EN AZINDAN 15 GÜNDE BİR MUTLAKA DİNLENMELİ !!! (İhlas Risalesi-20.Lem'a, İhlas Hakkında,Bediüzzaman)

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 28 ม.ค. 2025

ความคิดเห็น •

  • @cumamercimek7342
    @cumamercimek7342 4 ปีที่แล้ว +3

    Muhteşem üstadımız dan okuyandan dinleyenden Allah razı olsun

  • @vedatdemirer8672
    @vedatdemirer8672 4 ปีที่แล้ว +3

    Allah bütün müslümanlara ihlâsı kazanmayı nasip etsin inşallah

  • @virginmary2027
    @virginmary2027 4 ปีที่แล้ว +4

    Allah razi olsun kulagimin ve gonlumun pasi silindi. Rabbim hepimize hakiki ihlasi nasip etsin. Kardesim sizlerden bir ricam var oglum ahmedim cumartesi gunu sinava girecek lgs sinavi hem bu dunyalik sinavi hem de kulluk sinavinda basarili olmasi icin dua eder misiniz. Hassaten 2.5 yasindaki otistik teshisi konan torunumun sifa bulmasi anne ve babasi icin cok zor bir imtihan olmamasi icin de dua rica ediyorum. Allaha emanet olun.

  • @fahrettinhaktanr9649
    @fahrettinhaktanr9649 4 ปีที่แล้ว +6

    ALLAH RAZI OLSUN GAYRETLARINIZIN D3VAMINI TEMENNİ EDERIM ZIRA RISALE İ NUR ŞERLERİN DEF İNE VESILEDİR

  • @ibrahimarioz2575
    @ibrahimarioz2575 4 ปีที่แล้ว +5

    Allah razı olsun

  • @mnrpkmzc4065
    @mnrpkmzc4065 4 ปีที่แล้ว +2

    Allahım butunkardeslerimizi ihlaslı kullarından eylesin amin

  • @huseyinuzun502
    @huseyinuzun502 4 ปีที่แล้ว +3

    Allah c.c cumlemize gercek ihlasi kazanmayi nasip etsin

  • @nbanba9033
    @nbanba9033 2 ปีที่แล้ว

    Saygı ve Dua ile 😔

  • @hulyaakarcelik5741
    @hulyaakarcelik5741 4 ปีที่แล้ว +3

    Rabbim sizlerden razı olsun.

  • @burhansivri1203
    @burhansivri1203 4 ปีที่แล้ว +4

    Allah razi olsun

  • @talhaturkosmanli
    @talhaturkosmanli 4 ปีที่แล้ว +7

    Aynen hey gidi günler çam agaçlarin altinda sohbetlerimiz eyy nankör nefsim

  • @arzuunal1466
    @arzuunal1466 4 ปีที่แล้ว +2

    🌹

  • @suzanturkmen4798
    @suzanturkmen4798 4 ปีที่แล้ว +2

    💕💕🌹🌹🌹💕💕

  • @brighttuba8277
    @brighttuba8277 4 ปีที่แล้ว +2

    🌷❤️🌹

  • @Karapapakl
    @Karapapakl ปีที่แล้ว

    Fon müziğini nasıl ulaşabilirim acaba?

  • @ertekinkrk4534
    @ertekinkrk4534 3 ปีที่แล้ว

    Tarikat ve hakikat yolu , ölümü zikretmek konusu her ikiside hayal yolu ile aradaki farkı söyleyebilirmisiniz.

  • @mervekorkmaz8317
    @mervekorkmaz8317 4 ปีที่แล้ว +2

    S.a fon muzik ismini öğrenebilirmiyim ...

    • @PIRLANTA_SOZLER
      @PIRLANTA_SOZLER  4 ปีที่แล้ว

      Buyrun burdan dinleyebilirsiniz
      th-cam.com/video/8mW85DSw1_A/w-d-xo.html

    • @mervekorkmaz8317
      @mervekorkmaz8317 4 ปีที่แล้ว +1

      Cok teşekkür ederim

  • @berkaysarica26
    @berkaysarica26 4 ปีที่แล้ว

    Bazı kelimeleri değiştirme sebebiniz ne ?

