Fabrikanın patronun olmasının ve bu fabrikada çalışanların fabrikaya asla sahip olamayacak olmasını problem gören Aydemir Hoca çözümü kimseyi fabrika sahibi yapmamakta buluyor. Müthiş.
Komünizmin en büyük sıkıntısı özgürlüklerin olmaması, insanlara ne kadar iyi yaşam şartları sunulsa sunulsun. Özgürlüğün olmadığı ülkede insanlar mutlu olmaz.
emekçi adı üzerinde emek satan kişidir. müşterisi de sermaye sahibidir. müşterilerin sayısı ve elindeki para ne kadar çok olursa satıcı o kadar çok satış yapar ve para kazanır. emek satanlar diğer satıcılardan farklı, korunmaya muhtaç kişiler değildir. lütfen şu işçilere panda ya da kutup ayısı muamelesi yapmayın
KOMİNİZM TEORİDE MÜKEMMEL GİBİ GÖZÜKSE DE PRATİK SÜRDÜREBİLİR DEĞİL. İNSAN DOĞASI, DEĞİŞİME AYAK UYDURMA VS ÇOK SEBEP SAYARSINIZ SONUÇ OLARAK OLMUYOR, YÜRÜMÜYOR
3.25 evet o fabrika birinin bende isterdim benimde olsun zaten buna ulaşmak için çabalayıp duruyoruz. O üç bin işçiden üç kişi bir araya gelip bir iş kurmayı bile beceremezler. Becerenler de o sövdüğün kapitalist oluyor boomer
Cem Toker: Yalnız size kötü bir haberim var. Geçen sene Küba Anayasasında değişiklik yapılarak özel mülkiyete izin verilmeye başlandı. Yani son kale de gidiyor.
Güler beyfendi maksimum komünizm zekasıyla ne bilecek sermayenin ve özgürlüğün önemini. Bilse zaten modası geçmiş saplantılarından kurtulurdu. Bu komünizm zekası karşısında sabrı taşmayan sayın Toker'i kutlarım.
Bunu tartışmak aşırı zor. Emek yoğun bir ülkede işçilerin değeri fazla olmaz ama sermaye yoğun ülkelere baktığımızda işçilerin ve ustaların değeri daha yüksek olabilir. Bunu tartışmak için ülkenin ekonomilerine bakmak lazım. Amerikada bir işçi en azından rahatça geçinebiliyorken Türkiyede bir işçi 2 işte çalışmak zorunda kalabiliyor.
Bunun sebebi ABD'nin kuruluşundan beri gelen özgürlükçü piyasa politikalarıdır. Türkiye'de piyasa ekonomisinin uygulandığı 1950-1960, 1980-1990, 2002-2011 dönemlerine bakarsak yükselişimizin ne kadar belirgin olduğu bariz.
Ben turkiyede ne kadar is adami denilen insanla tanıştıysam andaval. Altında mimar muhendis profesörler çalışıyor. Adam 2x2 kac eder bilmiyor. Sermayesi var (nerdense artik) isin basinda bile durmuyor. Kucuk işletmelerde genelde bu durumdan bunalıp şunu yapacağım diyen kisilerin izlerini görebilirsiniz. Sunu da demeden gecmeyelim (COK PARA HARAMSIZ COK LAF YALANSIZ OLMAZ) YUNUS EMRE!!
15:30 'da eğitimde fırsat eşitliğine inanırım diyor ama üniversiteyi imtiyaz olarak tanımlıyor. Bu nasıl bir tutarsızlık toker başkan. Zaten fırsat eşitliğinin kaybedilmesi daha burada başlıyor. Ben sırf ailem diye hatalarından sorumlu olmak zorunda mıyım? Onlar beni iyi bir dershaneye gönderemiyor diye kötü bir ilkokul ve kötü bir lise öğrenimi almak zorunda mıyım? Bunların getirdiği adaletsiz rekabetle üniversite sınavına girmek zorunda mıydım? Elin oğlu sırf babasında para var diye en iyi eğitimi görme hakkını elde etmeli mi? Kimse başkalarının hatalarından veya başarılarından muzdarip olmamalı. Eşit bir eğitim olmadan, eşit bir adalet olmadan, fırsat eşitliği olmadan liberalizm olmaz. Liberalizmin temelinde adalet vardır diyen sizlersiniz. Ne olur eğitim için, üniversite için imtiyaz demeyin. Bizim, batıda olduğu gibi nesillere yayılmış adaletsiz hantal bir gelişmeye zamanımız yok.
Hocam şu var,ihtiyaç olan iş gücü için meslek lisesi yeterli ancak üniversitede bilim üzerine çalışması gereken insanlar olmalıdır.Ancak istatistik okuyorum ,adam ana baba zoru istatistik okuyor ve 4.sınıf adam ortalama(ilkokulda öğretilen toplam/nesne sayısı) hesaplayamıyor.Bu sistemlerin hatası,eğitimin yozlaşmasından kaynaklıdır.
