Melih Cevdet Anday çevirisiyle, Senelerce senelerce evveldi Bir deniz ülkesinde Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz İsmi; Annabel Lee Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten Sevmekten başka beni O çocuk ben çocuk, memleketimiz O deniz ülkesiydi Sevdalı değil karasevdalıydık Ben ve Annabel Lee Göklerde uçan melekler Kıskanırlardı bizi Bir gün işte bu yüzden göze geldi O deniz ülkesinde Üşüdü bir rüzgarından bulutun Güzelim Annabel Lee Götürdüler el üstünde Koyup gittiler beni Mezarı oradadır şimdi O deniz ülkesinde Biz daha bahtiyardık meleklerden Onlar kıskanırdı bizi Evet! Bu yüzden 'Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi' Bir gece rüzgarından bulutun Üşüdü gitti Annabel Lee Sevdadan yana kim olursa olsun Yaşca başca ileri Geçemezlerdi bizi Ne yedi kat göklerdeki melekler Ne deniz dibi cinleri Hiç biri ayıramaz beni senden Güzelim Annabel Lee Ay gelir ışır, hayalin erişir Güzelim Annabel Lee Orda gecelerim uzanır beklerim Sevgilim sevgilim hayatım gelinim O azgın sahildeki Yattığın yerde seni...
İCLAL LÜTFEN YARDIM ET !!!! bu şiiri seslendiren kim? spotifyda neredeyse bütün Annabel lee şiir seslendirmelerini dinledim ama bu hanımefendiyi bulamadım çıldırmak üzereyim lütfen şu kadının ismini söyle
bizlerden daha sağlıklıydı ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu. -kırmızı pazartesi, gabriel garcia marquez.
Bu şiirin spotify podcastler arasinda en cok dinledigim olmasi. Zevklerimizin benzerligi beni gulumsetiyor ve kendi kendime sanattan anlayan ve sanatla ruhunu doyuran insanlar hala var diyebiliyorum:)
Ben Türkçe olarak şiir podcasti dinliyorum. Güzel bir seslendirme sanatçısı seslendiriyor. Onu isterseniz yardimci olurum fakat ingilizce halini ilk defa bu kanalda dinledim.
Daha var ancak bu iki podcast en cok dinlediğim podcaslerdir. Umarım işinize yaramıştır. Link paylasmistim ancak ulaşmamış sanırım. Adlarını yazayım öyleyse. Şiirler -08.24 Birkaç satır şiir
dün gece okuduğum bir kitapta adam sevdiği kıza bu şiiri okuyordu, hemen yarınına en sevdiğim kanallardan birinde çevirisinin olması beni o kadar bahtiyar etti ki
Şarkı nasıl anlatsam bilemedim ama söz bakımından kitap ile alakası olmamasına rağmen sözlerinde yetim kraliçe kitabi hissiyatı var, o hissiyatı veriyor kesinlikle. Yine harikasınız İclal hanım çok harika olmuş ellerinize sağlık
"Artık ömrünün son anlarında olan bir adamım ben. Bu satırları yazıyorum ki bu evde yarım kalan aşk hikayem unutulmasın. Benim adım Ozan. 68 yaşındayım. Sonunda sevdiğimle kavuşmama az kaldı. Sıcak bir haziran gününde, sevdiğimle aynı anda doğdum. Aynı anda inletti göğü ağlamalarımız. Sevdiğim, Sevda'm yan komşumuzdu. O da benim gibi çiftçi bir ailedendi. Birlikte büyudük. Ailelerimizin dediğine göre ilk kelimelerimizi birlikte söylemiş, ilk adımlarımızı birlikte atmışız. Çok yakın arkadaştık. Sabahtan akşama kadar oyun oynardık. Biz 7 yaşındayken imparatorluğumuz savaşa girdi. Biz çocuktuk, bir şey anlamıyorduk ama ailelerimiz gergindi. Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovaladı. Savaşta 3. yıldı ve imparatorluğumuz toprak kaybediyordu. Düşman güçleri her geçen gün daha fazla ilerliyordu. Bir akşam yemeğinde babam göç edeceğimizi söyledi. Bu her şeyi geride bırakmak anlamına geliyordu. Evimi, köyümü... Sevda'mı... Nasıl bırakırdım Sevda'mı? Yapamazdım onu bırakmak istemiyordum. Arkadaşımdı, kardeşimdi o benim. Yalvardım babama gitmemek için. Ama onun kararı kesindi. Gidecektik. Sevda'yı geride bırakarak gidecektik. Nefes alamıyordum, her şey üstüme üstüme geliyordu. Koşarak çıktım evden. Sevda'yla en sevdiğimiz yer olan göle doğru koştum. Oturdum yere, çektim dizlerimi hıçkıra hıçkıra ağladım. Orada oturmuş ağlarken ayak sesleri duydum. Birisi koşuyordu. Sevda gideceğimizi öğrenmiş olabilir miydi? Belki buraya geldiğimi görmüş ve bana teselli vermeye geliyordu. Beni ağlarken görmesini istemedim. Erkekler ağlamazdı. Gölde elimi yüzümü yıkadım ve Sevda geldi. Gözleri kan çanağı gibiydi. O da ağlıyordu. Beni gördüğü gibi sarıldı ve 'Ozan biz-biz-biz göç edecekmişiz!' dedi. Onlar da mı gidiyordu? Elim ayağım boşaldı. Dizlerim artık beni taşımıyordu. 'Biz de gidiyoruz.' diyerek çöktüm yere. Birbirimize sarılarak saatlerce ağladık. Biraz sakinleştiğimizde Sevda 'Ozan, Sevda diye bir can kardeşin olduğunu unutma tamam mı?' dedi. Nasıl unuturdum ki onu? 'Asla unutmayacağım ama sen de beni unutma.' dedim. Uzun bir sessizlik oldu. Birden Sevda dedi ki 'Ozan bana bir söz ver. 10 yıl sonra bugün, burada tekrar buluşalım.'