MUCİZENİN İÇİNDEYİZ
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 25 ต.ค. 2024
- KENDİNİ BİLMEK VAROLUŞ SIRRI kitabı satın almak için instagram gama kuantum.sufi akademi adresinden sipariş verebilirsiniz. Geliri ihtiyaç sahipleri içindir.
Kişi beden algısında bir gözlemci, bir benlik olarak bulunup öze teslim olmadığı sürece, kendi bilincine göre şekil alan enerji alemi, ona katı madde algısında görünmeye devam edecektir. Kişi çokluk algısında, beden bilincinde, ikilikte kalmaya devam edecektir. Bu durum yani ikilik algısı, kişiye cehennemi yaşatır. Ancak teslim olup uyanışı yaşayan, öze ulaşan, yani ölmeden evvel ölen bu dünyada iken görünenin ardındaki hakikati görebilecektir. Böylece hem kendini hem de evrenin sırlarını bilecektir.
Bu eser; bu bilişin hem metafizik şahitlikle hem kuantum fiziğinden örneklerle hem de tasavvufi açıdan dile getirme, idraklere anlaşılır kılma çabasıdır. Kuantum fiziğinde yapılan çift yarık deneyinde gözlemcinin gözlemlenene tesirinin ispatlanmış olduğunu biliyoruz. Hatta ortamda gözlemci yokken dalga/ışık şeklinde ilerleyen moleküllerin, dalga deseni bıraktığını; ortama bir gözlemci eklendiğinde parçacık/madde halini alarak parçacık deseni oluşturduğunu biliyoruz. Daha da ötesi madde dediğimiz algının ardında gözlemlendiğini bilerek değişip dönüşen bir bilinç olduğunu biliyoruz. Biz dahi bir enerji alanı olarak etrafımızdaki bilinçlere/insanlara göre değişip dönüşebiliyoruz. Örneğin kişide değersizlik duygusu yoğunsa siz ister istemez hatta farkında dahi olmadan ona bu duygusunu bir ayna gibi söz ve davranışlarınızla yansıtırsınız. Siz normal davransanız bile o kişi sizin söz ve eylemlerinizden kendindeki kodlardan dolayı bu değersizliği kendinden kendine okuyacaktır. Hakikati bilmediği için sizi suçlayacaktır. Bazı kişiler sizi komik buluyorsa siz de buna inanmışsanız onlarla bir araya geldiğinizde hemen o frekansa uyumlu davranışlarda bulursunuz kendinizi. Bu kendiliğinden olur. Karşılıklı etkilenme “ayna nöronlarla” ve “duygu nöronlarla” açıklanabilir.
Uyanışta yaşadığım nice şahitliğin bilimsel, terimsel karşılığını kuantum fiziğinde hazır buldum. Ve bu okumanın batından ve zahirden olduğunu anladım.
Uyanışta; zahir batın birlenir, rüyalar ve yaşam birlenir kişi şu ayeti yaşar:
“Biz afakta/dışarıda ve enfüste/içeride/kendi nefislerinde ayetlerimizi/işaretlerimizi onlara göstereceğiz. Nihayet onun hak olduğu şüphesiz kendileri için de apaçık meydana çıkacaktır. Rabbinin her şeye hakkıyla şahit olması sana kâfi değil mi?” (Fussilet 53. Ayet)
Kuantum fiziğinde gözlemci ve gözlemlenenin birliği artık bilinmektedir. Uyanan kişi de der ki: “dışarıda başkası yok. Biriz.”
Kişi teslim olup hiçliğini yaşadığı anda, birlik bilincine ulaştığında, o süreçte artık gözlemci konumunda olmuyor. O gözlemci olursa, bir de gözlemlenen gerek ki bu yine ikilik alemidir, beden/zihin algısına aittir. Gözlemci ve gözlemlenen birlendiğinde seyir; kendinden kendine olmaktadır. Özün tüm seyri kendinden kendinedir. Bunu metafizik olarak şu deneyimlerle açıklayabiliriz; elinize bir kitap alırsınız yahut bir video dinlersiniz kitap o an size göre anda tekrar yazılır, video o an anda size cevap verir, size sizi yansıtır. Eşyaların zikri duyulur. Bu, her şeyin canlı ve bilinçli olduğu birlik bilincini, tevhidi, perdelerin kalkmasıyla mucizevi bir şekilde müşahede etmektir.
