üç kızın ortancasıyım. son videoyu çeken ablaya sonuna kadar katılıyorum. ablam evlenip gidene kadar evde benim yatağım yoktu, çekyatta yatıyordum. belki de bu sebeple üniversiteyi kazanıp devlet yurduna yerleştiğimde çok mutlu olmuştum. en azından benim yatağım olmuştu çünkü. tolere edilebilir daimi mutsuzluk düzeyi saçmalığı kesinlikle ailede başlıyor ve erkekler de bunu ailede öğrenip kendi işlerine geldiği şekilde kullanıyor. saçını süpürge eden anne, partnerinin duygularını umursamayan bir oğul yetiştiriyor. sonra o oğul ,eğer türkse, boşanmak isteyen karısını doğruyor. değilse kadınları şımarık olmakla suçluyor. bütün kadınlar bencil o zavallı erkeği düşünen yok falan filan. ataerkil toplum, kadının sömürüsü üzerinde yükselen ve gelişen bir medeniyet inşa etti. bazı kadınlar da bunu çok güzel benimsedi. ben artık biri beni şımarık/bencillik/nankörlük vs. suçladığında anlıyorum ki kendimi mutlu edecek bir durum/davranış içerisindeyim ve kesinlikle buna devam etmeliyim.
Benim çocukluğum sırf bu konu yüzünden çok zor geçti. Tahammül edilebilir bir seviyede de değildi mutsuzluğum, hep hastalanıyordum, sürekli bağırıp kavga ediyordum. Karşılığı asla "neyin var?" sorusu olmadı, hep dalga geçtiler benimle. Yine de pes etmedim. Ablam üniye hazırlanırken benim yatağımı odadan kaldırmışlardı, bir tane şişme yatak şişirip ya odada yatıyordum ya da oturma odasına gidip koltukta uyuyordum. TV izlemek istediğim zaman babam hep kavga çıkarıyordu haber programı izleyeceğim diye, sonra tv başında horlaya horlaya uyuyakalıyordu. Para biriktirdiğim zaman annem el koyup o parayla bir şeyler alıyordu. Günlüklerimi anlamasınlar diye İngilizce yazıyordum, Türkçe'ye çevirip altına dalga geçercesine "Pis ergen" falan yazıyorlardı (kardeşlerim değil, koskoca ebeveynlerim yapıyordu bunu). Hayatım boyunca mutsuz ve huzursuz olmam gerektiğini, asla sevilmeyeceğimi düşünüyordum. İlk kez evden ayrıldığımda üniversite için şehir değiştirmiştim. Yolda sekiz kere kusmama rağmen o gün hayatımın en huzurlu günüydü. Yüksek lisanstan sonra eve geldiğimde saçma sapan bir konudan kavga çıkardılar ben de bavulumu toplayıp şehir değiştirdim. Eve çıktım, kedi sahiplendim. Telefon açıp inşallah tutunamazsın gibi laflar ettiler. Mecburen döndüm bir sene sonra ama tavırlarını vura kıra değiştirdim. Sonunda "kendime ait bir odam" oldu, çekmeceli yatakta yatıyordum daha önce. Bağlama çalıyordum "o şeyi eve mi getireceksin?" dediler ama artık tek kelime çıkamıyor ağızlarından. Çok yüz göz olmuyorum ama yine de yerlerini biliyorlar. Diyeceğim o ki benim bu hayattan öğrendiğim bir şey varsa o da finansal özgürlük bir öz saygı iki! Finansal özgürlüğünüzü elinize alın, setinizi vura kıra çekin. Başka şansınız yok. Bir de bana dua edin biraz daha iyi kazanayım, kedimi alıp kendi evime çıkayım
Taylor swiftin champagne problems şarkısı da tam olarak bu konuda aslında. Erkek bütün ailesi ve arkadaşları ile birlikte bir evlilik teklifi organize ediyor ama kadın teklifi “ufak tefek sebepler” yüzünden reddediyor güya. “Ne yazık harika bi gelin olabilirdi ama kafayı kırmış” deniliyor ama kimse o ufak tefek sebepleri merak etmiyo 🤷🏻♀️
Bu tolere edilebilir mutsuzluk düzeyi nedense bana sil baştan filmini hatırlattı. Orda ana karakter olan kadın hafızasını sildiğinde erkek ona her şey yolundaydı neden yaptın gibi bir tepki vermişti. Ama kadın çok mutsuzdu ve adamda bunu görmeyecek kadar kör…gerçi görsede umursamıyordu yani insan gün içinde iki kez güldü diye mutlu olmuyor yada stabil olmak iyi bir şey değil. Herkes heyecanlandığı ait olduğu yerde ilişkide olmalı ❤
aynısını erkek kardeşim yapıyor bir ismi olduğunu bilmiyordum doğrusu. her seferinde iş yaptırınca bilerek beceriksiz solü yapıyor etrafı birbirine katıyor ondan sonra annemlere acıtasyon yaparak ortadan kayboluyor. yine her şeyi ben ve ablam yapıyoruz. Orta asyada yaşadığım için de her şeyi bize yaptırıyorlar. en çok da kızlara psikolojik baskı yapılıyor ve her zor işi de bize yaptırıyorlar. Babamların yanında da güya namaz ve iman hakkında konuşup onlar gittiklerinde sabah akşam yatıyor. biz ona birşey yaptırmak isteyince ortaya en çok annem giriyor ve onu korumaya başlıyor. sanki biz ona zorbalık yapıyormuşuz gibi.. o kadar sinsi ve tembeller ki.. bir de bunu gurur duyulacak bir şeymiş gibi anlatıyorlar... kız olmaktan bıktım. Orta asyada kız olarak yaşamak daha da büyük bir işkence. yabancı dil öğrenmekte çok iyi olmama rağmen yurt dışında eğitim görmem imkansız. evlenip ebeveynlerimin yanında yaşamam gerekiyor. geleceğim de çöp. sırf farklı bir cinsiyet ile doğdum diye. kendi isteğimle de değildi kız olarak doğmak. küçükken erkek olmak isteyerek, erkek karakterlere özenerek büyüdük. çok yazık..
Bunu değiştirmemiz gerek. Kendi hayatımıza, eğitimimize kendimizi adamamız gerek. Ailemiz karşı çıksa da direnmemiz gerek. Beklentilerinin aksine iyi bir iş sahibi olup tek başıma yaşamak istiyorum. Her evlilik konu açıldığında karşı çıkmaktan yorulmuş olsamda asla onların beklentilerini karşılamayacağım. Bende senin gibi kadere boyun eğme gibi düşüncelerle kelimeler kullandım o yüzden yorulduğunu sezdim ama lütfen hayatından vaz geçme. Yurtdışı hayalinden veya istediğin birşeyden...
@@greyy343 çok teşekkürler. umarım hayalimizdeki hayatı yaşarız... en fazla ortalama şartlarda, kendi kendimize huzurlu bir hayat istiyoruz. şahsen ben sadece eğitimimi görüp normal bir işte, kendi ihtiyaçlarımı karşılayabileceğim huzurlu bir hayat istiyorum. eminim benimle aynı şartlarda büyüyenlerin isteği de bu. ve sırf böyle ortalama bir hayat için bizim diğerlerinden kat ve kat daha fazla çalışmamız gerekiyor. daha fazla baskılara boyun eğmemiz gerekiyor, gençliğimizi feda etmemiz gerekiyor. en güzel anlarımızı yaşamamız gereken, hayatımızın en önemli bu evresini başkalarına kölelik ederek geçiriyoruz. Allah sabır versin aynı sorunu yaşayan binlerce kız arkadaşlarımıza.
Ben de aynı hayatı yaşıyorum gerçekten. Ama neden onlarla aynı evde kalmak zorundasın? Bir işe girip hemen evden çık ve hepsini engelle ben öyle yapacağım şuan 18 yaşındayım üniversiteye geçip işe girince hiçbiriyle konuşmayacağım, sana da bol şanslar diliyorum ❤
Zaten içten içe bildiğim ama hiç dile getirmediğim bu şeyler birileri tarafından öyle güzel ifade ediliyor ki, kelimeler bağlamına öyle bir oturuyor ki, bu kadar bariz yanlışlıkları yüzlerce yıldır nasıl sindirebilmişiz diyorum. Sonra geçmişten bu yana kadınların, tıpkı benim şimdiye kadar yaptığım gibi, farkında olduğu halde normalleştirildiği için bunlar hakkında konuşmadığını fark ediyorum. Kalbime bıçak saplanır gibi oluyor, fiziki bir acı sanki gerçekten. Şimdilerde kadınlar bunları her yerde konuştuğu için, hayatlarını baştan şekillendirdiği için ne kadar mutluyum anlatamam. Belki kendi hayatımda bir değişiklik olmayacak ya da acı şeyler yaşanacak ama sırf beni görerek, duyarak etkilenebilecek insanlar için bu konuları daha çok konuşacak ve hayatıma uygulayacağım. Geleceği değiştirebileceğimize inanıyorum. Çünkü bizler şimdi geçmişte kadınlar için savaşan insanlardan ilham alarak konuşabiliyoruz. Kanalın senin deyişinle "bilelim öğrenelim" videolarıyla dolu olması ne kadar etkili tahmin bile edemezsin Dilara abla. Ne kadar çok arkadaşım, kardeşlerim ve ben senin videoların sayesinde içinde bulunduğumuz rezalet durumların veya her gün karşımıza çıkan rezil tiplerin farkında varmaya, bunlara gerektiği gibi tepki vermeye başladık anlatamam. Dünyada insanların neler konuştuğunu, neler için mücadele verdiğini öğrenmemiz de cabası. Biliyorum ki anksiyete bozukluğu yaşayan biri olarak sen de sık sık kendine "ben şimdi ne yapıyorum ki ya" diyorsundur. Bunları niye yapıyorum ne anlamı var diye düşündüğün oluyordur. Buna verecek bir cevap bulamadığın ya da bulduğun cevabın zayıf kaldığı olursa, başkalarının hayatını ne denli kuvvetle, hem de iyi yönde, etkileyebildiğini hatırla lütfen. Bir şeyleri gösterme, idrak ettirme, değişim için cesaret verme gücüne sahip birisin. Teşekkürler.
