Üç telli bağlamasıyla doğuştan çobanım diyen, UNESCO'nun "yaşayan insan hazinesi" ödülüne layık görülen bir mahalli sanatçının hikayesi bu. Samimiyeti, doğallığı, o güzelim yayla havasını her saniye hissettiren bir belgesel. Eğer vaktiniz olursa tavsiye ederim, izleyin, izlettirin. Denizli'nin Çameli ilçesinin Gökçeyaka köyünde doğan Hayri Dev'i, bu ezgilerin peşinden giden Fransız bir araştırmacı Jerome Cler bulur. Hayri Dev 1996'da Avrupa'da etnik müzik festivallerinde birçok konser verir ve 3 telli bağlamasını ve müziğini onlara tanıtır. Birçok öğrenciye ders verir. Bu sırada Kültür Bakanlığının bundan haberi yoktur bile. 1998 yılında ise Jerome Cler bir ekiple köye gelerek bu belgeseli çeker. Belgesel Avrupa'da birçok üniversitede gösterime sunulur. Türkiye'de kaybolmak üzere olan bir gelenek ise Avrupa'da yeniden canlanır. Çok fazla lafı uzatmadan kısaca hikayemiz böyle Hayri Dev'in de dediği gibi "Yaptığımız müzik ormanların ardında kalmasın, herkes duysun dinlesin bu müziği". Sazımızı, sözümüzü, kültürümüzü, ezgilerimizi unutmayan, sanatçılarımızı baş tacı yapan site Alkışlarla Yaşıyorum belgesel kuşağı sunar...
Hayri Dev için neden bu kadar gürültü kopuyor? Bir dağ köyündeki yaşlı bir adam için nedir bu kadar hengame. Dinlediğinizde "bu ne ya" falan da diyebilir, bu seslerdeki orjinalliği anlamıyor olabilirsiniz. Hayri Dev'i özel kılan şey otantik olmasıdır. Yani değişmemiş, izole bir dağ köyünde yüzlerce yıl öncesinden gelen bir kültürü el değmemiş şekilde sunan bir halk sanatçısı olmasıdır Hayri Dev'i özel kılan. Bir diğer deyişle Hayri Dev'i dinlerken 1000 yıl önceki bir ses kaydını dinliyor gibi oluyorsunuz. 1000 yıl önce bu topraklara gelen atalarımızın sesi çınlıyor kulaklarımızda. Özel olan budur ve bu tını Hayri amca göçtüğünde onunla birlikte sonsuzlukta yankılanacak artık. Rahmetli Talip Özkan ve Jerome'a minnet borçluyuz ki bu tınıyı bulup keşfettiler ve bizlere sundular. Ee ne diyelim , nefesin bol olsun goca usta!
ALLAH rahmet eylesin HAYRİ GOCA USTAMIZA DEDEMİZE . Evinde misafir olup ekmeğini yemek , 3 tellisini dinlemek nasip oldu hemşerim dedemin . Birde her Hayri dedemizin videosunun altına saçma sapan yazılar yazan AVRAS YALI , sen nekadar basit leşmiş bir insan türüsün . Yazıların ile dalga geçtiğin HAYRİ DEV senin atalarının da sesi , bunu anlayamıyormusun . O bir kültür taşıyıcısı idi , rahmetli oldu . Hakikatten sana ve insanlığına üzülüyorum . Videoların altına saçma sapan yazılar yazıp , ukalalıklar yapma . Ben ve benim gibiler HAYRİ DEV LERE HER DAİM SAHİP ÇIKARLAR . Biz ATAMIZI , SOYUMUZU , ECDADIMIZI iyi biliriz , tavsiyem sende iyi öğren ve saygıyı da içine ekleyip bu şekilde hayatında insanlara uygula .
