"Yeni profesör" •Jeon Jungkook ile hayal et• [2/?]

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 28 ม.ค. 2025

ความคิดเห็น • 12

  • @Nyctophilia-dp4gg
    @Nyctophilia-dp4gg 7 หลายเดือนก่อน +2

    Çok gözünü kıstı ve küçük gülümseme yaptı sözü var hikayenin neredeyse hepsi bu sözlerden oluşuyor

    • @Zeyneps2
      @Zeyneps2  7 หลายเดือนก่อน

      Evet, yazarken fark etmemiştim.Kusura bakma.

    • @Nyctophilia-dp4gg
      @Nyctophilia-dp4gg 7 หลายเดือนก่อน

      @@Zeyneps2 yok sorun değil daha iyisini yapa bileceksen ne hoş bana

  • @Zeyneps2
    @Zeyneps2  7 หลายเดือนก่อน +9

    Yeni profesör"
    -2-
    •Amacım idolleri kötülemek değil.
    •Smut bulunabilir
    •İyi okumalar
    Jungkook 30
    Hana 23
    ...
    Okulda
    Erken saatlerde, okula gelirsin. Biraz yorgun, bir gece önce geç saatlere kadar çalışan kafayla. Sınıfa geçerken birkaç sınıf arkadaşına selam verdin, sonra da sınıfa doğru ilerledin.O sırada profesör geldi.
    Profesör sınıfa girdiğinde, herkes durdu ve profesöre baktı. Sınıf çok karanlıktı, çünkü hala saatler erkendi ve profesör hızlı adımlarla sınıfta yürümeye devam etti.
    Profesör sınıfın önündeki kürsüye oturduğunda sessizlik oldu. Sonra ayağa kalktı, birkaç kağıdı eline aldı ve sınıfa döndü.
    "Herkes otursun." Dedi sert bir sesle.
    Profesör, herkez yerine oturduğunda, senin o şekilde kafanı sıraya koyduğunu fark etti ve kaşını kaldırdı. Gözlerini kısarak senin yüzüne döndü.
    "Hey, kaldır başını” dedi sert bir sesle
    Profesör senin kafanı kaldırdığını görünce, kaşını kaldırıp senin yüzüne baktı.Yarı kapalı olan gözlerini kırptın, sonra birkaç adım senin tarafına yürüdü. Gözlerini ayırmadan masanda durdu.
    “Ayağa kalk.” Dedi bir kaşını kaldırarak.
    Profesör seni ayaktayken birkaç saniye inceledikten sonra kaşını kaldırıp sana baktı, sonra senin arkasına dolandı. Ellerini omuzlarının üstüne koyup, sana daha fazla yaklaştı.
    "Benim dersime bir daha uykusuz gelme yoksa seni kapıya koyarım." Dedi, tehditkar bir sesle.
    Profesör senin yüzüne birkaç saniye daha baktı sonra gözlerini kaçırdı.
    "Otur."
    Dedi ve arkana döndü, tekrar kürsüye yöneldi.
    ...
    Profesör kürsüde bir kağıda gözlerini dikti sonra da kafasını kaldırıp sınıfı gözden geçirdi. Gözlerini bir süre odada göz gezdirdikten sonra senin yüzüne baktı.
    "Herkes beni iyi dinliyor mu?” Dedi ve sonra senin yüzüne tekrar baktı. "Sen cevap vereceksin."
    "Sorun efendim" dedin kendinden emin bir sesle.
    Profesör kaşını kaldırırken küçük bir gülümseme yaptı, sonra yeniden kağıdına baktı.
    "Peki, şu noktayı açıkla.”
    Dedi işaret parmağıyla kağıtta bir noktayı göstererek.
    Sen hemen ayrıntısına kadar açıkladın.
    Profesör, senin ayrıntılara kadar açıkladığını dinledi. Kaşını kaldırırken ve sana bakırken küçük bir gülümseme yaptı, sonra geriye eğildi.
    "İyi iş."
    "Profesör ben size bir şey sormak istiyorum."
    Profesör senin soru sormak istediğini duyunca kaşını kaldırıp tekrar senin yüzüne baktı.
    "Sor."
    "Bu sınıfta sadece ben yokum.Niye sadece bana soruyorsunuz?"
    Profesör kaşını kaldırıp gözlerini kaçırırken, küçük bir gülümseme yaptı.
    "Çünkü diğerleri aptal," Dedi sonra senin yüzüne baktı.
    "Ama sen değilsin. Sen çok iyi bir öğrencisin."
