bu arada Vahit'in katkılarına laf edenlerin çok yönlü/eleştirel düşünmenin ne demek olduğunu bilmedikleri o kadar ortada ki😂 Yaşar'ın heyecanlı anlatımı Vahit'in detaycılığı bence çok iyi bir ikili oluşturuyor, ikinize de teşekkür ederim.
Bu arada eleştirel düşünmeyi doğru anlamadığın o kadar ortada ki 😂 Yaşar'ın anlatımına heyecanlı demek söylemlerini küçültmek anlamına gelir ve çok saygısızca olur. Bir tartışma sırasında tabi ki anlaşılmayan ya da düzeltilmesi gerektiğine inanılan bazı fikirler olabilir ve müdahale edilmesi normaldir fakat Vahit'in bazen bu düzeltmelerinin kaynağının kendince birtakım kaygılar olması bu diyaloğu "eleştirel düşünme" düzleminde ele almaya engel teşkil ediyor kanımca. Eleştirel düşünme derken kastettiğin anlamı baz alarak yazdım. Yoksa bir düşünme söz konusu değil, olan şey tartışmadan başkası değil. Zaten tartışmalarda bir taraf fikrini ifade ederken diğer taraf o fikirleri değerlendirir ve eleştiriler getirebilir.
@@ahmetyusufsrgldur bir dakika şu konuda tamam değil, heyecanlı anlatım kadar tutkulu bir şey yok, asıl bunu aşağılayıcı bir şey olarak görmeniz oldukça aşağılayıcı, kanınızca yazdığınız şeylere katılmıyorum. eleştirel düşünmenin ne demek olduğunu anlamayan birine anlatacak gibi cümleye başlamışsınız ama olmamış :) size de bunları yazdıran kendinizce birtakım kaygılarınız, o yüzden çıkışınız yersiz
Yaşar kendi neslinden bahsederken Vahit'in akademik bir tartışma gibiymişcesine kitaba bu kadar bağlı kalması ve birbirlerini anlamadıkları için yapılan uzun açıklamalar dışında gayet hoş bir video. Bence tartışmaya başlamadan önce kim özne hangi zaman bunları iyi belirleyin abilerim.
videoyu biraz izledim ve ilgimi çok çekti konu, bir şekilde ingilizce pdf'ini buldum kitabın, önce kitabı okuyacağım sonra da videoyu tamamen izleyip iki değerli abiyle kitabı tartışmış gibi olacağım. kim bilir belki düşündüklerimi de yazarım uzunca buraya, 49w'nin insanın hayattaki en gerçek pratik deneyimlerinden, sorunlarından tamamen uzak sosyal bilimler içeriği üretmiyor olması, son derece yenilikçi vizyonuna bayılıyorum bu arada, bu üniversite öğrencisi kardeşinizin ufkunu açıyorsunuz bir şekilde ^^ teşekkürler:) devam ...
Sağlıklı kadın erkek ilişkisi kadının ekonomik ve sosyal sebeplerden belki hayatı boyunca hiç dönüp bakmayacağı bir adama senelerce hatta ölene kadar katlanmak zorunda olması olmamalı. Kadının sosyal ve ekonomik hayatta özgürleşmesi sadece durumu eşitler kimseyi kötü yapmaz.
Vahit 16. dakika durdurarak bu yorumu yapıyorum. Kadınları söylemi hiç anaakım olmadı diyorsun ama son 5-10 yıldır milli veya dini bayramlardan çok daha coşkulu ve etkili geçen bayram 8 mart. Cumhuriyet Bayramı bile kadına verdiği haklar kadar değerli görülüyor. Yine 5-10 yıldır zaten bir kadının giyimini eleştirmek tamamen kabul edilemez durumda. Kadına şiddet ve tecavüz olayları toplumun en dikkatli en heyecanla takip ettiği davalar oluyor. Erkeklerden nefret ediyorum demek sempati toplarken, kadınlardan nefret ediyorum diyenler aşağılanıyor. Vesaire liste uzatılabilir, bence kadınların söylemi çok ağır bir farkla anaakımı oluşturuyor
son 5-10 yildaki kadin siddetine karsi bakisi tamamen gormezden geliyor vahit. suclu olsun olmasin kadina sokakta/internette herhangi bir sekilde siddet ettigi iddia edilen bir erkegin geldigi durumu gorememek ve kadinlarin soyleminin ana akim olmadigini savunmak gercekten meseleye cok uzak kalmaktan geciyor.
görünür söylem ile hâkim söylem arasındaki farka işaret etmeye çalışıyorum ben. İstanbul Sözleşmesinden çekildi Türkiye. görünür söyleme kalsa Erdoğan hâlâ iktidarda olur muydu mesela? 10 yılda gelinen noktaya dair herkes kendi pozisyonuna göre malzeme bulur elbette.
erkeklerden nefret ediyorum demenin hiçbir sosyoljik ve fiziksel karşılığı yok. çıkıp istedikleri kadar bağırsınlar erkekler ölsün vs. diye. fakat aksi durumda erkekler arasında gruplaşma ve planlı hareketler yürütüldüğünü görüyoruz. sonucu da genelde tecavüz veya cinayet ile bitiyor. dediğiniz durum genel hatlarıyla bundan kaynaklanıyor esasında
@@abdulvahidgezerVahit Hocam, Erdoğan'ın iktidarda olması yalnızca İstanbul Sözleşmesi ve onun paralelindeki kadın politikalarının onaylanmasından mı kaynaklanıyor ki kadın hakları anlatısı ana akım değil sayılsın? Ana akım medya propagandasının çoğunluğu kadın erkek eşitliği anlatısını dillendiriyor, ben erkek egemenliğini savunan bir ana akım medya propagandasına pek rastlamadım açıkçası.
Erkeklerden nefret ediyorum demek sadece söylemde kalan bir şey. Kadınlardan nefret ediyorum diyen birinin sonu tecavüze ve kadınları öldürmeye kadar gidiyor. O kişi bunu yapmasa bile bu söylemi dillendirmesi başkalarını tetikleyip başkalarının yapmasına sebep olabilir. O yüzden kadınlardan nefret ediyorum söylemi dillendirilmemesi gereken bir söylem. Ha erkeklerden nefret ediyorum söyleminin yaygınlaşmasıyla kadınlar erkekleri öldürmeye tecavüz etmeye başlarsa önümuzdeki 5 10 yıl. Erkeklerden nefret ediyorum söylemi de tabu olur ve söylenemez tepki çeker duruma gelir.
Bir söz vardır; "olaylar bittikten sonra her şey rasyonalize edilebilir." diye. Sosyal bilimlerde teorileri bazen kırılması gereken putlar olarak görmek gerekir. Bir teoriye meydan okumalı bazen.
Aslında Yaşar'dan kitabı tavsiyemden dolayı bir kulak çınlatma bekliyordum. Şahsen ben de bu "efendi erkeklerden" biriyim. Babam erken yaşta vefat etti, annem tarafından büyütüldüm, hep kızlarla erkeklerden daha iyi anlaştım ve erkekleri genellikle kaba buldum. Fakat iki sevdiğim kız tarafından da tam da bu "çok iyi arkadaşsın" söylemi ile reddedildim. *Kısacası benim erkekliğimin (sex) ne anlama geldiği (gender) kadınların etkisiyle kuruldu* . Zaten din de erkekliğin bastırılması üzerine kuruludur, dedem, bir de feminizm sosu eklenince cinsellikte prüten biri, "köle ahlakına" sahip olup çıkmıştım. Eurocentrism'e benzer bir durum yaşandı, kendi erkekliğime kadınların baktığı gibi bakıyordum. Ancak kadınların anlatısı da kendi deneyimleri ve çıkarlarına dayanan bir anlatı. Burada en büyük yaptığım hata kadınların ezilen olduklarından "haklı" olduklarını varsaymam. Kadınların dedikleri ile istedikleri arasında uyum olduğunu düşünmem ve bu yüzden kaba saba erkekler gibi olmamam gerektiğiydi. Ki hala öyleyim bir nevi, erkekliğe kadınlara benzer bir şekilde bakıyorum. Ancak sıklıkla kadınların istediği erkek, söylemlerindeki erkek değil; onlar arzu ettikleri erkeklerin "evcilleştirilmesini" istiyorlar, burada aslında bir iktidar mücadelesi var, ahlaki bir kılıfa sokulmuş. Evet eşiklik de güç mücadelesidir, kadınların yaptığında yanlış bir şey yok. Hem erkekliğin avantajlarından mahrum kaldım, diğer erkekler gibi davranmadım, hem de dezavantajlarını fazlasıyla yaşadım. "Self hating Jew" gibi bir duruma düştüm. Özellikle de bunun doğru olmadığına inanmışsam, kimlik algısını değiştirmek kolay değil. Bu yüzden yazar, direkt "böyle olun" demek yerine arzularınıza dikkat edin diyor ve çevresiyle uyuma çağırıyor: Id ve superego'yu barıştırmaya girişiyor. Evrensel haklılık tartışmaları yerine insanları şimdi ve burada mutlu etmemiz gerekiyor. Erkeklerin bir kısmını vuruyor bu durum, erkekler de kendi aralarında yekpare ve eşit değil ki?
Enes hocam, videoyu çekerken yaşanan telaştan unutmuşum. Tavsiyeniz için teşekkür ediyorum. Kitabı keyifle okudum. Samimi paylaşımlarınız için de ayrıca teşekkür ederim.
Teşekkür ederim hocam, bu kitap zaten 20 yıl önce yazıldığında kriz bu kadar büyük değildi. Şimdi tekrar gündeme gelmesinin sebebi de bu. Yazar gerçekten kendi gözlemleriyle kahinlik yapmış. Kişilerden yapılara gitmesi de bir psikoloğun da takdir edilesi. Eğer her şey aynı şekilde devam ederse, bu sorun giderek büyüyecek. Özellikle tek ebeveynli çocuklarda Alt-Right oldukça yaygın; bu kadar erkek hıncını dışa vurmak çalışılırsa, çok tehlikeli bir durumla karşılaşabiliriz. @@mehmetyasaraltundag
@@eren71356 Tüm dinler erkek ve kadın cinselliğini ve cinsel marketi regülasyona bağlamıştır. Katolik papazlar ömür boyu cinsellik yaşayamıyor, Hristiyanlarda normalde cinsellik yaşarken kadına bakılmaz, İslamda mastürbasyon zorunlu durumlar hariç haram vs. Niçe'nin tüm argümanı bunun üzerine değil mi? Şu an din avamlaştığından böyle düşünüyoruz. Niçe'nin tüm argumanı bu din hakkında. Kültür, medeniyet doğayı bastırırır.
Kadın erkek eşitliği aslında o kadar farkında olmadığimız yerlerden patlıyor ki. Mesela ben eğitimli sayılabilicek kadın erkeğin eşit olduğu bir ailede büyüdüm. Annenemgil dayımgil de böyle. Sorsan kadın erkek eşit kadın haklarına saygılı hepsi. Ama annanemgile yemeğe gittiğimizde annem orda tek çalışan kişi işten gelmiş annaneme yardım etmiş birlikte yemekleri hazırlamışlar sofrayı kurmuşlar. Yemek yerken annemle biz hep mutfağa yakın her an ayağa kalkabilicek yere otururuz ki servisi yapabilelim ki dayılarım emekli yaşlı değiller biri annemden 2 yaş biri 4 yaş büyük tüm gün oturuyorlar annem öğretmen tüm gün ayakta ama servisi annemle ben yapıyorum çünkü kadınız sofrayı biz topluyoruz bulaşığı biz kaldırıp çayı biz demliyoruz sonra tabi tatlı servisi tatlı bulaşığı. Dayımgil görece eğitili erkekler oldukları için kalkıp çaylarını alıyorlar bazen. Bazen yardım lazım mı diye soruyorlar. Ama bu onların görevleri değil. Ki genelde etmiyorlar sadece soruyorlar. Böyle küçücük bir şeyde bile kadınlarla erkeklerin eşit olmadığı o kadar belli ki.
Kültürel oturmuş şeyler var, 20-30 senede tamamen değişmesi imkansız çünkü asırlardır devam eden roller var. Günümüzün ilişki buhranının sebebi de bu rollerin karışıyor olması
Küçükken evimizin önü temiz olsun diye (temizliği ve düzeni severim) çalı bir süpürge alıp sokağı temizlemeye çıktım. Kadın komşular gülerek annen cezalandırdı mı seni diye sordular, onlara göre temizlik cezalandırma yöntemi ya da onlara göre erkek için temizlik önemli olamaz, etrafınızda böyle insanlar olduğu zaman siz de kirli olmanın olmanız gereken şey olduğunu düşünüyorsunuz. Ben bunları aştığımı düşünüyordum ama ilk defa karşı cinsten biri bana çiçek aldığında afalladım. İşin aslı buna sevinmem gerekiyordu ama öyle olmadı. Olmam gereken rolde olmadığımı düşündüm. Artı bunu yaptığı için ona ekstra bir saygı duydum ama ekstra bir duyguya gerek yoktu. Nasıl erkekler kendi bulaşıklarını yıkıyorlar diye onlara ekstra saygı duymanız gerekmiyorsa benim de kız arkadaşıma ekstra bir sevgi duymama gerek yok. Açıkçası aşılması zor konular ama bazı taktikler illaki vardır.
Konu misafiri bağlamaz dayın da olsa misafirdir kimi yer misafirin bazı yerlere girmesini bile istemez. Konu babanla alakalı, baban yardım ediyorsa orada eşitlikten söz edilebilir benim düşüncem böyle.
Bakın ben ne kadar iyi okullarda okudum demek için söylemedim o kısmı. En liberal enstitülerde okuduğum için feminist literatüre ve sosyalizasyona aşinayım demek o :)
@@mehmetyasaraltundag Onu demek istediniz olarak söylemedim. Öğrenim gördüğümüz yerlerin, okuduğumuz kitapların, bulunduğumuz ortamların bize verdiği şeyleri nihayetinde kendi kimlik süzgecimizden geçiriyoruz. Bazılarını kabul ediyoruz, bazılarına karşı çıkıyoruz. Kabul ettiğimiz fikirler sadece çok güzel sunulduğu için ya da karşı çıktığımız fikirler sadece ikna edici bir anlatımdan yoksun olduğu için o kefede kalmıyor. Kadın düşmanısınız ya da değilsinizle ilgili bir yorum değil bu. Okuduğumuz okulların herhangi bir konuda, tek başına lehe ya da aleyhe bir argüman oluşturabileceğini düşünmüyorum sadece. Örneğin Freud, penis envy kuramını ortaya atan kişidir. Horney de mesela womb envy kuramını ortaya atmıştır. Kendi kimlik süzgecinden geçirmek işte böyle bir şey.