  • @SENATORSN
    @SENATORSN 7 หลายเดือนก่อน

    ORİNANALİYLE UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI YOK SÖZLER TAMAMEN DEĞİŞTİRİLMİŞ BU BİR İHANETTİR
    AŞAĞIYA YORUM YAPAN KİŞİLER HİÇMİ RİSALE OKUMADINIZ.

  • @Muhacir2024
    @Muhacir2024 2 หลายเดือนก่อน

    Orijinalini okusana

  • @PIRLANTA_SOZLER
    @PIRLANTA_SOZLER  4 ปีที่แล้ว

    Kanalımdaki videolarımı kaçırmamak için abone olmayı unutmayın!
    ✅ bit.ly/3kPwLhw

  • @fuad471
    @fuad471 4 ปีที่แล้ว +3

    Risaleyi orijinalden okuyun sadeleştirmeyin kendi sözlerinizi katmayin degiştirmeyin, safvetini feyzini kaçırmayin !

  • @gizemcanver8205
    @gizemcanver8205 4 ปีที่แล้ว

    yukarıda videodan sonra Gülen'in oruç ile ilgili videosu çıktı alakanız varsa söyleyin yoksa vebal boynunuza olur

  • @ilyaskaraca4466
    @ilyaskaraca4466 4 ปีที่แล้ว

    Bu Risale-i Nur DEĞİL!.. Bediüzzamanın fem-i mübarekinden çıkan sözler DEĞİL!.. SAHTELEŞTİRİLMİŞİ!..

    • @PIRLANTA_SOZLER
      @PIRLANTA_SOZLER  4 ปีที่แล้ว +1

      İHTAR: Şu risalede çok ehâdis-i şerife nakletmişim. Yanımda kütüb-ü hadisiye bulunmuyor. Yazdığım hadislerin lâfzında yanlışım varsa, ya tashih edilsin, veyahut 'hadis-i bilmânâdır' denilsin. Çünkü, kavl-i râcih odur ki, 'Nakl-i hadis-i bilmânâ caizdir.' Yani, hadisin yalnız mânâsını alıp, lâfzını kendi zikreder. Madem öyledir; lâfzında yanlışım varsa, hadis-i bilmânâ nazarıyla bakılsın."
      Bilmem anlatabildim mi..

    • @ilyaskaraca4466
      @ilyaskaraca4466 4 ปีที่แล้ว +1

      @@PIRLANTA_SOZLER Bu videoyu hazırlarken sizin yanınızda Risale-i Nurlar yokmuydu? Hatanızı göremedinizde veya söyleyen çıkmadıda mı tashih yapmadınız? Manaları, cümle ve kelimelerin feyizlerini koruyacak aynı kemalat ve salahiyette misiniz? Kavl-i râcih: Risale-i Nurların telif edildiği gibi neşredilmesi mi? Yoksa her önüne gelenin istediği gibi kalem karıştırıp, oynayıp bozması mıdır? Kavl-i râcih kimleri ve neyi esas alıyorsunuz? Risale-i nurlar, Bediüzaman, vekilleri, varisleri, saff-ı evvel ağabeyleri, rükünleri, hasları, nur talebelerini mi? Yoksa bir kısım nadanları mı? Lafızlarda hata yok mu? Risale-i bilmâna icazetini nerden ve kimden aldınız?....