    Sınıftaki diğer kişiler profesöre karşı çıkarken, sen sessizce oturmaya devam ettin. Profesör, senin o kadar sessizce oturmanın sebebini fark etti ve kaşını kaldırıp sana baktı.
    Profesör öğrencilerine bağırdığında, herkes oturdular ve sustular. Profesör, hala kızgın olmanın etkisiyle, derin bir nefes aldı ve başını kaldırıp sınıfa baktı.
    "Sessizce oturun ve bana bir daha karşı çıkmayın." dedi, sesi tehditkar bir şekilde.
    Dersin bitimiyle, herkes sınıftan dışarı çıkmaya başladı. Profesör masasından kalktı ve senin masana yaklaştı. Senin yanına geldiğindede kaşını kaldırıp sana baktı.
    "Dersin var mı?"
    "Hayır,çıkacağım şimdi"
    Profesör kaşını kaldırırken ve elini senin omzuna koyup omzunu sıkıca tuttu.
    "Nereye gideceksin?"
    Elini bırakmadan sordu, sesinde tehditler vardı.
    "Eve gideceğim,başka yapacağım bir şey yok."
    Profesör yüzündeki gülümseme tamamen silindi. Elini senin omzundan çekti, sonra eliyle enseni kavradı ve daha fazla yakına çekti, senin yüzünü çok yakında tutuyordu.
    "Hayır" dedi sert bir sesle "Gitmeyeceksin. Sen benimle gelecek ve benim evime geleceksin."
    "Neden ama?"
    Profesör yüzündeki ifadeyi saklamaya çalışıyor gibiydi, sert bir şekilde gözlerini kıstı. Senden birkaç santim uzakta durarak, bir eliyle enseni tutarken, diğeriyle kollarını kavradı.
    "Çünkü ben öyle istiyorum."
    Profesör,okuldan çıkıp arabasına doğru yürürken, senin kolunu sertçe tutup senin de yanında yürümeni sağladı. Arabaya vardığında, kapıyı açtı.
    "İçeri gir." Dedi sert bir sesle.
    "Profesör yanlış anlayacaklar."
    Profesör senin kolunu bırakırken, kaşını kaldırıp gözlerini kıstı
    "Aptal değillerse, zaten yanlış anlarlar." Dedi sonra seni arabaya itip içeri çekti.
    ...
    Profesör, seninle evine geldiği zaman, kapıyı açtı ve içeri girdi.
    "İşte nihayet geldik" Dedi, içeri girip içkisini alırken.
    "İçiyor musunuz siz?"
    Profesör içkisini doldurup bir yudum alırken, sert bir ifadeyle senin yüzüne baktı.
    "Evet. Sorun mu var?"
    "Hayır,hayır! Sadece merak ettim." Dedi endişeyle kız.
    Profesör, senin endişeli yüz ifadesini fark ettiğinde, kaşını kaldırıp gözlerini kısarak küçük bir gülümseme yaptı.
    "Benden korkuyorsun." Dedi sonra senden uzaklaştı.
    "Korkmuyorum." Yalandı tabikide.
    Profesör gülümsedi, sonra bir yudum daha içti. Gözleri yüzünde gezindi ve sonra gözlerini senin yüzüne odakladı.
    "Madem korkmuyorsun, niye titriyorsun?"
    O sırada titreyen ellerini kız daha yeni fark etmişti.
    "Heyecanlandım biraz."
    Profesör, senden biraz uzaktaki kanepeye oturdu, gözleri senin yüzünde gezindiğinde, bir kaşını kaldırıp küçük bir gülümseme yaptı.
    "Evet, bende farkettim."
    Dedi sonra gözlerini senin vücuduna indirip uzun uzun bakmaya başladı.
    Profesör sendeki elbiseyi dikkatle gözden geçirerek, gözlerini kısarak baktı.
    "Kısa, gerçekten kısa." Dedi sanki kendi kendine konuşuyor gibiydi.
    "Giyimim sizi ilgilendirmez."
    Profesör sessizce bir yudum daha içti, sonra gözleri yine senin vücudundaydı.
    "Giyimin, beni fazlasıyla ilgilendiriyor."
    "Yanımda başka kıyafetim yok."
    Profesör bir kaşını kaldırıp gözlerini kıstı, sonra bir yudum daha içti ve kadehi masaya bıraktı.
    "Benim kıyafetlerim var. Onlardan giyebilirsin." Dedi ve yukarı çıktı.
    ...