@@denizbalc8685 ben zaten herkes üniversite okumalıdır demiyorum ki üniversiteye gitmek için dersaneye ona buna para dökme ihtiyacının olmasının fırsat eşitliğini bozduğunu söylüyorum. Özel üniversitelerin de öğrencilerden değil, yatırımcılardan para alması gerektiğini söylüyorum. Yoksa bilim yapabilmek için zeki insanların bi yüz yıl sınıf engelini aşması gerekir. Buluşları biz değil de ancak torunlarımız yapabilir. Bana kalırsa bu büyük bir zaman israfı. Liberalizm'de israfı sevmez.
@@abdulkadirkaradongel Benim anladığım, liberalizmde eğitim belirli bir sınıfın elinde oluyor. Çünkü paran yoksa yüksek öğretim görmen imkansız gibi bir şey. Bu da zamanla sınıflar arasındaki eğitimi düzeyi farkını çok açacaktir. Yani yine tabakalaşmış bir toplum oluşacaktır. Bu dediklerim sizce doğru mu? Yoksa liberalizmin eğitime baķış açısı daha mi farkli?
@@RomaliEkonomist temel ilk 8 sene ücretsiz, o zamanlarda devlet tarafından burslandırılacak, ondan sonra başarılı olanlara okullar kendisi burs vs alacak. Okullar başarılı insanı zaten ister. Yani eğitimli tabaka, daha doğrusu eğitime zorlanan tabaka ilk yıllarda illaki olacak. Ama onlara katılmak için illa bir soyada gerekmeyecek. Ve para basıp üniversitede adam gibi okuyamayan zaten iş konusunda sıkıntı çeker, aile şirketini ise uzun vadede batırır bu gelenek. Ancak esnek fikirler ile eğitim daha da fonlanabilir. Vakıflar da vergiye muaf tutulacak mesela, ve vakıflara verilen bağışlar vergiden de düşecek olmasını hesaba katarsak burs olayı yaygınlaşacak. Mərkəzi burs sınavı olmaması ise paranın yolsuzluğunu engelleyecek.
@@ethemcangirgin1335 Tamam ama zaten şu an özel üniversitelerin burslu öğrenci kotasi yüzde 5 ile 10 arasinda ve devlet desteğiyle bu oranlar bu seviyede böyle tutuluyor. Yani en iyi ihtimalde bile yüzde 10luk bir alt tabakadan kesim yükseköğretim şansına erişebilecek. Yani fakirin, babasi zengin olanla ayni siralarda oturabilmesi için çok fazla bir çaba göstermesi gerekecek (bir dersten kalinca bile bursu etkilenecek misal). Ne diyorsun bu işe, doğru mu?
Paraya veya zengin ailelere düşman olup kıskanmaya gerek yok onların dedeleri çok çalışmış babaları çok çalışmış ve onlara bırakmışlar senınde baban deden çalışsaydı iş yapsaydı sende zengin olsaydın o senin problemin ayrıca zenginlere ağlamak yerine azıcık ağlamayı bırakıp zenginleşmek icin neler yapabilirim diye düşünsen senınde belkı çoçukların torunların o zenginlik içinde yaşar paraya düşman oldukca böyle demagoji yapıp emekçi hakkı cart curt dedikce afganistandan ileri gidemeyiz
Fabrikanın patronun olmasının ve bu fabrikada çalışanların fabrikaya asla sahip olamayacak olmasını problem gören Aydemir Hoca çözümü kimseyi fabrika sahibi yapmamakta buluyor. Müthiş.
16 yaşlarımda komünizme bir hayranlığım vardı. Cahilmişim, Cem Toker, Gültekin Tırpancı sayesinde fikirlerim değişti. Teşekkür ederim Cem Toker
Aynen benimde öyle
16 yaşında da liberaldik 86 yaşında da oluruz. Liberalizm z kuşağıyla birlikte yükseliyor.
Gençleştim resmen
Bende teşekkür ederim Cem Toker ve Besim tibuk a
O değil de akp Li bir trol olmayınca nasıl sakin kaliteli bir tartışma oluyor bağırış çağırış olmadan tam tersi fikirler savunulduğu halde.
