Fernando Pessoa'dan şu alıntıyı asla unutamıyorum. "(bulutlar...) istemeden varım, istemeden öleceğim." hiçbir yazarın/insanın bu sancıyı dört kelimede böyle temiz anlatmasını görmemiştim.
@@elifraa paradoks olan da o zaten. Insan ne isteyerek varolabilir ne de isteyerek yok olabilir. Fakat bir sekilde varliga gelmis ve hayatindan memnun olmayan bir insanin olumu istememesi bana paradoks gibi geliyor.
Bu kitabı uzun zaman önce okudum hiç bitmesin istemiştim aşırı bağlandım bu kitaba her cümlesinde kendimi buluyordum. Yalnızlıkta bana çok yardımcı oldu Böyle bir videoyla karşılaşmak duygulandırdı beni Canım pessoam
Huzursuzluğun Kitabından en sevdiğim birkaç alıntı: Gündüzleri anlamsız bir kaosun, geceleri ise anlamsız bir kimsesizliğin pençesindedir sokaklar. Gündüzleri bir kimliğim yoktur, gece olduğunda ise kendimi bulurum. Bu sokaklarla aramda hiçbir fark yoktur, tabii onlar cansız varlıklardan ibaret iken benim bir can taşıyor olmam dışında, ne var ki, farklılıkların ardında yatan özdeşliği düşününce, bu fark üzerinde durulmaya değmeyecek kadar önemsiz kalıyor. Zira yazgının insanlar ile cansız varlıklara biçmiş olduğu önem aynıdır; her ikisi de yaşamın gizemli döngüsü içerisinde bir kum tanesinden fazla yer işgal etmezler. Ancak yaşadığım çelişki bana zarar vereceğine özgürleştiriyor, hatta beni canlandıran bu çelişkideki mizahtır sanki. Beni alçaltacak bir şey varsa, bu dünyada bir etiket taşımak, bir kimliğe sahip olmaktır; kendimi gördüğümde patlattığım kahkaha, kendimi yarattığım şafağın habercisidir. Üzerimde bütünüyle düşüncelerin, soyut zekâmın eseri bir yorgunluk var ki, yorgunluğun en beter türü budur. Ne bedensel yorgunluk gibi insan üzerinde ağırlık yapar, ne de duygusal kırıklıkların yarattığı türden bir huzursuzluk uyandırır. Bu dünyada bir şuur taşıyan, kendinin, etrafını saran gerçekliğin idrakindeki bir varlık olmanın üzerimize çöken ağırlığı, ruhumuzun derinliklerinde meydana gelen bir nefes darlığıdır o. Bir baktım ki sahnede, repliklerini bilmediğim bir oyunun içindeyim, benden başka herkes repliğini hemencecik, hiç duraksamaksızın söylüyor, gelgelelim söylediği repliği hiç kimse bilmiyordu. Soylu kıyafetlerin içerisinde buldum kendimi ama kraliçemi çok gördüler bana, sonra da onu elde edemediğim için kınadılar. Elimde sahibine verilecek bir haber vardı sözde, oysa bomboştu kağıt, itiraz ettiğimde dalga geçtiler. Acaba bana neden gülmüşlerdi, kağıt boş diye mi, haberleri sezerek anlamak gerektiği için mi? Öteki insanların hissiyatı, gerçek, somut birer varlık olarak ortada duran hissiyatı ayaklarıma dolanır, dengemi kaybetmeme, en sonunda tökezleyip yere kapanmama sebep olur. İç dünyalarımızın uyuşmazlığı zihinlerimizin birbirine çarpmasına, ortak bir uzamı, aynı ortak alanı paylaşmak zorunda kalan ruhlarımızın kendilerine yer açmak maksadıyla itişip kalkışmasına yol açar ve bu çekişme nedeniyle bir vakit sonra birbirine dolaşır adımlarım, dengemi büsbütün yitirmeye, güçlükle yürüyüp ayakta durmaya başlarım. Onların kulağıma uğultu gibi gelen o tuhaf sözlerinin, yürürken gerçeğin katı zeminini kararlı, kendinden emin adımlarla çiğneyen ayaklarının, davranış biçimlerinde kendini gösteren, onları varlığımın farklı tezahürleri değil de kendilerinde varlık bulmuş farklı insanlar yapan türlü türlü üslupların arasında kayıp düşer tepetaklak yuvarlanırım. Tıpkı birisi ona renkleri anlattığında onları zihninde canlandırmaya çalışan kör bir adamın yaptığı gibi, malumatı olmaksızın anlayan, anlamaya çalışan birisini andırır durumum.
