Selanik Türküsü, Çalın Davulları, Piyano'da Sevgili Evren Şen

14 Mayıs 2024, yeniden.. Piyano eşliği ile... var olasın Sevgili Evren Şen...
Selânik Türküsü, Çalın Davulları
Ata'm ruhun şad olsun.
Yıllar önce ODTÜ'de Nisan aylarında gerçekleşen bir festival kapsamında şahane bir konser organize etmiştim. Anlatımlı bu konserimize özel olarak Türkülerin ve şarkıların hikayelerini derlemiş, kendimce şiirler ve anektodlar ile de zenginleştirerek, güzel bir sunum ile eserler seslendirilmeden hemen öncesinde hem izleyicileri hem de Değerli Müzisyenlerimizi her bir eserin Ruhuna tek tek davet etmiştim, bana bu özel günde Çok Değerli Ortaokul müzik öğretmenim, ki yıllar sonra Başkanı olduğum koroda Bas olarak yerini de alacaktı kendileri, Sayın Korkmaz Şenler sunumlarda eşlik etmişti. O akşam birbirinden değerli Can Dostumuz da aramızda idi.
TC Korkmaz Şenler Öğretmenim sayesinde (Farsça'da saye kelimesi gölge mânasına gelir, ki tam da bu anlamda kullanmak isterim), bugün müzikle içiçe bir ömrüm oldu, var olsun🙏🌹💃🙏💃🎶
"1 nisAn, 4 insAN, 2 şAN" ismi ile adlandırdığım konserdeki birbirinden güzel seçkiler içinde hikayesi ile yeri benim için bir başka yerde duran, ki o konserdeki tüm eserlerin hikayeleri oldukça çarpıcı idi, bu Selânik Türküsünü 12+2 yıl sonra bir de benim duygumdan ve sesimden sizlere aktarmak istedim.
Bahsettiğim Konsere dair kaydımı burada da ilerleyen günlerde paylaşacağım inşallah.
Türkü hikayesini de buraya kısa bir süre içinde ekleyeceğim. (hikayeyi kısaca alta ekledim) Okuyup tekrar tekrar dinleyebilmenizi diliyorum.
(not: Ağyar kelimesi Türkünün doğru söylemidir, anlamı ise dost olmayanlar, yabancı kimseler, eller demektir.)
Bu müthiş türküyü benim sesimden isteyen Can Dost, selam olsun sana....
Selam ve sevgilerimle,
Düğününü beklerken esas düğününe kavuşan her Can için gelsin...🙏🌹
💫ŞuLeDeN💫
Selanik Türküsü Çalın Davulları Hikayesi
Rüstem Ağa Selanik çarşısında kumaş satan ve etrafında sevilip sayılan bir esnaftır. Bir gün dükkanına çevre köylerin birinden Mehmet adında bir genç gelir alış veriş için, kumaşlara bakarken Rüstem Ağa’yla da sohbet ederler. Aslında Mehmet Selanik’e iş aramak için gelmiştir ve Rüstem Ağa’nın da gözü Mehmet’i tutunca dükkanda çalışmaya başlar. Hem işi çabuk öğrenir hem de Rüstem Ağa’nın güvenini kazanır. Gel zaman, git zaman Mehmet Rüstem Ağa’nın kızı Fitnat’a gönlünü kaptırır, aileler de uygun görünce düğün hazırlıkları başlar.
O sırada Selanik’te kolera salgını başlar ve hastalık halkı kırıp geçirir. Düğüne bir hafta kala Fitnat yataklara düşer, kolera onu da bulmuştur, günden güne sararıp solan Fitnat yakında öleceğini bildiğinden içindeki acıyı, duyguları türküye döker ve düğününe üç gün kala ölür… Mehmet çok sevdiği Fitnat’ın mezarını kendi kazar ve onun yarım bıraktığı türküyü de içini yakan acıyı haykırarak tamamlar.
Çalın davulları çaydan aşağıya Mezarımı kazın bre dostlar belden aşağıya Suyumu kaynatın kazan doluncaya… Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver. Al başımdan bu sevdayı götür ağyare ver”. “Selanik içinde sala okunur, Salanın sedası cana dokunur. Gelin olan kıza kına yakılır. Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver. Al başımdan bu sevdayı, götür ağyare ver. Selanik Selanik… Issız kalasın. Taşına toprağına bre dostlar, diken dolası Sen de benim gibi yarsız kalasın. Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver. Al başımdan bu sevdayı, götür ağyare ver”.

[@alperencepe4869]

Paylaşım için teşekkürler!

[@sulesendogdu]

Çok teşekkür ederim/z Alperen Bey 🙏🎵🎶

[@sameric9496]

Yureginize saglık, çok güzel❤❤❤

[@sulesendogdu]

Çok teşekkür ederim çok Değerli Sam 🙏🌹Selam ve sevgilerimle ...

[@SABRIDINO1]

👏👏👏👏

[@sulesendogdu]

Çok teşekkür ederim Emre Bey, selamlar sevgiler 🌹🙏