Görünmez bir ip geriliyor içimde, bir ucu çocukluğumun harabelerine bağlı, diğeri senin gözlerindeki derin kuyulara, her şey bir rüzgâr gibi uçup giderken ben kalıyorum burada, sana anlatamadığım o tarifsiz boşlukla. Kim bilir hangi gökyüzünden düştü yıldızlar, hangi sessizlikte kayboldu adımlarımız, ve neden her kavuşma biraz daha uzaklaştırır bizi kendimize? Unutmak bile bir tür hatırlayış aslında, ve hatırlamak, daha derin bir unutkanlık. Sokaklar hep ıssızdır gece yarıları, ve yalnızlık, ayakta duran bir gölge gibi bizimle yürür her adımda. Duvardaki eski bir saat, zamana meydan okurcasına tıkırdar, ve sen, yalnızca bir fısıltı gibi kalırsın bu yankısız odalarda. Ben hep sustum aslında, sen sustuğunda öğrendim konuşmayı. Kelimeler düşmandır bazen, çünkü onlar hiçbir yarayı gerçekten saramaz. Bir insan başka bir insanı nasıl severse, ben de seni öyle seviyorum, yarım kalmış cümleler gibi, tamamlanamayan bir hikâye gibi, ve belki de bu yüzden böylesine içimdeki yangın. Her şeyin kül olduğu bir şehirden geçiyorum, binaların yerinde sadece boşluk var. Bir zamanlar sevdiklerimizin yaşadığı odalar, şimdi toprakla dolmuş. Ama toprak bile bazen küser insana, yeni bir yaşam yeşertmek istemez. Düşlerimde hep o eski ses var, uzaklardan gelen, tanıdık bir çağrı gibi. Bazen bir kadının soluğu, bazen dağlarda yankılanan bir şarkı. Hiçbir şey tam değil burada, ne zaman ne de mekân. Her şey kırık, eksik, tıpkı içimdeki bu tuhaf boşluk gibi. Bir gün, belki hiçbir şey kalmadığında ellerimizde ve kalplerimizde, birbirimize sadece bakacağız, hiç konuşmadan. Ve o zaman anlayacağız belki de tüm bu acının nedenini. Zaman bir yolculuksa eğer, biz neresindeyiz bu yolun? Başında mı, sonunda mı, yoksa hiçbir yere varamayan bir ara durakta mı? Sorularımız da bizler gibi yorgun artık, cevaplar ise çoktan ölüme varmış. Bu yüzden sessizlik en çok yakışan şeydir bize. Çünkü sessizlikte herkes eşittir, ve aşk, ancak sessizliğin içinde büyüyebilir. Şimdi bir ayna koyuyorum önüme, kendime değil, sana bakıyorum içinden. Ve her şey yeniden başlıyor, her şey yeniden kırılıyor, ama kırıldıkça güzelleşiyor. Belki de hayat, kırık parçaları birleştirebilme sanatı. Ve biz, o sanatın en başarısız öğrencileri.
Bu şiirlerin içinde kötü şiir diyebileceğiniz hiçbir şiir yoktur elinize,emeğinize,dilinize,yüreğinize sağlık gerçekten muhteşem yorumlamışsınız bu güzel şiirleri.