. ' Söz 10 yıl sonra bugün burada.' dedim ben de. 1 hafta sonra ayrıldık köyden. Gitmeden önce birbirimizi unutmamak için gül verdik birbirimize. Ama yol uzundu haliyle soldu gül. Çok ağladım solmasına. Dedemde kalacaktık biz ve o çiçek yetiştirmeye bayılırdı. Çiçeklerin ona anneannemi hatırlattığını söylerdi. Bu yüzden oraya varınca dedemin elini öpmeden önce çiçeklerin yanına koştum. Hepsi Sevda gibi kokuyordu. Oraya alışmam kolay olmadı. Buradaki inekler güzel süt vermiyor, horozlar güzel ötmüyordu. Annemin yemekleri bile kötüydü burada. Bir gün babamla çapa yapmaya gidecektik ve ben sokakta babamı bekliyordum. Yanıma tanımadığım bir adam geldi. Dedi ki 'Ufaklık burası çiftçi Ali'nin evi mi?' dedi. Ben de 'Evet ama siz kimsiniz?' dedim. Adam dedi ki 'Ben Ozan diye bir çocuğu arıyorum. Çiftçi Serhat'ın kızı Sevda'dan mektup getirdim.'. Sevda'dan mektup mu? Bu bir rüya mıydı yoksa gerçek miydi? Hemen 'Ozan benim mektubum nerede?' dedim ve adam mektubu verdi. Mektuba zarar vermemek için sanki yeni doğmuş bir bebeği tutar gibi dikkatlice tuttum. Bunun bir rüya olmasından ve uyanmaktan o kadar korkuyordum ki. Ellerim titreyerek mektubu açtım. Çok kısaydı. 'Can Kardeşim Ozan, Ben Sevda. Umarım beni unutmamışsındır. Nereye gittiğini bilmediğim için mektup yazamıyordum. Mektubu verdiğim adam yanında kaldığımız akrabalarımızın bir arkadaşıymış. Dedenin köyündeki bir düğüne gidiyormuş. Belki oradasındır diye mektubu dedenin evine iletmesini istedim. Umarım oradasındır. Seni çok özledim. Biz başkentte zengin bir akrabamızın yanında kalıyoruz. Sevmedim burayı. Hiç güzel değil. Sevdiğim kimse yok burada. Köyümüzü özlüyorum ama annem eskiyi geride bırakmamı söylüyor. Doğup büyüdüğüm yeri, seninle en sevdiğimiz yer olan gölü nasıl geride bırakırım ki? Eğer bu mektubu okuyorsan ve cevap yazmak istersen adresi yazacağım. Lütfen cevap yaz.' Dedem uzaktan bizi izliyormuş. Yanımıza geldi ve 'Yüzündeki gülümsemeye göre mektup sevdiğin birinden. Cevap yazacak mısın?' dedi. Tabiki de yazacaktım ama ne? Düşünmem gerekiyordu. 'Ne yazacağımı düşünmem gerek.' dedim. O, adamla tanışırken ben de mutluluğumu anlatacak birisini arıyordum. Baktım kimse yok gittim eşeğin yanına ona anlattım mutluluğumu, Sevda'yı ne kadar özlediğimi. Geçmiş gün ne yazdığımı hatırlamıyorum ama ondan sonra sürekli mektuplaştık. Yıllar su gibi aktı gitti. 20 yaşında bir delikanlıydım. Bindim ata eski köyümüze doğru çıktım yola. Yıllar sonra Sevda'yı görecektim. Heyecanlıydım. Köydekiler yaşlanmıştı. Çoğu kişi beni hatırlamadı. Hatırlayan birkaç kişiyle konuştuktan sonra göle doğru gittim. Aynı bıraktığımız gibiydi. Oturdum bir kayanın üstüne beklemeye başladım. Bana zaman geçmiyor gibi geliyordu ama saatler geçiyordu. Müezzinin sesi duyuldu Allahu Ekber Allahu Ekber La ilahe illallah ' akşam ezanı okunuyordu ve hâlâ Sevda'dan bir iz yoktu. Unutmuş muydu acaba? Sevda verdiği sözlerde duran birisiydi unutmazdı. O zaman neden gelmemişti? Umutsuzca biraz daha bekledim. Göldeki yansımama bakıp iyi görünüyor muyum diye defalarca kontrol ettim. Defalarca yürüdüm defalarca oturdum. Hâlâ gelen giden yoktu. Gelmeyecekti. Unutmuştu sözünü. Bir komşumuz geceyi orada geçirebileceğimi söylemişti. Oraya gitmek için atı çözerken ayak sesleri duydum. Kalbim heyecanla çarpmaya başladı. Ve sonunda bülbül seslim 'Ozan sen misin?' dedi. Bu seste o kadar çok duygu vardı ki. Merak, heyecan,özlem. Oradaydı işte. Siyah kıvırcık saçları ve uzun boyuyla toprak gözlüm karşımdaydı. Hava kararıyordu ama onu görebiliyordum. Dilim tutuldu, konuşamadım. Kafa sallamakla yetindim ve birbirimize sarıldık. Ne kadar da güzel kokuyordu. Tıpkı ayrılırken verdiği gül gibi.
O gece saatlerce konuştuk. Ne kadar çok şey birikmişti. Uyumak istemiyorduk ama uykumuz gelmişti bu yüzden komşuya gittik. Toprak gözlüm kafasını yastığa koyduğu gibi uyudu. Ama ben uyuyamadım. Böyle bir güzellik bu kadar yakınımdayken nasıl uyuyabilirdim ki? Ondan hoşlanıyordum. Bunu kendime ilk defa itiraf ettim. Çocukluğumdan beri onu seviyordum, ama o çok güzeldi. Şehirde bir sürü zengin talibi olmalıydı. Zengin talipler varken bana neden bakacaktı ki? Ben sadece bir arkadaştım. Ayrılık vakti gelmişti. Evime dönmüştüm ama Sevda'mı unutamıyordum. Her yerde onu düşünüyor, her gece rüyamda onunla o gölde yeniden buluşuyordum. Bir gün dayanamadım başkente gittim. Evlenecektim onunla. Evlerini ararken onu çarşıda gördüm. O da beni gördü. Haliyle şaşırdı ve neden orada olduğumu sordu. Biraz lafı geveledikten sonra evlenmek istediğimi söyledim. Meğer o da yıllardır beni seviyormuş. Hemen evlerine gittik ailesine haberi vermek için. Yanında yaşadıkları akrabalarının çocukları olmadığı için mirasını onlara bırakmış. Serhat amca artık zengin olduğu halde değişmemişti. Hâlâ aynı Serhat amcaydı ama Ayşe teyze için aynısını söyleyemeyeceğim. Serhat amca kızı yabancıyla evlenmeyecek diye sevinirken Ayşe teyze 'Olmaz senin bir sürü zengin talibin var dünyalar güzeli kızsın onlarla evlen. Çiftçiyle evlenmeni istemiyorum!' dedi. Tabii ben şaşırdım Ayşe teyze böyle değildi. Para insanı ne kadar da değiştiriyordu. Sevda annesine bağırdı 'Ya beni Ozan'a verirsiniz ya da Ozan'la kaçarım bir daha yüzümü göremezsiniz!'