cemre abi seni ne kadardır takip ettiğimi bilmiyorum ara ara takibi bıraktığım oluyor çünkü çok sarıyorsun :) senin sayende kuran müslümanlığını keşfettim ve kuran müslümanı oldum,dinimize bir türlü tam anlamıyla inanamıyordum,ateizmden tut panteistliğe kadar artık kaç tane inanç sistemi ve düşünce sistemi varsa araştırdım ve çoğunu benimseyemedim azını haklı buldum,ama sonunda anladım ki dinimiz islam,kitabımız kuran,beni bu karışıklıktan kurtarıp beni hayata bağlamaya vesile olduğun için çok teşekkür ederim,geçen sene istanbuldaydım sana ulaşıp hiç olmazsa bi kahve içsek tanışsak seni dünya yüzüyle görsem dedim,ama sonra dedim ki adamın zaten derdi hastalığı var yanlış anlar boşver. umarım bu yorumumu okursun,seni seviyorum abi,inşallah çevremde de hep senin gibi yararlı insanlar olur
6:28 cemre 19 a mi inaniyor ? Bana çok zorlama geliyor hele ki ali imran 7. Ayette Allah uyarmasina rağmen, bir islemin kendi içinde tutarli olmasi onu doğru yapmaz heleki uymuyor diye ayet inkar ederek oldurmaya calismak tam bir sacmalik kur anda 7 sayisi da geçiyor 7 sayisiyla örüntü de yapariz ha 2 ayet degil 4 ayet inkar ederler böyle iş mi olur ,Reşat halife ye 19 u bularak bir çok kişinin müslüman olmasini sağladı demiste adamlar ayet inkar ediyor ve Allah in hüküm vermediği kişiye bu elçi diye dolaşıyorlar ?? 19 sayisinin geçtiği ayete bakiyorum mucize dedikleri hakkinda uzaktan yakından alakasi olmayan bambaşka birşey anlatiyor hatta o surede kalbinde hastalik olanlarin fitneye düşeceğini söylüyor Allah burda ne demek istiyor diye , kendi kafalarina göre anlamlar yüklemeyin, cemreden beklemezdim
Yayında tanrı sonsuz güçteyse şunu niye böyle yaptı her şeyi biliyorsa bizi neden yarattı vesaire gibi sorular vardı tanrıda amaç konulu yorum yapacağım alttaki 2 yorumu okuyun. İlk yazıda tanımlamalar garip gelebilir belki ufak anlaşılmaz. 2. yazıda bu tanımlar üstünden alıntı yaptım o yüzden 1. yi anlamak lazım eyvallah.
X-: Algıda var, tanımda yok. X+: Algıda var, tanımda var. Y-: Algıda yok, tanımda yok. Y+: Algıda yok, tanımda var. X-: 1/0 X+:0/0 Y-: ∞ Y+: ∞/∞ Şekillerinde örneklenebilirler ve açıklayacak olursam: 1/0: Öncelikle yok diye bir miktar algımızda vardır ve gayet tanımlıdır. Işıksız bir ortam gibi, ışık yoktur bu algılanılabilir ve gayet tanımlanmıştır. Bir lamba olsun ve biz her düğmeye bastığımızda voltaj, buna bağlı olarak ışık çekiyor gibi bir tanımlama yapayım ve bunları seviye, tekrar, çekim olarak adlandırayım. Bir lamba 10 seviyeye 2 tekrarda ulaşmışsa çekimde 10/2=5 çekiyordur deriz. Şimdi bu tanım üzerinden 1/0 denkleminde 1 seviyeye 0 tekrar ile elde edilmiş yorumu yapılır ve çekim ne olursa olsun bu ışık yoktan varolmuştur. Bu durum tanıma kadir değildir fakat 1 ve 0 aklen elde tutulabilen varoluşlar olduğundan algıda mümkündür. Mümkün olan durum değil durumun elemanlarıdır. 0/0: Yukarıdaki tanımı kullanırsak; 0 seviye 0 tekrar yani ışıksız ortamda ışık artırma girişimi yoktur, gayet mâkuldür. Çekim seviyesi sonsuza kadar her sayı olabilir ve buna girişim olmadığıdan seviyesi manasızdır. 1/0 örneğinde yoktan varoluş çekimden bağımsız mümkünsüz olduğundan zaten bir yanıt verilemezdi, tanımsızdı. Fakat 0/0 örneğinde yanıt sınırı yoktur, her yanıt mümkündür ve tüm yanıtlar birbirine eş seviyede mümkündür. Yani yanıt vardır ama belli değildir. Yanıtı olması varış vaadeder ve bunu tanımlı kılar. Yokluğun algıda varoluşundan zaten bahsetmiştim, 0 algıda mümkündür. ∞: Sonsuz algıda mümkün olsaydı matematik varolmazdı. 1,3333… diye bir ışık seviyesi, sonsuza bağımlı şekilde akarken varolmamıştır ve ek olarak her 3, zamanla etkisize yaklaşır. Limitte, buna da geleceğim. 1 … 2 … 3 durumunda 1 ve 2 arasında sonsuz sayı aralığı ve her aralıkta sonsuz sayı, bunlarda da sonsuz aralık, bu da sonsuz üzeri sonsuz üzeri sonsuz tane sonsuzdan sonsuz tane ve sonsuza kadar sonsuz tane ve bundan da sonsuz tane ve bundan da… şeklinde, kalemi sadece sonsuza kadar ters 8 yaparak kullana(maya)cağımız bir aralıktır. Anlatmaya çalıştığım şey ötesi yoktur ve ne âlâdır ki 1,3 aralığı bu ötesizi kapsar. Sonsuz algıda mümkünsüz olan bir terimdir ve akışı temsil eder. Limitte bu terimin akışı tanımlanır ama bu terim tanımlanamaz, tanımlansa matematik tanımlanamaz. ∞/∞: Buradaki olay 0’ın payda durumunda olduğu gibi, bir tanımsızın karşısına kendisini getirmek ve tanımca nötrlemektir kısaca. 