Meksika Açmazı Gösteri Takvimi 23/04 - Prof. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi - Kocaeli 27/04 - Kadir Has Gösteri ve Sanat Merkezi - Kayseri 01/05 - Caddebostan Kültür Merkezi - İstanbul 02/05 - Yenimahalle Nazım Hikmet KM - Ankara 03/05 - Vehbi Koç Kongre Merkezi - Eskişehir 08/05 - Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu - İzmir 09/05 - Türkan Şoray Kültür Merkezi - Antalya 12/05 - Beşiktaş Kültür Merkezi - İstanbul 13/05 - Holly Stone Aydın - Aydın 15/05 - Beylikdüzü AKSM - İstanbul 22/05 - Selçuklu Kongre Merkezi - Konya Biletler: linktr.ee/meksikaacmazi
Bana göre bu film, savaş olan yerde herkesin çocuk olduğunu anlatmak istiyor. Filmin sonunda trenlere savaşmak için binen 20 yaşındaki her genç aslında savaşa hiç hazırlanmamış üç günlük bebek. Bu bize genç askerlerin annelerinin bakış açısı sanki ve filmdeki anne de kordonu hâlâ karnında olan bir çocuk aslında, yani endişeli anneler de savaştan korkuyor. En sonda koskoca komutan dahi kordonu olan bir çocuk çıkıyor ve bu da bize sınıf ve makam ayrımı olmaksızın kimsenin savaşa hazır olmadığını, herkesin savaş söz konusu olduğunda bir çocuk kadar ürkek olduğunu anlatıyor.
Olayın yazılışına şahit olduğumuz için asla bunu anlatmak için yazılmadığını biliyoruz ama o kadar güzel yorumlamışsınız ki yazılış anına şahit olmasak ve böyle bir film izlesek kesinlikle böyle yorumlardık 👏 Ayrıca böyle bir bakış açısına sahip olduğunuz için şapka çıkartıyorum ❤ sahiden böyle bir film çekilse izlemek isterdim doğrusu 👏👏
Mesut , Fazlı, Anlatan Adam ve Cem işçiler'i sürekli izledikten sonra şöyle bir gerçekle yüzleştim: "Keşke etrafımda hep böyle sağlam şekilde saçmalayan, kasıntı olmayan ve her konuyu acayip boş ama eğlenceli yerlere bağlayan birkaç insan olsaymış " diye düşündüm 👍 insanin ömrü uzar , kolay kolay dertlenmez bu insanlar sayesinde. Iyi ki varsınız 👏 neşeniz bol olsun 👍
Anlatanın avet demesi komik ama Mesut'un buna deli olması daha da komik :)))) Fazlı geçen bölümde de bu bölümde de filmin sonunda herkesi şaşırttı gerçekten, alkış :)
Bu film tüketim toplumuna bir eleştiri niteliği taşıyor. Sadece tüketilmesi için üretilen, bir değer atfetmeyen her şeyi temsil ediyor. İçi boşaltılmış her kavramı, vurucu olması açısından, toplumun yapı taşı insanın dahi ileri seviyede itibarsızlaştırarak, amaçlara ulaşılmak için şarjöre konulan bir mermiden daha anlamlı olmadığını gözümüze sokarak anlatan nefis bir sanat filmi bu🤝👏👏👏
bu film aslında insanlık tarihinin kısa bir özeti niteliğinde. filmdeki şeker pancarı insanın arzu ve heveslerini temsil ediyor. yine insanların şeker pancarlarının altına saklanması fikri, arzu ve heveslerin kaçtıkları kişilerin gözlerini kör edeceği vurgusu barındırıyor. ancak askerlerin bu insanları yakalamasıyla savaşların ve kan dökme hırsının insanın tüm arzu ve heveslerinin önüne geçtiğini görüyoruz. çocuğu emziren anne umudu ve yaşamış iyi insanları temsil ediyor. annenin yaralanmasına rağmen sesini çıkarmaması ise iyi insanların mücadelesini anımsatıyor. çocuğun hızla büyümesi ve savaşa hazır hale gelmesi ise aslında savaşın insanların hayatlarındaki tüm yaşanmışlıkları yok etmesini simgeliyor. sonrasında tüm insanların aynı şekilde birkaç günlük hayatı olması ise insanlık tarihinin aslında bir savaşlar tarihinden ibaret olduğu gerçeğini gösterir nitelikte. pancarları götüren o tren aslında insana gerçekten arzuladığını verecek olandı, ancak savaş ve kan insanlardan sadece istediklerini değil aynı zamanda sahip olduklarını da, yaşanmışlıkları da dahil olmak üzere, aldı ve yok etti.
Bu film, insanlığın savaş ve çatışma içinde nasıl değerlerini kaybettiğini ve insanlık dışı deneylere olan duyarsızlığın neleri beraberinde getirebileceğini vurguluyor. İnsanların bireysel acılarını, trajedilerini ve umutsuzluklarını içsel bir yolculukla birleştirerek, izleyicilere derin bir düşünce provokasyonu sunuyor.