Bu ifade ettiğiniz konuyu ve bunun gibi pek çok şeyi açıklamaya kalksa video çok uzar, sıkar. Kendi düşüne yapısını anlayacağımız en kısa yoldan bize ifade etmek için kullandığı bir cümle. Karşı taraf anlıyorsa ne ala.@@aysegul.karagoz
Ben şu şekilde düşünüyorum; normalde klasik Türk aile yapısı Erkek egemen ve erkeğin çalışıp kadının evde olduğu bir düzendi. Biz ülke olarak daha kadınların iş hayatına tam akreditasyonundan söz edemezken ülkenin mevcut ekonomik durumu kadının hızlı bir şekilde işe girip çalıştığı erkeklerin kadınların doldurduğu iş alanlarından dolayı işsiz kalması, bu nedenle kadının ekonomik olarak ipleri eline aldığı bir döneme çok hızlı geçiş yaptık. Kadınların bir önceki nesiller için belki geneli için en fazla lise mezunu olan sayısı çok iken son 8 yılda bir anda üniversite mezunu kadınların artışı, kadınların iş hayatına aşırı hızlı giriş yapması, kadının bir meta olarak iş hayatında kullanılıp patronların işine yarayacak şekilde kullanılması, erkeklerin de bu düzen içinde alışamadıkları ve afalladıkları bir bulanıklığa sebep oldu. Hem kadın hem erkek aynı anda yeni ilişkilerde can sıkılıncaya kadar birbirlerini kullandıkları toksik ilişkiler kurması, çok hızlı sevgili ve partner değişimi de ilişkilerin temelini sarstı. Buna neden olarak toksiklik, makyavelist bakış, hedonist bakış, sadakatin ve güvenin zedelenmesi, sosyal medyanın beklentileri ve talepleri üst düzeye çekmesi ve bu üst düzeye çekilen beklenti ve talepleri karşılayacak kişilerin de aynı anda mevcut olduğu ama bunun toplumun belki %20 si için geçerli olduğu ama bir yanılsama ile sanki herkes doğru ve mükemmel beklentileri karşılayacakmış gibi sanılması ilişki sürelerinin kısalmasına, ilişkide bağların zayıflamasına, aidiyet ve ciddiyetin aşırı tahribatına yol açtı. Genel olarak annelerimiz çalışmayan ev kızlarıydı. Babalarımız çalışan ev erkekleriydi. Babanın egemen olduğu bir dönemdi. Şu an ise kadın ve erkeğin aynı anda çalıştığı, rollerin çakıştığı, kadınların haklı olduğu taleplerinin dışına çıkıp erkeğin toplumsal rollerini zedeleyecek şekilde süisitmal etmesi, erkeklerin de sosyal medyanın da etkisi ile daha iyi ve daha güzel kadınları görüp ilişkilerde kadınını geri plana atma durumlarını aynı anda yaşıyoruz. Bundan çıkış herkesin kendine çeki düzen vermesi, kadınların ve erkeklerin daha ciddi düşünmesi, sırf sevgili olmak için sevgili yapmaması, belki tuhaf gelecek ama tanıdık ve görücü usulü gibi metotların tekrar yaygınlaşması, kadın çalışsa bile erkeklik onurunu zedeleyecek davranışlar içine girmemesi, erkeklerin de kadınları aşağılayıcı davranışlardan uzak kalması, kadınlara hizmetçi gözüyle bakmaması, ama özellikle kadınların da erkeklerin genel davranışlarını dikkate alıp erkekleri yapmayacaklarını düşündükleri şeyleri talep etmemeleri, insanların ilişkilerine gerçekten evlenmek için bağlanmaları,( Allah rızasını gütmeleri - >dine ve inanca bağlı olarak opsiyonel), ilişkiyi evlilik ile sonlanmayacaksa veya sonunu öyle düşünmüyorlarlarsa hiç görüşmemeleri, yasak ilişki içine girmemeleri, teması azaltmaları ve gönül temasını arttırmaları, samimi olmaları, çocuklarına anlatamayacaklarını yapmamaları.
@@doga4008 Bundan çıkış herkesin kendine çeki düzen vermesi, kadınların ve erkeklerin daha ciddi düşünmesi, sırf sevgili olmak için sevgili yapmaması, belki tuhaf gelecek ama tanıdık ve görücü usulü gibi metotların tekrar yaygınlaşması, kadın çalışsa bile erkeklik onurunu zedeleyecek davranışlar içine girmemesi, erkeklerin de kadınları aşağılayıcı davranışlardan uzak kalması, kadınlara hizmetçi gözüyle bakmaması, ama özellikle kadınların da erkeklerin genel davranışlarını dikkate alıp erkekleri yapmayacaklarını düşündükleri şeyleri talep etmemeleri, insanların ilişkilerine gerçekten evlenmek için bağlanmaları,( Allah rızasını gütmeleri - >dine ve inanca bağlı olarak opsiyonel), ilişkiyi evlilik ile sonlanmayacaksa veya sonunu öyle düşünmüyorlarlarsa hiç görüşmemeleri, yasak ilişki içine girmemeleri, teması azaltmaları ve gönül temasını arttırmaları, samimi olmaları, çocuklarına anlatamayacaklarını yapmamaları.
Yaşarın yorumlarının hatalı olduğunu düşünmemin üstüne bu konuda kritik aldığında da kendisini "makul" bir çizgiye çekmek için seyircisinden onaylı ve eğitimli biri olarak kendini konumlandırmasını kendisine üzülerek izledim. Tam bu konuda da kendini sola konumlandıran erkeklerin otomatik olarak kendilerini pro-feminist olduklarına ikna ettiklerini düşünüyorum, oysa bu otomatik yapışan bir etiket değil. Uzaklaşıp kendilerine bakmaları hatta eleştirebilmeleri gerekiyor. Öyle ki çok fazla sol görüşlü, kentli, eğitimli ve eşitliği savunduğunu söyleyen erkek de yeri geldiğinde erkekliğine sarılıyor. Bu noktada videodaki tartışmada da "erkekler kaybediyor" demek baya sağa yakın bir söylem ve verdiği mesaj günümüz ana akım kadın düşmanı söylemlerle direkt kesişiyor, yorumlarda çok fazla erkeğin bu noktada desteğini de almış şaşırtmayarak. Sanırım doğru yorum erkekler değil erkeklik/erillik kaybediyor olmalıydı, ki feminist hareketin amacı da bu. Bir kazanımı da ifade ederdi. Özetle erkeklerin gözünden feminizmi teori olarak gördükleri yerden gündelik pratikle hiç birleştiremediklerini izleyebildiğimiz, dolayısıyla erkeklik tartışmasının haklılık savaşına döndüğü dağınık bir video olduğunu düşünüyorum. Çabanıza sağlık (!)🥴
Farklı fikirlerinizi tartışmanız güzel, normalden biraz fazla farklılaşmış fikirler haliyle tansiyonlu bir video olmuş. Bir an ‘Sen Abdülhamit’i savundun’vari çıkış bekledim. Keyifliydi emeğinize sağlık. Sizden Cesur Yeni Dünya üzerine tartıştığınız bir video izlemek çok tatlı olurdu. Umarım bir gün olur💛
34:50 Çok güzel söylenmiş bu da, bazı erkekler giyimini güzel yapar, tipini düzeltir, birazcık da para kazanır. Ama bazı erkekler zaten zengindir, çirkin de olsa toplam ''skor'' yüksek olduğundan daha önce ve daha iyi seçilir. Hipergami mevzusunu da hayatın her yanında görüyoruz. Bu kimsenin suçu olmasa da, parametrelerin farklılığından kaynaklı bence. A101 kasiyeri kız güzel olursa erkek onu seçer ama a101 kasiyeri erkek için durum aynı değil.
Ben de bencil hatta despot bir babanın antitezi olarak annesi ve ablaları tarafından yetiştirilmiş bir erkeğim. Onlara hak verdim ve hayatım boyunca bir nice guy olmaya çalıştım. 46 yaşında biri olarak bugünün ve geçmişin muhasebesini yaparsam insanları da hayatı da asla sevemedim hayatın tadına da varamadım bana uygun eş ve arkadaşlar da bulamadım çocuklarıma iyi bir örnek de olamadım. Hayatta en önemli konularda çok başarılı oldum ama bunu finansa yansıtamadım, gelecek kaygılarımı gideremedim boşanmak istedim boşanamadım. Yeni bir hayata başlayacak birini de bulamadım. Intiharı da düşündüm ama onu da yapamadım. Şu an karar verdim çok şakacı dalgacı ve umursamaz biri olacağım. Bir de bunu deneyeyim. Zira artık kaybedecek bir şeyi olmayan dolayısıyla risk taşımayan biri gibi hissediyorum. En kötü ihtimal kimse sevmez ki zaten sevildiğimi de hissetmiyorum, çok efendi adamdı noldu buna çok bozdu diyecekler de umrumda olmaz. Kişiliğin oturmamış diyeceklerin de...
İnsanlar bir sahte ikilem içine sıkışıyorlar ve hayatı özgünce değerlendirmiyorlar gibi geliyor. Kadın doğası ve mizacında da sıkıntı var ki sizi böyle yetiştirmişler.
abi vahit yaşar’ın kendi çevresiyle kısıtlı söylemlerini frenleyerek olaya daha geniş bir açıdan bakılmasını sağlamış, bu noktada da kavram tartışmaları olmuş bence. Şimdi yorumlarda çoğumuzun çevresi ve yaşı az çok yaşarla yakın olduğu için bize öyle geldi.
@@alisonurfe1119 vahit'in frenlediği doğru, ama frenlemesinin altında konuya farklı perspektif bakılması gibi bir amaç hissetmedim bu video özelinde. sanki "bakın ben yaşar gibi düşünmüyorum ve vurgulamam lazım çünkü çevrem" gibi bir gaye hissettim burdaki sözlerinin altında. not, videoyu tekrar izlemeden yazıyorum, izleyebilirsem sizin yorumunuzu göz önüne alarak bakacağım bu sefer
@@kenterte bence vahit’in öyle bir çabası varmış gibi görünmesinin sebebi kanalın objektifliğini veya duruşunu (artık hangisi bilmiyorum) korumak istemesi. bir de arada yaş farkı var yaşar hem gen z hem de boğaziçi çevresinde, vahit daha kendi yaş grubuna vs hakim (30larındaydı diye biliyorum). Yaşarın söyledikleri aslında doğru ama Türkiyenin bazı yerlerinde doğru, bunu videonun sonunda söylüyor yaşar işte bi şu türkiye var bi bu türkiye diye. Vahit tartışmada diğer Türkiye (annelerimizin babalarımızın Türkiyesi veya taşra türkiyesi) unutulmasın veya dışarıda bırakıldığı vurgulansın diye müdahele etmis bence
Bence Yaşar’ın örneklemi daha çok paris’te, boğaziçi’nde, odtü itü koç vb üniversitelerde gördüğü ve gözlemlediği ilişkiler üzerine kurulmuş. Bu nedenle vahit’in yer yer durdurucu yer yer eleştirici sözlerini çok yerinde buldum. Aralarındaki yaş farkı sohbeti güzel dengelemiş, ama kavramlara açıklık getirmeye çalışırken tartışmadan biraz kopmuşsunuz.
9:17 eski bir amerikan filminden sahne vardi, adam oğluna biz zamaninda haltlar yedilten sonra isimize doner devam ederdik, siz milenyumlular kadinlardan ozur diliyorsunuz diye. Bunu izledikten sonra bir dusunmustum, köydeki veya sehirdeki fark etmez yaşlı dayilarin davranislari dusunceleri hakkında vs. Kendiminkiyle karsilastirildiginda küçük bir kiz çocuğu kadar duygusal yaklasiyormusum her şeye. Ya da onlar ilkel insan kalmislar bilemiyorum. Cok değişmiş yaşam
Vahit gerçek bir "nice guy". Fakat onu özgün kılan solcu kadıköy amcılığı ile yeni muhafazakarlığın birleşimi olması. Hybrid post-otuzbircilik yani. Bu yüzden daha otantik ve biricik.
Siz de hocam Birikim dergisinin anti-narsisist sol yüksek kültürü narsisizmi ile folklörik göte göt diyen halk lügatını bir araya getirerek çok postmodern bir Şey yaratmışsınız, tebrikler hocam.
Aslında erkekler, kendilerinde zihni ve hayat algısal sorunları düzeltip, ilişkilere ve kadınlara bakışlarını biraz düzeltseler, özgürleşen/ güçlenen kadınlar da doğalarındaki olumsuzluklardan kurtulup erkeklerle ilişki ve aile kurabilseler sorun yok. Ataerki ile nüfus konusunda yarışamazsın ama 2-3-4 çocuk yapmak mümkün. 3 çocuk mevcut nüfusu korur ve biraz artırmaya da yeter, örneğin.
Vahit konuşunca geriliyorum , nerdeyse karşındakini azarlayacak seviyede ,abi bu kadar baskın isen ayni performansı flutvde Mustafa Sevene karşı da bekliyorum.
