MİLLETLER CEMİYETİ Neden Başarısız Oldu? Nasıl Doğdu ve Öldü? Bir Dünya Devletine Gerek Var mı 2/7

11 Kasım 1918 tarihinde dünyanın büyük bölümünde bir bayram havası vardı. Tam dört yıl süren, dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük savaşın bitişini ilan ediyordu bu savaş çünkü. İkinci Dünya Savaşı çıkana kadar dünyanın Birinci Dünya Savaşı olarak değil, Büyük Savaş olarak andığı o büyük savaş bitmişti ve artık barış dönemi başlıyordu. İnsanlar sevinçle sokaklarda dans ediyor, herkes yeni başlayacak günlerin tadını çıkarmaya çalışıyordu.
Oysa karar alıcılar düzeyinde hiç de olumlu bir hava yoktu. Savaş öylesine büyük olmuştu ki, kazanan taraftaki ülkeler bile muazzam zarar görmüşlerdi. Endüstri devrimi sonrası savaşlar büyük bir ateş gücü ile yapılıyordu ve dört yıl boyunca bu kadar büyük bir ateş gücüne karşı savaşmak, savaşı kazanmış olsanız bile yıkım demekti.
İşte tam da bu nedenle sistemin yeniden düzenlenmesinde çok karışık bir çıkar çatışması vardı. Çok farklı dünya vizyonuna sahip olan aktörler sistemi kendi istedikleri yöne çekebilmek için farklı önerilerde bulunuyorlardı. Yani savaşla beraber eski sistem ortadan kalkmıştı, evet, ama yerine ne geleceğini ise savaş bittiğinde henüz kimse bilmiyordu.
Büyük İtalyan düşünür Antonio Gramsci bu durumu “eski öldü, yeni doğamıyor” diyerek özetleyecekti.
İşte böylesi bir arka planın ışığında, 18 Ocak 1919 yılında Paris Barış Konferansları başladı. Bu konferanslarda, silahsızlanma gibi çok iddialı hedefler, self determinasyon gibi savaş sonrası dönemi şekillendirecek ilkeler ve bir uluslararası örgütün kurulması gibi kurumsallaşma önerileri tartışıldı. İşte bu son öneri, savaş sonrası döneme damgasını vuracak ve dünyanın sistemi düzenleyen ilk kurumsal yapısını ortaya çıkaracaktı. Yani bugünün Birleşmiş Milletler örgütünün atası, ilk örneği diyebileceğimiz Milletler Cemiyeti’ni.
Ve bugün adını pek de anmadığımız bu örgüt bize uluslararası ilişkilerin mantığı hakkında o kadar çok ders veriyor ki, Birleşmiş Milletler’in mantığını anlamak için de, ulus devletlerden oluşan bir dünyada anarşinin hangi şartlarda var olduğunu anlamak için de, bunu çözmek için gösterilen çabaların mevcut anarşik yapıda neden tıkandığını anlamak için de Milletler Cemiyeti’ni inceleyebiliriz. O zaman hadi örgütün mantığına bakalım.
Dr. Hasan Deniz Pekşen, bu videoda aşağıdaki soruları ele alıyor:
Birinci Dünya Savaşı sonrasında nasıl bir uluslararası sistem kuruldu?
Paris Barış Konferansı nasıl sonuçlandı?
Wilson'un 14 Prensibi Milletler Cemiyeti'ni nasıl etkiledi?
Milletler Cemiyeti neden başarısız oldu?
Birleşmiş Milletler Milletler Cemiyeti'nin başarısızlığından hangi dersleri alarak kuruldu?
#uluslararasıilişkiler #birleşmişmilletler

[@selingenlik2726]

çok açıklayıcı ve faydalı bir video teşekkürler

Fayda sağlamasına sevindim. 😊

[@hanimkurumlu]

Sizin videolarınızı geç fark etmiş olabilirim ama herbirini pür dikkat dinliyorum. Emekleriniz için teşekkür ederim 🙏

İlginiz için ben teşekkür ederim. Faydalı oluyorsa ne mutlu bana!

[@evrengullupunar]

Harika bir video umarım video atmayı Bırakmazsınız ❤❤❤

Çok teşekkür ederim; bu yorumu görüp bırakmam mümkün değil zaten 🤗

[@sinaneren4838]

Hocam millet cemiyetinin sözleşmesi maddeleri hakkında video kaynak var mı?

Bildiğim kadarıyla yok maalesef..

[@eventuallybenefits.]

Tane tane ve cok acik anlatmisiniz teşekkürler ❤❤❤❤

Faydalı olduysa ne mutlu bana😊

[@eventuallybenefits.]

@ kesinliklee oldu☺️☺️☺️

[@timurkutlu725]

bu konu hakkında yarın sınava gireceğim bana gerçekten çok yardımcı oldu bu video

Başarılar diliyorum.

[@meiterumi2034]

Çok iyi