Podcastten beri düzenli olarak takip ettiğim Meksika Açmazı maalesef benim için miadını doldurmuştur. Özelikle son 3-4 bölümdür açmazların bile konuşulmadığı değişik bir hal aldı Meksika Açmazını güzel bir şekilde hatırlamak ve dönüp dönüp eski podcastleri dinlemek için bu bölümden sonra izlemeyi bırakıyorum güldürdüğünüz her an için minnettarımm
Bu filmde tam olarak günümüz insanlarının hızla akan zaman karşısında çaresizliği anlatılmış. Özellikle günümüzde gençler doğduğu andan itibaren bir kaosun içerisinde sürekli onlar adına belirlenmiş hedeflerin peşinden koşuyorlar. Filmde de daha yeni doğmuş ülkenin bile farkında olmayan askerlerden savaşa girmeleri beklendiği gibi. Günümüzde insanların daha kendi yaşamlarının farkına varamadan, kendine zaman ayıramadan görevlerin amaçların uğrunda sürüklenmesine çok iyi bir eleştiridir. İstanbul
Bu filmin nasıl ortaya çıktığını görmesem inanılmaz anlamlar yükler, hem distopik hem sanat filmi oluşuyla ve tabii militarist oluşuyla büyük önem atfederdim. Şimdi nasıl ortaya çıktığını görmemiş gibi yapıyorum: Film küresel savaş endüstrisine ağır eleştiriler içermektedir. Savaşın politik nedenlerle değil yalnızca savunma ve silah sanayisinin çarklarının dönmesi için yapıldığına değinir. Bu sektör öyle gelişmiştir ki artık askerleri ve hatta askerleri doğuracak anaları da üretmektedir. Çünkü bitmeyen savaşlarda ölen askerler nedeniyle nüfus yeterince artmamaktadır. Daha yeni bir nesil oluşup toparlanamadan yeni bir savaş başlamak zorundadır. Gelecekte yaşanan bu durumun sebebi, günümüzde yaşanan olaylardadır. (Burda vay be diyoruz gündemi nasıl da okumuş) sürekli gerilimin tırmandırıldığı küresel dengelerde tüm ülkeler işi gücü bırakıp silahlanma yarışına girmiştir, hepsi hem üretici hem tüketici konumundadır. Fakat başka bir şey üretip satmaya artık bütçe ayırmadıkları için (doyacak kadar ürettikleri için) tüm dünya savaştan beslenen, geçinen bir ekonomiye geçiş yapmıştır. Ve sonuçları böyle korkunç olmuştur. Üretim sürecinizi gözler önüne serdiğiniz için Cannes fırsatını kaçırdınız. Üzüldüm.
Film bana göre, ilk 6 ay anne sütünün önemini anlatıyor 😂 yinee harika bir bölüm daha teşekkürler süpersiniz 🥰 her seferinde sohbete dahil olmanın bir yöntemi olsa keşke diye düşünüyorum izlerken bile aşırı eğleniyorum😂
sanat filminden anladığım, yaşadığımız sistem bizi hızlı büyümek zorunda bırakıyor ve hızla büyüyüp hızla yaş alıp ölüyoruz. bir de yetmezmiş gibi bu kısacık ömürlerimizi mecbur bırakıldığımız savaşlarla, kanla harcıyoruz
Mesut bey sizden bi ricam olacak.. Lütfen Anlatana taklit yapıyo diye kızmayın, akışta kahkahayı arttırıyor adam. Sizin ona kızmanız beni rahatsız etti açıkçası. Sizi çok seviyorum, bu senaryo yazma fikri iki haftadır çok iyi gidiyor lütfen her hafta bunu yapın. Meksikaya can geldi resmen. Teşekkürler 🤗
Filmin giriş sahnesinde vagonun şeker pancarı ile yüklü oluşu ancak trenin tepeyi zorlanarak çıkması, kadının çiçekli elbise giymişken yüzündeki yorgun ifadesi gibi bir yandan olumlu öte yandan olumsuz hisler uyandıran metaforlar bir arada kullanılmıştır. Hemen ardından kadının cihan harbi gibi bir haberi okuduğu gazeteyi, bebeğin üşümesini önleme niyetiyle ona sarması da aynı minvalde bir örnek teşkil etmektedir. Ayrıca girişteki manzara mekan olgusunu sunarken gazeteci çocuğun duyurduğu haber ile artık dönem kavramı da devreye girmiştir. Akabinde kadın trene doğru koşarken “yetiş bacım” diye seslenen adam -Ahmet MekiK- ise zamanın ne denli hızlı aktığının bir göstergesi konumundadır. Yani hızla giden treni ve yetiş komutu veren adamı zamanın mümessili saymak mümkündür. Kadın bebeği göndererek fedakarlık yaptığı için adam tarafından şeker pancarı ile ödüllendirilmektedir. Burada adam yine zamanın temsilcisi iken şeker pancarının faydası doğrultusunda enerjiyi temsil ettiği söylenebilir. Böylece enerji ve zaman arasındaki ilişkinin önemine vurgu yapılmaktadır. Zaten bu kısımdan itibaren yorgunluk havası hafiften dağılmaya ve hızlı büyüme hali verilmeye başlar. Trende savaştan kaçan zenginlerin bulunması sınıfsal bir ayrıcalık olarak göze çarpmaktadır. Ancak zaman, maddi seviyeye aldırış etmeden onların başında durmakta (adam) ve ilerlemektedir (tren). Süngülerle kontrol yapılan bölümde ise aynı ortamda çocuk için yaralanan bir kadının da kendi çıkarından dolayı herhangi bir taviz vermeyen kimselerin de bulunduğu gözlemlenmektedir. Nitekim patlayan silah sesleri hepsinin ölümüne yol açmıştır. Zamandan geriye kalan kadının yaptığı iyilikle, diğerlerinin susması ile hatırlanmalarıdır. Yaşananlardan sağ çıktığı gösterilen çocuk deneyin bir parçasıdır. Deney emrini veren komutan doğru bir şey yapıp yapmadığını sorgulamaktadır. Bu durum, gücü tekeline alıp zamanı kendisine emir eri