İnsan patronuna karşı ne kadar baskın olabilir olmak ya da olmak ister ? Armut ile elma karşılaştırıyorsunuz. Ki Vahit i yeterince tanıdık, sevmek zorunda değlsiniz ama sizin yapmadığınız (samimi bir şekilde ekran karşısında birşeyler anlatmaya çalışmak) birşeyi yapıyor, saplayıp durmayın çocuğa
Yaşar'ın görüşlerine katılmamakla birlikte, erkeklerin kadınlardan, kadınların da erkeklerden beklentilerine dair yaklaşımların her iki taraf için de sorunlu olduğunu düşünüyorum. Geçmişe dönüp baktığımızda, bu yaklaşımların daha da sert ve belirgin olduğunu görebiliyoruz. Ancak toplumsal eşitliğe yaklaştıkça bu kalıpların yavaş yavaş azaldığına şahit oluyoruz. Özellikle Batı Avrupa ülkelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine dair daha ilerici bir tutum hakimken, Türkiye ve ABD gibi eğitim seviyesi görece düşük ülkelerde sorunların daha derin olduğunu gözlemlemek mümkün. Toplumsal cinsiyet eşitliğine yaklaşmak, bu sorunları çözmenin en temel adımıdır. Erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü arttıkça, cinselliğe ulaşmak zorlaşır ve cinsel suçlar artar. Bu, patriyarkal toplum yapısının bir yansımasıdır. Ancak toplumsal cinsiyet rollerinin çözülmesi ve insanların belirli kalıplar üzerinden kimliklerini tanımlamaması, yani bireysel özgürlüklerin ön plana çıkması, bahsettiğiniz sorunları çözmenin tek yolu. (Burada İsveç ile ABD ya da Türkiye verilerini kıyaslarsanız tabloyu görürsünüz.) "SJW" gibi hareketlerin eleştirilmesi ve anti-woke yaklaşımların desteklenmesini problemli buluyorum. Bu, toplumsal ayrıcalıklarını kaybetme korkusu yaşayan heteroseksüel erkeklerin rahatsızlık ifadelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Eşitlik mücadelesine karşı çıkmak, bu rahatsızlığın bir yansımasıdır. Oysa, feminizm ve LGBTİ+ aktivizmi gibi toplumsal cinsiyet rollerine karşı duran hareketler, yalnızca kadınların değil, herkesin özgürleşmesini amaçlayan yapıcı akımlardır. Cinselliğe ulaşmakla ilgili olarak ise söylediklerinize yine hiç bir şekilde katılmıyorum Yaşar Bey. Eğer toplumsal güzellik standartlarının yarattığı hiyerarşide en tepedeki kadınları hedefliyorsa bahsettiğiniz erkekler hedeflerine ulaşamamaları gayet normal. Güzel(?) kadınlar ve yakışıklı(?) erkekler her zaman daha fazla rağbet görürler. Bu güzellik algılarımızıda eril yaklaşıma sahip medya organları şekillendirir(di). Artık bu kalıplarıda yıkma noktasına geldiğini düşünüyorum toplumun. Finansal olarak en tepede olan erkeklere/kadınlara olan talep yoğunluğu ise ekonomik koşulların getirdiği çaresizlikle ilişkili genele bakarsak. Refah seviyesi yüksek toplumlarda/bireylerde seçilim bu şekilde işlemez. Kadınların bazı alanlarda daha avantajlı olduğu iddiasına gelince, bu argümanlar gerçeği yansıtmaktan uzak. Bir kadının gece yalnız başına sokakta yürürken yaşadığı endişe veya giydiği kıyafet nedeniyle uğradığı taciz, kadınların içinde bulunduğu güvencesizliğin en açık örneği. Eril bakış açısı genellikle bu gibi durumlarda mağduru suçlama eğilimindedir. Toplumsal ilerleme kaydedebilmek için, bu bakış açısına karşı durmalı ve eşitliği savunmalıyız. Son olarak, Erkekler hiç bir şey kaybetmiyor Yaşar Bey, erkekler ve kadınlar eşitleniyor buda toplumun kazanmasını sağlıyor. Kimse sahip olduğu güçten vazgeçmek istemez, bu sebeple "kaybediyoruz" bakış açısına sahipsiniz. Yıllarca tüm varlıklara erkekler sahipti, iş dünyasından, mülk edinmeye hep domine ettiler toplumu. İlk defa kadınlar bu alanlarda var olmaya başladılar, haliyle kiminle sevişmek istediklerine, kiminle evlenmek istediklerinede kendileri karar verir oldular. Bu rahatsız olunması değil mutlu olunması gereken bir şey. Cinselliğe ulaşamayan erkekler bu noktada kadınları suçlamak yerine kendilerinde neleri geliştirebileceklerine, kadınlarla nasıl ilişkiler kurmaları gerektiğine odaklanırlarsa başarı oranları artacaktır. Bu videonun faydalı bulduğum yönü bu konuları redpill'ci öfke dolu kanalların tekelinden kurtarıp seviyeli bir düzeye çekmiş olmanız oldu. Teşekkürler.
Bu konuyu ele almanız güzel olmuş. Cidden kadınlar olarak bu geyikten bıktık. Ekşi’de bir değil binlerce başlık var, inanılır gibi değil ama sanal olmayan ortamlarda da sürekli efendi olduğunu “iddia eden” insanları duyuyoruz. Üstelik bu iddiada bulunanların yaşları da hayli değişken. 50 yaşındaki adamdan bile duyabiliyorsunuz aynı şeyi (bkz. Somer Sivrioğlu - katarsis). Kimse de demiyor ki “bu kadar kişi aynı şeyden şikayet ediyorsa bu insanların tamamının ‘efendi’ olma ihtimali yok.” Her hikayenin sonu da istisnasız “böylece kötü olmaya karar verdim” ile bitiyor. :) Dümdüz arabesk olmasının yanı sıra son derece çocukça bir bakış açısı. Öncelikle kadınların kimseyle birlikte olma borcu yok; bir kadın herhangi bir nedenle bir erkeği tercih etmeyebilir (vice versa). Karşıdaki kişilerin bunu sürekli “çok iyi biri olduğum için hayat beni eziyor” gibi bir yerden alması cidden (komik değil) gülünç. İkinci olarak, efendi olunduğu için tercih edilmeme tamamen bir iddia. Neye dayanıyor, tam olarak bilmek mümkün değil ama herhalde bahsi geçen kadının “efendi olmadığı iddia edilen” başka biriyle birlikte olmayı tercih etmesinden yorumla bu sonuca varılıyor. Bu mantığa göre, kadınların önünde erkek isimleriyle dolu bir defter var, onca karakter özelliği varken - ne hikmetse - “efendi” , “efendi değil” diye iki kolon var ve kadınlar bu kolonların yanına ☑️ atarak seçim yapıyor. Evet bu kadar komik, evet bu kadar saçma.
muhabbetin sorunu şu: yaşar yurt dışı endeksli veriler ve kendi sosyal çevresinden yola çıkarak yorum yapıyor; vahit'se kadınların büyük çoğunluğunun ekonomik özgürlüğünün olmadığı, olanlarınsa hem iş hem ev hayatıyla boğuştuğu hatta bazılarının maaş kartlarına eşleri tarafından el konduğu bir ülkede yaşadığı için ithal dertlere ihtiyacı yok. özetle argümanların bağlamı bir değil.
ayrıca her ne kadar böyle düşünmediğini bilsem de yaşar'ın söylemlerinde kadınların kazanımlarından rahatsızmış gibi bir tını var. yorumlarda kendisini destekleyenlerin kendilerini ifade etme biçimlerine bakılırsa kırılgan erkeklerin de sesi olmuş gibi.
Buna video da cevap verdim. Fakat burada anlattığım argümanlara odaklanmadan kolay yoldan cevap vermek için aynı cevaplar tekrarlanıp duruyor. Kabaca 2 farklı Türkiye’de yaşıyoruz. 40 yaş üstü, yeni şehirleşmiş, kırsal değerler ağırlıklı Türkiye ile 30 yaş altı, şehirli, üniversiteli, sosyal medya kullanan Türkiye aynı değil. Bunlar başka ülkelerin dertleri deyip geçtiğiniz koşulları biz zaten yaşamaya başladık.
@mehmetyasaraltundag ülkenin sınırlı bir kesiminin yaşadığı koşulları mercek altına alıp sanki geriye kalan çoğunluğun yaşama şartları da böyleymiş gibi yansıtmak, ki iddia ettiğiniz gibi kesinlikle sadece 40 yaş üstüne ait değil bu şartlar, o çoğunluğun içindeki erkeklerin sanki kadınlar mega kazanımlar elde ediyormuş da avrupa/amerikada feministleriyle benzer şartlardaymış gibi algılamalarına ve tetiklenmelerine sebep olabiliyor. bu şartlarda 'kadınlar seçici ve ben seçilmiyorum' kırılganlığana çanak tutmak maalesef suni bir dert. belki o dar çevre için bu konuda argümanlar üretilebilir ama 'kadınlar seçici konumda, erkekler kaybediyor, kadınların erkek seçiminde ekonomik şartlar öncelikli' gibi genelleyici ifadeler zaten çoğunluğu kadınların dezavantajlı olduğu bir toplumda orantısız güce sahip erkeklerin suni bir mağduriyet üretmesine sebep oluyor. hele ki şu son argüman, kadınların erkekleri ekonomik varlıklarına göre seçmesi mevzusu koca bir mağduriyet balonu. sanki erkekler kadınları ruh güzelliklerine göre seçiyor, al gülüm ver gülüm meselesi.
Muhabbetin sorunu hakkinda haklisin. Yasar ve Vahit olaylari farkli baglamlardan yorumluyorlar, o yuzden tam bir butunluk saglanamamis fakat ithal dertler konusunda yaniliyorsun. Yasarin anlattigi hicbir sey ithal dert degil bilakis kendi haytimda da birebir yasadigim ve gordugum olaylar. Turkiyenin batisinda, okumus ve sekuler cevrelerin dertleri tam da Yasarin anlattiklari gibi. Ama biliyorum ki daha doguda, okumamis ve muhafazakar kesim de Vahitin dikkat cekmek istedigi noktada. Turkiye cok buyuk ve cok katmandan topluma sahip bir ulke. Tam bir sosyoekonomik butunlukten hatta ve hatta benzerlikten dahi soz edemedigimiz icin daha Batili dertlere ithal dert demenin yanlis oldugunu dusunuyorum. Keske ortak baglamda yorum yapsalarmis daha iyi bir video ortaya cikarmis.
@@kaksiwo8097 ithal dert vurgumun sebebi şu: başlangıçta yaşar kitabın konusunu açıklarken anneleri ve kadın öğretmenleri tarafından büyütüldüğü için kadınlara karşı sürekli verici tarafta olan erkekleri anlatıyor. sonrasında şartlar sanki tr'de de aynıymış gibi tr'de feminizmin ve kadın söyleminin kendi jenerasyonu için 'ana akım' olduğunu iddia ediyor. bugün tr'de senin bahsettiğin bu ithal dertleri yaşayan erkeklerin çoğu eve gittiğinde işten dönen ebeveynlerinden birisi mutfakta koştur koştur yemek hazırlarken diğeri televizyon izliyor. kaldı ki tr'de annesi ve kadın öğretmenleri tarafından büyütülen erkek kitleleri yok, o en ithal dertleri yaşayanların evlerinde bile bir erkek otoritesi var. durum böyle olunca erkekler babaları gibi partnerlerine baskın olamanın kırılganlığını yaşıyor gibi. bu arada yaşar'ın sorun diye bahsettiği şeyler de fazla kulak tırmalayıcıi: kadınlar çalışma hayatına girdiği için erkeklerin bir kaybı var, kadınlar cinsel özgürlerini ekonomik imkanları yüksek erkeklerden yana kullanıyor vs.
Herkese karşı iyi olmak değil o kadına karşı iyi olmak istiyor.ama onu elde edemiyor.çünkü en önemli şey eksik.çekicilik.o kadın onu çekici bulmuyor.istedigi kadar iyi olsun yetmiyor.sonra o kadın başka bir erkeği çekici buluyor ve onunla ilişkiye giriyor.erkek ona kötü davransa bile onu bırakmıyor.artık o kadın reddedilen erkeğin gözünde efendi adam sevmeyen biri oluyor. Gerçek şu ki sürekli reddedilen erkek bir süre sonra özgüven kaybına uğrar.onaylanma ihtiyacı olur.hoşlandıgı kisiye karşı iyi davranmak dışında elinden birşey gelmez.sonuçta efendi adam kaybetmiyor çekici olmayan adam kaybediyor.
7:29 katılıyorum abi buna, onca koca koca adam tanıdım. Adamları küçükken annesi, gençken manitasi, su anda da karısı giydiriyor adamin hicbir seyden haberi yok. Onlar ne verirse onlari yiyorlar falan. Adam annesinin istikrari devam etsin diye evleniyor. Zaten baba dediğin şey gec saatte eve gelir 1-2 döver canı sıkılırsa yemelik bir seyler getirir horlar sabah kalkar yine gider. Hafta sonu bizi görür git ise gir lan it ne zaman bitiyor okul falan der yani o kadar baba. He birde nadiren arabada giderken hiçbir şey yokken o anda olduğumuz yaşta işlediği savaş suçunu, uluslararası kaçakçılık hikayesini(!) falan anlatır şok olursun😅
Kadınların iş hayatına girmesi erkeklerin dert edeceği bir meseleden çok kadınların dert etmesi gereken bir mesele. Çünlü tüm yüklerini 2 katına çıkarıyorlar. Benim annem çalışıyor ve çevresindeki arkadaşlarıda full çalışan kadınlar ve neredeyse erkeklerin hayatında hiçbirşey değişmiyor. Sadece eve giren para 2 katına çıkıp evin refahı artıyor erkekler için tek değişim bu. Ev işlerinin tüm yükü kadınlarda. Topluca kadın oturmalarında o kadar bulundum ki hepsinin söylediği ne çocuklarla ilgileniyor ne kalkıp bir bardak suyunu alıyor oluyor ki bu kadınlar eğitimsiz ve eğitimsiz erkeklerle evlenmiş kadınlar değil. Hepsi öğretmen kocalarıda eğitimli. Sorsan hepsi kadınla erkek eşit der ama meyvesini bile soymaz. Ve bu kocalar iyi koca oluyor. Erkeklerden iyi eş olması için o kadar az beklenti var ki. Kaç kere duymuşumdur kızım kumarı yok içkisi yok karı kızı yok parasını eve getiriyor iyi koca diye . Erkeklerden zaten yapmaması gereken şeyler bekleniyor sadece. Ama kadınlarda resmen her şey bekleniyor çalışan bir kadın olsa dahi evi temiz olcak çocuklarının üstü başı temiz olcak yemeği olacak evde bunlardan biri olmazsa hemen hakkında konuşulur iyi eş olmaz o kadın.
Erkekten iyi eş olması için az beklenti olabilir ama erkekten eş olması için beklenti fazla. Senin bireysel gözlemlerin geneli değiştirmez bilim yaparken veya toplum gibi karmaşık yapıları yorumlarken VERİ ye bakarsın. Batı anglosakson ülkerinde erkeklerin %30 u cinsel partner olarak bile değerlendirilmiyor Erkeklerin %20 lik bir kısmı partner bulmakta zorlanmazken geri kalan %80 zorlanıyor hatta %30 u hayatı boyunca hiçbir partnere sahip olmuyor. Kadınlar erkeklere karşı hipergamiktir kadınların bir çoğu erkeklerin çok dar bir kesimiyle birlikte oluyor.
Verdiğin örnekler üzerine; toplumda erkeğin maddi olarak evine bakması gerektiği düşüncesi hakimken, kadından ev işlerini yapması, çocuk bakması ve yemek yapması isteniyor. Bin yıllardır süregelen bir iş bölümü bu; erkek yemeği, getirir kadın da pişirir. Doğal hayata baktığımızda da gördüğümüz benzer bir şey var, dişi yavrusunu beslerken erkek onları dış tehlikelere karşı koruyan taraf oluyor çoğu zaman. Erkekler kadınların iş hayatına girmesini istemediler, kadınlar bunu talep ve ısrar ederek aldı. Erkek görev olarak evin maddi yükünü karşılarken kadın bunu kendisi görev edindi. Kısacası erkekler çalışarak görevlerini yerine getirirken kadınların da ev, yemek, çocuk vb. gibi görevleri yerine getirmesini istiyorlar. Kadın ek olarak iş hayatına girerek üzerine vazife olmayan iş yükünü de getirisiyle - götürüsüyle edinmiş bulunuyor. Erkeğin çalışmaması kabul edilemezken kadının çalışmak istemiyor olması normal ve kabul gören bir istek. Ben kadınların çalışmasına şu gözle bakıyorum; çalışmasa da olur evi erkek geçindirir ama çalışırsa ekonomik özgürlüğünü elde eder, haneye daha çok gelir girmesinden dolayı refah seviyesi artar ve emelilik gibi yan hakları elde eder. Bu aileden çok kendi için yaptığı bir şey gibi geliyor kulağa bu bakış açısıyla.