BİR KIYIDA BAŞLAR HER ŞEY Geceyi soyuyor şehrin caddeleri, karanlık bir ihtimalin eşiğinde titriyor ışıklar. Bir yağmur damlası düşüyor, görünmeyen bir suç gibi gömülüyor asfalta. Bu şehir, sustuğum bütün cümlelerin sureti, bu kaldırım taşları, sana çıkmayan her yolun tanığı. Kaç tren geçti gözlerimden, kaç istasyon vurdu yüreğimi, bilmiyorum. Ama her gidiş, bir varışın kanatlarını kırar, ve her dönüş, bir kayboluşu hazırlar bil ki, insan kendi yıkıntısında bulur kendini. Bir sigara yakıyorum, dumanı sarmalıyor sokakları, yitik bir romanın ilk sayfasında duruyorum. Seni düşünüyorum, ellerimi cebime koymuş, karşı kıyıda yakamozları bekliyorum. Ama sen, görülmemiş bir rüyanın içinde kalmışsın, adını bile bilmediğim bir hüznün parmak uçlarında unutulmuşsun. Bir köprüden geçiyorum; altında tarih akıyor, üstünde yalnızlık. Taşlarına dokunuyorum, ellerimde çağların soğuk izi. Her şey burada başlamış, ve hiçbir şey bitmemiş aslında. İnsanın kaybolduğu yerde bulduğu, bulduğu yerde kaybettiği… Bir kent büyütüyor bizi, yolları kör, sokakları kırık, ama duvarları ayakta. Saatler kimin umurunda? Zaman, kırık bir aynanın kenarında kesiyor yüzünü. Bize kalan, birkaç unutulmuş kelime, birkaç eksik nefes, ve belki de o eski şarkının yanlış hatırlanmış nakaratı. Kimin için söylüyoruz bunu? Kime karşı yazıyoruz kendimizi? Gözlerin… ah o gözlerin, zamanı durduran kara çentik! Bir kez daha baksa bana, yerle bir olur bütün şehirler. Bir kez daha gülse dudakların, yeniden doğar bütün yıkıntılar. Ama sen, orada, karşı kıyıda, ulaşılmaz bir uzaklık kadar yakınsın bana. Rüzgâr savuruyor bir avuç yaprağı, bir ömrün dökülmüş anıları gibi. Her biri başka bir gecenin hatırası, her biri başka bir sabahın yalanı. Ama ben, hiçbirini tutamıyorum avucumda. Çünkü her şey, her şey, yitip gidiyor; ve insan sadece kaybettiklerini hatırlıyor. Yine de yürümeye devam ediyorum, bu taş sokakların, bu karanlık caddelerin sonuna kadar. Bir köşe başında belki bir gölge, belki bir iz bulurum diye. Ama ne köşe başı, ne de iz kalıyor. Bir tek ben kalıyorum; yüzümde asırlık bir yalnızlık, elimde yarım bir hayal. Ve bir kıyıda başlar her şey; denize bakarız, ama dalgalarda kendimizi görürüz. Sana dair ne varsa, ne olursa olsun, hepsini kalbimin arka odalarına saklıyorum. Çünkü biliyorum; insan, sevdikçe, yok olur.
üçüncü şahsın şiiri gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bi sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bi oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldürüceğimden korkardım felaketim olurdu ağlardım ne vakit maçka dan geçsem limanda hep gemiler olurdu ağaçlar kuş gibi gülerdi bir rüzgar aklımı alırdı sen sessizce bi cigara yakardın parmaklarımın ucunu yakardın kirpiklerini eğerdin bakardın üşürdün içim ürperirdi felaketim olurdu ağlardım akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı limandan bir gemi biterdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi yüzü hele seni kollarına aldı mı felaketim olurdu ağlardım ATİLLA İLHAN
Bir sorum var Atilla Ilhanın şiirlerinden biri ama adı yok biri biliyor ise söyleyebilir mi LÜTFEN Yağmurmuydu seni getiren yoksa aklımdan geçen sayfalarmı. gecemiydi sevdiren yoksa isıtan kelimerinmi? zamanmıydı bağlayan. varmı aşkıma kelimeler. eritir mi başka bir şey kalbimi? mutluluktu bence en güzeliydi belki gözleri. lale miydi kokusu yoksa ipekmiydi dokusu bilmem sanki menekşe...
Bende 18 ine girecegim senin yaşlarında bende öyle düşünüyodm talihsiz hayatımda ama hep ufak şeylerle bile mutlu olmaya çalışıyorum hala neden ben deme ablacığım üzme kendini çok rabbine sımsıkı sarıl yoksa hayatindan çok insanlar üzecek seni daha çok
Düşürüm hep sacma videolar o kadar izlenirken şu saf temiz kalbe dokunan sözler nasil olurda fark edilmez güzel sairler keske o saf sevginiz suan olsaydi insanlar sevmeyi unuttu yaşamayı unuttu boş gözler var cahil kafalar...🌹🖤
Emeğinize sağlık. Arka planda çalan parçaları da yazabilirseniz güzel olur. Hem eser sahibine saygı, hem de o parçaları merak edenler sayenizde daha kolay bulabilir.