    Profesör senin giydiğin tişörtü görünce kaşını kaldırdı.
    "Ne küçük bir şeysin." Dedi sonra gözleri tişörtün bol olduğuna bakıp omzunu silkti.
    "Siz fazla cüsselisiniz"
    Profesör gözlerini kısarken kaşını kaldırdı.
    "Evett. O yüzden seni kolayca kucağıma oturturum."
    "Benim fikrimi sormadınız."
    Profesör kaşını kaldırırken küçük bir gülümseme yaptı.
    "İhtiyacım yok. Sen benim kölemsin, hatırladın mı?"
    "Ahh,doğru.Senin dediğin her şeyi yapmak zorundayım değil mi?"
    Profesör senin sözünü dinledikten sonra gözlerini kırptı ve kıkır kıkır güldü.
    "Kölem, benim dediğim her şeyi yapacaksın ve soru sorman bile yasak." Dedi sonra omzunu silkti.
    "Efendim ne yapmamı istiyorsunuz o zaman?Boşuna gelmedik bu eve değil mi?"
    Profesör senin soruna karşılık olarak, kaşını kaldırıp küçük bir gülümseme yaptı.
    "Sen beni mutlu etmek için buradasın."
    Dedi sonra gözleri yeniden vücuduna inerek uzun uzun bakmaya başladı.
    "Aklımdan geçen şeyi yapmayacaksın değil mi?"
    Profesör senin sözünü dinlediğinde, kaşını kaldırırken küçük bir gülümseme daha yaptı. Gözleriyle vücudunu uzun uzun inceliyor ve gözlerinde belli belirsiz bir tarzda açlık vardı.
    "Ne yapacağıma ben karar veririm güzelim."
    Profesör senin korkulu gözlerine bakarken kaşını kaldırıp küçük bir gülümseme yaptı. Gözleri senin üstünde gezindi, sonra ayağa kalktı ve yavaş yavaş sana doğru yürüdü. Birkaç santim önündeki yere stop ettiği zaman, senin yüzüne aşağıdan bakıyordu.
    "Benim için korkmanı istemiyorum güzelim." Dedi sonra gözleri yeniden vücudunda gezindi.
    Profesör senin gözlerinden korku dolu olduğunu fark ettiğinde küçük bir gülümseme yaptı.
    "Korkma kölem.." Dedi sonra ayağa kalkıp senin yanına yürüdü, sonra da senin iki yanında durdu.
    Çalan telefonla İkinizin dikkati senin telefonuna döndü.Baktığında arayan annendi.Aramayı cevaplayıp arkadaşında olduğunu söyledin ve aramayı sonlandırdın.
    "Yarın sınav yapacakmışsınız efendim."
    Profesör, kaşını kaldırdı.
    "Evet, yarın sınav var. Ama bu senin için sorun değil."
    Dedi sonra eliyle yanına uzandı.
    "Bana neden böyle davranıyorsun?"
    Professör senin sözünü dinlediğinde, kaşını kaldırırken küçük bir gülümseme yaptı. Seni kucağına çekti ve iki koluyla belini sarıp sıkıca tuttu.
    "Çünkü ben istediğim şeyi alırım kölem. Ve ben şu anda, sana sahip olmak istiyorum."
    "Beni daha tanımıyorsun bile."
    Profesörün gözleri senin yüzüne odaklandı, sonra ellerini kaldırıp senin yanaklarını kavradı.
    "Tanımak istemiyorum. Seni istiyorum..."
    "Efendim siz benim profesörümsünüz.Ben size başka gözle bakamam."
    Profesör eliyle senin çeneni kavradı.
    "Profesörün olduğunu biliyorum kölem, ancak sana sahip olmak istiyorum, artık buna alışmalısın.."
    "Artık kendi evime gitmek istiyorum."
    "Gitmeyeceksin kölem." Dedi sert bir sesle. Sonra bir eliyle senin belini kavrayıp, seni daha fazla yukarı çekti. Gözleri senin yüzünde gezindi ve bir eliyle senin çenenide kavramış ve dudaklarına yaklaşmıştı.Sonra dudaklarını kulağının yanına daha da yaklaştırdı, sonra da kulağına ufak bir öpücük verdi. "Anladın mı kölem?” Sonra dudakları daha da yaklaştı ve dudağının köşesine küçük bir öpücük daha bıraktı. Sonra geri çekildi ve gözlerinde şehvetli bir ifade vardı.