Kadınla erkeğin iş bölümü var erkek eve para getirir kadın da ev işlerini halleder işte güzel bir iş bölümü demek sadece kağıt üzerinde güzel duran bir şey. Parayı erkek getirdiği için yüzlerce yıl kadın üstünde baskı ve üstünlük kurdu. Kadınlar dayak yedi hor görüldü aldatıldı saygı görmedi. Nasıl olsa gidicek bir yeri ve imkanı yoktu. Kadınlar aa ya hayat mükemmel ama üstüme vazife olmayan işe de kalkışıyım demedi keyfinden. Ben bunu en yakınımdan biliyorum annanem yıllarca dayak yedi dedemden gidicek bir yeri olmadığı için katlanmış dedem de bunu bildiği içi gayat rahat hareket etmiş. Ne zaman dayılarım okuyup işe başlamış annanemin gidicek bir yeri olmuş o zaman bırakmış dövmeyi. Annanem bu yüzden annemi zorla okuttu kendi parasını kazansın kendi ayakları üstünde dursun kocasına muhtaç olmasın diye. Belki dayak çok uç bir örnek diyceksiniz ama uç olmayan örneklerde bile psikolojik şiddet oluyor. Annemin seneler sonra işe başlamış bir arkadaşı artık yeni yeni evde değer ve saygı görüyorum önceden eşim istediğim hiçbir şeyi almazdı eski telefonları kullanırdım her şeye mırın kırın ederdi şimdi değişti diyor. Malesef ki sizin yazdığınız mutlu iş bölümü pratikte hiç de öyle değil binde bir gerçekten bu şekilde mutlu olan aile var.
@@bilgelap8798 bu video ve kitap kadınların yaşadığı sorunları yok saymıyor. Sadece erkeklerin yaşadığı sorunları anlatıyor. Sorun yarıştırmanın bi alemi yok.
İnsanlar belirli şablonlar bekliyor sola yakın birinden. Ben kafamı kuma gömmek yerine erkeklik krizinin varlığını ve sebeplerini anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Tam olarak katılmadığın yerleri daha net bir şekilde yazarsan onlar üzerinden konuşabiliriz ama.
@@mehmetyasaraltundaginsanlar solculugu sol liberal olmakla bir tutuyor cunku. averaj olarak sol liberallerin aile kavramiyla alakasi yokken ve karsiyken sizin gayet bu konuda sol libe ters fikirleriniz var. sag, sol kavramlari cok tektiplesitirildi.
Çünkü Yaşara da Kadınlar Bakmıyor Ve Muhtemelen Yaşar’da Muhafazakar bi Ailede Büyüdü Muhafazakarlığın Bıraktığı Koku Hala Üstünde Twitter da Tecavüz Fantezisi Yazan En Temel İnsan Hakkından Mahrum Bırakmaya Çalışan İncel Erkeklerle Empati Yapıyor
Birçok kadının henüz tipik Andrew Tate stereotipi erkeklerin kadınlardaki iz düşümü olduğu gerçeği. Yorumlardaki kadınların ardının yanıklığı bunu gösteriyor. Herhangi bir eleştiri geldiğinde yorumlara "WOMEN ☕" yazan erkek ile senin aranda fark yok. En küçük eleştiriye atağa geçiyorsunuz.
Konu gunumuzun en onemli konusu. Istatistiki veriler de bunu kanitliyor zaten. Fakat bence asil meselelere giremediniz. Wealth concentration, tum kaynaklarin gitgide bir azinlikta toplanmasi, teknolojiyle hipergami durtusunun tarihte inanilmaz bir farkla zirve yapmasi, yine teknolojiyle beraber bireysellesme olanaklarinin inanilmaz oranda artmasi. Yani asil mesele teknoloji ve sonra da ekonomi diyebiliriz. Teknolojinin insanlik tarihinde hic bu kadar hizli yol katetmedigini goren biri zaten sadece bu konu uzerinden rontgeni cekebilir. Netflix’te de social dilemma belgeselini tavsiye ederim. Saygilar.
Yaşar sen de harikasın bu arada. Sadece bunları tartışırken bölüm sonunda yaptğın farklı türkiyeler vurgusunu daha önce yapmış olsaydın daha doğru olurmuş. Ağzınıza sağlık gençler
Sorun bu zaten sosyoloji tesbit yapar , analiz eder en fazla öngörüde bulunur. Kadınlara verilen hakları geri alıp toplumu 30 sene önceki haline çekip toplum mühendisliği yapamayacağımıza göre hiç bir şey de yapamayız. Bireylerin kararları ile toplum bir hayali öge olarak birbirinden ayrılmalı. Bilim adamı olarak tesbit yapmışlar o kadar ötesi bilim olmaktan çıkar.
Yaşar arkadaş olabildiğince savunmaya çalıştı ama karşı taraf böylesine militan şekilde fikrini savunurken karşısına militan bir maskülenist koymanız gerekiyordu bence
İlk defa videonuzu izleyen biri olarak tartışmada macbook önündeki adamın anlatmak istediğini çok rahat anlayabilirken mavili arkadaş niçin bu kadar feminen bakmak zorundaymış gibi çıkıştığını anlamadım. Toplumun psikoanalizi değil de sanki feminizm tartışılıyor gibi muamele çekti resmen 😃
Haldun da vardı bu soruların cevabı çok zorlamasaydınız 😂 şehir devletleri ve güvenlik sorunu ortadan kalktığında erkekler böyle olur eşitlik aşırı göreceli bir durum olmakla birlikte eşit meşit olmak zorunda da değil. zengin fakirle, şişman zayıfla, güzel çirkinle, eğitim eğitimsizlikle, Dr mühendisle, eşitmi ve bu eşitsizlikler böyle sürerken kadın erkeğin eşitlenme çabası matematiksel bir problem olsaydı bir şekilde eşitlenebilirdi, maalesef aşırı çarpanı olan ve tek doğrusu olmayan yada olsa bile idealize edilemiyecek gıcık paradokslardan en popüleridir barlarda iyi iş yapar bu muhabbetler tanıdığım bir hatun bu durumu en azından kafasına göre osurarak 😂 belli seviyede dengeliyordu 😂😂😂 belki ayakta da işiyordu onu söylemedi 🎉🎉🎉
24:32 Ben söyleyecektim artık yeter ya, abicim bak normalde 10 erkek var diyelim mühendislikte 10 kişi birbiriyle yarışıyor 100 bin 50 bin 30 bin liralık maaşlar için. 10 tane de kadın geldi şimdi, 20 kişi oldular. Yine 100 bin 50 bin 30 binlik maaşlar için yarışıyorlar, yani kadınların iş gücüne katılımı= 2x iş gücü insanlar için o kişinin kişi sayısını artırması bile yetiyor yani kadın erkek kimsenin umrunda olmuyor.
49W'yi severek takip ediyoruz. Efendiyiz, iyiyiz hoşuz kılız yünüz ama niye abazayız sorunsalı. Olayları karmaşıklaştırmaya gerek yok. 1- finansal stabilite. çok para degil ama sürekli pozitif trendte ilerleyen bir finansal durum yaratın. 2- özellikle 20-35 yaş arasında, olmayacak duaya amin demeyin. kadınlar kendi degerinin en farkında olan canlılar bu yüzden highest bidder always wins. 3- yazmayın. çünkü yazma durumundaysan büyük ihtimalle yazma ile asılma arasındaki dengeyi tutturamayacaksın. kaba sabalıga kaçmamak şartıyla normalde arkadaşlarınla kurdugun diyalogu kur. 4- giyimde toprak rengi tonlarından ( kahverengi ) uzak dur. beceremezsin. kuru yaprak ve humus gibi dolanırsın ortada. Volkswagen Golf felsefesini benimse. çok dikkat çekici degil ama her seviyeye adapte olabilen ve sırıtmayan. Koyu düz gri tshirt açık gri kot beyaz sneaker (stan smith tarzı şeyler mesela), koyu düz lacivert tshirt mavi ya da lacivert kot ve beyaz sneaker. bu civarlarda dolaş. 5- bunu kabalaşmadan nasıl anlatırım bilmiyorum ama antreman fırsatlarını degerlendir. gerekirse çıtayı düşür. tekliflere açıgım ama durumum çok ta acil degil havası olumlu bir havadır. Yüzeysel de olsa faydalı olacagına inandıgım tavsiyelerdir.
![เปิดคำทำนาย นอสตราดามุส - บาบา วานก้า ปี 2025 คนทั่วโลกต้องเจออะไรบ้าง? | แฉ 11 ธ.ค. 67 [2/3] |GMM25](http://i.ytimg.com/vi/xmTIKWJUMPM/mqdefault.jpg)
bu arada Vahit'in katkılarına laf edenlerin çok yönlü/eleştirel düşünmenin ne demek olduğunu bilmedikleri o kadar ortada ki😂 Yaşar'ın heyecanlı anlatımı Vahit'in detaycılığı bence çok iyi bir ikili oluşturuyor, ikinize de teşekkür ederim.
Bu arada eleştirel düşünmeyi doğru anlamadığın o kadar ortada ki 😂
Yaşar'ın anlatımına heyecanlı demek söylemlerini küçültmek anlamına gelir ve çok saygısızca olur. Bir tartışma sırasında tabi ki anlaşılmayan ya da düzeltilmesi gerektiğine inanılan bazı fikirler olabilir ve müdahale edilmesi normaldir fakat Vahit'in bazen bu düzeltmelerinin kaynağının kendince birtakım kaygılar olması bu diyaloğu "eleştirel düşünme" düzleminde ele almaya engel teşkil ediyor kanımca. Eleştirel düşünme derken kastettiğin anlamı baz alarak yazdım. Yoksa bir düşünme söz konusu değil, olan şey tartışmadan başkası değil. Zaten tartışmalarda bir taraf fikrini ifade ederken diğer taraf o fikirleri değerlendirir ve eleştiriler getirebilir.
@@ahmetyusufsrgl tamam
@@ahmetyusufsrgldur bir dakika şu konuda tamam değil, heyecanlı anlatım kadar tutkulu bir şey yok, asıl bunu aşağılayıcı bir şey olarak görmeniz oldukça aşağılayıcı, kanınızca yazdığınız şeylere katılmıyorum. eleştirel düşünmenin ne demek olduğunu anlamayan birine anlatacak gibi cümleye başlamışsınız ama olmamış :) size de bunları yazdıran kendinizce birtakım kaygılarınız, o yüzden çıkışınız yersiz
Başlık iyiydi ama tartışmayı çok iyi bulmadım, bağlamdan koptunuz ve tam olarak neyi savunup neyi önerdiğiniz anlaşılmadı kusura bakmayın🫠😅
Ve korktular
@@birhanmarmara Korkak Vahit!
Efendilik kazanacak, ama az kazanacak asgari ücret gibi düşünün'
Tweetini iliştireyim şuraya
Yaşar kendi neslinden bahsederken Vahit'in akademik bir tartışma gibiymişcesine kitaba bu kadar bağlı kalması ve birbirlerini anlamadıkları için yapılan uzun açıklamalar dışında gayet hoş bir video. Bence tartışmaya başlamadan önce kim özne hangi zaman bunları iyi belirleyin abilerim.
bu konuyu türkiyede konuşan başka bi kanal yok, harika ve devamı gelmeli
Fularsız entellik podcastinde 2-3 bölümlük çok güzel mini bir seri var bu konu hakkında dinlemenizi öneririm.
türkiye'de bu konuyu konuşan epey site ve youtube kanalı var.
redpill var
videoyu biraz izledim ve ilgimi çok çekti konu, bir şekilde ingilizce pdf'ini buldum kitabın, önce kitabı okuyacağım sonra da videoyu tamamen izleyip iki değerli abiyle kitabı tartışmış gibi olacağım. kim bilir belki düşündüklerimi de yazarım uzunca buraya, 49w'nin insanın hayattaki en gerçek pratik deneyimlerinden, sorunlarından tamamen uzak sosyal bilimler içeriği üretmiyor olması, son derece yenilikçi vizyonuna bayılıyorum bu arada, bu üniversite öğrencisi kardeşinizin ufkunu açıyorsunuz bir şekilde ^^ teşekkürler:) devam ...
Mehmet Yaşar'ın parmak bastığı noktalar gayet isabetli olmuş
bunu mehmet yaşar mı beğendi
@@suheylakeskin7139 Bu yorumu kadın olduğun için mi böyle yazdın?
Evet ama kendi çevresiyle kısıtlı. Türkiye’de feminizm baskın söyler derken sadece boğaziçindeki arkadaşlarını ele almış mesela
Sağlıklı kadın erkek ilişkisi kadının ekonomik ve sosyal sebeplerden belki hayatı boyunca hiç dönüp bakmayacağı bir adama senelerce hatta ölene kadar katlanmak zorunda olması olmamalı. Kadının sosyal ve ekonomik hayatta özgürleşmesi sadece durumu eşitler kimseyi kötü yapmaz.