    • @ilyaskaraca4466
      @ilyaskaraca4466 4 ปีที่แล้ว +1

      @@PIRLANTA_SOZLER Bir şey daha kaldı, en tehlikesi odur ki: İçinizde ve ahbabınızda, bu fakir kardeşinize karşı bir kıskançlık damarı bulunmak, en tehlikelidir. Sizlerde mühim ehl-i ilim de var. Ehl-i ilmin bir kısmında, bir enaniyet-i ilmiye bulunur. Kendi mütevazi de olsa, o cihette enaniyetlidir. Çabuk enaniyetini bırakmaz. Kalbi, aklı ne kadar yapışsa da; nefsi, o ilmî enaniyeti cihetinde imtiyaz ister, kendini satmak ister, hattâ yazılan risalelere karşı muaraza ister. Kalbi risaleleri sevdiği ve aklı istihsan ettiği ve yüksek bulduğu halde; nefsi ise, enaniyet-i ilmiyeden gelen kıskançlık cihetinde zımnî bir adavet besler gibi, Sözler'in kıymetlerinin tenzilini arzu eder tâ ki kendi mahsulât-ı fikriyesi onlara yetişsin, onlar gibi satılsın. Halbuki bilmecburiye bunu haber veriyorum ki:
      "Bu dürûs-u Kur'aniyenin dairesi içinde olanlar, allâme ve müçtehidler de olsalar; vazifeleri -ulûm-u imaniye cihetinde- yalnız yazılan şu Sözler'in şerhleri ve izahlarıdır veya tanzimleridir. Çünki çok emarelerle anlamışız ki: BU ULÛM-U İMANİYEDEKİ FETVA VAZİFESİYLE TAVZİF EDİLMİŞİZ. Eğer biri, dairemiz içinde nefsin enaniyet-i ilmiyeden aldığı bir his ile, şerh ve izah haricinde birşey yazsa; soğuk bir muaraza veya nâkıs bir taklidcilik hükmüne geçer. Çünki çok delillerle ve emarelerle tahakkuk etmiş ki: Risale-i Nur eczaları, Kur'anın tereşşuhatıdır; bizler, taksimü'l-a'mal kaidesiyle, herbirimiz bir vazife deruhde edip, o âb-ı hayat tereşşuhatını muhtaç olanlara yetiştiriyoruz!.."
      Mektubat - 463