. Sevda böyle deyince Serhat amca 'Hatun bırak kız istediğiyle evlensin. Ozan ailene mektup yaz gelsinler istesinler kızımızı.' dedi. Mektubu yazdım ve beklemeye başladım. Ben beklerken Ayşe teyze Sevda'yı ikna etmeye çalışıyordu. Sonunda ailem geldi ve Sevda'yı istediler. Kayınvalidemin isteksizliğine rağmen verdi kızını kayınbabam. Gelenekler yerine getirildi ve düğün yapıldı. Düğünden önceki en büyük sorun nerede yaşayacağımızdı. Kayınvalidem onlarla yaşamamızı istiyordu. Kararı eşime bıraktım. Sevda orada yaşamak istemiyordu. Köyde yaşamak istiyordu o. O yüzden küçük bir köye yerleştik. Çok mutluyduk ve bebek bekliyorduk. Bir gece kapı önünde oturup yıldızlara bakarken Sevda çok yorgun olduğunu ve yatacağını söyledi. Benimse içimde bir sıkıntı vardı içeri girmek istemiyordum. Ben girmedim içeri. Sıkıntıyla oturup yıldızlara bakarken bir yıldız kaydı. Dedem bir yıldız kaydığında birisinin öldüğünü söylerdi. Kim ölmüştü acaba? Kimin öldüğünü düşünürken uyuyakalmışım. Sabah üşümüş bir şekilde uyandım. Sevda daha uyanmamıştı. Kahvaltıyı her zaman o hazırlardı. Değişiklik olsun diye ben hazırladım kahvaltıyı. Haşlanmış yumurtaya bayılırdı. Yumurtalar haşlanırken sevdiğimi uyandırmaya gittim. Saçlarını okşayarak 'Toprak gözlüm sabah oldu uyan artık.'. Hareket yoktu ve buz gibiydi. Korkarak dürttüm. 'Sevda uyan hadi.'. Hâlâ hareket yok. Çıktım sokağa bağırabildiğim kadar bağırdım. 'Yardım edin Sevda uyanmıyor!'. Köyün hekimi geldi ve dünyamı karartan o cümleyi söyledi. 'Başınız sağolsun eşiniz ve bebeğiniz ölmüş.'. İnanmadım, daha dün gece hiçbir şey olmadığını gayet sağlıklı olduğunu, tekrar muayene etmesini söyledim ama o 'Uykusunda ölmüş.' dedi. İnanmıyordum. Bırakmazdı o beni. Bebeğimiz olacaktı bizim. Birlikte büyütecektik onu. Hekimse teşhisinden çok emindi. Ben dokunmaya kıyamazken komşular koydular toprak gözlümü mezara. Yarım kalmış hayaller ve bazıları bitmiş bazıları yarım kalmış bebek kıyafetleriyle bıraktı beni toprak gözlüm. 'Erkek tek başına yapamaz. Bir eve kadın eli değmezse oraya ev denemez yeniden evlen.' dediler. Onlar bilmiyor mu bu eve Sevda'dan başka kadın eli değemez? Onlar bilmiyor mu Sevda ile birlikte ben de öldüm? Onlar bilmiyor mu ki yaşayan bir ölüyüm? Aç kollarını Sevda'm. Ben geliyorum." Yaşlı adamın cesedinin yanında bulundu bu satırlar. Sevdiğinin yanına gömdüler yaşlı adamı. İki aşığın mezarında gül açtı ve sevdalılar kavuştu.
Tahmin ederim ki 2k ve ya 3k-dan beri tanıyıp takib ediyorum kanalını. Gerçekten bu muhteşem sanat eserlerini bizlere güzel çevirilerle en güzel şekilde sunduğun için çok teşekkür ederim, umarım bir an önce daha da büyür bu eşsiz kanal
_Ağlıyorum çünkü sevdiğim kadını hatırlatıyor. Ağlıyorum çünkü o ölmek istiyor. Garip bir duygu, sanki arkasından bu şiiri yazmışım gibi. Berbat hissettiriyor._
Buna da bir şeyler yazıp geleceğim :) çevirilerin çok güzel bana ilham oluyorlar. Kurtar beni Tanrım. Ona aşık olmaktan. O öyle bir şey ki, yavaşça hatta hızlı bir şekilde bana işliyordu. Zihnime, ruhuma ve her anıma. Onu düşündükçe başım dönüyor ve midemde kelebeklerin uçtuğunu hissediyordum. Tanrım, yavaştan onun cümlelerini kullanmaya başlıyordum ve bu, aşkın beni etkilediğini gösteriyordu. İstemsizce de olsa kendimden vazgeçiyorsam bu nasıl iş? Ben ona kendimi kendim gibi göstermek istiyordum. Peki gerçekten aşık mıydım? O bazen geceme dolunay gibi doğuyordu ve benim için gece bitmek bilmeyen ateşlerin içinde geçiyordu. Hatta geceleri kimsesizlerin benim ateşim ile ısınabileceklerini düşünüyordum. Sağa da dönsem sola da dönsem o aklıma bir zehir gibi işliyordu. Sadece bazen gerçekten bıkkınlık geliyordu ama sonra... Bakışları yeniden beni buluyordu ve oradan kalbime iniyordu. 1/2
@@max-ld1hw öneriniz için teşekkür ederim. Tatile girince uyumakta sıkıntı çekmeye başladım her gün 10'da kalkınca geceleri uyumak zor oluyor. Hava da çok güzel şöyle balkonda okusam mis gibi olur. ayayaya heyecanlandim 🐧
Bu kanalda ki şarkıları armağan ettiğim biri vardı. Sen artık yoksun sevgilim ama bu şarkı da senin olsun. Bu şarkı hayallerimde ki senin olsun sevgilim.
@Aslı han Çabalarım sadece karşımdakine sevgimi göstermek olsa yapardım. Ama ben aynı zamanda bu topluma karşı bir çaba göstermem gerekir. Ya da gizli bir sevgi göstermem gerekir. Ne ben toplumla karşı karşıya kalmaya cesaret edebilirim ne sevdiğim insan ne de sevgim. Yani bazen sevgiyle çabalamak bile yetmez. Üzgünüm keşke sadece çaba gerektirse.
Bu şiiri beğeniyorsanız ölümcül oyuncaklar serisinin yan serisi olan lady midnight ı öneririm, tabii seriyi bilmeniz gerek ama lady midnight kitabının başlıkları bile sadece bu şiirin dizeleridir.