Vahit’in şerhleri ve yan açıklamaları ile çok doyurucu bir program olmuş
Onlar olmasa çok tehlikeli bir yere gidiyormuş yalnız
Vahit 16. dakika durdurarak bu yorumu yapıyorum. Kadınları söylemi hiç anaakım olmadı diyorsun ama son 5-10 yıldır milli veya dini bayramlardan çok daha coşkulu ve etkili geçen bayram 8 mart. Cumhuriyet Bayramı bile kadına verdiği haklar kadar değerli görülüyor. Yine 5-10 yıldır zaten bir kadının giyimini eleştirmek tamamen kabul edilemez durumda. Kadına şiddet ve tecavüz olayları toplumun en dikkatli en heyecanla takip ettiği davalar oluyor. Erkeklerden nefret ediyorum demek sempati toplarken, kadınlardan nefret ediyorum diyenler aşağılanıyor. Vesaire liste uzatılabilir, bence kadınların söylemi çok ağır bir farkla anaakımı oluşturuyor
son 5-10 yildaki kadin siddetine karsi bakisi tamamen gormezden geliyor vahit. suclu olsun olmasin kadina sokakta/internette herhangi bir sekilde siddet ettigi iddia edilen bir erkegin geldigi durumu gorememek ve kadinlarin soyleminin ana akim olmadigini savunmak gercekten meseleye cok uzak kalmaktan geciyor.
görünür söylem ile hâkim söylem arasındaki farka işaret etmeye çalışıyorum ben. İstanbul Sözleşmesinden çekildi Türkiye. görünür söyleme kalsa Erdoğan hâlâ iktidarda olur muydu mesela? 10 yılda gelinen noktaya dair herkes kendi pozisyonuna göre malzeme bulur elbette.
erkeklerden nefret ediyorum demenin hiçbir sosyoljik ve fiziksel karşılığı yok. çıkıp istedikleri kadar bağırsınlar erkekler ölsün vs. diye. fakat aksi durumda erkekler arasında gruplaşma ve planlı hareketler yürütüldüğünü görüyoruz. sonucu da genelde tecavüz veya cinayet ile bitiyor. dediğiniz durum genel hatlarıyla bundan kaynaklanıyor esasında
@@abdulvahidgezerVahit Hocam, Erdoğan'ın iktidarda olması yalnızca İstanbul Sözleşmesi ve onun paralelindeki kadın politikalarının onaylanmasından mı kaynaklanıyor ki kadın hakları anlatısı ana akım değil sayılsın? Ana akım medya propagandasının çoğunluğu kadın erkek eşitliği anlatısını dillendiriyor, ben erkek egemenliğini savunan bir ana akım medya propagandasına pek rastlamadım açıkçası.
Erkeklerden nefret ediyorum demek sadece söylemde kalan bir şey. Kadınlardan nefret ediyorum diyen birinin sonu tecavüze ve kadınları öldürmeye kadar gidiyor. O kişi bunu yapmasa bile bu söylemi dillendirmesi başkalarını tetikleyip başkalarının yapmasına sebep olabilir. O yüzden kadınlardan nefret ediyorum söylemi dillendirilmemesi gereken bir söylem. Ha erkeklerden nefret ediyorum söyleminin yaygınlaşmasıyla kadınlar erkekleri öldürmeye tecavüz etmeye başlarsa önümuzdeki 5 10 yıl. Erkeklerden nefret ediyorum söylemi de tabu olur ve söylenemez tepki çeker duruma gelir.
Bir söz vardır; "olaylar bittikten sonra her şey rasyonalize edilebilir." diye. Sosyal bilimlerde teorileri bazen kırılması gereken putlar olarak görmek gerekir. Bir teoriye meydan okumalı bazen.
Aslında Yaşar'dan kitabı tavsiyemden dolayı bir kulak çınlatma bekliyordum. Şahsen ben de bu "efendi erkeklerden" biriyim. Babam erken yaşta vefat etti, annem tarafından büyütüldüm, hep kızlarla erkeklerden daha iyi anlaştım ve erkekleri genellikle kaba buldum. Fakat iki sevdiğim kız tarafından da tam da bu "çok iyi arkadaşsın" söylemi ile reddedildim. *Kısacası benim erkekliğimin (sex) ne anlama geldiği (gender) kadınların etkisiyle kuruldu* . Zaten din de erkekliğin bastırılması üzerine kuruludur, dedem, bir de feminizm sosu eklenince cinsellikte prüten biri, "köle ahlakına" sahip olup çıkmıştım.
Eurocentrism'e benzer bir durum yaşandı, kendi erkekliğime kadınların baktığı gibi bakıyordum. Ancak kadınların anlatısı da kendi deneyimleri ve çıkarlarına dayanan bir anlatı. Burada en büyük yaptığım hata kadınların ezilen olduklarından "haklı" olduklarını varsaymam. Kadınların dedikleri ile istedikleri arasında uyum olduğunu düşünmem ve bu yüzden kaba saba erkekler gibi olmamam gerektiğiydi. Ki hala öyleyim bir nevi, erkekliğe kadınlara benzer bir şekilde bakıyorum.
Ancak sıklıkla kadınların istediği erkek, söylemlerindeki erkek değil; onlar arzu ettikleri erkeklerin "evcilleştirilmesini" istiyorlar, burada aslında bir iktidar mücadelesi var, ahlaki bir kılıfa sokulmuş. Evet eşiklik de güç mücadelesidir, kadınların yaptığında yanlış bir şey yok. Hem erkekliğin avantajlarından mahrum kaldım, diğer erkekler gibi davranmadım, hem de dezavantajlarını fazlasıyla yaşadım. "Self hating Jew" gibi bir duruma düştüm. Özellikle de bunun doğru olmadığına inanmışsam, kimlik algısını değiştirmek kolay değil. Bu yüzden yazar, direkt "böyle olun" demek yerine arzularınıza dikkat edin diyor ve çevresiyle uyuma çağırıyor: Id ve superego'yu barıştırmaya girişiyor. Evrensel haklılık tartışmaları yerine insanları şimdi ve burada mutlu etmemiz gerekiyor. Erkeklerin bir kısmını vuruyor bu durum, erkekler de kendi aralarında yekpare ve eşit değil ki?
Enes hocam, videoyu çekerken yaşanan telaştan unutmuşum. Tavsiyeniz için teşekkür ediyorum. Kitabı keyifle okudum. Samimi paylaşımlarınız için de ayrıca teşekkür ederim.
Teşekkür ederim hocam, bu kitap zaten 20 yıl önce yazıldığında kriz bu kadar büyük değildi. Şimdi tekrar gündeme gelmesinin sebebi de bu. Yazar gerçekten kendi gözlemleriyle kahinlik yapmış. Kişilerden yapılara gitmesi de bir psikoloğun da takdir edilesi. Eğer her şey aynı şekilde devam ederse, bu sorun giderek büyüyecek. Özellikle tek ebeveynli çocuklarda Alt-Right oldukça yaygın; bu kadar erkek hıncını dışa vurmak çalışılırsa, çok tehlikeli bir durumla karşılaşabiliriz. @@mehmetyasaraltundag
Din erkekliğin bastırılması üzerine mi kurulmuştur ? Helal olsun dayıoğlu süper tespit.
@@eren71356 Tüm dinler erkek ve kadın cinselliğini ve cinsel marketi regülasyona bağlamıştır. Katolik papazlar ömür boyu cinsellik yaşayamıyor, Hristiyanlarda normalde cinsellik yaşarken kadına bakılmaz, İslamda mastürbasyon zorunlu durumlar hariç haram vs. Niçe'nin tüm argümanı bunun üzerine değil mi? Şu an din avamlaştığından böyle düşünüyoruz. Niçe'nin tüm argumanı bu din hakkında. Kültür, medeniyet doğayı bastırırır.
@erdal7135 Bir nevi ehlileştirme “günah” a düşmeden dürtülerini tatmin etme ve bu yolla ehlileştirmeyi kast etmiş arkadaşımız diye düşünüyorum.
Vahit çok analitik bir zekaya sahip ve her şeyi sorgulaması hoşuma gitti
mehmet yaşarın ilk defa bu kadar doğru konuştuğunu düşünüyorum. Diğer arkadaş erkek problemlerini tamamen yok sayar bir kafadaydı tüm video boyu.
Bence vahit daha geniş bir açıdan bakıyor yaşı gereği
İki kafası karışık ve açık genci dinlemek çok keyifli, teşekkürler :)❤
soldakinin konu açma ve cok yönlü bakması sagdakinin ise her seye elestirel ve savunmaci bakmasi iyi oluyo muhtesem ikili. tartışmanızı sevdim
jordan peterson psikiyatrist değil klinik psikolog mr. çok bilmiş.
psikoterapist diyor zaten, nerede psikiyatrist dedi ben fark etmedim?
Desteklemediğiniz fikirlere bile objektif bakabilmeniz harika . 49w farkı 👍
Kadın erkek eşitliği aslında o kadar farkında olmadığimız yerlerden patlıyor ki. Mesela ben eğitimli sayılabilicek kadın erkeğin eşit olduğu bir ailede büyüdüm. Annenemgil dayımgil de böyle. Sorsan kadın erkek eşit kadın haklarına saygılı hepsi. Ama annanemgile yemeğe gittiğimizde annem orda tek çalışan kişi işten gelmiş annaneme yardım etmiş birlikte yemekleri hazırlamışlar sofrayı kurmuşlar. Yemek yerken annemle biz hep mutfağa yakın her an ayağa kalkabilicek yere otururuz ki servisi yapabilelim ki dayılarım emekli yaşlı değiller biri annemden 2 yaş biri 4 yaş büyük tüm gün oturuyorlar annem öğretmen tüm gün ayakta ama servisi annemle ben yapıyorum çünkü kadınız sofrayı biz topluyoruz bulaşığı biz kaldırıp çayı biz demliyoruz sonra tabi tatlı servisi tatlı bulaşığı. Dayımgil görece eğitili erkekler oldukları için kalkıp çaylarını alıyorlar bazen. Bazen yardım lazım mı diye soruyorlar. Ama bu onların görevleri değil. Ki genelde etmiyorlar sadece soruyorlar. Böyle küçücük bir şeyde bile kadınlarla erkeklerin eşit olmadığı o kadar belli ki.
Kültürel oturmuş şeyler var, 20-30 senede tamamen değişmesi imkansız çünkü asırlardır devam eden roller var. Günümüzün ilişki buhranının sebebi de bu rollerin karışıyor olması
@gokhann911 tam olarak aradığım kafa ve görüş işte bu sizinle iletişime geçmek isterim beyefendi
Küçükken evimizin önü temiz olsun diye (temizliği ve düzeni severim) çalı bir süpürge alıp sokağı temizlemeye çıktım. Kadın komşular gülerek annen cezalandırdı mı seni diye sordular, onlara göre temizlik cezalandırma yöntemi ya da onlara göre erkek için temizlik önemli olamaz, etrafınızda böyle insanlar olduğu zaman siz de kirli olmanın olmanız gereken şey olduğunu düşünüyorsunuz.
Ben bunları aştığımı düşünüyordum ama ilk defa karşı cinsten biri bana çiçek aldığında afalladım. İşin aslı buna sevinmem gerekiyordu ama öyle olmadı. Olmam gereken rolde olmadığımı düşündüm. Artı bunu yaptığı için ona ekstra bir saygı duydum ama ekstra bir duyguya gerek yoktu. Nasıl erkekler kendi bulaşıklarını yıkıyorlar diye onlara ekstra saygı duymanız gerekmiyorsa benim de kız arkadaşıma ekstra bir sevgi duymama gerek yok.
Açıkçası aşılması zor konular ama bazı taktikler illaki vardır.
Konu misafiri bağlamaz dayın da olsa misafirdir kimi yer misafirin bazı yerlere girmesini bile istemez. Konu babanla alakalı, baban yardım ediyorsa orada eşitlikten söz edilebilir benim düşüncem böyle.
@@cKc1.6 Annanemgilin evindeyiz dayım da annem de ben de eşit derecede misafiriz.
Teşekkürler.
Yaşar'ın kadın düşmanı olmadığının ispatı olarak "Ben zaten Boğaziçi mezunu, Sciences Po'da master yapan bir adamım" demesi. Ah be Yaşar be.
Bakın ben ne kadar iyi okullarda okudum demek için söylemedim o kısmı. En liberal enstitülerde okuduğum için feminist literatüre ve sosyalizasyona aşinayım demek o :)
@@mehmetyasaraltundag Onu demek istediniz olarak söylemedim. Öğrenim gördüğümüz yerlerin, okuduğumuz kitapların, bulunduğumuz ortamların bize verdiği şeyleri nihayetinde kendi kimlik süzgecimizden geçiriyoruz. Bazılarını kabul ediyoruz, bazılarına karşı çıkıyoruz. Kabul ettiğimiz fikirler sadece çok güzel sunulduğu için ya da karşı çıktığımız fikirler sadece ikna edici bir anlatımdan yoksun olduğu için o kefede kalmıyor. Kadın düşmanısınız ya da değilsinizle ilgili bir yorum değil bu. Okuduğumuz okulların herhangi bir konuda, tek başına lehe ya da aleyhe bir argüman oluşturabileceğini düşünmüyorum sadece. Örneğin Freud, penis envy kuramını ortaya atan kişidir. Horney de mesela womb envy kuramını ortaya atmıştır. Kendi kimlik süzgecinden geçirmek işte böyle bir şey.
Bu ifade ettiğiniz konuyu ve bunun gibi pek çok şeyi açıklamaya kalksa video çok uzar, sıkar. Kendi düşüne yapısını anlayacağımız en kısa yoldan bize ifade etmek için kullandığı bir cümle. Karşı taraf anlıyorsa ne ala.@@aysegul.karagoz
başlığı görünce kahkaha attım :))
Dünyanın bütün efendileri, birleşin!
Aslında dinler tam olarak böyle çıkmadı mı Niçe'ye göre?
Ben şu şekilde düşünüyorum; normalde klasik Türk aile yapısı Erkek egemen ve erkeğin çalışıp kadının evde olduğu bir düzendi. Biz ülke olarak daha kadınların iş hayatına tam akreditasyonundan söz edemezken ülkenin mevcut ekonomik durumu kadının hızlı bir şekilde işe girip çalıştığı erkeklerin kadınların doldurduğu iş alanlarından dolayı işsiz kalması, bu nedenle kadının ekonomik olarak ipleri eline aldığı bir döneme çok hızlı geçiş yaptık. Kadınların bir önceki nesiller için belki geneli için en fazla lise mezunu olan sayısı çok iken son 8 yılda bir anda üniversite mezunu kadınların artışı, kadınların iş hayatına aşırı hızlı giriş yapması, kadının bir meta olarak iş hayatında kullanılıp patronların işine yarayacak şekilde kullanılması, erkeklerin de bu düzen içinde alışamadıkları ve afalladıkları bir bulanıklığa sebep oldu. Hem kadın hem erkek aynı anda yeni ilişkilerde can sıkılıncaya kadar birbirlerini kullandıkları toksik ilişkiler kurması, çok hızlı sevgili ve partner değişimi de ilişkilerin temelini sarstı. Buna neden olarak toksiklik, makyavelist bakış, hedonist bakış, sadakatin ve güvenin zedelenmesi, sosyal medyanın beklentileri ve talepleri üst düzeye çekmesi ve bu üst düzeye çekilen beklenti ve talepleri karşılayacak kişilerin de aynı anda mevcut olduğu ama bunun toplumun belki %20 si için geçerli olduğu ama bir yanılsama ile sanki herkes doğru ve mükemmel beklentileri karşılayacakmış gibi sanılması ilişki sürelerinin kısalmasına, ilişkide bağların zayıflamasına, aidiyet ve ciddiyetin aşırı tahribatına yol açtı. Genel olarak annelerimiz çalışmayan ev kızlarıydı. Babalarımız çalışan ev erkekleriydi. Babanın egemen olduğu bir dönemdi. Şu an ise kadın ve erkeğin aynı anda çalıştığı, rollerin çakıştığı, kadınların haklı olduğu taleplerinin dışına çıkıp erkeğin toplumsal rollerini zedeleyecek şekilde süisitmal etmesi, erkeklerin de sosyal medyanın da etkisi ile daha iyi ve daha güzel kadınları görüp ilişkilerde kadınını geri plana atma durumlarını aynı anda yaşıyoruz. Bundan çıkış herkesin kendine çeki düzen vermesi, kadınların ve erkeklerin daha ciddi düşünmesi, sırf sevgili olmak için sevgili yapmaması, belki tuhaf gelecek ama tanıdık ve görücü usulü gibi metotların tekrar yaygınlaşması, kadın çalışsa bile erkeklik onurunu zedeleyecek davranışlar içine girmemesi, erkeklerin de kadınları aşağılayıcı davranışlardan uzak kalması, kadınlara hizmetçi gözüyle bakmaması, ama özellikle kadınların da erkeklerin genel davranışlarını dikkate alıp erkekleri yapmayacaklarını düşündükleri şeyleri talep etmemeleri, insanların ilişkilerine gerçekten evlenmek için bağlanmaları,( Allah rızasını gütmeleri - >dine ve inanca bağlı olarak opsiyonel), ilişkiyi evlilik ile sonlanmayacaksa veya sonunu öyle düşünmüyorlarlarsa hiç görüşmemeleri, yasak ilişki içine girmemeleri, teması azaltmaları ve gönül temasını arttırmaları, samimi olmaları, çocuklarına anlatamayacaklarını yapmamaları.
yani? sonuç? çözüm nedir?