Nasıl ki kuantum fiziğinde kesinliği, güvenirliliği defalarca ispatlanmış olan çift yarık deneyinde, ortamda gözlemci yokken dalga olarak ilerleyen / dalga deseni bırakan moleküller; ortama gözlemci eklendiğinde, gözlemlendiğini bilip hemen parçacık halini alıyor ve ekranda parçacık modeli bırakıyorsa bu durum aynı şekilde bizim dünyamızın varlık/madde algılayışımızın temelini oluşturur. Deneyde gözlemci yokken sonuç moleküllerin oluşturduğu dalga desenidir. Ortama gözlemci eklendiğinde sonuç parçacık desenidir. İşte benlik/algısını gözlemci kimliğini bırakıp öze teslim olup hiçliğini bilenin ulaştığı sonuç da bir, tek, bütün bir enerji okyanusudur ki tüm enerjilerin kaynağı tektir, hepsi kaynaktan gelir kaynağa gider ve kişi algısını deneyimleyen saf bilinç, o kaynağı arş-ı alada uyanışta şahitlikle/görerek/yükselip öze şahit olarak bilir, birlik bilincine ulaşır, birlenir.
Teşekkür ediyorum🤲🤲🌹🌹
çoki çinden ayağime sağlik 🇹🇷🐾
Yorumlarınız çok güzel
fakr kariyb muhacir hiç-i Muhammed ümmeti abı-ı Abidin.
Allâh sizin gibi eş nasip etsin biz kula.
Allâh ilmini ömrünü bereketli kılsın
Allah razı olsun ❤
hocam sayenizde ruhum rahatlıyor Allah sizden razı olsun
Çok tesekkürler,ilminize sağlik,yıllardır öğrendiklerimin bir özetiydi anlattıklarınız..❤
Teşekkür ediyorum
Teşekkürler
☝️
**Sizden ricam, bu yazıyı sonuna kadar okumanız.**
Biliyorum, yazım uzun ama detaylı bir şekilde yazdım.”
Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj evrenseldir; bu mesaj, İslam’dır. Bütün Elçilerin ilettiği hakikat aynıdır, çünkü Allah her şeyi belli bir yasa ve düzenle yaratmıştır. İlk insandan kıyamete kadar tüm insanlar için bu ilahi yasalar değişmez. Bu, Allah’ın kaderidir.
Peki, kaderimiz bizim irademiz midir? Eğer Allah, insanın kaderini baştan belirlemiş olsaydı, insan için bir sınav söz konusu olmaz ve sorumluluk da ortadan kalkardı. Böyle bir durumda cennet ve cehennemin anlamı kalmazdı.
Bu yüzden yüce Allah, insanın nereli olduğuna veya nerede doğduğuna değil, nasıl bir insan olduğuna bakar. Önemli olan yalnızca Allah’a kulluk etmektir. İyi bir insan olmak; adaletli, vicdanlı, merhametli, yardımsever, ahlaklı ve dürüst olmak, salih ameller işlemektir. Bu erdemlere sahip olan herkes, nerede doğarsa doğsun, hem Müslüman olur hem de cennete girer.
**Rum Suresi 30. ayet **
“Sen yüzünü, Allah’ı birleyici olarak dine, Allah’ın insanları yaratışına uygun olan fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında hiçbir değişiklik yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
O zaman şu soruyu size sormak lazım? Diyanete, ilahiyatçı profesörlere, tarikatçılara ve TV kanallarında çıkan yalnız kovboy ilahiyatçı profesörlere , kendisini hacı hoca zannedenlere.
Siz bu ülkelerde doğsaydınız , hangi dine mensup olurdunuz?
Hindistan, Çinde, Rusyada, Avrupada veya başka ülkelerde doğan çocukların ne günahı var, bu onların kendi seçimleri değil,
yani kendilerine Müslüman ismi veren ülkelerde doğan insanlar şanslı , Müslüman oluyor,
öbür ülkelerden doğan şansız, kafir oluyor ?