Bundan iki sene önce bu şiiri defterime yazmıştım belki çevirmeye çalışırım diye sonra unuttum aradan birkaç ay geçti ve ingilizce öğretmenimizle bir proje yapıyorduk yine bu şiir karşıma çıktı bu sefer gerçekten uğraştım çevirdim tabii çok da güzel değildi çevirim olsun ben yine de çok büyük keyif duymuştum. Sonra aradan bayağı bir uzun zaman geçti bu sene , the pale blue eyes diye bir film var ve izlemenizi öneririm karakterlerden birisi edgar allan poe ve ben oradaki karakterini gerçekten çok sevmiştim. Sonra komiktir ama doğum tarihine bilmem kaç gün ekliyorsun da ruh eşin çıkıyormuş ya bende bakmıştım öylesine ve o tarih aklımda kalmıştı. Sonra ben bahsettiğim filmi izledikten sonra poe nun kitaplarından birini kütüphaneden aldım ve hayatı olan kısmı okumaya başladım. Ve poe nun doğum tarihi benim hesaplandığım tarihle aynıydı. Şöyle ki karakterini gerçekten kendime çok ama çok yakın hissetmiştim. Böyle bir tesadüf beni epey şaşırtmıştı. O günden beridir poe yu da eserlerini de özellikle annabel Lee yi de ayrı bir severim. Bu gece burada bu hoş videoyla karşılaşmak mutlu etti 💖
İclal bu yazdığımı görmeni isterim. Eğer sende istersen "antonis remos min ksanartheis" şarkısını çeviri yapabilir misin. Bu şarkıya yapılacak editine ihtiyacım var gibi hissediyorum 🖤
Biliyorum şiir çevirisi yapmıyorsun ama Edgar Allan Poe'nun bu şiirini en azdından dinlersen çok mutlu olurum. th-cam.com/video/Kc0FJanrq84/w-d-xo.html
The words of this poem have been translated beautifully. Howeverthis poem should have been sung by a man ,not a woman,even if her voice though was nice .Thank You İclal Dere🌿🥀🍃 ,Beray ÇELEBİ (ayhancelebi's elder daughter)🌿🌷🍃✍ GOODEVENING🌃
Melih Cevdet Anday çevirisiyle,
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgarından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet! Bu yüzden 'Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi'
Bir gece rüzgarından bulutun
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşca başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim sevgilim hayatım gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni...
Gizlediyin videolari yukleyeceyine olan inancimi kaybettim ela
İCLAL LÜTFEN YARDIM ET !!!! bu şiiri seslendiren kim? spotifyda neredeyse bütün Annabel lee şiir seslendirmelerini dinledim ama bu hanımefendiyi bulamadım çıldırmak üzereyim lütfen şu kadının ismini söyle
En sevdiğim yabancı şiirlerden
😊😊😊canım çok 😊. Iıı 😊 f😅😅😊😊ı 1:09 😅
😊😊😊canım çok 😊. Iıı 😊 f😅😅😊😊ı 1:09 😅. O
bizlerden daha sağlıklıydı ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu.
-kırmızı pazartesi, gabriel garcia marquez.
Çok güzel ✨
@@berna6914 değil mi... :')
Bu şiirin spotify podcastler arasinda en cok dinledigim olmasi. Zevklerimizin benzerligi beni gulumsetiyor ve kendi kendime sanattan anlayan ve sanatla ruhunu doyuran insanlar hala var diyebiliyorum:)
karavandaki adamınkini dinlemenizi tavsiye ederim
turkce olarak degilde bu haliyle olan podcasti bulamadim, nasil aratıp bulabilirim acaba?
Ben Türkçe olarak şiir podcasti dinliyorum. Güzel bir seslendirme sanatçısı seslendiriyor. Onu isterseniz yardimci olurum fakat ingilizce halini ilk defa bu kanalda dinledim.
Hangi podcasti dinliyorsunuz acaba?
Daha var ancak bu iki podcast en cok dinlediğim podcaslerdir. Umarım işinize yaramıştır.
Link paylasmistim ancak ulaşmamış sanırım. Adlarını yazayım öyleyse.
Şiirler -08.24
Birkaç satır şiir
Edgar Allan Poe daha fazla bilinmeyi hak eden şair ve yazarlardan.Her şiiri ve hikayesinde duygulara ve düşüncelere dokunmayı başaran bir dahi...
@@lityum. ülkemizi kastetmistim çevremde kime sorsam adını ilk kez duymuş oluyor ama haklısınız genel konuşmuşum yorumda.
@@lityum. hiç o doğru kişi çıkmadı ki :') ♡
Edgar Allan Poe mu bilinmiyormuş, Türkiye'yi kastetsende yanlış bir yorum olmus
Böyle şiir veya hikaye şeklinde olan şarkıları çok seviyorum birde böyle büyüleyici sesle söyleyince insan kendini kaptırıyor
60 yaşındayım. Lisede bu şiirini ezberlemiştim. Uzun yıllar unutmamıştım.
Şiiri 5 yıl öncesinde, denk geldiğim andan itibaren en sevdiğim şiirlerdendir. Şarkısı da çok hoş yorumlanmış.. :")
Arka plan seçimlerini çok güzel seçiyorsun.Şarkıyla tamamen bütün oluyor♡
Güzel ama şiir firtinali bir deniz veya okyanusun yaninda bir mezarda geçiyor
dün gece okuduğum bir kitapta adam sevdiği kıza bu şiiri okuyordu, hemen yarınına en sevdiğim kanallardan birinde çevirisinin olması beni o kadar bahtiyar etti ki
Hangi kitap merak ettim de
@@mefisto2832 ay ben de
ben dee
KIZ BURAYA GEL SÖYLE
Ben de merak ettimm
Gittikçe daha çok hayran oluyorum sana
Yıllardır en sevdiğim şiiri bı senin kanalından dinlemek , senin var olduğunu bilmek çok güzel
En güzel şiirler,kaybettikten sonra yazılanlardır...
herkesin en güzel şiiri farklıdır. benimki sensin.
cirkin olsaydı da...
♡"You have footprints in the streets of my soul"
Şarkı nasıl anlatsam bilemedim ama söz bakımından kitap ile alakası olmamasına rağmen sözlerinde yetim kraliçe kitabi hissiyatı var, o hissiyatı veriyor kesinlikle. Yine harikasınız İclal hanım çok harika olmuş ellerinize sağlık
"Artık ömrünün son anlarında olan bir adamım ben. Bu satırları yazıyorum ki bu evde yarım kalan aşk hikayem unutulmasın. Benim adım Ozan. 68 yaşındayım. Sonunda sevdiğimle kavuşmama az kaldı.
Sıcak bir haziran gününde, sevdiğimle aynı anda doğdum. Aynı anda inletti göğü ağlamalarımız. Sevdiğim, Sevda'm yan komşumuzdu. O da benim gibi çiftçi bir ailedendi. Birlikte büyudük. Ailelerimizin dediğine göre ilk kelimelerimizi birlikte söylemiş, ilk adımlarımızı birlikte atmışız. Çok yakın arkadaştık. Sabahtan akşama kadar oyun oynardık.
Biz 7 yaşındayken imparatorluğumuz savaşa girdi. Biz çocuktuk, bir şey anlamıyorduk ama ailelerimiz gergindi. Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovaladı. Savaşta 3. yıldı ve imparatorluğumuz toprak kaybediyordu. Düşman güçleri her geçen gün daha fazla ilerliyordu.