Üstadım yorumunuz çok kuvvetli maşallah devamını bekliyoruz. Bu yedileme gayet güzel geldi. Başarılarınız daim olsun.
Ayrılık da sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili...
Görünmez bir ip geriliyor içimde,
bir ucu çocukluğumun harabelerine bağlı,
diğeri senin gözlerindeki derin kuyulara,
her şey bir rüzgâr gibi uçup giderken
ben kalıyorum burada,
sana anlatamadığım o tarifsiz boşlukla.
Kim bilir hangi gökyüzünden düştü yıldızlar,
hangi sessizlikte kayboldu adımlarımız,
ve neden her kavuşma biraz daha uzaklaştırır bizi
kendimize?
Unutmak bile bir tür hatırlayış aslında,
ve hatırlamak,
daha derin bir unutkanlık.
Sokaklar hep ıssızdır gece yarıları,
ve yalnızlık, ayakta duran bir gölge gibi
bizimle yürür her adımda.
Duvardaki eski bir saat,
zamana meydan okurcasına tıkırdar,
ve sen,
yalnızca bir fısıltı gibi kalırsın
bu yankısız odalarda.
Ben hep sustum aslında,
sen sustuğunda öğrendim konuşmayı.
Kelimeler düşmandır bazen,
çünkü onlar hiçbir yarayı gerçekten saramaz.
Bir insan başka bir insanı nasıl severse,
ben de seni öyle seviyorum,
yarım kalmış cümleler gibi,
tamamlanamayan bir hikâye gibi,
ve belki de bu yüzden böylesine içimdeki yangın.
Her şeyin kül olduğu bir şehirden geçiyorum,
binaların yerinde sadece boşluk var.
Bir zamanlar sevdiklerimizin yaşadığı odalar,
şimdi toprakla dolmuş.
Ama toprak bile bazen küser insana,
yeni bir yaşam yeşertmek istemez.
Düşlerimde hep o eski ses var,
uzaklardan gelen, tanıdık bir çağrı gibi.
Bazen bir kadının soluğu,
bazen dağlarda yankılanan bir şarkı.
Hiçbir şey tam değil burada,
ne zaman ne de mekân.
Her şey kırık, eksik,
tıpkı içimdeki bu tuhaf boşluk gibi.
Bir gün,
belki hiçbir şey kalmadığında
ellerimizde ve kalplerimizde,
birbirimize sadece bakacağız,
hiç konuşmadan.
Ve o zaman anlayacağız belki de
tüm bu acının nedenini.
Zaman bir yolculuksa eğer,
biz neresindeyiz bu yolun?
Başında mı, sonunda mı,
yoksa hiçbir yere varamayan bir ara durakta mı?
Sorularımız da bizler gibi yorgun artık,
cevaplar ise çoktan ölüme varmış.
Bu yüzden sessizlik en çok yakışan şeydir bize.
Çünkü sessizlikte herkes eşittir,
ve aşk,
ancak sessizliğin içinde büyüyebilir.
Şimdi bir ayna koyuyorum önüme,
kendime değil, sana bakıyorum içinden.
Ve her şey yeniden başlıyor,
her şey yeniden kırılıyor,
ama kırıldıkça güzelleşiyor.
Belki de hayat,
kırık parçaları birleştirebilme sanatı.
Ve biz,
o sanatın en başarısız öğrencileri.
Şiirle tanıştığım ilk şair ve en sevdiğim şair.
Ramazan bitiyor diye hüzünleniyordum. Bu şiiri dinleyince daha da hüzünlendim. İnsanın içine işliyor.
Atilla ilhan en sevdiğim şairlerden
Muhteşem yorum ses bunu sizden dinlemek çok güzel emeğinize sağlık
Benim gözümde çok ama çok büyük insanlar,ha bir icat yapmış,ha bir ülke fethetmiş,ha insanların gönlünü fethetmiş,iyiki sanat var iyiki şiir var❤❤❤❤❤
ÇOK GÜZEL PAYLAŞIM
muhteşem şiirlerini seçmişssiniz tebrikler
Bu şiirlerin içinde kötü şiir diyebileceğiniz hiçbir şiir yoktur elinize,emeğinize,dilinize,yüreğinize sağlık gerçekten muhteşem yorumlamışsınız bu güzel şiirleri.
