ALLAH IM NE OLUR BİZE SABIR VER...BİZLERİ BU KUTSİ DAİREDEN AYIRMA...HOCAMIZA SIHHAT, AFİYET VE HAYIRLI UZUN ÖMÜRLER VER...CİNNİ İNSİ ŞEYTANLARIN ŞERLERİNDEN MUHAFAZA BUYUR...AMİN
Kınamayınız Kınadığınız Şey Başınıza Gelmedikçe Ölmezsiniz.(tirmizi,kıyamet,53) ALLAH kuşkusuz Rahman’dır,ancak ALLAH yerde merhametli olana gökte merhamet eder.Hakk’ın bize karşı muamelesini ölçü kabul edip,halka öyle davranmalıyız. O zaman halk içinde Hak’la beraber olur ve kurtuluruz.Merhametini umuyorsak,başkalarına kınamayla değil, şefkatle ve iyiliği emredip, kötülükten men etme çabasıyla yaklaşmalıyız. Bir diğer noktada kınayan insan aslında kibir alameti de gösteriyor, karşısındakini kınarken, kendisini ondan üstün bir mertebeye koyuyor.kendi günahlarını göremiyor. Elimizdeki muhasebe aynasını karşıdan kendi yüzümüze çevirmek gerek bize. Günahından dolayı kınıyoruz, ama acaba biz nasılız? En önce birini günahından dolayı kınamanın bize ne faydası var? Cennet o kadar geniş ki ALLAH dememiş sonuçta dolana kadar sınırı, hak eden herkese yer var, ve gerçek müslümanın derdi de cennet değil, O’nun rızası,ve O’nu her insanın tasdik etmesi olmalıdır. O zaman kınamak neden? Evet kınanmalı,kendini kınamalı insan. Nazım İNCE ‘nin hakim bey şiirinde dediği gibi “davacıyım hakim bey, ben kendimden davacı” demeli insan. Derdi, tasası kendi günahları olmalı müslümanın. Efendimiz(sav) bilmesine rağmen hiçbir zaman münafıkları dahi açığa vurmamıştır. Biz kimiz ki kalbini açıp bakamadığımızı kınıyoruz? Kınama, içerisinde sui-zannıda barındırıyor. Oysa Müslüman hüsn-ü zan üzere olmalıdır. Gözüyle görse günahta olduğunu birinin kendinden şüphelenmelidir.Hukukta dahi ispatlanmadıkça kişinin suçsuzluğudur esas olan. Oysa biz kınayarak,içindekini bilmeden direkt olarak günahkar damgasını vuruyoruz. Maalesef ki bu hadisler çoğumuzun, çeşitli kereler doğruluğunu tecrübe ettiği hadislerden. Maalesef, çünkü bu tecrübeler bizim ‘kınayan’ olduğumuzu gösteriyor. Efendimiz(sav) nedamet(pişmanlık) tevbedir buyurmuştur. Izdırap ve sızıdır tevbe. Kınarken birini günahından,eksiğinden dolayı bunu düşünüyor muyuz? Bir sızı ise tevbe, içinde pişmanlığını duymak kadar anlık bir şeyse nerden bilebiliriz kınadığımız insanın tevbe edip etmediğini? Elbette bilemeyiz. Rabbimiz’in merhameti, afv ediciliği idrakimizin alamayacağı kadar öylesine geniştir ki, Kitab’ımız bunun örneği ayetlerle doludur: Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra ALLAH’tan bağışlanma dilerse ALLAH’ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur. (Nisa 110) Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz ALLAH onun tevbesini kabul eder. Muhakkak ALLAH bağışlayandır, esirgeyendir. (Maide 39) Göklerin ve yerin mülkünün ALLAH’a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azablandırır, kimi dilerse bağışlar. ALLAH, her şeye güç yetirendir (Maide 39) Kınayan; aslında kendinde kınanacak yönleri görmezden gelendir, kendini kusursuz addedendir, -bugün