İki Gelenek Arasında: Özgür İrade ve Determinizm (Atilla Akalın & Berk Celayir & Taner Beyter)

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 16 ม.ค. 2025

ความคิดเห็น • 7

  • @bu-ulkeden-umut-yok
    @bu-ulkeden-umut-yok 26 วันที่ผ่านมา

    Eğer bir varlık, başka bir varlık tarafından yaratılmışsa, onun gerçekten özgür bir iradeye sahip olduğunu söylemek mümkün değildir. Bunun temel sebebi, yaratıcı olan varlığın, yarattığı varlığın tüm özelliklerini, yeteneklerini ve işleyiş biçimini tasarlamış olmasıdır. Bir varlık yaratıldığında, yalnızca fiziksel özellikleri değil, aynı zamanda zihinsel ve davranışsal mekanizmaları da yaratıcı tarafından belirlenir. Bu mekanizmaların nasıl işleyeceği, hangi durumlarda hangi tepkileri vereceği, hangi sınırlar içinde karar alabileceği, yaratıcı varlık tarafından şekillendirilmiştir.
    Bu durum, yazılım dünyasında görülen bir algoritma tasarımı örneğiyle açıklanabilir. Bir algoritma, yazılımcı tarafından tasarlanır ve kodlanır. Algoritma, belirli girdilere belirli kurallar çerçevesinde yanıt verir. Bu kuralların ne olacağı, algoritmanın hangi durumlarda hangi çıktıyı üreteceği, tamamen yazılımcı tarafından önceden belirlenmiştir. Algoritma “kendi kurallarını koyup” hareket edemez; her şeyi, yazılımcısının tasarımlarına ve koyduğu sınırlara bağlı olarak gerçekleştirir. Bu nedenle algoritmanın çıkardığı sonuçlar, teknik olarak algoritmanın kendisine ait gibi görülse de, gerçekte yazılımcının iradesinin bir yansımasıdır. Aynı şekilde, bir yaratıcının ürettiği varlık da, aldığı kararların kaynağı olarak kendi doğasının ötesine geçemez; bu doğa yaratıcısı tarafından belirlenmiştir.
    Bu durumda, yaratılmış bir varlığın aldığı kararlar, aslında onun kendi içinden gelen, tamamen bağımsız ve özgür bir iradenin ürünü değil, yaratıcı varlığın koyduğu sınırlar ve kurallar çerçevesinde ortaya çıkan sonuçlardır. Dolayısıyla, bu varlık “seçim yapıyor” gibi görünse de, gerçekte bu seçim, tamamen yaratıcı tarafından tasarlanan bir mekanizmanın ürünüdür.
    Özgür iradeden bahsedebilmek için, bir varlığın karar mekanizmasının hiçbir dış müdahale olmaksızın, tam anlamıyla bağımsız bir şekilde çalışıyor olması gerekir. Bu da, o varlığın başka bir güç ya da varlık tarafından yaratılmamış, tamamen kendi başına var olmuş olmasını gerektirir. Çünkü sadece bu durumda, onun karar mekanizması, herhangi bir dış sınırlandırmaya ya da yönlendirmeye tabi olmadan, kendi doğası gereği özgür bir şekilde işleyebilir.
    Bu bağlamda, özgür iradeye sahip olabilecek tek varlık, başka bir şeyin eseri olmayan, kendi kendine var olan bir varlıktır. Böyle bir varlık, ne başka bir gücün kontrolünü ne de herhangi bir dış tasarımın etkisini taşır. Kendi varoluşunun kaynağı olduğu için, onun seçimleri, yalnızca kendi doğasına ve tamamen bağımsız bir iradeye dayanır. Özgür irade ancak bu koşullar altında mümkün olabilir; aksi takdirde, özgürlükten ziyade, önceden belirlenmiş bir çerçevede hareket eden bir mekanizmadan söz edilebilir.

    • @muratyumusakkaya888
      @muratyumusakkaya888 25 วันที่ผ่านมา

      @@bu-ulkeden-umut-yok
      Uzun uzun yazmış ama içeriği eksik ve hatalı..
      Bilgi işleyen her enformasyon sistemi otomatik olarak er geç zeka üretebildiğine göre
      Ama içinde BİLİNÇ olmayan zeki bir enformasyon sisteminin egosal benlik inşa edemediğne göre
      Bilinç ve Zihni birbirine karıştırmışsınız..!