Komünizmin en büyük sıkıntısı özgürlüklerin olmaması, insanlara ne kadar iyi yaşam şartları sunulsa sunulsun. Özgürlüğün olmadığı ülkede insanlar mutlu olmaz.
insanlara iyi yaşam şartları sunulmuyor boşş
emekçi adı üzerinde emek satan kişidir. müşterisi de sermaye sahibidir. müşterilerin sayısı ve elindeki para ne kadar çok olursa satıcı o kadar çok satış yapar ve para kazanır. emek satanlar diğer satıcılardan farklı, korunmaya muhtaç kişiler değildir. lütfen şu işçilere panda ya da kutup ayısı muamelesi yapmayın
Önemli olan emekcinin önce kendi emeğine değer vermesidir.
Cem Bey, 4 tane sosyalist/komünist şahsa karşı mükemmel bir resital sunmuş.
Aydemir.Bey iyi güldürdü sağolsun
Cem Toker'e Allah sabır versin.
Komunizm, emek romantizmidir.
Cem Abi Kübalı vatandaş ile röportajı bekliyoruz
KOMİNİZM TEORİDE MÜKEMMEL GİBİ GÖZÜKSE DE PRATİK SÜRDÜREBİLİR DEĞİL. İNSAN DOĞASI, DEĞİŞİME AYAK UYDURMA VS ÇOK SEBEP SAYARSINIZ SONUÇ OLARAK OLMUYOR, YÜRÜMÜYOR
Bence tartışma lüzumsuz 21. Yüzyılda kominizm nedir arkadaş taş devri gibi bişey kominizm
3.25 evet o fabrika birinin bende isterdim benimde olsun zaten buna ulaşmak için çabalayıp duruyoruz. O üç bin işçiden üç kişi bir araya gelip bir iş kurmayı bile beceremezler. Becerenler de o sövdüğün kapitalist oluyor boomer
Sovdugu kapitalistler sayesinde sermaye artıyor zenginlik artıyor ve en fakir bile zenginleşiyor
8:42 sunucu laf sokmaya çalışıyor ama duvarın örülme sebeblerinin tam tersi olduğunu unutuyor. üstüne lafı yiyince yüz ifadesi 180 derece değişiyor.
Cem Toker: Yalnız size kötü bir haberim var. Geçen sene Küba Anayasasında değişiklik yapılarak özel mülkiyete izin verilmeye başlandı. Yani son kale de gidiyor.
küba’lı abi ile röportaj nerde ya
2:26 Örnek olarak Simit sarayı.
Güler beyfendi maksimum komünizm zekasıyla ne bilecek sermayenin ve özgürlüğün önemini. Bilse zaten modası geçmiş saplantılarından kurtulurdu. Bu komünizm zekası karşısında sabrı taşmayan sayın Toker'i kutlarım.
1958 de küba da devrim olmadan önce küba turkiye den daha refah bir ülkeydi.bugünkü hali icler acısı.
Dünya siralamasinda hemde 6 sirada
Sovyetler birliği bizzat kendi sistemini devam ettirememiş ve başarısızlığını kabul etmiş ama bizimkiler hala ikna olmadı
8:41 Özlem Gürses’in akıllı biri olduğunu düşünüyorum ama anlık yorumlarda mantık bağlamı kuramayan bir gerizekalı gibi davrandığını inkar edemem.
Cem Abim Ulti atmış direkt.
Bunu tartışmak aşırı zor. Emek yoğun bir ülkede işçilerin değeri fazla olmaz ama sermaye yoğun ülkelere baktığımızda işçilerin ve ustaların değeri daha yüksek olabilir. Bunu tartışmak için ülkenin ekonomilerine bakmak lazım. Amerikada bir işçi en azından rahatça geçinebiliyorken Türkiyede bir işçi 2 işte çalışmak zorunda kalabiliyor.
Bunun sebebi ABD'nin kuruluşundan beri gelen özgürlükçü piyasa politikalarıdır.
Türkiye'de piyasa ekonomisinin uygulandığı 1950-1960, 1980-1990, 2002-2011 dönemlerine bakarsak yükselişimizin ne kadar belirgin olduğu bariz.
Aydemir Güler sorulara cevap veremiyor
Ben turkiyede ne kadar is adami denilen insanla tanıştıysam andaval. Altında mimar muhendis profesörler çalışıyor. Adam 2x2 kac eder bilmiyor. Sermayesi var (nerdense artik) isin basinda bile durmuyor. Kucuk işletmelerde genelde bu durumdan bunalıp şunu yapacağım diyen kisilerin izlerini görebilirsiniz.
Sunu da demeden gecmeyelim
(COK PARA HARAMSIZ COK LAF YALANSIZ OLMAZ) YUNUS EMRE!!