2/1 denkleminde Sıfırdan 0,1 artışın 10 tane olduğu sayı, 0-2 aralığında var mıdır ? Tanımı vardır. ∞/∞’da benzer olarak Z artışın sonsuz adet olduğu sayı, 0-∞ aralığında var mıdır ? Tanımı vardır. Yani sonsuza sabit bir artışla akan sayıyı, sabit artışı olmayan ötesiz sonsuz kapsar mı ? Yukarıda örneklediğim 1 … 2 … 3 durumunda olduğu gibi; Büyük aralıkta olan sonsuz, kapsadığı aralıktaki sonsuzu da kapsar. Sonsuz diğer sonsuzdan daha büyük varışa sahipse onu kapsar. 0 ve ∞ aralığı (-∞,+∞) aralığındansa pozitif kısımdaki ötesiz aralığı tanımlar. 1 … 2 … 3 durumunda ötesiz sayıdaki aralığı bir büyük aralık kapsamıştı ama ötesiz sayıdaki aralıktansa, ötesiz olan aralık bütünü kapsar. Pozitiflerde 0,∞ aralığı bütünü kapsayacak. Denkleme gelirsek; Z artışın sonsuz adet olduğu sayı ne olursa olsun 0,∞ aralığı bunu kapsayacak. Evet, Z artışın sonsuz adet olduğu sayının akışı ile sıfırdan sonsuza olan akışın yolu aynıdır. Ama bütünsel olarak büyük akış küçük akışı hep kapsayacak. Yani 0,1 artışlı 2/1 örneğindeki tanımı ∞/∞ örneğinde uygularsak Z 0/0 da olduğu gibi belirsiz olacak ve varış vaadedecek. Detay: Sonsuz, öncesinde de bahsettiğim gibi bir sayı değil terimdir. Yani sonsuz adet gibi kavramlar yoktur, buralardaki kastım akışın sonsuza olduğudur. Z artış adedinin akışının sonsuza olduğu demektense; Z artışın sonsuz adet olduğu gibi sayı gibi kavramlar kullandım. Halihazırda zaten artışın sonsuz olduğu bir sayı da mümkünsüzdür. 1,3333… sayısındaki gibi; Böyle bir miktar mümkünsüzdür ama akış aralığı kapsar. O kadar detaylıca yazdığım şeyde anlattığım şu idi: Sonsuza akan ışık seviyesi, sonsuza akan tekrar sayısı ile kaç çekim gücünde elde edilir ? Buradaki çekim gücü de Z oluyor. Kaç olduğu önemsizdir ve sonsuza akan tekrar ile sonsuza akan ışık seviyesi cevâben yanıta kadirdir. 1,2 aralığı 1,3 aralığını kapsamaz ve 1,3 aralığı 1,2 aralığını kapsar. Olumlu ve olumsuz iki cevap. Yani ∞/∞ terimlerle işlemde tanıma kadirdir. Buradaki tanımlamalardan sonra sırada 0 var. 0: Muhali tanımlar. Muhal haşa tanrının kadir olmadığı şeyler manasında kullanılıyor fakat varolmayanı tanımlıyorlar aslında. Muhal kısaca şudur: X+’da aklımızca tanımlı olanın tanımına aklımızda tanımlı olanın tanımsal olarak tersi tanımı ekleyerek bunu ŞEY olmaktan çıkartmak. Şey mümkündür ve Tanrı her ŞEY’e kadirdir. Üçgen aklımızda 3 köşeli olarak tanımlı iken, bunu 4 köşeli olarak tanımlayarak üçgen sıfatı üzerinden sunmak bunu ŞEY olmaktan çıkartır muhal eder. Çember aklımızda köşesiz iken, bunu köşeli olarak tanımlayarak çember sıfatı üzerinden sunmak bunu da ŞEY olmaktan çıkartır muhal eder. Köşeli çember tanrının kadir olmadığı değildir, yoktur ve muhaldir. 4 köşeli üçgen tanrının kadir olmadığı değildir, yoktur ve muhaldir. Başka bir evrende veyahutta başka bir algıda, yani Y ekseninde varoluşundan bahsedilemez, çünkü X+’da tanımlı olana, tanımına ters ve yine X+’dan olan bir tanım ekliyorsun ve X sınırında var olmayışını algının algılayabileceği bir tanım ortaya çıkartıyorsun. Bu yazı detaylı oldu. İleride ekleyeceğim sorulara yanıt olması ve ileride de yararlanacağım bir kaynak olması amacı ile bunları sundum.
Başlangıç olarak, mesela bir işe j diyelim ve yapılma süresinin hesabını yapalım. Sonsuz bu j’yi yapıyorsa bunu limit ile açıklarız. x güç olmak üzere Lim j/x=t x->∞ der isek iş ne olursa olsun x sonsuza yaklaşırken t sıfıra yaklaşacak. Sonsuz bir güç, sonsuz olmayan herhangi bir işi belirli bir sürede yapmaz. Normalde sonsuzu bir akış olarak kabul ediyoruz, sonsuz diye bir miktar olmadığını kabul ediyoruz. Tanrı bir sonraki sürede bir öncekinden daha güçlüyse, bir öncekinde bir sonrakine göre kadir olmadığı şeyler var ve bu onu sınırlar. Fakat o bütün sınırlamalardan münezzehtir. Sâffât 180. Bunu göz önüne alırsak j/x=t denkleminde x sonsuza akarken t sıfıra yaklaşıyordu. x burada sonsuza akmıyor, x burada sonsuz. Ve t de buna bağlı olarak, sıfıra yaklaştıkça varılan sıfır oluyor. İş, yani j sonsuz dışında her ne olursa olsun t hep 0 kalacak. Lokman Suresi 28. Ayet okunmalı. Şimdi birkaç örnek ile boyutsal birleşimleri anlatmaya çalışacağım: Çember, algımız tanımında; Belli uzunluktaki bir ipin uçlarını denk getirerek birleştirilmiş şekil gibi tanımlanılabilir. Ve buna algımız tanımından köşe tanımı eklendiğinde muhal olur. Fakat çember Y ekseninde farklı bir şekilde tanımlı ise, örneğin; Sonsuz uzunlukta bir ip iki ucundan birleştiriliyor gibi. Bu algıda da yoktur tanımlı da değildir, aynı sonsuz güç ve buna bağlı süreçsizlik örneği gibi; Sonsuz diye bir ölçütün algılandığı seviyede, süreçsiz şekilde var olan bir işin yapılması mümkünsüz olmazdı. Şimdi durumu tanımlarsak: Bu ip Y-‘de sunulur ve buna X ekseninden yani algımızdan olan köşeli tanımını eklersek bizim algımızdaki 2 tanımın kesişip muhal olması