19:25 “(…) sabit yıldızlar dairesine girerek semâda yeni yeni nakışları ve san'atları gösteriyorlar. Bazan kendileri gibi parlak bir yıldıza omuz omuza verir, güzel bir vaziyet gösteriyorlar.” Cenâb-ı Allah küllî değişimleri, büyük zâtları vazife başına getirmesiyle yapıyor. Her mevsimde yeni bir zâtın belli bir makama gelmesiyle tecelliyât da değişiyor. [Dersin ilk kısımları, bir önceki dersin tekrarı mâhiyetindeydi.] 44:41 “Kamerin takdiri ve tedviri ve tedbir ve tenviri ve zemine ve güneşe karşı gayet dakik bir hesapla vaziyetleri o kadar hayretfezâ, o derece harikadır ki (…)” Allah Resûlü’nün halk ile Hak arasındaki o dakik vaziyetine işarettir. Takdir: Allah Resûlü’nün Cenâb-ı Hak katında taayyün-ü ilmî itibariyle en yüksek ahlakta yaratılmasıdır. Tedvir: En yüksek ahlak ile yaratılanın en yüksek vasıflarla donatılmasıdır. Tedbir: O’ndaki yüksek istidatların bizzat Cenâb-ı Hak tarafından inkişaf ettirilmesidir. “Beni Rabbim terbiye etti, ne güzel terbiye etti.” Tenvir: Nihayette risalet görevi ile serfiraz kılınmasıdır. 48:14 Üstad Hazretleri مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِۙ “(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar.” (Rahman Sûresi/19) âyetini anlatırken nihayette verdiği hüküm, imkan ve vücub bahirlerinin (yani daire-i rububiyet ile daire-i ubûdiyetin) karışmaması şeklinde anlatıyor. 58:39 “Öyle bir tarzda güneşi takip ediyor ki, bir saniye kadar yolunu şaşırmıyor, zerre kadar vazifesinden geri kalmıyor.” Allah Resûlü Cenâb-ı Hakk’ın rızasını öyle takip ediyor ki: مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغٰى “göz ne şaştı, ne de aştı.” (Necm/17) Üstad Hazretleri istikameti anlatırken “en kestirme çizilen hattır, aynı zamandan en kısa hattır” diyor. İstikametli olan aynı zamanda kısadır. 1:11:24 bir merkûba binildiği zaman kıraati sünnet olan: Üstad Hazretleri sünnet-i seniyyeye mutlak riayet etmiş. Manevî seyahat için Burak gibi bir binek gelse ona binerken de sünnet olan bu duayı okuyacak, asansöre binse orada da okuyacak. 1:12:00 Merkûb meselesi önemli. “(…) o sırr-ı Kur'ân'la, o terbiye-i Furkaniye ile, nefsimiz bize binmeyecek, merkûbumuz olup, bizi ona bindirip, hayat-ı ebediyemizin kazanmasına kuvvetli bir vasıtamız olsun.” (1. Lem’a) Aslında manevî terakkinde sana binek olan şey, senin nefsindir. 1:16:32 “Hem gördüm ki, küre-i arz, şu hareketle, sinema levhalarını gösteren bir makine vaziyetini aldı, bütün semâvâtı harekete getirdi, bütün yıldızları muhteşem bir ordu gibi sevke başladı.” Âleme tasarruf, merkezde bulunan zâtın kalbi üzerinden yapılıyor.
@Alex111 Boyd Siz de önce üslub ogrenseniz güzel olur, ahkam kesip emirvari yazmadan evvel. Kaldi ki ameller niyetlere göredir. Yazdigim şeyi sizin icin yazmadim. O benim Allah cc. arasinda. Yine de bu haşin ve hosuma gitmeyen üslubunuzla uyariniza rağmen sagolun
Dikkat etmedim. Hz. Yusufla evlendiklerine dair anlatılar var. Ama muhtemel belli bir kaynaga dayanmıyor. Ancak Hazret demenin veya dememenin dini hiç bir refransı yoktur. Sadece beşeri bir saygı ifadesidir. Herkes için kullanılabilir. örfi nasda biraz değişmiş.
Risale-i Nurlardan istifadeye medar derslerinizin Allahin inayeti ile devamini temenni ediyorum. Allah razi olsun.
Ahh aziz üstadım! Ayetül kübra'nın cep boyunu yanımdan hiç ayırmam,nereye gitsem benim zırhım gibidir.Bir daha aşık oldum manasına( nasib edene ELHAMDÜLİLLAH)🕊️🇹🇷
Allah razı olsun çok teşekkür ederim ☺️
Hakkı söyleyenden Allah razı olsun.
