, 10./Göğün örtüsü soyulup indirildiğinde,
    Tekvîr, 11./Cehennem kızıştırıldığında,
    Tekvîr, 12./Cennet yaklaştırıldığında,
    Tekvîr, 13./Her benlik, önceden ne hazırlamışsa bilmiş olacaktır.
    Tekvîr, 14./Beriye geldiği ve geriye döndüğü zaman geceye,
    Tekvîr, 17./Ki o, çok değerli bir elçinin sözüdür.
    Tekvîr, 19./Çok güçlüdür o elçi, Arş sahibinin katında saygındır.
    Tekvîr, 20./Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha,
    Tekvîr, 18./O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince,
    Abese, 5./Ki sen ona yöneliyorsun;
    Abese, 6./O, koşarak sana gelen var ya;
    Abese, 8./Odur içine ürperti düşen.
    Abese, 9./Sen ona aldırmazlık ediyorsun.
    Abese, 10./Hayır, hiç de öyle değil! O, bir düşündürücüdür.
    Abese, 11./Dileyen onu düşünüp öğüt alır.
    Abese, 12./ Ey insan ! O sonsuz cömertliğin sahibi Kerim Rabbine karşı seni aldatıp gururulu kılan nedir ?! /İyilik sergileyenler büyük bir nimetin tam içindedir.
    Mutaffifîn, 22./Ki sonu bir misktir. İşte, yarışanlar böyle bir şey için yarışsınlar!
    Mutaffifîn, 26./ El-Kerim ./ O gayb konusunda cimri değildir . / Ve o ,kovulmuş şeytanın sözü değildir ./ Yemin olsun o burçlarla dolu göğe,
    Bürûc, 1./Tanıklık edene, tanıklık edilene/seyredene, seyredilene,
    Bürûc, 3./O tutuşturulan ateşin adamları,
    Bürûc, 5./Allah, içlerinde sakladıklarını çok iyi biliyor.
    İnşikâk, 23./O halde, onlara acıklı bir azap muştula!
    İnşikâk, 24./İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır.
    İnşikâk, 25./Ki beldeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.
    Fecr, 8./Çünkü Rabbin tam gözetleme yerindedir/tam bir biçimde gözetlemektedir.
    Fecr, 14./İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: "Rabbim bana ikramda bulundu!" der.
    Fecr, 15./Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: "Rabbim bana ihanet etti!" der.
    Fecr, 16./Der ki: "Keşke şu hayatım için önden bir şeyler gönderseydim."
    Fecr, 24./Gir kullarımın arasına!
    Fecr, 29./Gir cennetime!
    Fecr, 30./Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye,
    Leyl, 1./Ve parıldadığı zaman gündüze,
    Leyl, 2./Yemin olsun erkeği de dişiyi de yaratana,
    Leyl, 3./Ki sizin emek ve gayretiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır.
    Leyl, 4./Rabbinin o Al'a,o yüce adını tespih et!
    A’lâ, 1./Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç.
    Leyl, 20./Yakında mutlaka hoşnut olacaktır.
    Leyl, 21./Yaratan Rabbinin adıyla oku/çağır!
    Alak, 1./Oku! Rabbin Ekrem'dir/en büyük cömertliğin sahibidir.
    Alak, 3./O'dur kalemle öğreten!
    Alak, 4./Yemin olsun incire, zeytine,
    Tîn, 1./Tûr-i Sîna'ya,
    Tîn, 2./Ve şu güvenli kente ki,
    Tîn, 3./Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık.
    Tîn, 4./Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne/aşağıların en aşağısına çevirip attık.
    Tîn, 5./Böyle iken dini sana ne yalanlatır?
    Tîn, 7./Allah, yargıçların en güzel hüküm vereni değil mi?
    Tîn, 8./Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner!
    Kadr, 4./Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar!
    Kadr, 5./De ki: O, Allah'tır; Ahad'dır, tektir!
    İhlâs, 1./Allah'tır; Samed'dir/tüm ihtiyaçların, niyetlerin, övgülerin, yakarışların yöneldiği tek kuvvettir!
    İhlâs, 2./Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur!
    İhlâs, 3./Hiç kimse O'nun dengi ve benzeri olmamıştır, olamaz!
    İhlâs, 4./De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."
    Zümer, 44.

  • @hamzakartal1426
    @hamzakartal1426 15 วันที่ผ่านมา +1