    • @ilyaskaraca4466
      @ilyaskaraca4466 4 ปีที่แล้ว +1

      @@PIRLANTA_SOZLER Mühim bir sual:
      Bazı ehl-i tahkik derler ki: Elfaz-ı Kur'aniye ve zikriye ve sair tesbihlerin herbiri müteaddid cihetlerle insanın letaif-i maneviyesini tenvir eder, manevî gıda verir. Manaları bilinmezse, yalnız lafız ifade etmiyor, kâfi gelmiyor. Lafız bir libastır; değiştirilse, her taife kendi lisanıyla o manalara elfaz giydirse, daha nâfi' olmaz mı?
      Elcevab:
      Elfaz-ı Kur'aniye ve tesbihat-ı Nebeviyenin lafızları camid libas değil; cesedin hayatdar cildi gibidir, belki mürur-u zamanla cild olmuştur. Libas değiştirilir; fakat cild değişse, vücuda zarardır. Belki namazda ve ezandaki gibi elfaz-ı mübarekeler, mana-yı örfîlerine alem ve nam olmuşlar. Alem ve isim ise, değiştirilmez. Ben kendi nefsimde tecrübe ettiğim bir haleti çok defa tedkik ettim gördüm ki; o halet, hakikattır. O halet şudur ki:
      Sure-i İhlas'ı arefe gününde yüzer defa tekrar edip okuyordum. Gördüm ki: Bendeki manevî duyguların bir kısmı birkaç defada gıdasını alır, vazgeçer, durur. Ve kuvve-i müfekkire gibi bir kısım dahi, bir zaman mana tarafına müteveccih olur, hissesini alır, o da durur. Ve kalb gibi bir kısım, manevî bir zevke medar bazı mefhumlar cihetinde hissesini alır, o da sükût eder. Ve hâkeza... Gitgide o tekrarda yalnız
      bir kısım letaif kalır ki; pek geç usanıyor, devam eder, daha manaya ve tedkikata hiç ihtiyaç bırakmıyor. Gaflet kuvve-i müfekkireye zarar verdiği gibi, ona zarar vermiyor. Lafız ve lafz-ı müşebbi' olduğu bir meal-i icmalî ile ve isim ve alem bulundukları mana-yı örfî, onlara kâfi geliyor. Eğer manayı o vakit düşünse, zararlı bir usanç verir. Ve o devam eden latîfeler, taallüme ve tefehhüme muhtaç değiller; belki tahattura, teveccühe ve teşvike ihtiyaç gösterirler. Ve o cild hükmündeki lafızları onlara kâfi geliyor ve mana vazifesini görüyorlar. Ve bilhâssa o Arabî lafızlar ile, kelâmullah ve tekellüm-ü İlahî olduğunu tahattur etmekle, daimî bir feyze medardır.
      İşte kendim tecrübe ettiğim şu halet gösteriyor ki: Ezan gibi ve namazın tesbihatı gibi ve her vakit tekrar edilen Fatiha ve Sure-i İhlas gibi hakaikleri, başka lisan ile ifade etmek çok zararlıdır. Çünki menba'-ı daimî olan elfaz-ı İlahiye ve Nebeviye kaybolduktan sonra, o daimî letaifin daimî hisseleri de kaybolur. Hem her harfin lâekal on sevabı zayi' olması ve huzur-u daimî, bütün namazda herkes için devam etmediğinden; gaflet içinde, tercüme vasıtasıyla insanların tabiratı ruha zulmet vermesi gibi zararlar olur.
      Evet nasıl İmam-ı A'zam demiş: "Lâ ilahe illallah, tevhide alem ve isimdir." Biz de deriz: Kelimat-ı tesbihiye ve zikriyenin, hususan ezanda ve namazda olanların ekseriyet-i mutlakası, alem ve isim hükmüne geçmişler. Alem gibi, mana-yı lügavîsinden ziyade, mana-yı örfî-i şer'îsine bakılır. Öyle ise, değişmeleri şer'an mümkün değildir. Her mü'mine bilmesi lâzım olan mücmel manaları, yani muhtasar bir meali ise, en âmî bir adam dahi çabuk öğrenir. Bütün ömrünü İslâmiyetle geçiren ve kafasını binler malayaniyat ile dolduran adamlar, bir-iki haftada hayat-ı ebediyesinin anahtarı olan şu kelimat-ı mübarekenin meal-i icmalîsini öğrenmemesine nasıl mazur olabilirler, nasıl müslüman olurlar, nasıl "akıllı adam" denilirler? Ve öyle heriflerin tenbelliklerinin hatırı için, o nur menba'larının mahfazalarını bozmak kâr-ı akıl değildir!..
      Hem "SÜBHANALLAH" diyen, hangi milletten olursa olsun, Cenab-ı Hakk'ı takdis ettiğini anlar. İşte bu kadar kâfi gelmez mi? Eğer manasına kendi lisanıyla müteveccih olsa, akıl noktasında bir defa taallüm eder. Halbuki günde yüz defa tekrar eder. O yüz defa, aklın hisse-i taallümünden başka, lafızdan ve lafza sirayet eden ve imtizac eden meal-i icmalî, çok nurlara ve feyizlere medardır. Bâhusus tekellüm-ü
      İlahî haysiyetiyle aldığı kudsiyet ve o kudsiyetten gelen feyizler ve nurlar, çok ehemmiyetlidir. Elhasıl:
      Zaruriyat-ı diniye mahfazaları olan elfaz-ı kudsiye-i İlahiyenin yerine hiçbir şey ikame edilemez ve yerlerini tutamaz ve vazifelerini göremez. Ve muvakkat ifade etseler de; daimî, ulvî, kudsî ifade edemezler.
      Amma nazariyat-ı diniyenin mahfazaları olan elfazlar ise, değiştirilmeye lüzum kalmaz. Çünki nasihat ile ve sair tedris ve talim ve va'z ile o ihtiyaç mündefi' olur.
      Elhasıl:
      Lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabînin câmiiyeti ve elfaz-ı Kur'aniyenin i'cazı öyle bir tarzdadır ki, kabil-i tercüme değildir! Belki "muhaldir" diyebilirim. Kimin şübhesi varsa, i'caza dair Yirmibeşinci Söz'e müracaat etsin. Tercüme dedikleri şeyler ise, gayet muhtasar ve nâkıs bir mealdir. Böyle meal nerede; hayatdar, çok cihetlerle teşa'ub etmiş âyâtın hakikî manaları nerede?
      Mektubat - 365

    • @ilyaskaraca4466
      @ilyaskaraca4466 4 ปีที่แล้ว

      @@PIRLANTA_SOZLER Ben görüyorum ki: Kur'an-ı Hakîm'in hakaikine ait bazı kemalât, o hakaike dellâllık eden vasıtalara veriliyor. Şu ise yanlıştır. Çünki me'hazin kudsiyeti, çok bürhanlar kuvvetinde tesirat gösteriyor; onun ile, ahkâmı umuma kabul ettiriyor. Ne vakit dellâl ve vekil gölge etse, yani onlara teveccüh edilse, o me'hazdeki kudsiyetin tesiri kaybolur.
      Mektubat - 342

