Çevik Yaşam Bize Ne Yaptı? | Önce CAN Sonra CANAN | 145.Bölüm

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 21 ต.ค. 2024

ความคิดเห็น • 33

  • @rahimeertugral4090
    @rahimeertugral4090 2 ปีที่แล้ว +9

    Mustafa Acungil` i de yakından takip eden biri olarak hepinize teşekkürler. Kıymetli insanlar, kıymetli fikirler bir arada olunca her şey çok güzel. Ömrünü planlı , proğramlı çalışarak geçirmek zorunda olan öğretmenler için harika bir proğram çevik yaşam...

    • @sametates86
      @sametates86 2 ปีที่แล้ว +2

      Bende yaklaşık altı aydır Çevik Yaşam uygulayıcısıyım. Yıllardır değiştiremediğim hayatımı Çevik yaşam öğretisinde öğrendiklerimle çokhızlı değiştiriyorum. Çok teşekkürler Mustafa Acungil hocama ve Açık Beyin'e

  • @ozanselahattin
    @ozanselahattin 2 ปีที่แล้ว +4

    Belki daha önce yazdım, belki sadece düşündüm bilmiyorum ama Sinan Canan'ın yönettiği bir Milli Eğitim Bakanlığı düşlüyorum.

  • @reakark2247
    @reakark2247 2 ปีที่แล้ว

    Sinan hoca siyahlar içinde çok karizmatik duruyor. Işıklandırma falan...

  • @sebnemayata5519
    @sebnemayata5519 2 ปีที่แล้ว +1

    Bugün gözüm yollarda kaldi🙂

  • @nilgunay3948
    @nilgunay3948 2 ปีที่แล้ว +2

    Planlama "ben ne yapıyorum ya" dedirtmeme tadında olmalı sanırım : )

  • @goniochromatic1181
    @goniochromatic1181 2 ปีที่แล้ว

    Güzel bölümdü ama dahası ve detayı gelecek inşallah. 6 yaşında çocuğum var. Bu olayı birkaç yıla içselleştirse hayatı fıstık olur diye düşündüm. Çevik yaşam eğitimleri için ön kayıt alıyorsanız hemen yazdırayım :). Ağaç yaşken eğiliyor, hocamın dem vurduğu üzere. Biz kendimiz de işte kuru dallarımızı geceden ıslatıp, az çok sonuç alıyoruz yine de. Buna da şükür. Sağolun varolun Can ile Canan.

  • @olcayozaslan5832
    @olcayozaslan5832 2 ปีที่แล้ว

    Gitmeyi beceremiyoruz gözlerim yaşardı hocam

  • @enesinal6885
    @enesinal6885 2 ปีที่แล้ว

    Abi yeri gelmiş ken reddetmek le ilgili bir video gelmeli

  • @yunusemrekayra6782
    @yunusemrekayra6782 2 ปีที่แล้ว +1

    Hocam vakitleri nasıl tutuyorsunuz ? Kağıda yazarak mı yoksa belli bir uygulama mı var ? Bizimle paylaşırsanız seviniriz .

  • @asumancavunmirza
    @asumancavunmirza 2 ปีที่แล้ว

    Bu konuyu biraz daha açsanız mı acaba .Daha fazlasına ihtiyacım var galiba .🤭Anladımla anlamadım arasında bir yerde arafta kaldım 🙈

  • @sattemur3642
    @sattemur3642 2 ปีที่แล้ว +2

    Yuvamı yıktın Sinan canan. Konfor alanından çıkın diye diye.
    :)

  • @ozlemsahin2579
    @ozlemsahin2579 2 ปีที่แล้ว

    teşekkürler hocammm ağzınıza sağlıkk

  • @ozanselahattin
    @ozanselahattin 2 ปีที่แล้ว

    Açık Yeşil güzelmiş abi. :)

  • @imdatgunes8592
    @imdatgunes8592 2 ปีที่แล้ว

    Motorsikletle ilgili bir Video gelirmi yada Enduro istanbul kanalina misafir olacaginizi duymustum ne zaman gitmeyi düsünüyorsunuz?