Bir erkek olarak özfarkındalık adına güzel bir video, özellikle en sondaki kızıl abla çok haklı. Küçükken ortanca olan( :D ) kız kardeşime ailem tarafından bariz bir haksızlık yapıldığını farkettiğimde "kolayıma geldiği" için sesimi pek çıkarmadım(şu an keşke o zamanlar ailemle konuşsaymışım diyorum fakat klasik Türk aile yapısı kafasında insanlar olduğu için diyeceklerimi o zamanlar dikkate alacaklarını sanmıyorum). Şimdi geçmişe göre her ne kadar daha eşit olsakta geçmişin bıraktığı izler hem ben de hem de kız kardeşimde var maalesef.
@@bilgisayar9139 ayy umarım dediğin gibi olur ya yan odadaki insanların arkadaşları ile gülüsmesi çok şirin geliyor umarım bende yaşarım oda arkadaslarim ilee çok teşekkürler :")
@@jolene666Ay benim de sonradan gelmişti oda arkadaşım keşke gelmeseydi shskajhsjwd. Umarım senin çok güzel bir deneyimin olur. Baştan söyleyeyim sınırlarını iyi çiz, açık konuş. Yüz yüze bakmak zorunda kalacaksınız çirkefleşmeden iletişim kurabilmek lazım🤙🏼
@@kulinaperikeşke gözümü korkutmasaydin kizz skxnsozsk ama neysee ve cidden bende bu soylediklerini düşünüyordum çabalamak lazım böyle bir şey için yani biraz introvert bi kişiliğim yine de halletmeye calisicam umarım da halledicemm ✊🏻✊🏻
@@jolene666 Korkmaaa. Cinsiyetçilik gibi olmasın ama erkekler biraz daha anlayışsız bu konuda. Benim oda arkadaşım maç izleyip bağırıyordu ben ders çalışırken ya da ben uyurken Twitch'ten yayın izliyordu fbksufbajxjskjc
Bu benim eski kocam yav 😂😂😂 adamın normali bana psikolojik işkence ve baskı yapmaktı . Boşanma davası sirasinda beni ne kadar çok sevdiğini bunu benim çok iyi bilmem gerektiğini falan iddia etmisti. Bu arada bahsi geçen şiddet sıralaması şöyle . Psikolojik siddet ; karşımda surekli esyalari parcalar sinir krizi gecirir ve yaptığım cabaladigim hic bir seyi takdir etmezdi. Gaslight ederdi beni kendimle ilgili tum olumlu yargilarim negatifti . Ciddi anlamda cok guzel yuz hatlarim var ve bunla ilgili oyle guzel yorumlar alirdim ki aslinda ama ben aynalara bakip kendimi ucube gibi hissedip cok agladim o zamanlar. Surekli kilomu begenmeme 64 kilo ve 165 boyumla beni obez olduguma inandirdi. Ekonomik siddet sebebiyle yillarca gotume don bi tarafima ped alirken ondan kurus kurus para istemek zorundaydim kendisinin luks tuketim urunlerii teknolojik oyuncaklari varken ve ekonomik durumu oldukca iyiyken bunlari yapti. Bir kere de beni öldürmeye calisti. Yapabilecegindan degil bana boyle hissettirdi ki ondan cekinip korkayim. Neyse iste boşanmaya karar verdiğinde adam kendisinin cigerini desmisim gibi davrandı ama bana tek yapmadığı sey buydu. Bu da boyle bi anımdır
20:50 bence bu durumları aşabilmek için artık tolere etmememiz gerekli . Bu insanlar ailemiz olsa bile . Onlara tolere ettiğimizde hayatımıza giren insanlarıda tolere ederiz . Karşı çıkmaya bi yerden başlamak gerek .
bu video o kadar tuhaf hissettirdi ki bana... Icinde bulunduğum öyle net durumlar var ki üzerine düsündügümde bile yok o öyle degil diyip inkar ettigim ama icten ice "bunun böyle olmak zorunda olmadigi"ni bildigim. Farkindaliga erişmesi bile cok zor olan bir durum. Bana seyi animsatti hani bazi fotograflar var ya paylasip soruyorlar yilani bulabilir misiniz diye ama yüzlerce yaprak var orda ve yilani bulana kadar o kadar zorlaniyorsunuz ki bulsaniz da emin olamiyorsunuz su kafasi herhalde diyosunuz ama kuyrugunu secemiyorsunuz falan. Bu durum o yilani bulmaya calisirken verdigim cabaya ve yasadigim kendime olan güvensizlige benziyor
Benimde evliligim zor süreclerden gecti. Bir erkek olarak mutsuzluk düzeyim tolere edilebilir düzeyi gecince eylem olarak bütün akrabalarimi isin icine kattim. Malesef yapmasaydim esim herseyde "ben bilirim, ben hakliyim" kafasindaydi ve beni sürekli akrabalarimdan uzak tutmaya calisiyordu. Gercekten isole hayat yaşasakta sanki herkes ona karisiyor gibi davraniyordu. Kisacasi bir erkegin mutsuzluguna eyleme gecerek cözüm bulmasina katiliyorum
17 yaşındayım, Ben de oeyç serisini okuduktan sonra bir süre aileme çokça diklendim. Çünkü hayatımda yaşadım HER ŞEY o kadar mantıklı geldi ki ve HER ŞEY oraya bağlandığını fark ettim. Bir hafta kadar düzgün uyuyamadığımı da ekleyeyim. İnsanları memnun etme çabam, onları memnun etmek için kendi duygularımı emeğimi hiçe saymam, onların memnuniyeti için bu kadar tolere edici olmam, bana yapılan haksızlıklara çok kolay kırılıyor olmam ama gözümün yaşı kurumadan affetmem. Öğretmenlerimin, yaşıtlarımın ve abim ablam dediğim insanların bana sürekli yaşıma göre çok olgun olduğumu söylemesi. Asla ergen umursamazlığına ya da çocukluk neşesine sahip olamayıp tehlikeli bir sakinlik içerisinde olmam. Sorunlarımı başka insanlara anlatmak yerine "bunlar benim sorunlarım, kendi başıma çözmem gerekir" diyerek kendimi sürekli yalnızlığa itmem. Ve yine de bana hak etmediğim şekilde davranan insanları tekrar tekrar hayatıma çekip yine aynı senaryoyu yaşayıp yine de onları düzeltmeye çalışmam. Kitabı okuyalı birkaç ay oldu, bu aylar içerisinde birçok şey değişti gibi hissediyorum. Yeni tanıştığım ve benim için çok şey ifade etmeyen insanların yanında davranışlarımı değiştirmeye çalıştım. Verdiğim kadar almayı istemeyi öğrenmeye çalıştım. Bana yanlış yapan bazı insanlara peki, hoşçakal dedim. Aynaya bakınca kendi görüntümden rahatsız olmamaya çalıştım. Hala çalışıyorum. Kendimden emin, dik durmaya çalışıyorum. Ben çabaladıkça bazı şeyler düzeldi de diyebilirim. Aile konusunda da, açıkçası bana olan tutumlarından dolayı ebeveynlerimden biri zaten yanlışlarının farkında ve pişman olduğunu kendi söyledi. Bunu yapması için psikolojik yaralarımın fiziksel yaralara dönüşmesi gerekti ama olsun. Böyle gerekiyorsa böyle olsun.(merak etmeyin kendime zarar vermeye ya da intihar etmeye çalışmadım ya da kolumu bacağımı façalamadım. Ama zihinsel yorgunluktan dolayı kendinize pek dikkat etmeyince ister istemez bazı şeyler dışarıdan fark ediliyor.) Yani zaten farkında oldukları için, sürekli yüzlerine vurmamaya çalışıyorum sadece. Ekonomimiz elverirse, hala bir gün psikolojik destek almak niyetindeyim. Bana o kitapları tanıttığın için teşekkürler. 🫶
Hayatımız aynı sanırsam tek fark ben 11 yaşındayken faça atmaya başlamıştım ailemin bana davranışlarıyla anca öyle başa çıkabiliyordum, umarım bir gün ben de kurtulabilirim. Kitabın adını açıkca söyler misin?
Dilara, ben şahsi yaşanmışlıklarıma dayanarak sana geçmişini atlatma konusunda tavsiye vermek istiyorum. Bundan çok da uzak olmayan bir zamanda ağır psikolojik sorunlar yaşadım ve gerçekten bazı ailevi sorunların üstesinden asla gelemeyecek gibi hissediyordum - anladığım kadarıyla seninde hissettiğin gibi - ve bu durumu atlatmam sadece kabullenmemle gerçekleşti. En son seansımda psikiyatristim bana nasıl olduğumu sorduğunda geçmişine göre daha iyi olduğumu söyledim. Psikiyatristim cavabımı duyunca hayatımda neyin değiştiğini sordu ve ben hayatımda hiçbir şeyin değişmediğini, benim bakış açımın değiştiğini söyledim. O konuma gelmek inan iki kelimeyi yan yana getirmek kadar kolay olmadı ama yaşadıklarımın bana zaman içerisinde kazandırdıklarıyla bunu öğrendim. Evet, bazı şeyler yanlış ve evet, bu değişmeli ama insanları değiştirmek, özellikle de belli bir yaşa gelmiş insanları değiştirmek neredeyse imkansız. Bu yüzden benim tutumum değişti. Beklentim eskisi gibi değil. Artık ailemden olması gerekeni istemiyorum, onların oldurabileceği kadarı yeterli. Farkettim ki ailemi suçlamak ve yaşananları sadece onlara yüklemek bir hataymış. Onlar ellerinden gelenin en iyisi yapmaya çalışsalar ve benim için yetersiz olacak olsa da, ailemi bundan daha fazla değişime zorlayamam, çünkü bu zorlama ve beklenti sadece beni üzer. Sonuç neredeyse her zaman başarısızdır. İnsanın belki de en güzel ve en kötü özelliğinden biri unutmaktır. Bazen bazı şeyleri unutmak bizi tekrarlayan hatalara sürükler, ama bazen sadece iyiliğimiz için kasıtlı unutmalıyız. Ve biliyorum bazı durumlarda bu çok zor, o vakit yapman gereken öncelikle affetmek ve ardından da unutmak. Sana hiçbir yararı olmayan kırgınlıkları içinde tutmak, hataları unutmamak sadece seni yorar. Bu sitemin, kendi içinde verdiğin bu savaşın hiçbir şeye faydası yok. İnan bana, sana yük olan o şeyleri affedip unutmak, karşı tarafa ikinci şans değil sana ikinci bir başlangıç olacak. Umarım yazdıklarım sana ve bu yorumu okuyup böyle sorunlar yaşayan insanlara iyi gelir.