  • @nurefsanyalcnaydn3521
    @nurefsanyalcnaydn3521 ปีที่แล้ว

    Haksızlık ediyorsunuz ihlas risalesinin aslı bu değil!Sadelestirip ruhunu da kacirmissiniz!Üstad hazretleri bu durumu görse asla razı olmazdı!

    • @PIRLANTA_SOZLER
      @PIRLANTA_SOZLER  ปีที่แล้ว

      Tamam, görüşünüze saygı duyuyorum ama Üstad Hazretlerinin adına görüş bildirmeniz hem de kesinlik bildiren bir ifade ile hiç hoş ve doğru değil.. Selametle..

  • @ilyaskaraca4466
    @ilyaskaraca4466 4 ปีที่แล้ว

    Yayınlayan bile neyi yayınladığını bilmiyor. Yirminci değil yirmibirinci lem'a. Baştan sona da bu eser tahrif edilmiş, bozulmuş.

  • @ilyaskaraca4466
    @ilyaskaraca4466 4 ปีที่แล้ว

    O kadar ikaz edildiğiniz halde hâlâ vazgeçmiyorsunuz. Eğer bu kitaba tâbi iseniz, o kitabın düsturlarına ve müellifin şartlarına göre hareket edin. Yok tâbi değilseniz lütfen şu mübarek kitap ve müellifinin ismini kullanmaktan ve kirlenmekten vazgeçin. Yoksa Onuncu Lem'aya mâsadak olmaya daha da beter bi şekilde devam edeceksiniz.