Allah razi olsun
AAllah razı olsun hocam
Teşekkür ediyorum
Bu hazineleri hakkıyla anlamak hepimize nasib olsun inşallah
Amin amin ecmain
19:25 “(…) sabit yıldızlar dairesine girerek semâda yeni yeni nakışları ve san'atları gösteriyorlar. Bazan kendileri gibi parlak bir yıldıza omuz omuza verir, güzel bir vaziyet gösteriyorlar.”
Cenâb-ı Allah küllî değişimleri, büyük zâtları vazife başına getirmesiyle yapıyor. Her mevsimde yeni bir zâtın belli bir makama gelmesiyle tecelliyât da değişiyor.
[Dersin ilk kısımları, bir önceki dersin tekrarı mâhiyetindeydi.]
44:41 “Kamerin takdiri ve tedviri ve tedbir ve tenviri ve zemine ve güneşe karşı gayet dakik bir hesapla vaziyetleri o kadar hayretfezâ, o derece harikadır ki (…)”
Allah Resûlü’nün halk ile Hak arasındaki o dakik vaziyetine işarettir.
Takdir: Allah Resûlü’nün Cenâb-ı Hak katında taayyün-ü ilmî itibariyle en yüksek ahlakta yaratılmasıdır.
Tedvir: En yüksek ahlak ile yaratılanın en yüksek vasıflarla donatılmasıdır.
Tedbir: O’ndaki yüksek istidatların bizzat Cenâb-ı Hak tarafından inkişaf ettirilmesidir.
“Beni Rabbim terbiye etti, ne güzel terbiye etti.”
Tenvir: Nihayette risalet görevi ile serfiraz kılınmasıdır.
48:14 Üstad Hazretleri
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِۙ
“(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar.” (Rahman Sûresi/19) âyetini anlatırken nihayette verdiği hüküm, imkan ve vücub bahirlerinin (yani daire-i rububiyet ile daire-i ubûdiyetin) karışmaması şeklinde anlatıyor.
58:39 “Öyle bir tarzda güneşi takip ediyor ki, bir saniye kadar yolunu şaşırmıyor, zerre kadar vazifesinden geri kalmıyor.”
Allah Resûlü Cenâb-ı Hakk’ın rızasını öyle takip ediyor ki:
مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغٰى
“göz ne şaştı, ne de aştı.” (Necm/17)
Üstad Hazretleri istikameti anlatırken “en kestirme çizilen hattır, aynı zamandan en kısa hattır” diyor. İstikametli olan aynı zamanda kısadır.
1:11:24 bir merkûba binildiği zaman kıraati sünnet olan:
Üstad Hazretleri sünnet-i seniyyeye mutlak riayet etmiş. Manevî seyahat için Burak gibi bir binek gelse ona binerken de sünnet olan bu duayı okuyacak, asansöre binse orada da okuyacak.
1:12:00 Merkûb meselesi önemli.
“(…) o sırr-ı Kur'ân'la, o terbiye-i Furkaniye ile, nefsimiz bize binmeyecek, merkûbumuz olup, bizi ona bindirip, hayat-ı ebediyemizin kazanmasına kuvvetli bir vasıtamız olsun.” (1. Lem’a)
Aslında manevî terakkinde sana binek olan şey, senin nefsindir.
1:16:32 “Hem gördüm ki, küre-i arz, şu hareketle, sinema levhalarını gösteren bir makine vaziyetini aldı, bütün semâvâtı harekete getirdi, bütün yıldızları muhteşem bir ordu gibi sevke başladı.”
Âleme tasarruf, merkezde bulunan zâtın kalbi üzerinden yapılıyor.
🕊🌹🤗
🤲💚
🙏
th-cam.com/video/SSpfTo-6Zqk/w-d-xo.html Mustafa Sungur ağabey : “O (sarıklı) genç, hocaefendiden başkası değildir” ❤❤❤
Bir önceki dersde söylendiği gibi Said Nursi Velilerin Hatemi olma cihetiyle daha üstün değil mi başka Asfiyalardan ?
Aro ebeden
Allah razı olsun (kardeşim senin yerine yazayım dedim)👨🏻🦳
@Alex111 Boyd Siz de önce üslub ogrenseniz güzel olur, ahkam kesip emirvari yazmadan evvel.
Kaldi ki ameller niyetlere göredir.
Yazdigim şeyi sizin icin yazmadim. O benim Allah cc. arasinda.
Yine de bu haşin ve hosuma gitmeyen üslubunuzla uyariniza rağmen sagolun
Hz Züleyha , dediniz ? Hazret olmuşmuydu?
Dikkat etmedim. Hz. Yusufla evlendiklerine dair anlatılar var. Ama muhtemel belli bir kaynaga dayanmıyor. Ancak Hazret demenin veya dememenin dini hiç bir refransı yoktur. Sadece beşeri bir saygı ifadesidir. Herkes için kullanılabilir. örfi nasda biraz değişmiş.
Suat yıldırım da okumuştum,o yüzden sordum.😊