Üniversite kütüphanesinde bir kitabı ararken karşımdaki bir rafta bu kitapla göz göze geldim. Sanki beni kendisine çekmiş gibiydi. Bir anda kitabı alıp evde okumaya başladım ve 2 aydır aynı sayfaları okuyup duruyorum. İçinde kendimi bulduğum bir eser bu. Elinize sağlık.
Yüce Allah, bütün düşünür ve bilim insanlarından razı olsun, onlar düşündüğü, yazdığı, hayel ettiği için, insanlık ilerlemiş, ve aslında Tanrıya hiç umulmadık derecede yakınlaşmıştır.
Teşekkürler. Emeklerine sağlık çok teşekkür ederim. Aynı çizgide daha verimli olman dileğiyle. ⚔️ (yenisi geç geldiğinde dönüp eski videoları izliyorum da)
Insan çok güçlü bir varlık, bütün güç ve mutluluk içimizde, bunu kaşfettiğimizde, hiçbir kötülük karşısında yenilmeyeceksin.gerçekçilik ve Akılcılık en iyi mücadele yoludur, eğer bu dünya, bu Cehenneme geldiysem, buradan mutlaka başarılı bir şekilde ayrılacak ve asla pes etmeyeceğim bu motivasyon, bizi hayatta ve ayakta tutacaktır.
Elinize sağlık, ele alınması gereken bir yazar. Son zamanlarda ne kadar ayrı düşüncelerde olsam da ilk favori yazarım. Bitirdikçe yeni kitabını alıyordum. En son da huzursuzluğun kitabını okuyacağım. Hala zaman var çünkü biraz daha psikolojik sağlamlıkta olmalıyım🌸. Peş peşe pessoa, cioran, oruç auroba okuyunca insan atağa girebiliyor.
Videonu dinlemeden önce ruhen yorgundum. Dinleyince içimi bir serinlik , ruhumu bir rikkat sardı. Bana göre video kısa sürdü çabuk bitti lakin mırra tadında bir şeyler bıraktı zihin damağımda ... Videodan sonra bir şeyleri kıskandığımı daha doğrusu gıpta ettiğimi hissettim lakin bu kimdi, Fernando mu yoksa dinlerken insanın ruhuna serum gibi akan sesinin gizemliği mi anlayamadım. Söylim mi, sen bu iş için yaratılmışsın yani ey videoyu seslendiren sanatçı, senin her yerin sanat... Lütfen bizleri andınlatmaya devam et ey yüce ruh...
"Biz aslında insanları sevmeyiz. Sevdiğimiz bir insan hakkında oluşturduğumuz fikirdir. Kısacası kendi uydurduğumuz bir kavramı ve sonuç olarak da kendimizi sevmekteyizdir."
Mükemmel bir anlatım olmuş gerçekten. Bu kadar kısa bir zaman dilimine mükemmel alıntılar ve bağlamlarla bu kadar doyurucu bir anlatımı sığdırabilmeniz gerçekten büyük yetenek. Tebrik ederim 👏🙏
Benimde hayatım böyle istanbuldan köye taşındık cahil ve kaba insanların bulunduğu hiçbir sosyal etkinliğin olmadığı bir yer hem iflastan sonra depresyona girdim sanörım insan ilişkilerim çok iyi olmasına rağmen hiçbiriyle konuşmak gezmek istemiyorum kurtulmak istiyorum kendimi geliştiriyprum ama mutlu olamıyorum
bunu izlemeden bir kac gun once googlede en cok arattigim sey sevgimi kaybettim idi. ne tesduf. ama sonunda bulsaydi bana da bi faydasi olurduda oda bulamamis.