yapmış, istediği gibi yöneten kişinin insanların hayatıyla oynadığı gerçeği ile yüzleşmesi sonucunda ve etik değerler doğrultusunda bir iç hesaplaşmasıdır. Filmin başındaki kadının da yeni doğduğunun ortaya çıkmasıyla zamanın kadınları erkeklere oranla daha çabuk olgunlaştırdığı üzerine kurulu toplumsal görüş işlenmektedir. Kadının kendisini bebeğin annesi zannederek bu olgunlaşmayı yaşamasında ise kadınların küçük yaşta aile kurumuna dönüştürülen hayatlarına bir eleştiri, anneliğin kutsiyetine bir atıf söz konusudur. Olayların eski zaman Anadolu coğrafyasında geçmesi de “çocuk anne” unsuru ile örtüşmektedir. Finalde zamanı temsil eden adamın, gücü temsil eden komutanın, fedakarlığı temsil eden annenin, masumiyeti temsil eden bebeğin, tamamının (amk diye bitirmek çok istedim ama yapmayacağım) aslında bir bebek olması, herkesin içinde yaşayan bir çocuğun varlığına göndermedir. Adamın yetiş bacım derken ve şeker pancarı verirken açığa çıkan iyi niyeti, komutanın savaşa mı göndereceğiz sorgulamasındaki iyi niyeti, kadının fedakarlığı içlerindeki saf çocukların yer yer dışavurumudur. Sonucunda da tıpkı o masum bebek gibi kendilerinin de birer bebek olduğu gerçeği fark edilmektedir. Artık tüm bunların anne karnında geçtiği bilindiğinden geriye dönüp bakacak olursak süngülerle vagona müdahale edilen bölümü bir doktorun çeşitli cihazlarla kontrolü sayabilmek mümkündür. Hızla gelişen bireylerin üç gün içinde savaşa gönderilmesi de üç günlük dünya algısının bir parçası olarak dünyanın gelip geçiciliği ve devamlı bir mücadele barındırma hali olarak yorumlanabilir. Kopya olmasın diye bu konuya değinmemeyi tercih etsem de bir izleyicinizin yorumundan gördüğüm savaşa hazır olmama çıkarımına hayran kaldığımı da belirtmek isterim.
Film yaratma rituelinize uzun bir sure ara vermenizi yüce gok tengriden dilerim. Meksika acmazi dinlemek ve izlemek yerine yeni bir format izlemeyi yeglemedigimi net gormemi sagladiniz son 2 bolumde.
Bu film gördüğünüz herseye inanmamız gerektiğini,dış görünüşün yanıltıcı olabileceğini ve bazen gözümüz ile gördüğümüzü dahi sorgulamamız gerektiğini anlatıyor.
Bence film her insanın canının ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Bebeklere gösterdiğimiz onlar içinde canımızdan vazgeçebildiğimizi hatırlatıyor. Her askerin bir gün bebek ve bir can olduğunu hatırlatarak savaşı kınıyor.
Bu film aslında globalleşen dünyamızda savaşın yol açtığı... şaka şaka film sadece Fazlı'nın bilinçaltındaki kaliteli ama yarım yamalak olan bilgilerle ve izledikleriyle (sonundan da anladığımız üzere tüm izledikleri dahil:)) oluşturduğu fantazi dünyasından bir kesiti anlatıyor ve Anlatan'ın ''evat''larıyla tüm sorulara cevap buluyoruz xjsjxsjxs Kaliteli bölümdü gerçekten harikasınız...
Bu film daha çok fazlı abinin netflixte izlediği ‘yapay insanlardan kendilerine ordu kuran insanoğlunun daha sonra o askerlere karşı savaşmasını’ anlatan bi filmi izleyip bilinçaltında kalanlar gibi geldi bana ckhdjkdknsskhs
Bölümü baştan sona kadar kahkalarla izledim emeğinize sağlık. Sondaki sanat filminizden çıkarımım da biraz saçma gelebilir ancak "Günümüz gıda endüstrisinde yumurtadan çıkan genetiğiyle oynanmış ve hormanlarla beslenmiş civcivlerin 1 haftada kocaman tavuk olup yetişkinliğe gelmesi ve sonrasında kesime gönderilmesi veya üretim amaçlı kullanılması" gibi bir anlam çağrıştırdı.
Film senaryosu bir yana, sizin gibi; hem komedyen hem senarist hem de içimizden biri olarak kıymetinizin henüz anlaşılamamış olması beni üzüyor. (Bilet için yalandan övgü değildir:() 08/05 - Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu - İzmir
Sanat filmi olarak başlayıp bilim kurgu filmi şekilde son bulan senaryodan benim anladığım dünyadaki militarist ve kapitalist bir tutumla sürekli süregelen savaşlarda henüz annesinin gözünde büyüyememiş belki de ilerde çok başarılı işler yapacak nice gençlerin fütursuzca kaybolup gitmeleri oldu. Sonunda da 20 yıl gibi kısa bir sürede evladına doyamayan annelerin evlatlarını bir emirle ölüme gönderenlerden geri almak için kendi canlarından vazgeçtikleri fikri oluştu.
Filmden anladığım, bizim varlığımız başkalarının fantazi dunyasinin bir sonucu, her ne kadar ortalama olarak uzun yaşasakta, aradaki boşlukları çıkarınca yirmi yaş gibi bir süre kalıyor insana, ve o süreçte elbette insanın genç olduğu 20 'li yaşlardan sonra başlıyor, yanı üç günde 20 yaşına varmamız aslında 20 yaşına varmadan önce 3 günlük bir hayata tekabül ediyor, abarttım ama nsndn her neyse ve biz her ne kadar anne çocuk gibi kendimize ya da başkasına aidiyet hissetsek de bizim elimizde olmayan sebeplerden ötürü başka şeylere hizmet ederiz hayatımız boyunca, finalde herkesin bu şekilde çıkması a aslında hepimizin aynı döngüde olmasından kaynaklı oluyor.