Emeğinize sağlık güzel paylaşım 😔
Oğuzhan hocam Mustafa hocam sesinize yüreğimize sağlık harikulade şiirler ☀️
Çok büyük keyif aldim
Emeğinize sağlık çok güzel ve çok duygusal paylaşım dinlemek harika
Üçüncü şahsın şiiri
Aysel git başımdan
Yalnızlığı denemek
Ben sana mecburum
Sana ne yaptılar.
Bunlar şaheser..
Çok güze şiirler
büyük bir ilgiyle bekliyordum paylaşımınızı hocam emeginize saglık
muhteşem olmuş
Dinlemekten büyük bir keyif aldım...emeginize sağlık
Bütün şiirlerin hepsini çok güzel okudun abi ağzına yüreğine sağlık 👍
mükemmel şiirler seçmişsiniz çok teşekkürler
Çok duygulandım, nurlar içinde yatsın usta
Ne yapsam, ne tutsam, nereye gitsem,
Ben sana mecburum sen yoksun.
Atilla ilhanın yıllar önce hayatı ile bir filmin kurgusu yapmıştım güzel paylaşım için teşekkürler
Çok güzel okumuşsunuz, şiir de sesiniz de muazzam
Muhteşem.. ağzına sağlık:) 👌👏👏
Uyurken dinleyin🎧
Mükemmel çalışma 👏🏻👏🏻👏🏻
Güne şiirle başlamak gibisi var mı? Hem de Atilla İlhan şiirleri ile. Hem sesinize, hem emeğinize sağlık. 👏😊
Sesinize emeğinize sağlık
Muhteşem yorum🤗🤗
Muhteşem siirler
Hepinizin seslendirmeleri ayrı ayrı güzel yüreğinize sağlık🙏🏼
Çok güzel
Emeginize yüreginize saglik olsun
Yüreğinize sağlık 👏👏
en güzelleri bir arada dinlemenin keyfi...
Güzel bir yorum
BİR KIYIDA BAŞLAR HER ŞEY
Geceyi soyuyor şehrin caddeleri,
karanlık bir ihtimalin eşiğinde titriyor ışıklar.
Bir yağmur damlası düşüyor,
görünmeyen bir suç gibi gömülüyor asfalta.
Bu şehir, sustuğum bütün cümlelerin sureti,
bu kaldırım taşları,
sana çıkmayan her yolun tanığı.
Kaç tren geçti gözlerimden,
kaç istasyon vurdu yüreğimi,
bilmiyorum.
Ama her gidiş, bir varışın kanatlarını kırar,
ve her dönüş, bir kayboluşu hazırlar
bil ki, insan kendi yıkıntısında bulur kendini.
Bir sigara yakıyorum,
dumanı sarmalıyor sokakları,
yitik bir romanın ilk sayfasında duruyorum.
Seni düşünüyorum,
ellerimi cebime koymuş,
karşı kıyıda yakamozları bekliyorum.
Ama sen,
görülmemiş bir rüyanın içinde kalmışsın,
adını bile bilmediğim bir hüznün
parmak uçlarında unutulmuşsun.
Bir köprüden geçiyorum;
altında tarih akıyor,
üstünde yalnızlık.
Taşlarına dokunuyorum,
ellerimde çağların soğuk izi.
Her şey burada başlamış,
ve hiçbir şey bitmemiş aslında.
İnsanın kaybolduğu yerde bulduğu,
bulduğu yerde kaybettiği…
Bir kent büyütüyor bizi,
yolları kör, sokakları kırık,
ama duvarları ayakta.
Saatler kimin umurunda?
Zaman, kırık bir aynanın kenarında
kesiyor yüzünü.
Bize kalan,
birkaç unutulmuş kelime,
birkaç eksik nefes,
ve belki de o eski şarkının yanlış hatırlanmış nakaratı.
Kimin için söylüyoruz bunu?
Kime karşı yazıyoruz kendimizi?
Gözlerin…
ah o gözlerin,
zamanı durduran kara çentik!
Bir kez daha baksa bana,
yerle bir olur bütün şehirler.
Bir kez daha gülse dudakların,
yeniden doğar bütün yıkıntılar.