@@doga4008 Bundan çıkış herkesin kendine çeki düzen vermesi, kadınların ve erkeklerin daha ciddi düşünmesi, sırf sevgili olmak için sevgili yapmaması, belki tuhaf gelecek ama tanıdık ve görücü usulü gibi metotların tekrar yaygınlaşması, kadın çalışsa bile erkeklik onurunu zedeleyecek davranışlar içine girmemesi, erkeklerin de kadınları aşağılayıcı davranışlardan uzak kalması, kadınlara hizmetçi gözüyle bakmaması, ama özellikle kadınların da erkeklerin genel davranışlarını dikkate alıp erkekleri yapmayacaklarını düşündükleri şeyleri talep etmemeleri, insanların ilişkilerine gerçekten evlenmek için bağlanmaları,( Allah rızasını gütmeleri - >dine ve inanca bağlı olarak opsiyonel), ilişkiyi evlilik ile sonlanmayacaksa veya sonunu öyle düşünmüyorlarlarsa hiç görüşmemeleri, yasak ilişki içine girmemeleri, teması azaltmaları ve gönül temasını arttırmaları, samimi olmaları, çocuklarına anlatamayacaklarını yapmamaları.
@@doga4008 Bu benim şahsi fikrim. Ama doğru olanın bu olduğunu düşünüyorum.
@@onuraltn3952 üstüne kiraz da olsun mu canım
abi paragraf kullan nolur
Yaşarın yorumlarının hatalı olduğunu düşünmemin üstüne bu konuda kritik aldığında da kendisini "makul" bir çizgiye çekmek için seyircisinden onaylı ve eğitimli biri olarak kendini konumlandırmasını kendisine üzülerek izledim. Tam bu konuda da kendini sola konumlandıran erkeklerin otomatik olarak kendilerini pro-feminist olduklarına ikna ettiklerini düşünüyorum, oysa bu otomatik yapışan bir etiket değil. Uzaklaşıp kendilerine bakmaları hatta eleştirebilmeleri gerekiyor. Öyle ki çok fazla sol görüşlü, kentli, eğitimli ve eşitliği savunduğunu söyleyen erkek de yeri geldiğinde erkekliğine sarılıyor. Bu noktada videodaki tartışmada da "erkekler kaybediyor" demek baya sağa yakın bir söylem ve verdiği mesaj günümüz ana akım kadın düşmanı söylemlerle direkt kesişiyor, yorumlarda çok fazla erkeğin bu noktada desteğini de almış şaşırtmayarak. Sanırım doğru yorum erkekler değil erkeklik/erillik kaybediyor olmalıydı, ki feminist hareketin amacı da bu. Bir kazanımı da ifade ederdi. Özetle erkeklerin gözünden feminizmi teori olarak gördükleri yerden gündelik pratikle hiç birleştiremediklerini izleyebildiğimiz, dolayısıyla erkeklik tartışmasının haklılık savaşına döndüğü dağınık bir video olduğunu düşünüyorum. Çabanıza sağlık (!)🥴
En güzel yorum 👏🏻
Farklı fikirlerinizi tartışmanız güzel, normalden biraz fazla farklılaşmış fikirler haliyle tansiyonlu bir video olmuş.
Bir an ‘Sen Abdülhamit’i savundun’vari çıkış bekledim. Keyifliydi emeğinize sağlık.
Sizden Cesur Yeni Dünya üzerine tartıştığınız bir video izlemek çok tatlı olurdu. Umarım bir gün olur💛
Aşk acısı Yaşar in fikirlerini etkilemiş...😊
Hayır gayet mantık düzeyinde konuşmuş. Duygusal konuşan kişi Vahit.
Erkeklik krizini konuşmaya devam etmelisiniz ! Belki de toplumsal olarak büyük bir patlamayı önleyebilirsiniz !
Biri incellerin hepsi yaşara hak vermiş demiş çok doğru
2:11 Jordan Peterson psikiyatrist değil, psikolog. Psikiyatrist uzman tıp doktoru oluyor.
Psikiyatri dedikten sonra düzeltiyor zaten.
çok güzel bir video, emeğinize sağlık.
34:50 Çok güzel söylenmiş bu da, bazı erkekler giyimini güzel yapar, tipini düzeltir, birazcık da para kazanır. Ama bazı erkekler zaten zengindir, çirkin de olsa toplam ''skor'' yüksek olduğundan daha önce ve daha iyi seçilir. Hipergami mevzusunu da hayatın her yanında görüyoruz. Bu kimsenin suçu olmasa da, parametrelerin farklılığından kaynaklı bence. A101 kasiyeri kız güzel olursa erkek onu seçer ama a101 kasiyeri erkek için durum aynı değil.
Nasıl bir paralel evrende yaşıyorsunuz anlamıyorum. Bütün erkek kasiyerler bekar-yalnız mı? O nasıl bir dünya öyle?
Lisede bazı matematik sorularını çözdüğünde "0 eşittir 0" gibi sonuçlar çıkardı. Videoda böyle bir tat aldım.
Ben de bencil hatta despot bir babanın antitezi olarak annesi ve ablaları tarafından yetiştirilmiş bir erkeğim. Onlara hak verdim ve hayatım boyunca bir nice guy olmaya çalıştım. 46 yaşında biri olarak bugünün ve geçmişin muhasebesini yaparsam insanları da hayatı da asla sevemedim hayatın tadına da varamadım bana uygun eş ve arkadaşlar da bulamadım çocuklarıma iyi bir örnek de olamadım. Hayatta en önemli konularda çok başarılı oldum ama bunu finansa yansıtamadım, gelecek kaygılarımı gideremedim boşanmak istedim boşanamadım. Yeni bir hayata başlayacak birini de bulamadım. Intiharı da düşündüm ama onu da yapamadım. Şu an karar verdim çok şakacı dalgacı ve umursamaz biri olacağım. Bir de bunu deneyeyim. Zira artık kaybedecek bir şeyi olmayan dolayısıyla risk taşımayan biri gibi hissediyorum. En kötü ihtimal kimse sevmez ki zaten sevildiğimi de hissetmiyorum, çok efendi adamdı noldu buna çok bozdu diyecekler de umrumda olmaz. Kişiliğin oturmamış diyeceklerin de...
İnsanlar bir sahte ikilem içine sıkışıyorlar ve hayatı özgünce değerlendirmiyorlar gibi geliyor.
Kadın doğası ve mizacında da sıkıntı var ki sizi böyle yetiştirmişler.
Bıyıklı gizli incel. Çok tehlikelidir. “Ben boğaziçi spo mezunuyum kadın düşmanı olamam” tam bir burhan altıntop argümanı
vahit sağolsun konu doğru düzgün konuşulamamış. ilk kez burada izliyorum, bir fludaki vahite bak bir buradaki lol
abi vahit yaşar’ın kendi çevresiyle kısıtlı söylemlerini frenleyerek olaya daha geniş bir açıdan bakılmasını sağlamış, bu noktada da kavram tartışmaları olmuş bence. Şimdi yorumlarda çoğumuzun çevresi ve yaşı az çok yaşarla yakın olduğu için bize öyle geldi.
@@alisonurfe1119 vahit'in frenlediği doğru, ama frenlemesinin altında konuya farklı perspektif bakılması gibi bir amaç hissetmedim bu video özelinde. sanki "bakın ben yaşar gibi düşünmüyorum ve vurgulamam lazım çünkü çevrem" gibi bir gaye hissettim burdaki sözlerinin altında. not, videoyu tekrar izlemeden yazıyorum, izleyebilirsem sizin yorumunuzu göz önüne alarak bakacağım bu sefer
@@kenterte bence vahit’in öyle bir çabası varmış gibi görünmesinin sebebi kanalın objektifliğini veya duruşunu (artık hangisi bilmiyorum) korumak istemesi. bir de arada yaş farkı var yaşar hem gen z hem de boğaziçi çevresinde, vahit daha kendi yaş grubuna vs hakim (30larındaydı diye biliyorum). Yaşarın söyledikleri aslında doğru ama Türkiyenin bazı yerlerinde doğru, bunu videonun sonunda söylüyor yaşar işte bi şu türkiye var bi bu türkiye diye. Vahit tartışmada diğer Türkiye (annelerimizin babalarımızın Türkiyesi veya taşra türkiyesi) unutulmasın veya dışarıda bırakıldığı vurgulansın diye müdahele etmis bence
Bence Yaşar’ın örneklemi daha çok paris’te, boğaziçi’nde, odtü itü koç vb üniversitelerde gördüğü ve gözlemlediği ilişkiler üzerine kurulmuş. Bu nedenle vahit’in yer yer durdurucu yer yer eleştirici sözlerini çok yerinde buldum. Aralarındaki yaş farkı sohbeti güzel dengelemiş, ama kavramlara açıklık getirmeye çalışırken tartışmadan biraz kopmuşsunuz.
Abdukvahite ragmen 26. Dakikaya gelebildim
Ömer olmadan bu kanalın tadı yok
Kadikoyde ortalama üstü kalitede bir mekanda yan masalara kulak verirseniz dinleyebileceğiniz bir muhabbet olmuş
Ee yani?
9:17 eski bir amerikan filminden sahne vardi, adam oğluna biz zamaninda haltlar yedilten sonra isimize doner devam ederdik, siz milenyumlular kadinlardan ozur diliyorsunuz diye.
Bunu izledikten sonra bir dusunmustum, köydeki veya sehirdeki fark etmez yaşlı dayilarin davranislari dusunceleri hakkında vs. Kendiminkiyle karsilastirildiginda küçük bir kiz çocuğu kadar duygusal yaklasiyormusum her şeye. Ya da onlar ilkel insan kalmislar bilemiyorum. Cok değişmiş yaşam
Vahit gerçek bir "nice guy". Fakat onu özgün kılan solcu kadıköy amcılığı ile yeni muhafazakarlığın birleşimi olması. Hybrid post-otuzbircilik yani. Bu yüzden daha otantik ve biricik.
Paperlık cümleler.
ne anlatiyon
Sjsjjsjsjs
Siz de hocam Birikim dergisinin anti-narsisist sol yüksek kültürü narsisizmi ile folklörik göte göt diyen halk lügatını bir araya getirerek çok postmodern bir Şey yaratmışsınız, tebrikler hocam.
Hahahah müthiş
Aslında erkekler, kendilerinde zihni ve hayat algısal sorunları düzeltip, ilişkilere ve kadınlara bakışlarını biraz düzeltseler, özgürleşen/ güçlenen kadınlar da doğalarındaki olumsuzluklardan kurtulup erkeklerle ilişki ve aile kurabilseler sorun yok. Ataerki ile nüfus konusunda yarışamazsın ama 2-3-4 çocuk yapmak mümkün. 3 çocuk mevcut nüfusu korur ve biraz artırmaya da yeter, örneğin.
@@lamentistriangle281 he bok yeter. sadece nüfusun artması mı sanıyosun sen olayı
Vahit konuşunca geriliyorum , nerdeyse karşındakini azarlayacak seviyede ,abi bu kadar baskın isen ayni performansı flutvde Mustafa Sevene karşı da bekliyorum.
İnsan patronuna karşı ne kadar baskın olabilir olmak ya da olmak ister ? Armut ile elma karşılaştırıyorsunuz. Ki Vahit i yeterince tanıdık, sevmek zorunda değlsiniz ama sizin yapmadığınız (samimi bir şekilde ekran karşısında birşeyler anlatmaya çalışmak) birşeyi yapıyor, saplayıp durmayın çocuğa
24.30dan itibaren gelen çatışma ve yapilan okuma, averaj bir parlamenter munazara maçından daha munazir bir konuşmaydı
Tartışmaları çok beğendim
Yaşar'ın görüşlerine katılmamakla birlikte, erkeklerin kadınlardan, kadınların da erkeklerden beklentilerine dair yaklaşımların her iki taraf için de sorunlu olduğunu düşünüyorum. Geçmişe dönüp baktığımızda, bu yaklaşımların daha da sert ve belirgin olduğunu görebiliyoruz. Ancak toplumsal eşitliğe yaklaştıkça bu kalıpların yavaş yavaş azaldığına şahit oluyoruz. Özellikle Batı Avrupa ülkelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine dair daha ilerici bir tutum hakimken, Türkiye ve ABD gibi eğitim seviyesi görece düşük ülkelerde sorunların daha derin olduğunu gözlemlemek mümkün.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine yaklaşmak, bu sorunları çözmenin en temel adımıdır. Erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü arttıkça, cinselliğe ulaşmak zorlaşır ve cinsel suçlar artar. Bu, patriyarkal toplum yapısının bir yansımasıdır. Ancak toplumsal cinsiyet rollerinin çözülmesi ve insanların belirli kalıplar üzerinden kimliklerini tanımlamaması, yani bireysel özgürlüklerin ön plana çıkması, bahsettiğiniz sorunları çözmenin tek yolu. (Burada İsveç ile ABD ya da Türkiye verilerini kıyaslarsanız tabloyu görürsünüz.)