"Hayatımız kısa, savaş ve kavgalarla vakit geçirerek ömrümüzü bitiriyoruz, kavgalara çatışmalara ayıracak vaktimiz yok bunların hepsini bırakmalıyız ve sadece meksika açmazı izlemeliyiz, bide rabarba" filminizin ana fikri bariz bir şekilde bu, çok dokunaklı çok vurucu 🙃
Kadinda uretilmis bir robot olmasina ragmen dogurmus oldugu robot bebege annelik hissi duymasi ve belki binlerce ayni modeldeki tasiyici anneden farkli olarak kendi benligini yaratmaya baslamis olmasi,
Filmin anlatmak istediği aslında hepimizin birilerinin evladı olduğumuz ve ne kadar büyürsek büyüyelim anne babalarımızın gözünde birer bebek olduğumuz 🤣
Çok az video atıyosunuz sinirlenmeye başladım jssjsj sıkıntıdan patlıyodum baktım video gelmiş hemen sevindim ama az video atıyosunuz daha çok olmalıııı
Anlatan taklite başladığında tam duygulanacakken gözümün önüne Şaban geliyor o filmin içinde onu hayal edince gülme krizine giriyorum. 🤣Mesutçuğum kızma ama Anlatan'ın taklitlerine gülüyorum ben 😆
Meksika Açmazı Gösteri Takvimi
23/04 - Prof. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi - Kocaeli
27/04 - Kadir Has Gösteri ve Sanat Merkezi - Kayseri
01/05 - Caddebostan Kültür Merkezi - İstanbul
02/05 - Yenimahalle Nazım Hikmet KM - Ankara
03/05 - Vehbi Koç Kongre Merkezi - Eskişehir
08/05 - Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu - İzmir
09/05 - Türkan Şoray Kültür Merkezi - Antalya
12/05 - Beşiktaş Kültür Merkezi - İstanbul
13/05 - Holly Stone Aydın - Aydın
15/05 - Beylikdüzü AKSM - İstanbul
22/05 - Selçuklu Kongre Merkezi - Konya
Biletler: linktr.ee/meksikaacmazi
Bana göre bu film, savaş olan yerde herkesin çocuk olduğunu anlatmak istiyor. Filmin sonunda trenlere savaşmak için binen 20 yaşındaki her genç aslında savaşa hiç hazırlanmamış üç günlük bebek. Bu bize genç askerlerin annelerinin bakış açısı sanki ve filmdeki anne de kordonu hâlâ karnında olan bir çocuk aslında, yani endişeli anneler de savaştan korkuyor. En sonda koskoca komutan dahi kordonu olan bir çocuk çıkıyor ve bu da bize sınıf ve makam ayrımı olmaksızın kimsenin savaşa hazır olmadığını, herkesin savaş söz konusu olduğunda bir çocuk kadar ürkek olduğunu anlatıyor.
Ne güzel bir yorum... Gerçekten... 👍🏻👏🏻👏🏻💐
Fazlı'nın "zaten anlatmak istediğim buydu" diyeceği bir yorum olmuş
AVET
Olayın yazılışına şahit olduğumuz için asla bunu anlatmak için yazılmadığını biliyoruz ama o kadar güzel yorumlamışsınız ki yazılış anına şahit olmasak ve böyle bir film izlesek kesinlikle böyle yorumlardık 👏 Ayrıca böyle bir bakış açısına sahip olduğunuz için şapka çıkartıyorum ❤ sahiden böyle bir film çekilse izlemek isterdim doğrusu 👏👏
Yorumu sil ben yazıcam çok iyi
Anlatan her EVET dediğinde gözümden yaş geldi 😂😂😂
Fazlının bu kadar az genel kültürle böyle mükemmel senaryolar üretebilmesi takdir edilesi. Yaramaz, afacan ama süper zeki çocuklar gibi.
Fazlı aslında kültürlü biri rpde bence
Mesut , Fazlı, Anlatan Adam ve Cem işçiler'i sürekli izledikten sonra şöyle bir gerçekle yüzleştim: "Keşke etrafımda hep böyle sağlam şekilde saçmalayan, kasıntı olmayan ve her konuyu acayip boş ama eğlenceli yerlere bağlayan birkaç insan olsaymış " diye düşündüm 👍 insanin ömrü uzar , kolay kolay dertlenmez bu insanlar sayesinde. Iyi ki varsınız 👏 neşeniz bol olsun 👍
Hiçkimse savaş isteyecek kadar büyümemiş, ölecek kadar yaşamamıştır. Çok güzel bölümdü ağzınıza sağlık👏👏🫶🏻🫶🏻🫶🏻
Çok iyi
Fazlının ''acilen çatıya ketçap istiyorum'' esprisine hakkıyla gülünmedi :)))
Anlatanın avet demesi komik ama Mesut'un buna deli olması daha da komik :)))) Fazlı geçen bölümde de bu bölümde de filmin sonunda herkesi şaşırttı gerçekten, alkış :)
Bu filmden ne anladınız?
