İrada ve Ahlak | Dr. Adil Öztekin | Ramazan Çadırı | 22. Bölüm
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 9 ก.พ. 2025
- Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Dua…
O’ndan istemenin adıdır dua.
Onu büyük, kendimizi aciz görmektir dua…
Zamanın ve mekanın ötesine taşan bir yakarıştır…
Kimse duymasa da O’nun duyduğuna iman ettiğimiz sesimizin göğe yükselmesidir…
Dua, ubudiyetin ruhu ve hâlis bir imanın neticesidir…
Dua Allah’a açılan rahmet kapısıdır…
Dua yerde söylenen ama gökte yankılanan mukaddes bir sestir…
Dua söz değil sözün ruhudur, göğe ulaşan da işte bu sözden ziyade bu ruhtur…
Peygamber lisanıyla; Dua ibadetin özüdür/ta kendisidir.
Dua insanın kendisini yaratana karşı acziyetinin ifadesi, teslimiyetinin göstergesi, kulluğunun en açık işaretidir.
Nihayet dua; aşk ve şevkle, iman ve teslimiyetle, bilgi ve hikmetle, irade ve kararlılıkla, cehd ve gayretle gerçekleştirilen samimiyet ve ihlas dolu bir yalvarma, yakarma, niyaz eylemidir.
Dua eden kişi bilir ki; birisi var;
onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli her şeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerim zât var, ona bakar, onu koruyup kollar. Hem onun hadsiz ihtiyaçlarını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def' edebilir bir zâtın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp 'Elhamdülillâhi Rabbi’l-Alemin' der.”
İşte duanın mahiyeti…
Aziz dostlar değerli izleyiciler,
Yeni ve mübarek bir Ramazan gününün bereketli bir iftar vaktinde, Ramazan çadırımızdan merhabalar…
Sözün güzelini dinlemek,Nasibimize düşenleri paylaşmak adına yine birlikteyiz.