Editör "şunu diyebilir miyiz" diye her lafa dalışında içimden bir çığlık yükseliyor. "DEME! GÖZÜNÜ SEVEYİM BİR ŞEY DEME." Kardeşim hiç mi önceki yorumlara bakmadın?
Şu Beytullah çakır denen adam yalnızca kendini göstermek maksadıyla konuşuyor ve akışı çok kötü etkiliyor mümkünse bundan sonra yapılacak programlarda editörlük yapmaya devam etsin.
Teoman Duralı : “Tarihteki imparatorlukların yüzde doksanı imperlayist değildir. Osmanlı devletinin de imperyalistlikle uzaktan yakından alakası yoktur”
zaten coğrafi keşiflerden ve endüstri devriminden önce geçim odaklı bir ekonomi var, genel olarak insanlar anca üretiyorlar anca tüketiyorlar anca geçiniyorlar. onları da sömürsen ya açlarından ölürler ya da senin memleketine göç etmek durumunda kalırlar, memleketini elinden alırlar öyle başına bela olurlar. endüstri devrimiyle birlikde ise ürün odaklı tüketim odaklı ekonomiye geçilmişdir. modern dönemde insanlara önce tüketmeleri öğretilmişdir. tüketilmediği takdir de üretmenin de bir anlamı yokdur, üretilmediği takdirde de hammaddeler üzerinde savaşların bir anlamı olmayacakdır. tüketmesen neyi niye üreteceksin, hammaddeleri ne yapacaksın. tabiki insanlar hallice üretiyorlar, hallice tüketiyorlar, iktisadi stratejik planlar her zaman ön planda ama modern dönem ve sömürgecilik başka bir hikaye. işin içine darwinler giriyor, gelişmiş milletler gelişmemiş olanlara dilediğini yaparlar onları diledikleri gibi kullanırlar üstelik bunları onların iyiliği için yaparlar deniyor. zulüm artık izah edilir gerekçelendirilebilir hale geliyor. tüketim ve üretim başka boyutlara geliyor, insana yeni modeller dizayn ediliyor, bunlar hedef gösteriliyor, karşılanamayan beklentiler beklenti ufuklarına havale ediliyor, insana neyi arzu etmesi gerektiği bile telkin ediliyor öğretiliyor. sen bunu istemelisin deniyor herkes aynı şeyi istiyor, bunu sevmelisin bu olmalısın deniyor herkesde aynı hayalleri kuruyor. kimse kim olduğunun muradının ne olduğunun farkında bile değil vesaire vesaire
aslında kapitülasyonlarda böyle değerlendirilebilecekdir.osmanlılar zamanında geçim odaklı pazarlar vardır ve bir malın ihrac edilmesi demek, iç piyasada kıtlık anlamına geliyordu. ayrıca geniş coğrafyada her bölge eşit verimlilikde de değildi. dolayısıyla kuzeyden güneye gittikce verimlilik azalmakda ve ulaşım masrafları bir ürünün maliyetini katlamaktaydı. dolayısıyla osmanlı bir ürünü önce kendi çevresinde, sonra kendi içerisinde tüketmeyi uygun görmüşdür. ayrıca osmanlının zihniyeti malın iyisini kendilerinin tüketmelerini öngörüyordu. bugünkü gibi birinci kalite made in turkeylere iç pazarda ulaşılamaması gibi bir durum yokdu. hal böyle olunca ithalata ihracattan daha fazla önem veriliyordu. öngörülebilir büyüme, ürün odaklı pazar daha dünün hikayesidir. osmanlı için geçim odaklı ekonomide ihracat demek kıtlık demekdi. ayrıca osmanlı bir ürünü ihraç edeceği zaman o ürüne yabancı tüccarların veya yabancı devletlerin yapacakları zamların kendilerine bir faydası olmayacağını söylüyor ve zammı kendileri koyuyorlardı, kazanırsak biz kazanalım diyorlardı. ithalatta ise bir ürünün ucuzluğunun kendi halkına yarayacağını düşünüyordu. dolayısıyla ihracat vergileri, ithalat vergilerinden daha fazla oluyordu.
canım hocam. Allah razı olsun. cennetle şereflendirilenlerden olursunuz inşallah.
Prof. Dr. Ş. Teoman Duralı’ya Allah’tan rahmet diliyorum, mekanı cennet, makamı âli, ruhu şâd olsun.
El-Fâtiha.
Degerli TRT 2 yapimcilari, lutfen sureyi uzatin en az bir bucuk saat olmasini istirham ediyoruz. Tesekkurler
Hocam izledikçe daha çok keyif alıyorum alışkanlık oldu.
Bu programın hiç bitmesini istemiyorum...
Hocsmdan Allah razı olsun. Mekanı cennet olsun inşallah.