Çok doğru yazmışsın. Artı olarak bana yardımcı olan bir düşünce de anne-babamın artık yaşlı sayılabilecek insanlar olduğunu farketmek oldu. Ne ben eskisi gibi çocuk değilim ne de onlar eskisi gibi dinç. Benim hayatımı yönlendirecek güce sahip olmadıklarını farketmek anksiyetemi çok azalttı. Bilinç altı hala onların tepkilerinden çekindiğimi farkettim.
Bu erkekler marstan kafınlar bilmem neden zottirik kitabını bir dizide de gördüm, adam eşini aldattıktan sonra bu kitabın başlığını söyleyip erkekler böyledir vs vs dedi. Aşırı uyuz oldum gerçekten okuyup bir şeyleri kendilerine hak buluyorlar. Sonra dizide marstan gelmeyen dünyalı erkeklerle birlikte oldu kadınlar, iki kadın.
@@eminekarahan24 tam emin değilim Netflix geçmişime baktım sanırım love ft. marriage and divorce dizisiydi. Yani daha da aldatmalı bir şey izlediğimi hatırlamıyorum. Bu dizi de 3 sezondu o yüzden sahneden emin olamadım 😄 ama dizinin fragmanında tekrar bakınca yine sinirlendim kesin o uyuz adamdan çıkmıştır o cümle
Bu olayın sadece ilişkilerde değil her durumda olduğunu düşünüyorum. (*Not: Dilara da sonda öyle demiş sonu izlememiştim) Mesela kadınlar gerçekten mağdur oldukları bir konuda konuştuğunda (ki bu kadınların illa feminist olmasına gerek de yok random bir kadın olabilir) hemen niyeyse bir grup erkek, kadınları kötü etkileyen bu konu önemli değilmiş ve kadınlar sineye çekmeliymis gibi "hep mağduru oynuyorsunuz kudurmuşsunuz, kudurttular sizi, oh ne güzel sapladılar size, kendinizi ön planda tutuyorsunuz bu erkek düşmanlığı zart zurt" diye durumu küçümsüyor ama niyeyse bu tip erkeklere göre de kadınların onlarla sevişmemesi cok derin, acıklı, travma yaratan, intihara sürükleyen bir mevzu olabiliyor.
Merhaba dilara, kanalının uzun zamandır takipçisiyim. Fikirlerinin arkasında böyle dimdik durmana ve sağlam temelli, karakterli, tutarlı olmana özellikle de bir hemcinsin olarak bayılıyorum. Günümüzde o kadar değerli özellikler ki bunlar. Bu videoyu izleyene kadar aynı durumun içinde olduğumu fark etmemiştim. Ben kronik bir mutsuzum, hatta o kadardır tolere ediyorum ki bu mutsuzluğu artık karakterimle eşleştirir olmuşum. Pesimist insanlar da vardır diye dolanıyorum ortalarda. Ben de ankarada yaşıyorum, canın sıkılır, yeni arkadaşlar edinmek istersen, bir kahve uzağındayım🌸
Bu ortanca olayını ablamla bizde konuşuyorduk. Benimde bir ablam ve erkek kardeşim vardı. Bize yapılmayan şeyler ona yapılıyordu… bizim yapmamız gereken şeylerden o muaftı. Hala tabağını bile annem kaldırır (üniversiteye gidiyor)
“Tolerable level of permanent unhappiness” ifadesini bir TikTok’ta duymuş uçarak hemen not almıştım. Videoyu izlemeden dayanamadım yazıyorum merakla izleyeceğim.
Hiç bir zaman aşılamayacak yaşadıklarımız geriye dönüş yok ne zamanKi sizin çocuğunuz olduğunda siz farklı davrandığınizda değişecek ve gözlemlediğim benim.. arkadaşım hep derdi annem gibi olmayacağım bana yaptıklarını yapmayacağım ve yaptı o kadarda aynısı değil lakin yaptı ve bunu dile getirdi üzücü 😌
yaklaşık iki yıl önce bir ilişkimi bitirmiştim karşımdaki kişiyle birlikte olmaktan mutlu hissetmediğim için ve çocuk da herkes tarafından iyi ve hoş olarak bilinen biriydi. ben ilişkiyi bitirince ise herkes çok şaşırmıştı ve sebep olarak mutlu olmadığımı söylediğimde herkes bana 'böyle bir sebepten dolayı ilişki mi bitirilir?' deyip vicdan azabı yaşatmaya başlamıştı. ayrılırken mutlu olmama sebebim bana gayet mantıklı gelmişti fakat insanlardan böyle tepki alınca ben de hata yaptığımı düşünmeye başlamıştım. karşımdaki kişi mutsuz olduğumu biliyordu ve aynı videodaki gibi bunun bir sebep oluşturacağını tahmin etmediğini söylemişti. hatta bu kadar iyi bir çocuğu üzdüğümü söyleyerek birçok kişi bana yüklenmişti. iki yıldır bu konuda kendimi haksız görüyordum ta ki videonu izleyene kadar. ilk defa az önce bu konuda kendime haksızlık yapmamam gerektiğini fark ettim, teşekkür ederim ❤
Benim aklıma da taylor swiftin exile şarkısı geldi. Erkek solist (bon iver) neden ayrıldıklarını anlamamış, hiç bir sinyal bile vermedin derken eş zamanlı olarak taylor, sinyalleri bile görmedin, diyor. Benim de abimle aramda 4 yaş var, onun lisede arkadaşlarıyla gezmesine falan çok özeniyordum, onun yapabildiklerini yapmama engel olan şeyin yaşım değil de cinsiyetim olduğunu anlayacak yaşa geldiğimde depresyona girmiştim. Sırf penisim olmadığı için gördüğüm ayrımcılıktan o kadar bezmiştim ki cinsiyet değistirmeyi düşündüğümü hatırlıyorum.
İdareci olarak görev yaptığım yerde sosyopat bir müdür yüzünden açılan soruşturmada gelen müfettiş "neden idareci oldun ki ne gereği var?" demişti..kadınlar her alanda ikinci sınıf..
Videonun sonunda bahsettiklerini duyunca söylemeden geçmek istemedim, Nihan Kaya'nın gönderileri sosyal medyada çok sık tepki alıyor ve bence de bazen sorunlu şeyler söyleyebiliyor ama İyi Aile Yoktur kitabı bana bu konuda çok yardımcı olmuştu. Travma, yaşadığımız şeyi anlamlandıramamaktan kayanaklanıyor çoğu zaman ve ailemde maruz kaldığım birçok yanlış davranışa dair farkındalık kazandıran kitap benim için oydu Ama kitapta asıl sevdiğim şey öfke duymaya hakkımız olduğunu vurgulaması ve hayatımıza devam etmek için affetmek zorunda olduğumuz algısının aslında insana zarar verdiğini anlatmasıydı. Özet geçtiğimde pek anlam ifade etmemiş olabilir ama kitabı okuyunca bazı taşlar yerine oturuyor gerçekten. Hatta bu kitapla ilgili bir video gelse nasıl güzel olur. Senin okuyup paylaştığını gördükçe ben de bir şeyler yapmak için motive oluyorum. Seviliyorsun
o kitap benim de anlamlandıramadığım biir sürü şeyi anlamlandırmamı sağladı. İtaat ve saygının farkı, sevme eyleminin sadece bu bizim tercihimizse gerçekleşebileceği vs gerçekten iyi ki okudum.
@@yinyang6169dinden kaynaklı olarak bize hep ailemizi yaptıkları tüm psikolojik/fiziksel/finansal şiddetlerinden sonra affetmemizi isterler, eğer biz ailemizi affeder hatta onlarla tekrar iletişime geçersek o zaman her şey yine en başa döner ve yine bok gibi hissedersin. Şiddet sonrası öfke gayet normaldir, nefret edilmesi gereken insanlardan nefret etmeliyiz, affetmeyi sadece hak eden insanlar kazanmalı(mesela çocuğun yere yemek döktü veya köpeğin koltuğu ısırdı bunları affedersin) ama aileni sana yaptıkları onca şeyden sonra affetmek ancak sana zarar verir.
Öfke duymaya hakkımız olduğunu öğrenmek gerçekten faydalı. Tr’de aileler hemen “ay sen şımardın iyice” diye tepki verse de aileye sınır koyabilmek önemli.
"Taylor Swift put Travis Kelce on the map" akımı ile ilgili düşüncelerini merak ediyorum. Adamlar bu cümleyi duyunca deliriyorlar nasıl bir kadın bir erkeği ünlü yapabilir diye.