Bu video içeriği beni çok mutlu etti. Pessoa ile denk düşeli bir sene civarında oluyor ki, kendisi ile ilgili çok fazla türkçe içerik bulamamıştım. Kendisi, kendimi en yakın hissettiğim, ömrüm boyunca ilkelerini içinde yaşayacağım yegane yazardır. Bu nedenle kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Biraz uzundur ama dili ağır değildir. Çoğu noktasında kendinizi bulursunuz, altını çizmeyeceğiniz satır kalmaz. Aynı zamanda yazılarında Pessoa'dan etkilenen Emil m. Cioran'ın kitaplarını da önerebilirim. Videoya ek olarak Pessoa hakkında 30 Kasım 1935'te, 47 yaşında, Lizbon'da karaciğer hastalığından öldüğünü ekleyebiliriz. Sizinle Huzursuzluğun kitabından sevdiğim bazı alıntıları paylaşacağım. Yaptığım, düşündüğüm, olmuş olduğum her şey bir teslimiyetler toplamından başka bir şey değilmiş; ya ben olduğumu sandığım sahte varlığı teslim olmuşum, çünkü ondan başlayıp dışa doğru hareket etmişim ya da soluduğum hava ile bir tuttum koşulların ağırlığına. Gözümün önündeki perdelerin kalktığı şu anda ansızın yapay yalnız kalmış kendini her zaman vatandaşı saydığı yerde sürgün olarak bulmuş bir varlığım en içten düşüncelerimde bile ben, ben değilmişim. Bu durumda hayatın karşısında alaycı bir dehşete, bir birey olarak bilincimin sınırlarını aşan bir şaşkınlığa kapılıyorum. Şimdiye kadar hatadan ve yanılgıdan başka bir şey olmadığını hiç yaşamadığımı, sadece zamanı bilinçle düşünceyle doldurduğum ölçüde var olduğumu biliyorum ve kendimi gerçek düşlerde dolu bir uykudan uyanmış bir adam ya da bir deprem sayesinde yaşadığı hücrenin aşina karanlığından kurtulmuş biri gibi hissediyorum. Neden bilmem bazen öleceğim içime doğar.. İster ağrılarla somutlaşmayan bu yüzden ruhsal boyutta başlı başına bir sonuca dönüşen bir hastalık deyin buna, ister uyumakla kalmayacak kadar derin bir uyku isteyen bir yorgunluk - kesin olan şu ki, parmaklarında duyumsadığı yorganı cılız ellerinin bırakmasını isyan etmeden, pişmanlık duymadan razı olan, sonu yaklaşmış bir hasta gibi hissederim kendimi. Her şeyi unutuyorum öylece kalıyorum görmeden ve düşünmeden. Zihnim kimi zaman gevşiyor o anlarda günlük yaşantımın belirsiz ayrıntıları bilincimin yüzeyine üşüşüyor ve uykusuzluk hattında sayfalar dolusu eskizleri çizerken buluyorum kendimi ya da içinde çürümekte olduğumu yarı uykudan uyanıyorum ve bomboş zihnimde belirsiz görüntüler, şiirsel renklere boyanmış istemsiz gösterilerini sessizce sırayla sergiliyor. Gözlerim büsbütün kapalı değil gözümün önündeki bulanık görüntüler uzaklardan gelen örgün bir ışıkla çevrilmiş. Bazen kendimi her zamanki gibi ifade edemez oluyorum. Böyle durumlarda kendime karşı nasıl canımı koruyabildiğimi, bu insanlar arasında onlara tıpatıp benzeyerek yapılarındaki hayali pisliklere gerçekten uyum sağlayarak burada kalmak gibi bir alçaklığı nasıl yapabildiğimi soruyorum kendime hayal gücünün dişi olduğunu gösteren tüm çözümlerin - intihar kaçış vazgeçiş bireysellik- uzaktaki bir deniz fenerinin parlak ışığı gibi belirdiğini görüyorum.
Saygı Değer Administer Şahsen İlkkez Duydum Kitabı Ayriyeten Yayın Hazırlayıp Sunmanızda Kalitede Gözle Görülür Belirgin Gelişme Olduğunu Söylemek İsterim ... Şimdiden Emeklerinize Sağlık Her Daim Bilgilendirici Ve Çarpıcı İçerikli Yayınların Devamını Dört Gözle Bekliyoruz ...
Somut hicbir derdi olmamasına rağmen bitmeyen melankolisi sinirlerimi bozduğu icin okumaya devam edemedim. Gercek bir derdi olsaydı varoluşsal sancıları bitebilirdi belki de.