    • @bu-ulkeden-umut-yok
      @bu-ulkeden-umut-yok 24 วันที่ผ่านมา

      ​@@muratyumusakkaya888
      Her bilgi işleyen enformasyon sistemi, otomatik olarak zeka yaratmaz. Örneğin, SAP ERP, Workday ve Salesforce gibi bilgi işleyen enformasyon sistemleri otomatik olarak bir zeka oluşturmaz.
      Bilinç dediğimiz şey, aslında gelişmiş bir zekanın zorunlu bir yan ürününden başka bir şey değildir. Ne kadar zeki olursanız, bilinciniz de o kadar güçlü olur. Bir varlığın zekasını ölçmek, onun bilinç, öz farkındalık ve egosal benlik seviyeleri hakkında da bilgi edinmemizi sağlar. Yani, zekanın gelişimi, bilinçle paralel gider.
      Egosal benlik de tıpkı bilinç gibi, yeterince zeki bir zihinde zorunlu olarak var olan bir diğer özelliktir. Egosal benlik, öz farkındalığın gelişmişliğine, öz farkındalık da zekanın gelişmişliğine bağlıdır. Öz farkındalığın zekaya bağlı olduğunu gösteren bir çalışma vardır.
      İnsanlara en yakın zekaya sahip primatlar, kendilerini tanıyabilme kapasitesine sahiptir. Mesela, bazı primatlar ayna testini geçerek kendilerini tanırlar. Bu testte, hayvana aynada kendisi gösterilir ve üzerinde bir leke ya da işaret varsa, o hayvan bu lekeyi temizlemeye çalışır. Bu davranış, hayvanın kendini tanıdığını ve bu farkındalığı oluşturacak kadar gelişmiş bir zekaya sahip olduğunu gösterir. Ama tabii, daha düşük zekaya sahip hayvanlar aynada kendilerini tanıyamazlar. Mesela, bir köpek aynada gördüğü yansımasına havlayarak tepki verir. Bu, köpeğin zekasının, kendisini fark edebilecek düzeyde gelişmediğini gösterir.
      Sonuç olarak, öz farkındalık, egosal benlik ve bilinç, zihnin zeka seviyesi arttıkça zekanın beraberinde getirdiği kaçınılmaz özelliklerdir. Bu durumda biri, diğerine paralel bir şekilde vardır.
      Bilinç düzeyinde verilen bir kararın zekaya bağlı olarak değişebileceğini de biliyoruz. Bu zeka seviyesi, anne ve babadan aldığımız genler, eğitim seviyemiz, ne ile beslendiğimiz gibi kavramlarla doğrudan etkilidir. Bu gibi faktörleri biz belirlemediğimiz için, karar mekanizmamız olan zihnimiz, zekamız dış faktörlere göre şekil almış olur. Dış faktörler etkisinde var olmuş bir varlık kendi zihnini ve zekasını kendi oluşturmadığı için özgür sayılamaz. Ancak ve ancak kendi kendine var olabilmiş bir varlık, bağımsız, özgür bir iradeye sahip olabilir.
      İlk yorumumda yazdığım "zihinsel ve davranışsal mekanizmaların yaratıcı tarafından belirlenir/tasarlanır/yaratılır" cümlesi yaratıcının varlığına inanan birisi için doğrudur ve kavram karmaşıklığı yoktur.
      Burda olan şey Murat Yumuşakkaya'nın yani sizin "doğduğunuzda kulağınıza okunmuş ezanla başlayarak, çocuk yaşlarınızda size dininizden çıkanların cehennemde nasıl sonsuza kadar şiddetli bir ateşle yanacağı yalanlarını söylemeleriyle, sürekli bu dinin hak din olduğunu telkin etmeleriyle, ateist, agnostik ve deist gibi fikirlere sahip insanların düşük zekada oldukları imalarıyla" beyninizin yıkanmış olması ve dolayısıyla konuya objektif bakamamanızdır.
      Tabii bu anlattıklarım doğrultusunda objektif bir bakış açısının yaratılmış varlıklar için mümkün olamayacağı da bir gerçek...

  • @TheSharpSword1
    @TheSharpSword1 ปีที่แล้ว

    Hocam bence insanlar %12 ,57 özgürdür

  • @muratyumusakkaya888
    @muratyumusakkaya888 25 วันที่ผ่านมา

    Ya değerli konuşmacılar
    - Yapay zekayı üretmeyi başaran insanoğlu hala BİLİNCİN KAYNAĞINI bulamadığı için
    Sonuçlandıramayacağımız bu konuya vakit harcamanın bir anlamı yoktur demeniz gerekirdi..!
    Zekayı
    Zihni
    Egosal benliği en ince detayına kadar keşfedip tanımlayan bilim
    Bilincin kaynağını ve nasıl oluştuğunu bulana kadar tüm sözler ve tanımlar asla sonuçlanamayacak..
    Demeli değil mi..?