Balım podcast birden fazla insan işi, bakalım belki önümüzdeki aylar olur. Kulaklık Sony xm3 gibi bir şeydi epey zaman oldu tam aklımda değil yalan olmasın.
zaman geçirmek için açtığım bu videonun bu kadar kafama dank eder gibi bir aydınlık yaşatacağını düşünmemiştim . Bazı şeyleri bilirsiniz ama cidden oha ya harbiden dediğiniz anı çok yaşamazsınız sanki bilinçaltınızda bunun böyle olmadığına inanmak istersiniz . Bu video gözümü fazlasıyla açtı gibi oldu . Tüm toplumsal sorunlar , aile içi sıkıntılar vs hepsi özellikle bi düğün için gittiğimiz akraba ziyaretindeki muhabbetlerden sonra gözümün önünden geçti ve taşlar yerine oturdu . Bir süredir zaten sürekli kendi kendime düşünüyorum kadın erkek ilişkilerinin neden bu kadar fail olması konusunda, cevap bu yani . Biz kadınların insan olarak sayılması konusunda baya ilerledik gibi geliyor ama aslında hala eski düzenden çıkamıyor ve taş devrinde gibiyiz. Sosyal sorunlar kadınların cadı sanılıp yakılması kadar görünür bir sıkıntı değil gibi görünse de fazlasıyla kısıtlayıcı ve sancılı bir şey. Çünkü artık var olmaya çalışıyoruz . Ve karşımıza sürekli engeller çıkıp duruyor çünkü hala yönetimLer kanuLar ataerkil düzeyde devam ediyor. Zaten var olan şey çoğu kişinin özellikle erkeklerin utanmazca işine geliyor .Ve empati kumayı reddedip üç maymunu oynuyorlar.
"erkekler marstan kadınlar venüsten" kitabını psikiyatrimin ofisinde kitaplığında görmüştüm, çok üzüldüm şimdi saçma bir kitap olduğunu öğrenince. neyse kendisi dehb ile ilgili çok yardımcı oldu bana kötü düşünmek istemiyorum :(
Abla hangi şehirlisin bilmiyorum ama yakında HAK lı olacak gibisin Soran olursa Hak lıyım demelisin artık Şuan HAK olarak çok az nüfusa sahibiz Plaka belirlemedik Önerilere açığız
Dalında uzman olan bir kadın hekim tanıyorum, bilgisayarla hiç bir şey yapmayı bilmiyor'muş... 😏 Sürekli olarak 'Ben anlamıyorum' bahanesiyle bu işleri eşine paslıyor. Adam da kurum kurum kuruluyor.. Nedeni çok açık ; kadının toplumdaki saygınlığı çok yüksek ve çok daha fazla kazanıyor. Artı çok cömert ve eşi ve çocuklarını seviyor. Üstelik kadına 11 yaşında bilgisayar alınmış zaten... Kadının kendini biraz 'salak' göstermesi, yıllardır evliliğinin sürmesini sağlıyor. Adam mutlu 😏... Tercih meselesi elbette ama ben yapar mıydım sanmıyorum. 😅
Katılıyorum çoğu kadın böyle taktikler yapıyor. Erkeklerin çoğuna kendilerini önemli ve onsuz işlerini halledemezmiş gibi hissettirmek gerekiyor anladığım kadarıyla.
Dilara sana bir şey sormak istiyorum Avrupa ve Amerika’yı deneyimlediğin için ; onlarda da kadına ailesinin değer verdiği kadarcık mı değer veriliyor yoksa kadını bir birey olarak ailesinden bağımsız bir birey olarak mı görüyorlar? Zehirli bir ailem var ve görüşmek istemiyorum bunu birlikte olduğum insana söylesem ne kadar yabancı olsa da bu konuda Türk erkeği gibi mi davranır?
Kaç defa boşanmak istediğimi söyledim boşanmak istemiyor en sonunda seni istemeyen birisi ile evli kalmayı tercih et öyleyse, dedim. Çocuğumuz var diye boşamıyor.
Genel olarak kendini insanlar ile ilgili çoğu şeyden geri çekmiş, yirmi altı yaşında bir kadın olarak yazıyorum. Şu sıra gördüğüm bazı içeriklerin altındaki yorumları okuduğumda kadın-erkek kutuplaşması çok fazla dikkatimi çekmeye başladı. Videonun adını ilk gördüğümde bunun genel bir başlık olduğunu düşündüm fakat izlemeye başladıktan sonra ikili ilişkiler ile ilgili olduğunu gördüm ve yine bir genelleme ve kutuplaşma örneği oldu. Hayatta her çeşit insan var, bence öncelikle bunu kabul etmek gerekiyor. Bu kabulleniş ile birlikte de kendinizi hayatınızın merkezine koymaktan, kendinizi sevmekten ve kendinize saygı duymaktan, en önemlisi de insanlara da bunu gösterebilmekten utanmamak gerek. Bu bencillik değil, özsaygı. Ondan sonra zaten herkese hak ettiği gibi yaklaşmayı öğreniyor insan. Hayatımıza nasıl ki insanlar katabiliyorsak yine o insanları hayatımızdan çıkarabilmemiz de gerekebiliyor bazen. Üniversiteye giderken hayatımda olmayı hak etmeyen birini ben de hayatıma almıştım. Benim duygularımın onun için hiçbir öneminin olmadığını fark ettim fakat kabul etmekte zorlandım. Onun hayatından zor da olsa bir şekilde çıktıktan sonra bir daha onun gibi birini hayatıma almadım. O kişi benim için yanlış bir tercihti fakat ondan sonra erkekler böyle işte, demedim ve başka birini daha tanımaktan korkmadım. Tabi ki hemen değil, fakat kendimi iyileştirdikten, yaralarımı sardıktan sonra yeni insanlar tanımaya devam ettim. Bana değer veren, değer verebileceğim insanlar tanıdım. Kesinlikle dünyadaki tek erkek tipi bunlar değil ve çok kaliteli insanlar var. Düşündüğümüz gibi azınlıkta falan da değiller aslında. Siz kendinize iyi gelebiliyorsanız, size iyi gelecek insanları da hayatınıza çekmeye başlıyorsunuz. En azından benim tecrübelerim bana bunu gösterdi. Benim bu videoya girme sebebim ise genel anlamda bir mutsuzluk toleransı idi. Son üç senedir hayat ile ilgili genel olarak her konuda bir mutsuzluğu tolare etme çabası içerisindeyim. Ne olacak, nasıl geçecek, ne zaman bitecek.. bilmiyorum. İkili ilişkilerde nasıl ki mutsuzluğa katlanmak zorunda değilsek, hayat ile ilgili de katlanmak zorunda olmadığımız o zamanın bir an önce gelmesi dileği ile.. Çünkü kendimden kaynaklı değil, öyle olsa şimdiye çözebilirdim.
yorumunuzu okurken içim rahatladı resmen .Ben çooook fazla tecrübe dinledim ve izledim çünkü ilgimi çekti ama henüz ikili ilişkilere fazlaca maruz kalmadım öncelikle biraz kendimi geliştirmek istediğim için ve endişeleniyordum erçekten sürekli bu şekilde sorun mu yaşayacağım diye umarım dediğiniz gibi güzel insanlar azınlıkta değildir ve biz de bulabiliriz.
Videoyu izlerken o kadar sinirlendim ki anlatamam . Ne hakla ne hatle kadınları bu kadar değersizleştirebilir , bunu normalleştirmeye çalışırlar . Aklım almıyo bu kadar gerizekalılığı .
@DilaraTunes, maalesef ki kendi başına bu durumu atlatman imkansız gibi. Nacizane, Terapi almanı öneririm. Çünki bu sorun hayatın her alanında ısıtılıp-ısıtılıp önümüze çıkarılıyor. Tedavi olmak haricinde bir çaresi olduğunu zannetmiyorum.
üç kızın ortancasıyım. son videoyu çeken ablaya sonuna kadar katılıyorum. ablam evlenip gidene kadar evde benim yatağım yoktu, çekyatta yatıyordum. belki de bu sebeple üniversiteyi kazanıp devlet yurduna yerleştiğimde çok mutlu olmuştum. en azından benim yatağım olmuştu çünkü.
tolere edilebilir daimi mutsuzluk düzeyi saçmalığı kesinlikle ailede başlıyor ve erkekler de bunu ailede öğrenip kendi işlerine geldiği şekilde kullanıyor.
saçını süpürge eden anne, partnerinin duygularını umursamayan bir oğul yetiştiriyor. sonra o oğul ,eğer türkse, boşanmak isteyen karısını doğruyor. değilse kadınları şımarık olmakla suçluyor. bütün kadınlar bencil o zavallı erkeği düşünen yok falan filan.
ataerkil toplum, kadının sömürüsü üzerinde yükselen ve gelişen bir medeniyet inşa etti. bazı kadınlar da bunu çok güzel benimsedi. ben artık biri beni şımarık/bencillik/nankörlük vs. suçladığında anlıyorum ki kendimi mutlu edecek bir durum/davranış içerisindeyim ve kesinlikle buna devam etmeliyim.
Bir şey söyleyeceğim başlık tam da benim ruh halimin soru işareti olmuş.
Benim çocukluğum sırf bu konu yüzünden çok zor geçti. Tahammül edilebilir bir seviyede de değildi mutsuzluğum, hep hastalanıyordum, sürekli bağırıp kavga ediyordum. Karşılığı asla "neyin var?" sorusu olmadı, hep dalga geçtiler benimle. Yine de pes etmedim. Ablam üniye hazırlanırken benim yatağımı odadan kaldırmışlardı, bir tane şişme yatak şişirip ya odada yatıyordum ya da oturma odasına gidip koltukta uyuyordum. TV izlemek istediğim zaman babam hep kavga çıkarıyordu haber programı izleyeceğim diye, sonra tv başında horlaya horlaya uyuyakalıyordu. Para biriktirdiğim zaman annem el koyup o parayla bir şeyler alıyordu. Günlüklerimi anlamasınlar diye İngilizce yazıyordum, Türkçe'ye çevirip altına dalga geçercesine "Pis ergen" falan yazıyorlardı (kardeşlerim değil, koskoca ebeveynlerim yapıyordu bunu).