Fernando Pessoa'dan şu alıntıyı asla unutamıyorum. "(bulutlar...) istemeden varım, istemeden öleceğim." hiçbir yazarın/insanın bu sancıyı dört kelimede böyle temiz anlatmasını görmemiştim.
Istemeden varolan bir insanin olumu istememesi paradoks degil mi?
@@ek11111isteyerek varolan var mi ki pessoa'nın ölümü istememesi paradoks olurstursun?
@@ek11111ben isteyerek var olmadım
Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.
@@elifraa paradoks olan da o zaten. Insan ne isteyerek varolabilir ne de isteyerek yok olabilir.
Fakat bir sekilde varliga gelmis ve hayatindan memnun olmayan bir insanin olumu istememesi bana paradoks gibi geliyor.
“Kaçtığım bütün savaşların yaralarını taşıyorum “ fernando pessoa
Tertemiz delirmiş ruhun huzur bulsun Pessoa ❤
Bu kitabı uzun zaman önce okudum hiç bitmesin istemiştim aşırı bağlandım bu kitaba her cümlesinde kendimi buluyordum. Yalnızlıkta bana çok yardımcı oldu Böyle bir videoyla karşılaşmak duygulandırdı beni Canım pessoam
Huzursuzluğun Kitabından en sevdiğim birkaç alıntı:
Gündüzleri anlamsız bir kaosun, geceleri ise anlamsız bir kimsesizliğin pençesindedir sokaklar. Gündüzleri bir kimliğim yoktur, gece olduğunda ise kendimi bulurum. Bu sokaklarla aramda hiçbir fark yoktur, tabii onlar cansız varlıklardan ibaret iken benim bir can taşıyor olmam dışında, ne var ki, farklılıkların ardında yatan özdeşliği düşününce, bu fark üzerinde durulmaya değmeyecek kadar önemsiz kalıyor. Zira yazgının insanlar ile cansız varlıklara biçmiş olduğu önem aynıdır; her ikisi de yaşamın gizemli döngüsü içerisinde bir kum tanesinden fazla yer işgal etmezler.
Ancak yaşadığım çelişki bana zarar vereceğine özgürleştiriyor, hatta beni canlandıran bu çelişkideki mizahtır sanki. Beni alçaltacak bir şey varsa, bu dünyada bir etiket taşımak, bir kimliğe sahip olmaktır; kendimi gördüğümde patlattığım kahkaha, kendimi yarattığım şafağın habercisidir.
Üzerimde bütünüyle düşüncelerin, soyut zekâmın eseri bir yorgunluk var ki, yorgunluğun en beter türü budur. Ne bedensel yorgunluk gibi insan üzerinde ağırlık yapar, ne de duygusal kırıklıkların yarattığı türden bir huzursuzluk uyandırır. Bu dünyada bir şuur taşıyan, kendinin, etrafını saran gerçekliğin idrakindeki bir varlık olmanın üzerimize çöken ağırlığı, ruhumuzun derinliklerinde meydana gelen bir nefes darlığıdır o.
Bir baktım ki sahnede, repliklerini bilmediğim bir oyunun içindeyim, benden başka herkes repliğini hemencecik, hiç duraksamaksızın söylüyor, gelgelelim söylediği repliği hiç kimse bilmiyordu. Soylu kıyafetlerin içerisinde buldum kendimi ama kraliçemi çok gördüler bana, sonra da onu elde edemediğim için kınadılar. Elimde sahibine verilecek bir haber vardı sözde, oysa bomboştu kağıt, itiraz ettiğimde dalga geçtiler. Acaba bana neden gülmüşlerdi, kağıt boş diye mi, haberleri sezerek anlamak gerektiği için mi?