İyide Küba Komünist değil ve serbest piyasa diye birşey yok : )
15:30 'da eğitimde fırsat eşitliğine inanırım diyor ama üniversiteyi imtiyaz olarak tanımlıyor. Bu nasıl bir tutarsızlık toker başkan. Zaten fırsat eşitliğinin kaybedilmesi daha burada başlıyor. Ben sırf ailem diye hatalarından sorumlu olmak zorunda mıyım? Onlar beni iyi bir dershaneye gönderemiyor diye kötü bir ilkokul ve kötü bir lise öğrenimi almak zorunda mıyım? Bunların getirdiği adaletsiz rekabetle üniversite sınavına girmek zorunda mıydım? Elin oğlu sırf babasında para var diye en iyi eğitimi görme hakkını elde etmeli mi? Kimse başkalarının hatalarından veya başarılarından muzdarip olmamalı. Eşit bir eğitim olmadan, eşit bir adalet olmadan, fırsat eşitliği olmadan liberalizm olmaz. Liberalizmin temelinde adalet vardır diyen sizlersiniz. Ne olur eğitim için, üniversite için imtiyaz demeyin. Bizim, batıda olduğu gibi nesillere yayılmış adaletsiz hantal bir gelişmeye zamanımız yok.
Hocam şu var,ihtiyaç olan iş gücü için meslek lisesi yeterli ancak üniversitede bilim üzerine çalışması gereken insanlar olmalıdır.Ancak istatistik okuyorum ,adam ana baba zoru istatistik okuyor ve 4.sınıf adam ortalama(ilkokulda öğretilen toplam/nesne sayısı) hesaplayamıyor.Bu sistemlerin hatası,eğitimin yozlaşmasından kaynaklıdır.
@@denizbalc8685 ben zaten herkes üniversite okumalıdır demiyorum ki üniversiteye gitmek için dersaneye ona buna para dökme ihtiyacının olmasının fırsat eşitliğini bozduğunu söylüyorum. Özel üniversitelerin de öğrencilerden değil, yatırımcılardan para alması gerektiğini söylüyorum. Yoksa bilim yapabilmek için zeki insanların bi yüz yıl sınıf engelini aşması gerekir. Buluşları biz değil de ancak torunlarımız yapabilir. Bana kalırsa bu büyük bir zaman israfı. Liberalizm'de israfı sevmez.
@@abdulkadirkaradongel Benim anladığım, liberalizmde eğitim belirli bir sınıfın elinde oluyor. Çünkü paran yoksa yüksek öğretim görmen imkansız gibi bir şey. Bu da zamanla sınıflar arasındaki eğitimi düzeyi farkını çok açacaktir. Yani yine tabakalaşmış bir toplum oluşacaktır.
Bu dediklerim sizce doğru mu? Yoksa liberalizmin eğitime baķış açısı daha mi farkli?
@@RomaliEkonomist temel ilk 8 sene ücretsiz, o zamanlarda devlet tarafından burslandırılacak, ondan sonra başarılı olanlara okullar kendisi burs vs alacak. Okullar başarılı insanı zaten ister. Yani eğitimli tabaka, daha doğrusu eğitime zorlanan tabaka ilk yıllarda illaki olacak. Ama onlara katılmak için illa bir soyada gerekmeyecek. Ve para basıp üniversitede adam gibi okuyamayan zaten iş konusunda sıkıntı çeker, aile şirketini ise uzun vadede batırır bu gelenek. Ancak esnek fikirler ile eğitim daha da fonlanabilir. Vakıflar da vergiye muaf tutulacak mesela, ve vakıflara verilen bağışlar vergiden de düşecek olmasını hesaba katarsak burs olayı yaygınlaşacak. Mərkəzi burs sınavı olmaması ise paranın yolsuzluğunu engelleyecek.
@@ethemcangirgin1335 Tamam ama zaten şu an özel üniversitelerin burslu öğrenci kotasi yüzde 5 ile 10 arasinda ve devlet desteğiyle bu oranlar bu seviyede böyle tutuluyor. Yani en iyi ihtimalde bile yüzde 10luk bir alt tabakadan kesim yükseköğretim şansına erişebilecek. Yani fakirin, babasi zengin olanla ayni siralarda oturabilmesi için çok fazla bir çaba göstermesi gerekecek (bir dersten kalinca bile bursu etkilenecek misal). Ne diyorsun bu işe, doğru mu?
komunizim boş sağlık sisteminin bedava olduğu liberalizm daha iyi ama sadece sağlık devlette
Paraya veya zengin ailelere düşman olup kıskanmaya gerek yok onların dedeleri çok çalışmış babaları çok çalışmış ve onlara bırakmışlar senınde baban deden çalışsaydı iş yapsaydı sende zengin olsaydın o senin problemin ayrıca zenginlere ağlamak yerine azıcık ağlamayı bırakıp zenginleşmek icin neler yapabilirim diye düşünsen senınde belkı çoçukların torunların o zenginlik içinde yaşar paraya düşman oldukca böyle demagoji yapıp emekçi hakkı cart curt dedikce afganistandan ileri gidemeyiz