Hayri amcaya saygiyla dünya harikası bir denetim iş
Selam olsun cam eline. Hayri dede ye sahip cikalim
Üç telli bağlamasıyla doğuştan çobanım diyen, UNESCO'nun "yaşayan insan hazinesi" ödülüne layık görülen bir mahalli sanatçının hikayesi bu. Samimiyeti, doğallığı, o güzelim yayla havasını her saniye hissettiren bir belgesel. Eğer vaktiniz olursa tavsiye ederim, izleyin, izlettirin.
Denizli'nin Çameli ilçesinin Gökçeyaka köyünde doğan Hayri Dev'i, bu ezgilerin peşinden giden Fransız bir araştırmacı Jerome Cler bulur. Hayri Dev 1996'da Avrupa'da etnik müzik festivallerinde birçok konser verir ve 3 telli bağlamasını ve müziğini onlara tanıtır. Birçok öğrenciye ders verir. Bu sırada Kültür Bakanlığının bundan haberi yoktur bile. 1998 yılında ise Jerome Cler bir ekiple köye gelerek bu belgeseli çeker. Belgesel Avrupa'da birçok üniversitede gösterime sunulur. Türkiye'de kaybolmak üzere olan bir gelenek ise Avrupa'da yeniden canlanır. Çok fazla lafı uzatmadan kısaca hikayemiz böyle Hayri Dev'in de dediği gibi "Yaptığımız müzik ormanların ardında kalmasın, herkes duysun dinlesin bu müziği".
Sazımızı, sözümüzü, kültürümüzü, ezgilerimizi unutmayan, sanatçılarımızı baş tacı yapan site Alkışlarla Yaşıyorum belgesel kuşağı sunar...
Allah rahmet eylesin.:(
çok güzel olmus... Aferin
Doymak ne mümkün
Hayri Dev için neden bu kadar gürültü kopuyor? Bir dağ köyündeki yaşlı bir adam için nedir bu kadar hengame. Dinlediğinizde "bu ne ya" falan da diyebilir, bu seslerdeki orjinalliği anlamıyor olabilirsiniz. Hayri Dev'i özel kılan şey otantik olmasıdır. Yani değişmemiş, izole bir dağ köyünde yüzlerce yıl öncesinden gelen bir kültürü el değmemiş şekilde sunan bir halk sanatçısı olmasıdır Hayri Dev'i özel kılan. Bir diğer deyişle Hayri Dev'i dinlerken 1000 yıl önceki bir ses kaydını dinliyor gibi oluyorsunuz. 1000 yıl önce bu topraklara gelen atalarımızın sesi çınlıyor kulaklarımızda. Özel olan budur ve bu tını Hayri amca göçtüğünde onunla birlikte sonsuzlukta yankılanacak artık. Rahmetli Talip Özkan ve Jerome'a minnet borçluyuz ki bu tınıyı bulup keşfettiler ve bizlere sundular. Ee ne diyelim , nefesin bol olsun goca usta!
Fevkalade tespit çok uzun olmuş
Gülen yüzünü unutmayalım
ALLAH rahmet eylesin HAYRİ GOCA USTAMIZA DEDEMİZE . Evinde misafir olup ekmeğini yemek , 3 tellisini dinlemek nasip oldu hemşerim dedemin . Birde her Hayri dedemizin videosunun altına saçma sapan yazılar yazan AVRAS YALI , sen nekadar basit leşmiş bir insan türüsün . Yazıların ile dalga geçtiğin HAYRİ DEV senin atalarının da sesi , bunu anlayamıyormusun . O bir kültür taşıyıcısı idi , rahmetli oldu . Hakikatten sana ve insanlığına üzülüyorum . Videoların altına saçma sapan yazılar yazıp , ukalalıklar yapma . Ben ve benim gibiler HAYRİ DEV LERE HER DAİM SAHİP ÇIKARLAR . Biz ATAMIZI , SOYUMUZU , ECDADIMIZI iyi biliriz , tavsiyem sende iyi öğren ve saygıyı da içine ekleyip bu şekilde hayatında insanlara uygula .
Nul n'est prophète en son pays.