Hayatım boyunca mutsuz ve huzursuz olmam gerektiğini, asla sevilmeyeceğimi düşünüyordum. İlk kez evden ayrıldığımda üniversite için şehir değiştirmiştim. Yolda sekiz kere kusmama rağmen o gün hayatımın en huzurlu günüydü. Yüksek lisanstan sonra eve geldiğimde saçma sapan bir konudan kavga çıkardılar ben de bavulumu toplayıp şehir değiştirdim. Eve çıktım, kedi sahiplendim. Telefon açıp inşallah tutunamazsın gibi laflar ettiler. Mecburen döndüm bir sene sonra ama tavırlarını vura kıra değiştirdim. Sonunda "kendime ait bir odam" oldu, çekmeceli yatakta yatıyordum daha önce. Bağlama çalıyordum "o şeyi eve mi getireceksin?" dediler ama artık tek kelime çıkamıyor ağızlarından. Çok yüz göz olmuyorum ama yine de yerlerini biliyorlar. Diyeceğim o ki benim bu hayattan öğrendiğim bir şey varsa o da finansal özgürlük bir öz saygı iki! Finansal özgürlüğünüzü elinize alın, setinizi vura kıra çekin. Başka şansınız yok.
Bir de bana dua edin biraz daha iyi kazanayım, kedimi alıp kendi evime çıkayım
Şu an ailenle bir problemim oluştu. Allah tez vakitte onları yanına alsın
Taylor swiftin champagne problems şarkısı da tam olarak bu konuda aslında. Erkek bütün ailesi ve arkadaşları ile birlikte bir evlilik teklifi organize ediyor ama kadın teklifi “ufak tefek sebepler” yüzünden reddediyor güya.
“Ne yazık harika bi gelin olabilirdi ama kafayı kırmış” deniliyor ama kimse o ufak tefek sebepleri merak etmiyo 🤷🏻♀️
Bu tolere edilebilir mutsuzluk düzeyi nedense bana sil baştan filmini hatırlattı. Orda ana karakter olan kadın hafızasını sildiğinde erkek ona her şey yolundaydı neden yaptın gibi bir tepki vermişti. Ama kadın çok mutsuzdu ve adamda bunu görmeyecek kadar kör…gerçi görsede umursamıyordu yani insan gün içinde iki kez güldü diye mutlu olmuyor yada stabil olmak iyi bir şey değil. Herkes heyecanlandığı ait olduğu yerde ilişkide olmalı ❤
abla bu içerikleri nereden buluyorsun allah için yemin ederi hiçbir şey bu kadar ilgi çekici olamazdı
youtube önerilenler algoritması çılgın atıyor bende 🥲
aynısını erkek kardeşim yapıyor bir ismi olduğunu bilmiyordum doğrusu. her seferinde iş yaptırınca bilerek beceriksiz solü yapıyor etrafı birbirine katıyor ondan sonra annemlere acıtasyon yaparak ortadan kayboluyor. yine her şeyi ben ve ablam yapıyoruz. Orta asyada yaşadığım için de her şeyi bize yaptırıyorlar. en çok da kızlara psikolojik baskı yapılıyor ve her zor işi de bize yaptırıyorlar. Babamların yanında da güya namaz ve iman hakkında konuşup onlar gittiklerinde sabah akşam yatıyor. biz ona birşey yaptırmak isteyince ortaya en çok annem giriyor ve onu korumaya başlıyor. sanki biz ona zorbalık yapıyormuşuz gibi.. o kadar sinsi ve tembeller ki.. bir de bunu gurur duyulacak bir şeymiş gibi anlatıyorlar... kız olmaktan bıktım. Orta asyada kız olarak yaşamak daha da büyük bir işkence. yabancı dil öğrenmekte çok iyi olmama rağmen yurt dışında eğitim görmem imkansız. evlenip ebeveynlerimin yanında yaşamam gerekiyor. geleceğim de çöp. sırf farklı bir cinsiyet ile doğdum diye. kendi isteğimle de değildi kız olarak doğmak. küçükken erkek olmak isteyerek, erkek karakterlere özenerek büyüdük. çok yazık..
Bunu değiştirmemiz gerek. Kendi hayatımıza, eğitimimize kendimizi adamamız gerek. Ailemiz karşı çıksa da direnmemiz gerek. Beklentilerinin aksine iyi bir iş sahibi olup tek başıma yaşamak istiyorum. Her evlilik konu açıldığında karşı çıkmaktan yorulmuş olsamda asla onların beklentilerini karşılamayacağım. Bende senin gibi kadere boyun eğme gibi düşüncelerle kelimeler kullandım o yüzden yorulduğunu sezdim ama lütfen hayatından vaz geçme. Yurtdışı hayalinden veya istediğin birşeyden...
@@greyy343 çok teşekkürler. umarım hayalimizdeki hayatı yaşarız... en fazla ortalama şartlarda, kendi kendimize huzurlu bir hayat istiyoruz. şahsen ben sadece eğitimimi görüp normal bir işte, kendi ihtiyaçlarımı karşılayabileceğim huzurlu bir hayat istiyorum. eminim benimle aynı şartlarda büyüyenlerin isteği de bu. ve sırf böyle ortalama bir hayat için bizim diğerlerinden kat ve kat daha fazla çalışmamız gerekiyor. daha fazla baskılara boyun eğmemiz gerekiyor, gençliğimizi feda etmemiz gerekiyor. en güzel anlarımızı yaşamamız gereken, hayatımızın en önemli bu evresini başkalarına kölelik ederek geçiriyoruz. Allah sabır versin aynı sorunu yaşayan binlerce kız arkadaşlarımıza.
Ben de aynı hayatı yaşıyorum gerçekten. Ama neden onlarla aynı evde kalmak zorundasın? Bir işe girip hemen evden çık ve hepsini engelle ben öyle yapacağım şuan 18 yaşındayım üniversiteye geçip işe girince hiçbiriyle konuşmayacağım, sana da bol şanslar diliyorum ❤
Zaten içten içe bildiğim ama hiç dile getirmediğim bu şeyler birileri tarafından öyle güzel ifade ediliyor ki, kelimeler bağlamına öyle bir oturuyor ki, bu kadar bariz yanlışlıkları yüzlerce yıldır nasıl sindirebilmişiz diyorum. Sonra geçmişten bu yana kadınların, tıpkı benim şimdiye kadar yaptığım gibi, farkında olduğu halde normalleştirildiği için bunlar hakkında konuşmadığını fark ediyorum. Kalbime bıçak saplanır gibi oluyor, fiziki bir acı sanki gerçekten.
Şimdilerde kadınlar bunları her yerde konuştuğu için, hayatlarını baştan şekillendirdiği için ne kadar mutluyum anlatamam. Belki kendi hayatımda bir değişiklik olmayacak ya da acı şeyler yaşanacak ama sırf beni görerek, duyarak etkilenebilecek insanlar için bu konuları daha çok konuşacak ve hayatıma uygulayacağım. Geleceği değiştirebileceğimize inanıyorum. Çünkü bizler şimdi geçmişte kadınlar için savaşan insanlardan ilham alarak konuşabiliyoruz.
Kanalın senin deyişinle "bilelim öğrenelim" videolarıyla dolu olması ne kadar etkili tahmin bile edemezsin Dilara abla. Ne kadar çok arkadaşım, kardeşlerim ve ben senin videoların sayesinde içinde bulunduğumuz rezalet durumların veya her gün karşımıza çıkan rezil tiplerin farkında varmaya, bunlara gerektiği gibi tepki vermeye başladık anlatamam. Dünyada insanların neler konuştuğunu, neler için mücadele verdiğini öğrenmemiz de cabası.
Biliyorum ki anksiyete bozukluğu yaşayan biri olarak sen de sık sık kendine "ben şimdi ne yapıyorum ki ya" diyorsundur. Bunları niye yapıyorum ne anlamı var diye düşündüğün oluyordur. Buna verecek bir cevap bulamadığın ya da bulduğun cevabın zayıf kaldığı olursa, başkalarının hayatını ne denli kuvvetle, hem de iyi yönde, etkileyebildiğini hatırla lütfen. Bir şeyleri gösterme, idrak ettirme, değişim için cesaret verme gücüne sahip birisin. Teşekkürler.
Bir erkek olarak özfarkındalık adına güzel bir video, özellikle en sondaki kızıl abla çok haklı. Küçükken ortanca olan( :D ) kız kardeşime ailem tarafından bariz bir haksızlık yapıldığını farkettiğimde "kolayıma geldiği" için sesimi pek çıkarmadım(şu an keşke o zamanlar ailemle konuşsaymışım diyorum fakat klasik Türk aile yapısı kafasında insanlar olduğu için diyeceklerimi o zamanlar dikkate alacaklarını sanmıyorum). Şimdi geçmişe göre her ne kadar daha eşit olsakta geçmişin bıraktığı izler hem ben de hem de kız kardeşimde var maalesef.