Bu mu din?
Yok böyle bir din , yüce Allah'ın katında.
Bu Allah'ın yasasına aykırıdır.
Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir. Sadece O’na kulluk etmektir.
Hadisleri ve rivayetleri kabul etmemek, asla hayatın içine koymamak.
Mezhepsiz olmak, tarikat, cemaat ve diyanetten; uydurulmuş dinlerden uzak durmaktır. İşte gerçek Müslümanlık budur.
Allah’ın ilk insandan kıyamete kadar tüm insanlığa gönderdiği mesaj evrenseldir; bu mesaj, İslam’dır.
Yusuf Suresi 101. ayette!
“Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Dünyada ve ahirette benim velim sensin! Canımı Müslüman olarak al ve beni salihlere kat.”
Demekki!
Müslüman demek, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak demektir.
İhlas! Demek? dini, sadece Allah’a has kılmaktır çünkü dinin sahibi Allah’tır.
Allah hiçbir kimseye müdahale etmez. Çünkü insanoğlu özgür bir varlıktır. Her şey bizim elimizde; ya bu dünyayı cennete ya da cehenneme çeviririz. Faturayı Allah’a değil, faturayı kendimize kesmeliyiz.
Melek de şeytan da insanın kendisidir!
Meleklik, insanın içinde bulunan masumiyet ve takva tarafını temsil eder. O, bizim pozitif yönümüzdür.
Adaletli, merhametli, ahlaklı , dürüst, vicdanlı olan insani yönümüzdür,
Şeytan, bizim herkesten sakladığımız "karanlık yüzümüz", şuur altımız, hayvani yönümüzdür. Nefsimizin kötülüğü emreden tarafıdır. Bu nedenle, şeytanınızı iyi tanıyın.
Eğer Allah şeytanı insanın başına musallat etseydi, onu yenmemiz imkânsız olurdu. Suçlu olan şeytan olurdu, çünkü kötülüklere bizi o sürüklemiş olurdu. Bu durumda herkes cennete giderdi. Peki, o zaman cennet ve cehennem neden var? Baki olan yalnızca Allah’tır. “Her nefis ölümü tadacaktır”
diyen Allah”
şeytanın kıyamete kadar ölümsüz olması mümkün değildir.
Bu Allah’ın yasasına aykırıdır,
Şeytan da insanın da kendisidir.
Son Söz:
Unutmayın ki, her nefis ölümü tadacaktır. Baki olan yalnızca Allah’tır. Şeytan ve insan, aslında kendisidir. Kendimizi tanıyalım, doğru yolda ilerleyelim.
👏🧿🤗⭐🌷
🙏🙏🙏🙏🙏❤❤❤❤❤
🙏🏻🙏🏻🙏🏻🙏🏻❤️
🐦🌹💜
🌈
Peki bunu nasıl başaracağız ne yaparsak ulaşırız
Uyanış sergüzeştinin de yer aldığı "la ilahe illallah" hakikatini metafizik bilimsel ve tasavvufi olarak 3 koldan anlattığımız, KENDİNİ BİLMEK VAROLUŞ SIRRI kitabını alabilirsiniz. Satın alma linkinin instagramdan ulaşıp alabilirsiniz: instagram: gama.kuantum.sufi.akademi yakında tüm kitapçılardan sipariş verebilirsiniz. Geliri ihtiyaç sahipleri içindir.
Hocam Yaradan bizi zihninde mi var etmiştir ? Tasavvufta Zatından Zatına tecelli etti deniliyor ama o ne demek tam anlayamadım. Yardımcı olursanız sevinirim 😊🙏
Allah'ın ilminde var olmak... Allahın tecellisi ile Hakk aşikar oldu. Ayette zahir batın Allah'tır bilgisi vardır. Madde manadan zuhur etti. Hakikatte birdir. Vahdette kesret kesrette vahdet mührü vardır.
İnstagram:gama.kuantum.sufi.akademi
Ordan ulaşabilirsiniz. Ücretsiz uyanış sohbetleri için telegram linki alabilirsiniz.
Hayırlı olsun inşallah
Lailaheillallah nedir açıklayabilirseniz.