Bir akşam yemeğinde babam göç edeceğimizi söyledi. Bu her şeyi geride bırakmak anlamına geliyordu. Evimi, köyümü... Sevda'mı... Nasıl bırakırdım Sevda'mı? Yapamazdım onu bırakmak istemiyordum. Arkadaşımdı, kardeşimdi o benim. Yalvardım babama gitmemek için. Ama onun kararı kesindi. Gidecektik. Sevda'yı geride bırakarak gidecektik.
Nefes alamıyordum, her şey üstüme üstüme geliyordu. Koşarak çıktım evden. Sevda'yla en sevdiğimiz yer olan göle doğru koştum. Oturdum yere, çektim dizlerimi hıçkıra hıçkıra ağladım. Orada oturmuş ağlarken ayak sesleri duydum. Birisi koşuyordu. Sevda gideceğimizi öğrenmiş olabilir miydi? Belki buraya geldiğimi görmüş ve bana teselli vermeye geliyordu. Beni ağlarken görmesini istemedim. Erkekler ağlamazdı. Gölde elimi yüzümü yıkadım ve Sevda geldi. Gözleri kan çanağı gibiydi. O da ağlıyordu. Beni gördüğü gibi sarıldı ve 'Ozan biz-biz-biz göç edecekmişiz!' dedi. Onlar da mı gidiyordu? Elim ayağım boşaldı. Dizlerim artık beni taşımıyordu. 'Biz de gidiyoruz.' diyerek çöktüm yere. Birbirimize sarılarak saatlerce ağladık.
Biraz sakinleştiğimizde Sevda 'Ozan, Sevda diye bir can kardeşin olduğunu unutma tamam mı?' dedi. Nasıl unuturdum ki onu? 'Asla unutmayacağım ama sen de beni unutma.' dedim. Uzun bir sessizlik oldu. Birden Sevda dedi ki 'Ozan bana bir söz ver. 10 yıl sonra bugün, burada tekrar buluşalım.'. ' Söz 10 yıl sonra bugün burada.' dedim ben de.
1 hafta sonra ayrıldık köyden. Gitmeden önce birbirimizi unutmamak için gül verdik birbirimize. Ama yol uzundu haliyle soldu gül. Çok ağladım solmasına. Dedemde kalacaktık biz ve o çiçek yetiştirmeye bayılırdı. Çiçeklerin ona anneannemi hatırlattığını söylerdi. Bu yüzden oraya varınca dedemin elini öpmeden önce çiçeklerin yanına koştum. Hepsi Sevda gibi kokuyordu.
Oraya alışmam kolay olmadı. Buradaki inekler güzel süt vermiyor, horozlar güzel ötmüyordu. Annemin yemekleri bile kötüydü burada.
Bir gün babamla çapa yapmaya gidecektik ve ben sokakta babamı bekliyordum. Yanıma tanımadığım bir adam geldi. Dedi ki 'Ufaklık burası çiftçi Ali'nin evi mi?' dedi. Ben de 'Evet ama siz kimsiniz?' dedim. Adam dedi ki 'Ben Ozan diye bir çocuğu arıyorum. Çiftçi Serhat'ın kızı Sevda'dan mektup getirdim.'. Sevda'dan mektup mu? Bu bir rüya mıydı yoksa gerçek miydi? Hemen 'Ozan benim mektubum nerede?' dedim ve adam mektubu verdi. Mektuba zarar vermemek için sanki yeni doğmuş bir bebeği tutar gibi dikkatlice tuttum. Bunun bir rüya olmasından ve uyanmaktan o kadar korkuyordum ki. Ellerim titreyerek mektubu açtım. Çok kısaydı.
'Can Kardeşim Ozan,
Ben Sevda. Umarım beni unutmamışsındır. Nereye gittiğini bilmediğim için mektup yazamıyordum. Mektubu verdiğim adam yanında kaldığımız akrabalarımızın bir arkadaşıymış. Dedenin köyündeki bir düğüne gidiyormuş. Belki oradasındır diye mektubu dedenin evine iletmesini istedim. Umarım oradasındır. Seni çok özledim. Biz başkentte zengin bir akrabamızın yanında kalıyoruz. Sevmedim burayı. Hiç güzel değil. Sevdiğim kimse yok burada. Köyümüzü özlüyorum ama annem eskiyi geride bırakmamı söylüyor. Doğup büyüdüğüm yeri, seninle en sevdiğimiz yer olan gölü nasıl geride bırakırım ki? Eğer bu mektubu okuyorsan ve cevap yazmak istersen adresi yazacağım. Lütfen cevap yaz.'
Dedem uzaktan bizi izliyormuş. Yanımıza geldi ve 'Yüzündeki gülümsemeye göre mektup sevdiğin birinden. Cevap yazacak mısın?' dedi. Tabiki de yazacaktım ama ne? Düşünmem gerekiyordu. 'Ne yazacağımı düşünmem gerek.' dedim. O, adamla tanışırken ben de mutluluğumu anlatacak birisini arıyordum. Baktım kimse yok gittim eşeğin yanına ona anlattım mutluluğumu, Sevda'yı ne kadar özlediğimi.
Geçmiş gün ne yazdığımı hatırlamıyorum ama ondan sonra sürekli mektuplaştık. Yıllar su gibi aktı gitti. 20 yaşında bir delikanlıydım. Bindim ata eski köyümüze doğru çıktım yola. Yıllar sonra Sevda'yı görecektim. Heyecanlıydım. Köydekiler yaşlanmıştı. Çoğu kişi beni hatırlamadı. Hatırlayan birkaç kişiyle konuştuktan sonra göle doğru gittim. Aynı bıraktığımız gibiydi. Oturdum bir kayanın üstüne beklemeye başladım.
Bana zaman geçmiyor gibi geliyordu ama saatler geçiyordu. Müezzinin sesi duyuldu Allahu Ekber Allahu Ekber La ilahe illallah ' akşam ezanı okunuyordu ve hâlâ Sevda'dan bir iz yoktu. Unutmuş muydu acaba? Sevda verdiği sözlerde duran birisiydi unutmazdı. O zaman neden gelmemişti?
Umutsuzca biraz daha bekledim. Göldeki yansımama bakıp iyi görünüyor muyum diye defalarca kontrol ettim. Defalarca yürüdüm defalarca oturdum. Hâlâ gelen giden yoktu. Gelmeyecekti. Unutmuştu sözünü. Bir komşumuz geceyi orada geçirebileceğimi söylemişti. Oraya gitmek için atı çözerken ayak sesleri duydum. Kalbim heyecanla çarpmaya başladı. Ve sonunda bülbül seslim 'Ozan sen misin?' dedi. Bu seste o kadar çok duygu vardı ki. Merak, heyecan,özlem. Oradaydı işte. Siyah kıvırcık saçları ve uzun boyuyla toprak gözlüm karşımdaydı. Hava kararıyordu ama onu görebiliyordum. Dilim tutuldu, konuşamadım. Kafa sallamakla yetindim ve birbirimize sarıldık. Ne kadar da güzel kokuyordu. Tıpkı ayrılırken verdiği gül gibi.