Ama sen,
orada, karşı kıyıda,
ulaşılmaz bir uzaklık kadar yakınsın bana.
Rüzgâr savuruyor bir avuç yaprağı,
bir ömrün dökülmüş anıları gibi.
Her biri başka bir gecenin hatırası,
her biri başka bir sabahın yalanı.
Ama ben,
hiçbirini tutamıyorum avucumda.
Çünkü her şey,
her şey,
yitip gidiyor;
ve insan sadece
kaybettiklerini hatırlıyor.
Yine de yürümeye devam ediyorum,
bu taş sokakların,
bu karanlık caddelerin sonuna kadar.
Bir köşe başında belki bir gölge,
belki bir iz bulurum diye.
Ama ne köşe başı,
ne de iz kalıyor.
Bir tek ben kalıyorum;
yüzümde asırlık bir yalnızlık,
elimde yarım bir hayal.
Ve bir kıyıda başlar her şey;
denize bakarız,
ama dalgalarda kendimizi görürüz.
Sana dair ne varsa,
ne olursa olsun,
hepsini kalbimin arka odalarına saklıyorum.
Çünkü biliyorum;
insan, sevdikçe,
yok olur.
Hala şiir dinleyen insanlar varmış vay be
@ şiir yazıyorum paylaştıklarım bana ait
Çok güzel okumuşsunuz,tebrikler 👏
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Aysel git başımdan seni seviyorumm💌
üçüncü şahsın şiiri
gözlerin gözlerime değince
felaketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bi sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bi oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldürüceğimden korkardım
felaketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgar aklımı alırdı
sen sessizce bi cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdün içim ürperirdi
felaketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi biterdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi yüzü
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu ağlardım
ATİLLA İLHAN
Gerçekten sesinizin tonu, şiiri okumanız çok güzel 👍😊 Yolunuz açık olsun
"Ben sana mecburum sen yoksun"
"Sana kullanılmamış bir gök getirsem"
Bir sorum var Atilla Ilhanın şiirlerinden biri ama adı yok biri biliyor ise söyleyebilir mi LÜTFEN
Yağmurmuydu seni getiren yoksa aklımdan geçen sayfalarmı. gecemiydi sevdiren yoksa isıtan kelimerinmi? zamanmıydı bağlayan. varmı aşkıma kelimeler. eritir mi başka bir şey kalbimi? mutluluktu bence en güzeliydi belki gözleri. lale miydi kokusu yoksa ipekmiydi dokusu bilmem sanki menekşe...
ben daha 10 yaşındayım bukadar derdi taşımak zorundamıyım ben dinlerken ağlıyorum
Bende 18 ine girecegim senin yaşlarında bende öyle düşünüyodm talihsiz hayatımda ama hep ufak şeylerle bile mutlu olmaya çalışıyorum hala neden ben deme ablacığım üzme kendini çok rabbine sımsıkı sarıl yoksa hayatindan çok insanlar üzecek seni daha çok
"bir sevdiğin vardı duyardım, çöp gibi bir oğlan ipince"
Düşürüm hep sacma videolar o kadar izlenirken şu saf temiz kalbe dokunan sözler nasil olurda fark edilmez güzel sairler keske o saf sevginiz suan olsaydi insanlar sevmeyi unuttu yaşamayı unuttu boş gözler var cahil kafalar...🌹🖤
Maalesef😞
Atilla ilhan ın ,karısı çocuk istediği için boşandığını duyunca çok şaşırmıştım, ama yinede severim
2. siirin fon müzigini bilen varmi cok güzel
😢❤😢❤😢❤😢❤
İlk şiirdeki arkadaki müziğin adını bilen varmı
🤗🤗
Müzik fonda çooook hafif olabilirdi, bu çok yüksek olmuş, davul zurna gibi😂
😢😢😢😢
Emeğinize sağlık. Arka planda çalan parçaları da yazabilirseniz güzel olur. Hem eser sahibine saygı, hem de o parçaları merak edenler sayenizde daha kolay bulabilir.
Aysel git başımdan derken aslında Aysel kal.Gitme bir yere demeye çalışıyor ama.😢Yinede Aysel git başımdan diyor.😢