Ben: AVET
Fazlı bu kara mizahın ronaldosudur, duygularımızın en doğal tercümanıdır 👌
Bu film tüketim toplumuna bir eleştiri niteliği taşıyor. Sadece tüketilmesi için üretilen, bir değer atfetmeyen her şeyi temsil ediyor. İçi boşaltılmış her kavramı, vurucu olması açısından, toplumun yapı taşı insanın dahi ileri seviyede itibarsızlaştırarak, amaçlara ulaşılmak için şarjöre konulan bir mermiden daha anlamlı olmadığını gözümüze sokarak anlatan nefis bir sanat filmi bu🤝👏👏👏
Anlatan çok çok çok güzel avet dio ya ,her seferinde krize soktu, süpersiniz👏👏👏
bu film aslında insanlık tarihinin kısa bir özeti niteliğinde. filmdeki şeker pancarı insanın arzu ve heveslerini temsil ediyor. yine insanların şeker pancarlarının altına saklanması fikri, arzu ve heveslerin kaçtıkları kişilerin gözlerini kör edeceği vurgusu barındırıyor. ancak askerlerin bu insanları yakalamasıyla savaşların ve kan dökme hırsının insanın tüm arzu ve heveslerinin önüne geçtiğini görüyoruz. çocuğu emziren anne umudu ve yaşamış iyi insanları temsil ediyor. annenin yaralanmasına rağmen sesini çıkarmaması ise iyi insanların mücadelesini anımsatıyor. çocuğun hızla büyümesi ve savaşa hazır hale gelmesi ise aslında savaşın insanların hayatlarındaki tüm yaşanmışlıkları yok etmesini simgeliyor. sonrasında tüm insanların aynı şekilde birkaç günlük hayatı olması ise insanlık tarihinin aslında bir savaşlar tarihinden ibaret olduğu gerçeğini gösterir nitelikte. pancarları götüren o tren aslında insana gerçekten arzuladığını verecek olandı, ancak savaş ve kan insanlardan sadece istediklerini değil aynı zamanda sahip olduklarını da, yaşanmışlıkları da dahil olmak üzere, aldı ve yok etti.
Hocam süpersiniz
Sanat filmlerinden ne alamadigimi çok iyi anladım bro eyvallah.
Anlatanın Evet dediği yerlerde gülmekten yarıldım. Muhteşem bölümdü harikasınız.
-Savaşa mı göndereceğiz bu çocukları? -Avet😂
Bu film, insanlığın savaş ve çatışma içinde nasıl değerlerini kaybettiğini ve insanlık dışı deneylere olan duyarsızlığın neleri beraberinde getirebileceğini vurguluyor. İnsanların bireysel acılarını, trajedilerini ve umutsuzluklarını içsel bir yolculukla birleştirerek, izleyicilere derin bir düşünce provokasyonu sunuyor.
Avet dkdkdmdnfn
Yemeğimi hazırladım youtubeumu açtım anaa 7 dakika önce yüklenen Meksika Açmazı. Müthişsiniz
Aynı şey yaşandı ve verdiği mutluluk ayrı ya
Şu ana kadar en çok güldüğümüz bölüm bu olabilir, sinirimiz bozuldu :D Bence Anlatan taklit yapsın bol bol 😍
Abi muhteşemsiniz yaa, lütfen şu film senaryosu yazma serisi devam etsin çok başarılı buluyorum ve yerlere yatıyorum gülmekten : )))))))
“Çocuklar biriktirilir dokuz ay on gün
Ömür boyu harcanmak için”
Akgün Akova
Çok kötü bir gün geçiriyordum , yine beni tek güldüren şey olarak iyi geldi . Teşekkürler 💓
Ya djdhddhddh anlatanadaam evete çok kopuyorum ya lütfen her seferinde yap
Ilk başlarsa çimende fazlıya gıcık olurken şimdi Fazlının bağımlısı oldum resmen. Sen cok yaşa😂
Uzun zaman sonra en iyi meksika açmazıydı. Emeğinize sağlık.
Anlatan bundan sonra hep AVET de lütfen
Anlatanın EVET demediği senaryoların hiçbirinden sanat filmi çıkmaz.kendine gel yönetmen
Karnım gülmekten kas yaptı siz muhteşemsiniz harikasınız iyi ki ve iyi ki bu platformda bizlerle buluşmuşsunuz ♥️
kesinlikle en iyi bölümlerden 1 tanesi olmuş :)))))
Gülmekten gözümden yaş geldi 😂
- en çok güldüğün Meksika Açmazı bu muydu?
Ben: evveeett 😂😅
Size bi sorum olabilir mi :d
@@gizot4833 evveeeet ahshha
@@ozgegungor27 Ya mesut sürenin bi bölümünde travmayla ilgili bi bölümü vardı o hangi bölümdü sen biliyondur :D
Anlatan her evet dediğinde püskürerek güldüm
Anlatanın gülüşü için izleyen ben 😂😂 Bölümde her “Eaavet” deyişinden sonraki gülüşü muhteşemmm yaa 😂😂
Anlatanın her EAĞVET dediğinde haykırıyorum ya
Podcastten beri düzenli olarak takip ettiğim Meksika Açmazı maalesef benim için miadını doldurmuştur. Özelikle son 3-4 bölümdür açmazların bile konuşulmadığı değişik bir hal aldı Meksika Açmazını güzel bir şekilde hatırlamak ve dönüp dönüp eski podcastleri dinlemek için bu bölümden sonra izlemeyi bırakıyorum güldürdüğünüz her an için minnettarımm
Sensiz 1 kişi eksiğiz reyizz
Sigigit
Bu filmde tam olarak günümüz insanlarının hızla akan zaman karşısında çaresizliği anlatılmış. Özellikle günümüzde gençler doğduğu andan itibaren bir kaosun içerisinde sürekli onlar adına belirlenmiş hedeflerin peşinden koşuyorlar. Filmde de daha yeni doğmuş ülkenin bile farkında olmayan askerlerden savaşa girmeleri beklendiği gibi. Günümüzde insanların daha kendi yaşamlarının farkına varamadan, kendine zaman ayıramadan görevlerin amaçların uğrunda sürüklenmesine çok iyi bir eleştiridir.
İstanbul
Bu filmin nasıl ortaya çıktığını görmesem inanılmaz anlamlar yükler, hem distopik hem sanat filmi oluşuyla ve tabii militarist oluşuyla büyük önem atfederdim.
