Gerçek adı İsmail Doruk olan hafız1929’un Mayıs ayında Eskişehir’de doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir’de tamamlamıştır. Din eğitimini Hacı Hafız Hoşgörden almıştır. Genç yaşlarında Eskişehir şeker fabrikasında alım satım memurluğunda çalışmaya başlayan sanatçı, 1966 yılında girdiği sınavı kazanarak müezzin olmuş ve İstanbul’da çalışmaya başlamıştır. Süleymaniye Cami Hocası Saadettin Kaynak ile tanışıp ondan özel dersler alan
Isra 79 tefsiri ise Kalkıp namaz kıl” diye çevirdiğimiz tehecced fiilinin masdarı olan teheccüd kelimesi, yerine göre hem “uyumak” hem de “uyanmak” anlamına gelmektedir. Kelime, sözlüklerde bu âyetteki kullanımından hareketle “geceleyin uykudan kalkıp namaz kılmak” şeklinde açıklanmaktadır (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “hcd” md.). Fıkıh kitaplarında yatsı, vitir ve teravih namazları dışında geceyi ihya etmek, ibadet etmek için kılınan nâfile namazlara teheccüd namazı denmektedir. Âyetin ilgili kısmındaki üslûptan hareketle bu namazın Hz. Peygamber’e farz olduğu ileri sürüldüğü gibi, bunun gerek Hz. Peygamber’e gerekse diğer müslümanlara nâfile olduğu kanaatini taşıyanlar da vardır. Bu son görüşü savunanlara göre âyette, “sana mahsus bir nâfile...” denilerek Hz. Peygamber’in bu namazdan daha çok sevap kazanacağına işaret edilmişse de, aynı ibadete farklı sevap verilmesi ancak o ibadeti yapan kişinin ihlâs, huşû gibi mânevî durumuyla ilgili olabilir. Teheccüd namazının sekiz, dört veya iki rek‘at kılınabileceği yönünde görüşler vardır (bilgi için bk. Beşir Gözübenli, “Nafile Namazlar”, İFAV Ans., III, 408-409). Bize göre teheccüd namazının ya farz olması veya derecesini yükseltmesi gibi Hz. Peygamber’e mahsus yönü bulunmakla birlikte, bunun bereketinden yararlansınlar diye ümmetine de tavsiye edilmiştir. Ayrıca teheccüd namazı nâfileler grubuna girdiği için kesin bir rek‘at sayısı ileri sürerek bundan daha az veya daha fazla kılınamayacağını iddia etmek doğru değildir. Müfessirler “övülmüş bir makam” diye çevrilen makamen mahmûden ifadesini, Hz. Peygamber’in kıyametteki şefaat makamı, yine kıyamette kendisine “hamd bayrağı” verilmesi gibi değişik şekillerde yorumlamışlardır. Bunun belirli bir makam olmayıp çeşitli mazhariyetleri içerdiği de belirtilir. Her ne kadar Şevkânî (III, 284) gibi bazı müfessirler âyette özel bir makamın kastedildiğini ileri sürmüşlerse de bize göre Zemahşerî’nin de benimsediği (II, 372) son görüş daha mâkuldür. Ancak bu “övülen makam”ın dünyevî bir makam olduğunu düşünmek de mümkündür. Gerçekten Allah, resulünü daha dünyada üstün bir makama yüceltmiş; her şeyden önce onu “hâtemü’l-enbiyâ” (peygamberlerin sonuncusu) ve âlemlere rahmet yapmış; kendisine, zorlukları aşarak hiçbir peygambere nasip olmayan başarılar elde etme, Câhiliye denilen bir devirden kısa sürede dünyaya yayılan bir uygarlık dönemine geçişin yolunu açma onurunu ve mutluluğunu yaşatmıştır
Kıymetli arkadaşlar bu okuyan İsmail bülbül değil ramazan alpaslandır sadece İsmail Bülbül’ün mevlit albümü içersinde yer aldığı için İsmail bülbül zannedilmektedir
Kıymetli kardeşim ben her ikisinide yakinen tanıyorum İsmail hocamız müstakil bir Kur’an eğitimi almış değildir bu yüzden bu albümde mevlitleri kendisi okumuş aşka şerifleri de ramazan alpaslan hocamıza okutmışlardır ramazan hocamız da hala hayattadır
Ayrıca bu konuyla yakından ilgilendiğiniz için size teşekkür ediyorum çünki günümüzde eski klasik okuyucularımızı tek hatırlayan kalmadı ben sadece bilgi vermek amacıyla o yorumu yapmıştım
Eyvallah.ben seslere baktım.bu kasette sizin dediğiniz hocanın ismi varmı.tuhaf bir durum.ben dediğiniz hocanın sesini inceledim eğer benim bulduğum doğruysa pek benzemiyor sesi.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet nur olsun inşallah çok güzel kuran okuyor ve kasideler yüreğimizi istiyorum böyle güzel seslere ihtiyaç var 🤲🤲🤲🤲
Bülbül gibi ses hocama rahmet diliyorum.
Allah,ım rehmet etsin İsmail dedeme ve bütün ümmet,i Muhammed,e.