Öteki insanların hissiyatı, gerçek, somut birer varlık olarak ortada duran hissiyatı ayaklarıma dolanır, dengemi kaybetmeme, en sonunda tökezleyip yere kapanmama sebep olur. İç dünyalarımızın uyuşmazlığı zihinlerimizin birbirine çarpmasına, ortak bir uzamı, aynı ortak alanı paylaşmak zorunda kalan ruhlarımızın kendilerine yer açmak maksadıyla itişip kalkışmasına yol açar ve bu çekişme nedeniyle bir vakit sonra birbirine dolaşır adımlarım, dengemi büsbütün yitirmeye, güçlükle yürüyüp ayakta durmaya başlarım. Onların kulağıma uğultu gibi gelen o tuhaf sözlerinin, yürürken gerçeğin katı zeminini kararlı, kendinden emin adımlarla çiğneyen ayaklarının, davranış biçimlerinde kendini gösteren, onları varlığımın farklı tezahürleri değil de kendilerinde varlık bulmuş farklı insanlar yapan türlü türlü üslupların arasında kayıp düşer tepetaklak yuvarlanırım.
Tıpkı birisi ona renkleri anlattığında onları zihninde canlandırmaya çalışan kör bir adamın yaptığı gibi, malumatı olmaksızın anlayan, anlamaya çalışan birisini andırır durumum.
Bu kadar uzun yorum yazamaya enerciyi nerden buldin?
@@ahmetdogan5685 1000kya atmıştım oradan kopyaladım direkt
Emeyinize saglik👏👏👏👏👏👏👏👏
Bu yorum değil alıntı,yinede.bravo@@ahmetdogan5685
Ne mutlak yalnızlığıyla barışık ne de birilerinin varlığıyla dostum ne kadar güzel özetlemişsin beni..
Kitabı okusam bu kadar sancılı keyif alamazdım emeğinize sağlık ❤
Üniversite kütüphanesinde bir kitabı ararken karşımdaki bir rafta bu kitapla göz göze geldim. Sanki beni kendisine çekmiş gibiydi. Bir anda kitabı alıp evde okumaya başladım ve 2 aydır aynı sayfaları okuyup duruyorum. İçinde kendimi bulduğum bir eser bu. Elinize sağlık.
sende şizosun aramıza hoş geldin
Yüce Allah, bütün düşünür ve bilim insanlarından razı olsun, onlar düşündüğü, yazdığı, hayel ettiği için, insanlık ilerlemiş, ve aslında Tanrıya hiç umulmadık derecede yakınlaşmıştır.
inanlmaz bir bölümdü bayıldım. pessoayı o kadar derinden hissettirdiniz ki, bağ kurduk tam anlamıyla. iy ki varsınız.
😪
Ses ve anlatım müthiş dinlerken hipnoz edici.
Ses tonun siradisi ve guzel yakisiyor. Davudi degil de, boyle alip goturen , sanki bu konular icin tadarlanmis. Newi sahsina munhasir. Basarilar.
Teşekkürler. Emeklerine sağlık çok teşekkür ederim. Aynı çizgide daha verimli olman dileğiyle. ⚔️ (yenisi geç geldiğinde dönüp eski videoları izliyorum da)
destekleriniz için teşekkürler
Insan çok güçlü bir varlık, bütün güç ve mutluluk içimizde, bunu kaşfettiğimizde, hiçbir kötülük karşısında yenilmeyeceksin.gerçekçilik ve Akılcılık en iyi mücadele yoludur, eğer bu dünya, bu Cehenneme geldiysem, buradan mutlaka başarılı bir şekilde ayrılacak ve asla pes etmeyeceğim bu motivasyon, bizi hayatta ve ayakta tutacaktır.
Buna gerçekten inanıyorsan daha başlamadan yenilmissin demektir
@@egemencelik7629 ne alaka
@@egemencelik7629 toksik misin olm
Müthiş bir anlatım
Sesin tonu, verdiği his efsane. Çok teşekkür ederim 🌱
Tanrıya karşı gönül kırikliklarimiz var hepimizin.Belkide Tanrı kırık kalplerdedir...
“Tanrının tek mazereti var olmamış olmasıdır.”
-Stendhal
"...olmak istediğim şeyle hayatın beni yaptığı sey arasında bir boşluğum..." felsefesinin özeti bu bence
huzursuzluğun kitabı, boyutuna ağırlığına bakmaksızın gittiğim her şehirde yanımda taşıdığım varlığıma ait bir parça sanki
Aşığım bu kanala, hem büyümesini istiyorum, hemde kıskanıyorum bu kanalı başkalarından.