"SJW" gibi hareketlerin eleştirilmesi ve anti-woke yaklaşımların desteklenmesini problemli buluyorum. Bu, toplumsal ayrıcalıklarını kaybetme korkusu yaşayan heteroseksüel erkeklerin rahatsızlık ifadelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Eşitlik mücadelesine karşı çıkmak, bu rahatsızlığın bir yansımasıdır. Oysa, feminizm ve LGBTİ+ aktivizmi gibi toplumsal cinsiyet rollerine karşı duran hareketler, yalnızca kadınların değil, herkesin özgürleşmesini amaçlayan yapıcı akımlardır.
Cinselliğe ulaşmakla ilgili olarak ise söylediklerinize yine hiç bir şekilde katılmıyorum Yaşar Bey. Eğer toplumsal güzellik standartlarının yarattığı hiyerarşide en tepedeki kadınları hedefliyorsa bahsettiğiniz erkekler hedeflerine ulaşamamaları gayet normal. Güzel(?) kadınlar ve yakışıklı(?) erkekler her zaman daha fazla rağbet görürler. Bu güzellik algılarımızıda eril yaklaşıma sahip medya organları şekillendirir(di). Artık bu kalıplarıda yıkma noktasına geldiğini düşünüyorum toplumun. Finansal olarak en tepede olan erkeklere/kadınlara olan talep yoğunluğu ise ekonomik koşulların getirdiği çaresizlikle ilişkili genele bakarsak. Refah seviyesi yüksek toplumlarda/bireylerde seçilim bu şekilde işlemez.
Kadınların bazı alanlarda daha avantajlı olduğu iddiasına gelince, bu argümanlar gerçeği yansıtmaktan uzak. Bir kadının gece yalnız başına sokakta yürürken yaşadığı endişe veya giydiği kıyafet nedeniyle uğradığı taciz, kadınların içinde bulunduğu güvencesizliğin en açık örneği. Eril bakış açısı genellikle bu gibi durumlarda mağduru suçlama eğilimindedir. Toplumsal ilerleme kaydedebilmek için, bu bakış açısına karşı durmalı ve eşitliği savunmalıyız.
Son olarak,
Erkekler hiç bir şey kaybetmiyor Yaşar Bey, erkekler ve kadınlar eşitleniyor buda toplumun kazanmasını sağlıyor. Kimse sahip olduğu güçten vazgeçmek istemez, bu sebeple "kaybediyoruz" bakış açısına sahipsiniz. Yıllarca tüm varlıklara erkekler sahipti, iş dünyasından, mülk edinmeye hep domine ettiler toplumu. İlk defa kadınlar bu alanlarda var olmaya başladılar, haliyle kiminle sevişmek istediklerine, kiminle evlenmek istediklerinede kendileri karar verir oldular. Bu rahatsız olunması değil mutlu olunması gereken bir şey.
Cinselliğe ulaşamayan erkekler bu noktada kadınları suçlamak yerine kendilerinde neleri geliştirebileceklerine, kadınlarla nasıl ilişkiler kurmaları gerektiğine odaklanırlarsa başarı oranları artacaktır.
Bu videonun faydalı bulduğum yönü bu konuları redpill'ci öfke dolu kanalların tekelinden kurtarıp seviyeli bir düzeye çekmiş olmanız oldu. Teşekkürler.
Dünyayı Sarsan On Gün - John Reed. çok iyi kitap. Rus devrimi üstüne de çok iyi gider
Bu konuyu ele almanız güzel olmuş. Cidden kadınlar olarak bu geyikten bıktık. Ekşi’de bir değil binlerce başlık var, inanılır gibi değil ama sanal olmayan ortamlarda da sürekli efendi olduğunu “iddia eden” insanları duyuyoruz. Üstelik bu iddiada bulunanların yaşları da hayli değişken. 50 yaşındaki adamdan bile duyabiliyorsunuz aynı şeyi (bkz. Somer Sivrioğlu - katarsis). Kimse de demiyor ki “bu kadar kişi aynı şeyden şikayet ediyorsa bu insanların tamamının ‘efendi’ olma ihtimali yok.” Her hikayenin sonu da istisnasız “böylece kötü olmaya karar verdim” ile bitiyor. :) Dümdüz arabesk olmasının yanı sıra son derece çocukça bir bakış açısı. Öncelikle kadınların kimseyle birlikte olma borcu yok; bir kadın herhangi bir nedenle bir erkeği tercih etmeyebilir (vice versa). Karşıdaki kişilerin bunu sürekli “çok iyi biri olduğum için hayat beni eziyor” gibi bir yerden alması cidden (komik değil) gülünç. İkinci olarak, efendi olunduğu için tercih edilmeme tamamen bir iddia. Neye dayanıyor, tam olarak bilmek mümkün değil ama herhalde bahsi geçen kadının “efendi olmadığı iddia edilen” başka biriyle birlikte olmayı tercih etmesinden yorumla bu sonuca varılıyor. Bu mantığa göre, kadınların önünde erkek isimleriyle dolu bir defter var, onca karakter özelliği varken - ne hikmetse - “efendi” , “efendi değil” diye iki kolon var ve kadınlar bu kolonların yanına ☑️ atarak seçim yapıyor. Evet bu kadar komik, evet bu kadar saçma.
Jordan Peterson psikiyatrist değil klinik psikoloji profesörü 🌸
Bu serilere devam edecekseniz lütfen bir kadın konuşmacı davet edin.
++++
Enteresan konu, enteresan bakış açıları
Günümüz Türkiye’sinden kopuk bir tartışma olmuş. Otuz yaş altı için de eşitsizliğin yüksek olduğu bir ortamdayız diye düşünüyorum.
Yanlış düşünüyorsun.
@@cKc1.6hayır sen yanlış düşünüyorsun.
Tartışsanıza
😂@@21gram_Life21
Eşitsizlik yüksek, erkekler aleyhine
Yaşar'ın değindiği yerler çok değerli ve düşüncelere sevk edici.
Vahit çok doğru eleştiriler getirmiş Yaşar konu kendi istediği gibi gitmeyince kişisel algılamış biraz.
muhabbetin sorunu şu: yaşar yurt dışı endeksli veriler ve kendi sosyal çevresinden yola çıkarak yorum yapıyor; vahit'se kadınların büyük çoğunluğunun ekonomik özgürlüğünün olmadığı, olanlarınsa hem iş hem ev hayatıyla boğuştuğu hatta bazılarının maaş kartlarına eşleri tarafından el konduğu bir ülkede yaşadığı için ithal dertlere ihtiyacı yok. özetle argümanların bağlamı bir değil.
ayrıca her ne kadar böyle düşünmediğini bilsem de yaşar'ın söylemlerinde kadınların kazanımlarından rahatsızmış gibi bir tını var. yorumlarda kendisini destekleyenlerin kendilerini ifade etme biçimlerine bakılırsa kırılgan erkeklerin de sesi olmuş gibi.
Buna video da cevap verdim. Fakat burada anlattığım argümanlara odaklanmadan kolay yoldan cevap vermek için aynı cevaplar tekrarlanıp duruyor. Kabaca 2 farklı Türkiye’de yaşıyoruz. 40 yaş üstü, yeni şehirleşmiş, kırsal değerler ağırlıklı Türkiye ile 30 yaş altı, şehirli, üniversiteli, sosyal medya kullanan Türkiye aynı değil. Bunlar başka ülkelerin dertleri deyip geçtiğiniz koşulları biz zaten yaşamaya başladık.
@mehmetyasaraltundag ülkenin sınırlı bir kesiminin yaşadığı koşulları mercek altına alıp sanki geriye kalan çoğunluğun yaşama şartları da böyleymiş gibi yansıtmak, ki iddia ettiğiniz gibi kesinlikle sadece 40 yaş üstüne ait değil bu şartlar, o çoğunluğun içindeki erkeklerin sanki kadınlar mega kazanımlar elde ediyormuş da avrupa/amerikada feministleriyle benzer şartlardaymış gibi algılamalarına ve tetiklenmelerine sebep olabiliyor. bu şartlarda 'kadınlar seçici ve ben seçilmiyorum' kırılganlığana çanak tutmak maalesef suni bir dert. belki o dar çevre için bu konuda argümanlar üretilebilir ama 'kadınlar seçici konumda, erkekler kaybediyor, kadınların erkek seçiminde ekonomik şartlar öncelikli' gibi genelleyici ifadeler zaten çoğunluğu kadınların dezavantajlı olduğu bir toplumda orantısız güce sahip erkeklerin suni bir mağduriyet üretmesine sebep oluyor. hele ki şu son argüman, kadınların erkekleri ekonomik varlıklarına göre seçmesi mevzusu koca bir mağduriyet balonu. sanki erkekler kadınları ruh güzelliklerine göre seçiyor, al gülüm ver gülüm meselesi.
Muhabbetin sorunu hakkinda haklisin. Yasar ve Vahit olaylari farkli baglamlardan yorumluyorlar, o yuzden tam bir butunluk saglanamamis fakat ithal dertler konusunda yaniliyorsun. Yasarin anlattigi hicbir sey ithal dert degil bilakis kendi haytimda da birebir yasadigim ve gordugum olaylar. Turkiyenin batisinda, okumus ve sekuler cevrelerin dertleri tam da Yasarin anlattiklari gibi. Ama biliyorum ki daha doguda, okumamis ve muhafazakar kesim de Vahitin dikkat cekmek istedigi noktada. Turkiye cok buyuk ve cok katmandan topluma sahip bir ulke. Tam bir sosyoekonomik butunlukten hatta ve hatta benzerlikten dahi soz edemedigimiz icin daha Batili dertlere ithal dert demenin yanlis oldugunu dusunuyorum. Keske ortak baglamda yorum yapsalarmis daha iyi bir video ortaya cikarmis.
@@kaksiwo8097 ithal dert vurgumun sebebi şu: başlangıçta yaşar kitabın konusunu açıklarken anneleri ve kadın öğretmenleri tarafından büyütüldüğü için kadınlara karşı sürekli verici tarafta olan erkekleri anlatıyor. sonrasında şartlar sanki tr'de de aynıymış gibi tr'de feminizmin ve kadın söyleminin kendi jenerasyonu için 'ana akım' olduğunu iddia ediyor. bugün tr'de senin bahsettiğin bu ithal dertleri yaşayan erkeklerin çoğu eve gittiğinde işten dönen ebeveynlerinden birisi mutfakta koştur koştur yemek hazırlarken diğeri televizyon izliyor. kaldı ki tr'de annesi ve kadın öğretmenleri tarafından büyütülen erkek kitleleri yok, o en ithal dertleri yaşayanların evlerinde bile bir erkek otoritesi var. durum böyle olunca erkekler babaları gibi partnerlerine baskın olamanın kırılganlığını yaşıyor gibi. bu arada yaşar'ın sorun diye bahsettiği şeyler de fazla kulak tırmalayıcıi: kadınlar çalışma hayatına girdiği için erkeklerin bir kaybı var, kadınlar cinsel özgürlerini ekonomik imkanları yüksek erkeklerden yana kullanıyor vs.
Vahit cok kavga eder gibi konusuyorsun biraz uslubun uzerinde calis
Herkese karşı iyi olmak değil o kadına karşı iyi olmak istiyor.ama onu elde edemiyor.çünkü en önemli şey eksik.çekicilik.o kadın onu çekici bulmuyor.istedigi kadar iyi olsun yetmiyor.sonra o kadın başka bir erkeği çekici buluyor ve onunla ilişkiye giriyor.erkek ona kötü davransa bile onu bırakmıyor.artık o kadın reddedilen erkeğin gözünde efendi adam sevmeyen biri oluyor.
Gerçek şu ki sürekli reddedilen erkek bir süre sonra özgüven kaybına uğrar.onaylanma ihtiyacı olur.hoşlandıgı kisiye karşı iyi davranmak dışında elinden birşey gelmez.sonuçta efendi adam kaybetmiyor çekici olmayan adam kaybediyor.
Koştuk yine
7:29 katılıyorum abi buna, onca koca koca adam tanıdım. Adamları küçükken annesi, gençken manitasi, su anda da karısı giydiriyor adamin hicbir seyden haberi yok. Onlar ne verirse onlari yiyorlar falan. Adam annesinin istikrari devam etsin diye evleniyor. Zaten baba dediğin şey gec saatte eve gelir 1-2 döver canı sıkılırsa yemelik bir seyler getirir horlar sabah kalkar yine gider. Hafta sonu bizi görür git ise gir lan it ne zaman bitiyor okul falan der yani o kadar baba. He birde nadiren arabada giderken hiçbir şey yokken o anda olduğumuz yaşta işlediği savaş suçunu, uluslararası kaçakçılık hikayesini(!) falan anlatır şok olursun😅
Kadınların iş hayatına girmesi erkeklerin dert edeceği bir meseleden çok kadınların dert etmesi gereken bir mesele. Çünlü tüm yüklerini 2 katına çıkarıyorlar. Benim annem çalışıyor ve çevresindeki arkadaşlarıda full çalışan kadınlar ve neredeyse erkeklerin hayatında hiçbirşey değişmiyor. Sadece eve giren para 2 katına çıkıp evin refahı artıyor erkekler için tek değişim bu. Ev işlerinin tüm yükü kadınlarda. Topluca kadın oturmalarında o kadar bulundum ki hepsinin söylediği ne çocuklarla ilgileniyor ne kalkıp bir bardak suyunu alıyor oluyor ki bu kadınlar eğitimsiz ve eğitimsiz erkeklerle evlenmiş kadınlar değil. Hepsi öğretmen kocalarıda eğitimli. Sorsan hepsi kadınla erkek eşit der ama meyvesini bile soymaz. Ve bu kocalar iyi koca oluyor. Erkeklerden iyi eş olması için o kadar az beklenti var ki. Kaç kere duymuşumdur kızım kumarı yok içkisi yok karı kızı yok parasını eve getiriyor iyi koca diye . Erkeklerden zaten yapmaması gereken şeyler bekleniyor sadece. Ama kadınlarda resmen her şey bekleniyor çalışan bir kadın olsa dahi evi temiz olcak çocuklarının üstü başı temiz olcak yemeği olacak evde bunlardan biri olmazsa hemen hakkında konuşulur iyi eş olmaz o kadın.
erkeklerden para kazanmaları bekleniyor ama günümüz koşulunda onu bile yapamıyor çoğu. ev içinde eşit dağılım şart.
Erkekten iyi eş olması için az beklenti olabilir ama erkekten eş olması için beklenti fazla.
Senin bireysel gözlemlerin geneli değiştirmez bilim yaparken veya toplum gibi karmaşık yapıları yorumlarken VERİ ye bakarsın.