  • @zelihapampal1737
    @zelihapampal1737 2 ปีที่แล้ว

    145 bölümdür ilk defa bu kadar tekrara düştüğünuzu gördüm,aynı cümleyi aynı sekilde kullanmanız da bı düşündürdü 😅

  • @yusufercin8829
    @yusufercin8829 2 ปีที่แล้ว +1

    Hocam tımarlanmayı bekleyerek ömrü çöp ediyoruz . Sonra vada vidi ile felsefe yapıyoruz . Bir bilginin çok güzel bir sözü var “ teyzemin bıyığı olsaydı amcam olurdu” jesse pinkman a selam. Ben çevik yaşamı sürekli hale getirdim. Örnek verecek olursak sizin video larınız izlerken bile haftada maksimum 2 video valla çoğu zaman ekran kaplı podcast tadında dinliyorum.

  • @sumeyraylmaz1078
    @sumeyraylmaz1078 2 ปีที่แล้ว +1

    Sinan can Mustafa acun gilocamız videolarını genellik izlenme ye çalışıyorum 😀😃

  • @yigitcansagr790
    @yigitcansagr790 4 หลายเดือนก่อน

    Mustafa hocam Mustafa abim güzel can bi şey soracağım bir çok bölümde çok dikkatim dağılıyor diyorsun nasıl devam edebiliyorsun ? Meditasyon ve farkındalık çalışmalarından sonra her dakika dikkatimin dağıldığını fark etme hali artık yorucu gelmeye başladı gerçekten bir maymun var kovalamaca oynuyoruz sen ne yapıyorsun ? Abi yok mu bunun hapı demiyorum var onlarsız şu işi çözsek gece gece dert oldu içime

  • @analbayrak5108
    @analbayrak5108 2 ปีที่แล้ว +2

    Okulda öğretilseydi çevik yaşam ilkelerini ve tarihçesini ezberlerdik, beceri geliştirme kısmı yine olmazdı. İhtiyaç halinde araştırılıp öğrenilmesi daha iyi.

    • @Acungil
      @Acungil 2 ปีที่แล้ว +3

      Benzer bir durumu okul içerikleri nasıl değişmeli diye düşünürken ben de yaşamıştım... Öğretilen başlıklar yaşamın özüne ilişkin çok şey içerebilir, başlıkların değişmesine gerek yok. Ama fizik görürken kainat nasıl çalışıyor konusunda dışarıya hiç bakmadan görünce mesela, iş ezber olunca bir işe yaramıyor gerçekten. Çevik Yaşam eğitimlerini tamamen uygulamalı olarak gerçekleştiriyoruz. Okullarda da ancak böyle olursa bir anlamı olur.

  • @ozlemsahin2579
    @ozlemsahin2579 2 ปีที่แล้ว +1

    hocam daha nice açık yeşilli sohbetleriniz olsun hahhahahahah

  • @panda_invention1810
    @panda_invention1810 2 ปีที่แล้ว

    19:00 🤯

  • @akifakgul8229
    @akifakgul8229 2 ปีที่แล้ว +2

    çevik yaşamdan sonra ters takla atmayı öğrendim. teşekkürler mustafa acungil.

    • @Acungil
      @Acungil 2 ปีที่แล้ว

      : )) Bir cümle bin farklı anlam...

