Allah Bizi Yarattıktan Sonra Direk Cennetine Koysaydı Ya!..

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 4 ต.ค. 2024
  • Allah Bizi Yarattıktan Sonra Direk Cennetine Koysaydı Ya!..
    ✔️Prof. Dr. Halis AYDEMİR
    76 İnsân Suresi Tefsir Dersi 1.Ayet 2.ders - Kuran Çalışmaları Vakfı
    Bazı kimseler bunu soruyor? Allah yaratsın, yarattıktan sonra da direk cennetine koysaydı, benim düşüncemde böyle bir Allah şu an ki Allah dan daha iyi, yani yaratıyor hemen cennete dolduruyor. Sevgili kul’cuklarım diyor, yiyin, için, keyfinize bakın, daha sizin gibi çok yaratabilirim diyor, isterseniz göndereyim. Biz diyoruz, Ya Rabbi tamam, yani yeter, yoo, gönderebilirim yani, yedi milyar var bir yedi daha gönderebilirim, yaratmada bir sınırım yok.
    يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُ
    Biz de düşünüyoruz yani, yaratıyor gönderiyor. Doluyoruz böyle hep... Bizim yaratan ile ilişkimiz ne de bize olan bu lütfu ne? Arada sahici bir ilişki hiçbir zaman oluşmaz bu biçimi ile çünkü biz hiçbir zaman gerçek bir kişiliğe dönüşmüyoruz bu döngüde... Yaratıyor bir varlık, şu an ki hayvanları düşünün, yaratıyor, yiyorlar, içiyorlar, Cenab-ı Hak önlerine yiyecekler, içecekler vermiş. Yaratıcı ile aralarında, sırf kendileri olduğu için bir ilişki başlamıyor. Yani nasıl teşbih edebilirim? Doğmuşsunuz ve belli bir yaşa gelmişsiniz, aileniz size diyor ki; Biz senden önce çocukken karar aldık, falanca amcanın oğlu veya şunla sizi nikah akledeceğiz, bizim kararımız bu... Siz de diyorsunuz ki; Tamam yani, ama bir zaman sonra şunu düşünüyorsunuz, ne o sizi siz olduğunuz için, ne de siz onu o olduğu için, herhangi bir tercihiniz yok. Tercihi başkaları sizin adınıza kullanmış, aranızdaki ilişkinin sahici olmadığını, iradenize bağlı olmadığını fark ediyorsunuz, bu altını boşaltıyor.
    Bir başka sahne şöyle hatırlıyorum. Bir tane bir valinin çocuğu var bir filmde, o bir tane kız ile görüşüyor, vali ona diyor ki; O kız seni sevmiyor, sırf valinin çocuğu olduğun için seninle ilgileniyor, diyor. Hep böyle dersiniz, diyor, zaten benim sevilecek hiçbir tarafım yok o yüzdendir, benim kıymetim yok, hep sizden ötürü mü!.. İsyan ediyor çocuk haklı olarak.
    Allah Azze ve Celle’nin bize, kendisi ile gerçek bir ilişki kurabilmek ‘’O’’ olduğu için…
    Büyüklüğü…
    Azameti…
    Kudretinden ötürü…
    Bizim de isteyerek bu saygıyı ‘’YAŞAYABİLME ALANINA HOŞGELDİNİZ!..’’
    Burası çok ‘’ÖZEL’’ bir alan!..
    Var edici kudret ile aranızda gerçek bir münasebetin oluşabileceği, özenle tasarlanmış bir alan...
    Şimdi evet, camiye gittiğinizde az sayıda insan görüyorsunuz. Bazen diyelim ki bir sabah namazına gittiniz, tek bir saf var orada ve düşünce şu:
    ‘’Yani diğer insanlarda olsa, böyle kalabalıklar, girecek yer bulamasak!..’’
    Bir bayram sabahı kapıda kaldığımda şöyle düşünmüştüm:
    ‘’İyi ki öyle değil dedim ya... her sabah böyle olsa, kapıda kalsak Allah’ın çok kalabalık kulları arasında insan kendisini daha bir değersiz hisseder, o kadar çok ki hepsi geliyorlar. Bunlarla nasıl yarışacaksın?
    Ama bir de düşünün ki; az sayıda insan var, ön safta ve bunlar hiçbir baskı olmadığı halde özellikle çıkıp gelmişler, isteyerek, arzu ederek. Bunun kıymeti yaradan ile aramızdaki münasebette irademizi kullanarak Cenab-ı Hak ile oluşturduğumuz bir ilişki. Onu aklederek tanıma sürecine girdiğimiz, önceden hatırladığımız dolayısı ile de biz de baskısı oluşan... ‘’ya hatırlıyorum, bizi yaratmıştı, melekler hatta bir yerden geçmiştik, bir cehennem vardı, off ne ateş vardı orda, hemen namaz kılalım arkadaşlar’’ diye geriden çağırdığı, çağrışım yaptığı düşünceler ile korkuya kapılarak değil, kendisi akledip büyüklüğünü, azametini, yüceliğini, rahmetini ve esirgeyişini takdir ettiği için onu sevdiği için bir sürece başlamak.
    قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِي
    Allah’ı seviyorsanız o zaman gelin bana tabi olun…
    Diyen elçiye, evet ben Allah’ı sevdiğim için bu yola giriyorum. ‘’Kalu Bela’’yı hatırladığım veya şundan bundan ötürü değil, onun gönderdiği vahiy ile de irkildiğim için. Şimdi geriden getirdiğimizi hatırlayacak olsaydık irademizi gölgelerdi.
    Bir kimse sorabilir ki; vahiy ile gelen cehennem korkusu, vahiy ile gelen cennet müjdesi bunlar iradeyi baskılamıyor mu? Baskılamıyor!.. Çünkü önden vahiy ile geldi. Siz onu tıpkı aklederek, Cenab-ı Hak’kı keşfetmeniz gibi aklederek, okuyarak gerçekliğine uyanıyorsunuz. Bu sizin iradenizin sonucunda, irade sürecenizin içinde gelişen, çünkü bunu hiç okumayan, gördüğü halde umursamayan, hatırlattığı gerçekleri fark ettiği zaman bile kaçan ve kaçınma yolu bulunan bir alternatif cari... Dolayısıyla, bu iradeyi baskılamıyor, siz sahip çıktığınız için, iradenizin içerisinde gelişen bir süreç. Bu sebeple Cenab-ı Hak’kın cehennem ile korkutması cennet ile müjdelemesi insanın dünya hayatındaki iradesini gölgelemez, çünkü irademiz ile biz bunları öğrenmeye, anlamaya girişiriz.
    ✅DERSİN TAMAMI İÇİN
    👇🏻 👇🏻 👇🏻
    • 76 - İnsân Suresi -Tef...
    Moderatör:
    Ders başlarken ve derslerin zaman değişiklikleri hakkında bildirim almak istiyorsanız;
    0552 494 38 64 no'lu telefonu rehberinize kaydettikten sonra, WhatsApp’tan mesaj atın.

ความคิดเห็น • 2