Teoman hocanın, sürekli, önümüzdeki dersler için, ömrünün yetmeyeceğini söylemesi... 😔
Editör "şunu diyebilir miyiz" diye her lafa dalışında içimden bir çığlık yükseliyor. "DEME! GÖZÜNÜ SEVEYİM BİR ŞEY DEME." Kardeşim hiç mi önceki yorumlara bakmadın?
Bu ders harika idi Hocam Allah Razı olsun.
Bir yerin şartlarına uygun tedbir almadığın vakit. Orayı perişan ediyorsun. / 6 Şubat
Şu Beytullah çakır denen adam yalnızca kendini göstermek maksadıyla konuşuyor ve akışı çok kötü etkiliyor mümkünse bundan sonra yapılacak programlarda editörlük yapmaya devam etsin.
⛵️
34.00 - inavosyon icat
45.00 - devletsiz kalmayalım
👍👍👍
Teoman Duralı : “Tarihteki imparatorlukların yüzde doksanı imperlayist değildir. Osmanlı devletinin de imperyalistlikle uzaktan yakından alakası yoktur”
zaten coğrafi keşiflerden ve endüstri devriminden önce geçim odaklı bir ekonomi var, genel olarak insanlar anca üretiyorlar anca tüketiyorlar anca geçiniyorlar. onları da sömürsen ya açlarından ölürler ya da senin memleketine göç etmek durumunda kalırlar, memleketini elinden alırlar öyle başına bela olurlar. endüstri devrimiyle birlikde ise ürün odaklı tüketim odaklı ekonomiye geçilmişdir. modern dönemde insanlara önce tüketmeleri öğretilmişdir. tüketilmediği takdir de üretmenin de bir anlamı yokdur, üretilmediği takdirde de hammaddeler üzerinde savaşların bir anlamı olmayacakdır. tüketmesen neyi niye üreteceksin, hammaddeleri ne yapacaksın. tabiki insanlar hallice üretiyorlar, hallice tüketiyorlar, iktisadi stratejik planlar her zaman ön planda ama modern dönem ve sömürgecilik başka bir hikaye. işin içine darwinler giriyor, gelişmiş milletler gelişmemiş olanlara dilediğini yaparlar onları diledikleri gibi kullanırlar üstelik bunları onların iyiliği için yaparlar deniyor. zulüm artık izah edilir gerekçelendirilebilir hale geliyor. tüketim ve üretim başka boyutlara geliyor, insana yeni modeller dizayn ediliyor, bunlar hedef gösteriliyor, karşılanamayan beklentiler beklenti ufuklarına havale ediliyor, insana neyi arzu etmesi gerektiği bile telkin ediliyor öğretiliyor. sen bunu istemelisin deniyor herkes aynı şeyi istiyor, bunu sevmelisin bu olmalısın deniyor herkesde aynı hayalleri kuruyor. kimse kim olduğunun muradının ne olduğunun farkında bile değil vesaire vesaire
aslında kapitülasyonlarda böyle değerlendirilebilecekdir.osmanlılar zamanında geçim odaklı pazarlar vardır ve bir malın ihrac edilmesi demek, iç piyasada kıtlık anlamına geliyordu. ayrıca geniş coğrafyada her bölge eşit verimlilikde de değildi. dolayısıyla kuzeyden güneye gittikce verimlilik azalmakda ve ulaşım masrafları bir ürünün maliyetini katlamaktaydı. dolayısıyla osmanlı bir ürünü önce kendi çevresinde, sonra kendi içerisinde tüketmeyi uygun görmüşdür. ayrıca osmanlının zihniyeti malın iyisini kendilerinin tüketmelerini öngörüyordu. bugünkü gibi birinci kalite made in turkeylere iç pazarda ulaşılamaması gibi bir durum yokdu. hal böyle olunca ithalata ihracattan daha fazla önem veriliyordu. öngörülebilir büyüme, ürün odaklı pazar daha dünün hikayesidir. osmanlı için geçim odaklı ekonomide ihracat demek kıtlık demekdi. ayrıca osmanlı bir ürünü ihraç edeceği zaman o ürüne yabancı tüccarların veya yabancı devletlerin yapacakları zamların kendilerine bir faydası olmayacağını söylüyor ve zammı kendileri koyuyorlardı, kazanırsak biz kazanalım diyorlardı. ithalatta ise bir ürünün ucuzluğunun kendi halkına yarayacağını düşünüyordu. dolayısıyla ihracat vergileri, ithalat vergilerinden daha fazla oluyordu.
11:58 ...
Mücahid Allah'ını seversen tabii ki lafını unut.Çalış bunun için.Olmuyor bak.Allah aşkına..
Böyle videolar az izleniyor ya, yazık gercekten
Dileyen bu ilmi alır. Zora talipli de az oluyor. Bugün az gibi görünse de ömrü uzun etkisi kalıcı olacaktır. Allah uzun ömür versin hocama.