  • @asumancavunmirza
    @asumancavunmirza 2 ปีที่แล้ว

    🍀

  • @emineozan3586
    @emineozan3586 2 ปีที่แล้ว

    👍👍👍👍👍

  • @Zafersernikli
    @Zafersernikli 2 ปีที่แล้ว

    Sayın hocalarım, kendi açınızdan çevik metodolojinin etkilerini çok güzel anlatmışsınız, ağzınıza sağlık, ancak büyük ihtimalle bir Google aramasına baktığı için “Çevik nedir?” sorusunun cevabını vermemişsiniz. Felsefenin temelinde yer alan dört ilkeye ve metodolojinin çalışır olması için kullanılması gereken iki kavrama hiç değinmediğiniz için bir yazılım proje yöneticisi olarak bir tanım ve özet yazmak istedim. (Yazının sonundan gelen not: Öngördüğümden daha uzun bir yazı oldu, cevaplarla devam etmek durumunda kaldım ama, ne yapalım, işin doğası böyle)
    Çevik iş geliştirme, bir veya birden fazla işin, yinelenmeli (iterational) bir süreç içinde değer üreten kısımları önceliklendirilerek artan (incremental) bir şekilde tamamlanmasıdır. Burada iteration (yazılım dünyasında çoğunlukla Sprint kelimesi kullanılıyor) dediğimiz süreler 1-4 hafta arası, çoğunlukla iki haftalık süreler. Bu iterasyonların başında yeni eklediğimiz sorumluluklara belli bir değer atayarak bekleyen işlerimizin yanına alır, bekleyen işlerimizde değeri güncellenmiş işler varsa onları günceller, sonrasında en çok değer üreten işleri ne kadar zamanımızı alacağını tahmin ederek (ki burada da zaman yerine çoğunlukla puan kullanırız) iterasyonumuzun içine atar ve iki hafta içinde tamamlayabileceğimizi öngördüğümüz kadara ulaşınca durur, sonrasında işe başlarız. “Artan” dediğimiz kavram ise, her iterasyon sonunda bir önceki iterasyon sonundan toplamda daha fazla değer üretmiş olmayı, yani iki hafta içinde sadece bir şeyi bozup bırakmamış, küçük de olsa bir değer üretmiş olmayı ifade eder. Her iterasyonun sonunda da neleri neden tamamlayamadığımızı, neyi daha iyi yapabileceğimizi tartışmakla beraber, bahsettiğiniz “kendini tanı” ilkesine uygun şekilde “ha demek ki biz ortalama bu kadar iş tamamlayabiliyoruz” güncellemesini geçer, sonraki iterasyona bu kadar iş dahil ederiz. Öngörü sırasında süre yerine puan kullanma sebebimiz de bu. Sinan Hocam’ın söylediği “5x sürecek işe x günde biter diyorum” yanılgısı sinir bozucu, onun yerine “50 puanlık iş yapabiliyoruz” diyerek işlere ekipçe puan vermek, sonrasında 50 değil 40 puanlık (veya 60 puanlık) iş tamamlayınca ya puan verme yöntemimizi ya da sprint içinde tamamlayabileceğimizi öngördüğümüz toplam puanı güncellemek, uzun vadede hem puanlama hem de öngörü başarımızı artırır, böylece sapmamızı 8-10 iterasyon içerisinde %300’lerden %10lara indiririz (evet, çevik çalışma alışkanlığı olmayan bir ekiple ilk iterasyonlarda öngördüğümüz işin kimi zaman 5'te birini bile tamamlayamadığımız oluyor).