Şimdi nasıl ortaya çıktığını görmemiş gibi yapıyorum:
Film küresel savaş endüstrisine ağır eleştiriler içermektedir. Savaşın politik nedenlerle değil yalnızca savunma ve silah sanayisinin çarklarının dönmesi için yapıldığına değinir. Bu sektör öyle gelişmiştir ki artık askerleri ve hatta askerleri doğuracak anaları da üretmektedir. Çünkü bitmeyen savaşlarda ölen askerler nedeniyle nüfus yeterince artmamaktadır. Daha yeni bir nesil oluşup toparlanamadan yeni bir savaş başlamak zorundadır.
Gelecekte yaşanan bu durumun sebebi, günümüzde yaşanan olaylardadır. (Burda vay be diyoruz gündemi nasıl da okumuş) sürekli gerilimin tırmandırıldığı küresel dengelerde tüm ülkeler işi gücü bırakıp silahlanma yarışına girmiştir, hepsi hem üretici hem tüketici konumundadır. Fakat başka bir şey üretip satmaya artık bütçe ayırmadıkları için (doyacak kadar ürettikleri için) tüm dünya savaştan beslenen, geçinen bir ekonomiye geçiş yapmıştır. Ve sonuçları böyle korkunç olmuştur.
Üretim sürecinizi gözler önüne serdiğiniz için Cannes fırsatını kaçırdınız. Üzüldüm.
Filmde ne anlattığınızı kendiniz anlamayıp izleyicilere atmanız çok manidar sjxjsnf
"EVEĞĞT" :)
Film bana göre, ilk 6 ay anne sütünün önemini anlatıyor 😂 yinee harika bir bölüm daha teşekkürler süpersiniz 🥰 her seferinde sohbete dahil olmanın bir yöntemi olsa keşke diye düşünüyorum izlerken bile aşırı eğleniyorum😂
sanat filminden anladığım, yaşadığımız sistem bizi hızlı büyümek zorunda bırakıyor ve hızla büyüyüp hızla yaş alıp ölüyoruz. bir de yetmezmiş gibi bu kısacık ömürlerimizi mecbur bırakıldığımız savaşlarla, kanla harcıyoruz
6:00 nefesim kesildi kalbim sıkıştı 10 dk aralıksız güldüm
anlatan'ın her avat deyişinde haykırıyorum
Anlatanın evetlerine yıkılmaktan olayı unuttum ahshshshshshshhshshsh
Gaspar Noe diz çöker tövbe be helal size 👏🏻👏🏻👏🏻 Fazlı ya ayrıca koptuğumu belirtmem şart 😂😂
Fazlalıkları at, çok iyi bir senaryo yazdınız. Distopik bir "Sanat" filmi olmuş. Ağzınıza sağlık.:)😄😄
Sanat filminden bilimkurgu filmine geçiş şahane 😂😂😂
Mesut bey sizden bi ricam olacak.. Lütfen Anlatana taklit yapıyo diye kızmayın, akışta kahkahayı arttırıyor adam. Sizin ona kızmanız beni rahatsız etti açıkçası. Sizi çok seviyorum, bu senaryo yazma fikri iki haftadır çok iyi gidiyor lütfen her hafta bunu yapın. Meksikaya can geldi resmen. Teşekkürler 🤗
Filmin giriş sahnesinde vagonun şeker pancarı ile yüklü oluşu ancak trenin tepeyi zorlanarak çıkması, kadının çiçekli elbise giymişken yüzündeki yorgun ifadesi gibi bir yandan olumlu öte yandan olumsuz hisler uyandıran metaforlar bir arada kullanılmıştır. Hemen ardından kadının cihan harbi gibi bir haberi okuduğu gazeteyi, bebeğin üşümesini önleme niyetiyle ona sarması da aynı minvalde bir örnek teşkil etmektedir.
Ayrıca girişteki manzara mekan olgusunu sunarken gazeteci çocuğun duyurduğu haber ile artık dönem kavramı da devreye girmiştir. Akabinde kadın trene doğru koşarken “yetiş bacım” diye seslenen adam -Ahmet MekiK- ise zamanın ne denli hızlı aktığının bir göstergesi konumundadır. Yani hızla giden treni ve yetiş komutu veren adamı zamanın mümessili saymak mümkündür. Kadın bebeği göndererek fedakarlık yaptığı için adam tarafından şeker pancarı ile ödüllendirilmektedir. Burada adam yine zamanın temsilcisi iken şeker pancarının faydası doğrultusunda enerjiyi temsil ettiği söylenebilir. Böylece enerji ve zaman arasındaki ilişkinin önemine vurgu yapılmaktadır. Zaten bu kısımdan itibaren yorgunluk havası hafiften dağılmaya ve hızlı büyüme hali verilmeye başlar.
Trende savaştan kaçan zenginlerin bulunması sınıfsal bir ayrıcalık olarak göze çarpmaktadır. Ancak zaman, maddi seviyeye aldırış etmeden onların başında durmakta (adam) ve ilerlemektedir (tren).
Süngülerle kontrol yapılan bölümde ise aynı ortamda çocuk için yaralanan bir kadının da kendi çıkarından dolayı herhangi bir taviz vermeyen kimselerin de bulunduğu gözlemlenmektedir. Nitekim patlayan silah sesleri hepsinin ölümüne yol açmıştır. Zamandan geriye kalan kadının yaptığı iyilikle, diğerlerinin susması ile hatırlanmalarıdır.