Kanalını az önce keşfettim. Hem bir sürü şey öğrendim hem de çok keyifli vakit geçirdim. Yeni videolarını dört gözle bekliyorum.
yurtta tek başıma olup suanlik arkadaşım olmadığı için ağlarken şu video nasıl güzel denk geldi anlatamam Dilara,harikasinn💕💕
ilk zamanlar hep öyled,r bende çok agladım ama emin ol geçiçek yeni yer yeni insanlar yeni düzen ama iyi gelicek sana
@@bilgisayar9139 ayy umarım dediğin gibi olur ya yan odadaki insanların arkadaşları ile gülüsmesi çok şirin geliyor umarım bende yaşarım oda arkadaslarim ilee çok teşekkürler :")
@@jolene666Ay benim de sonradan gelmişti oda arkadaşım keşke gelmeseydi shskajhsjwd. Umarım senin çok güzel bir deneyimin olur. Baştan söyleyeyim sınırlarını iyi çiz, açık konuş. Yüz yüze bakmak zorunda kalacaksınız çirkefleşmeden iletişim kurabilmek lazım🤙🏼
@@kulinaperikeşke gözümü korkutmasaydin kizz skxnsozsk ama neysee ve cidden bende bu soylediklerini düşünüyordum çabalamak lazım böyle bir şey için yani biraz introvert bi kişiliğim yine de halletmeye calisicam umarım da halledicemm ✊🏻✊🏻
@@jolene666 Korkmaaa. Cinsiyetçilik gibi olmasın ama erkekler biraz daha anlayışsız bu konuda. Benim oda arkadaşım maç izleyip bağırıyordu ben ders çalışırken ya da ben uyurken Twitch'ten yayın izliyordu fbksufbajxjskjc
Bu benim eski kocam yav 😂😂😂 adamın normali bana psikolojik işkence ve baskı yapmaktı . Boşanma davası sirasinda beni ne kadar çok sevdiğini bunu benim çok iyi bilmem gerektiğini falan iddia etmisti. Bu arada bahsi geçen şiddet sıralaması şöyle . Psikolojik siddet ; karşımda surekli esyalari parcalar sinir krizi gecirir ve yaptığım cabaladigim hic bir seyi takdir etmezdi. Gaslight ederdi beni kendimle ilgili tum olumlu yargilarim negatifti . Ciddi anlamda cok guzel yuz hatlarim var ve bunla ilgili oyle guzel yorumlar alirdim ki aslinda ama ben aynalara bakip kendimi ucube gibi hissedip cok agladim o zamanlar. Surekli kilomu begenmeme 64 kilo ve 165 boyumla beni obez olduguma inandirdi. Ekonomik siddet sebebiyle yillarca gotume don bi tarafima ped alirken ondan kurus kurus para istemek zorundaydim kendisinin luks tuketim urunlerii teknolojik oyuncaklari varken ve ekonomik durumu oldukca iyiyken bunlari yapti. Bir kere de beni öldürmeye calisti. Yapabilecegindan degil bana boyle hissettirdi ki ondan cekinip korkayim. Neyse iste boşanmaya karar verdiğinde adam kendisinin cigerini desmisim gibi davrandı ama bana tek yapmadığı sey buydu. Bu da boyle bi anımdır
20:50 bence bu durumları aşabilmek için artık tolere etmememiz gerekli . Bu insanlar ailemiz olsa bile . Onlara tolere ettiğimizde hayatımıza giren insanlarıda tolere ederiz . Karşı çıkmaya bi yerden başlamak gerek .
bu video o kadar tuhaf hissettirdi ki bana... Icinde bulunduğum öyle net durumlar var ki üzerine düsündügümde bile yok o öyle degil diyip inkar ettigim ama icten ice "bunun böyle olmak zorunda olmadigi"ni bildigim. Farkindaliga erişmesi bile cok zor olan bir durum. Bana seyi animsatti hani bazi fotograflar var ya paylasip soruyorlar yilani bulabilir misiniz diye ama yüzlerce yaprak var orda ve yilani bulana kadar o kadar zorlaniyorsunuz ki bulsaniz da emin olamiyorsunuz su kafasi herhalde diyosunuz ama kuyrugunu secemiyorsunuz falan. Bu durum o yilani bulmaya calisirken verdigim cabaya ve yasadigim kendime olan güvensizlige benziyor
Benimde evliligim zor süreclerden gecti. Bir erkek olarak mutsuzluk düzeyim tolere edilebilir düzeyi gecince eylem olarak bütün akrabalarimi isin icine kattim. Malesef yapmasaydim esim herseyde "ben bilirim, ben hakliyim" kafasindaydi ve beni sürekli akrabalarimdan uzak tutmaya calisiyordu. Gercekten isole hayat yaşasakta sanki herkes ona karisiyor gibi davraniyordu. Kisacasi bir erkegin mutsuzluguna eyleme gecerek cözüm bulmasina katiliyorum
17 yaşındayım, Ben de oeyç serisini okuduktan sonra bir süre aileme çokça diklendim. Çünkü hayatımda yaşadım HER ŞEY o kadar mantıklı geldi ki ve HER ŞEY oraya bağlandığını fark ettim. Bir hafta kadar düzgün uyuyamadığımı da ekleyeyim. İnsanları memnun etme çabam, onları memnun etmek için kendi duygularımı emeğimi hiçe saymam, onların memnuniyeti için bu kadar tolere edici olmam, bana yapılan haksızlıklara çok kolay kırılıyor olmam ama gözümün yaşı kurumadan affetmem. Öğretmenlerimin, yaşıtlarımın ve abim ablam dediğim insanların bana sürekli yaşıma göre çok olgun olduğumu söylemesi. Asla ergen umursamazlığına ya da çocukluk neşesine sahip olamayıp tehlikeli bir sakinlik içerisinde olmam. Sorunlarımı başka insanlara anlatmak yerine "bunlar benim sorunlarım, kendi başıma çözmem gerekir" diyerek kendimi sürekli yalnızlığa itmem. Ve yine de bana hak etmediğim şekilde davranan insanları tekrar tekrar hayatıma çekip yine aynı senaryoyu yaşayıp yine de onları düzeltmeye çalışmam.
Kitabı okuyalı birkaç ay oldu, bu aylar içerisinde birçok şey değişti gibi hissediyorum. Yeni tanıştığım ve benim için çok şey ifade etmeyen insanların yanında davranışlarımı değiştirmeye çalıştım. Verdiğim kadar almayı istemeyi öğrenmeye çalıştım. Bana yanlış yapan bazı insanlara peki, hoşçakal dedim. Aynaya bakınca kendi görüntümden rahatsız olmamaya çalıştım. Hala çalışıyorum. Kendimden emin, dik durmaya çalışıyorum. Ben çabaladıkça bazı şeyler düzeldi de diyebilirim. Aile konusunda da, açıkçası bana olan tutumlarından dolayı ebeveynlerimden biri zaten yanlışlarının farkında ve pişman olduğunu kendi söyledi. Bunu yapması için psikolojik yaralarımın fiziksel yaralara dönüşmesi gerekti ama olsun. Böyle gerekiyorsa böyle olsun.(merak etmeyin kendime zarar vermeye ya da intihar etmeye çalışmadım ya da kolumu bacağımı façalamadım. Ama zihinsel yorgunluktan dolayı kendinize pek dikkat etmeyince ister istemez bazı şeyler dışarıdan fark ediliyor.) Yani zaten farkında oldukları için, sürekli yüzlerine vurmamaya çalışıyorum sadece. Ekonomimiz elverirse, hala bir gün psikolojik destek almak niyetindeyim. Bana o kitapları tanıttığın için teşekkürler. 🫶
Ne serisi olduğunu yazar mısın okumak istiyorum şimdiden teşekkür ederim
Hayatımız aynı sanırsam tek fark ben 11 yaşındayken faça atmaya başlamıştım ailemin bana davranışlarıyla anca öyle başa çıkabiliyordum, umarım bir gün ben de kurtulabilirim.
Kitabın adını açıkca söyler misin?
@@xdkankaxd5427 merhaba dün videoda zaten söylenmiş dikkat etmemiştim kitabın adı "olgunlaşmamış ebeveynlerin yetişkin çocukları"
@@xdkankaxd5427olgunlaşmamış ebeveynlerin yetişkin çocukları
@@user-ys8uy3ng1dolgunlaşmamış ebeveynlerin yetişkin çocukları
Dilara, ben şahsi yaşanmışlıklarıma dayanarak sana geçmişini atlatma konusunda tavsiye vermek istiyorum. Bundan çok da uzak olmayan bir zamanda ağır psikolojik sorunlar yaşadım ve gerçekten bazı ailevi sorunların üstesinden asla gelemeyecek gibi hissediyordum - anladığım kadarıyla seninde hissettiğin gibi - ve bu durumu atlatmam sadece kabullenmemle gerçekleşti. En son seansımda psikiyatristim bana nasıl olduğumu sorduğunda geçmişine göre daha iyi olduğumu söyledim. Psikiyatristim cavabımı duyunca hayatımda neyin değiştiğini sordu ve ben hayatımda hiçbir şeyin değişmediğini, benim bakış açımın değiştiğini söyledim. O konuma gelmek inan iki kelimeyi yan yana getirmek kadar kolay olmadı ama yaşadıklarımın bana zaman içerisinde kazandırdıklarıyla bunu öğrendim. Evet, bazı şeyler yanlış ve evet, bu değişmeli ama insanları değiştirmek, özellikle de belli bir yaşa gelmiş insanları değiştirmek neredeyse imkansız. Bu yüzden benim tutumum değişti. Beklentim eskisi gibi değil. Artık ailemden olması gerekeni istemiyorum, onların oldurabileceği kadarı yeterli. Farkettim ki ailemi suçlamak ve yaşananları sadece onlara yüklemek bir hataymış. Onlar ellerinden gelenin en iyisi yapmaya çalışsalar ve benim için yetersiz olacak olsa da, ailemi bundan daha fazla değişime zorlayamam, çünkü bu zorlama ve beklenti sadece beni üzer. Sonuç neredeyse her zaman başarısızdır. İnsanın belki de en güzel ve en kötü özelliğinden biri unutmaktır. Bazen bazı şeyleri unutmak bizi tekrarlayan hatalara sürükler, ama bazen sadece iyiliğimiz için kasıtlı unutmalıyız. Ve biliyorum bazı durumlarda bu çok zor, o vakit yapman gereken öncelikle affetmek ve ardından da unutmak. Sana hiçbir yararı olmayan kırgınlıkları içinde tutmak, hataları unutmamak sadece seni yorar. Bu sitemin, kendi içinde verdiğin bu savaşın hiçbir şeye faydası yok. İnan bana, sana yük olan o şeyleri affedip unutmak, karşı tarafa ikinci şans değil sana ikinci bir başlangıç olacak. Umarım yazdıklarım sana ve bu yorumu okuyup böyle sorunlar yaşayan insanlara iyi gelir.
Çok doğru yazmışsın. Artı olarak bana yardımcı olan bir düşünce de anne-babamın artık yaşlı sayılabilecek insanlar olduğunu farketmek oldu. Ne ben eskisi gibi çocuk değilim ne de onlar eskisi gibi dinç. Benim hayatımı yönlendirecek güce sahip olmadıklarını farketmek anksiyetemi çok azalttı. Bilinç altı hala onların tepkilerinden çekindiğimi farkettim.