    • @Zafersernikli
      @Zafersernikli 2 ปีที่แล้ว

      Çevik’in 4 temel ilkesi var, ancak üç tanesi farklı partilerin iletişimi doğru kurması üzerinden sizin de değindiğiniz planın nasıl yapılması gerektiğine eğildiği ve biz farklı partilerin ve ekiplerin armoni içinde çalışmasından ziyade bireysel çevik yaşamı konuştuğumuzdan farklı partilerin iletişimi üzerine değinmekten ziyade kendi iç iletişiminize eğilmek daha önemli olacağı için iki başlık altında fikirlerimi sunmak isterim:
      İlki, sizin sonlarda bahsettiğiniz plan mevzusu. Hayatında hiç plan program olmayan bir birey için çevik “fazla planlı” görünebilir, ancak aslında çevik minimum plan ve minimum dikkat dağıtıcı ıvır zıvır demektir. Eski toprak yazılımcılara veya müşterilere sorarsanız, çevik plansızlıktır, çünkü müşteri, patron vs. şunu sorar: “Proje ne zaman biter?” Bu soruyu sorarken de elinde genellikle normal günlük işlerinin yanında son dakikada iş çakılmış bir arkadaşın hazırladığı, sizin belki 8 kişilik ekiple 1 yıl boyunca hayatınız olacak projenin sonunda ilk halinden yalnızca “hazırlayan x” bölümü aynı kalacak döküman vardır. Çevik’in bu soruya verdiği “Bilmiyorum” cevabı kimi zaman kabul edilemezdir, oysa ki çevik şunu söyler: Sen bilinebileceğini sanıyorsun ama sen de bilemezsin, çünkü isteklerin ve önceliklerin süreç içinde değişecek. Doğru soru projenin ne zaman biteceği değil, bu iterasyonun sonunda hangi değerin üretileceğidir. Bu ekiplerin de, müşterinin de veya çevik yaşamı konuşurken ikisi de biz olduğumuz için bizim de hem huzurlu hem de verimli olmamızı sağlar.
      Yazılım, bu metodolojiye hiç plan yapmayan bir sistemi terkederek gelmedi, aksine her şeyi önden (kendince) planlayan bir sistemi (waterfall) yıkarak geldi. Bir bina yaparken neredeyse her şeyi planlayabilir ve öngörebilirsiniz, çünkü o binanın inşaatına başlandıktan sonra çivi sayısı dahi değişemez. Projenin gidişatını ancak bütçe kesintisi veya doğal afet gibi durumlar etkileyebilir. Ancak yazılımı da, sizin konuyu çektiğiniz gibi hayatı da bu şekilde yönetemezsiniz. Öncelikleriniz ve değerleriniz sürekli değişecektir. Bu yüzden doğayla, müşteriyle veya kendinizle kavga etmek yerine bu önceliklerin değişebileceğini kabullenmek ve sizin (veya müşteriniz, üzerinde çalıştığınız ürününüz, her neyse) için değerli olan şeylerin ne olduğu üzerine 2 haftada bir düşünme vakti ayırmak, sonrasında sizin için iki hafta içinde bir değeri bulunmayan şeyler hakkında endişelenmeyi bırakarak sadece değerli olanlara odaklanmak gerçekten çok iyi bir fikir. Daily scrum’lardan hiç bahsetmemişsiniz tabi, her sabah güne başlarken dün ne yaptığınızı, bugün ne yapacağınızı ve yapmak istediğiniz işe engel teşkil eden bir durumunuz olup olmadığının muhasebesini yapmalısınız. Bu muhasebe çoğunlukla ekip için önemlidir, ancak tek kişilik çevik hayat biçimi için de mutlaka yararlı olacaktır.

    • @Zafersernikli
      @Zafersernikli 2 ปีที่แล้ว

      İkinci önemli konu ise şu: Sizin de odaklandığınız gibi, aslında hayatınızı planlamaktan daha önemli bir şeyin peşinde koşuyorsunuz, ve konuşma sırasında etrafında dolansanız da kullanmadığınız anahtar sözcük: Değer. Çevik metodun temelinde daha fazla değer üretmek, dolayısıyla en çok değer üretecek işleri önceliklendirmek yatıyor. Değeri yazılım dünyasında çalışır özellik ve bu özelliğin kullanıcılara yaratacağı katkı olarak tanımlıyoruz. Her iterasyonun sonunda mutlaka uygulamaya çalışır ve kullanılabilir özellikler eklenmiş olmasını sağlarken bu özelliklerin de uygulamanın en öncelikli, kullanıcılara en çok kolaylık sağlayacak veya ürünün getirisini en hızlı şekilde artıracak fonksiyonlar olmasına özen gösteriyoruz. Çevik yaşam içinse bu değer, bizim iki haftaya başlarken öğrenmek istediğimiz bilgiler, okumak istediğimiz bir kitap, yazımını tamamlamak istediğimiz bir konu, gitarda çalmayı öğrenmek istediğimiz bir Dream Theater solosu olabilir. Ivır zıvır ile vakit kaybetmeden, bizim için o an en değerli olan şey(ler)e odaklanıp, iki hafta içinde üzerinde çalışmamamızın bize bir şey kaybettirmeyeceği dikkat dağıtıcı unsurlar hakkında ise kaygılanmayı bırakmamız gerekiyor. Değer üreten işleri önceliklendirdiğiniz sürece her haftanın sonunda işin bir önceki haftaya göre daha iyi bir yerinde olmanızı garanti altına alıyorsunuz.
      Sinan Hocam’ın bahsettiği Netflix’te bir şeyler izlerken bunun aslında bir gözlem veya okuma olduğu konusunda kendisini aldatma süreci, temelde bu değer kavramını bir metrik olarak sisteme dahil etmemenin sonucu. Muhakkak Netflix’ten izlediğiniz bir filmden de, arkadaşınızla yaptığınız sohbetten de yazacağınız metinlere malzeme çıkıyor, ancak bunlar tesadüfi şeyler ve bir plan içine dahil edilmesine gerek yok. Rahmetli babamın ben henüz 9-10 yaşındayken bana söylediği kulağıma küpe olmuş bir sözü vardı: Asla oyun oynarken ödevini düşünme ki ödevini yaparken de aklında oyun olmasın. Netflix’i bir chill aracı olarak tanımlayıp, aslında iş için yaptığınız konusunda kendinizi kandırmayı bıraktığınız anda Netflix’ten aldığınız keyif artacağı gibi, işinizde yoğunlaştığınız bir anda aklınızdan Netflix’in geçmesi ihtimali de oldukça azalacaktır.