o günahı işlemese bile- hiç işlemeyeceğinin garantisi altında görendir. Oysa mümkün müdür bu? Var mıdır böyle bir garanti? İnsan olduğumuz, nefes aldığımız sürece günaha bulaşmayacağımızın, kınadıklarımızı yapmayacağımızın garantisi yoktur. İnsanız çünkü, yaradılış ve imtihan sırrımız bu. Bir odaya peynir, et, sebze, havuç koysak mesela… Sonra aslanı göndersek eti alır çıkar, fare gelse peynirle ilgilenir yalnız, tavşan havuca koşar sadece, inek ota… Ama insanı göndersen o odaya, o odada her ne varsa almak ister, yaradılışımız böyledir. İstemek, aldıkça fazlasını daha fazla isteme odaklı, doyumsuz. Meselemiz zaten bu, nefis-irade dengesi. Hal böyle iken, bizde doyumsuz bir nefis sahibiyken,can bedende attıkça nasıl kınarız başkasını, nasıl onu günahkar,kendimizi kınadığımızı yapmayan sınıfına koyarız. Belki de hadiste kınadığını yaşamadan ölmemek sözünden de bunu anlamalıyız. Kınarken ALLAH’ın o günahı afediciliğini sorguluyoruz, oysa her insan ölürken son anda da olsa ALLAH’ın bütün sıfatlarının doğruluğunu idrak edermiş büyük bir pişmanlıkla. Buna Rahman ve Rahim sıfatı da dahil. Bir açıdan yaşamadan ölmemekten kasıt bu ölürken ki takdir de olabilir, yani kınadığımızı takdir etmeden, kınamış olduğumuzu yaşamadan ölmemiş oluruz. Bu hadisi şu ayetle bağlandırıp son verilebilir yazıya: Dedi ki: "Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi ALLAH bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir." (12/92) Mahşer gününde O’nun katında bunca günahımızla kınanmamaksa umduğumuz, başkalarını günahlarından dolayı kınamamayı öğrenmeliyiz. ALLAH hepimize yalnızca kendi nefsimizi kınamayı nasip etsin(Amin)
BÜTÜN BÜTÜN DÜNYAYA DALDIĞIMIZ DAN DOLAYI BİLEREK DÜNYA HAYATINI AHİRET HAYATINA TERCİH ETTİĞİMİZDEN DOLAYI......ŞAHSİ HUZUR SAADET İKBAL MUTLULUK DUYGUMUZU ALLAH RIZASINA TERCİH ETTİĞİMİZDEN DOLAYI.....SÜPER BİR ÖZ ELEŞTİRİ SÜPER AÇIKLAMA..
Ahmet Ç.Gören Allah herşeyi önceden bilendir zalimi yaratmazdan evvel onun zalim olacağını bile bile onu neden yaratıp sonrada ceza verir ? Nerde merhamet ?
Eğer ki hizmet haksızsa ve zulmediyorsa ve yanlış içindeyse tez vakitte yerin dibine geçir ya Rab! Şayet hizmete ilişenler zulmediyorlarsa en yakın zamanda onları yerin dibine geçir ya Kahhâr!..
Ulkesi adina seccadesi gozyaslarinin lekeleriyle dolan hocamdan Rabbim ebeden razi olsun, onun ufkunu daha iyi anlamamizi Rabbim nasip etsin... O gozyaslarindan bize de nasip etsin Allahim :(
duyduğum duymadigim tum dualarına elfu elfi amiinnn ya muin, Allah ebeden razı olsun insaallah hocam
Namaz Namaz Namaz ...
Allah razı olsun hocam.
Allah razı olsun
ALLAH IM NE OLUR BİZE SABIR VER...BİZLERİ BU KUTSİ DAİREDEN AYIRMA...HOCAMIZA SIHHAT, AFİYET VE HAYIRLI UZUN ÖMÜRLER VER...CİNNİ İNSİ ŞEYTANLARIN ŞERLERİNDEN MUHAFAZA BUYUR...AMİN
allah razı olsun rabbim hayırlı ömürler versin tüm dualara aminnn
Günün aydınlık ve esenliklerle dolu olsun canım hocam
ciğerimiz yanıyor
Tesekkurler
Allah razı olsun.