Elinize sağlık, ele alınması gereken bir yazar. Son zamanlarda ne kadar ayrı düşüncelerde olsam da ilk favori yazarım. Bitirdikçe yeni kitabını alıyordum. En son da huzursuzluğun kitabını okuyacağım. Hala zaman var çünkü biraz daha psikolojik sağlamlıkta olmalıyım🌸. Peş peşe pessoa, cioran, oruç auroba okuyunca insan atağa girebiliyor.
"Gözlerim ağlamayı düşünmekten ağrıyor."
Bu emek kokan videolarınızın tadını bugünlerde pek az şeyde buluyorum. Lütfen bu işi yapmaya devam edin...💛
Videonu dinlemeden önce ruhen yorgundum.
Dinleyince içimi bir serinlik , ruhumu bir rikkat sardı.
Bana göre video kısa sürdü çabuk bitti lakin mırra tadında bir şeyler bıraktı zihin damağımda ...
Videodan sonra bir şeyleri kıskandığımı daha doğrusu gıpta ettiğimi hissettim lakin bu kimdi, Fernando mu yoksa dinlerken insanın ruhuna serum gibi akan sesinin gizemliği mi anlayamadım.
Söylim mi, sen bu iş için yaratılmışsın yani ey videoyu seslendiren sanatçı, senin her yerin sanat...
Lütfen bizleri andınlatmaya devam et ey yüce ruh...
"Biz aslında insanları sevmeyiz. Sevdiğimiz bir insan hakkında oluşturduğumuz fikirdir. Kısacası kendi uydurduğumuz bir kavramı ve sonuç olarak da kendimizi sevmekteyizdir."
Okadar güzel anlatıyorsunki bildirim gelmesi için bekliyorum🇹🇷♥️
bayılıyorum anlatım tarzına melankolik ve huzur verici iki zıt duyguyuda yasıyorum
Mükemmel bir anlatım olmuş gerçekten. Bu kadar kısa bir zaman dilimine mükemmel alıntılar ve bağlamlarla bu kadar doyurucu bir anlatımı sığdırabilmeniz gerçekten büyük yetenek. Tebrik ederim 👏🙏
teşekkür ederim ❣️
Videonun kalitesi fevkaladenin fevkinde. Gerçekten çok başarılı.
Her hafta paylaşsanız keşke böyle videolar
Təşəkkür edirəm, əlinizə əməyinizə sağlıq. Hər bir videonuzun gəlməsini məmnuniyyətlə gözləyir və izləyirəm.👏
yeri bende ayrı olan bu kitabın bir video olarak ele alınmış olması çok çok hoş. ah pessoa, ah!
Müthiş . Kopmadan , uzaklara giderek izledim .
Muhteşem bir anlatım.
Sadece güzelliklerle yaşamak yolculuğundayım. Doğaya kaçıyorum her an.
Ve müzik dinleyerek ruhumu onarıyorum.
Bu vıdeoları hazırlayan kişiyi tebrik ediyorum tanımak isterdim
Yıne harıka bır video emeğinize sağlık
Müthiş bir paylaşım olmuş Spotify da podcast paylaşmak gibi bir düşünceniz var mı bence çok güzel olur
bro bu adama 1 saat video yapsan gider şeytanın saati kitabının yazarı bu adam mükemmel işleri var 7-8 video çıkar ben çok beğeniyorum bu yazarı
çok güzel video olmuş emeğine sağlık 🙏
Hiç birşeyin anlamı yok ! Boşuna düşünüp kaygılanıyoruz . Fernando ile çok fazla ortak yanımız var 🎉🎉🎉
Hocam daha sık video gelmeli diye düşünüyorum. Sadık Hidayet - Kör baykuş bir video konusu olabilir. İyi çalışmalar.
Ruhumun,ritmini bulduğu ender şeylerden birisin.
uyumak bu dünyadaki tek güzellik
Hocam daha çok video paylaşın lütfen 🩵
Dünyaca ünlü düşünürler fikir insanları sanatçılar hepsinin ortak özelliği ruhsal bunalıöda olmaları ve gelecek kaygısı. Tabi bu benim düşüncem.