    • @Zafersernikli
      @Zafersernikli 2 ปีที่แล้ว

      Uzun uzun yazdım ama Sinan Hocam’ın verdiği “Yayın evine 6 ay sonra hazır dedim, 2 buçuk yıl sürdü” dediği kitap örneği üzerinde tüm bu anlatmaya çalıştıklarımı somutlaştırırsam: Önünüzde dağ gibi bekleyen “kitap yazılacak” imkansız işinin süreçlerini 6 aya bölüp planlamak imkansızdır, çünkü bu en basitinden kitabın kaç sayfa olacağını, hangi bölümlerden oluşacağını, bu bölümler yazılırken hangi kaynakların okunması gerektiğini bilmeyi gerektirir. Oysa ki kitap yazmak (çok ekstrem durumlar haricinde) böyle bir süreç değildir. Sinan Hocam 4. bölümdeyken bir film izler, gördüğü şeyden etkilenip 2. bölümdeki 10 sayfayı silip baştan yazar, sonra 2 ve 3’ün geçişi bozulduğu için o bölüm baştan yazılır. Tam “oh şimdi tamam” derken bir kitap okur, çok etkilenir ve kitabın referans verdiği kitapları da okuması gerekir ve 7. bölüm olarak tasarladığı kısım hakkında fikirleri tamamen değişir. Bunlar gibi onlarca olay yaşanır, bunları öngörmek imkansızdır. Bu yüzden 6 ayı planlamaya çalışıp başaramadıkça kahrolmak yerine iterasyonumuzun içindeki işleri etkilemediği sürece dikkatimizi dağıtan olguları yalnızca kenara not alıp iki haftalık iterasyon sonunda incelemek, ve her iki haftanın sonunda işleyişi yeniden gözden geçirip en değerli gördüğümüz parça ile devam etmek, bizi milyon tane kitabın içine girmeyecek klavye tıkı, onlarca gereksiz kaynak okuması, yüzlerce içindekiler güncellemesinden kurtarır. İş belki yine 6 ayda bitmez ama 2 buçuk yıldan da daha kısa sürede tamamlanır. Daha önemlisi, bir sonraki kitaba başlarken gönül rahatlığıyla “Bir önceki kitabı yazmam 1 yıl sürdü. Bu kitabı yazmam da 1 yıl sürecek diyemem, çünkü uyguladığım yöntemi henüz ikinci kez deneyeceğim, ama 9 ay ile 15 ay arasında sürecek“ denebilir. Üçüncü kitaba gelindiğinde yöntemde ısrarcı olunursa artık aralık 2-3 aya kadar iner. Daha fazlasını istemek ise haksızlıktır ve her (aklı başında) yayıncı 6 ayda bitecek deyip 2 buçuk yılda teslim eden bir yazardansa 12-15 ay arası sürer diyerek gerçekten de bu aralıkta kitabı teslim eden bir yazarı tercih eder :)
      Sevgiler :)

  • @canerutku1054
    @canerutku1054 2 ปีที่แล้ว

    27 dakikada kaç kere mustafa denilebilir diye merak edenlere...

  • @aderelictmachine1031
    @aderelictmachine1031 2 ปีที่แล้ว +1

    vallah meta tutmasın da başka bi şey istemiyorum. zuck başlı başına problem. 0 mimik.