Kumanda merkezi misali yanlış olmuş haşa Cenabı Hakka mekan vermek olur. Üstad alemi emir demiş ise alemi emirdir. O bu konularda çok hassas davranır. Allahın zatı ile alakalı yerlerde misal verirken dikkat etmek lazım.
Değerli kardeşim, bu misal gayet yerinde bir misaldir. Allah'a mekan izafe edilmiyor. Haşa Allah'ı bir emir komuta merkezine oturma gibi bir şey misalde kast edilmiyor. Allah zatıyla mekandan münezzeh olduğu gibi ilmiyle kudretiyle ve sair sıfatlarıyla her yerdedir. Âlem-i emir Cenab-ı Hakk'ın irade sıfatının tecelli ettiği ve irade sıfatının hakim ve galip olduğu alem, bir nevi irade sıfatının arşıdır denilebilir. Bu alemde bütün kainatta olacak bitecek şeylerin emri ve komutu vardır. Yani bir nevi şu görünen alemin arkasındaki komut alemidir diyebiliriz. Bunu bilgisayardaki yazılımla da örneklendirebiliriz. Mesela programcı, yapacağı programın önce komutlar ve emirler bölümünü tamamlar, sonra işler ve görüntü o komutlara göre hareket eder ve şekiller orada belirtilen komutlar üzerine bina olur. Aynen öyle de, temsilde hata olmasın, kainat da bir programın görünen yüzü gibidir. İradeden gelen alem-i emir de görünmeyen gerçek yüzüdür. Kainattaki bütün kanunlar komut ve emrini irade sıfatının hükümran olduğu bu alemden alıyor. Selam ve dua ile...
@@Nurpenceresi Biz Cenabı Hakkı bize kendini tanıttırdığı iaim ve sıfatlardan biliyoruz. Rabbimiz mekandan münezzeh olduğu gibi isim ve sıfatları da mekandan münezzehtir. İlmi, kudreti, esması, hayatlandırması her an her yerde mevcud; Cenabı Hakkın iradesi, buyurmasıyla binler hikmetlere binaen vücüda çıkar. Her ismin azami mertebesi makamı olduğunu Lemalar esmai sitte risalesinden biliyoruz. Ancak,örnekte hata olduğunu tekrardan söylüyorum. Cenabı Hakkın isim ve sıfatları Zatı gibi mekandan münezzehtir. Üstadın, risalelerde verdiği örneklerin hepsi ama hepsi nassa dayanır; ayet yada hadislerden çıkmadır. Biz kendimiz örnek veririken dar, nakıs kusurlu zihnimizle veremeyiz. Cenabı Hakk Kuranda Kitabı Mübin, İmanı Mübin olarak tasvir etmiş Kaderin yazılmalarını. Üstadda bu isimleri kullanarak risalelerde açıklama yapmıştır. Programlama bilen bir mühendis okarak abimizin verdiği örneği anladım lakin itirazım uygun olmadığına.
@@laylaylom1921 Nasıl bir çocukla konuşulsa, çocukça tabirat istimal edilir. Öyle de: تَنَزُّلَاتٌ اِلٰهِيَّةٌ اِلٰى عُقُولِ الْبَشَرِ denilen, mütekellim üslûbunda muhatabın derecesine sözüyle nüzul edip öyle konuşan esalib-i Kur'aniye, en mütebahhir hükemanın fikirleriyle yetişemediği hakaik-i gamıza-i İlahiye ve esrar-ı Rabbaniyeyi müteşabihat suretinde bir kısım teşbihat ve temsilât ile en ümmi bir âmiye ifham eder. Meselâ: اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوٰى bir temsil ile rububiyet-i İlahiyeyi saltanat misalinde ve âlemin tedbirinde mertebe-i rububiyetini, bir Sultanın taht-ı saltanatında durup icra-yı hükûmet ettiği gibi bir misalde gösteriyor. (Sözler 390.sh - Risale-i Nur)
@@laylaylom1921senin sözleri okurken bu hatırıma geldi. ( Yani, meselâ: Tenzih-i hakikî; onun nazarında, hayvanlar kendi ef'aline hâlık olmasıyla oluyor. Onun için Cenab-ı Hakk'ı tenzih muhabbetinden, Ehl-i Sünnet'in halk-ı ef'al mes'elesinde düsturunu kabul etmiyor. ) Mektubat - 453
![[UNCUT] "บอสณวัฒน์" แฉ! แหล่งซุกเงินแก๊งบอส ขยันผิดที่ไม่กี่ปีก็เข้าคุก l คนดังนั่งเคลียร์ l17ต.ค.67](http://i.ytimg.com/vi/BL56qIfXYZM/mqdefault.jpg)
ALLAH razı olsun. Çok ferahlı bir tefekkür dersi oldu. İşte nurun talebesi. Şimdikiler neden mani olmaya çalışıyorlar.