gibi olmayabilir, çünkü Y tanımının tersi diye bir kavram olmayabilir, farklı boyutlardır aslında. Elma/armut denkleminde bir sayısal işleme 2 ad sokmak gibi, çok alakasız. Amaç veya herhangi bir davranış X ekseninde iş içerir. Süreçsizlik X tanımında iş olmayışında mümkündür. Muhal kendi tanımında bahsettiğim gibi, algıda tanımlanmış olana algı sınırlarından bu tanıma ters olan tanım eklendiğinde muhal olur. Süreçsiz amaç da bu tanıma bakılırsa muhaldir. Fakat süreçsizliği Y’de kabul edersek, sonsuz güç ve bunun kâdir olduğu süreçsiz iş oluşu mümkün olur. Algı sınırlarımızda süreçsiz amaç muhal iken, algımızın ötesinde süreçsiz amaç muhal değildir çünkü süreçsizlik sonsuz dahilinde tanımlanmıştır. Sonsuz uzunluktaki çember örneğindeki köşe gibi; Y eksenindeki böyle bir şeye eklenen X tanımı normal işlemeyebilir. Sonsuz uzunluktaki çember ne ki köşe gibi bir boyuta indirgenip aynı boyutta değerlendirebilsin ? Sonsuz güç de aynı şekilde. Sabit bir sonsuz, yani akışta tanımlanmayan bir sonsuz nedir ki üzerinde amaç aranabilsin ? Kendi süreçsizlik tanımımız ile tanrıda amaç aramak muhaldir. Algı üstü boyut için muhal diyemeyiz fakat, algı üstünü X ile zaten cevaplayamayız.Bir diğer örnek: X’te sunulmuş Y- ile tanım eklenmiş 60 dakikayı sonsuz parçaya bölmek örneği verilebilir. Buradan, kötülük probleminde de bahsettiğim AN’a ulaşırız. Bu da bambaşka boyutsal bir olgudur. Yani algımız ile girilecek bu arayışta muhal dışında cevapsızlıktan kurtulsak dahi, bu algımız ile aranıp bulunacak tanıma sahip bir cevap olmayacaktır. Her halükârda sonsuz güç sahibi, bütün kısıtlamalardan münezzeh olan Tanrı’da, amaç hususunda algımız ile cevap aramamız ve yanıt bulamayışımızı bir çelişkiye bağlamamız manasızdır. Bazı şeyleri tekrarlamış olabilirim, ileride belki günceller yayınlarım. Halihazırda da açıklayıcı bir yazı oldu ama detaylara hakimiyet vaadi istiyor gibi.
Bu kadar uzun yazıldığını bilmiyordum kötülük problemi yazısını da atıyorum buraya. Belki kuran mucizelerini de atarım tez gibi durur hepsi bu yayın yorumlarında.
lim t/x x→∞ Denkleminde t, deneyim süresini temsil ediyor. 1 saat için 60 dakika deneyimlenir, 1 dakika için 1 dakika. Bu işlemin cevabı olan x sonsuza giderken t deneyimi sıfıra yaklaşır. Yani limit tanımı gereği, bütün olan sonsuza akarken bunun dahilindeki sonlu kısım sıfıra (deneyimlenemeze) yaklaşır. Örneğin 60 dakika deneyiminde payda büyüdükçe deneyim azalacak ta ki sonsuza kadar. Belli bir zaman aralığını sonsuz eşit dilime bölersek bu aralıkların her biri tıpkı sonsuz gibi deneyimlenemeyen AN olur. Ama sonsuz farklı bir boyut tanımı olduğundan matematikle algılayamayacak mesela sonsuz AN 1 zaman dilimi etmeyebilir. Tıpkı 1 ve 2 arasında sonsuza akan miktarda sayı olup bu aralığın sonsuz sayı aralığında sayılar sonsuza gittikçe 1 ve 2 arasındaki 1’in deneyimlenemez olan AN’a yaklaşması gibi çünkü bu 1 her aralıkta sonsuza kadar var. Ama 1-2 arasındaki 1 yok değil. t için 1 dakika deneyiminde de aynı şekilde AN’a ulaşılacak. 60 ve 1 sonsuz işleminde deneyimsel fark oluşturmuyor ama az önce 1’in yok olmadığı gibi 60 da buradaki 1’den büyük bir deneyim. Burada anlatmaya çalıştığım şey kısaca: Bir zaman aralığındaki deneyim, bunun dahilindeki diğer deneyim sonsuza aktıkça deneyimsize yaklaşır. Bu deneyim vardır ama anlamsız denecek kadar. 1 ve 60 olayında olduğu gibi sayının ne olduğu önemli değil. Sonsuza akan deneyim sonluyu anlamsız kılacak. d dünya deneyimi a sonsuza akan ahiret deneyimi olmak üzere, d/d+a yukarıda olduğu gibi payda her an bütünüyle sonsuza akıyor. Sonsuza akan payda sonlu deneyimi anlamsız kılacak. Ama yok etmeyecek. Ve bu yaşamın süresi de matematiksel olarak deneyim anlamsızlığını etkilemeyecek. Deneyimsiz olan AN’a yaklaşan yaşam deneyimindeki eksiler sonsuza akana olana artı vaadediyorsa ( en ufak dahi ) bu eksiler de artıya karşın deneyimsize yaklaşacak. Çünkü sonsuzun akışı bu dünyadaki herhangi bir deneyimi deneyimsize yaklaştırıyor. Yani sonsuzun akışının içinde kötüysen, dünyadaki iyiler deneyimsize ve iyiysen, dünyadaki kötüleri deneyimsize yaklaştıracak. Kısaca sonsuzdaki iyi veya kötü, dünya deneyimindeki iyi veya kötüyü deneyimsize yaklaştıracak ve bu dünya deneyiminin süresi 1,60 örneğindeki gibi önemsiz. En ufak acı, seni sonsuzda iyiye yaklaştırdığı sürece (AN kadar deneyimsiz bir oranda yaklaştırmadığı sürece) hep tercihtir. İnşirah 5: Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Eğer ki bu kolaylık dünyada ise zaten kötülük problemi yok. Eğer ki ahirette ise, bu zorluk ahiretteki iyinin yanında deneyimsize yaklaşacak.