Yaşananlardan sağ çıktığı gösterilen çocuk deneyin bir parçasıdır. Deney emrini veren komutan doğru bir şey yapıp yapmadığını sorgulamaktadır. Bu durum, gücü tekeline alıp zamanı kendisine emir eri yapmış, istediği gibi yöneten kişinin insanların hayatıyla oynadığı gerçeği ile yüzleşmesi sonucunda ve etik değerler doğrultusunda bir iç hesaplaşmasıdır.
Filmin başındaki kadının da yeni doğduğunun ortaya çıkmasıyla zamanın kadınları erkeklere oranla daha çabuk olgunlaştırdığı üzerine kurulu toplumsal görüş işlenmektedir. Kadının kendisini bebeğin annesi zannederek bu olgunlaşmayı yaşamasında ise kadınların küçük yaşta aile kurumuna dönüştürülen hayatlarına bir eleştiri, anneliğin kutsiyetine bir atıf söz konusudur. Olayların eski zaman Anadolu coğrafyasında geçmesi de “çocuk anne” unsuru ile örtüşmektedir.
Finalde zamanı temsil eden adamın, gücü temsil eden komutanın, fedakarlığı temsil eden annenin, masumiyeti temsil eden bebeğin, tamamının (amk diye bitirmek çok istedim ama yapmayacağım) aslında bir bebek olması, herkesin içinde yaşayan bir çocuğun varlığına göndermedir. Adamın yetiş bacım derken ve şeker pancarı verirken açığa çıkan iyi niyeti, komutanın savaşa mı göndereceğiz sorgulamasındaki iyi niyeti, kadının fedakarlığı içlerindeki saf çocukların yer yer dışavurumudur. Sonucunda da tıpkı o masum bebek gibi kendilerinin de birer bebek olduğu gerçeği fark edilmektedir.
Artık tüm bunların anne karnında geçtiği bilindiğinden geriye dönüp bakacak olursak süngülerle vagona müdahale edilen bölümü bir doktorun çeşitli cihazlarla kontrolü sayabilmek mümkündür. Hızla gelişen bireylerin üç gün içinde savaşa gönderilmesi de üç günlük dünya algısının bir parçası olarak dünyanın gelip geçiciliği ve devamlı bir mücadele barındırma hali olarak yorumlanabilir.
Kopya olmasın diye bu konuya değinmemeyi tercih etsem de bir izleyicinizin yorumundan gördüğüm savaşa hazır olmama çıkarımına hayran kaldığımı da belirtmek isterim.
Çok iyi bir anlatım, olayları birbirine geçen örüntü ile bu kadar iyi anlatmak büyük başarı, bence kesinlikle siz hakediyorsunuz tebrikler 👏
Son kısmı 2 kere geri alıp izledim Fazlı'nın bombasına verdikleri tepkiyi görmek için ama gözümden gelen yaşlardan göremedim avet
Film yaratma rituelinize uzun bir sure ara vermenizi yüce gok tengriden dilerim. Meksika acmazi dinlemek ve izlemek yerine yeni bir format izlemeyi yeglemedigimi net gormemi sagladiniz son 2 bolumde.
Bu film gördüğünüz herseye inanmamız gerektiğini,dış görünüşün yanıltıcı olabileceğini ve bazen gözümüz ile gördüğümüzü dahi sorgulamamız gerektiğini anlatıyor.
Şu EVETlere bayılıyorum gdjdgdhsjdh
Anlatanadamın taklitlerine dokunma sayın Mesut Süre 😂😂😂
"Fazlı, daha kötüsü gelmez derken daha kötüsü geliyor"
-Mesut Süre
Anlatan her Avett dediğinde gülmem normal olamaz jsjsjsjsj😂
Mis gibi havada balkonda izleyeceğim gece gece sessizce gülmem lazım 😂❤
filmin sonu muhteşemdi. beklenmedik bir ters köşe oldu BRRRRAAAVOOOO (FAZLI çok iyiydi)
Bence film her insanın canının ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Bebeklere gösterdiğimiz onlar içinde canımızdan vazgeçebildiğimizi hatırlatıyor.
Her askerin bir gün bebek ve bir can olduğunu hatırlatarak savaşı kınıyor.
Bu film aslında globalleşen dünyamızda savaşın yol açtığı... şaka şaka film sadece Fazlı'nın bilinçaltındaki kaliteli ama yarım yamalak olan bilgilerle ve izledikleriyle (sonundan da anladığımız üzere tüm izledikleri dahil:)) oluşturduğu fantazi dünyasından bir kesiti anlatıyor ve Anlatan'ın ''evat''larıyla tüm sorulara cevap buluyoruz xjsjxsjxs Kaliteli bölümdü gerçekten harikasınız...
Hikayelerin tamamında kesinlikle anlatının evet leri olmalı.
Bu film daha çok fazlı abinin netflixte izlediği ‘yapay insanlardan kendilerine ordu kuran insanoğlunun daha sonra o askerlere karşı savaşmasını’ anlatan bi filmi izleyip bilinçaltında kalanlar gibi geldi bana ckhdjkdknsskhs
Bölümü baştan sona kadar kahkalarla izledim emeğinize sağlık.
Sondaki sanat filminizden çıkarımım da biraz saçma gelebilir ancak "Günümüz gıda endüstrisinde yumurtadan çıkan genetiğiyle oynanmış ve hormanlarla beslenmiş civcivlerin 1 haftada kocaman tavuk olup yetişkinliğe gelmesi ve sonrasında kesime gönderilmesi veya üretim amaçlı kullanılması" gibi bir anlam çağrıştırdı.
Anlatan, taklitlerin devamını isterük !
Anlatan a o kadar güldüm ki evettt!