Rabbime cook cook şükür
Kınamayınız Kınadığınız Şey Başınıza Gelmedikçe Ölmezsiniz.(tirmizi,kıyamet,53)
ALLAH kuşkusuz Rahman’dır,ancak ALLAH yerde merhametli olana gökte merhamet eder.Hakk’ın bize karşı muamelesini ölçü kabul edip,halka öyle davranmalıyız. O zaman halk içinde Hak’la beraber olur ve kurtuluruz.Merhametini umuyorsak,başkalarına kınamayla değil, şefkatle ve iyiliği emredip, kötülükten men etme çabasıyla yaklaşmalıyız.
Bir diğer noktada kınayan insan aslında kibir alameti de gösteriyor, karşısındakini kınarken, kendisini ondan üstün bir mertebeye koyuyor.kendi günahlarını göremiyor. Elimizdeki muhasebe aynasını karşıdan kendi yüzümüze çevirmek gerek bize. Günahından dolayı kınıyoruz, ama acaba biz nasılız? En önce birini günahından dolayı kınamanın bize ne faydası var? Cennet o kadar geniş ki ALLAH dememiş sonuçta dolana kadar sınırı, hak eden herkese yer var, ve gerçek müslümanın derdi de cennet değil, O’nun rızası,ve O’nu her insanın tasdik etmesi olmalıdır. O zaman kınamak neden? Evet kınanmalı,kendini kınamalı insan. Nazım İNCE ‘nin hakim bey şiirinde dediği gibi “davacıyım hakim bey, ben kendimden davacı” demeli insan. Derdi, tasası kendi günahları olmalı müslümanın. Efendimiz(sav) bilmesine rağmen hiçbir zaman münafıkları dahi açığa vurmamıştır. Biz kimiz ki kalbini açıp bakamadığımızı kınıyoruz?
Kınama, içerisinde sui-zannıda barındırıyor. Oysa Müslüman hüsn-ü zan üzere olmalıdır. Gözüyle görse günahta olduğunu birinin kendinden şüphelenmelidir.Hukukta dahi ispatlanmadıkça kişinin suçsuzluğudur esas olan. Oysa biz kınayarak,içindekini bilmeden direkt olarak günahkar damgasını vuruyoruz.
Maalesef ki bu hadisler çoğumuzun, çeşitli kereler doğruluğunu tecrübe ettiği hadislerden. Maalesef, çünkü bu tecrübeler bizim ‘kınayan’ olduğumuzu gösteriyor.
Efendimiz(sav) nedamet(pişmanlık) tevbedir buyurmuştur. Izdırap ve sızıdır tevbe. Kınarken birini günahından,eksiğinden dolayı bunu düşünüyor muyuz? Bir sızı ise tevbe, içinde pişmanlığını duymak kadar anlık bir şeyse nerden bilebiliriz kınadığımız insanın tevbe edip etmediğini? Elbette bilemeyiz.
Rabbimiz’in merhameti, afv ediciliği idrakimizin alamayacağı kadar öylesine geniştir ki, Kitab’ımız bunun örneği ayetlerle doludur:
Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra ALLAH’tan bağışlanma dilerse ALLAH’ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur. (Nisa 110)
Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz ALLAH onun tevbesini kabul eder. Muhakkak ALLAH bağışlayandır, esirgeyendir. (Maide 39)
Göklerin ve yerin mülkünün ALLAH’a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azablandırır, kimi dilerse bağışlar. ALLAH, her şeye güç yetirendir (Maide 39)
Kınayan; aslında kendinde kınanacak yönleri görmezden gelendir, kendini kusursuz addedendir, -bugün o günahı işlemese bile- hiç işlemeyeceğinin garantisi altında görendir. Oysa mümkün müdür bu? Var mıdır böyle bir garanti?