(Rum 1-5) O dönemde mağlup olacağına dair görüş birliği olan Bizans için, “Onlar yakında kazanacaktır” diyerek gelecek bilgisi veriyor. - Reddiyeler risk aldı yönünde. Birçok ayette (Örnek Ankebût 51) Kuran, size okunup duran kitap olarak adlandırılır. Sürekli okunmakta, hükümleri yayılıp uygulanmaktadır. İnsanlar hükümlerin ışığıyla savaşlarda, veyahut farklı dini motivasyonlar yolunda mallarını, evlatlarını dahi feda ediyor iken yeterince sorgucu yanaşmayacaklarını mı düşünüyorsunuz ? Sürekli okunup duran hak kitapta değişiklik nereye varır tahmin edemiyor musunuz ? Hayatını bitirme riskini İslami tebliğinin başında falan değil, siyasi olarak lider konumda iken almış olacağına mı inanıyorsunuz ? 3-9 yıl (bıd'ı) reddiyesi konusunda da söylediğim geçerli. Değiştirilmesi veya sonradan eklenmesi zaten mümkün değil tevatür iletisi var ve hiçbir nüshada da tarihi kaynakta da farklı bir durum geçmez. Son olarak Bakara 106. Ayette “Biz bir ayetin hükmünü yürürlülükten kaldırır veya onu unuttuturursak, mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz” ifadesi var. Hüküm değişimi ile net sonuç bildirisi değişimi bir değildir. Ay’ın ışığı, Güneş’in ışığından daha parlaktır denilebilir ama Ay Güneş’tir denemez. (Yunus 5-Nuh 16) - Ayın yansıtıcı görevini ve Güneşin aydınlatıcı görevini bilmesi. Açıkcası reddiyesiyle karşılaşmadım ama güzel bir açıklama yapmaya çalışacağım. Ayetlerde Ay için nûran kelimesi geçer başka ayetlerde kullanımına bakarsak, (Enam 91. ayette Musa'nın nur olarak size getirdiği kitabı kim indirdi),(Şura 52. ayette Kuranı kullarımızı doğru yola ileteceğimiz bir ışık yaptık). Güneş ışığı ayette diyâen olarak geçer aynı kullanım Enbiya 48. ayette de var. (Enbiya 48-Musa ve Harun'a ışık olan FURKAN'ı verdik.) Bakara 53. ayette Musa'ya kitabı ve furkanı verdik der. Yani Furkan ile kitap bir değildir. Furkan ın diğer ayetlerdeki kullanımına örnek: (Furkan 1-Hakla batılı ayıran Furkan'ı KULUNA indiren ne yücedir). Ay ışığı(nûran) geçen ayetlerde kitaptan bahsediyor ve kitap tebliği herkese yayar. Ama güneş ışığı(diyâen) vahiy gelen elçilerden bahsediyor. Yani Allah vahyi elçilerine direkt kendi kaynağından veriyor onlar aynen kitaba yazarak aldığı vahyi yansıtıyor. Umarım açıklayabilmişimdir reddiye olursa tartışırız yine. (Enbiya 30-Zariyat 47) - 20. Yüzyılda keşfettiğimiz evrenin genişlemesi olayı temel hatlarıyla 2 ayette açıklanıyor. Meal hatası reddiyesi hakkında : Big bang öncesinde de genişleticiyiz olarak fazlaca geçer. (ibn kesir-taberi-gazali-kurtubi..) o dönemde genişleticiyiz anlamlı gelmediği için rızkımız geniştir gibi tefsir edilenler var mesela Razi, tefsir-i kebir'de öyle tefsir eder ama benzer kullanım rızkı genişleticiyizde geçer diyerek not düşer ve açık kapı bırakır. Diğer bir kanıt şu örneklerde olduğu gibi: (Maide 40-41, Al-i imran 74-75,Bakara 77-78) Allah'ın gücü yeter, her şeyi bilir gibi ayet bitişlerinden sonraki ayette başka anlatıya eylem olmadan başlanır. Yani anlatı biter sonrasında gücü sıfatsal olarak tanımlar ve olay biter. Ama 47 den sonra Zariyat 48. ayette yeri de döşedik diye devam eder. Rızkımız geniştir diye bitirip diğer ayette yeri de döşedik olarak devam etmesi örneklediğim gibi anlatıma uymaz. Diğer reddiye Sümer metinlerinde Tevrat'ta yazıyor oluşu. Şimdi, Enbiya 104. ayette gök dürülecek ve sonrasında ilk halinden yaratıldığı gibi yaratılacak deniyor. Sahih Muslim 2788a hadisinde de peygamber, Allah o gün sağ eliyle dürecek gibi bir tâbir kullanıyor. يَطْوِي kelimesi geçer bu katlamak olarak çevrilir anlamı 3 boyutludur(uzaydaki temel kuvvetler bu boyutlara girmez fiziksel sıkışmadan bahsediyoruz), buruşturmak gibidir. İlk haline getirecek eylem bu ise o halin tersi olarak tekrar ilk halinden yaratılması 3 boyutlu bir genişlemenin sürekli olduğunu açıklar. Tevrat'ta (Yeşaya 45:12):Benim ellerim gerdi gökleri,bütün gök cisimleri benim buyruğumda. Benzer bir anlatı var ama fark olarak her anlatıda (Yeşaya 40:22 Gökleri perde gibi geren) perde benzetmesi var. Sümer metinlerinde evrendense yine 2 boyutsal bir ayrılış var. O dönemde Dünyanın yuvarlak olduğuna dair tahminler var. Bu tahminleri duymuş olsa ve doğru kabul etse tevratı veya sümeri kesin kabul edip onlarla harmanlamaz. Eğer tevratı sümeri kesin metin olarak alsa o zaman da herkesin çıkardığı gibi düz anlamı çıkaracak bu sefer yuvarlağı kabul etmeyecek. İki bilgide de yoğunlukla hatalar var ve birbiriyle çelişiyorlar bunlardan hataları sıyırıp doğruları alıp birleştirmesi gerekiyor ki biz, bu ilme mucize diyoruz zaten.
Cemre demirel mevlana nin ariflerin menkibesi kitabinda şirk sözleri var demişsin bak kitabın farsca orijinalinda böyle bir şey yok çevirirken katmış karistirmişlar böyle büyük bir Allah dostuna oftira atmayın
Allah inananlarin mevlasidir diye ayet var celalettin rumi gitmis Allah ismini kendisine almis mevlana diye Mesnevi nin açılışı bu Allah tarafından inmedir vahiydir diye açılıyor bir değil iki değil hala neyi kiviriyorsunuz
@guts1697 hepsi olmasa bile mevlana hz. Kötü gösterecek kadar ya bu zat bu eserler 800 senedir var bu kadar ulema sultan padişah bu insanlar i gavur edecek şeyleri farkına varamamis cemre varmış
bu harbiden zengin kalkışıydı
Bu aralar boşladım abi tekrarlarını izliyorum iyi ki ekliyorsun sağolasın😊❤
cemre abi seni ne kadardır takip ettiğimi bilmiyorum ara ara takibi bıraktığım oluyor çünkü çok sarıyorsun :)
senin sayende kuran müslümanlığını keşfettim ve kuran müslümanı oldum,dinimize bir türlü tam anlamıyla inanamıyordum,ateizmden tut panteistliğe kadar artık kaç tane inanç sistemi ve düşünce sistemi varsa araştırdım ve çoğunu benimseyemedim azını haklı buldum,ama sonunda anladım ki dinimiz islam,kitabımız kuran,beni bu karışıklıktan kurtarıp beni hayata bağlamaya vesile olduğun için çok teşekkür ederim,geçen sene istanbuldaydım sana ulaşıp hiç olmazsa bi kahve içsek tanışsak seni dünya yüzüyle görsem dedim,ama sonra dedim ki adamın zaten derdi hastalığı var yanlış anlar boşver.