1 saat 12 dakikadır yeni bölüm bekliyoruuuz sevgili mesut bey , biz bu programın köpeği olmuşuz
Anlatan evet dedikçe mesutun sinirlenmesi çok iyi ya
Son 5-6 bölümdür sanki anlatana fazla yükleniliyor gibi geliyor.
Senaryo bölümünde kahkahalarla güldüm 😂Allah da sizi güldürsün
Film senaryosu bir yana, sizin gibi; hem komedyen hem senarist hem de içimizden biri olarak kıymetinizin henüz anlaşılamamış olması beni üzüyor.
(Bilet için yalandan övgü değildir:()
08/05 - Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu - İzmir
Mesut'un gülerkenki el hareketleri çok tatlı değil mi
Film biterken kameranın yavaş yavaş gökyüzüne doğru çekilmesiylr beraber Yaşar Kurt - Anne çalmaya başlıyor. Mükemmel final
Sanat filmi olarak başlayıp bilim kurgu filmi şekilde son bulan senaryodan benim anladığım dünyadaki militarist ve kapitalist bir tutumla sürekli süregelen savaşlarda henüz annesinin gözünde büyüyememiş belki de ilerde çok başarılı işler yapacak nice gençlerin fütursuzca kaybolup gitmeleri oldu. Sonunda da 20 yıl gibi kısa bir sürede evladına doyamayan annelerin evlatlarını bir emirle ölüme gönderenlerden geri almak için kendi canlarından vazgeçtikleri fikri oluştu.
shzbsksbskshsks off en iyi açmazlardan olmuş bayıldımmm
Size bir soru sorabilir miyim ua
Gözümden yaş geldi 😂😂😂 derdinizi seveyim sizin 🤣🤣
Abi yeni bolumu yukleyin artik
Videoyu görünce çocuk gibi sevindim valla 😂😂
Ya ben fazliya gülmeye gelmiştim nedense anlatana yarıldım ya karnım ağrıdı çok yaşayın
Sporda ve otobüste güldüğüm için insanlar salakmışım gibi bakıyor ama olsun değer jshdhdh
ay filme bayıldımmm. harikasınızzz❤❤❤❤❤❤
-bu bölümden ne anladınız ?
-Aevett
Filmden anladığım, bizim varlığımız başkalarının fantazi dunyasinin bir sonucu, her ne kadar ortalama olarak uzun yaşasakta, aradaki boşlukları çıkarınca yirmi yaş gibi bir süre kalıyor insana, ve o süreçte elbette insanın genç olduğu 20 'li yaşlardan sonra başlıyor, yanı üç günde 20 yaşına varmamız aslında 20 yaşına varmadan önce 3 günlük bir hayata tekabül ediyor, abarttım ama nsndn her neyse ve biz her ne kadar anne çocuk gibi kendimize ya da başkasına aidiyet hissetsek de bizim elimizde olmayan sebeplerden ötürü başka şeylere hizmet ederiz hayatımız boyunca, finalde herkesin bu şekilde çıkması a aslında hepimizin aynı döngüde olmasından kaynaklı oluyor.
Anlatan ne zaman taklit yapsa kahkaha atiyorum 😂😭
-Bu filmin ana fikri şu mu? Herkes suçunun cezasını çekiyor, çocuklar ise büyüklerin günahını.
-Anlatanadam: AĞVET
"Hayatımız kısa, savaş ve kavgalarla vakit geçirerek ömrümüzü bitiriyoruz, kavgalara çatışmalara ayıracak vaktimiz yok bunların hepsini bırakmalıyız ve sadece meksika açmazı izlemeliyiz, bide rabarba" filminizin ana fikri bariz bir şekilde bu, çok dokunaklı çok vurucu 🙃
Anlatan her Evet dediğinde sesli kahkaha attım 😂
34:17 Mesut Bey izleyenlerin suratına tükürüyor
Kadinda uretilmis bir robot olmasina ragmen dogurmus oldugu robot bebege annelik hissi duymasi ve belki binlerce ayni modeldeki tasiyici anneden farkli olarak kendi benligini yaratmaya baslamis olmasi,
Meksika Açmazı'nın tek kötü yanı, aşırı aşırı güldüğüm için sporda ve otobüste dinleyememem
Filmde kameranin uzaklastigi yere patladım ya
Ya çok anlam çıkıyor bu filmden , süperdi 🎉❤
Yeni bölüm niye yüklenmediiii 10 gün oldu bu bölümden sonra 😢😢
Filmin alt metni: Sistem kendi varlığını sürdürebilecek bireyler yetiştirir
Filmin anlatmak istediği aslında hepimizin birilerinin evladı olduğumuz ve ne kadar büyürsek büyüyelim anne babalarımızın gözünde birer bebek olduğumuz 🤣
Fırından çıkan sıcak ekmeği kapış gibi bölümü hvaada kapmam şaka mı😂
Filmde anlatılmak istenilen geldiğimiz yeri unutmamak ve ne kadar büyürsek büyüyelim hep bir bebek kalmamız
yeni bölüm olacaktı ne zaman gelir o
Çok az video atıyosunuz sinirlenmeye başladım jssjsj sıkıntıdan patlıyodum baktım video gelmiş hemen sevindim ama az video atıyosunuz daha çok olmalıııı
13:15 Meksika açmazı
Seri üretime dönüştürülmüş her duygu ve zamanını yaşamamış her oluşum karmaşası doğduğu gibi ölmeye mecburdur.
Anlatan taklite başladığında tam duygulanacakken gözümün önüne Şaban geliyor o filmin içinde onu hayal edince gülme krizine giriyorum. 🤣Mesutçuğum kızma ama Anlatan'ın taklitlerine gülüyorum ben 😆
Haftasonuna kadar 6 kere izleyeceğim video buymuş demek
niye bolumler gecikiyo