    • @PIRLANTA_SOZLER
      @PIRLANTA_SOZLER  4 ปีที่แล้ว +1

      Hizmetin başına gelenler Nur’un sadeleştirilmesine bir tokat mı?
      Bu, hakikaten, hikmeten ve ilmen bütünüyle hissi, nefsi bir ithamın fikir ZANnedilmesi...
      Zan, bilginin çok altındadır.
      Katiyen ve asla öyle bir şey yok.
      Evvela, kimse sadeleştirmenin aslı kadar bir kuvve-i kutsiyeye, bir bedlagata veya fesahata sahip olduğunu söylemiyor.
      Elbette kimse üstad gibi konuşamaz, meseleleri onun gibi ihata edemez, cümleyi manaya öyle canlı giydiremez.
      Saniyen, Üstadın, en mühim ve muazzam gayesi imana hizmet idi. Dilbilgisi dersi vermek veya lügat öğretmek değil…
      İnsanlar imanlarını kurtarsınlar da ne ile kurtarırlarsa kurtarsınlar. İngilizce ile kurtulan iman da kurtulmuş olur, İspanyolca ile de… Nitekim Arapça’dan sonra Türkçe ile olduğu gibi…
      Üçüncüsü, asli kaynak meydanda ve insanlar rahatlıkla ona ulaşabiliyor. Dileyen aslından okuyabilir, sadeleştirmenin buna zerre kadar bir manisi yok, belki katsısı var, aslına ulaşmak için basamak vazifesi yapmış olabilir.
      Dördüncüsü, Üstadımız kendisi hayttayken Ahmet Feyzi Kul ağabeyimizin sadeleştirmesine müsaade etmemişti, ama kendisi Kastamonu’ya gittiğinde liselilerin anlamadığı bazı kelimelerin yerine anlayabilecekleri kelimeleri yazmıştı. Demek ki bütün bütün reddedilecek bir şey değil, ihtiyaca göre yapılabilecek bir şeydi.
      Mesela, Divan-ı Harb-i Örfi’yi 1950’den sonra tekrar yayına hazırlarken, "i'zam edilen" kelimesi yerine "büyütülen" "elvan-ı seb'a" yerine "yedi renk" yazmıştı.
      Hatta Kastamonu lahikasında kelimeler de tasarruf yapılabileceğini bizzat ifade buyuruyor ve şöyle diyordu:
      "Fakat yirmi sene evvelki Türkçe ile şimdiki Türkçe farklı olduğundan, yeni Türkçe için bazı kelimat-ı Arabiyede tasarruf edildi. Siz de öyle yapabilirsiniz. Risale-i Nur yirmi sene evvelki Türkçe ile konuşur. O zamanı görmeyen gençlere teshilat (kolaylık) olması için bazı tabiratı değiştirirseniz iyi olur."
      20 sene sonrası için bu ruhsatı veren 90 sene sonrası için elbette verir. Zira manası anlaşılmayan kitap manasız şekilden ibaret kalır.
      İnsanlar Osmanlıcayı okuyamaz hale gelince Ütadımız, nurların latin alfabesi ile basılmasına izin vermiş, bunu Nur’un bayramı olarak görmüş, bugün bazılarının yaptığı gibi o gün de mutaassıbane bir yaklaşımla bizzat Üstadımıza muhalefet edenler ve “buna nasıl izin verirsin?” diye soranlar olmuştu.
      Üstadımız yine Kastamonu Lahikası’nda: “Sizin vazifeniz devam ediyor. Ve inşallah vazifeniz şerh ve izahla ve tekmil ve tahşiye ile ve neşir ve talim ile ve 25. ve 32. Mektupları telif ile ve 9. Şua’nın dokuz makamını tekmil ile ve Risale-i Nur’un tanzim ve tertip ve tefsir ve tashihi ile devam edecek.”
      Dikkat edilirse değil sadeleştirmek Üstadımız, ilerde bazı Nur talebelerine 25. ve 32. Mektubu yazma izni dahi veriyor.
      Bir gün birisi böyle bir şey yapsa ve o çalışmasını 25. Mektup veya 32. Mektup diye yayınlasa, muhtemeldir ki onu tekfire kadar varan ithamlarla itham eden ve sana mı düştü diyen olacaktır.
      Görüldüğü üzere Üstadımızın sadeleştirmeye izin vermediği de izin verdiği de olmuş. bir alimin iki yaptığından birisi duruma göre tercih edilebilir.
      Yedi milyar insandan bir tek insan sadeleştirilmiş hakikatleri kolay anladığı için okusa ve imanını kurtarsa, değer. Bu tartışmaların hepsi manasız kalır.
      Bu kadar büyük tepki vermeye, itham etmeye gerek yok. Ben alıp okumadım. Okuyamam da… Gıybet edeceğinize okumayın. Sadesi var diye kimse elinden aslını bırakmıyor. Aslını okumayanlar bunu okudu ise okudu….
      Kısacası siz ders yaparken nasıl anlaşılsın diye halis bir niyetle sadeleştirip anlatıyorsunuz ya, sadeleştirme de öyle fevkalade halis niyetlerle yapılmış bir hizmetti ve tokadı celb edecek bir şey değildi.
      Bir çocuğun imanın kurtulmasını en büyük dava gören Üstadımızın muradına tamamıyla muvafık bir hareketti.
      Son olarak,
      Ehl-i imanın uğradığı zulümlere böyle bakılmaz.
      Başkasının zulmünün sebebini hizmet insanında ararsanız, peygamberlerin uğradığı zulümlerde de yanlış yere bakarsınız.
      Mehmet Akar, 8 Ağustos 2017

    • @ilyaskaraca4466
      @ilyaskaraca4466 3 ปีที่แล้ว

      Yazdıkların delilsiz, mesnetsiz, hakikatsız ve alakası olmayan şeyler. Kopyala yapıştır cevap veriyorsun. Neyi yayınladığını da daha bilmiyorsun. Durum tavazzuh etti. Ben seni uyararak vazifemi yaptım. اَلرَّاض۪ى بِالضَّرَرِ لَا يُنْظَرُ لَهُ

  • @dannyborza7670
    @dannyborza7670 4 ปีที่แล้ว +4

    Allah razı olsun

  • @neclaodemis8598
    @neclaodemis8598 4 ปีที่แล้ว +1

    ALLAH razi olsun

  • @hayrlsolsuninsaallah.5337
    @hayrlsolsuninsaallah.5337 ปีที่แล้ว +1

    Allah razı olsun