umarım bu yorumumu okursun,seni seviyorum abi,inşallah çevremde de hep senin gibi yararlı insanlar olur
6:28 cemre 19 a mi inaniyor ? Bana çok zorlama geliyor hele ki ali imran 7. Ayette Allah uyarmasina rağmen, bir islemin kendi içinde tutarli olmasi onu doğru yapmaz heleki uymuyor diye ayet inkar ederek oldurmaya calismak tam bir sacmalik kur anda 7 sayisi da geçiyor 7 sayisiyla örüntü de yapariz ha 2 ayet degil 4 ayet inkar ederler böyle iş mi olur ,Reşat halife ye 19 u bularak bir çok kişinin müslüman olmasini sağladı demiste adamlar ayet inkar ediyor ve Allah in hüküm vermediği kişiye bu elçi diye dolaşıyorlar ?? 19 sayisinin geçtiği ayete bakiyorum mucize dedikleri hakkinda uzaktan yakından alakasi olmayan bambaşka birşey anlatiyor hatta o surede kalbinde hastalik olanlarin fitneye düşeceğini söylüyor Allah burda ne demek istiyor diye , kendi kafalarina göre anlamlar yüklemeyin, cemreden beklemezdim
İziet Güllü izle acilen tek kurtulusun o
Nihat genç çok daha büyük entelektüel Sevan da kimmiş cemre
Bir eser ceviriden değil orijinal den degerlendirilir bu kadar bilgilisin bunu bilmiyorsun
Burdaki konu başka biliyorum ama uyarayım dedim
abi yarın sınav var seni izliyorum
Final mi
Git sınavına çalış kardeşim
Benim gibi bir dik olamayacaksın
İkincisi bizim inancımızda tasavvuf da en büyük evliya olsan sahabenin en aşağısından bile aşağıdadır iftira atmayin
Allah Kuran'da insanlari rabler/efendiler edinmeyin diyor hala Allah ile araniza kast sistemi gibi hiyerarşik sistem koyuyorsunuz
1:00:21 ya nolucak şarkı sonuçta abi olabilir sorun yok beğenmekte hiç
Yayında tanrı sonsuz güçteyse şunu niye böyle yaptı her şeyi biliyorsa bizi neden yarattı vesaire gibi sorular vardı tanrıda amaç konulu yorum yapacağım alttaki 2 yorumu okuyun. İlk yazıda tanımlamalar garip gelebilir belki ufak anlaşılmaz. 2. yazıda bu tanımlar üstünden alıntı yaptım o yüzden 1. yi anlamak lazım eyvallah.
X-: Algıda var, tanımda yok.
X+: Algıda var, tanımda var.
Y-: Algıda yok, tanımda yok.
Y+: Algıda yok, tanımda var.
X-: 1/0
X+:0/0
Y-: ∞
Y+: ∞/∞
Şekillerinde örneklenebilirler ve açıklayacak olursam:
1/0: Öncelikle yok diye bir miktar algımızda vardır ve gayet tanımlıdır. Işıksız bir ortam gibi, ışık yoktur bu algılanılabilir ve gayet tanımlanmıştır. Bir lamba olsun ve biz her düğmeye bastığımızda voltaj, buna bağlı olarak ışık çekiyor gibi bir tanımlama yapayım ve bunları seviye, tekrar, çekim olarak adlandırayım. Bir lamba 10 seviyeye 2 tekrarda ulaşmışsa çekimde 10/2=5 çekiyordur deriz. Şimdi bu tanım üzerinden 1/0 denkleminde 1 seviyeye 0 tekrar ile elde edilmiş yorumu yapılır ve çekim ne olursa olsun bu ışık yoktan varolmuştur. Bu durum tanıma kadir değildir fakat 1 ve 0 aklen elde tutulabilen varoluşlar olduğundan algıda mümkündür. Mümkün olan durum değil durumun elemanlarıdır.
0/0: Yukarıdaki tanımı kullanırsak; 0 seviye 0 tekrar yani ışıksız ortamda ışık artırma girişimi yoktur, gayet mâkuldür. Çekim seviyesi sonsuza kadar her sayı olabilir ve buna girişim olmadığıdan seviyesi manasızdır. 1/0 örneğinde yoktan varoluş çekimden bağımsız mümkünsüz olduğundan zaten bir yanıt verilemezdi, tanımsızdı. Fakat 0/0 örneğinde yanıt sınırı yoktur, her yanıt mümkündür ve tüm yanıtlar birbirine eş seviyede mümkündür. Yani yanıt vardır ama belli değildir. Yanıtı olması varış vaadeder ve bunu tanımlı kılar. Yokluğun algıda varoluşundan zaten bahsetmiştim, 0 algıda mümkündür.
∞: Sonsuz algıda mümkün olsaydı matematik varolmazdı. 1,3333… diye bir ışık seviyesi, sonsuza bağımlı şekilde akarken varolmamıştır ve ek olarak her 3, zamanla etkisize yaklaşır. Limitte, buna da geleceğim. 1 … 2 … 3 durumunda 1 ve 2 arasında sonsuz sayı aralığı ve her aralıkta sonsuz sayı, bunlarda da sonsuz aralık, bu da sonsuz üzeri sonsuz üzeri sonsuz tane sonsuzdan sonsuz tane ve sonsuza kadar sonsuz tane ve bundan da sonsuz tane ve bundan da… şeklinde, kalemi sadece sonsuza kadar ters 8 yaparak kullana(maya)cağımız bir aralıktır. Anlatmaya çalıştığım şey ötesi yoktur ve ne âlâdır ki 1,3 aralığı bu ötesizi kapsar. Sonsuz algıda mümkünsüz olan bir terimdir ve akışı temsil eder. Limitte bu terimin akışı tanımlanır ama bu terim tanımlanamaz, tanımlansa matematik tanımlanamaz.