Batı anglosakson ülkerinde erkeklerin %30 u cinsel partner olarak bile değerlendirilmiyor
Erkeklerin %20 lik bir kısmı partner bulmakta zorlanmazken geri kalan %80 zorlanıyor hatta %30 u hayatı boyunca hiçbir partnere sahip olmuyor.
Kadınlar erkeklere karşı hipergamiktir kadınların bir çoğu erkeklerin çok dar bir kesimiyle birlikte oluyor.
Verdiğin örnekler üzerine; toplumda erkeğin maddi olarak evine bakması gerektiği düşüncesi hakimken, kadından ev işlerini yapması, çocuk bakması ve yemek yapması isteniyor. Bin yıllardır süregelen bir iş bölümü bu; erkek yemeği, getirir kadın da pişirir. Doğal hayata baktığımızda da gördüğümüz benzer bir şey var, dişi yavrusunu beslerken erkek onları dış tehlikelere karşı koruyan taraf oluyor çoğu zaman. Erkekler kadınların iş hayatına girmesini istemediler, kadınlar bunu talep ve ısrar ederek aldı. Erkek görev olarak evin maddi yükünü karşılarken kadın bunu kendisi görev edindi. Kısacası erkekler çalışarak görevlerini yerine getirirken kadınların da ev, yemek, çocuk vb. gibi görevleri yerine getirmesini istiyorlar. Kadın ek olarak iş hayatına girerek üzerine vazife olmayan iş yükünü de getirisiyle - götürüsüyle edinmiş bulunuyor.
Erkeğin çalışmaması kabul edilemezken kadının çalışmak istemiyor olması normal ve kabul gören bir istek. Ben kadınların çalışmasına şu gözle bakıyorum; çalışmasa da olur evi erkek geçindirir ama çalışırsa ekonomik özgürlüğünü elde eder, haneye daha çok gelir girmesinden dolayı refah seviyesi artar ve emelilik gibi yan hakları elde eder. Bu aileden çok kendi için yaptığı bir şey gibi geliyor kulağa bu bakış açısıyla.
Kadınla erkeğin iş bölümü var erkek eve para getirir kadın da ev işlerini halleder işte güzel bir iş bölümü demek sadece kağıt üzerinde güzel duran bir şey. Parayı erkek getirdiği için yüzlerce yıl kadın üstünde baskı ve üstünlük kurdu. Kadınlar dayak yedi hor görüldü aldatıldı saygı görmedi. Nasıl olsa gidicek bir yeri ve imkanı yoktu. Kadınlar aa ya hayat mükemmel ama üstüme vazife olmayan işe de kalkışıyım demedi keyfinden. Ben bunu en yakınımdan biliyorum annanem yıllarca dayak yedi dedemden gidicek bir yeri olmadığı için katlanmış dedem de bunu bildiği içi gayat rahat hareket etmiş. Ne zaman dayılarım okuyup işe başlamış annanemin gidicek bir yeri olmuş o zaman bırakmış dövmeyi. Annanem bu yüzden annemi zorla okuttu kendi parasını kazansın kendi ayakları üstünde dursun kocasına muhtaç olmasın diye. Belki dayak çok uç bir örnek diyceksiniz ama uç olmayan örneklerde bile psikolojik şiddet oluyor. Annemin seneler sonra işe başlamış bir arkadaşı artık yeni yeni evde değer ve saygı görüyorum önceden eşim istediğim hiçbir şeyi almazdı eski telefonları kullanırdım her şeye mırın kırın ederdi şimdi değişti diyor. Malesef ki sizin yazdığınız mutlu iş bölümü pratikte hiç de öyle değil binde bir gerçekten bu şekilde mutlu olan aile var.
@@bilgelap8798 bu video ve kitap kadınların yaşadığı sorunları yok saymıyor.
Sadece erkeklerin yaşadığı sorunları anlatıyor.
Sorun yarıştırmanın bi alemi yok.
Oğlum adam yeni ayrıldı, bırak biraz bromance olsun. Haklısın kanka ibrahim tatlıses erkekler şarkısı.
videoda yaşarı tanımayamadım cidden böyle konuşmasını beklemezdim doğrusu :D vahit abinin sözleri çok daha tutarlıydı.
cok degisti...
İnsanlar belirli şablonlar bekliyor sola yakın birinden. Ben kafamı kuma gömmek yerine erkeklik krizinin varlığını ve sebeplerini anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Tam olarak katılmadığın yerleri daha net bir şekilde yazarsan onlar üzerinden konuşabiliriz ama.
@@mehmetyasaraltundaginsanlar solculugu sol liberal olmakla bir tutuyor cunku. averaj olarak sol liberallerin aile kavramiyla alakasi yokken ve karsiyken sizin gayet bu konuda sol libe ters fikirleriniz var. sag, sol kavramlari cok tektiplesitirildi.
Çünkü Yaşara da Kadınlar Bakmıyor Ve Muhtemelen Yaşar’da Muhafazakar bi Ailede Büyüdü Muhafazakarlığın Bıraktığı Koku Hala Üstünde Twitter da Tecavüz Fantezisi Yazan En Temel İnsan Hakkından Mahrum Bırakmaya Çalışan İncel Erkeklerle Empati Yapıyor
Zaten sağın ve solun ne olduğu da güç mücadelesi değil mi? Farklı akımlar ilk önce bu kelimeler üzerinde hakimiyet kurmaya çalışıyorlar. @@brxve
Önemli ve popüler bir konuyu kendi aranızda tartışarak harcamışsınız.
Videonun son yüzde 20 lik kısmı, öncesinden daha iyiydi.
İlk defa Yaşarla aynı fikirdeyim
ağzına sağlık vahit. analiz işini azalt yaşar
Gördüğüm en dürüst yorumlardan...
bu yorumu yazmaya gelmiştim
Birçok kadının henüz tipik Andrew Tate stereotipi erkeklerin kadınlardaki iz düşümü olduğu gerçeği. Yorumlardaki kadınların ardının yanıklığı bunu gösteriyor. Herhangi bir eleştiri geldiğinde yorumlara "WOMEN ☕" yazan erkek ile senin aranda fark yok. En küçük eleştiriye atağa geçiyorsunuz.
Zırva ve zorlama yorum
@@umut7034 Yazan kişinin kadın olduğunu hesaba katmalısın. Herkes kendi çıkarına olanı söyleyenin yanında olur.
Beğendim iftardan sonra izlerim.
Konu gunumuzun en onemli konusu. Istatistiki veriler de bunu kanitliyor zaten. Fakat bence asil meselelere giremediniz. Wealth concentration, tum kaynaklarin gitgide bir azinlikta toplanmasi, teknolojiyle hipergami durtusunun tarihte inanilmaz bir farkla zirve yapmasi, yine teknolojiyle beraber bireysellesme olanaklarinin inanilmaz oranda artmasi. Yani asil mesele teknoloji ve sonra da ekonomi diyebiliriz. Teknolojinin insanlik tarihinde hic bu kadar hizli yol katetmedigini goren biri zaten sadece bu konu uzerinden rontgeni cekebilir. Netflix’te de social dilemma belgeselini tavsiye ederim. Saygilar.
oh holy shit crazy shit. başlığı görmem yetti, videoyu izlemedim bile. yemek ısmarlama maliyeti iyice arttı ondan oluyor dimi bunlar.
Efendi adam kaybediyor gibi görünsede hep sonuçta Kazanır.
Vahit çok politik dogruculuk yapiyor
Soldaki kişinin instagram sosyal medya hesapları varmı. Takip edicemde.
Güzel konu ama yarım kalmış gibi aynı konunun devamını bekliyorum farklı konuşmacılarda olırsa daha renkli olabilir.
Bence Ömer ve Vahit beraber tartışabilir bu konuyu
17:55 bro konu efendi erkeklik.. konudan çok koptunuz.. ayrıca konu sadece ülkemizde değil bütün dünyada geçerli..
Yaşar'ın aklında belli bir noktaya ulaşmak var (erkeklik krizi) ve her şeyi ona bağlayıp ona göre okuma yapıyor gibi.
vahit klasik bir türk solcusu. batı merkezli okumalara mahkum olmuş bir arkadaş.
vahitin yorumları ve eleştirileri kesinlikle çok yerinde:)
Dedi kezofeminist
Yaşar Bey! Sizi seviyorum gittikçe.
Erkeklik günah çıkarılacak bir şeymiş gibi anlatıldı bize, haklısın ulannnnn.
bu video çok iyi abi
Yaşar sen de harikasın bu arada. Sadece bunları tartışırken bölüm sonunda yaptğın farklı türkiyeler vurgusunu daha önce yapmış olsaydın daha doğru olurmuş. Ağzınıza sağlık gençler
Birinin size "peki hocam n'aaapalım ;)" demesi gerekti. Biraz havada kaldı sanki...
Sorun bu zaten sosyoloji tesbit yapar , analiz eder en fazla öngörüde bulunur.
Kadınlara verilen hakları geri alıp toplumu 30 sene önceki haline çekip toplum mühendisliği yapamayacağımıza göre hiç bir şey de yapamayız.
Bireylerin kararları ile toplum bir hayali öge olarak birbirinden ayrılmalı.
Bilim adamı olarak tesbit yapmışlar o kadar ötesi bilim olmaktan çıkar.
Tahmin edin, normalde bu rolü üstlenen hangi sunucu bu videoda eksik :)
Yaşar arkadaş olabildiğince savunmaya çalıştı ama karşı taraf böylesine militan şekilde fikrini savunurken karşısına militan bir maskülenist koymanız gerekiyordu bence
ağzına sağlık vahit.
Vahit tam bir nice guy olmuşsun. partner bulman bir hayli zor. ilişkilerinde mutlu olma şansın düşük. üzüldüm.
öğrendik teşekkğrler
Ayrıca bu ateş ölçerlik bir konuymuş bence. Bu tarz programlar ömerle daha iyi olur
14:28 sözelci olduğumu belli etmemeye çalışıyorum😅 (maalesef belli oldu)
fena başlık
15:37 👌
İlk defa videonuzu izleyen biri olarak tartışmada macbook önündeki adamın anlatmak istediğini çok rahat anlayabilirken mavili arkadaş niçin bu kadar feminen bakmak zorundaymış gibi çıkıştığını anlamadım. Toplumun psikoanalizi değil de sanki feminizm tartışılıyor gibi muamele çekti resmen 😃
Sonda sagdaki kişi yani Vahit'in de dediği gibi farklı bakış açıları katma isteği ile
Zaten sorun daha geniş ve sosyal perspektiften bakmaya çalışan birine “feminen” etiketi yapıştırıyor oluşunuz
Video güzel beyin fırtınası oldu
Haldun da vardı bu soruların cevabı çok zorlamasaydınız 😂 şehir devletleri ve güvenlik sorunu ortadan kalktığında erkekler böyle olur eşitlik aşırı göreceli bir durum olmakla birlikte eşit meşit olmak zorunda da değil. zengin fakirle, şişman zayıfla, güzel çirkinle, eğitim eğitimsizlikle, Dr mühendisle, eşitmi ve bu eşitsizlikler böyle sürerken kadın erkeğin eşitlenme çabası matematiksel bir problem olsaydı bir şekilde eşitlenebilirdi, maalesef aşırı çarpanı olan ve tek doğrusu olmayan yada olsa bile idealize edilemiyecek gıcık paradokslardan en popüleridir barlarda iyi iş yapar bu muhabbetler tanıdığım bir hatun bu durumu en azından kafasına göre osurarak 😂 belli seviyede dengeliyordu 😂😂😂 belki ayakta da işiyordu onu söylemedi 🎉🎉🎉
hocam türkiye'de kadın erkek ilişkileri hastalıklıdır deyin bitsin işte çok normal bir ülkeymişiz gibi neyi tartışıyorsunuz
Yaşar
24:32 Ben söyleyecektim artık yeter ya, abicim bak normalde 10 erkek var diyelim mühendislikte 10 kişi birbiriyle yarışıyor 100 bin 50 bin 30 bin liralık maaşlar için.
10 tane de kadın geldi şimdi, 20 kişi oldular. Yine 100 bin 50 bin 30 binlik maaşlar için yarışıyorlar, yani kadınların iş gücüne katılımı= 2x iş gücü insanlar için o kişinin kişi sayısını artırması bile yetiyor yani kadın erkek kimsenin umrunda olmuyor.
KESİNLİKLE HAYVAN ÇİFTLİĞİ HER SAYFASINDA BİR ANOLOJİ BİR FİKİR OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜM BİR KİTAP tartışmanızı çok isterim
49W'yi severek takip ediyoruz. Efendiyiz, iyiyiz hoşuz kılız yünüz ama niye abazayız sorunsalı. Olayları karmaşıklaştırmaya gerek yok. 1- finansal stabilite. çok para degil ama sürekli pozitif trendte ilerleyen bir finansal durum yaratın. 2- özellikle 20-35 yaş arasında, olmayacak duaya amin demeyin. kadınlar kendi degerinin en farkında olan canlılar bu yüzden highest bidder always wins. 3- yazmayın. çünkü yazma durumundaysan büyük ihtimalle yazma ile asılma arasındaki dengeyi tutturamayacaksın. kaba sabalıga kaçmamak şartıyla normalde arkadaşlarınla kurdugun diyalogu kur. 4- giyimde toprak rengi tonlarından ( kahverengi ) uzak dur. beceremezsin. kuru yaprak ve humus gibi dolanırsın ortada. Volkswagen Golf felsefesini benimse. çok dikkat çekici degil ama her seviyeye adapte olabilen ve sırıtmayan. Koyu düz gri tshirt açık gri kot beyaz sneaker (stan smith tarzı şeyler mesela), koyu düz lacivert tshirt mavi ya da lacivert kot ve beyaz sneaker. bu civarlarda dolaş. 5- bunu kabalaşmadan nasıl anlatırım bilmiyorum ama antreman fırsatlarını degerlendir. gerekirse çıtayı düşür. tekliflere açıgım ama durumum çok ta acil degil havası olumlu bir havadır.
Yüzeysel de olsa faydalı olacagına inandıgım tavsiyelerdir.
çok kötü tavsiyeler
İnan ne giydiğinizle o kadar alakası yok ki.
@polatism1 bunları yapmanızın sebebi biziz zaten. İşine bak
@polatism1 ağla pç
Başlığın somut yaşamda neye tekabül ettiğini anlamaya çalışıyorsanız videodaki 2 tane nice guya bakabilirsiniz.
Konuya iyi başladığınızı ama rotadan saptığınızı düşünüyorum.
Kadin veya erkek ayrimi yapmiyorum.Bana iyi davraniyor ise bende ona iyi davraniyorum :)
Cumartesi günü yapılan münazara ne zaman yayınlanır?
1 ay içinde.