O gece saatlerce konuştuk. Ne kadar çok şey birikmişti. Uyumak istemiyorduk ama uykumuz gelmişti bu yüzden komşuya gittik. Toprak gözlüm kafasını yastığa koyduğu gibi uyudu. Ama ben uyuyamadım. Böyle bir güzellik bu kadar yakınımdayken nasıl uyuyabilirdim ki? Ondan hoşlanıyordum. Bunu kendime ilk defa itiraf ettim. Çocukluğumdan beri onu seviyordum, ama o çok güzeldi. Şehirde bir sürü zengin talibi olmalıydı. Zengin talipler varken bana neden bakacaktı ki? Ben sadece bir arkadaştım.
Ayrılık vakti gelmişti. Evime dönmüştüm ama Sevda'mı unutamıyordum. Her yerde onu düşünüyor, her gece rüyamda onunla o gölde yeniden buluşuyordum. Bir gün dayanamadım başkente gittim. Evlenecektim onunla.
Evlerini ararken onu çarşıda gördüm. O da beni gördü. Haliyle şaşırdı ve neden orada olduğumu sordu. Biraz lafı geveledikten sonra evlenmek istediğimi söyledim. Meğer o da yıllardır beni seviyormuş. Hemen evlerine gittik ailesine haberi vermek için. Yanında yaşadıkları akrabalarının çocukları olmadığı için mirasını onlara bırakmış. Serhat amca artık zengin olduğu halde değişmemişti. Hâlâ aynı Serhat amcaydı ama Ayşe teyze için aynısını söyleyemeyeceğim. Serhat amca kızı yabancıyla evlenmeyecek diye sevinirken Ayşe teyze 'Olmaz senin bir sürü zengin talibin var dünyalar güzeli kızsın onlarla evlen. Çiftçiyle evlenmeni istemiyorum!' dedi. Tabii ben şaşırdım Ayşe teyze böyle değildi. Para insanı ne kadar da değiştiriyordu. Sevda annesine bağırdı 'Ya beni Ozan'a verirsiniz ya da Ozan'la kaçarım bir daha yüzümü göremezsiniz!'. Sevda böyle deyince Serhat amca 'Hatun bırak kız istediğiyle evlensin. Ozan ailene mektup yaz gelsinler istesinler kızımızı.' dedi.
Mektubu yazdım ve beklemeye başladım. Ben beklerken Ayşe teyze Sevda'yı ikna etmeye çalışıyordu.
Sonunda ailem geldi ve Sevda'yı istediler. Kayınvalidemin isteksizliğine rağmen verdi kızını kayınbabam. Gelenekler yerine getirildi ve düğün yapıldı.
Düğünden önceki en büyük sorun nerede yaşayacağımızdı. Kayınvalidem onlarla yaşamamızı istiyordu. Kararı eşime bıraktım. Sevda orada yaşamak istemiyordu. Köyde yaşamak istiyordu o. O yüzden küçük bir köye yerleştik.
Çok mutluyduk ve bebek bekliyorduk. Bir gece kapı önünde oturup yıldızlara bakarken Sevda çok yorgun olduğunu ve yatacağını söyledi. Benimse içimde bir sıkıntı vardı içeri girmek istemiyordum. Ben girmedim içeri. Sıkıntıyla oturup yıldızlara bakarken bir yıldız kaydı. Dedem bir yıldız kaydığında birisinin öldüğünü söylerdi. Kim ölmüştü acaba? Kimin öldüğünü düşünürken uyuyakalmışım.
Sabah üşümüş bir şekilde uyandım. Sevda daha uyanmamıştı. Kahvaltıyı her zaman o hazırlardı. Değişiklik olsun diye ben hazırladım kahvaltıyı. Haşlanmış yumurtaya bayılırdı. Yumurtalar haşlanırken sevdiğimi uyandırmaya gittim. Saçlarını okşayarak 'Toprak gözlüm sabah oldu uyan artık.'. Hareket yoktu ve buz gibiydi. Korkarak dürttüm. 'Sevda uyan hadi.'. Hâlâ hareket yok. Çıktım sokağa bağırabildiğim kadar bağırdım. 'Yardım edin Sevda uyanmıyor!'. Köyün hekimi geldi ve dünyamı karartan o cümleyi söyledi. 'Başınız sağolsun eşiniz ve bebeğiniz ölmüş.'. İnanmadım, daha dün gece hiçbir şey olmadığını gayet sağlıklı olduğunu, tekrar muayene etmesini söyledim ama o 'Uykusunda ölmüş.' dedi.
İnanmıyordum. Bırakmazdı o beni. Bebeğimiz olacaktı bizim. Birlikte büyütecektik onu. Hekimse teşhisinden çok emindi.
Ben dokunmaya kıyamazken komşular koydular toprak gözlümü mezara.
Yarım kalmış hayaller ve bazıları bitmiş bazıları yarım kalmış bebek kıyafetleriyle bıraktı beni toprak gözlüm. 'Erkek tek başına yapamaz. Bir eve kadın eli değmezse oraya ev denemez yeniden evlen.' dediler. Onlar bilmiyor mu bu eve Sevda'dan başka kadın eli değemez? Onlar bilmiyor mu Sevda ile birlikte ben de öldüm? Onlar bilmiyor mu ki yaşayan bir ölüyüm?
Aç kollarını Sevda'm. Ben geliyorum."
Yaşlı adamın cesedinin yanında bulundu bu satırlar. Sevdiğinin yanına gömdüler yaşlı adamı. İki aşığın mezarında gül açtı ve sevdalılar kavuştu.
Kendi yazdığım hikayem anı kalsın.
@@Eylul.2006 çok iyi yazmışsın devam et okurken merak ve hüzünle okudum begendim cidden eline saglık
@@gizemakca6896 çok teşekkür ederim beğenmenize sevindim.
@@Eylul.2006Yaşlı bir adamın anısı olsa belki... Ama böyle çok acemice olmuş. Yine de siz bilirsiniz
Müzik zevkime uyumlu olan kişiler görünce yüzümde kocaman bir gülümseme oluyor.
Bugun dogum gunum kimsenin kutlamasina ihtiyacim yok hicbir tanidigimin bilmedigi bu siiri kendime armagan ediyorum. İyiki dogdum.
Bir yıl geçti.. İyi ki doğdum.
Poe'nun daha çok ilgi görmesini istiyorum...
Boş ver az kişi bilsin onu daha değerli
Anlamsız sözler söylemeye gerek yok. Tüyler diken.