∞/∞: Buradaki olay 0’ın payda durumunda olduğu gibi, bir tanımsızın karşısına kendisini getirmek ve tanımca nötrlemektir kısaca. 2/1 denkleminde Sıfırdan 0,1 artışın 10 tane olduğu sayı, 0-2 aralığında var mıdır ? Tanımı vardır. ∞/∞’da benzer olarak Z artışın sonsuz adet olduğu sayı, 0-∞ aralığında var mıdır ? Tanımı vardır. Yani sonsuza sabit bir artışla akan sayıyı, sabit artışı olmayan ötesiz sonsuz kapsar mı ? Yukarıda örneklediğim 1 … 2 … 3 durumunda olduğu gibi; Büyük aralıkta olan sonsuz, kapsadığı aralıktaki sonsuzu da kapsar. Sonsuz diğer sonsuzdan daha büyük varışa sahipse onu kapsar. 0 ve ∞ aralığı (-∞,+∞) aralığındansa pozitif kısımdaki ötesiz aralığı tanımlar. 1 … 2 … 3 durumunda ötesiz sayıdaki aralığı bir büyük aralık kapsamıştı ama ötesiz sayıdaki aralıktansa, ötesiz olan aralık bütünü kapsar. Pozitiflerde 0,∞ aralığı bütünü kapsayacak. Denkleme gelirsek; Z artışın sonsuz adet olduğu sayı ne olursa olsun 0,∞ aralığı bunu kapsayacak. Evet, Z artışın sonsuz adet olduğu sayının akışı ile sıfırdan sonsuza olan akışın yolu aynıdır. Ama bütünsel olarak büyük akış küçük akışı hep kapsayacak. Yani 0,1 artışlı 2/1 örneğindeki tanımı ∞/∞ örneğinde uygularsak Z 0/0 da olduğu gibi belirsiz olacak ve varış vaadedecek.
Detay: Sonsuz, öncesinde de bahsettiğim gibi bir sayı değil terimdir. Yani sonsuz adet gibi kavramlar yoktur, buralardaki kastım akışın sonsuza olduğudur. Z artış adedinin akışının sonsuza olduğu demektense; Z artışın sonsuz adet olduğu gibi sayı gibi kavramlar kullandım. Halihazırda zaten artışın sonsuz olduğu bir sayı da mümkünsüzdür. 1,3333… sayısındaki gibi; Böyle bir miktar mümkünsüzdür ama akış aralığı kapsar. O kadar detaylıca yazdığım şeyde anlattığım şu idi: Sonsuza akan ışık seviyesi, sonsuza akan tekrar sayısı ile kaç çekim gücünde elde edilir ? Buradaki çekim gücü de Z oluyor. Kaç olduğu önemsizdir ve sonsuza akan tekrar ile sonsuza akan ışık seviyesi cevâben yanıta kadirdir. 1,2 aralığı 1,3 aralığını kapsamaz ve 1,3 aralığı 1,2 aralığını kapsar. Olumlu ve olumsuz iki cevap. Yani ∞/∞ terimlerle işlemde tanıma kadirdir.
Buradaki tanımlamalardan sonra sırada 0 var.
0: Muhali tanımlar. Muhal haşa tanrının kadir olmadığı şeyler manasında kullanılıyor fakat varolmayanı tanımlıyorlar aslında. Muhal kısaca şudur: X+’da aklımızca tanımlı olanın tanımına aklımızda tanımlı olanın tanımsal olarak tersi tanımı ekleyerek bunu ŞEY olmaktan çıkartmak. Şey mümkündür ve Tanrı her ŞEY’e kadirdir. Üçgen aklımızda 3 köşeli olarak tanımlı iken, bunu 4 köşeli olarak tanımlayarak üçgen sıfatı üzerinden sunmak bunu ŞEY olmaktan çıkartır muhal eder. Çember aklımızda köşesiz iken, bunu köşeli olarak tanımlayarak çember sıfatı üzerinden sunmak bunu da ŞEY olmaktan çıkartır muhal eder. Köşeli çember tanrının kadir olmadığı değildir, yoktur ve muhaldir. 4 köşeli üçgen tanrının kadir olmadığı değildir, yoktur ve muhaldir. Başka bir evrende veyahutta başka bir algıda, yani Y ekseninde varoluşundan bahsedilemez, çünkü X+’da tanımlı olana, tanımına ters ve yine X+’dan olan bir tanım ekliyorsun ve X sınırında var olmayışını algının algılayabileceği bir tanım ortaya çıkartıyorsun.
Bu yazı detaylı oldu. İleride ekleyeceğim sorulara yanıt olması ve ileride de yararlanacağım bir kaynak olması amacı ile bunları sundum.
Başlangıç olarak, mesela bir işe j diyelim ve yapılma süresinin hesabını yapalım. Sonsuz bu j’yi yapıyorsa bunu limit ile açıklarız.
x güç olmak üzere Lim j/x=t
x->∞
der isek iş ne olursa olsun x sonsuza yaklaşırken t sıfıra yaklaşacak. Sonsuz bir güç, sonsuz olmayan herhangi bir işi belirli bir sürede yapmaz.
Normalde sonsuzu bir akış olarak kabul ediyoruz, sonsuz diye bir miktar olmadığını kabul ediyoruz. Tanrı bir sonraki sürede bir öncekinden daha güçlüyse, bir öncekinde bir sonrakine göre kadir olmadığı şeyler var ve bu onu sınırlar. Fakat o bütün sınırlamalardan münezzehtir. Sâffât 180. Bunu göz önüne alırsak j/x=t denkleminde x sonsuza akarken t sıfıra yaklaşıyordu. x burada sonsuza akmıyor, x burada sonsuz. Ve t de buna bağlı olarak, sıfıra yaklaştıkça varılan sıfır oluyor.
İş, yani j sonsuz dışında her ne olursa olsun t hep 0 kalacak. Lokman Suresi 28. Ayet okunmalı.
Şimdi birkaç örnek ile boyutsal birleşimleri anlatmaya çalışacağım:
Çember, algımız tanımında; Belli uzunluktaki bir ipin uçlarını denk getirerek birleştirilmiş şekil gibi tanımlanılabilir. Ve buna algımız tanımından köşe tanımı eklendiğinde muhal olur. Fakat çember Y ekseninde farklı bir şekilde tanımlı ise, örneğin; Sonsuz uzunlukta bir ip iki ucundan birleştiriliyor gibi. Bu algıda da yoktur tanımlı da değildir, aynı sonsuz güç ve buna bağlı süreçsizlik örneği gibi; Sonsuz diye bir ölçütün algılandığı seviyede, süreçsiz şekilde var olan bir işin yapılması mümkünsüz olmazdı. Şimdi durumu tanımlarsak: Bu ip Y-‘de sunulur ve buna X ekseninden yani algımızdan olan köşeli tanımını eklersek bizim algımızdaki 2 tanımın kesişip muhal olması gibi olmayabilir, çünkü Y tanımının tersi diye bir kavram olmayabilir, farklı boyutlardır aslında. Elma/armut denkleminde bir sayısal işleme 2 ad sokmak gibi, çok alakasız.