Yine geldi iki gözümün çiçeği.😊
Üstad az da video at harika videoların var tebrik ederim.
etkileyici bir video olmuş teşekküler
Benimde hayatım böyle istanbuldan köye taşındık cahil ve kaba insanların bulunduğu hiçbir sosyal etkinliğin olmadığı bir yer hem iflastan sonra depresyona girdim sanörım insan ilişkilerim çok iyi olmasına rağmen hiçbiriyle konuşmak gezmek istemiyorum kurtulmak istiyorum kendimi geliştiriyprum ama mutlu olamıyorum
Su anda nerelerdesinn dostum neler yapiyorsun
Hayatımın yazarını iyi ki bu erken yaşımda, 19'umda, keşfedebilmişim. Gerçekten mükemmel bir video....👏
bunu izlemeden bir kac gun once googlede en cok arattigim sey sevgimi kaybettim idi. ne tesduf. ama sonunda bulsaydi bana da bi faydasi olurduda oda bulamamis.
Emeğe saygı 👍
Mükemmel videolar 👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻💕
Çok iyi kanalsın.🎉
Love❤ to you my Turkish friends 🇬🇷♥️🇹🇷🌺
harika bir video olmuş😥
Bu video içeriği beni çok mutlu etti.
Pessoa ile denk düşeli bir sene civarında oluyor ki, kendisi ile ilgili çok fazla türkçe içerik bulamamıştım. Kendisi, kendimi en yakın hissettiğim, ömrüm boyunca ilkelerini içinde yaşayacağım yegane yazardır. Bu nedenle kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Biraz uzundur ama dili ağır değildir. Çoğu noktasında kendinizi bulursunuz, altını çizmeyeceğiniz satır kalmaz. Aynı zamanda yazılarında Pessoa'dan etkilenen Emil m. Cioran'ın kitaplarını da önerebilirim. Videoya ek olarak Pessoa hakkında 30 Kasım 1935'te, 47 yaşında, Lizbon'da karaciğer hastalığından öldüğünü ekleyebiliriz.
Sizinle Huzursuzluğun kitabından sevdiğim bazı alıntıları paylaşacağım.
Yaptığım, düşündüğüm, olmuş olduğum her şey bir teslimiyetler toplamından başka bir şey değilmiş; ya ben olduğumu sandığım sahte varlığı teslim olmuşum, çünkü ondan başlayıp dışa doğru hareket etmişim ya da soluduğum hava ile bir tuttum koşulların ağırlığına. Gözümün önündeki perdelerin kalktığı şu anda ansızın yapay yalnız kalmış kendini her zaman vatandaşı saydığı yerde sürgün olarak bulmuş bir varlığım en içten düşüncelerimde bile ben, ben değilmişim.
Bu durumda hayatın karşısında alaycı bir dehşete, bir birey olarak bilincimin sınırlarını aşan bir şaşkınlığa kapılıyorum. Şimdiye kadar hatadan ve yanılgıdan başka bir şey olmadığını hiç yaşamadığımı, sadece zamanı bilinçle düşünceyle doldurduğum ölçüde var olduğumu biliyorum ve kendimi gerçek düşlerde dolu bir uykudan uyanmış bir adam ya da bir deprem sayesinde yaşadığı hücrenin aşina karanlığından kurtulmuş biri gibi hissediyorum.
Neden bilmem bazen öleceğim içime doğar.. İster ağrılarla somutlaşmayan bu yüzden ruhsal boyutta başlı başına bir sonuca dönüşen bir hastalık deyin buna, ister uyumakla kalmayacak kadar derin bir uyku isteyen bir yorgunluk - kesin olan şu ki, parmaklarında duyumsadığı yorganı cılız ellerinin bırakmasını isyan etmeden, pişmanlık duymadan razı olan, sonu yaklaşmış bir hasta gibi hissederim kendimi.
Her şeyi unutuyorum öylece kalıyorum görmeden ve düşünmeden.
Zihnim kimi zaman gevşiyor o anlarda günlük yaşantımın belirsiz ayrıntıları bilincimin yüzeyine üşüşüyor ve uykusuzluk hattında sayfalar dolusu eskizleri çizerken buluyorum kendimi ya da içinde çürümekte olduğumu yarı uykudan uyanıyorum ve bomboş zihnimde belirsiz görüntüler, şiirsel renklere boyanmış istemsiz gösterilerini sessizce sırayla sergiliyor. Gözlerim büsbütün kapalı değil gözümün önündeki bulanık görüntüler uzaklardan gelen örgün bir ışıkla çevrilmiş.