Tahmin ederim ki 2k ve ya 3k-dan beri tanıyıp takib ediyorum kanalını. Gerçekten bu muhteşem sanat eserlerini bizlere güzel çevirilerle en güzel şekilde sunduğun için çok teşekkür ederim, umarım bir an önce daha da büyür bu eşsiz kanal
Asıl ben teşekkür ederim güzel yorumunuz için. 💜
Sevdadan yana kim olursa olsun,
Yaşa başça ileri.
çok sevdiğim bir şiirdir ve bu hali de çok başarılı olmuş
teğmenin rosemarysi,, huzurla uyu
vernem nidahen
_Ağlıyorum çünkü sevdiğim kadını hatırlatıyor. Ağlıyorum çünkü o ölmek istiyor. Garip bir duygu, sanki arkasından bu şiiri yazmışım gibi. Berbat hissettiriyor._
Dedemin en sevdigi siirdi..
;))
Dedeni tanımak isterdim
Birden bire sayfama böyle rahatlatici guzel sarkilar dusmesi beni cok sevindiriyor:)
Bu ne aktiflik kraliçe
Bundan sonra böyle.. 💜
Çok huzur verici bı şarkı ve sesi de öyle..
En sevdiğim şarkılardan ve sen sevdiğim kanal
Şiirin müziğe etkisi, müziğin şiire etkisi...
Buna da bir şeyler yazıp geleceğim :) çevirilerin çok güzel bana ilham oluyorlar.
Kurtar beni Tanrım. Ona aşık olmaktan. O öyle bir şey ki, yavaşça hatta hızlı bir şekilde bana işliyordu. Zihnime, ruhuma ve her anıma. Onu düşündükçe başım dönüyor ve midemde kelebeklerin uçtuğunu hissediyordum. Tanrım, yavaştan onun cümlelerini kullanmaya başlıyordum ve bu, aşkın beni etkilediğini gösteriyordu. İstemsizce de olsa kendimden vazgeçiyorsam bu nasıl iş? Ben ona kendimi kendim gibi göstermek istiyordum. Peki gerçekten aşık mıydım?
O bazen geceme dolunay gibi doğuyordu ve benim için gece bitmek bilmeyen ateşlerin içinde geçiyordu. Hatta geceleri kimsesizlerin benim ateşim ile ısınabileceklerini düşünüyordum. Sağa da dönsem sola da dönsem o aklıma bir zehir gibi işliyordu. Sadece bazen gerçekten bıkkınlık geliyordu ama sonra... Bakışları yeniden beni buluyordu ve oradan kalbime iniyordu. 1/2
Demekki gerçek aşk bu umarım karşılıksız değildir
@@youngstarneo1379 çoğu gerçek aşk karşılıksızdır.
@@Denizizst anladım üzüldüm ❤
Nasıl da tak diye buradayım
Çeviri için teşekkürler ☁️
Bu kanalı takip etmekten hiçbir zaman pişman olmadım. Teşekkür ederim🌺🌺🌺
kanal ayri icerigi ayri kitlesi ayri guzel
edgar allan poe hayranı olup çıkıcam neden her yerde karşıma çıkıyor
Evrenden bir işaret fjfjkgkg
Ayni şey bana da oluyordu sonunda ruh eşim çıktı 😂😂
Morgue sokağı cinayetlerine bir türlü baslayamadim. Bu çeviri sonunda başlamam için bir işaret bence, okudukça aklima sen gelirsin umarim♥️
Alışık olmadığımdan biraz ürküttü beni, ne olur ne olmaz siz gece vakti okumayın bence..
@@icsie tam da uyumadan önce okumayı düşünüyordum :')
Değişik bir hikayesi var, hemen başlayın bence. Zaten incecik. Gece de harika gider bu arada
@@max-ld1hw öneriniz için teşekkür ederim. Tatile girince uyumakta sıkıntı çekmeye başladım her gün 10'da kalkınca geceleri uyumak zor oluyor. Hava da çok güzel şöyle balkonda okusam mis gibi olur. ayayaya heyecanlandim 🐧
@@cathy9242 Fırsat varken okuyuverin gitsin. İnsan her duygu gibi bazen de korkuya ihtiyaç duyuyor sanırım
Bu şiiri ilk defa edebiyat sınavına çalışırken dinlemiştim şimdi yine edebiyat sınavına çalışıyorum mola verdim yine buradayım.
Bu kanalda ki şarkıları armağan ettiğim biri vardı. Sen artık yoksun sevgilim ama bu şarkı da senin olsun. Bu şarkı hayallerimde ki senin olsun sevgilim.
Ben atamadım belki ama sen yinede paylaşmışsın sevgini. Böyle düşün.
Ben ona kendi şiirlerimi ve şarkılarımı yazarken o benim duygularıma körleşmiş...
Şarkı değil şiir bu, original song adlı videodan, muzik ekleyerek şarkılaştırmışlar
@@gandalfwhite4803 Biliyoruz aşk Edgar Allan Poe'nun yazdığı son şiir olan Annabel Lee şiiri
@Aslı han Çabalarım sadece karşımdakine sevgimi göstermek olsa yapardım. Ama ben aynı zamanda bu topluma karşı bir çaba göstermem gerekir. Ya da gizli bir sevgi göstermem gerekir. Ne ben toplumla karşı karşıya kalmaya cesaret edebilirim ne sevdiğim insan ne de sevgim. Yani bazen sevgiyle çabalamak bile yetmez. Üzgünüm keşke sadece çaba gerektirse.
Of bu mükemmel şiiri ve seslendirmeyi indirmek istedim ama bulamıyorum internette.
Emeğine sağlık çok güzel
Ah Edgar Allan Poe ve şiirleri ne kadar güzel
Sevdalı değil, karasevdalıydık...
Bu şiiri beğeniyorsanız ölümcül oyuncaklar serisinin yan serisi olan lady midnight ı öneririm, tabii seriyi bilmeniz gerek ama lady midnight kitabının başlıkları bile sadece bu şiirin dizeleridir.
Bundan iki sene önce bu şiiri defterime yazmıştım belki çevirmeye çalışırım diye sonra unuttum aradan birkaç ay geçti ve ingilizce öğretmenimizle bir proje yapıyorduk yine bu şiir karşıma çıktı bu sefer gerçekten uğraştım çevirdim tabii çok da güzel değildi çevirim olsun ben yine de çok büyük keyif duymuştum. Sonra aradan bayağı bir uzun zaman geçti bu sene , the pale blue eyes diye bir film var ve izlemenizi öneririm karakterlerden birisi edgar allan poe ve ben oradaki karakterini gerçekten çok sevmiştim. Sonra komiktir ama doğum tarihine bilmem kaç gün ekliyorsun da ruh eşin çıkıyormuş ya bende bakmıştım öylesine ve o tarih aklımda kalmıştı. Sonra ben bahsettiğim filmi izledikten sonra poe nun kitaplarından birini kütüphaneden aldım ve hayatı olan kısmı okumaya başladım. Ve poe nun doğum tarihi benim hesaplandığım tarihle aynıydı. Şöyle ki karakterini gerçekten kendime çok ama çok yakın hissetmiştim. Böyle bir tesadüf beni epey şaşırtmıştı. O günden beridir poe yu da eserlerini de özellikle annabel Lee yi de ayrı bir severim. Bu gece burada bu hoş videoyla karşılaşmak mutlu etti 💖
Hayatımın son 5 dakikasında seni tekrardan açıcağım ve geçirdiğim en iyi 5 dakika olacaksın...