Kitabı okuduktan sonra suyun dibindeki toprak havalandı ve hala bulanık. Henüz aşamadım özetle.
Bu erkekler marstan kafınlar bilmem neden zottirik kitabını bir dizide de gördüm, adam eşini aldattıktan sonra bu kitabın başlığını söyleyip erkekler böyledir vs vs dedi. Aşırı uyuz oldum gerçekten okuyup bir şeyleri kendilerine hak buluyorlar. Sonra dizide marstan gelmeyen dünyalı erkeklerle birlikte oldu kadınlar, iki kadın.
Hangi dizi
@@eminekarahan24 tam emin değilim Netflix geçmişime baktım sanırım love ft. marriage and divorce dizisiydi. Yani daha da aldatmalı bir şey izlediğimi hatırlamıyorum. Bu dizi de 3 sezondu o yüzden sahneden emin olamadım 😄 ama dizinin fragmanında tekrar bakınca yine sinirlendim kesin o uyuz adamdan çıkmıştır o cümle
@@justefsa7132 teşekkürlerr
Bu olayın sadece ilişkilerde değil her durumda olduğunu düşünüyorum. (*Not: Dilara da sonda öyle demiş sonu izlememiştim) Mesela kadınlar gerçekten mağdur oldukları bir konuda konuştuğunda (ki bu kadınların illa feminist olmasına gerek de yok random bir kadın olabilir) hemen niyeyse bir grup erkek, kadınları kötü etkileyen bu konu önemli değilmiş ve kadınlar sineye çekmeliymis gibi "hep mağduru oynuyorsunuz kudurmuşsunuz, kudurttular sizi, oh ne güzel sapladılar size, kendinizi ön planda tutuyorsunuz bu erkek düşmanlığı zart zurt" diye durumu küçümsüyor ama niyeyse bu tip erkeklere göre de kadınların onlarla sevişmemesi cok derin, acıklı, travma yaratan, intihara sürükleyen bir mevzu olabiliyor.
videoyu açarken acaba distimiden (kronik depresyon) mi bahsedecek dedim ama daha toplumsal bir konu çıktı. güzel bir video olmuş
Merhaba dilara, kanalının uzun zamandır takipçisiyim. Fikirlerinin arkasında böyle dimdik durmana ve sağlam temelli, karakterli, tutarlı olmana özellikle de bir hemcinsin olarak bayılıyorum. Günümüzde o kadar değerli özellikler ki bunlar.
Bu videoyu izleyene kadar aynı durumun içinde olduğumu fark etmemiştim. Ben kronik bir mutsuzum, hatta o kadardır tolere ediyorum ki bu mutsuzluğu artık karakterimle eşleştirir olmuşum. Pesimist insanlar da vardır diye dolanıyorum ortalarda.
Ben de ankarada yaşıyorum, canın sıkılır, yeni arkadaşlar edinmek istersen, bir kahve uzağındayım🌸
Bu ortanca olayını ablamla bizde konuşuyorduk. Benimde bir ablam ve erkek kardeşim vardı. Bize yapılmayan şeyler ona yapılıyordu… bizim yapmamız gereken şeylerden o muaftı. Hala tabağını bile annem kaldırır (üniversiteye gidiyor)
“Tolerable level of permanent unhappiness” ifadesini bir TikTok’ta duymuş uçarak hemen not almıştım. Videoyu izlemeden dayanamadım yazıyorum merakla izleyeceğim.
Hiç bir zaman aşılamayacak yaşadıklarımız geriye dönüş yok ne zamanKi sizin çocuğunuz olduğunda siz farklı davrandığınizda değişecek ve gözlemlediğim benim.. arkadaşım hep derdi annem gibi olmayacağım bana yaptıklarını yapmayacağım ve yaptı o kadarda aynısı değil lakin yaptı ve bunu dile getirdi üzücü 😌
abla sen nasil 34 yasindasin ? en fazla 24 25 gosteriyorsun. buna asiri derecede sasirdim
ekşicilerin kanıyla beslenen bir vampirim beybisu :)
Ayy bende şok oldum hayır kabul etmiyorum yaaaa
"Turkiye de yasamak tolere edilir daimi mutsuzluga dayanmak zorunlulugu" cumlesi beni vurdu...
yaklaşık iki yıl önce bir ilişkimi bitirmiştim karşımdaki kişiyle birlikte olmaktan mutlu hissetmediğim için ve çocuk da herkes tarafından iyi ve hoş olarak bilinen biriydi. ben ilişkiyi bitirince ise herkes çok şaşırmıştı ve sebep olarak mutlu olmadığımı söylediğimde herkes bana 'böyle bir sebepten dolayı ilişki mi bitirilir?' deyip vicdan azabı yaşatmaya başlamıştı. ayrılırken mutlu olmama sebebim bana gayet mantıklı gelmişti fakat insanlardan böyle tepki alınca ben de hata yaptığımı düşünmeye başlamıştım. karşımdaki kişi mutsuz olduğumu biliyordu ve aynı videodaki gibi bunun bir sebep oluşturacağını tahmin etmediğini söylemişti. hatta bu kadar iyi bir çocuğu üzdüğümü söyleyerek birçok kişi bana yüklenmişti. iki yıldır bu konuda kendimi haksız görüyordum ta ki videonu izleyene kadar. ilk defa az önce bu konuda kendime haksızlık yapmamam gerektiğini fark ettim, teşekkür ederim ❤
İyi bir insan bulmanın kolay bir şey olmadığını düşündükleri için.
Benim aklıma da taylor swiftin exile şarkısı geldi. Erkek solist (bon iver) neden ayrıldıklarını anlamamış, hiç bir sinyal bile vermedin derken eş zamanlı olarak taylor, sinyalleri bile görmedin, diyor.
Benim de abimle aramda 4 yaş var, onun lisede arkadaşlarıyla gezmesine falan çok özeniyordum, onun yapabildiklerini yapmama engel olan şeyin yaşım değil de cinsiyetim olduğunu anlayacak yaşa geldiğimde depresyona girmiştim. Sırf penisim olmadığı için gördüğüm ayrımcılıktan o kadar bezmiştim ki cinsiyet değistirmeyi düşündüğümü hatırlıyorum.
İdareci olarak görev yaptığım yerde sosyopat bir müdür yüzünden açılan soruşturmada gelen müfettiş "neden idareci oldun ki ne gereği var?" demişti..kadınlar her alanda ikinci sınıf..
Videonun sonunda bahsettiklerini duyunca söylemeden geçmek istemedim, Nihan Kaya'nın gönderileri sosyal medyada çok sık tepki alıyor ve bence de bazen sorunlu şeyler söyleyebiliyor ama İyi Aile Yoktur kitabı bana bu konuda çok yardımcı olmuştu. Travma, yaşadığımız şeyi anlamlandıramamaktan kayanaklanıyor çoğu zaman ve ailemde maruz kaldığım birçok yanlış davranışa dair farkındalık kazandıran kitap benim için oydu Ama kitapta asıl sevdiğim şey öfke duymaya hakkımız olduğunu vurgulaması ve hayatımıza devam etmek için affetmek zorunda olduğumuz algısının aslında insana zarar verdiğini anlatmasıydı. Özet geçtiğimde pek anlam ifade etmemiş olabilir ama kitabı okuyunca bazı taşlar yerine oturuyor gerçekten. Hatta bu kitapla ilgili bir video gelse nasıl güzel olur. Senin okuyup paylaştığını gördükçe ben de bir şeyler yapmak için motive oluyorum. Seviliyorsun
o kitap benim de anlamlandıramadığım biir sürü şeyi anlamlandırmamı sağladı. İtaat ve saygının farkı, sevme eyleminin sadece bu bizim tercihimizse gerçekleşebileceği vs gerçekten iyi ki okudum.
bu affetmek zorunda olduğumuz algısının insana zarar ermesi hakkında biraz anlatabilir misin merak ettim
@@yinyang6169dinden kaynaklı olarak bize hep ailemizi yaptıkları tüm psikolojik/fiziksel/finansal şiddetlerinden sonra affetmemizi isterler, eğer biz ailemizi affeder hatta onlarla tekrar iletişime geçersek o zaman her şey yine en başa döner ve yine bok gibi hissedersin. Şiddet sonrası öfke gayet normaldir, nefret edilmesi gereken insanlardan nefret etmeliyiz, affetmeyi sadece hak eden insanlar kazanmalı(mesela çocuğun yere yemek döktü veya köpeğin koltuğu ısırdı bunları affedersin) ama aileni sana yaptıkları onca şeyden sonra affetmek ancak sana zarar verir.
Öfke duymaya hakkımız olduğunu öğrenmek gerçekten faydalı. Tr’de aileler hemen “ay sen şımardın iyice” diye tepki verse de aileye sınır koyabilmek önemli.
@@maytemmz25 aynen öyle kardeşim. Öfke de mutlu olmak gibi bir duygudur, "negatif" bir duygu değildir.
iki kanalının da içeriklerini çok beğeniyorum
Ben de şuan Türkiye'de yaşama daimi mutsuzluğunu tölere ediyorum. Bir şekilde gidebilirim ama korkuyorum.
Ne kadar samimi duzgun bir durusun var ya
"normalleştirilen" sorunlardan biri daha.
son kısım beni parçaladı, ben de aşamıyorum
"Taylor Swift put Travis Kelce on the map" akımı ile ilgili düşüncelerini merak ediyorum. Adamlar bu cümleyi duyunca deliriyorlar nasıl bir kadın bir erkeği ünlü yapabilir diye.
Son içerik bükücü Dilara. Bu içeriği senden başkası kesfedemezdi❤️❤️🐈🐈
Diloș podcast çeksen tepe tepe izlerim, bir de kulaklığın modeli nedir acaba??