Bazen kendimi her zamanki gibi ifade edemez oluyorum. Böyle durumlarda kendime karşı nasıl canımı koruyabildiğimi, bu insanlar arasında onlara tıpatıp benzeyerek yapılarındaki hayali pisliklere gerçekten uyum sağlayarak burada kalmak gibi bir alçaklığı nasıl yapabildiğimi soruyorum kendime hayal gücünün dişi olduğunu gösteren tüm çözümlerin - intihar kaçış vazgeçiş bireysellik- uzaktaki bir deniz fenerinin parlak ışığı gibi belirdiğini görüyorum.
bu kanalın sahibi her kimsen sana söyliyorum. Sen bir şahesersin..
peki kim kurtaracak beni var olmaktan
Böyle konuları bu şekilde anlatabilmek 👌🏻.
Bir insana sevgiyi öğretmezseniz olacak olan bu.
Anne konusunda görülen karakter hangi filmden ?
KENDİME EN YAKIN İNSANI BULDUM GALİBA
Çok başarılısın dostum.
👏👏👏👏👏♥️♥️♥️🙏
Adam gerçekten aynı ben fazla detay girmeyeceğim şimdilik
Yalnız, ilgisiz bir çocukluk mu bunları yaşatan🥺ne acı......
Pessoa ve personaları...
Kalp düşünebilseydi atmaktan vazgeçerdi....
Fernando pessoa
Seçtiğiniz konular ve anlatılar güzel, fakat, mikrofondaki dip ses problemini çözmeniz lazım, sevgiler.
kullanılan resimler hangi ressama ait?
Pessoa'yı anlamam ruhumdaki katmanları fark etmemi sağlıyor.
şuanki lise ve üniversite öğrencilerin pskoljilerini özetlenmiş resmen
32 oldum hala böyle düşünüyorum çağımızın durumu bu
Benim için önceden de böyleydi
Hocam!! Lutfen lutfen giriş kısmı bir filmden mi...
öyleyse hangi film lutfen....
tesekkurler
Saygı Değer Administer Şahsen İlkkez Duydum Kitabı Ayriyeten Yayın Hazırlayıp Sunmanızda Kalitede Gözle Görülür Belirgin Gelişme Olduğunu Söylemek İsterim ... Şimdiden Emeklerinize Sağlık Her Daim Bilgilendirici Ve Çarpıcı İçerikli Yayınların Devamını Dört Gözle Bekliyoruz ...
❤❤❤❤
Girişteki fon müziğinin adı lütfen
Vay be Pessoa 😞
arkada ki cızırtı sesi beni cok rahatsiz etti umarim duzeltirsin
Cennetlik ruhların dünyada olması kimin suçu..🤔
🎉🎉🎉
🎶🎶🎶🎶🎶🎶🌻🌻🌻🌻❤🙏
İlk başta konusan kimdi
Somut hicbir derdi olmamasına rağmen bitmeyen melankolisi sinirlerimi bozduğu icin okumaya devam edemedim. Gercek bir derdi olsaydı varoluşsal sancıları bitebilirdi belki de.
👍👍👍
-soylu olduğu için kayıtsız, kayıtsız olduğu icin soğuk.
Baştaki videoyu nereden bulabilirim?
peter wessel zapffe ölüm, hiçlik ve hayatın anlamı
Bir bildiğim var ne olduğunu bilmediğim
👍👍❤️❤️❤️
💝
Bu Pessoa nə gicdıllax adam imiş
Üstadım alakasız bir soru olacak ama analitikçi misiniz? Kıtacı mı?
kolay okunan bir kitap mı
Allahım çok sert bir video
bence kullandığın mikrofonun gainini kısmalısın arkadan cızırtı geliyor
Dostum müziğin sesi çok fazla biraz daha azaltmalısın
Evrende Yalnız değilmişim
İlk başta kullanilan dil ne acaba
norveç
Daxilindən o qədər tək imiş ki, özünü unudub düşüb bir bataqlığa.
az önce pessoa olduğumu öğrendim
Fernandonun intihar etttigi yaştayım 💔
etmedi ki
İbrahim Kalın a benziyor adam.