Muhteşemsiniz yine..❤🤗❤
Sesi huzur verip rahatlatıyor
Çok uzaklarda yaşıyoruz, yanında olamadığım için üzgünüm meleğim.
🥺
@@bsrsrn üzülme böyle bile yan yana bile değiliz artık
@@zsems Umarım kavuşursunuz.
@@bsrsrn o benimle kalmamayı seçti.
@@zsems Sizin gibi güzel kalpli bir insanı kaybetmiş. Sizin için en hayırlısını diliyorum.
Kitabı bitti.. İsmet özel'den dinledikten sonra burada buluverdim kendimi garii.. sen çok güzelsin Annabell Lee..
Mükemmel ✨
Şiiri seslendiren kadının baya duruymuş ama benim kulaklarimda hala ismet özel'i buruk kelimeleri geziniyor :)
Annabel Lee, got thanosed out.
Edgar Allan Poe ye bayılıyorum en sevdiğim şair (sevdiğim tek şair) ve bu şiirini de çok seviyorum aaaaaahhhhh
Yorumunu gördüğümden beri gülüyorum, ismin çok hoş.. 😅
@@icsie biliyorum ahahhahahah bulmak çok zamanımı almadı
Poe nun en iyi siiri dogru :)
Bir cermen diliyle yazılabilecek en güzel şiirdi hâlbuki
Kendimi bildim bileli annemin en sevdiği şiirdir. Şiir, seneler önce lisede aşık olduğu kişi tarafından anneme uyarlanmış
en sevdiğim şiirlerden :')
Rosemary...
İclal bu yazdığımı görmeni isterim. Eğer sende istersen "antonis remos min ksanartheis" şarkısını çeviri yapabilir misin. Bu şarkıya yapılacak editine ihtiyacım var gibi hissediyorum 🖤
Usher evinin çokuşü film serisinde rastladım hem film hem bu şiir harika
Bu şarkı limit tyt türkçe sayfa 293 soru 15te geçiyor
Kitabı sipariş etmem için bir sebep daha sanırım 😂
@@lazydaisy2329😂 ne kadar geç görmüşüm yanıtını
@@melekyucel8134 yorumu yazdığımı unutmuşum ya bende 🤣
Azerbaycan Halk Şarkısı Olan "Sarı Gəlin"(Sari Gelin)ide Türkçeye Çevirip Paylaşabilirsin. Bence Kanalında Paylaştığın Diğer Şarkılar Gibi :)
Çok başarılı bir çeviri,
Cokk guzelll
Sandy'nin önerileri yine büyüleyici 🌟🌟
Bu versiyonunu spotify da bulamadım üzgünüm 😢
ben de
Cok guzel
"O çocuk ben çocuk, memleketimiz o deniz ülkesiydi..."
Bu şiiri ilk Vernem Nidahen'de görmüştüm. Bilen var mı acaba çok merak ettim:') Eğer bilen birileri buradaysa unutmayın rosemaryler güzeldir
Bilen vardır. :)
Bir gün bunu dinlerken kabusuma son vereceğim
Mon amie la rose ve la foule çevirir misin ♡
Harika bir zevkin var ya
Okuyan kim spotifyda var mı acaba
Monica Gil
Spotify da bulabildin mi
beynimden vurulmuşa döndüm
içime istemsizce ya herkes öğrenirse korkusu yerleşti
kendi kendimi batırdım. şimdi ben bile kendimi tanıyamıyorum. ne yaptım ben?
Hem twd izliyor hem iclali takip ediyor hem de benim gibi düşünüyor
Yeryüzündeki gölgem olabilirsin ben aklımla beraber bir karış havada dolanıyorum
@@limonluyeryuzusuyu3371 yeryüzünde olmamın artık bir anlamı kalmadı. uğruna yaşamam gereken şeyi resmen elime itip birde üstünde tepindim.
@@tbwcy peki neden?
@@limonluyeryuzusuyu3371 keşke bilsem.
Painting probably by the Volegov
Artık yalnız dinliyorum
Acaba düşündüğüm yazar senmisin uzaklarda bir yerde hasret adında bir çiçek bilir misin ? Hasretin DIKTIĞI çiçekler yanlış anlaşılmasın
Daha çok Fransız ve italyan şarkı çevirir misin? 😙🤗🪷
Bu ay Fransızcaya doyacaksınız.. 😅
@@icsie Amiinnnn dhxjxjd
Resim kime ait acaba? Çok etkilendim.
🖤
tablonun adını öğrenebilir miyim lütfen??
Daniel F. Gerhartz Water Lilies sanırım?
vaaaaaaayyy beeeeeee mavi kuş
merhaba acaba bu şiiri seslendiren kişi kim? spotifyda neredeyse bütün Annabel lee şiir seslendirmelerini dinledim ama bulamadım nolur yardım edin 😭😭
alchemia nın versiyonuna çok benziyor ama iclal çıkarsa da hiç şaşırmamm
bulunca haber ver lutfen ayni durumdayim🥺🥺
Merhaba şarkıyı yorumlayan kişinin ismi nedir acaba??
bulunca bana da soyle lutfen 🥺🫶🏿
Monica Gil mis
Aklıma the vampire diaries Anabel geldii
kostum geldım
Biliyorum şiir çevirisi yapmıyorsun ama Edgar Allan Poe'nun bu şiirini en azdından dinlersen çok mutlu olurum. th-cam.com/video/Kc0FJanrq84/w-d-xo.html
eflatun gözlerini bir grog kadehinde unuttum
doğum günün kutlu olsun :)
26.09.2022
29.09.2022
05.07.22'
The words of this poem have been translated beautifully. Howeverthis poem should have been sung by a man ,not a woman,even if her voice though was nice .Thank You İclal Dere🌿🥀🍃 ,Beray ÇELEBİ (ayhancelebi's elder daughter)🌿🌷🍃✍ GOODEVENING🌃
🍀🐞🌼
bir saniye geldi mi bu cidden mi
01.07.2022
12.42
İclal nasıl bir şeysin sen
Söyleyen kim
sarkiyi soyleyen sanatcinin adi ne?
ben de onu arıyorum bulamadım spotifyda :D
Monica Gil mis
Seslendiren kim acaba
rez
Monica Gil
Kim seslendiriyor acaba
rez
Monica Gil