50:10 Murat Menteş: Sanatla ilgili temel mesele… İsmet Özel: W. H. Auden, bir sanat eserinin başarısı için bazı maddeler sıralar. Bunlardan bir tanesinde “Metnin arkasında bir insan olduğunu anlamamız gerekir” der. Murat Menteş: Vay canına… İsmet Özel: Netice itibariyle metin bizi insana götürmüyorsa, bundan ne alabiliriz? Son yıllarda dünya edebiyatındaki düşüş o noktaya geldi ki, Ezra Pound için “Acaba büyük bir şair miydi?” denilmeye başlandı. Çünkü, Pound bariz bir Yahudi düşmanıydı. Zaten sakladığı da yoktu bunu. Ama şimdiye kadar “Yahudi düşmanı, faşist fakat büyük şair” deniyordu. Son zamanlarda “Pek de büyük şair olmayabilir” diyenler çıkmaya başladı. Kim bunlar? Edebiyatın arkasında bir insanın olmasının kendilerine yaramayacağını, kendi aleyhlerine olacağını düşünen insanlar bunu söylüyorlar. Gerçek Hayat Dergisi 6 Ocak 2006 tarihli İsmet Özel röportajından alıntıdır.
Öncelikle bu yorumu yazdığınız için teşekkür ederim, daha sonra üzerinde uzun uzun konuşmayı düşündüğüm bir konu hakkında şimdiden bir şeyler söyleme hakkını bana verdiniz. Lev Nikolayevic Tolstoy, Ezra Pound'un yakın dostlarından biri olan T.S. Eliot'un Avrupa şiirinin iki öncü şairinden biri olarak gördüğü William Shakespeare'i bir şair olmamakla itham ediyor ve ötesinde onu "bir kağıt katlayıcısı" olarak gördüğünü dile getirerek onunla alay ediyordu. Aynı zamanda Tolstoy, bir Rus yazarı olarak Tolstoy, o dönemin edebiyat yapısını oluşturan bütün Avrupa sanatçılarının da karşısında idi. Hem Tolstoy'un bu tavrını, hem de benim Ezra Pound'a bakış açımı ilk kertede özetleyen bir anektod ile yorumunuzu cevaplandırayım. Bir vakit Tolstoy, bir arkadaş ortamında sanat sohbeti içerisindeyken, genç bir sanatçı dostu, piyanoda Chopin'i çalmaya başlıyor. Bunun üzerine önce o anda konuşmayı bırakan Tolstoy, dikkatli bir şekilde çalan müziği dinliyor. Ardından şiddetle ayağa kalkıyor ve piyanonun başındaki genç piyaniste "Hemen durdur şu lanet müziği" diye bağırıyor ve ekliyor "çünkü bu sahiden çok güzel."
50:10
Murat Menteş: Sanatla ilgili temel mesele…
İsmet Özel: W. H. Auden, bir sanat eserinin başarısı için bazı maddeler sıralar. Bunlardan bir tanesinde “Metnin arkasında bir insan olduğunu anlamamız gerekir” der.
Murat Menteş: Vay canına…
İsmet Özel: Netice itibariyle metin bizi insana götürmüyorsa, bundan ne alabiliriz? Son yıllarda dünya edebiyatındaki düşüş o noktaya geldi ki, Ezra Pound için “Acaba büyük bir şair miydi?” denilmeye başlandı. Çünkü, Pound bariz bir Yahudi düşmanıydı. Zaten sakladığı da yoktu bunu. Ama şimdiye kadar “Yahudi düşmanı, faşist fakat büyük şair” deniyordu. Son zamanlarda “Pek de büyük şair olmayabilir” diyenler çıkmaya başladı. Kim bunlar? Edebiyatın arkasında bir insanın olmasının kendilerine yaramayacağını, kendi aleyhlerine olacağını düşünen insanlar bunu söylüyorlar.
Gerçek Hayat Dergisi 6 Ocak 2006 tarihli İsmet Özel röportajından alıntıdır.
Öncelikle bu yorumu yazdığınız için teşekkür ederim, daha sonra üzerinde uzun uzun konuşmayı düşündüğüm bir konu hakkında şimdiden bir şeyler söyleme hakkını bana verdiniz. Lev Nikolayevic Tolstoy, Ezra Pound'un yakın dostlarından biri olan T.S. Eliot'un Avrupa şiirinin iki öncü şairinden biri olarak gördüğü William Shakespeare'i bir şair olmamakla itham ediyor ve ötesinde onu "bir kağıt katlayıcısı" olarak gördüğünü dile getirerek onunla alay ediyordu. Aynı zamanda Tolstoy, bir Rus yazarı olarak Tolstoy, o dönemin edebiyat yapısını oluşturan bütün Avrupa sanatçılarının da karşısında idi. Hem Tolstoy'un bu tavrını, hem de benim Ezra Pound'a bakış açımı ilk kertede özetleyen bir anektod ile yorumunuzu cevaplandırayım.
Bir vakit Tolstoy, bir arkadaş ortamında sanat sohbeti içerisindeyken, genç bir sanatçı dostu, piyanoda Chopin'i çalmaya başlıyor. Bunun üzerine önce o anda konuşmayı bırakan Tolstoy, dikkatli bir şekilde çalan müziği dinliyor. Ardından şiddetle ayağa kalkıyor ve piyanonun başındaki genç piyaniste "Hemen durdur şu lanet müziği" diye bağırıyor ve ekliyor "çünkü bu sahiden çok güzel."