Gerçek adı İsmail Doruk olan hafız1929’un Mayıs ayında Eskişehir’de doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir’de tamamlamıştır. Din eğitimini Hacı Hafız Hoşgörden almıştır. Genç yaşlarında Eskişehir şeker fabrikasında alım satım memurluğunda çalışmaya başlayan sanatçı, 1966 yılında girdiği sınavı kazanarak müezzin olmuş ve İstanbul’da çalışmaya başlamıştır. Süleymaniye Cami Hocası Saadettin Kaynak ile tanışıp ondan özel dersler alan
Allah rehmet elesin. Amin
Allah rehmet eylesin. Amin
muazzam
mekanı cennet olsun
Allah rəhmət eləsin
İsra 79. Gecenin bir vaktinde kalkıp kendine mahsus nâfile bir ibadet olarak da namaz kıl ki, rabbin seni övülmüş bir makama yükseltsin.
Sadak ALLAHÜL Azim
Hocam mekanın cennet olsun harika okuyorsun
Allah gani gani rehmet etsin inşallah
Mekani cennet olsun
❤
Allah Gani Gani rahmet eylesin
Isra 79 tefsiri ise Kalkıp namaz kıl” diye çevirdiğimiz tehecced fiilinin masdarı olan teheccüd kelimesi, yerine göre hem “uyumak” hem de “uyanmak” anlamına gelmektedir. Kelime, sözlüklerde bu âyetteki kullanımından hareketle “geceleyin uykudan kalkıp namaz kılmak” şeklinde açıklanmaktadır (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “hcd” md.). Fıkıh kitaplarında yatsı, vitir ve teravih namazları dışında geceyi ihya etmek, ibadet etmek için kılınan nâfile namazlara teheccüd namazı denmektedir. Âyetin ilgili kısmındaki üslûptan hareketle bu namazın Hz. Peygamber’e farz olduğu ileri sürüldüğü gibi, bunun gerek Hz. Peygamber’e gerekse diğer müslümanlara nâfile olduğu kanaatini taşıyanlar da vardır. Bu son görüşü savunanlara göre âyette, “sana mahsus bir nâfile...” denilerek Hz. Peygamber’in bu namazdan daha çok sevap kazanacağına işaret edilmişse de, aynı ibadete farklı sevap verilmesi ancak o ibadeti yapan kişinin ihlâs, huşû gibi mânevî durumuyla ilgili olabilir. Teheccüd namazının sekiz, dört veya iki rek‘at kılınabileceği yönünde görüşler vardır (bilgi için bk. Beşir Gözübenli, “Nafile Namazlar”, İFAV Ans., III, 408-409). Bize göre teheccüd namazının ya farz olması veya derecesini yükseltmesi gibi Hz. Peygamber’e mahsus yönü bulunmakla birlikte, bunun bereketinden yararlansınlar diye ümmetine de tavsiye edilmiştir. Ayrıca teheccüd namazı nâfileler grubuna girdiği için kesin bir rek‘at sayısı ileri sürerek bundan daha az veya daha fazla kılınamayacağını iddia etmek doğru değildir.
Müfessirler “övülmüş bir makam” diye çevrilen makamen mahmûden ifadesini, Hz. Peygamber’in kıyametteki şefaat makamı, yine kıyamette kendisine “hamd bayrağı” verilmesi gibi değişik şekillerde yorumlamışlardır. Bunun belirli bir makam olmayıp çeşitli mazhariyetleri içerdiği de belirtilir. Her ne kadar Şevkânî (III, 284) gibi bazı müfessirler âyette özel bir makamın kastedildiğini ileri sürmüşlerse de bize göre Zemahşerî’nin de benimsediği (II, 372) son görüş daha mâkuldür. Ancak bu “övülen makam”ın dünyevî bir makam olduğunu düşünmek de mümkündür. Gerçekten Allah, resulünü daha dünyada üstün bir makama yüceltmiş; her şeyden önce onu “hâtemü’l-enbiyâ” (peygamberlerin sonuncusu) ve âlemlere rahmet yapmış; kendisine, zorlukları aşarak hiçbir peygambere nasip olmayan başarılar elde etme, Câhiliye denilen bir devirden kısa sürede dünyaya yayılan bir uygarlık dönemine geçişin yolunu açma onurunu ve mutluluğunu yaşatmıştır
Kıymetli arkadaşlar bu okuyan İsmail bülbül değil ramazan alpaslandır sadece İsmail Bülbül’ün mevlit albümü içersinde yer aldığı için İsmail bülbül zannedilmektedir
ibrahim altuntaş yanlışın var .ismail doruktur .
Kıymetli kardeşim ben her ikisinide yakinen tanıyorum İsmail hocamız müstakil bir Kur’an eğitimi almış değildir bu yüzden bu albümde mevlitleri kendisi okumuş aşka şerifleri de ramazan alpaslan hocamıza okutmışlardır ramazan hocamız da hala hayattadır
Ayrıca bu konuyla yakından ilgilendiğiniz için size teşekkür ediyorum çünki günümüzde eski klasik okuyucularımızı tek hatırlayan kalmadı ben sadece bilgi vermek amacıyla o yorumu yapmıştım
Eyvallah.ben seslere baktım.bu kasette sizin dediğiniz hocanın ismi varmı.tuhaf bir durum.ben dediğiniz hocanın sesini inceledim eğer benim bulduğum doğruysa pek benzemiyor sesi.
2.si tarz 2 surede de İsmail doruk a benziyor.Kuranda pek yapamasa da kendine has karakteristik ses nağmeleri var
Okuyan Ramazan Alpaslan dır.
Batuali ali abimiz selamlar. Bu hocamızın ismini öğrene bilirmiyiz bi zahmet abi
İsmail Doruk Hoca
Bu ses Ismaii bulbul hocanin sesi degil.