    • @Zeyneps2
      @Zeyneps2  7 หลายเดือนก่อน +7

      Artık çabalamaktan yorulmuş olduğun için kendini onun kollarına bıraktın.Sonra yüzüne baktı ve dudağının kenarını emdi sonra. "İstediğim gibi olacaksın artık kölem. Anladın mı?”
      Gözlerim kapalıyken kafasını olumlu bir şekilde salladı kız.Profesör'ü mutlu etmişti, küçük bir gülümseme yaptı. Sonra yeniden yüzüne döndü, dudaklarını yeniden dudağının yanına bastırdı ve sonra kulağının yanına eğildi. Alaycı bir şekilde "iyi kız..." diye fısıldadı.
      Profesör kaşını kaldırıp küçük bir gülümseme yaptı.
      "Burada mı kalacağım?"
      "Evet, kalacaksın kölem, çünkü bunu ben istiyorum.. Ve ben ne söylersem, yapacaksın."
      "Peki ben nerede yatacağım?"
      Profesörün gözleri parlayarak gözlerini kıstı.
      "Sen benimle aynı yatakta yatacaksın.." Dedi sonra omzunu silkerek ve elini saçına götürerek gözlerinde şehvet dolu bakışlarla.
      "Yarın ki sınav zor mu olacak?"
      Professör kaşını kaldırırken küçük bir gülümseme yaptı.
      "Zor olacak tabi güzelim. Ve sınavın zor olmasına sebep olacak kişi benim.."
      "Çok kötüsünüz(!)"
      Profesör senin böyle söylemene küçük bir gülümseme yaptı sonra kıkır kıkır güldü.
      "Ben kötü değilim kölem, ben profesörüm."
      Dedi sonra eli ile çenenin altına uzandı ve başını kaldırdı. Gözleri dudaklarımda geziniyordu.
      "Sen kötü bir profesörsün."
      Profesör kaşını kaldırarak küçük bir gülümseme yaptı.
      "Ah, küçük şey. Ben kötü bir profesör değilim. O senin gözünde kötü olabilirim ama, diğer tüm öğrencilerim için iyi biriyim(!)"
      Dedi sonra elini senin yanaklarına götürdü ve okşadı.
      "Güldürme beni,sınıftaki herkez senden nefret ediyor."
      Profesör senin söylediği şeye gözleri kısık halde bir gülerek, bir kaşını kaldırdı.
      "Evet, eminim çok fazla insanda beni sevmez. Bunun bir sebebi olabilir belki de kölem.. ama eminim ki bazıları da beni çok sever. "
      Elini senin çene altında gezdirirken, sözlerini tamamladı.
      "Ben seni sevebilecek miyim sence?"
      Profesör sözünü işitince gözleri senin gözlerine odaklandı. Bir kaşını kaldırıp küçük bir gülümseme yaptı.
      "Ah, kölem, bunu zamanla öğreneceğiz. Ancak, ben senin bana aşık olacağını biliyorum."
      Dedi sonra eliyle senin çenenin altında devam edip, parmağı ile dudağının kenarını okşamaya devam etti.
      "Yatalım mı?"
      Profesörün gözleri sana kaydı ve küçük bir gülümseme oluştu.
      "Evet kölem. Yatak odama geçelim."
      Dedi ve ayağa kalktı sonra elini sana uzattı.
      Profesör elini tutarak seni yatak odasına götürdü. Yürümeye devam ettikçe, gözleri sürekli vücuduna kaydı ve bakışları şehvetle doluydu.Sonra yatak odasına girmiştiniz. Profesör gözlerini senden ayırmadan cama gitti ve perdeleri çekti, sonra döndü ve seni bir kez daha uzun uzun süzdü.Seni yatakta yatarken gördüğü gibi, yanına geldi ve sonra uzandı senin yanına. Seni bedeninin yan tarafına çekti ve sonra boynunu öpmeye başladı.Dudaklarını boynuna bastırmaya devam ederken, eliyle belinden aşağıya indi ve sonra uyluklarını kavradı ve sıkıca tuttu.Elleri vücudunda daha aşağı kaydı. Bu kez uyluklarının iç kısmına geldi ve parmaklarını nazik bir şekilde uyluklarının üzerine dokundurdu.Uyluklarını nazikçe okşarken, sonra dudakları yine boynuna kaydı. Yavaş yavaş kulaklarını emmeye başlamış ve sonra kulak memene kadar gelmişti.Bunu yaparken aynı zamanda senin uyluklarını da nazikçe sıvazlıyordu. Gözleri senin yüzünde geziniyor ve yüzünde şehvetli bir ifade vardı.Senin saçlarını çektiği gibi, sonra kulağına eğilip fısıldadı.
      "Sen benimsin kölem. Gerek vücudun gerek zihnin.."
      Dedi ve seni keşfetmeye devam etti....
      ...
      DEVAM EDECEK
      Yorumlara düşüncelerinizi yazmayı unutmayın,seviliyorsunuz!

    • @mhbarwary4213
      @mhbarwary4213 7 หลายเดือนก่อน

      Lütfen smut bölümler yap
      ​@@Zeyneps2

    • @Zeyneps2
      @Zeyneps2  7 หลายเดือนก่อน +1

      @@mhbarwary4213 Yapacağım, diğer bölümlerde.

  • @sultannazzeybek9316
    @sultannazzeybek9316 7 หลายเดือนก่อน

    İlk

  • @Dansuistebebis
    @Dansuistebebis 7 หลายเดือนก่อน

    Oha çok iyiii

    • @Zeyneps2
      @Zeyneps2  7 หลายเดือนก่อน

      Teşekkürler :)

  • @ig134
    @ig134 7 หลายเดือนก่อน

    Ani yasadim

  • @sultannazzeybek9316
    @sultannazzeybek9316 7 หลายเดือนก่อน

    İlk