Balım podcast birden fazla insan işi, bakalım belki önümüzdeki aylar olur. Kulaklık Sony xm3 gibi bir şeydi epey zaman oldu tam aklımda değil yalan olmasın.
zaman geçirmek için açtığım bu videonun bu kadar kafama dank eder gibi bir aydınlık yaşatacağını düşünmemiştim . Bazı şeyleri bilirsiniz ama cidden oha ya harbiden dediğiniz anı çok yaşamazsınız sanki bilinçaltınızda bunun böyle olmadığına inanmak istersiniz . Bu video gözümü fazlasıyla açtı gibi oldu . Tüm toplumsal sorunlar , aile içi sıkıntılar vs hepsi özellikle bi düğün için gittiğimiz akraba ziyaretindeki muhabbetlerden sonra gözümün önünden geçti ve taşlar yerine oturdu . Bir süredir zaten sürekli kendi kendime düşünüyorum kadın erkek ilişkilerinin neden bu kadar fail olması konusunda, cevap bu yani . Biz kadınların insan olarak sayılması konusunda baya ilerledik gibi geliyor ama aslında hala eski düzenden çıkamıyor ve taş devrinde gibiyiz. Sosyal sorunlar kadınların cadı sanılıp yakılması kadar görünür bir sıkıntı değil gibi görünse de fazlasıyla kısıtlayıcı ve sancılı bir şey. Çünkü artık var olmaya çalışıyoruz . Ve karşımıza sürekli engeller çıkıp duruyor çünkü hala yönetimLer kanuLar ataerkil düzeyde devam ediyor. Zaten var olan şey çoğu kişinin özellikle erkeklerin utanmazca işine geliyor .Ve empati kumayı reddedip üç maymunu oynuyorlar.
O ney gardaş!?
"erkekler marstan kadınlar venüsten" kitabını psikiyatrimin ofisinde kitaplığında görmüştüm, çok üzüldüm şimdi saçma bir kitap olduğunu öğrenince. neyse kendisi dehb ile ilgili çok yardımcı oldu bana kötü düşünmek istemiyorum :(
maria okusun bize anlatsın.
evtt çok merak ettim umarım inceler şu an incelediği pek sarmadı beni zaten@@DilaraTunes
Dilara abla rujun markası ve numarasını ne ruj rengi seçimin çok güzel 🥹
Videonun sonunda söylediklerinden sonra gelip sarılmak istedim
Muhteşem bir video olmuş son 2 yıldır yaşadıklarımın açıklaması resmen.
15:26 Bu beyefendinin hesabı nedir? Rica etsem paylaşabilir misin?
diline sağlık kızım.
Tam üniversiteye gidicekken iyi geldi❤❤
Abla hangi şehirlisin bilmiyorum ama yakında HAK lı olacak gibisin Soran olursa Hak lıyım demelisin artık Şuan HAK olarak çok az nüfusa sahibiz Plaka belirlemedik Önerilere açığız
Yaşandı...
Bu benim genel ruh halim: mutsuzum ama tolere edilebilir bir mutsuzluk
Vallahi ben her şeyde çok çabul stres yapan biriyim, stres yapınca da midem bulanıyor ve tüm huzurum bozuluyor.
ilişkimde böyle bir durumun içinde olduğumu fark ettim
Bu ülkede bu şartlar altında yaşamak da bence tolere edilebilir daimi mutsuzluğa giriyor gibi
Dalında uzman olan bir kadın hekim tanıyorum, bilgisayarla hiç bir şey yapmayı bilmiyor'muş... 😏 Sürekli olarak 'Ben anlamıyorum' bahanesiyle bu işleri eşine paslıyor. Adam da kurum kurum kuruluyor.. Nedeni çok açık ; kadının toplumdaki saygınlığı çok yüksek ve çok daha fazla kazanıyor. Artı çok cömert ve eşi ve çocuklarını seviyor. Üstelik kadına 11 yaşında bilgisayar alınmış zaten... Kadının kendini biraz 'salak' göstermesi, yıllardır evliliğinin sürmesini sağlıyor. Adam mutlu 😏... Tercih meselesi elbette ama ben yapar mıydım sanmıyorum. 😅
Katılıyorum çoğu kadın böyle taktikler yapıyor. Erkeklerin çoğuna kendilerini önemli ve onsuz işlerini halledemezmiş gibi hissettirmek gerekiyor anladığım kadarıyla.
Dilara sana bir şey sormak istiyorum Avrupa ve Amerika’yı deneyimlediğin için ; onlarda da kadına ailesinin değer verdiği kadarcık mı değer veriliyor yoksa kadını bir birey olarak ailesinden bağımsız bir birey olarak mı görüyorlar? Zehirli bir ailem var ve görüşmek istemiyorum bunu birlikte olduğum insana söylesem ne kadar yabancı olsa da bu konuda Türk erkeği gibi mi davranır?
Taylor Swift Joe Alwayn ilişkisinin özeti bu ya. (You're Losing Me'nin analizinde tamamı var)
başlığı görünce ilişkiden çok iş ve ülke şartları ile alakalı zannettim tolere edilebilirin sınırındayım
20:00 hangi kitap acillll
bende asamiyorum, nasil asacagimi da bilmiyorum
bu ilk izledigimiz kırk yaşındaki ablamızın videosunun orijinaline nereden ulaşabilirim kadının hesabını falan bilen var mı
Kaç defa boşanmak istediğimi söyledim boşanmak istemiyor en sonunda seni istemeyen birisi ile evli kalmayı tercih et öyleyse, dedim. Çocuğumuz var diye boşamıyor.
Yani benim mutsuzluğum tolore ediliyor onun gözünde.
Genel olarak kendini insanlar ile ilgili çoğu şeyden geri çekmiş, yirmi altı yaşında bir kadın olarak yazıyorum. Şu sıra gördüğüm bazı içeriklerin altındaki yorumları okuduğumda kadın-erkek kutuplaşması çok fazla dikkatimi çekmeye başladı. Videonun adını ilk gördüğümde bunun genel bir başlık olduğunu düşündüm fakat izlemeye başladıktan sonra ikili ilişkiler ile ilgili olduğunu gördüm ve yine bir genelleme ve kutuplaşma örneği oldu. Hayatta her çeşit insan var, bence öncelikle bunu kabul etmek gerekiyor. Bu kabulleniş ile birlikte de kendinizi hayatınızın merkezine koymaktan, kendinizi sevmekten ve kendinize saygı duymaktan, en önemlisi de insanlara da bunu gösterebilmekten utanmamak gerek. Bu bencillik değil, özsaygı. Ondan sonra zaten herkese hak ettiği gibi yaklaşmayı öğreniyor insan. Hayatımıza nasıl ki insanlar katabiliyorsak yine o insanları hayatımızdan çıkarabilmemiz de gerekebiliyor bazen. Üniversiteye giderken hayatımda olmayı hak etmeyen birini ben de hayatıma almıştım. Benim duygularımın onun için hiçbir öneminin olmadığını fark ettim fakat kabul etmekte zorlandım. Onun hayatından zor da olsa bir şekilde çıktıktan sonra bir daha onun gibi birini hayatıma almadım. O kişi benim için yanlış bir tercihti fakat ondan sonra erkekler böyle işte, demedim ve başka birini daha tanımaktan korkmadım. Tabi ki hemen değil, fakat kendimi iyileştirdikten, yaralarımı sardıktan sonra yeni insanlar tanımaya devam ettim. Bana değer veren, değer verebileceğim insanlar tanıdım. Kesinlikle dünyadaki tek erkek tipi bunlar değil ve çok kaliteli insanlar var. Düşündüğümüz gibi azınlıkta falan da değiller aslında. Siz kendinize iyi gelebiliyorsanız, size iyi gelecek insanları da hayatınıza çekmeye başlıyorsunuz. En azından benim tecrübelerim bana bunu gösterdi. Benim bu videoya girme sebebim ise genel anlamda bir mutsuzluk toleransı idi. Son üç senedir hayat ile ilgili genel olarak her konuda bir mutsuzluğu tolare etme çabası içerisindeyim. Ne olacak, nasıl geçecek, ne zaman bitecek.. bilmiyorum. İkili ilişkilerde nasıl ki mutsuzluğa katlanmak zorunda değilsek, hayat ile ilgili de katlanmak zorunda olmadığımız o zamanın bir an önce gelmesi dileği ile.. Çünkü kendimden kaynaklı değil, öyle olsa şimdiye çözebilirdim.
yorumunuzu okurken içim rahatladı resmen .Ben çooook fazla tecrübe dinledim ve izledim çünkü ilgimi çekti ama henüz ikili ilişkilere fazlaca maruz kalmadım öncelikle biraz kendimi geliştirmek istediğim için ve endişeleniyordum erçekten sürekli bu şekilde sorun mu yaşayacağım diye umarım dediğiniz gibi güzel insanlar azınlıkta değildir ve biz de bulabiliriz.
13.00 dan sonraki mevzu onda on
Bende sans olsaydi anamdan erkek dogardim derdim hep. Cidden dogru
Yaralarımızı kaşıyon :(
Videoyu izlerken o kadar sinirlendim ki anlatamam . Ne hakla ne hatle kadınları bu kadar değersizleştirebilir , bunu normalleştirmeye çalışırlar . Aklım almıyo bu kadar gerizekalılığı .
@DilaraTunes, maalesef ki kendi başına bu durumu atlatman imkansız gibi. Nacizane, Terapi almanı öneririm. Çünki bu sorun hayatın her alanında ısıtılıp-ısıtılıp önümüze çıkarılıyor. Tedavi olmak haricinde bir çaresi olduğunu zannetmiyorum.
🕷...
Videoları izlerken arada durdur bir şeyler ekle sonra devam et. Edit işi çıkarır biraz ama en azından izleyici sıkılmaz ana hedef de bu zaten.
başlığı okuyup gelince ben:
th-cam.com/video/ZrmIqbQ8tH0/w-d-xo.htmlsi=j-7uptzm768ORQTz&t=86
videolarını çok seviyorum dilara ❤
son videodaki ablayi çok relate ledim maalesef