Amaç veya herhangi bir davranış X ekseninde iş içerir. Süreçsizlik X tanımında iş olmayışında mümkündür. Muhal kendi tanımında bahsettiğim gibi, algıda tanımlanmış olana algı sınırlarından bu tanıma ters olan tanım eklendiğinde muhal olur. Süreçsiz amaç da bu tanıma bakılırsa muhaldir. Fakat süreçsizliği Y’de kabul edersek, sonsuz güç ve bunun kâdir olduğu süreçsiz iş oluşu mümkün olur. Algı sınırlarımızda süreçsiz amaç muhal iken, algımızın ötesinde süreçsiz amaç muhal değildir çünkü süreçsizlik sonsuz dahilinde tanımlanmıştır. Sonsuz uzunluktaki çember örneğindeki köşe gibi; Y eksenindeki böyle bir şeye eklenen X tanımı normal işlemeyebilir. Sonsuz uzunluktaki çember ne ki köşe gibi bir boyuta indirgenip aynı boyutta değerlendirebilsin ? Sonsuz güç de aynı şekilde. Sabit bir sonsuz, yani akışta tanımlanmayan bir sonsuz nedir ki üzerinde amaç aranabilsin ? Kendi süreçsizlik tanımımız ile tanrıda amaç aramak muhaldir. Algı üstü boyut için muhal diyemeyiz fakat, algı üstünü X ile zaten cevaplayamayız.Bir diğer örnek: X’te sunulmuş Y- ile tanım eklenmiş 60 dakikayı sonsuz parçaya bölmek örneği verilebilir. Buradan, kötülük probleminde de bahsettiğim AN’a ulaşırız. Bu da bambaşka boyutsal bir olgudur. Yani algımız ile girilecek bu arayışta muhal dışında cevapsızlıktan kurtulsak dahi, bu algımız ile aranıp bulunacak tanıma sahip bir cevap olmayacaktır. Her halükârda sonsuz güç sahibi, bütün kısıtlamalardan münezzeh olan Tanrı’da, amaç hususunda algımız ile cevap aramamız ve yanıt bulamayışımızı bir çelişkiye bağlamamız manasızdır.
Bazı şeyleri tekrarlamış olabilirim, ileride belki günceller yayınlarım. Halihazırda da açıklayıcı bir yazı oldu ama detaylara hakimiyet vaadi istiyor gibi.
Bu kadar uzun yazıldığını bilmiyordum kötülük problemi yazısını da atıyorum buraya. Belki kuran mucizelerini de atarım tez gibi durur hepsi bu yayın yorumlarında.
lim t/x
x→∞
Denkleminde t, deneyim süresini temsil ediyor. 1 saat için 60 dakika deneyimlenir, 1 dakika için 1 dakika. Bu işlemin cevabı olan x sonsuza giderken t deneyimi sıfıra yaklaşır. Yani limit tanımı gereği, bütün olan sonsuza akarken bunun dahilindeki sonlu kısım sıfıra (deneyimlenemeze) yaklaşır.
Örneğin 60 dakika deneyiminde payda büyüdükçe deneyim azalacak ta ki sonsuza kadar. Belli bir zaman aralığını sonsuz eşit dilime bölersek bu aralıkların her biri tıpkı sonsuz gibi deneyimlenemeyen AN olur. Ama sonsuz farklı bir boyut tanımı olduğundan matematikle algılayamayacak mesela sonsuz AN 1 zaman dilimi etmeyebilir. Tıpkı 1 ve 2 arasında sonsuza akan miktarda sayı olup bu aralığın sonsuz sayı aralığında sayılar sonsuza gittikçe 1 ve 2 arasındaki 1’in deneyimlenemez olan AN’a yaklaşması gibi çünkü bu 1 her aralıkta sonsuza kadar var. Ama 1-2 arasındaki 1 yok değil.
t için 1 dakika deneyiminde de aynı şekilde AN’a ulaşılacak. 60 ve 1 sonsuz işleminde deneyimsel fark oluşturmuyor ama az önce 1’in yok olmadığı gibi 60 da buradaki 1’den büyük bir deneyim.
Burada anlatmaya çalıştığım şey kısaca: Bir zaman aralığındaki deneyim, bunun dahilindeki diğer deneyim sonsuza aktıkça deneyimsize yaklaşır. Bu deneyim vardır ama anlamsız denecek kadar. 1 ve 60 olayında olduğu gibi sayının ne olduğu önemli değil. Sonsuza akan deneyim sonluyu anlamsız kılacak.
d dünya deneyimi a sonsuza akan ahiret deneyimi olmak üzere, d/d+a yukarıda olduğu gibi payda her an bütünüyle sonsuza akıyor. Sonsuza akan payda sonlu deneyimi anlamsız kılacak. Ama yok etmeyecek. Ve bu yaşamın süresi de matematiksel olarak deneyim anlamsızlığını etkilemeyecek.
Deneyimsiz olan AN’a yaklaşan yaşam deneyimindeki eksiler sonsuza akana olana artı vaadediyorsa ( en ufak dahi ) bu eksiler de artıya karşın deneyimsize yaklaşacak. Çünkü sonsuzun akışı bu dünyadaki herhangi bir deneyimi deneyimsize yaklaştırıyor. Yani sonsuzun akışının içinde kötüysen, dünyadaki iyiler deneyimsize ve iyiysen, dünyadaki kötüleri deneyimsize yaklaştıracak. Kısaca sonsuzdaki iyi veya kötü, dünya deneyimindeki iyi veya kötüyü deneyimsize yaklaştıracak ve bu dünya deneyiminin süresi 1,60 örneğindeki gibi önemsiz. En ufak acı, seni sonsuzda iyiye yaklaştırdığı sürece (AN kadar deneyimsiz bir oranda yaklaştırmadığı sürece) hep tercihtir.
İnşirah 5: Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Eğer ki bu kolaylık dünyada ise zaten kötülük problemi yok. Eğer ki ahirette ise, bu zorluk ahiretteki iyinin yanında deneyimsize yaklaşacak.