Allah razı olsun
Ağzına sağlık 👏👏👏👏
Kumanda merkezi misali yanlış olmuş haşa Cenabı Hakka mekan vermek olur. Üstad alemi emir demiş ise alemi emirdir. O bu konularda çok hassas davranır. Allahın zatı ile alakalı yerlerde misal verirken dikkat etmek lazım.
Değerli kardeşim, bu misal gayet yerinde bir misaldir. Allah'a mekan izafe edilmiyor. Haşa Allah'ı bir emir komuta merkezine oturma gibi bir şey misalde kast edilmiyor. Allah zatıyla mekandan münezzeh olduğu gibi ilmiyle kudretiyle ve sair sıfatlarıyla her yerdedir. Âlem-i emir Cenab-ı Hakk'ın irade sıfatının tecelli ettiği ve irade sıfatının hakim ve galip olduğu alem, bir nevi irade sıfatının arşıdır denilebilir. Bu alemde bütün kainatta olacak bitecek şeylerin emri ve komutu vardır. Yani bir nevi şu görünen alemin arkasındaki komut alemidir diyebiliriz. Bunu bilgisayardaki yazılımla da örneklendirebiliriz.
Mesela programcı, yapacağı programın önce komutlar ve emirler bölümünü tamamlar, sonra işler ve görüntü o komutlara göre hareket eder ve şekiller orada belirtilen komutlar üzerine bina olur. Aynen öyle de, temsilde hata olmasın, kainat da bir programın görünen yüzü gibidir. İradeden gelen alem-i emir de görünmeyen gerçek yüzüdür. Kainattaki bütün kanunlar komut ve emrini irade sıfatının hükümran olduğu bu alemden alıyor.
Selam ve dua ile...
@@Nurpenceresi Biz Cenabı Hakkı bize kendini tanıttırdığı iaim ve sıfatlardan biliyoruz. Rabbimiz mekandan münezzeh olduğu gibi isim ve sıfatları da mekandan münezzehtir. İlmi, kudreti, esması, hayatlandırması her an her yerde mevcud; Cenabı Hakkın iradesi, buyurmasıyla binler hikmetlere binaen vücüda çıkar. Her ismin azami mertebesi makamı olduğunu Lemalar esmai sitte risalesinden biliyoruz.
Ancak,örnekte hata olduğunu tekrardan söylüyorum. Cenabı Hakkın isim ve sıfatları Zatı gibi mekandan münezzehtir. Üstadın, risalelerde verdiği örneklerin hepsi ama hepsi nassa dayanır; ayet yada hadislerden çıkmadır. Biz kendimiz örnek veririken dar, nakıs kusurlu zihnimizle veremeyiz.
Cenabı Hakk Kuranda Kitabı Mübin, İmanı Mübin olarak tasvir etmiş Kaderin yazılmalarını. Üstadda bu isimleri kullanarak risalelerde açıklama yapmıştır.
Programlama bilen bir mühendis okarak abimizin verdiği örneği anladım lakin itirazım uygun olmadığına.
@@laylaylom1921 Nasıl bir çocukla konuşulsa, çocukça tabirat istimal edilir. Öyle de:
تَنَزُّلَاتٌ اِلٰهِيَّةٌ اِلٰى عُقُولِ الْبَشَرِ
denilen, mütekellim üslûbunda muhatabın derecesine sözüyle nüzul edip öyle konuşan esalib-i Kur'aniye, en mütebahhir hükemanın fikirleriyle yetişemediği hakaik-i gamıza-i İlahiye ve esrar-ı Rabbaniyeyi müteşabihat suretinde bir kısım teşbihat ve temsilât ile en ümmi bir âmiye ifham eder. Meselâ:
اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوٰى
bir temsil ile rububiyet-i İlahiyeyi saltanat misalinde ve âlemin tedbirinde mertebe-i rububiyetini, bir Sultanın taht-ı saltanatında durup icra-yı hükûmet ettiği gibi bir misalde gösteriyor.
(Sözler 390.sh - Risale-i Nur)
@@laylaylom1921senin sözleri okurken bu hatırıma geldi.
( Yani, meselâ: Tenzih-i hakikî; onun nazarında, hayvanlar kendi ef'aline hâlık olmasıyla oluyor. Onun için Cenab-ı Hakk'ı tenzih muhabbetinden, Ehl-i Sünnet'in halk-ı ef'al mes'elesinde düsturunu kabul etmiyor. )
Mektubat - 453