İnsan olduğumuz, nefes aldığımız sürece günaha bulaşmayacağımızın, kınadıklarımızı yapmayacağımızın garantisi yoktur. İnsanız çünkü, yaradılış ve imtihan sırrımız bu. Bir odaya peynir, et, sebze, havuç koysak mesela… Sonra aslanı göndersek eti alır çıkar, fare gelse peynirle ilgilenir yalnız, tavşan havuca koşar sadece, inek ota… Ama insanı göndersen o odaya, o odada her ne varsa almak ister, yaradılışımız böyledir. İstemek, aldıkça fazlasını daha fazla isteme odaklı, doyumsuz. Meselemiz zaten bu, nefis-irade dengesi. Hal böyle iken, bizde doyumsuz bir nefis sahibiyken,can bedende attıkça nasıl kınarız başkasını, nasıl onu günahkar,kendimizi kınadığımızı yapmayan sınıfına koyarız. Belki de hadiste kınadığını yaşamadan ölmemek sözünden de bunu anlamalıyız. Kınarken ALLAH’ın o günahı afediciliğini sorguluyoruz, oysa her insan ölürken son anda da olsa ALLAH’ın bütün sıfatlarının doğruluğunu idrak edermiş büyük bir pişmanlıkla. Buna Rahman ve Rahim sıfatı da dahil. Bir açıdan yaşamadan ölmemekten kasıt bu ölürken ki takdir de olabilir, yani kınadığımızı takdir etmeden, kınamış olduğumuzu yaşamadan ölmemiş oluruz.
Bu hadisi şu ayetle bağlandırıp son verilebilir yazıya:
Dedi ki: "Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi ALLAH bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir." (12/92)
Mahşer gününde O’nun katında bunca günahımızla kınanmamaksa umduğumuz, başkalarını günahlarından dolayı kınamamayı öğrenmeliyiz.
ALLAH hepimize yalnızca kendi nefsimizi kınamayı nasip etsin(Amin)
BÜTÜN BÜTÜN DÜNYAYA DALDIĞIMIZ DAN DOLAYI BİLEREK DÜNYA HAYATINI AHİRET HAYATINA TERCİH ETTİĞİMİZDEN DOLAYI......ŞAHSİ HUZUR SAADET İKBAL MUTLULUK DUYGUMUZU ALLAH RIZASINA TERCİH ETTİĞİMİZDEN DOLAYI.....SÜPER BİR ÖZ ELEŞTİRİ SÜPER AÇIKLAMA..
Allah razi olsun hocam Allah uzun ömür versin insallah
ALLAH sizlerden razı olsun. başımızdan eksik etmesin....
Ya Allah
Ahmet Ç.Gören Allah herşeyi önceden bilendir zalimi yaratmazdan evvel onun zalim olacağını bile bile onu neden yaratıp sonrada ceza verir ? Nerde merhamet ?
Vaybeeee!!!
amin
Senin yoluna kurban olurum hocam ömrüm ömrüne feda olsun olsun canım hocam.ben seni karşılıksız sevdim canım hocam .
Ne güzel anlatmış, Allah ebeden razı olsun
hocam Allah sizden ebeden razi olsun , size sağlik sıhhat afiyet versin başimizdan eksik etmesin sizi...
Fetullah gülen hocaefendiden Allah razı olsun
ARO
hocamAllah yardımcmz olsun
allah razi olsun basimizdan eksik etmesin allah dualarini kabul etsin.
Amin
Eğer ki hizmet haksızsa ve zulmediyorsa ve yanlış içindeyse tez vakitte yerin dibine geçir ya Rab!
Şayet hizmete ilişenler zulmediyorlarsa en yakın zamanda onları yerin dibine geçir ya Kahhâr!..
amin amin hocam.
ALLAH HİDAYET VERSİN
sevgi ve hürmetle muhterem hocam
Zaman'ın minaresindeki imam.
Aro
Ulkesi adina seccadesi gozyaslarinin lekeleriyle dolan hocamdan Rabbim ebeden razi olsun, onun ufkunu daha iyi anlamamizi Rabbim nasip etsin... O gozyaslarindan bize de nasip etsin Allahim :(
F. Gülen hoca efendi: ağzınıza sağlık hocam.
Allah (c.c)sizler gibi içten insanları başımızdan eksik etmesin inşallah bir gün gelir de o göz yaşlarının yerini sevinçten akan yaşlar alır
aro
Rabbim razı olsun
Allah razı olsun