(Rum 1-5) O dönemde mağlup olacağına dair görüş birliği olan Bizans için, “Onlar yakında kazanacaktır” diyerek gelecek bilgisi veriyor. - Reddiyeler risk aldı yönünde. Birçok ayette (Örnek Ankebût 51) Kuran, size okunup duran kitap olarak adlandırılır. Sürekli okunmakta, hükümleri yayılıp uygulanmaktadır. İnsanlar hükümlerin ışığıyla savaşlarda, veyahut farklı dini motivasyonlar yolunda mallarını, evlatlarını dahi feda ediyor iken yeterince sorgucu yanaşmayacaklarını mı düşünüyorsunuz ? Sürekli okunup duran hak kitapta değişiklik nereye varır tahmin edemiyor musunuz ? Hayatını bitirme riskini İslami tebliğinin başında falan değil, siyasi olarak lider konumda iken almış olacağına mı inanıyorsunuz ? 3-9 yıl (bıd'ı) reddiyesi konusunda da söylediğim geçerli. Değiştirilmesi veya sonradan eklenmesi zaten mümkün değil tevatür iletisi var ve hiçbir nüshada da tarihi kaynakta da farklı bir durum geçmez. Son olarak Bakara 106. Ayette “Biz bir ayetin hükmünü yürürlülükten kaldırır veya onu unuttuturursak, mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz” ifadesi var. Hüküm değişimi ile net sonuç bildirisi değişimi bir değildir. Ay’ın ışığı, Güneş’in ışığından daha parlaktır denilebilir ama Ay Güneş’tir denemez.
(Yunus 5-Nuh 16) - Ayın yansıtıcı görevini ve Güneşin aydınlatıcı görevini bilmesi. Açıkcası reddiyesiyle karşılaşmadım ama güzel bir açıklama yapmaya çalışacağım. Ayetlerde Ay için nûran kelimesi geçer başka ayetlerde kullanımına bakarsak, (Enam 91. ayette Musa'nın nur olarak size getirdiği kitabı kim indirdi),(Şura 52. ayette Kuranı kullarımızı doğru yola ileteceğimiz bir ışık yaptık). Güneş ışığı ayette diyâen olarak geçer aynı kullanım Enbiya 48. ayette de var. (Enbiya 48-Musa ve Harun'a ışık olan FURKAN'ı verdik.) Bakara 53. ayette Musa'ya kitabı ve furkanı verdik der. Yani Furkan ile kitap bir değildir. Furkan ın diğer ayetlerdeki kullanımına örnek: (Furkan 1-Hakla batılı ayıran Furkan'ı KULUNA indiren ne yücedir). Ay ışığı(nûran) geçen ayetlerde kitaptan bahsediyor ve kitap tebliği herkese yayar. Ama güneş ışığı(diyâen) vahiy gelen elçilerden bahsediyor. Yani Allah vahyi elçilerine direkt kendi kaynağından veriyor onlar aynen kitaba yazarak aldığı vahyi yansıtıyor. Umarım açıklayabilmişimdir reddiye olursa tartışırız yine.
(Enbiya 30-Zariyat 47) - 20. Yüzyılda keşfettiğimiz evrenin genişlemesi olayı temel hatlarıyla 2 ayette açıklanıyor. Meal hatası reddiyesi hakkında : Big bang öncesinde de genişleticiyiz olarak fazlaca geçer. (ibn kesir-taberi-gazali-kurtubi..) o dönemde genişleticiyiz anlamlı gelmediği için rızkımız geniştir gibi tefsir edilenler var mesela Razi, tefsir-i kebir'de öyle tefsir eder ama benzer kullanım rızkı genişleticiyizde geçer diyerek not düşer ve açık kapı bırakır. Diğer bir kanıt şu örneklerde olduğu gibi: (Maide 40-41, Al-i imran 74-75,Bakara 77-78) Allah'ın gücü yeter, her şeyi bilir gibi ayet bitişlerinden sonraki ayette başka anlatıya eylem olmadan başlanır. Yani anlatı biter sonrasında gücü sıfatsal olarak tanımlar ve olay biter. Ama 47 den sonra Zariyat 48. ayette yeri de döşedik diye devam eder. Rızkımız geniştir diye bitirip diğer ayette yeri de döşedik olarak devam etmesi örneklediğim gibi anlatıma uymaz. Diğer reddiye Sümer metinlerinde Tevrat'ta yazıyor oluşu. Şimdi, Enbiya 104. ayette gök dürülecek ve sonrasında ilk halinden yaratıldığı gibi yaratılacak deniyor. Sahih Muslim 2788a hadisinde de peygamber, Allah o gün sağ eliyle dürecek gibi bir tâbir kullanıyor. يَطْوِي kelimesi geçer bu katlamak olarak çevrilir anlamı 3 boyutludur(uzaydaki temel kuvvetler bu boyutlara girmez fiziksel sıkışmadan bahsediyoruz), buruşturmak gibidir. İlk haline getirecek eylem bu ise o halin tersi olarak tekrar ilk halinden yaratılması 3 boyutlu bir genişlemenin sürekli olduğunu açıklar. Tevrat'ta (Yeşaya 45:12):Benim ellerim gerdi gökleri,bütün gök cisimleri benim buyruğumda. Benzer bir anlatı var ama fark olarak her anlatıda (Yeşaya 40:22 Gökleri perde gibi geren) perde benzetmesi var. Sümer metinlerinde evrendense yine 2 boyutsal bir ayrılış var. O dönemde Dünyanın yuvarlak olduğuna dair tahminler var. Bu tahminleri duymuş olsa ve doğru kabul etse tevratı veya sümeri kesin kabul edip onlarla harmanlamaz. Eğer tevratı sümeri kesin metin olarak alsa o zaman da herkesin çıkardığı gibi düz anlamı çıkaracak bu sefer yuvarlağı kabul etmeyecek. İki bilgide de yoğunlukla hatalar var ve birbiriyle çelişiyorlar bunlardan hataları sıyırıp doğruları alıp birleştirmesi gerekiyor ki biz, bu ilme mucize diyoruz zaten.
Cemre demirel mevlana nin ariflerin menkibesi kitabinda şirk sözleri var demişsin bak kitabın farsca orijinalinda böyle bir şey yok çevirirken katmış karistirmişlar böyle büyük bir Allah dostuna oftira atmayın
Allah inananlarin mevlasidir diye ayet var celalettin rumi gitmis Allah ismini kendisine almis mevlana diye Mesnevi nin açılışı bu Allah tarafından inmedir vahiydir diye açılıyor bir değil iki değil hala neyi kiviriyorsunuz
Hepsi mi yanlış çevrilmiş islam dininde Kuran'da ne zaman nerde haşa Allah olmak var tanri olmak var fivarun musunuz siz ?
@guts1697 hepsi olmasa bile mevlana hz. Kötü gösterecek kadar ya bu zat bu eserler 800 senedir var bu kadar ulema sultan padişah bu insanlar i gavur edecek şeyleri farkına varamamis cemre varmış